Emsal Mahkeme Kararı İzmir 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/620 E. 2021/908 K. 16.11.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İZMİR
4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/620 ESAS
KARAR NO : 2021/908 KARAR

DAVA : Tazminat (Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 27/10/2020
KARAR TARİHİ : 16/11/2021

Mahkememizde görülen Tazminat (Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılamasının sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; … A.Ş. ile … direktörlüğündeki …. arasında gerçekleşen bir dizi görüşme neticesinde, ‘Sanat Nerede’ ve ‘…’ adlı projelerin aplikasyonlarının ve internet sitelerinin … tarafından hazırlanması ve gerekli bilişim işlemlerinin tamamlanması hususunda anlaşmaya varıldığını ve 20.11.2019 tarihinde gizlilik sözleşmesi imzalandığını, …’nun, … adına işi kabul ettiğini ve çalışmaya başlandığını,
Her iki taraf açısından da sonradan anlaşmazlığa düşmeye mahal verilmeyecek şekilde anlaşma sağlandığı, Akabinde davacı taraf proje için gerekli yatırımlarını yapıldığı, bütçesini belirlendiği, şirketin çalışma programını bu anlaşmaya göre ayarladığı, projenin fikir sahibi İdil Berk, projenin ayrıntılı çalışma, denetim ve özen gerektirmesi sebebi ile günlük proje denetiminin yapılabilmesi ve çalışmanın daha sağlıklı işleyebilmesi için Ankara’dan İzmir’e taşındığı, teknik eksiklik ve hatalar içerse de ‘Sanat Nerede’ projesi tamamlanıp davacıya teslim edilmiş olduğu,’Sanat Nerede’ projesinin teslimi ve ‘…’ın’ da en kısa sürede teslimi sözü verilmesi üzerine ‘Sanat Nerede’ aplikasyonu faaliyete geçirilmiştir. Bunun için gerekli yatırım bütçeleri ayrılmış, İstanbul’da resimlerin saklanacağı bir depo kiralanmış ve resimlerin fotoğraflanması, koordine edilmesi, satışlarının faturalandırılması için bir kişi işe alınmış ve ‘…’ın davalı tarafından tamamlanması ve teslimi beklenilmeye başlandığı,
Davalı taraf projenin ikinci ve en önemli kısmı olan ‘…’ için çalışmalara çeşitli gerekçeler ile bir türlü başlamamıştır. Sonrasında davalı … tarafından ”…fiyat değişiklikleri yapmak istemezdim fakat projenin hakkını vermek için önyüz kodlaması ve yazılım kısmını farklı arkadaşlarımızın yapması gerekiyor” şeklinde beyanla davalı tarafa mesaj atılmış ve fiyatta revizeye gidilmesi talep edilmiştir. Büyük bir fiyat farkıyla karşılaşan vekil eden, böyle bir değişikliğin kabul edilebilir olmadığını dile getirmiştir Son yapılan bu teklif davacı şirket tarafından kabul edilmiş ve fiyat üzerinde anlaşılmıştır. Davacı şirketin işin zamanında ve eksiksiz bitirilebilmesi amacıyla bu proje için ayırdığı bütçenin çok üzerinde bir fiyatı kabul etmesine karşılık olarak davalı taraf üzerine düşen sorumluluğu bir türlü yerine getirememiş olduğu,
Davacı … A.Ş.; ‘Sanat Nerede’ ve ‘…’ projeleri için gerekli hazırlıklarını yaptığı, projeler için yüklü bir miktar bütçe ayırdığı, ve davalı … direktörlüğündeki … ile güven çerçevesi içinde anlaştığı, Ancak davalı taraf, son anda iş tamamlamadığı Davalı tarafın, ‘…’ projesi için en başında yapılan anlaşma şartlarını kabul edip sonradan anlaşmadan dönmesinin haksız olduğu, davalı tarafın; sözleşmeden doğan sorumluluklarını yerine getirmemesi, sözleşmeyi yok sayması ve davaya konu olan işi yerine getirmemesi nedeniyle, davacının uğradığı zararların 1.000-TL tazminatın davalıdan tahsilini dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili, cevap dilekçesinde özetle; Davalı ile davacı arasında ihtilafa konu herhangi bir eser sözleşmesi kurulmamış olduğu, Davalının kurucusu olduğu … dijital tasarım ve web tasarımı hizmetleri veren yerel bir küçük işletme olduğu, Davacı şirket ile ilk teması internet sitesi ve sosyal medya danışmanlığı ve aracılığı yaptığını ,
Davacı şirket adına davalı ile görüşmeleri yürüten … ile tarafların sadece “Sanat Nerede” projesi üzerine görüşmeler yürüttükleri, görüşmelerin ardından 20/11/2019 tarihinde taraflar arasında “Yazılım Geliştirme Hizmet Sözleşmesi” akdedildiği ve Sanat Nerede programının dava tarafından hazırlanıp süresi içerisinde davacıya teslim edildiği, Hâlihazırda Sanat Nerede projesinin tamamlandığı ve teslim edildiği karşı yanın da kabulünde olduğu, Davacı yan, “…” projesi için davalı ile web tasarım sözleşmesi yapıldığını ve müvekkilin işbu sözleşmeyi haksız olarak feshettiğini ve bu nedenle davacı şirketin zarara uğradığını iddia ederek davacı şirket lehine müspet zararların tazmini istemli işbu davayı ikame etmiş olsa da davacı yanın kurulmamış bir sözleşme için haksız fesihini iddia ettiği, bunun kabulünün mümkün olmadığı, Taraflar Arasında “…” Projesine İlişkin Bir Sözleşme kurulmadığı, Davacı tarafından “…” projesine ilişkin yapılması talep edilen proje içeriği davalıya bildirildiği, ancak bir sözleşme ilişkisi kurulmadığı, Davanın iki tarafa borç yükleyen sözleşmelerden kaynaklandığından edimini yerine getirmeyen davacının davalıdan bir tazminat yahut alacak talep etmesi mümkün değildir. Nitekim taraflar arasında ilkin “Sanat Nerede” projesi için kurulan sözleşme uyarınca iş sahibi davalıya %50 peşin ücret yatırmış ve davalının bunun üzerine çalışmalarına başladığı …” projesi için davacı tarafından müvekkile yapılan bir %50 peşin ücret ödemesi bulunmadığı taraflar arasında anlaşma sağlanmadığını, Taraflar arasında sonlandırılacak bir sözleşme bulunmadığı, sözleşmenin feshinden bahsedilmesi hukuken mümkün olmadığı“…” projesi için taraflar, sözleşmenin esaslı unsuru olan bedel üzerinde anlaşamadığından taraflar arasında kurulmuş bir eser sözleşmesi bulunmadığı Davacının dava dilekçesinde tutarsız ifadelerde bulunduğu, afaki taleplerinin kabul edilebilir olmadığının, davacının talepleri hukuki dayanaktan yoksun olup kötü niyetli olduğu, afaki rakamlar üzerinden taleplerde bulunmaları da bu yaklaşımın göstergesi olduğunu beyan ettiği ve davanın reddini savunduğu anlaşılmıştır.
DELİLLER VE GEREKÇE:
Dava; Eser sözleşmesinden kaynaklanan maddi tazminat davasıdır.
İzmir Ticaret Sicil Müdürlüğü’ nün 16/12/2020 havale tarihli yazı cevabında; …’ nun tacir kaydına rastlanılmadığı bilgisinin verildiği görülmüştür.
İzmir Esnaf ve Sanatkarlar Odaları Birliği’ nin 14.12.2020 Tarihli Yazı Cevabında; …’ nun 19.03.2018 tarihinden başlayarak Reklamcılık mesleği yaptığı faaliyetinin devam ettiği bilgisi verildiği,
Gelir İdaresi Başkanlığı’ nın 23/12/2020 tarihli cevap yazısı; “Davalı …’ nun 07/03/2018 tarihinden itibaren Reklama Ajanslarının Faaliyeti ve Bilgisayar Programlama Danışmanlık Faaliyetinden dolayı gerçek gelir kazancı mükellefi olduğu, 2019 yılı beyannamesinde İşletme hesaba esasına göre, Dönem içi elde edilen hasılat 70.875,85 TL, diğer gelirler 370,00TL, giderler 101.251,68 TL, zarara 30.005,83 TL olarak beyan edildiğinini görüldüğü anlaşılmıştır.”
…nun 114/c.maddesinde mahkemenin görevi dava şartı olarak sayılmıştır.
Yine …nun 115/1. Maddesi uyarınca “Mahkeme, dava şartlarının mevcut olup olmadığını, davanın her aşamasında kendiliğinden araştırır.”
Bu kapsamda dosya mahkememizin görevli olup olmadığı yönünden incelenmiş aşağıdaki hususlar tespit olunmuştur.
Dava tarihi itibariyle yürürlükte bulunan 6102 sayılı Türk Ticaret Kanununun 4. maddesinde, bu kanundan doğan hukuk davalarının ticari dava sayıldığı, aynı Kanunun 5. maddesinin ikinci fıkrasında, bir yerde ticaret mahkemesi varsa asliye hukuk mahkemesinin vazifesi içinde bulunan ve bu Kanunun 4. maddesi hükmünce ticari sayılan davalara ticaret mahkemesinde bakılacağı hususları düzenlenmiştir.
6102 sayılı Türk Ticaret Kanununun 4/1. maddesinde her iki tarafın da ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan hukuk davaları ve çekişmesiz yargı işlerinin ticari ava ve ticari nitelikte çekişmesiz yargı işi sayılacağı hüküm altına alınmıştır. Buna göre bir uyuşmazlığın ticari nitelikte olabilmesi için, her iki tarafın da ticari işletmesini ilgilendirmesi yahut aynı maddenin alt bentlerinde düzenlenen istisnalardan birine dahil olması gerekmektedir.
6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 19/2. maddesi uyarınca, taraflardan biri için ticari iş sayılan bir işin diğeri için de ticari iş sayılması, davanın niteliğini ticari hale getirmeyecektir. Zira; Türk Ticaret Kanunu, kanun gereği ticari dava sayılan davalar haricinde, ticari davayı ticari iş esasına göre değil, ticari işletme esasına göre belirlemiştir. Hâl böyle olunca, işin ticari nitelikte olması davayı ticari dava haline getirmez.
6335 sayılı Kanun’un 2. maddesi ile değişik 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 5. maddesi uyarınca ticari davalar asliye ticaret mahkemelerince görülerek karara bağlanır. Diğer taraftan aynı düzenleme gereğince, asliye ticaret mahkemeleri ile diğer hukuk mahkemeleri arasındaki ilişki, 6762 sayılı Türk Ticaret Kanunu’ndan ve 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 6335 sayılı Kanun’la yapılan değişiklikten önceki halinden farklı olarak iş bölümü ilişkisi değil, görev ilişkisidir. Göreve ilişkin düzenlemeler, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 1. maddesi uyarınca kamu düzenine ilişkin olduğundan mahkemelerce re’sen incelenir.
Açıklanan yasal mevzuat çerçevesinde somut olay değerlendirildiğinde, davacının ticaret sicilde tacir kaydının bulunmadığı, İşletme hesabına göre defter tuttuğu ancak gelirinin 01.0.12019 tarihinden itibaren uygulanacak VUK.md. 177 ye göre bilanço esasına göre defter tutma hadlerinin altında kaldığı, dolayısıyla davalının tacir sıfatını haiz olmadığı, taraflardan birinin tacir sıfatına sahip olmaması sebebiyle davanın ticari dava olarak kabul edilemeyeceği, ayrıca davanın TTK’ nun 4. maddesinde düzenlenen mutlak ticari dava niteliğinde de olmadığı, TTK’nın 4. maddesindeki yasal düzenlenme karşısında uyuşmazlığın 6100 sayılı HMK’nın 2. maddesi uyarınca genel hükümlere göre asliye hukuk mahkemesinde görülüp sonuçlandırılması gerektiği anlaşılmakla, …nun 115/2.maddesi uyarınca mahkememizin görevsizliğine ve davanın usulden reddine karar vermek gerekmiş aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M :Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacı tarafından açılan iş bu davada Mahkememizin görevli olmadığı, görevli mahkemenin İzmir Asliye Hukuk Mahkemeleri olduğu anlaşılmakla, HMK’nun 115/2 maddesi uyarınca davanın usulden REDDİNE,
2-HMK’nun 20. maddesi uyarınca kararın kanun yoluna başvurulmadan kesinleşmesi halinde kesinleşme tarihinden itibaren 2 hafta içinde kanun yoluna başvurulursa bu başvurunun reddi kararının tebliğ tarihinden itibaren 2 hafta içerisinde gönderilme talebinde bulunulduğu takdirde dava dosyasının görevli İzmir Nöbetçi Asliye Hukuk Mahkemesine gönderilmesine,
3-HMK’nun 331/2 maddesi uyarınca harç ve yargılama giderlerinin görevli mahkemece hüküm altına alınmasına,
Dair, davalı vekillinin yüzüne karşı, davacı tarafın yokluğunda gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde İzmir Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde, istinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar, açıkça okunup, usulen anlatıldı.16/11/2021

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır