Emsal Mahkeme Kararı İzmir 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/616 E. 2021/1050 K. 09.12.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/616
KARAR NO : 2021/1050

DAVA : Tazminat (Özel Sigorta Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 27/10/2020
KARAR TARİHİ : 09/12/2021

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Özel Sigorta Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı taraf vekili duruşmada tekrar ettiği dava dilekçesi ile özetle; 04.07.2020 tarihinde müvekkiline ait ve sürücü … idaresindeki … plaka sayılı aracın Hatay ili, Defne ilçesi, Samandağ yolu üzerinde Samandağ istikametinde seyir halinde iken , … plakalı araç ile çarpışması sonucu maddi hasarlı trafik kazası meydana geldiğini, müvekkiline ait … plakalı aracın iş bu kaza nedeniyle hasara uğramış olup, aracın kasko poliçesini tanzim eden Davalı …Ş.’ne ihbarda bulunulduğunu ve sigorta tarafından hasar dosyası açıldığını, sigorta şirketinin, aracın onarımının ekonomik olmamasından dolayı pert/total işlemi yaptığını, müvekkiline ait aracın onarımı için oldukça düşük fiyat belirlediğini ve bu rakamı ödediğini, aracın kaza anındaki piyasa değerinin yaklaşık 350.000,00TL civarında olmasına rağmen sigorta şirketinin ısrarla 280.000TL bedel belirlediğini ve bu bedeli de ödeyebileceğini belirtmesi karşısında müvekkilinin çaresiz kaldığını, Covid -19 salgını nedeniyle oluşan mücbir sebep karşısında hem araçsız hem de parasız kalma tehlikesi ile karşı karşıya kaldığını, bu nedenle sigorta şirketince hazırlanan ve taraflarca müzakere edilemeyen şartlardan oluşan 22.07.2020 tarihli mutabakatname belgesini imzalamak zorunda kaldığını, davalı … şirketinin müvekkilinin Covid -19 salgını nedeniyle içinde bulunduğu müzayaka halinden haksız olarak yararlandığını, müvekkili şirketin, bu nedenle 14.08.2020 tarihinde davalı tarafa ihtarname göndererek aracın piyasa bedelini kabul etmediğini belirttiğini, arabuluculuk yoluna başvurulduğunu fakat anlaşma sağlanamadığını, davacı tarafa, davalı … tarafından bilgilendirme yapılmadığını, yani hangi hallerde hasarın teminat dışı kaldığı bilgisinin verilmesi ve bu bilgilendirmeye ilişkin formun da imzalatılması gerektiğini, trafik kazası sonucu müvekkiline ait aracın hasarı nedeniyle kasko poliçesi çerçevesinde, 6100 sayılı yasa’nın 107. maddesi gereğince, toplanacak deliller ve bilirkişi raporuna göre belirlenecek bedelden fazlaya ilişkin haklar saklı kalmak kaydıyla; şimdilik 100,00.- TL hasar (pert) bedelinin hasarı ret tarihinden itibaren işletilecek avans faiziyle tahsili ile, yargılama giderleri ve vekâlet ücretinin davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı taraf cevap dilekçesi ile özetle; Davacı tarafın dava dilekçesi ile birlikte delil ve belgelerini göndermemiş olması nedeniyle H.M.K. 121 md. gereğince delillerin müvekkili şirkete tebliği gerektiğinden esasa ilişkin diğer cevap ve delil sunma haklarını saklı tuttuklarını, dava konusu … plakalı vasıtanın müvekkili şirkete 01.05.2020-01.05.2021 tarihleri arasında 693091264 numaralı “Kara Araçları Genişletilmiş Kasko Sigorta Poliçesi” ile sigortalı olduğunu, hasar ihbarının müvekkili şirkete ihbarının ardından Ekspertiz Raporu tanzim edildiğini ve müvekkili şirket tarafından poliçe özel ve genel şartları uyarınca davacının da dava dilekçesinde belirtmiş olduğu üzere toplam 280.000,00.-TL ödeme yapıldığını ve yapılan bu ödeme neticesinde müvekkili şirketin sorumluluğunun sona erdiğini, davacının fazlaya ilişkin talebinin sebepsiz yere zenginleşmesine sebebiyet verecek nitelikte olup, huzurdaki davanın haksız ve yersiz olduğunu, sigorta hukukunun temel prensibinin; riskin gerçekleşmesinin ardından sigortalının hasar tarihindeki “gerçek zararının” tazmin edilmesi hususu olup, davacının iş bu dava ile talep ettiği miktarın fahiş ve taraflarınca kabul edilemez nitelikte olduğunu, sigorta bedelinin muaccel hale gelebilmesi için usulünce TTK’nun ilgili maddeleri uyarınca ihbarda bulunulması, ihbarın ardından hasar miktarının sigorta şirketi tarafından hesaplanması gerektiğini, sigorta tazminatına faiz uygulanabilmesi için alacağın muaccel hale gelmesi gerektiğini, davacı tarafça müvekkili sigorta şirketine gerekli belgeler süresinde ulaştırmadığı gibi, dava dilekçesinde bu husustaki iddialarının da taraflarınca kabul edilemez nitelikte olduğunu , müvekkili şirket tarafından yapılan ödeme ile poliçe kapsamında başkaca herhangi bir sorumluluklarının da kalmadığını, haksız ve hukuki dayanaktan yoksun açılmış bulunan davanın usul ve esastan reddine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacıya yükletilmesine karar verilmesini talep ve beyan etmiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE:
Kaza tespit tutanağı : 04/07/2020 tarihinde kazaya karışan tarafların kendi aralarında düzenledikleri tutanak içeriğinden; … plakalı araç sürücüsünün olayı ” … plakalı araçla sola sinyal verip dönüş yaparken arkadan gelip hızla çarpan … plakalı araç, aracımda maddi hasar oluşturdu ” şeklinde; … plakalı araç sürüsünün olayı ” … plakalı aracımla Samandağ istikametinde seyir halinde iken önümde dönüş yapan … plakalı araca çarptım ” şeklinde tanımladıkları anlaşılmıştır.
Trafik Tescil : Hatay İl Emniyet Müdürlüğünün 16/11/2020 tarihli cevabi yazısı içeriğinden; … plaka sayılı aracın kaza tarihi olan 04/07/2020 günü … adına kayıtlı iken 06/08/2020 tarihinde noter satışı ile …Bakım ve Uygulama Sistemleri Otomotiv Dericilik Sanayi Ticaret Ltd Şti adına devir olduğu daha sonra 31/08/2020 tarihinde yine noter satışı ile …Gıda Otomotiv İnşaat Petrol Sanayi ve Ticaret Limited Şirketi adına geçtiği, 10/09/2020 tarihinde ise noter satışı ile …adına satış devir olarak … plaka olduğu anlaşılmıştır.
Tramer : Sigorta Bilgi ve Gözetim Merkezinin 19/01/2021 tarihli cevabi yazısından davacı şirkete ait … plakalı aracın dava konusu kaza tarihinden önce hasar dosyasının bulunmadığı anlaşılmıştır.
Genişletilmiş Kasko Sigorta Poliçesi : Davalı … AŞ ile davacı şirket arasında 01/05/2020-01/05/2021 tarihlerini kapsar sigorta poliçesi bulunmaktadır.
Mutabakatname ve Taahhütname : Davacı ve davalı şirket arasında 22/07/2020 tarihinde imzalanan mutabakatname ve taahhütname; ” Şirketinizde … numaralı poliçe ile kasko sigortalı bulunan ….plakalı aracımın 04/07/2020 tarihinde geçirdiği kaza sonucu tam ziya olduğunu, piyasa rayiç değeri olarak 280000 TL. de mutabık kaldığımı, Kara Taşıtları Kasko Sigortası Genel Şartları B.3.3.1.2 maddesinde belirtilen “Onarım masraflarının sigortalı taşıtın rizikonun gerçekleştiği tarihteki değerini aşsın veya aşmasın, ağır hasarlı aracın onarımının mümkün olduğunun eksper raporu doğrultusunda tespit edilmiş olması durumunda, aracın Karayolları Trafik Yönetmeliğinin ilgili maddesi hükümleri doğrultusunda trafikten çekildiğine dair “trafikten çekilmiştir” kaşeli tescil belgesi sigorta şirketine ibraz edilmeden araç sahibine sigorta tazminatı ödenmez” ibaresi gereğince aracın trafikten çekilebilmesi ve satışının gerçekleştirilebilmesi için gereken belgeleri aracın satış işlemlerini yürütecek olan …’e 5 iş günü içerisinde teslim etmeyi ve satış anında hasarlı aracın satışına engel durumları derhal ortadan kaldıracağımı; Belirlenen süre içerisinde evrakı teslim etmediğim ve hasarlı aracın satışına engel durumları ortadan kaldırmadığım ve/veya sonradan aracın satışına engel bir durum çıkması halinde hasarlı aracın tüm tasarruf haklarının tarafım üzerinde kalacağını, Satış evraklarını eksiksiz tamamlamam halinde aracın satış bedelinin alıcı firma tarafından tarafıma ödenmesi, Rayiç-Sovtaj bedeli farkının … A.Ş. tarafından tarafıma ödenmesi halinde başkaca bir tazminat talebimin olmayacağını beyan, kabul ve taahhüt ederim ” şeklindedir.
İhtarname : Davacı şirket tarafından davalı şirkete keşide edilen Samandağ Noterliği’nin 14/08/2020 tarihli ve 10881 numaralı ihtarnamesinde özetle; şirketlerine ait … plakalı aracın 01/05/2020 – 01/05/2021 süreli …/0 numaralı kasko poliçesinin … sigorta AŞ tarafından tanzim edildiğini, aracın 04/07/2020 tarihinde geçirdiği trafik kazası nedeniyle pert hale geldiğini, 10212001572 numaralı hasar dosyası oluşturularak 280.000,00-TL. rayiç bedel teklif edildiğini, Covid -19 salgını nedeniyle şirketlerinin ekonomik olarak kötü bir dönem geçirdiğini, acil nakit ihtiyacı nedeniyle 22/07/2020 tarihli ibraname imzalandığını, ancak bu ibranamenin ıztırar haliyle imzalandığını ve 280.000,00-TL bedelin aracın piyasa rayiç bedelinden fahiş oranda düşük olduğunu, bu rayiç bedelin kabul edilmediğini, mücbir sebep nedeniyle dava açma hakkı ve fazlaya ilişkin haklar saklı kalmak kaydı ile ihtirazi kayıtla kabul edildiği hususunun ihtar edildiği anlaşılmış, ihtarname davalı … AŞ ‘ye 20/08/2020 tarihinde tebliğ edilmiştir.
Ödeme Dekontu : Davalı … tarafından, Davacı… Bilgi İşl. Em. AŞ tarafından … banka hesabına 12/08/2020 tarihinde 245.600,00-TL – … -Sovtaj açıklaması ile EFT yapıldığı anlaşılmıştır.
Talimat Mahkemesince aldırılan Bilirkişi raporu : SMMM Bilirkişi … 03/05/2021 tarihli raporunda; “…… İç ve Dış Tic.Nakl. Tar. İth. İhr. Ltd. Şti gerçek kişiliğinin tespit dosyasına konulan 31.12.2017 tarihli Bilançosuna göre; Öz kaynakları 158.281,76 TL olduğu 31.12.2018 tarihli bilançosuna göre; Öz kaynakları 216.019,64 TL olduğu 31.12.2019 tarihli bilançosuna göre; Öz kaynakları 251.341,89 TL olduğu 04.07.2020 tarihli Borç/Alacak durumuna göre davacı yanın 2.460.378,52 TL artıda alacaklı olduğunun tespit edildiği, Davacı yanın … Plaka sayılı aracın hasar/pert olmasından dolayı 280.000,00 TL ödeme aldığı hasar/Pert için alınmış olan miktara göre şirketin öz kaynaklarının düşük olduğu değerlendirilmesinin takdirinin Sayın Mahkemeye ait olduğu, davacı yanın 04.07.2020 hasar tarihinden önceki mali durumunun yukarıda yazıldığı gibi olduğu ve bu mali duruma göre şirketin zarar durumunun olmadığı tespit edilmişse de trafik kazasından kaynaklanan hasarı bertaraf etme konusunda yeterli öz kaynağa sahip olmadığı kanaatine varılmış, tespit edilip hesaplanmışsa da, takdirin Yüce Mahkemeye ait olduğu mütalaa edilmiştir.
Bilirkişi heyet raporu : Mahkememizce otomotiv uzmanı bilirkişi Dr. Öğr. Üyesi …, mali müşavir bilirkişi Hatice Karpuzoğlu, nitelikli hesaplamalarda uzman bilirkişi Prof. Dr. … görevlendirilmiş olup, 20/10/2021 tarihli raporda; Davaya konu VW PASSAT 1.6 TDI DSG (120) HIGHLINE (Cam tavan) marka, 2018 model aracın yapılan piyasa değeri araştırması sonucunda, aracının aynı özelliklere sahip emsal gerçek rayiç değerinin kaza tarihinde 320.000,00 TL olduğu, Davacı sigortalı şirketin hasar tarihinden önceki mali durumunda zarar elde etmediği ancak şirketin kazadan kaynaklanan hasarı bertaraf etme konusunda yeterli öz kaynağa sahip olmadığı, Gabin için, edimler arasında aşırı, açık bir oransızlığın varlığının arandığı, somut olaydaki farkın %12,50 (320.000,00 – 280.000,00) olduğu, Yargıtay’ın ölçü içeren kararları incelendiğinde, aşırı oransızlığın %25’ten fazla olmasının genel olarak arandığının söylenebileceği, bu kapsamda aşırı oransızlık konusundaki nihai tespitin Mahkemeye ait olduğu, Manevi unsur yönünden, davacının zorda kaldığının kabul edilmesinin, mali bilirkişi tespitine uygun olabileceği sonuç ve kanaatine ulaşıldığı mütalaa edilmiştir.
Islah dilekçesi : Davacı vekili 12/11/2021 tarihli dilekçesinde; hasar bedeline ilişkin olarak; 100-TL yapılan talebin 39.900,00-TL arttırılarak toplam 40.000,00TL’nin, kaza tarihinden itibaren işletilecek avans faiziyle davalıdan tahsiline, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiş, ıslah harcını 16/11/2021 tarihinde yatırmıştır.
Dava, kasko sigorta sözleşmesinden kaynaklanan aşırı yararlanma hukuksal nedenine dayalı fark tazminatı davasıdır.
Somut olayda; davacıya ait aracın, davalı … tarafından genişletilmiş kasko sigorta poliçesi ile sigortalandığı, davacıya ait aracın 04.07.2020 tarihinde karıştığı trafik kazasında pert olduğu, davacı ile davalı arasında 22.07.2020 tarihli mutabakatname yapıldığı ve anılan mutabakatname gereği davalı … şirketince davacıya 05.08.2020 tarihinde 34.400,00 TL ve 12.08.2020 tarihinde 245.600,00 Tl ödeme yapıldığı, davacıya mutabakatname gereği ödeme yapılırken davacı tarafından fazlaya ilişkin haklarının saklı tutulduğuna veya aracın rayiç değerine dair herhangi bir ihtirazi kayıt ileri sürülmediği, davacının 14.08.2020 tarihnide Samandağ Noterliğinden gönderdiği ihtarname ile aracın piyasa rayiç bedelini kabul etmediğini davalı … şirketine bildirdiği, eldeki davada ise davacının, mutabakatnamenin düzenlediği tarihte davalı sigortanın kendisinin zor durumundan faydalanması nedeniyle mutabakatı imzaladığını iddia edip TBK’nun 28. Maddesindeki aşırı yararlanma ve KTK’nun 111. Maddesine dayanarak bakiye hasar bedelinin tahsilini istemiştir.
Davacı dava dilekçesinde KTK’nun 11. Maddesine dayanmış, bilirkişi heyeti de KTK’nun 111. Maddesine atıfta bulunmuştur. 2918 sayılı KTK’nın hem işletenleri, hem de onların hukuki sorumluluğunu üzerine alan zorunlu mali sorumluluk sigortalarını bağlayan emredici nitelikteki 111. maddesinin 1. fıkrasında bu Kanunla öngörülen hukuki sorumluluğu kaldıran veya daraltan anlaşmaların geçersiz olduğu belirtilmiş 2. fıkrasında ise “Tazminat miktarına ilişkin olup da yetersiz veya fahiş olduğu açıkça belli olan anlaşmalar veya uzlaşmalar yapıldıkları tarihten başlayarak iki yıl içinde iptal edilebilir” hükmüne yer verilmiş bulunmaktadır. Her ne kadar KTK.111. maddesinin uygulanması talep edilmiş ise de KTK’nun 111. Maddesinin kasko sözleşmelerinde uygulanma olanağı bulunmadığından, KTK’nun 111. Maddesi yönünden değerlendirme yapılmamıştır.
6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 28. maddesinde aşırı yararlanma (gabin) düzenlenmiş olup, maddenin 1. fıkrasında “bir sözleşmede karşılıklı edimler arasında açık bir oransızlık varsa, bu oransızlık, zarar görenin zor durumda kalmasından veya düşüncesizliğinden ya da deneyimsizliğinden yararlanılmak suretiyle gerçekleştirildiği takdirde, zarar gören, durumun özelliğine göre ya sözleşme ile bağlı olmadığını diğer tarafa bildirerek ediminin geri verilmesini ya da sözleşmeye bağlı kalarak edimler arasındaki oransızlığın giderilmesini isteyebilir” denilmek suretiyle, gabinin unsurları ile sonuçları hüküm altına alınmış; maddenin 2. fıkrasında ise, “zarar gören bu hakkını, düşüncesizlik veya deneyimsizliğini öğrendiği; zor durumda kalmada ise, bu durumun ortadan kalktığı tarihten başlayarak bir yıl ve her hâlde sözleşmenin kurulduğu tarihten başlayarak beş yıl içinde kullanabilir” denilmek suretiyle, gabin iddiasında bulunan tarafın, bu hukuksal nedene dayanan hakkını kullanabileceği hak düşürücü süreler hüküm altına alınmıştır.
Kanun metnindeki ifadelerden anlaşıldığı ve öğretide de kabul edildiği üzere, sözleşme hukukunda geçerli olan irade özerkliği ve sözleşme serbestisi ilkeleri gereği, kişiler bir sözleşmedeki edim ve karşı edimi özgürce belirleyebilir, sözleşmenin şartlarını diledikleri gibi kararlaştırabilirler. Genel kural, sözleşme serbestisi ve irade özerkliği olmakla birlikte, sözleşmenin taraflarından güçsüz olanın korunması ile sözleşmenin tarafları arasındaki dengenin sağlanabilmesi, sözleşmenin yapılması sırasında iradesinin oluşumu sakatlanmış olan tarafın korunması bakımından ise, kanun koyucu gabine ilişkin düzenlemeyi getirmiştir.
Sözleşmenin taraflarından birinin, gabin hukuksal nedenine dayanarak sözleşmeyle bağlı olmamayı ya da sözleşmenin varlığını korumakla birlikte edimler arasındaki dengesizliğin giderilmesini istemesi halinde; gabinin objektif ve subjektif unsurlarının somut olayda varlığının irdelenmesi gerekir. Gabinin objektif unsuru olan edimler arasındaki aşırı oransızlık şartının somut olayda gerçekleşip gerçekleşmediğinin tespiti için, davacının gerçek zarar miktarının doğru biçimde tespit edilmesi gerekir. Edimler arasında aşırı oransızlık bulunması halinde, diğer unsurların varlığı araştırılır. Aksi halde diğer unsurların tartışılmasına gerek kalmayacaktır.
Kanunda açık oransızlığa ilişkin bir ölçü yoktur. Hakim her somut olaya göre bir oransızlık bulunup bulunmadığı ve bunun aşırı olup olmadığını taktir yetkisine göre değerlendirecektir. TBK m. 28 metninde “açık” kelimesinin kullanılması ile oransızlığın göze çarpan nitelikte ve normal bir kişinin dahi bilgi ve tecrübesiyle fark edebileceği düzeyde olması gerektiği vurgulanmıştır. Açık oransızlık kavramından, herkesin gözüne çarpan, “şüphesiz, zahir, aşikar” bir oransızlığı anlamak gerekir.
Yargıtay 1. Hukuk Dairesi’nin 27. 12. 1976 Tarihli ve 1976/12751 esas,1976/12571 karar sayılı ilamında; açık nispetsizlikten söz edilebilmesi için ivazlar arasında en az yüzde yirmi beşten fazla bir fark olması zorunluluğuna yer verilerek açık oransızlıktan söz edilebilmesi için edimler arasında en az %25’ten fazla bir fark olması aranmıştır.
Yapılan açıklamalar ışığında somut olay değerlendirildiğinde, davalı … şirketinin ödemeye dayanak ekspertiz raporunda kaza tarihi itibriyle aracın rayiç değerini 280.000,00 TL olarak belirlediği, hasar dosyası içerisinde yer alan ve davacı sigortalı tarafından davalı … şirketine gönderilen aracın piyasa değerine ilişkin 08.07.2020 tarihli dilekçede “aracın piyasa değerinin 280.000,00 TL ile 300.000,00 TL arasında olduğunu biliyor ve kabul ediyoruz” denildiği, 22.07.2020 tarihli mutabakatname ile aracın piyasa değeri 280.000,00 TL kabul edilerek bu miktar üzerinden davacıya ödeme yapıldığı, mahkememizce yapılan bilirkişi incelemesi neticesinde kaza tarihi itibariyle aracın piyasa değerinin 320.000,00 TL olduğu, öncelikle aşırı yararlanmanın objektif unsuru yönünden değerledirme yapılması gerektiği, edimler arasındaki farkın 40.000,00 TL olduğu ve oranın ise %12,5 seviyesinde kaldığı, gereği davalı … şirketince davacıya 05.08.2020 tarihinde 34.400,00 TL ve 12.08.2020 tarihinde 245.600,00 Tl ödeme yapıldığı, mahkememizce edimler arasındaki fark ve oranın ilk bakışta herkesin gözüne çarpar nitelikte, aşırı bir nispetsizlik olmadığı, dolayısıyla gabinin objektif unsuru olan açık oransızlığın somut olayda gerçekleşmediği kanaatine varıldığından davacının davasının reddine karar vermek gerekmiş, aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacının davasının REDDİNE,
2-Peşin alınan ve ıslahla tamamlanan 733,40 TL harçtan, maktu red harç tutarı olan 59,30 TL’nin mahsubu ile fazladan alınan 674,10 TL harcın talep halinde ve karar kesinleştiğinde DAVACI TARAFA İADESİNE.
3-Dava şartı arabuluculuk ücreti olan ve 6325 sy Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu’nun 18/A-13 maddesi uyarınca tarafların anlaşamamaları nedeniyle Adalet Bakanlığı bütçesinden karşılanan 1.320,00 TL’nin davada haksız çıkan davacıdan alınarak HAZİNE’ye gelir kaydına,
4-Dava tamamen reddedildiğinden davacı tarafın yaptığı tüm yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına.
5-Davalı tarafın yaptığı herhangi bir yargılama gideri olmadığından bu konuda bir karar verilmesine yer olmadığına.
6-Dava tamamen reddedildiğinden, hüküm tarihinde yürürlükte olan Avukatlık Kanunu ve Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin 13/4. fıkrasına göre takdir ve hesaplanmış olan; 5.100,00 TL maktu vekalet ücretinin davacı taraftan alınarak davalı tarafa verilmesine.
7-HMK.nun 333.maddesi uyarınca davacı tarafından yatırılan gider avansının, davalı tarafından yatırılan delil avansının sarf edilmeyen kısmının karar kesinleştiğinde yatıran taraflara iadesine.
ilişkin, davacı vekilinin yüzüne karşı, davalı vekilinin yokluğunda, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde, mahkememize veya bulunduğu yerde varsa Asliye Ticaret Mahkemesi’ne, yoksa Asliye Hukuk Mahkemesine verilecek istinaf dilekçesi ile, İzmir Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde, istinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar, açıkça okunup, usulen anlatıldı. 09/12/2021

Katip …
e-imza

Hakim…
e-imza