Emsal Mahkeme Kararı İzmir 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/603 E. 2021/485 K. 03.06.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İZMİR
4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/603 ESAS
KARAR NO : 2021/485 KARAR

DAVA : İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 21/10/2020
KARAR TARİHİ : 03/06/2021

Mahkememizde görülen İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılamasının sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davacı müvekkilinin, davalı yana 01/10/2018 tarihinde 14.000,00-TL ve 02/10/2018 tarihinde ise 20.000,00-TL … A.Ş aracılığıyla para gönderdiğini, davacı müvekkilinin, makine üretim işi alanında faaliyet yürüttüğünü, … … hizmetine ihtiyaç duyması üzerine davalı taraf ile anlaştığını, davacı müvekkilinin firmasına sunulacak hizmetin bedeli olarak da toplam 34.000,00-TL’nin müvekkili tarafından ödendiğini, ancak müvekkiline, bahsi edilen hizmet sunulmadığı halde para iadesi yapılmadığını, işbu paranın iadesi için İzmir …. İcra Müdürlüğü’nün … takip sayılı dosyası ile icra takibi başlatıldığını, davalının takibe haksız olarak itiraz ettiğini, işbu itirazın iptali için dava şartı arabuluculuk başvurusu yapıldığını anlaşma sağlanamadığını, açıkladığı nedenlerle talebin kabulü ile, davalının haksız ve mesnetsiz olarak yaptığı itirazın iptaline ve takibin devamına, davalıya %20’den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatı yükletilmesine, yargılama masrafları ile ücreti vekaletin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili, cevap dilekçesinde özetle; yetki itirazında bulunduklarını, yetkili mahkemenin Bakırköy Asliye Ticaret Mahkemeleri olduğunu, davacının müvekkili … Merkezi makinası için anlaştıklarını ve makina teslimatının İzmir’e yapıldığını, makina bedeline ilişkin olarak , 34.000,00-TL bankadan gönderildiğini, geri kalan 25.000,00-TL nin ise 25.11.2018 vade tarihli senet olarak verildiğini ancak senet banka tarafından protestosu çekilmesine rağmen ödenmeyince davacı aleyhine İstanbul … İcra Dairesi … E sayılı icra dosyasıyla 07.01.2019 tarihinde takip başlatıldığını, davacının bu süreçte herhangi bir itirazda bulunmadığını ve ödeme taahhüdü vererek dosyasını kapattığını, en son taahhüdü …’ın ödediğini, davacı tarafından açılan icra takibine süresi içinde itiraz ettiklerini, taraflar arasında herhangi bir hizmet sözleşmesi bulunmadığını, takibe konu makina teslim ve kurulum hizmetinin gerçekleştiğini, açıkladığı nedenlerle yetki itirazının kabulüne, aksi takdirde davanın reddine, icra takibinin iptaline, kötü niyetli davacı aleyhine %20 den az olmamak üzere kötü niyet tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE:
İcra Dosyası: İzmir …. İcra Müdürlüğü’ nün … E. Sayılı dosyasında davacı …’ ın davalı … aleyhine toplam 37.365,26 TL alacak için ilamsız icra takibi başlattığı, takibe dayanak olarak 01/10/2018 düzenleme tarihli 14.000 TL bedelli … havale dekontu ve 02/10/2018 düzenlenme tarihli 20.000 TL bedelli … havale dekontunu gösterdiği görülmüştür.
İtiraz: davalının 25/11/2019 tarihli itiraz dilekçesi ile borcun tamamına faize ve tüm ferilerine ve yetkiye itiraz ettiği takibin durduğu görülmüştür.
… Ticaret Sicil Müdürlüğü nün 22/03/2021 Tarihli Yazı Cevabı: …’ ın … Tarım Makinaları ve Tarım Ürünleri İthalat İhracat San. Ve tic. Ltd. Şti. nin yetkilisi olduğu analaşılmıştır.
Torbalı Vergi Dairesi Müdürlüğü’ nün 30/11/2020 Tarihli yazı cevabı: …’ ın herhangi bir mükellefiyeti olmadığı, ancak … Vergi Dairesi Müdürlüğü’ nün potansiyel mükellefi (gelir getirici kazancı olmaksızın bazı iş ve işlemlerde kullanılan potansiyel vergi kimlik numarasına haiz mükellef) olduğu anlaşılmıştır.
Dava ;Hizmet sözleşmesinden kaynaklanan itirazın iptali davasıdır.
6335 sayılı kanunun 2. maddesi ile değişik 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 5. maddesi uyarınca ticari davalar asliye ticaret mahkemelerince görülerek karara bağlanır. Aynı düzenleme gereğince, asliye ticaret mahkemeleri ile diğer hukuk mahkemeleri arasındaki ilişki, 6762 sayılı Türk Ticaret Kanunu’ndan ve 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 6335 sayılı kanunla yapılan değişiklikten önceki halinden farklı olarak iş bölümü ilişkisi değil, görev ilişkisidir. Göreve ilişkin düzenlemeler, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 1. maddesi uyarınca kamu düzenine ilişkin olduğundan mahkemelerce re’sen değerlendirilir.
Dava tarihinde yürürlükte bulunan 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 4. maddesine göre, bir davanın ticari dava sayılması için uyuşmazlık konusu işin taraflarının her ikisinin birden ticari işletmesiyle ilgili olması ya da tarafların tacir olup olmadıklarına veya işin tarafların ticari işletmesiyle ilgili olup olmamasına bakılmaksızın, Türk Ticaret Kanunu veya diğer kanunlarda o davaya ticaret mahkemesinin bakacağı yönünde düzenleme bulunması gerekir. Aynı kanunun 5. maddesinin ikinci fıkrasında, bir yerde ticaret mahkemesi varsa asliye hukuk mahkemesinin görevi içinde bulunan ve bu kanunun 4. maddesine göre ticari sayılan davalara ticaret mahkemesinde bakılacağı hususu düzenlenmiştir. Buna göre bir uyuşmazlığın ticari nitelikte olabilmesi için, her iki tarafın da ticari işletmesini ilgilendirmesi yahut aynı maddenin alt bentlerinde düzenlenen istisnalardan birine dahil olması gerekmektedir.
Yine aynı kanunun 19/2 maddesi uyarınca, taraflardan biri için ticari iş sayılan bir işin diğeri için de ticari iş sayılması, davanın niteliğini ticari hale getirmez. Zira; Türk Ticaret Kanunu ile kanun gereği ticari dava sayılan davalar haricinde ticari davalar, ticari iş esasına göre değil, ticari işletme esasına göre belirlenmiştir. Durum böyle olunca, işin ticari nitelikte olması davayı ticari dava haline getirmeyecektir.
6100 sayılı HMK’nın 2. maddesi gereğince, mal varlığı haklarına ve şahıs varlığına ilişkin davalarda görevli mahkeme Asliye Hukuk Mahkemesi’dir.
Açıklanan yasal düzenlemeler çerçevesinde somut olay değerlendirildiğinde;
Davacının davalıya 01/10/2018 tarihinde 14.000,00-TL ve 02/10/2018 tarihinde ise 20.000,00-TL … A.Ş aracılığıyla para gönderdiği, bu paraların davalı şirketin hizmetine ihtiyaç duyması ve analşma olması üzerine gönderildiği, ancak davacıya hizmet sunulmadığı halde para iadesi yapılmadığını, işbu paranın iadesi için İzmir …. İcra Müdürlüğü’nün … takip sayılı dosyası ile icra takibi başlatıldığı, davalının itirazı üzerine iş bu davanın açılmış olduğu anlaşılmıştır.
Davacı vekili dava dilekçesinde her ne kadar davacının makine üretim işi ile ilgili faaliyet yürüttüğü, ve davalının hizmetine ihtiyaç duyulduğundan söz etmiş ise de davacının davayı kendi adına açmış olduğu, yetkilisi olduğu şirketin isminin dilekçede ve eki belgelerde de yer almadığı, işin şirketi için yapıldığından bahsedilmediği, icra takibine dayanak banka dekontlarda da gönderici olarak davacının isminin yer aldığı, yine herhangi bir şirket ismi yer almadığı, incelenen Vergi Dairesi kayıtlarından davacının tacir olarak vergi kaydının bulunmadığı potansiyel mükellef olduğu dolayısıyla tacir sıfatına sahip olmadığı, taraflardan birinin tacir sıfatına sahip olmaması sebebiyle davanın ticari dava olarak kabul edilemeyeceği, ayrıca davanın TTK’nın 4. maddesinde düzenlenen mutlak ticari dava niteliğinde de olmadığı, TTK’nın 4. maddesindeki yasal düzenlenme karşısında uyuşmazlığın 6100 sayılı HMK’nın 2. maddesi uyarınca genel hükümlere göre asliye hukuk mahkemesinde görülüp sonuçlandırılması gerektiği anlaşıldığından, 6100 sayılı HMK’nın 115/2. maddesi uyarınca mahkememizin görevsizliğine ve davanın usulden reddine karar vermek gerekmiş aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M :Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacı tarafından açılan iş bu davada Mahkememizin görevli olmadığı, görevli mahkemenin İzmir Asliye Hukuk Mahkemeleri olduğu anlaşılmakla, HMK’nun 115/2 maddesi uyarınca davanın usulden REDDİNE,
2-HMK’nun 20. maddesi uyarınca kararın kanun yoluna başvurulmadan kesinleşmesi halinde kesinleşme tarihinden itibaren 2 hafta içinde kanun yoluna başvurulursa bu başvurunun reddi kararının tebliğ tarihinden itibaren 2 hafta içerisinde gönderilme talebinde bulunulduğu takdirde dava dosyasının görevli Asliye Hukuk Mahkemesine gönderilmesine,
3-HMK’nun 331/2 maddesi uyarınca harç ve yargılama giderlerinin görevli mahkemece hüküm altına alınmasına,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı, davalı tarafın yokluğunda gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde İzmir Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde, istinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar, açıkça okunup, usulen anlatıldı. 03/06/2021

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır