Emsal Mahkeme Kararı İzmir 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/599 E. 2021/462 K. 31.05.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İZMİR
4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/408 Esas
KARAR NO : 2021/488

DAVA : İtirazın İptali (Bankacılık İşlemlerinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 12/08/2020
KARAR TARİHİ : 03/06/2021

Davacı vekili tarafından davalı aleyhine açılan iş bu davanın mahkememizde yapılan açık yargılaması sonunda;
Davacı vekili mahkememize verdiği 12/08/2020 tarihli dava dilekçesi ile ve özetle: Borçlunun haksız ve mesnetsiz itirazlarının iptali ve takibin %33 temerrüt faizi üzerinden devamına, borçlunun nakit alacaklarının %20’sinden az olmamak kaydıyla icra inkar tazminatına mahkum edilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekilinin cevap dilekçesinin incelenmesinde,Davacı bankanın, hiçbir hukuki dayanağı olmayan, davayla ilgisi olmayan delillere dayanarak alacak talep etmesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu, müvekkilin krediyi kullanmadığı ve devam eden soruşturma dosyalarından da haberdar olan davacı banka haksız kazanç elde etmek için bu takipleri açtığını, bu nedenle davacının % 20’den aşağı olmamak üzere kötüniyet tazminatı ödemesine karar verilmesini talep etmiştir.
Dava; davacı banka tarafından tüketici kredi sözleşmesinden ve bireysel kredi kartından kaynaklanan alacaklarının tahsili amacıyla davalı aleyhine yapılan icra takine vaki itirazın iptali istemi ile açılan İİK.nun 67.maddesi kapsamındaki davadır.
Dava tarihi itibariyle yürürlükte bulunan 6502 sayılı Kanunun 2. maddesinde; “Bu Kanun her türlü tüketici işleri ile tüketiciye yönelik uygulamaları kapsar.” denilmekte, aynı Kanunun 3. maddesinde “Tüketici işlemi; eser, taşıma, simsarlık, sigorta, vekâlet, bankacılık ve benzeri sözleşmeler de dahil olmak üzere kurulan her türlü sözleşme ve işlemi ifade eder.” şeklinde yeniden tanımlanmıştır.
6502 sayılı Kanuna göre, davalı hasap sahibi tüketici, taraflar arasındaki bankacılık hizmet sözleşmesi, tüketici kredi sözleşmesi ve bireysel kredi kartı sözleşmesinden kaynaklanan işlemler; kanunun tanımladığı anlamda tüketici işlemidir.
6502 sayılı Kanunun; tüketici işlemleri ile tüketiciye yönelik uygulamaların tüketici mahkemelerinde çözümünü öngören 73. maddesi hükmü ile, “Taraflardan birini tüketicinin oluşturduğu işlemler ile diğer kanunlarda düzenleme olması bu işlemin tüketici işlemi sayılmasını ve bu Kanunun göreve ilişkin hükümlerinin uygulanmasını engellemeyeceğini” düzenleyen 83/2. maddesinin açık hükmü nedeniyle somut uyuşmazlığa bakma görevi tüketici mahkemelerinin görev alanına girmiştir.
Dosya kapsamından, davalının, davacı bankanın şubesinde mevduat hesabının bulunduğu, davacı bankanın davalı ile bireysel kredi sözleşmesi ve kredi kartı sözleşmesi imzalarak tüketici kredisi kullanıldığını, kredi kartının kullanıma açıldığını, davalının borcunu ödemediğini iddia ettiği, davalının ise bireysel kredi sözleşmesindeki imzayı inkar ederek, kredi kartını kaybettiğini, kredi kartının üçüncü kişiler tarafından kullanılarak, ATM’den yapılan işlemlerle kredi kullanıldığını, gerek kredi kartı borcundan gerekse tüketici kredisinden sorumlu olmadığını, ceza soruşturma sonucunun beklenmesi gerektiğini savunduğu, davacı gerçek kişi olup, bireysel kredi sözleşmesi incelendiğinde, sözleşmenin 1. Maddesine göre kredinin türünü türekici kredisi ve sözleşmenin de tüketici kredisi sözleşmesi olduğunun açıkça yazılı olduğu anlaşılmıştır.
Somut olayda uyuşmazlığın, dava tarihi olan itibariyle yürürlükte olan 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanunun 3, 73/1 ve 83/2 maddeleri uyarınca davaya bakma görevinin tüketici mahkemelerine ait olduğu nazara alındığında, uyuşmazlığın tüketici mahkemesinde görülüp sonuçlandırılması gerekir. Nitekim YARGITAY 20. Hukuk Dairesi 04.11.2015 tarih ve E.: 2015/2847, K.: 2015/10549,sayılı ilamında benzer uyuşmazlık hakkında Tüketici Mahkemelerinin görevli olduğuna karar vermiştir.
Görev hususu HMK’nın 114/c maddesi uyarına dava şartlarından olup yargılamanın her aşamasında resen dikkate alınır. Mahkememizce uyuşmazlığın mutlak ve nispi ticari davalar arasına girmediği dikkate alınarak; görevsizlik kararı verilmesine, HMK’nın 20. Maddesi uyarınca kararın kesinleştiği tarihten itibaren iki hafta içerisinde mahkememize başvurulması halinde dava dosyasının görevli Tüketici Mahkemelerine gönderilmesine, HMK’nın 331/2 maddesi uyarınca görevsizlik kararından sonra Tüketici Mahkemelerinde davaya devam edilmesi halinde yargılama giderlerine Tüketici Mahkemesince hükmedileceğinden bu aşamada yargılama harç ve giderlerine hükmedilmesine yer olmadığına karar vermek gerekmiş aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1- Davacı tarafından açılan işbu davada Mahkememizin görevli olmadığı , görevli Mahkemenin Tüketici Mahkemeleri olduğu anlaşılmakla HMK.nun 115/2.maddesi uyarınca davanın usulden REDDİNE,
2- Kararın kanun yoluna başvurulmadan kesinleşmesi halinde kesinleşme tarihinden itibaren iki hafta içinde, kanun yoluna başvurulursa bu başvurunun reddi kararının tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içinde gönderme talebinde bulunulduğu takdirde dava dosyasının görevli İzmir Tüketici Mahkemesine GÖNDERİLMESİNE,
3-HMK.nun 331/2.maddesi uyarınca harç ve yargılama giderlerinin görevli mahkemece hüküm altına alınmasına,
Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı, HMK 341 ve 345 maddeleri gereğince kararın taraflara tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde mahkememize veya mahkememize eşdeğer bir başka yer mahkemesine sunulacak bir dilekçe ile istinaf yolu açık olmak üzere karar verildi. 03/06/2021

Katip …
E-imza

Hakim …
E-imza