Emsal Mahkeme Kararı İzmir 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/578 E. 2022/149 K. 22.02.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/578
KARAR NO : 2022/149

DAVA : Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 13/10/2020
KARAR TARİHİ : 22/02/2022

Mahkememizde görülen Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılamasının sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle ; Davalı … …. Tic. Ltd. Şti. Tarafından davacı müvekkili … … … Tic. Ltd. Şti. Aleyhine 24/10/2018 tarihinde İzmir 20. İcra Dairesi’nin …/… Esas nolu dosyası ile … Bankası A.Ş. … seri nolu, 20/10/2018 keşide tarihli, 43.000,00-TL tutarlı çek dayanak gösterilerek 10 örnek kambiyo senetlerine özgü icra takibinin başlatıldığını, müvekkili tarafından icra takibine süresinde itiraz edilemediğinden davanın açıldığını, icra takibine konu çekin üzerindeki imzanın davacı müvekkiline ait olmadığını, davacı müvekkili şirket iş yerini davalı … Makina San. Tic. Ltd. Şti.’ne kiraladığını, 2018 yılında boşalttığını, takibe konu olan çek de bu kiralama sırasında müvekkili şirket yetkilisi …’nın bilgisi dışında çekmecesinden bir kısım çekler gizlice alınarak kullanıldığını, müvekkili bu olaydan çekler piyasada kullanılmaya başladıkça haberdar olduğunu, bu dava konusu yapılan çekte bunlardan biri olduğunu ancak müvekkili imza itirazında bulunmayı, dava açmayı ihmal ettiğini, müvekkili çekin bankaya takasıyla haberi olduğunu, 22.10.2018 tarihinde … Bankası Gaziemir Şubesi’ne yazılı talimat vererek çeklerin … MAKINA SAN. TIC. LTD. ŞTİ. Yetkilileri … ve … tarafından kendi bilgisi ve izni olmadan alındığını ve kullanıldığını bildirerek çek durdurma taimatını bankaya verdiğini, müvekkili çek hamili- alacaklıyı tanımadığını, diğer borçlu-davalı … Makina yetkililerinden şikayetçi olduğunu, İzmir l.Ağır Ceza Mahkemesinin …/… E.sayılı dosyasıyla ile dava açıldığını, davaya ve icra takibine dayanak çek üzerindeki imza müvekkili şirket yetkilisi …’ya ait olmadığını, ticari hayatının zora düştüğünü, bu nedenlerle müvekkili şirketin borçlu olmadığının tespitine, ihtiyati tedbir talebimizin kabulüne, icra dosyasının güncel tüm borcu ve %15 muhtemel zarara karşılık icra dosyasına nakdi veya teminat mektubu karşılığı teminat olarak yatırmaya hazır olunmasıyla tedbiren icra takibinin durdurulmasına, alacaklının tüm zararı karşılandığından müvekkili şirketin ticaretini önleyen mevcut hacizlerin kaldırılmasına, imza itirazı ve borçlu olmadıkları sebebiyle ödeme emrinin ve takibin iptaline, yargılama giderleri ve ücreti vekaletin davalılar üzerine yükletilmesini talep etmiştir.
CEVAP: Davalı … … Ürünleri Nakliyat İnşaat Sanayi ve Ticaret Limited Şirketi vekili, cevap dilekçesinde özetle; Müvekkili şirketin yıllardır demir-sac ticaretiyle uğraşan köklü bir şirket olduğunu, davaya konu keşidecisi davacı … … olan … Bankası Gaziemir/İZMİR Şubesinin … IBAN numaralı hesabından çıkma … Seri numaralı 20.10.2018 tarihli çekin, müvekkili ile arasında ticari ilişki bulunan diğer davalı … Makina San. Tic. Ltd. Şti. (… Makina) tarafından müvekkiline cirolanıp verildiğini, alınan çek karşılığında müvekkilince tahsilat makbuzu düzenlenip diğer davalıya verildiğini, 23.10.2018 tarihinde müvekkilince … … A.Ş.’nin Çiğli Şubesi’ne ibraz edildiğini ancak çek üzerindeki keşideci imzası ile çek hesabı sahibinin imzası örtüşmediğinden herhangi bir işlem yapılamadığını, bu sebeple de çekin karşılığının alınamadığını, bunun üzerine taraflarınca İzmir 20. İcra Müdürlüğünün …/… Esas sayılı dosyası ile takip başlatıldığını, davacı yanca takibe süresi içerisinde itiraz edilmediğini ve takibin kesinleştiğini, müvekkilinin davacı şirketle herhangi bir ilişkisi bulunmadığından ve diğer davalı ile aralarındaki ilişkide üçüncü kişi sıfatı taşıdığından işbu davanın müvekkili yönünden reddi gerektiğini, savcılığa şikayette bulunduklarını, İzmir 1. Ağır Ceza Mahkemesinin …/… Esas sayılı dosyası ile resmi belgede sahtecilik ve bilişim sistemleri banka veya kredi kurumlarının araç olarak kulanılması suretiyle dolandırıcılık suçları sebebiyle davacı şirket ve diğer davalı şirket yetkilileri aleyhine dava açıldığını, İzmir 1. Ağır Ceza Mahkemesinin …/… Esas sayılı dosyasının karara çıktığını, diğer davalı şirket yetkilisi …’in resmi belgede sahtecilik suçu sebebiyle cezalandırılmasına karar verildiğini, davacı şirket yetkilisi …’nın da çeklerin imzalandığından haberi olması sebebiyle dolandırıcılık suçundan cezalandırılması gerektiği gerekçesiyle dosyanın taraflarınca istinaf edildiğini, açıkladığı nedenlerle İzmir 1. Ağır Ceza Mahkemesinin …/… Esas sayılı dosyasının kesinleşmesinin bekletici mesele yapılmasını, müvekkilinin işbu davada iyiniyetli üçüncü kişi olması sebebiyle müvekkili yönünden davanın reddine, davacı aleyhine %20’den az olmamak kaydıyla kötüniyet tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı yan üzerine bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE:
İcra dosyası: İzmir 20.İcra Müdürlüğünün …/… esas sayılı dosyasında davalı alacaklı … …. Tic. Ltd. Şti. . tarafından borçlu davacı … … Tic. Ltd. Şti. ve … Makina San. Tic. Ltd. Şti aleyhine 2o/10/2018 tarihli … seri nolu 43.000,00 TL bedelli çeke istinaden toplam 47.520,89 TL’nin tahsili istemiyle kambiyo senetlerine mahsus takip yoluyla takip yapılmış, takip kesinleşmiş olduğu anlaşılmıştır.
Ceza dosyası: İzmir 1. Ağır Ceza Mahkemesi’ nin …/… E. …/… K sayılı 07.12.2020 tarihli ilamında; sanık sanık …’ nın üzerine atılı sahtecilik ve dolandırıcılık suçlarından beraat ettiği görülmüştür.
ATK Raporu : İstanbul ATK Fiziki İhtisas Dairesi Adli Belge İnceleme Şubesi tarafından düzenlenen 03/11/2021 tarihli raporda özetle ; Tersim biçimi, işleklik derecesi, alışkanlıklar, istif, eğim, doğrultu, seyir, hız ve baskı derecesi bakımından yapılan incelemede; İnceleme konusu çekte atılı keşideci imzası ile …’nın mevcut mukayese imzaları arasında ilgi ve irtibat tespit edilemediği, inceleme konusu çekteki ön yüz yazıları ile …’nın mukayese yazıları arasında; tersim biçimi, işleklik derecesi, alışkanlıklar, istif, eğim, doğrultu, seyir, hız ve baskı derecesi bakımından farklılıklar saptandığından, söz konusu yazıların mevcut mukayese yazılarına kıyasla …’nın eli ürünü olmadığı görüşü ile rapor düzenlemişlerdir.
Dava;Dava takibe konulan çekteki imzanın keşideciye ait olmaması iddiasına dayalı menfi tespit talebine ilişkindir.
Davacı vekili, icra takibine konu çekin üzerindeki imzanın davacıya ait olmadığını, davacı müvekkili şirket iş yerini davalı … Makina San. Tic. Ltd. Şti.’ne kiraladığını, 2018 yılında boşalttığını, takibe konu olan çek de bu kiralama sırasında müvekkili şirket yetkilisi …’nın bilgisi dışında çekmecesinden bir kısım çekler gizlice alınarak kullanıldığını, davacının bu olaydan çekler piyasada kullanılmaya başladıkça haberdar olduğunu, bu dava konusu yapılan çekte bunlardan biri olduğunu davacının çek hamili- alacaklıyı tanımadığını, diğer borçlu-davalı … Makina yetkililerinden şikayetçi olduğunu, İzmir l.Ağır Ceza Mahkemesinin …/… E.sayılı dosyasıyla ile dava açıldığını, davaya ve icra takibine dayanak çek üzerindeki imzanın davacı şirket yetkilisi …’ya ait olmadığını iddia etmiş
Davalı … … ,davacı … … ile aralarında herhangi bir ilişkisi bulunmadığından ve diğer davalı ile aralarındaki ilişkide üçüncü kişi sıfatı taşıdığından işbu davanın müvekkili yönünden reddi gerektiğini savunmuştur.
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu: 2017/(19)11-911 E. 2020/736 K sayılı İlamı; “…Menfi tespit davasında ispat yükü, kural olarak davalı alacaklıya düşer; fakat, davacıya (borçluya) düştüğü hâller de vardır; davacı (borçlu), davalının (alacaklının) varlığını iddia ettiği hukuki ilişkiyi (meselâ borcu) sadece inkâr etmekle yetinmekte ise, yani bu hukuki ilişkinin (borcun) hiç doğmadığını ileri sürmekte ise ispat yükü davalıya düşer. Çünkü hukuki ilişkinin (borcun) varlığını iddia eden davalı olduğu için, ispat yükü davalı alacaklıya düşer (6100 sayılı HMK m. 190; 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu (TMK) m. 6). Fakat, alacaklının dayandığı senedin karşılıksız olduğunu ispat yükü, davacıya (borçluya) düşer. Bunun gibi, davacı (borçlu), davalının (alacaklının) iddia ettiği alacağın ödeme, ibra ve takas gibi bir nedenle son bulduğunu ileri sürerse, bu iddiayı ispat yükü de davacı borçluya düşer (Kuru-El Kitabı, s.322-323).
Kambiyo senetlerine dayalı olarak başlatılan takiplerde imzaya itiraz konusuna değinmek gerekirse, bu husus 2004 sayılı İİK’nın 170. maddesinde düzenlenmiş, bu maddenin üçüncü fıkrasında aynen; “İcra mahkemesi, 68/a maddesinin dördüncü fıkrasına göre yapacağı inceleme sonunda, inkâr edilen imzanın borçluya ait olmadığına kanaat getirirse itirazın kabulüne karar verir. İtirazın kabulü kararı ile takip durur. Alacaklının genel hükümlere göre dava açma hakkı saklıdır. İnkar edilen imzanın borçluya ait olduğu anlaşılırsa ve itiraz ile birlikte takip ikinci fıkraya göre durdurulmuşsa, borçlu sözü edilen senede dayanan takip konusu alacağın yüzde kırkından aşağı olmamak üzere inkar tazminatına ve takip konusu alacağın yüzde onu oranında para cezasına mahkûm edilir ve itiraz reddedilir. Borçlu menfi tespit veya istirdat davası açarsa, hükmolunan tazminatın ve para cezasının tahsili dava sonuna kadar tehir olunur ve davanın borçlu lehine sonuçlanması halinde daha önce hükmedilmiş olan tazminat ve para cezası kalkar.” düzenlemesine yer verilmiş olup, bu hükümle icra mahkemesince incelemenin aynı Kanun’un 68/a maddesinin dördüncü fıkrasına göre yapılacağı açıklanmıştır.
İİK’nın 68/a maddesinin 4. fıkrasında ise, “…imza tatbikinde Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun bilirkişiye ait hükümleri ile 309. maddesinin 2, 3 ve 4. fıkraları ve 310, 311 ve 312. maddeleri hükümleri uygulanır.” hükmü yer almaktadır.
6100 sayılı HMK’nın 447. maddesinin 2. fıkrası gereğince Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’na yapılan yollamalar 6100 sayılı HMK’ya yapılmış sayılır. Bu hüküm uyarınca HMK’nın yürürlük tarihinden sonra icra mahkemesinde 6100 sayılı HMK’nın 208, 211 ve 217. maddelerine göre imza incelemesi yapılması gerekmektedir.
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun;
“Yazı veya imza inkârı” başlıklı 208. maddesi;
“(1) Taraflardan biri, kendisi tarafından düzenlendiği iddia edilen bir belgedeki yazı veya imzayı inkâr etmek isterse, sahtelik iddiasında bulunmalıdır; aksi hâlde belge, aleyhine delil olarak kullanılır.
(2) Bir belgenin sahteliği iddia edildiğinde, belgenin mahkemeye verildiği tarih yazılıp mühürlenerek, saklanması için mahkemece gerekli tedbirler alınır.
(3) Bir belgenin sahteliğini iddia eden kimse, bunu aynı mahkemede ön sorun şeklinde ileri sürebileceği gibi, bu konuda ayrı bir dava da açabilir.
(4) Resmî bir senetteki yazı veya imzayı inkâr eden tarafın bu iddiası, ancak ilgili evraka resmiyet kazandıran kişiyi de taraf göstererek açacağı ayrı bir davada incelenip karara bağlanabilir. Asıl davaya bakan hâkim, gerekirse bu konuda imza veya yazıyı inkâr eden tarafa, dava açması için iki haftalık kesin bir süre verir”;
“Yazı veya imza inkârının sonucu” başlıklı 209. maddesi;
“(1) Adi bir senetteki yazı veya imza inkâr edildiğinde, bu konuda bir karar verilinceye kadar, o senet herhangi bir işleme esas alınamaz.
(2) Resmî senetlerdeki yazı veya imza inkâr edildiğinde, senetteki yazı veya imzanın sahteliği, ancak mahkeme kararıyla sabit olursa, bu senet herhangi bir işleme esas alınamaz.
(3) Senede dayanılarak verilmiş olan ihtiyati tedbir, o senet hakkındaki sahtelik iddiasından etkilenmez ve gerektiğinde senet sahibi haklarının korunması için yeni tedbirler talep edebilir”
“Sahtelik incelemesi” başlıklı 211. maddesi ise;
“(1) Bir belgenin sahteliğinin iddia edilmesi durumunda, bu hususta karşı tarafın açıklamaları da dikkate alınarak, aşağıdaki sıra ile inceleme yapılarak öncelikle karar verilir:
a) Hâkim, yazı veya imzayı inkâr eden tarafı isticvap ettikten sonra bir kanaat edinememişse, huzurda bu kişiye yazı yazdırıp imza attırmak suretiyle elde ettiği belge ve diğer delilleri değerlendirir. Hâkim, sahtelik konusunda başka bir incelemeye gerek duymadan karar verebilecek durumda ise gerekçesini açıkça belirtmek suretiyle, senedin sahteliği hakkında bir karar verir. İsticvap için mahkemeye davet edilen taraf, belirtilen günde hazır bulunmadığı takdirde, inkâr etmiş olduğu belgedeki yazı veya imzayı ikrar etmiş sayılır; bu husus kendisine çıkartılacak davetiyede ayrıca ihtar edilir.
b) (a) bendi hükmüne göre yaptığı incelemeye rağmen, hâkimde sahtelik konusunda kesin bir kanaat oluşmamışsa, bilirkişi incelemesine karar verir. Bilirkişi incelemesinden önce, mevcutsa, o tarafa ait olan karşılaştırma yapmaya elverişli yazı ve imzalar, ilgili yerlerden getirtilir. Bilirkişi, bu yazı ve imzalarla, o mahkemede elde edilen yazı ve imzaları esas alarak inceleme yapar. Bilirkişi, inceleme için gerekli görürse, kendi huzurunda tarafın yeniden yazı yazması veya imza atmasını mahkemeden talep edebilir”. şeklinde düzenlemeler içermektedir.
Buna göre, 6100 sayılı HMK’nın 211/a maddesine göre yapılan incelemeye rağmen hâkimde sahtelik konusunda kesin bir kanaat oluşmamış ise 6100 sayılı HMK’nın 266. ve devamı maddelerine göre çözümü özel veya teknik bilgi gerektirdiğinden bilirkişi incelemesine karar verilir. Aynı Kanun’un 211/b maddesine göre bilirkişi incelemesinden önce mevcutsa o tarafa ait karşılaştırma yapmaya elverişli yazı ve imzalar ilgili yerlerden getirilir. Bilirkişi o mahkemede elde edilen yazı ve imzalarla inceleme yapar. Bu husus maddenin gerekçesinde “…Bilirkişi incelemesinde, bu yazı ve imzalarla mahkemece elde edilen yazı ve imzalar esas alınır. Bilirkişi inceleme için gerekli görürse kendi huzurunda tarafın yeniden yazı yazması veya imza atmasını mahkemeden talep edebilir…” şeklinde açıklanmıştır. Bu hükümden anlaşılacağı üzere takibe dayanak senedin sahteliğinin bilirkişi raporu ile ispatlanması gerekir. Bilirkişi incelemesinde kullanılacak belgeler mahkeme veya bilirkişi huzurunda alınan imza örnekleri ve mukayeseye esas belgelerdir.
İmza incelemesinde öncelikle senedin düzenleme tarihinden öncesine ilişkin borçluya ait olduğu muhakkak olan karşılaştırmaya elverişli imzalarını taşıyan belgeler, keşide tarihine en yakın tarihli olanından başlayarak bilirkişi tarafından mukayeseye esas alınmalıdır. Yapılacak bilirkişi incelemesinin, konunun uzmanınca ve yeterli teknik donanıma sahip bir laboratuvar ortamında, optik aletler ve o incelemenin gerektirdiği diğer cihazlar kullanılarak, grafolojik ve grafometrik yöntemlerle yapılması, bu alet ve yöntemlerle gerek incelemeye konu ve gerekse karşılaştırmaya esas belgelerdeki imza veya yazının tersim, seyir, baskı derecesi, eğim, doğrultu gibi yönlerden taşıdığı özelliklerin tam ve kuşkuya yer vermeyecek şekilde belirlenip karşılaştırılması; sonuçta, imza veya yazının atfedilen kişiye ait olup olmadığının, dayanakları gösterilmiş, tarafların, mahkemenin ve Yargıtay’ın denetimine elverişli bir raporla ortaya konulması, gerektiğinde karşılaştırılan imza veya yazının hangi nedenle farklı veya aynı kişinin eli ürünü olduklarının fotoğraf ya da diğer uygun görüntü teknikleriyle de desteklenmesi şarttır. Nitekim bu ilkeler, Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 08.10.2019 tarihli ve 2017/12-2692 E., 2019/1003 K. sayılı kararında da benimsenmiştir.
6100 sayılı HMK’nın 211. maddesinde yer alan ve imza incelemesi konusunda getirilen bu sıraya uyulması zorunludur. Buna göre hâkim imzayı inkâr eden tarafın isticvap edilmesine karar verdiği hâlde, bu davete icabet edilmemesi imzanın ikrar edilmiş sayılması sonucunu doğuracak ve bilirkişi incelemesi yapılmasına ihtiyaç kalmayacaktır. Aynı şekilde inkâr edilen imza ile karşılaştırılan imzanın birbirine benzemediğinin ilk bakışta tespit edilebildiği hâllerde bilirkişi incelemesi yapılmasına gerek yoktur ( Pekcanıtez, H./ Özekes, M./ Akkan, M./ Korkmaz, H.T.:Pekcanıtez Usul Medeni Usul Hukuku, Cilt II, İstanbul 2017, s. 1795).
Diğer taraftan adli bilimler disiplininin bir dalı olan kriminalistiğin özel bir sahası olan adli grafoloji ve belge sahteciliği dalı, el yazısı ve imzaların grafolojik açıdan kişinin samimi yazı ve imzalarının karakteristik yazım özelliklerinin tespitini ve belirlenen karakteristiklerin, araştırılan (incelemeye konu olan) yazı ve imzalarda da var olup olmadığının incelenmesini içerir. Bilirkişi inceleme sonucunda senette borçluya atfen atılı bulunan imzanın borçluya ait olup olmadığına ilişkin bir kanaate ulaşır. Mahkemece bilirkişi raporu yeterli görülür ise bu rapora göre, yeterli görülmez ise ek rapor alarak veya yeniden bilirkişi incelemesi yaptırarak sonucuna göre karar verilir….Açıklanan nedenlerle; Davalı vekilinin temyiz itirazlarının reddi ile direnme kararının ONANMASINA, …”
Tüm dosya kapsamına göre; davacının takibe ve dava ya konu çekte keşideci olarak imzalayan davacı şirket yetkilisi … adına atılan imzanın ona ait olmadığı savunması yapılmış, dava konusu çek nedeniyle açılan kamu davasında, İzmir 1. Ağır Ceza Mahkemesi’ nin …/… E. …/… K sayılı 07.12.2020 tarihli ilamı ile sanık …’ nın üzerine atılı sahtecilik ve dolandırıcılık suçlarından beraat ettiği anlaşılmış ,
Dava konusu çek üzerinde İstanbul ATK Fiziki İhtisas Dairesi Adli Belge İnceleme Şubesi tarafından düzenlenen 03/11/2021 tarihli raporda, keşideci imzası ile …’nın mevcut mukayese imzaları arasında ve çekteki ön yüz yazıları ile …’nın mukayese yazıları arasında ilgi ve irtibat tespit edilemediğinden davacının davasının kabulüne karar vermek gerekmiş aşağıdaki gibi hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M :Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
Davanın KABULÜNE,
1-Davacının, İzmir 20. İcra Müdürlüğü’ nün …/… Esas Sayılı dosyası ile icra takibine konu edilen, keşidecisi … … İnş. Gıda Hayv. Teks. San. Tic. Ltd. Şti. lehdarı … Makina San.Tic. Ltd. Şti. olan, … Bankası’ nın … seri numaralı, 20.10.2018 keşide tarihli, 43.000,00-TL bedelli çek nedeniyle BORÇLU OLMADIĞININ TESPİTİNE,
2-Harçlar Kanunu uyarınca alınması gereken 3.239,32-TL harçtan peşin alınan 809,84-TL harcın mahsubu ile bakiye 2.429,48‬-TL harcın davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak HAZİNEYE GELİR OLARAK KAYDINA,
3-Hüküm tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT uyarınca davacı yararına takdir olunan 6.964,72-TL vekalet ücretinin davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,
4-Davacının yapmış olduğu 54,40-TL dava açma ilk gideri, 1.050,00-TL ATK ücreti, 291,00-TL tebligat ve posta gideri, olmak üzere toplam 1.395,4‬0-TL Yargılama giderinin peşin yatırılan 809,84-TL harç ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,
5-Davacı ve davalı yanca yatırılan delil ve gider avansından sarf edilmeyen kısmın karar kesinleştiğinden yatıran tarafa iadesine
Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içinde İzmir Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde, istinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar, açıkça okunup, usulen anlatıldı.22/02/2022

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır