Emsal Mahkeme Kararı İzmir 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/570 E. 2021/1021 K. 07.12.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/570 ESAS
KARAR NO : 2021/1021 KARAR

DAVA : Tazminat (Trafik Sigorta Sözleşmesi Kaynaklı Rücuen)
DAVA TARİHİ : 09/10/2020
KARAR TARİHİ : 07/12/2021

Mahkememizde görülen Tazminat (Trafik Sigorta Sözleşmesi Kaynaklı Rücuen) davasının yapılan açık yargılamasının sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davalı … Sigorta A.Ş. tarafından zorunlu trafik sigortası ile sigortalı … plakalı aracın 26.01.2019 tarihinde, maliki müvekkilinin olduğu … plakalı araca çarpması neticesinde maddi hasarlı trafik kazası meydana geldiğini, araçta maddi hasar oluştuğunu, kazada kusurlu olan … plakalı aracın davalı … Sigorta nezdinde ZMMS sigortalısı olduğunu, sigorta şirketine başvuru yapıldığını, sigorta şirketinin hasar ve değer kaybı için haksız olarak ödeme yapmadığını, sigortanın gerçek zararı ödemekle yükümlü olduğunu, ispat yükünün sigortaya ait olduğunu belirterek, açıklanan gerekçelerle ve fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 50 TL bakiye değer kaybı bedeli ve 50 TL hasar miktarı olmak üzere toplam 100 TL’nin temerrüt tarihinden işleyecek yasal faizi ile ödenmesini talep etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili, cevap dilekçesinde özetle; Davanın belirsiz dava olarak açılamayacağını, yetki itirazları olduğunu, kazaya karışan … plakalı aracın müvekkili şirket nezdinde 30.06.2018-2019 vadeli ve poliçe limiti ile ZMMS Sigortalısı olduğunu, sorumluluklarının kusur oranı ve poliçe limiti dahilinde olduğunu, kusur oranlarının tespiti gerektiğini, gerçek zararın tespiti gerektiğini, değer kaybının genel şartlara hesaplanması gerektiğini, avans faizi talep edilemeyeceğini belirterek davanın reddini talep etmiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE:
Kaza Tespit Tutanağı ;Kaza sonrası tarafların kendi aralarında tanzim ettikleri 26.01.2019 tarihli maddi hasarlı trafik kazası tutanağında, (kazaya üç aracın karıştığı beyan edilmesine rağmen) tutanağın sadece Davalıya ait … plaka sayılı aracın sürücü … beyanı “Aracımla 5082 sokakta seyir halinde iken aniden önüme gelen … plakalı araç benim aracımın ön kısmına çarptı ” şeklinde olduğu, Kaza krokisinde ve tutanak imza kısmında kazaya 3 aracın karıştığı görüldüğü diğer iki sürücünün beyanı kaza tutanağında bulunmadığı anlaşılmıştır.
Hasar dosyası: Davacının dava tarihinden önce davalı sigortaya hasar / değer kaybı talepleri için başvuruda bulunduğu, herhangi bir ödeme yapılmamış olduğu anlaşılmaktadır.
Trafik ve Tramer kayıtları: Kazaya karışan …. plakalı aracın kaza tarihinde davacı adına kayıtlı olduğu, davaya konu kazadan önce 26.01.2016 tarihindeki kaza nedeniyle hasar kaydı olduğu anlaşılmıştır
Sigorta Poliçesi: Davalıya ZMMS Sigorta Poliçesi Sigortası ile sigortalı …’ ya ait … 27 plakalı araçla ilgili olarak 30.06.2018-30.06.2019 tarihleri arasında geçerli Karayolları Mali Sorumluluk Trafik Sigorta poliçesi ile … Sigorta A.Ş. tarafından sigorta teminat örüntüsüne alındığı, kaza 26.01.2019 tarihinde meydana gelmiş olup teminat süresi içinde meydana gelmiş olduğu, poliçe teminat limitinin araç başına 36.000,00TL olduğu anlaşılmaktadır.
Bilirkişi Raporu : Bilirkişi …. tarafından düzenlenen 02/03/2021 tarihli raporda özetle ; … plaka sayılı davacı aracının 26.01.2019 tarihli kazasının hasarla uyumsuz olduğu görüş ve kanaatine varıldığı, ancak mahkememizin aksi bir görüş ve karara varması durumunda davacı aracının hasar onarım bedeli ve değer kaybı bedelinin;
– Tazminata konu aracın hasar onarım bedelinin, 11.130,74 TL yedek parça, 2.869,26 TL işçilik olmak üzere toplam 14.000,00 TL +kdv, kdv dahil 16.520,00 TL olduğu,
-Aracın onarımı yapıldıktan sonraki rayiç değeri araştırması neticesinde, onarım sonrası rayicinin 82.000 TL ile 84.000 TL olduğu, ortalama değerinin 83.000 TL olduğu, Yargıtay 17 HD. nin Gerçek zarar ile ilgili “gerçek zarar ve değer kaybının, aracın kaza öncesi rayici ile (92.000 TL) onarım sonrası rayici (83.000 TL) arasındaki farktır” kararları göz önüne alındığında ve değerlendirildiğinde aracın piyasa koşullarında değer kaybının 9.000,00 TL olduğu görüşü ile raporunu düzenlemiştir.
ATK Raporu : Ankara ATK Trafik İhtisas Dairesi tarafından düzenlenen 08/07/2021 tarihli raporda özetle ; Dava konusu kazada … plakalı araçta kaza sonucu Toplam 22520 TL Hasar ve Değer Kaybı olduğu görüşü ile rapor düzenlenmiştir.
Değer Artırım : Davacı vekili 11/10/2021 tarihli dilekçesi ile dava değerini artırmış ve harcını aynı tarihte yatırmıştır.
Dava; davacı aracında meydana gelen hasar zararı, değer kaybı bedelinin karşı araç ZMMS sigortacısından tahsili davasıdır.
Dava tarihinde yürürlükte olan, 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 91/1. maddesinde, “işletenlerin, bu kanunun 85/1.maddesine göre olan sorumluluklarının karşılanmasını sağlamak üzere mali sorumluluk sigortası yaptırmaları zorunludur”, aynı yasanın 85/1.maddesinde, “bir motorlu aracın işletilmesi bir kimsenin ölümüne veya yararlanmasına yahut bir şeyin zarara uğramasına sebep olursa, araç işletenin bu zarardan sorumlu olacağı”, aynı yasanın 85/son maddesinde ise, “işleten ve araç işleticisi teşebbüsün sahibi, aracın sürücüsünün veya aracın kullanılmasına katılan yardımcı kişilerin kusurundan kendi kusuru gibi sorumludur.” hükümlerine yer verilmiş, 01.06.2015 tarihinde yürürlüğe giren Karayolları Motorlu araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartları’nın amacı A.1 maddesinde “Karayolları Trafik Kanunu uyarınca motorlu araç işletenlerine yüklenen hukuki sorumluluk için düzenlenen Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortasına yönelik ilgililerinin hak ve yükümlülüklerine ilişkin usul ve esasların düzenlenmesidir.” şeklinde belirlenmiştir. Sigortanın kapsamı ise genel şartlar A.3. maddesinde “sigortacı, poliçede tanımlanan motorlu aracın işletilmesi sırasında, üçüncü şahısların ölümüne veya yaralanmasına veya bir şeyin zarara uğramasına sebebiyet vermiş olmasından dolayı, 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanununa göre sigortalıya düşen hukuki sorumluluk çerçevesinde Genel Şartlarda içeriği belirlenmiş tazminatlara ilişkin talepleri, kaza tarihi itibariyle geçerli zorunlu sigorta limitleri dahilinde karşılamakla yükümlüdür. Sigortanın kapsamı üçüncü şahısların, sigortalının Karayolları Trafik Kanunu çerçevesindeki sorumluluk riski kapsamında, sigortalıdan talep edebilecekleri tazminat talepleri ile sınırlıdır.” şeklinde düzenlenmiştir
.
Anayasa Mahkemesi’nin 2019/40 esas, 2020/40 karar, 17/07/2020 tarihli iptal kararının, 9 Ekim 2020 günü 31269 sayılı RG’de yayınlandığı, bu karar ile 14/04/2016 tarihli, 6704 sayılı 3. Maddesiyle değiştirilen 90. Maddesinin 1. cümlesinde yer alan “… ve bu kanun çerçevesinde hazırlanan genel şartlarda…” ibaresinin, ikinci cümlesinde yer alan “… ve genel şartlarda…” ibaresinin iptallerine karar verildiği, iptal kararının gerekçesinde; ” Motorlu taşıt işletilmesi sebebiyle üçüncü kişilere verilen zararlardan dolayı, işletenin hukuki sorumluluğu haksız fiilden doğan sorumluluk niteliği taşıdığı için tazminat borcunun kapsamının 6098 sy TBK’na göre belirlendiği, işletenin söz konusu tazminat borcunun dolayıyla zarar gören üçüncü kişilerin tazminat alacaklarının teminat altına alınması amacıyla öngörülmüş olan zorunlu mali sorumluluk sigorta şirketinin tazminat borcunun kapsamının ise Genel Şartlara göre belirlendiği, bu durumun tazminatın kapsamının farklılaşmasına yol açtığı, bunun nedeninin ise idarenin düzenleyici işlemi niteliğindeki tazminat hesaplamasını düzenleyen kurallarında, 6098 sy TBK’nun gerçek zararın tazminini öngören kurallarından ayrılan hükümlere yer vermiş olmasından kaynaklandığı, Anayasa’nın 48. maddesinde sözleşme özgürlüğünün güvence altına alındığı, bu özgürlüğün sözleşme yapıp yapmama serbestsinin yanı sıra yapılan sözleşmelere dışarıdan müdahale yasağını da içerdiği, sigorta şirketinin zorunlu mali sorumluluk sigorta poliçesinden kaynaklanan borcunun kapsamının 2918 sy Kanun çerçevesinde hazırlanan GŞ’a göre belirleneceği, bu kuralların sözleşmeden doğan borcun kapsamını belirlemek suretiyle Anayasa’nın 48. Maddesinde güvence altına alınan sözleşme özgürlüğünü sınırladığı, Anayasa’nın 13. Maddesi uyarınca temel hak ve özgürlüklere sınırlama getiren düzenlemelerin öncelikle kanunla yapılması gerektiği, sözleşme özgürlüğünü sınırlamaya yönelik bir kanuni düzenlemenin şeklen var olması yeterli olmayıp, kanuni düzenlemelerin keyfiliğe izin vermeyecek şekilde belirli, ulaşılabilir ve örgörülebilir nitelikte olması gerektiği, kanunun bu niteliklere sahip olmasının esasen Anayasa’nın 2. Maddesinde güvence altına alınan hukuk devleti ilkesinin de bir gereği olduğu, 2918 sy KTK’nun 90. Maddesinde sigorta şirketinin ZMMS sözleşmesinden doğan sorumluluğunun kapsamı düzenlenmemiş olup, bu kapsamın idarenin düzenleyici nitelikte işlemi olan Genel Şartlara göre belirlenmesinin öngörülmesi ile borcun kapsamının tespiti hususunda temel çerçeve ve ilkelerin kanunlarla belirlenmeyerek idareye geniş bir takdir yetkisinin tanındığı, bu itibarla sözleşmenin içeriğine yönelik sınırlama öngören kuralların kanunilik ölçütü yönünden Anayasanın 13. ve 48. Maddelerine aykırı olduğu, Anayasa’nın 17. Maddesinde yaşama hakkı ve kişilerin maddi ve manevi varlığını geliştirme hakkının, 35. Maddesinde mülkiyet hakkının güvence altına alındığı, Anayasanın 5. Maddesinde insanın maddi ve manevi varlığını geliştirebilmesi için gerekli şartları hazırlamanın devletin temel amaç ve görevleri arasında sayıldığı, motorlu araç işletilmesine bağlı olarak kişilerin uğrayabileceği destekten yoksun kalma, bedensel zarar, eşya zararı ve manevi zararın Anayasa’nın 17. ve 35. Maddelerinde düzenlenen hakların ihlali sonucunda ortaya çıkan zarar niteliğinde olduğu, dolayısıyla karayolunda motorlu taşıt işletilmesini düzenleyen kuralları belirlemenin ve motorlu taşıt işletilmesi sebebiyle üçüncü kişilerin uğrayabileceği zararın tazmin edilmesini güvence altına almanın da devletin görevleri kapsamında olduğu, ZMMS kapsamında sigorta şirketinin bu zararlardan dolayı sorumlu tutulmuş olmasının, zarar gören kişinin Anayasa’nın 17. ve 35. Maddesinde düzenlenen haklarının Anayasa’nın 5. Maddesiyle bağlantılı olarak korunmasının amaçlandığını gösterdiği, sigorta şirketinin sorumluluğunun kapsamının idarenin düzenleyici nitelikteki işlemi ile belirlenmesinin zarar gören üçüncü kişi ve işleten aleyhine, sigorta şirketi lehine menfaat dengesinin bozulmasına yol açacağı… ” belirtilerek bu nedenlerle 6704 sayılı 3. Maddesiyle değiştirilen 90. Maddesinin 1. cümlesinde yer alan “… ve bu kanun çerçevesinde hazırlanan genel şartlarda…” ibaresinin, ikinci cümlesinde yer alan “… ve genel şartlarda…” ibaresinin Anayasa’nın 5., 13., 17., 35. Ve 48. Maddelerine aykırı olması nedeniyle iptallerine karar verildiği görülmüştür.
Tüm dosya kapsamı ve hükme esas alınan 08/07/2021 tarihli ATK raporuna göre; Sürücü …, 26.01.2019 günü saat 21:00 sıralarında sevk ve idaresindeki … plakalı aracı ile 5082. Sokak üzerinde sürücü … idaresindeki … plakalı araca çarpmasıyla, savrulan bu aracın da karşı yönden gelen sürücü … plakalı otomobilin ön kesimleriyle çarpışması sonucu maddi hasarlı kaza meydana geldiği,
Hükme esas alınan raporda, Dosya kapsamındaki Maddi Hasarlı Trafik Kazası Tespit Tutanağı, Bilirkişi Raporu, kaza sonrası olay mahallinde çekilmiş(zayıf çözünürlüğü nedeni ile anlaşılamayan) fotoğraflar, dava ve cevap dilekçeleri, … plakalı aracın hasar yeri, … plakalı aracın hasarlı kesimi(sol arka köşe), olay mahallinde bulunan 5824. Sokak ile diğer kavşak kollarının olması durumu da dikkate alınarak değerlendirme yapıldığında kazanın oluş şeklinin anlaşılamadığı, bilmesi için bir kroki üzerinde araçların hareket yönleri, çarpma noktası, varsa olay mahallinde bulunan trafik işaret ve levhalarının belirtilmesi, aydınlatma durumu, yolun yapısı(şerit sayılı, bölünmüş veya çift yönlü…vb), çarpma noktasının yol kenarlarına göre mesafesi gibi verilere ihtiyaç duyulmuştur. Bu verilerin olması halinde kusur durumu ve kazanın hasar ile uyumlu olup-olmadığı hususunda değerlendirme yapılamadığı görülmüştür.
Ancak davalı sigorta şirketinin kazanın hasarla uyumlu olmadığı savunmasında bulunmadığı kaldı ki buna yönelik bir itirazı olsa bile kazanın hasarla uyumlu olmadığını ispat yükünün sigorta şirketinde bulunmaktadır. Emsal Yargıtay kararlarının da bu yöndedir.
Yargıtay 17. HD: 2019/801 E. 2020/6275 K. 27/10/2020 tarihli ilamı:”…Sigorta sözleşmeleri gerek kuruluşları sırasında, gerek devamlarında, gerekse rizikonun gerçekleşmesinden sonraki ihbar yükümlülükleri bakımından iyiniyet esasına dayalı sözleşme türlerindendir.Taraflar arasında geçerli bir sigorta ilişkisi kurulduktan sonra oluşan rizikolardan sigortacı sorumlu olduğu gibi, TTK 1281/2.maddesi hükmüne göre, kural olarak rizikonun teminat dışında kaldığına ilişkin iddianın sigortacı tarafından kanıtlanması gerekir. Ancak olayın sigortalının iddia ettiği şekilde değilde, sigortacının iddia ettiği şekilde gerçekleşmiş olması halinde ise, bu oluş şeklinin Kasko Genel Şartlarının A.5.ci maddesinde sayılan teminat dışında kalan hallerden olması gerekmektedir. (H.G.K 22.12.2010 gün 2010/17-655-688, 16.12.1998 gün 1998/11-872-905, 10.12.1997 gün 1997/11-772-1043 sayılı kararlarda bu yöndedir).
Somut olayda, davacı tarafça;sürücüler tarafından tanzim edilen 11.05.2009 tarihli maddi hasarlı trafik kazası tespit tutanağına göre, davacıya ait aracın karıştığı çift taraflı kazada-davacının beyanına göre, karşı araca arkadan çarpmak suretiyle-hasarlandığı,söz konusu hasarla ilgili davalı sigortacı nezdinde hasar dosyası açıldığı ancak;sigortacı tarafından ödeme yapılmadığı, aracın iddia olunan kaza nedeniyle yetkili serviste tamir gördüğü, parçalarının değiştiği anlaşılmaktadır.
Mahkemece araç hasarının bu kaza nedeniyle oluşmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. Toplanan delillere göre ispat yükü yer değiştirmeyecektir. Olayda ispat yükü davalı sigorta şirketinde olup, rizikonun teminat dışı olacak biçimde gerçekleştiğini ispat etmesi gerekir. Dosya kapsamında ise aracın söz konusu kaza nedeniyle hasarlanmadığı veya böyle bir kazanın meydana gelmediği hususunda, sigorta şirketince sunulmuş somut ve yeterli delil bulunmamaktadır. (HGK 2013/17-2303E., 2015/1497K.) olduğu …”
Eksper … tarafından hazırlanan 20.05.2019 tarihli Rapor, … Sigorta Müdürlüğüne hitaben … Oto tarafından hazırlanan 18.03.2019 tarihli Belge, 02.03.2021 tarihli Bilirkişi Raporu, Maddi Hasarlı Trafik Kazası Tespit Tutanağı, kaza sonrası olay mahallinde çekilmiş fotoğraflar, piyasa şartları dikkate alındığında 16520 TL(KDV Dahil) tutarında hasarın oluştuğu, bu duruma göre aracın onarımının uygun olacağı, davaya konu … plakalı 2012 Model Volkswagen Marka Scirocco 1.4 TSI 160 Sportline Tipindeki hususi otomobilin yaşı(7 Yaş), kullanılmışlık düzeyi (86683 Km), hasar miktarı (16520 TL KDV Dahil), hasar durumu, değişen ve onarılan parçalar, hasar geçmişi(25.10.2016) ile piyasa şartları birlikte değerlendirildiğinde ise araçta 6000 TL’lik değer kaybının olduğu, Toplam Hasar Tutarının 16520,00 TL, değer kaybı 6000,00 TL Toplam 22520 TL Hasar ve Değer Kaybı oluştuğu, kazanın poliçe süresi içerisinde gerçekleştiği, zarar miktarının poliçe limiti dahilinde kaldığı, davalı sigorta şirketinin poliçe kapsamında doğan hasar ve değer kaybı zararından sorumlu olduğu anlaşılmıştır.
Davacı vekili değer artırım dilekçesi ile, hasar bedeline ilişkin talebini 16.470,00 TL arttırarak 16.520,00 TL’ye, değer kaybına ilişkin talebimizi 5.950,00 TL arttırarak 6.000,00 TL’ye yükseltmiştir, davalı sigorta şirketinin 13/02/2019 tarihinde temerrüde düştüğü, anlaşılmakla davacının davasının kabulüne karar vermek gerekmiş, aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M :Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
Davacının davasının KABULÜ ile;
1-16.520,00TL hasar bedeli, 6.000,00TL değer kaybı bedeli olmak üzere toplam 22.520,00-TL maddi tazminatın temerrüt tarihi 13/02/2019 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
2- Harçlar Kanunu uyarınca alınması gereken 1.538,34-TL harçtan peşin alınan ve değer artırım yoluyla tamamlanan 437,40-TL harcın mahsubu ile bakiye 1.100,94‬-TL harcın davalıdan alınarak HAZİNEYE GELİR OLARAK KAYDINA,
3- Hüküm tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT uyarınca davacı yararına takdir olunan 5.100,00-TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4-Dava şartı arabuluculuk ücreti olan ve 6325 sy Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu’nun 18/A-13 maddesi uyarınca tarafların anlaşamamaları nedeniyle Adalet Bakanlığı bütçesinden karşılanan 1.320,00 TL’nin davada haksız çıkan davalıdan alınarak HAZİNE’ye gelir kaydına,
5-Davacının yapmış olduğu 54,40-TL dava açma ilk gideri, 600,00-TL bilirkişi ücreti, 125,98-TL tebligat ve posta gideri, ATK fatura ücreti 723,00-TL olmak üzere toplam 1.503,38‬-TL Yargılama giderinin peşin yatırılan ve değer artırım yoluyla tamamlanan 437,40-TL harç ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6- Davacı ve davalı yanca yatırılan delil ve gider avansından sarf edilmeyen kısmın karar kesinleştiğinden yatıran tarafa iadesine
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı, davalı vekilinin yokluğunda gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içinde İzmir Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde, istinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar, açıkça okunup, usulen anlatıldı.07/12/2021

Katip …..
¸e-imzalıdır

Hakim ….
¸e-imzalıdır