Emsal Mahkeme Kararı İzmir 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/5 E. 2021/465 K. 01.06.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/5
KARAR NO : 2021/465

DAVA : Alacak (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 19/12/2013
KARAR TARİHİ : 01/06/2021

Mahkememizde görülen davanın yapılan açık yargılaması sonucunda;
İDDİA;
Davacı vekili dava dilekçesi ile özetle; müvekkilinin, davalılardan ….’nin Türkiye distribütörü olduğu … marka … plakalı … motor, … şase numaralı … “…” model bir adet aracı 22/07/2013 tarihinde diğer davalı ….’den satın aldığını, müvekkili satın aldıktan çok kısa bir süre sonra bu araçla şirket yetkilisinin Almanya’ya gittiğini ancak aracın arıza yaptığını, aracı Almanya’da bulunan yetkili servise götürdüğünü, aracın arızasını giderdiklerini söylediklerini, müvekkili şirket yetkilisinin aracı alarak Türkiye’ye geri döndüğünü, ancak tesadüfen araçta motor numarasının olmadığını öğrendiğini, bunu sorduğunda davalı …. tarafından “Almanya’daki yetkili servisin motorun arızalı olması nedeniyle komple motoru değiştirdiğini ve Almanya’da motorlar üzerinde numara basılma zorunluluğu olmadığından bu konuda bilgi verilmediğini” belirttiğini, araçta şu an itibariyle motor ya da blok numarasının bulunmadığını, müvekkilinin aracı muayeneye sokmasının ve kullanabilmesinin mümkün olmadığını, davalı …’e İzmir … Noterliği’nden 5/11/2013 tarihli, … yevmiye numaralı ihtarnameyi gönderdiklerini ve malın ayıpsız misli ile değiştirilmesinin istediklerini ancak cevap alamadıklarını, aracın motor numarasının bulunmaması nedeniyle araç muayenesi yapılamadığından trafikten men durumunun bulunduğunu belirterek, aracın misli ile değiştirilmesine karar verilmesini istemiştir.
CEVAP;
Davalı …. vekili cevap dilekçesi ile özetle; araç bedeli olan 70.456,49-TL üzerinden nispi harcın tamamlanması gerektiğini, aracın değişen motorunda seri numarasının bulunmamasının satımda var olan bir ayıp olmadığını, 2918 sayılı kanunun 32. maddesine göre araçta yapılan teknik değişikliklerinin Trafik Tescil Bürosuna bildirilmesi ve bunun da davacı tarafından yapılması gerektiğini, bu durumda sorunun çözüleceğini, dolayısıyla motorda numara yazılmadı diye aracın değiştirilmesi isteğinin hukuki dayanağının bulunmadığını, müvekkilinin herhangi bir sorumluluğunun olmadığını, araçta oluşan arızanın davacının seçimlik hakkı nedeniyle ücretsiz onarıldığını, bu haktan dönülemeyeceğini belirterek, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Davalı …. vekili cevap dilekçesi ile özetle; dava konusu aracın motor değişiminin Almanya’da bulunan “…” isimli serviste gerçekleştirildiğini, bu servisin müvekkili ile ilgisinin bulunmadığını, bu nedenle de müvekkilinin davada taraf gösterilemeyeceğini, davanın husumetten reddi gerektiğini, müvekkilinin merkezinin İstanbul’da olması nedeniyle davaya bakmaya İstanbul Asliye Ticaret Mahkemelerinin yetkili olduğuna, TTK’nın 23/c maddesi gereğince ayıp ihbarının süresinde yapılmadığını, harcın eksik yatırıldığını, davacının müvekkili servislerine yaptığı başvuruların hiçbirisinde oto şikayetinin bulunmadığını, araçta herhangi bir arıza olmadığını, iddia edilen motor numarası olmaması probleminin satıştan kaynaklı olmayıp, satış sonrasında davacının Türkiye dışında ve müvekkili ile ilgilisi olmayan başka bir firmada işlem yaptırmasından kaynaklandığını, davacının yasanın aradığı belgeleri sağladığında motorun numarasını alıp tescilini yapabileceğini, davacının hali hazırda aracı kullanmaya devam ettiğini, davayı kabul anlamına gelmemek üzere davacı aracının üç kez hasar nedeniyle servise getirildiğini, boya ve kaporta onarımının yapıldığını, araçta değer kaybı oluştuğunu, ortada ayıp veya sorun bulunmadığını belirterek, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
GEREKÇE;
Dava; ayıplı olduğu ileri sürülen aracın misli ile değiştirilmesi istemine ilişkindir.
Dava dosyası İzmir …Tüketici Mahkemesi’nin 19/12/2013 tarihli, … Esas ve … Karar sayılı görevsizlik kararı ile mahkememize gönderilmiştir.
Katılma isteyen … vekili 04/08/2015 tarihli dilekçesi ile; dava tarihinden sonra 19/06/2015 tarihinde dava konusu aracın Karşıyaka … Noterliği’nde … yevmiye numaralı araç satış sözleşmesi ile müvekkili tarafından satın alındığını belirterek, HMK’nın 125/2. maddesi gereğince davaya “davacı” olarak kabullerine karar verilmesini istemiştir. Dilekçesi ekinde araç satış sözleşmesi örneğini ve 19/06/2015 tarihli temlikname örneğini sunmuştur.
Katılma isteyen … vekilinin dilekçesi ile ekindeki belgeler içeriğinden HMK’nın 125/2. maddesi gereğince dava konusunun …’ye devredilmiş olduğu ve kendisinin davacı yerine geçtiği kabul edilmiştir.
Davalı vekilinin husumet ve yetki itirazlarının reddine karar verilmiştir.
Yapılan ön inceleme duruşmasında taraflar arasındaki uyuşmazlığın; “davaya konu aracın ayıplı misli ile değiştirilip değiştirilemeyeceği, süresinde ayıp ihbarının bulunup bulunmadığı, motorun tamiri yapılmakla yasadaki diğer seçim hakkının ortadan kaldırılıp kaldırılmadığı, değiştirilen motor numarasının bulunmamasının dava hakkı tanıyıp tanımadığı ve davalıların sorumluluğun bulunup bulunmadığı” konularında olduğu belirlenmiştir.
Davalı …. vekili; araçta herhangi bir arıza olmadığını, motor numarası olmaması sorununun satıştan kaynaklı olmadığını, satış sonrasında davacının Türkiye dışında ve müvekkili ile ilgisi olmayan başka bir firmada işlem yaptırmasından kaynaklandığını, müvekkilinin servis hizmetinden kaynaklanan bir durumun söz konusu olmadığını, dava konusu aracın 22/07/2013 tarihinde trafiğe çıktığını, aynı model araçların artık üretilmediğini, davacının gerçekleştirilen işlemlerin belgelerini Almanya’dan temin etmesi halinde tescil için başvuru yapabileceğini, motor değişim kararının ve uygulamasını müvekkilinin yapmadığını, müvekkilinin hiçbir aşamada olaya dahil olmadığını belirtmiştir.
Davalı …. vekili de; ileri sürülen motor numarası olmaması olayının satıştan kaynaklı olmadığını, satış sonrasında davacının Türkiye dışında ve müvekkili ile ilgisi olmayan başka bir firmada işlem yaptırmasından kaynaklandığını, davacının yasa ve yönetmeliğe göre motor satış senedi, gümrük şahadetnamesi veya fatura ile satın alınan motor blokunun girişi ile ilgili son sahibi arasındaki satışa esas belgeler veya garanti kapsamında değiştirilen motor bloku için fatura ve bu motor blokunun garanti kapsamında değerlendirildiğine ilişkin firmanın yazısı, teknik belgeleri sağlaması durumunda tescil için başvurmasının mümkün olduğunu belirtmiştir.
Yetkili servis … yetkilisi tarafından verilen cevapta; araç üzerinde yapılan keşif analizi sonucunda motorun iç kısmında çatlak olduğunun belirlenerek, motor tarafından … numaralı garanti sözleşmesi gereğince garanti kapsamında yenisi ile değiştirildiği, Almanya mevzuatına göre motor numarası diye bir numara bulunmadığından, yeni takılan motorda doğal olarak motor numarasının bulunmadığı bildirilmiştir.
Karşıyaka İlçe Emniyet Müdürlüğü’ne yazılan yazıya verilen cevapta; daha önce benzer bir konuyla ilgili olarak Gümrük Müsteşarlığı Gümrükler Genel Müdürlüğü’nün görüşüne başvurulduğu, söz konusu motor blokunun serbest dolaşıma giriş işleminin ilgili Gümrük Müdürlüğünce gerçekleştirilmesi, bu konuda düzenlenen belgenin ve yetkili makine mühendisliğince düzenlenen projenin ibraz edilmesi (projede araca yeni veya üzerindeki motor numarasının verilip verilmeyeceğinin belirtildiği) ve aracın muayene istasyonunda tespitinin yapılması durumunda tescil işleminin yapılmasında sakınca bulunmadığı, motor numarasının bulunmayışının muayeneye engel olup olmayacağı hususunun Tüvtürk İstasyon İşletmesi’nden sorulması gerektiği, araca ait motor bloku değişikliğinin 30 gün içerisinde tescil kayıtlarının işletilmemesi durumunda 2918 sayılı KTK’nın 32.maddesi gereğince trafikten men edilmesine neden olabileceği bildirilmiştir.
TMMOB Makine Mühendisleri Odası İzmir Şubesi’ne yazılan yazıya verilen cevapta; Almanya’da yetkili serviste araç motorunun değiştirilebileceği, ancak yurda sokulan aracın motorunun ve parçaları yönünden gümrük vergisine tabi olan parçaların ödemesinin yapılması gerektiği, araç muayenelerinin Araç Muayene İstasyonlarının Açılması, İşletilmesi ve Araç Muayenesi Hakkında Yönetmelik hükümlerine göre yapıldığı, konunun Tüv Türk İstasyon İşletmesi’ne sorulması gerektiği bildirilmiştir.
Tüv Türk İstasyon İşletmesi’ne yazılan yazıya verilen cevapta ise; TC Ulaştırma Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığı’nın yayınlamış olduğu kusur listesinde yer alan kusurların muayene raporunda kullanıldığı, motor numarasının bulunmamasının hafif kusur grubuna girdiği, araçların tescil işlemlerinin EGM Trafik Tescil Şubeleri tarafından gerçekleştirildiği bildirilmiştir.
Mahkememizce; “dava konusu aracın Almanya’da arızalanması ile birlikte davacının doğrudan Almanya’daki üreticiye başvurduğu ve oradaki servisin aracın arızalanan motoruna gerekli müdahaleyi yaparak yenisi ile değiştirdiği, böylece davacının ücretsiz onarım hakkını kullandığı, araçta davalı …. tarafından yapılmış bir servis işleminin bulunmadığı, davacı aracının Almanya’da yetkili serviste yenilenen motorunda motor numarası bulunmadığı ancak bunun bir ayıp olarak nitelendirilemeyeceği, zira; Alman mevzuatına göre araçlarda motor numarasının bulunma zorunluluğunun olmadığı, araçta motor numarasının olmayışının Kaçakçılık Kanunu kapsamında suç da oluşturmadığı, kaldı ki motor numarasının bulunmayışının TC Ulaştırma Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığı’nın yayınlamış olduğu kusur listesinde “hafif kusur” olarak nitelendirildiği, bu kusurun ya da eksikliğin idari yolla giderilmesinin mümkün olduğu, böyle bir durumda tescile ve muayeneye ilişkin engelin de ortadan kalkacağı, davalıların sorumlulukları yoluna gidilemeyeceği” gerekçesiyle “Davanın REDDİNE” ilişkin 07/11/2017 tarihli, … Esas ve … Karar sayılı karar verilmiştir.
Verilen bu karara karşı davacı tarafça istinaf yoluna gidilmiştir.
Mahkememiz kararı İzmir Bölge Adliye Mahkemesi … Hukuk Dairesi’nin 14/11/2019 tarihli, … Esas ve … Karar sayılı kararı ile; “davanın tacirler arasındaki araç satımında aracın ayıplı olduğu ve misliyle değiştirilmesi istemine ilişkin olduğu, dava konusu araçta motor numarası bulunup bulunmadığı hususunda tarafların çelişkili beyanları bulunmasına rağmen araştırma yapılmadığı, ilk derece mahkemesindeki yargılama sırasında, davaya konu aracın trafik kayıtları celp olunarak araç üzerinde herhangi bir rehin bulunup bulunmadığı konularında herhangi bir araştırma yapılmadan hüküm kurulduğu, davaya konu aracın trafik kayıtları üzerinde …. lehine rehin tesis edildiğinin görüldüğü, yargılama aşamasında araç kaydı üzerinde rehin hakkı bulunan bu şirkete davanın ihbar olunmadığı gibi eldeki davanın açılmasına muvafakati bulunup bulunmadığı konusunda herhangi bir beyanının da alınmadığı, dava konusu araç üzerinde istinaf incelemesi sırasında dahi dava dışı …. lehine rehin hakkı bulunduğu halde rehin hakkı bulunan bankanın muvafakatinin alınmayarak ayrıca davanın ihbar olunmadan davanın yürütülemeyeceği, ayrıca davacının, değişen araç motorunda numara olmadığı, davalı tarafın ise motor numarasının bulunduğu iddia ve savunmaları karşısında, dava konusu somut uyuşmazlıkta, dava konusu işten anlayan bilirkişi kurulu oluşturularak ileri sürülen ayıp iddialarının bulunup bulunmadığı, varsa gizli ya da açık nitelikte olup olmadığı, ayıbın niteliğinin belirlenmesi gerektiği halde, bu hususlar yerine getirilip denetlenmeden eksik ve yetersiz incelemeye göre karar verilmiş bulunduğu, aracın kayıtlarında bulunan rehinin devam edip etmediğinin araştırılarak varsa davaya katılımının sağlanması, davalı … tarafından motor numarasının bildirildiği yazı ile birlikte tarafların motor numarası bulunup bulunmadığı hususundaki çelişkili beyanları da nazara alınarak alanında uzman bilirkişiler ile birlikte araç üzerinde inceleme yapılması ve çelişkinin giderilmesi” gerekçeleriyle ortadan kaldırılmıştır.
İzmir İl Emniyet Müdürlüğü’nden gönderilen 06/02/2020 tarihli yazı ekindeki trafik kaydı incelendiğinde; … plakalı araç üzerinde herhangi bir hak mahrumiyeti bilgisi bulunmadığı görülmüştür.
Mahkememizce araç başında ve üzerinde keşif yolu ile bilirkişi incelemesi yaptırılmıştır.
Bilirkişi heyeti 03/03/2020 tarihli raporlarında özetle; davaya konu araçta davacıya satış tarihi olan 23/07/2013 tarihinden 15 gün sonra Almanya sınırları içerisinde arıza çıktığını, “motorun içinde çatlak olduğu, motor gövdesinin değiştirilmesinin zorunlu olduğunun” belirlendiğini, gizli ayıp olarak nitelendirilen bu ayıbın davacı tarafından bilinmesinin mümkün olmadığını, davacının ücretsiz onarım hakkını kullanarak garanti kapsamında araca yeni bir motor takıldığını, araçta motor numarasının işlenmemiş olduğunu, aracın ayıplı kabul edilebileceğini ancak bu ayıbın aracın kullanımına engel oluşturmadığını, aracın Türkiye’ye girişinden sonraki trafik tescil belgesi ile yapılması gereken motor değişikliği işlemlerine ait işlemlerin yasal prosedürünün davalı tarafça tamamlanarak araca ait tescil belgesine yeni motora numara vurdurularak trafik tescil belgesine işletilmesi ve bu işlem için tüm masrafların değişen motorun proje ve gümrük vergileri dahil davalı tarafça karşılanması gerektiğini, bu durumda ayıp ediminin tamamen yerine getirilmiş olacağını bildirmişlerdir.
Aynı heyet 11/09/2020 tarihli ek raporlarında özetle; değiştirilen yeni motora motor numarası vurdurmaya ve trafik tescil belgesine işletme masraflarının 1.366,70 TL olacağını, bu işlemlerin 15 gün civarında tamamlanabileceğini; 20/11/2020 tarihli ikinci ek raporlarında da; onarımın garanti sözleşmesi kapsamında yapılması sebebiyle gümrük/ithalat vergileri açısından tam muafiyetin bulunduğunu, bu nedenle gümrük vergisi masrafı olmayacağını bildirmişlerdir.
Davacı vekili; aracın garanti belgesinin verilmediğini ileri sürmüş; davalı …. vekili de; aracın teslimi sırasında garanti belgesinin satın alana verildiğini belirtmiş, teslime ilişkin belge örneğini sunmuştur. Davalı …. vekili ayrıca örnek olması için 05/01/2011 basım tarihli garanti belgesini sunmuştur. 05/01/2011 basım tarihli garanti belgesi incelendiğinde; davalı …. tarafından düzenlendiği, bu davalının garantör sıfatının bulunduğu belirlenmiştir.
TBK’nın “Alıcının Seçimlik Hakları” başlıklı 227. maddesinde; “(1) Satıcının satılanın ayıplarından sorumlu olduğu hâllerde alıcı, aşağıdaki seçimlik haklardan birini kullanabilir: 1.Satılanı geri vermeye hazır olduğunu bildirerek sözleşmeden dönme, 2. Satılanı alıkoyup ayıp oranında satış bedelinde indirim isteme, 3. Aşırı bir masrafı gerektirmediği takdirde, bütün masrafları satıcıya ait olmak üzere satılanın ücretsiz onarılmasını isteme, 4. İmkân varsa, satılanın ayıpsız bir benzeri ile değiştirilmesini isteme. (2) Alıcının genel hükümlere göre tazminat isteme hakkı saklıdır. (3) Satıcı, alıcıya aynı malın ayıpsız bir benzerini hemen vererek ve uğradığı zararın tamamını gidererek seçimlik haklarını kullanmasını önleyebilir. (4) Alıcının, sözleşmeden dönme hakkını kullanması hâlinde, durum bunu haklı göstermiyorsa hâkim, satılanın onarılmasına veya satış bedelinin indirilmesine karar verebilir. (5) Satılanın değerindeki eksiklik satış bedeline çok yakın ise alıcı, ancak sözleşmeden dönme veya satılanın ayıpsız bir benzeriyle değiştirilmesini isteme haklarından birini kullanabilir.” düzenlemesine yer verilmiştir.
TBK’nın 227/son maddesine göre aracın değerindeki eksikliğin satış bedeline çok yakın olması durumunda alıcının, sözleşmeden dönmesi veya satılanın ayıpsız bir misli ile değiştirilmesini istemesi mümkündür.
Somut olayda; davacı aracının motoru değiştirilmiş olup, motorda şase numarasının bulunmaması şeklindeki eksiklik satış bedeline yakın bir tutar olmadığı için TBK’nın 227/son maddesinin uygulanma koşulları yoktur. Davacının sözleşmeden dönme durumu söz konusu olmayıp, eldeki bu davada araçtaki eksikliğin giderilme masraflarının ödenmesine ilişkin bir isteği de bulunmadığından, davanın reddine karar verilmiştir.
HÜKÜM; Yukarıda yazılı bulunan gerekçeye göre;
1-Davanın REDDİNE,
2-Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 59,30 TL harcın peşin olarak alınan 1.203,25 TL ile 1.203,20 TL harçtan düşülmesi ile kalan ‭2.347,15‬ TL harcın karar kesinleştiğinde isteği halinde davacı tarafa iadesine,
3-Davacı tarafça yapılan yargılama giderlerinin kendisi üzerine bırakılmasına,
4-Karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT’ye göre takdir ve tayin edilen 9.959,34 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak, davalılara eşit olarak verilmesine,
5-Taraflarca yatırılan gider avansından kullanılmayarak artan kısmın karar kesinleştiğinde yatıran tarafa iadesine,
Dair; taraf vekillerinin yüzlerine karşı, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki haftalık süre içerisinde Bölge Adliye Mahkemeleri nezdinde istinaf yolu açık olmak üzere karar verildi. 01/06/2021

Katip …
E-imza

Hakim …
E-imza