Emsal Mahkeme Kararı İzmir 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/485 E. 2021/328 K. 06.04.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/485 ESAS
KARAR NO : 2021/328 KARAR

DAVA : Tazminat (Trafik Sigorta Sözleşmesi Kaynaklı Rücuen)
DAVA TARİHİ : 11/09/2020
KARAR TARİHİ : 06/04/2021

Mahkememizde görülen Tazminat (Trafik Sigorta Sözleşmesi Kaynaklı Rücuen) davasının yapılan açık yargılamasının sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Dava konusu alacağı müvekkiline temlik eden dava dışı diğer müvekkili …’a ait … plakalı araç ile … plakalı araçların 14.11. 2019 tarihinde trafik kazasına karıştıklarını, davalı … şirketinin kazada kusurlu olan … plakalı aracın … no.lu poliçe ile ZMMS sigortasını tanzim eden şirket olup meydana gelen hasardan poliçe limiti ile sorumlu olduğunu, açıkladığı nedenlerle müvekkiline ait araçta oluşan bakiye hasar bedeline mahsuben 10.000,00-TL, değer kaybı alacağına mahsuben 10,00-TL olmak üzere 10.010,00-TL maddi tazminatın ekspertiz raporunun tanzim tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsilini talep etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili, cevap dilekçesinde özetle; Davanın yetkisiz mahkemede açılmış olduğunu, davacının hak sahibi olup olmadığının tespiti ve aktif husumet yokluğu medeniyle davanın reddinin gerekli olduğunu, sigortacının poliçede gösterilen limit meblağının tamamından değil, üçüncü kişinin maruz kaldığı gerçek zarar miktarının araştırılıp saptanması neticesinde bulunacak meblağdan sigortalısının kusuru oranında sorumlu olduğunu, sigortalı aracın 14.11.2019 tarihinde … plakalı araçla trafik kazasına karıştığını ve zarar gören araçta meydana gelen hasar talebiyle 18.11.2019 tarihinde yapılan ihbar üzerine … no.lu hasar dosyasının açılmış olduğunu, davacının aracında oluştuğunu iddia ettiği hasar bedelinin son derece fahiş olup piyasa şartları ile de örtüşmediğini, davanın öncelikle usulden reddini, yapılacak yargılamada gerçek zararın giderilmesi ilkesi, kusur oranında sorumluluk ilkesinin gözetilerek davacının açmış olduğu haksız ve yersiz davanın reddini talep etmiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE:
Trafik Kazası Tespit Tutanağı : Dosya muhtevasında yer alan ve trafik kazasına karışan araç sürücüleri … ve … tarafından birlikte tanzim ve imza edilmiş 14.11.2019 tarihli “Anlaşmalı Maddi Hasarlı Trafik Kazası Tespit Tutanağının” incelenmesinden; 14.11.2019 günü saat 21:30 sıralarında sürücü …’ ın sevk ve idaresindeki … plakalı (B) aracıyla İzmir İli … İlçesi’ nde … Caddesinde seyri esnasında; “… Caddesinde aracın sıkıştırması sonucu park halindeki … plakalı aracı fark etmeden hasar verdim.” şeklinde olayı tanımladığı; Diğer … plakalı (A) aracı sürücüsü (Maliki) … ise “… Caddesinde aracım park halindeyken … plakalı araç sol arka köşeden çarpmıştır. Çarpma esnasında hasar olmuştur.” şeklinde olayı tanımlayarak birlikte “Maddi Hasarlı Trafik Kazası Tespit Tutanağını” imzaladıkları anlaşılmıştır.
Hasar dosyası : Sigortalı … plakalı araç için … plaka sayılı araçla karıştığı kaza nedeniyle hasar dosyası açıldı anacak herhangi bir ödeme yapılmadığı anlaşılmıştır.
Tramer: Türkiye Sigorta Bilgi ve Gözetim Merkezi’ nin yazının incelenmesinden: … plaka bilgisi kullanılarak sistemde yapılan sorgulama sonucunda KZMMS (Trafik Sigortası) hasar bilgisi, Kasko Sigortası hasar bilgisi, ekspertiz rapor bilgisi, kaza tespit tutanağı bilgisi bulunmadığı şeklinde bilgi verildiği görülmüştür.
Poliçe: Davalıya ZMMS Trafik Sigortası ile sigortalı Dava dışı …’ a ait … plakalı araçla ilgili olarak 28.06.2019-28.06.2020 tarihleri arasında geçerli ve … numaralı ZMMS (Trafik) sigorta poliçesi ile … SigORTA A.Ş. tarafından sigorta teminat örüntüsüne alındığı, kaza 14.11.2019 tarihinde meydana gelmiş olup 28.06.2019-2020 tarihleri arasındaki teminatları süresi içinde meydana gelmiş olduğu ve poliçe limitinin araç başına 36.000,00TL olduğu anlaşılmaktadır.
Bilirkişi Raporu : Bilirkişi … tarafından düzenlenen 07.01.2021 tarihli raporda özetle ; 14.11.2019 tarihinde sürücü … idaresindeki … plakalı araç ile davacının temlik alacaklısı olduğu park halindeki … plakalı araçlar arasında meydana gelen maddi hasarlı trafik kazası sebebiyle; Davalı …Ş.’ ye Karayolları Zorunlu Mali Sorumluluk trafik sigortalı … plakalı araç sürücüsü …’ın meydana gelen dava konusu trafik kazasında nizami park halindeki … plakalı aracın sol arka köşe kısımlarına çarptığından kazanın oluşumuna birinci derece etken olduğu, … Sokak üzerinde nizami park halinde bulunan davacının temlik alacaklısı olduğu ait … plakalı aracın meydana gelen kazada, kurallara aykırı olumsuz davranış faktörü görülmemiş olduğu, davacıya ait … plakalı … marka panelvan kamyonette davaya konu trafik kazası sonucunda arka sol yan kaporta ve mekanik aksamlarında meydana gelen hasarların işbu dava konusu kaza ile ilintili olduğu, davacının temlik alacaklısı olduğu … plaka sayılı … marka araçta uğramış olduğu trafik kazası sebebiyle oluşan hasara ilişkin gerçek hasar miktarının Yedek Parça Bedeli + İşçilik + KDV olarak 24.670,30-TL (Yirmidörtbinaltıyüzyetmişliraotuzkuruş) ve aracın tamirinin ekonomik olduğu, davanın temlik alacaklısı olduğu … plakalı araçta bahse konu trafik kazası sebebiyle Serbest Piyasa Şartlarına göre; aracın kaza tarihindeki hasar görmemiş 2. el piyasa rayiç değeri ile kazadan sonra onarılmış haldeki 2. el rayiç değeri arasındaki fark nedeniyle 5.000,00-TL (Beşbinlira) değer kaybı meydana gelmiş olacağı görüşü ile raporunu düzenlemiştir.
Değer Artırım : Davacı vekili 11.01.2021 tarihli dilekçesi ile dava değerini artırmış ve buna ilişkin harcı aynı tarihte yatırmıştır.
Temlikname : 13/02/2020 Tarihli temlikname ile …’ ın …’ e davaya konu kaza nedeniyle temlik borçlusu … Sigorta A.Ş’ den tahakkuk etmiş, doğmuş veya doğacak tüm asıl alacak, işlemiş faiz yarılama gideri v vekalet ücreti alacaklarının tamamının temlik etmiş olduğu görülmüştür.
Dava; davacı aracında meydana gelen bakiye değer kaybı ve hasar bedeli zararının karşı araç ZMMS sigortacısından tahsili davasıdır.
Dava tarihinde yürürlükte olan, 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 91/1. maddesinde, “işletenlerin, bu kanunun 85/1.maddesine göre olan sorumluluklarının karşılanmasını sağlamak üzere mali sorumluluk sigortası yaptırmaları zorunludur”, aynı yasanın 85/1.maddesinde, “bir motorlu aracın işletilmesi bir kimsenin ölümüne veya yararlanmasına yahut bir şeyin zarara uğramasına sebep olursa, araç işletenin bu zarardan sorumlu olacağı”, aynı yasanın 85/son maddesinde ise, “işleten ve araç işleticisi teşebbüsün sahibi, aracın sürücüsünün veya aracın kullanılmasına katılan yardımcı kişilerin kusurundan kendi kusuru gibi sorumludur.” hükümlerine yer verilmiş,
01.06.2015 tarihinde yürürlüğe giren Karayolları Motorlu araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartları’nın amacı A.1 maddesinde “Karayolları Trafik Kanunu uyarınca motorlu araç işletenlerine yüklenen hukuki sorumluluk için düzenlenen Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortasına yönelik ilgililerinin hak ve yükümlülüklerine ilişkin usul ve esasların düzenlenmesidir.” şeklinde belirlenmiştir. Sigortanın kapsamı ise genel şartlar A.3. maddesinde “sigortacı, poliçede tanımlanan motorlu aracın işletilmesi sırasında, üçüncü şahısların ölümüne veya yaralanmasına veya bir şeyin zarara uğramasına sebebiyet vermiş olmasından dolayı, 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanununa göre sigortalıya düşen hukuki sorumluluk çerçevesinde Genel Şartlarda içeriği belirlenmiş tazminatlara ilişkin talepleri, kaza tarihi itibariyle geçerli zorunlu sigorta limitleri dahilinde karşılamakla yükümlüdür. Sigortanın kapsamı üçüncü şahısların, sigortalının Karayolları Trafik Kanunu çerçevesindeki sorumluluk riski kapsamında, sigortalıdan talep edebilecekleri tazminat talepleri ile sınırlıdır.” şeklinde düzenlenmiştir.
Anayasa Mahkemesi’nin 2019/40 esas, 2020/40 karar, 17/07/2020 tarihli iptal kararının, 9 Ekim 2020 günü 31269 sayılı RG’de yayınlandığı, bu karar ile 14/04/2016 tarihli, 6704 sayılı 3. Maddesiyle değiştirilen 90. Maddesinin 1. cümlesinde yer alan “… ve bu kanun çerçevesinde hazırlanan genel şartlarda…” ibaresinin, ikinci cümlesinde yer alan “… ve genel şartlarda…” ibaresinin iptallerine karar verildiği, iptal kararının gerekçesinde; ” Motorlu taşıt işletilmesi sebebiyle üçüncü kişilere verilen zararlardan dolayı, işletenin hukuki sorumluluğu haksız fiilden doğan sorumluluk niteliği taşıdığı için tazminat borcunun kapsamının 6098 sy TBK’na göre belirlendiği, işletenin söz konusu tazminat borcunun dolayıyla zarar gören üçüncü kişilerin tazminat alacaklarının teminat altına alınması amacıyla öngörülmüş olan zorunlu mali sorumluluk sigorta şirketinin tazminat borcunun kapsamının ise Genel Şartlara göre belirlendiği, bu durumun tazminatın kapsamının farklılaşmasına yol açtığı, bunun nedeninin ise idarenin düzenleyici işlemi niteliğindeki tazminat hesaplamasını düzenleyen kurallarında, 6098 sy TBK’nun gerçek zararın tazminini öngören kurallarından ayrılan hükümlere yer vermiş olmasından kaynaklandığı, Anayasa’nın 48. maddesinde sözleşme özgürlüğünün güvence altına alındığı, bu özgürlüğün sözleşme yapıp yapmama serbestsinin yanı sıra yapılan sözleşmelere dışarıdan müdahale yasağını da içerdiği, sigorta şirketinin zorunlu mali sorumluluk sigorta poliçesinden kaynaklanan borcunun kapsamının 2918 sy Kanun çerçevesinde hazırlanan GŞ’a göre belirleneceği, bu kuralların sözleşmeden doğan borcun kapsamını belirlemek suretiyle Anayasa’nın 48. Maddesinde güvence altına alınan sözleşme özgürlüğünü sınırladığı, Anayasa’nın 13. Maddesi uyarınca temel hak ve özgürlüklere sınırlama getiren düzenlemelerin öncelikle kanunla yapılması gerektiği, sözleşme özgürlüğünü sınırlamaya yönelik bir kanuni düzenlemenin şeklen var olması yeterli olmayıp, kanuni düzenlemelerin keyfiliğe izin vermeyecek şekilde belirli, ulaşılabilir ve örgörülebilir nitelikte olması gerektiği, kanunun bu niteliklere sahip olmasının esasen Anayasa’nın 2. Maddesinde güvence altına alınan hukuk devleti ilkesinin de bir gereği olduğu, 2918 sy KTK’nun 90. Maddesinde sigorta şirketinin ZMMS sözleşmesinden doğan sorumluluğunun kapsamı düzenlenmemiş olup, bu kapsamın idarenin düzenleyici nitelikte işlemi olan Genel Şartlara göre belirlenmesinin öngörülmesi ile borcun kapsamının tespiti hususunda temel çerçeve ve ilkelerin kanunlarla belirlenmeyerek idareye geniş bir takdir yetkisinin tanındığı, bu itibarla sözleşmenin içeriğine yönelik sınırlama öngören kuralların kanunilik ölçütü yönünden Anayasanın 13. ve 48. Maddelerine aykırı olduğu, Anayasa’nın 17. Maddesinde yaşama hakkı ve kişilerin maddi ve manevi varlığını geliştirme hakkının, 35. Maddesinde mülkiyet hakkının güvence altına alındığı, Anayasanın 5. Maddesinde insanın maddi ve manevi varlığını geliştirebilmesi için gerekli şartları hazırlamanın devletin temel amaç ve görevleri arasında sayıldığı, motorlu araç işletilmesine bağlı olarak kişilerin uğrayabileceği destekten yoksun kalma, bedensel zarar, eşya zararı ve manevi zararın Anayasa’nın 17. ve 35. Maddelerinde düzenlenen hakların ihlali sonucunda ortaya çıkan zarar niteliğinde olduğu, dolayısıyla karayolunda motorlu taşıt işletilmesini düzenleyen kuralları belirlemenin ve motorlu taşıt işletilmesi sebebiyle üçüncü kişilerin uğrayabileceği zararın tazmin edilmesini güvence altına almanın da devletin görevleri kapsamında olduğu, ZMMS kapsamında sigorta şirketinin bu zararlardan dolayı sorumlu tutulmuş olmasının, zarar gören kişinin Anayasa’nın 17. ve 35. Maddesinde düzenlenen haklarının Anayasa’nın 5. Maddesiyle bağlantılı olarak korunmasının amaçlandığını gösterdiği, sigorta şirketinin sorumluluğunun kapsamının idarenin düzenleyici nitelikteki işlemi ile belirlenmesinin zarar gören üçüncü kişi ve işleten aleyhine, sigorta şirketi lehine menfaat dengesinin bozulmasına yol açacağı… ” belirtilerek bu nedenlerle 6704 sayılı 3. Maddesiyle değiştirilen 90. Maddesinin 1. cümlesinde yer alan “… ve bu kanun çerçevesinde hazırlanan genel şartlarda…” ibaresinin, ikinci cümlesinde yer alan “… ve genel şartlarda…” ibaresinin Anayasa’nın 5., 13., 17., 35. Ve 48. Maddelerine aykırı olması nedeniyle iptallerine karar verildiği görülmüştür.
Yargıtay içtihatları ile kabul edilen “usuli kazanılmış hak” olgusunun, birçok hukuk kuralında olduğu gibi yine Yargıtay içtihatları ile geliştirilmiş istisnalarının bulunduğu, yeni bir İçtihadı Birleştirme Kararı (09.05.1960 tarihli ve 21/9 sayılı YİBK) ya da geçmişe etkili bir yeni kanun çıkması, benzer şekilde uygulanması gereken bir kanun hükmünün, hüküm kesinleşmeden önce Anayasa Mahkemesince iptaline karar verilmesi hallerinde, usulü kazanılmış hakka göre değil, İBK’na veya geçmişe etkili yeni kanuna ya da Anayasa Mahkemesinin iptal kararından sonra oluşan yeni duruma göre karar verilebileceği (HGK’nın 21.01.2004 tarihli ve 2004/10-44 E., 19 K.; 03.02.2010 tarihli ve 2010/4-40 E., 2010/54 K), dolayısıyla bilirkişi raporları alındıktan ve bu raporlar nedeniyle taraflar lehine oluşan usulü kazanılmış hakka göre değil sonra Anayasa Mahkemesi’nin iptal kararından sonra oluşan yeni duruma göre karar verilmesi gerektiği, İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi’nin 2019/824 esas, 2020/1025 karar sayılı, 2019/3373 esas, 2020/1022 karar sayılı emsal kararlarında da belirtildiği üzere Anayasa Mahkemesi’nin yukarıda anılan iptal kararı sonrasında oluşan yeni duruma göre KTK’nun 90. Maddesi hükmü dikkate alındığında, zarar gören hak sahiplerinin zarar veren 3.kişilerden ve sigorta şirketinden talep edebilecekleri tazminatın kapsamının belirlenmesinde kullanılacak yöntem ve ölçütler konusunda kısıtlama bulunmadığından, üçüncü kişi olan davacının uğradığı değer kaybı zararının tespitinde 6098 sy Türk Borçlar Kanunu hükümleri dikkate alınarak yerel piyasa koşulları, ülkenin şartları, aracın özellikleri, kilometresi, piyasanın algısı, aracın piyasadaki tercih edilebilirliği, markası, ikinci el piyasası, yedek parça ve servis maliyetleri, kazalı parça ve yeri, onarım özellikleri, aracın geçmiş hasar kayıtları gibi pek çok etkenin dikkate alınması gerektiği, dolayısıyla değer kaybının doğru ve hakkaniyetli şekilde belirlenebilmesi için uzun yıllardır Yargıtay içtihatları ile benimsenen, aracın kaza öncesi hasarsız rayiç değeri ile onarımdan sonraki rayiç değerinin göz önünde bulundurularak, aradaki farkın değer kaybı olarak kabl edilmesi gerektiği kanaatine varılmıştır.
Tüm bu yasal düzenlemeler ve somut olay birlikte değerlendirildiğinde;
Davalı …Ş.’ ye KZMMS Trafik sigortalı … plakalı araç sürücüsü … 14.11.2019 günü saat 21:30 sıralarında sevk ve idaresindeki … marka otomobil ile İzmir İli, … İlçesi iki yönlü … Sokakta gece far ışığında sürüş şartlarında seyrettiği sırada olay mahalli olan No:… önlerinde davacı tarafa ait park halinde bulunan … plakalı … marka kamyonetin sol arka yan taraflarına çarpması sonucu maddi hasarla sonuçlanan tazminat davasına konu kaza meydana geldiği,
Davalı …Ş.’ ye Karayolları Zorunlu Mali Sorumluluk trafik sigortalı … plakalı araç sürücüsü …’ ın meydana gelen dava konusu trafik kazasında nizami park halindeki … plakalı aracın sol arka köşe kısımlarına çarptığından %100 asli ve tam kusurlu olduğu, … Sokak üzerinde nizami park halinde bulunan davacının Temlik Alacaklısı olduğu ait … plakalı aracın meydana gelen kazada, kusursuz olduğu Davacıya ait … plakalı … marka panelvan kamyonette davaya konu trafik kazası sonucunda arka sol yan kaporta ve mekanik aksamlarında meydana gelen hasarların işbu dava konusu kaza ile ilintili olduğu, Davacının Temlik Alacaklısı olduğu … plaka sayılı … marka araçta uğramış olduğu trafik kazası sebebiyle oluşan hasara ilişkin gerçek hasar miktarının Yedek Parça Bedeli + İşçilik + KDV olarak 24.670,30 TL (Yirmidörtbinaltıyüzyetmişliraotuzkuruş) ve Aracın tamirinin ekonomik olduğu, davanın temlik alacaklısı olduğu … plakalı araçta bahse konu trafik kazası sebebiyle serbest piyasa şartlarına göre; aracın kaza tarihindeki hasar görmemiş 2. el piyasa rayiç değeri ile kazadan sonra onarılmış haldeki 2. el rayiç değeri arasındaki fark nedeniyle 5.000,00 TL (beşbinlira) değer kaybı meydana gelmiş olacağı,
Davacının bedel artırım dilekçesi hasar bedeli talebinin artırarak 29.670,00 TL’ ye değer kaybı bedelini 5.000,00TLye ye çıkarttığı bu zararlardan davalı … şirketinin trafik sigorta poliçesi ve KTK.nun 85-91.maddeleri gereğince sorumlu olduğu, kazanın poliçe süresi içerisinde gerçekleştiği, zarar miktarının poliçe limiti dahilinde kaldığı, davalı … şirketinin,
Davalının 20/02/2020 tarihinde temerrüde düşmüş olduğu, davacının davacı aracının hususi araç olması nedeniyle yasal faiz talebinde bulunabileceği, kanaati ile davacının davasının kabulüne,24.670,00-TL hasar bedeli tazminatı, 5.000,00-TL değer kaybı bedeli olmak üzere toplam 29.670,00-TL nin 20.02.2020 tarihinden işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline, karar vermek gerekmiş, aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M :Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
Davacının davasının KABULÜ İLE,
1-24.670,00-TL hasar bedeli tazminatı, 5.000,00-TL değer kaybı bedeli olmak üzere toplam 29.670,00-TL nin 20.02.2020 tarihinden işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
2- Harçlar Kanunu uyarınca alınması gereken 2.026,76-TL harçtan peşin alınan ve değer artırım yoluyla tamamlanan 506,95-TL harcın mahsubu ile bakiye 1.519,81-TL harcın davalıdan alınarak HAZİNEYE GELİR OLARAK KAYDINA,
3- Hüküm tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT uyarınca davacı yararına takdir olunan 4.450,50-TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4-Davacının yapmış olduğu 62,20-TL dava açma ilk gideri, 600,00-TL bilirkişi ücreti, 97,00-TL tebligat ve posta gideri, arabuluculuk son tutanağının düzenlendiği tarih itibariyle yürürlükte olan AAÜT’ne göre tayin olunan 900,00-TL maktu vekalet ücreti olmak üzere toplam 1.659,20-TL Yargılama giderinin peşin yatırılan ve değer artırım yoluyla tamamlanan 506,95-TL harç ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Dava şartı arabuluculuk ücreti olan ve 6325 sy Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu’nun 18/A-13 maddesi uyarınca tarafların anlaşamamaları nedeniyle Adalet Bakanlığı bütçesinden karşılanan 1.320,00 TL’nin davada haksız çıkan davalıdan alınarak HAZİNE’ye gelir kaydına,
6- Davacı ve davalı yanca yatırılan delil ve gider avansından sarf edilmeyen kısmın karar kesinleştiğinden yatıran tarafa iadesine
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı, davalı tarafın yokluğunda gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içinde İzmir Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde, istinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar, açıkça okunup, usulen anlatıldı.06/04/2021

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır