Emsal Mahkeme Kararı İzmir 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/481 E. 2021/1025 K. 07.12.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İZMİR
4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/481
KARAR NO : 2021/1025

DAVA : İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 10/09/2020
KARAR TARİHİ : 07/12/2021

Mahkememizde görülen davanın yapılan açık yargılaması sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı Vekilinin 10.09.2020 Harç Tarihli Dava Dilekçesi özetle; Davalı borçlunun müvekkili şirketten, takip konusu faturada da belirtildiği üzere KDV dahil 38.300.-Tl. tutarında asansör ve montaj hizmeti satın aldığı fakat 05.02.2020 tarihli bu fatura bedelinin müvekkilinin tüm iyi niyetli taleplerine rağmen ödenmediği, Sürekli geçiştirilerek, ödenmeyen bahse konu fatura nedeniyle müvekkilinin davalı borçlu aleyhine icra takibini başlattığı fakat borçlunun, müvekkilini zarara uğratmak adına, haksız ve kötü niyetli olarak takibe konu olan fatura borcunu sürüncemede bırakmak için itiraz ettiği, Davalı borçlu adına düzenlenen faturanın irsaliyeli fatura olduğu, cari hareket dökümü, Vergi Dairesi’ne verilen KDV beyanının dilekçe ekinde olduğu, Ekte yer alan faturadan da anlaşıldığı üzere fatura bedelinin 41.300.-Tl. olduğu, ancak borçlunun, kendi hesabından 27.04.2020 tarihinde müvekkili hesabına 3.000.-Tl. göndermiş olması nedeniyle, icra takibi açılırken 3.000.-Tl.’nin mahsup edilerek 38.300.-Tl. üzerinden borçlu hakkında takip başlatıldığı ve avans faizinin uygulanması istendiği, Belirtilerek; fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla; itirazın iptaline ve takibin devamına, borçlunun kötü niyetli olması, haksız yere takibe itiraz etmiş olması nedeniyle, takip konusu alacağın %20’sinden az olmamak üzere icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine, icra takibinin durmuş olması nedeniyle, borçlunun bu süreçte, alacaklının alacağını tahsil etmesini zorlaştıracak eylem ve tasarruflarını, mal kaçırmasını önlemek için, takip ve dava konusu 38.300.-TL. üzerinden İhtiyati haciz kararı verilerek, borçlunun mal varlığına ve 3. Kişilerdeki hak ve alacaklarına ihtiyati haciz konulmasına, ihtiyati haczin teminatsız olarak belirlenmesine, aksi halde, belirlenecek asgari teminat karşılığında ihtiyati haciz verilmesine karar verilmesi talep edilmiştir.
Davacı Vekilinin dava dilekçesinde delil olarak; İzmir … İcra Dairesi’nin …/… E. sayılı icra takip dosyası, 05.02.2020 tarihli borca haiz fatura, 27.04.2020 tarihli, borçlunun borca mahsuben 3.000.-TL. gönderdiğine dair dekonta dayanılmıştır.
Davalı Vekilinin 10.03.2021 Tarihli Davaya Cevap Dilekçesi özetle; Müvekkili, tacir sıfatını haiz olmadığından görevli Mahkemenin Tüketici Mahkemesi olduğu, müvekkili ile davacı şirket arasında sözlü ve/veya yazılı herhangi bir sözleşme bulunmadığı, dolayısıyla kesilen faturanın ve icra takibinin muhatabının müvekkili olmadığı, müvekkilinin, Müteahhit … ile bir inşaat sözleşmesi imzaladığı, bu sözleşme ile Müteahhit’in asansör yapım işini de üstlendiği, müvekkili … firmasıyla anlaşmak üzereyken Müteahhit’in, asansör işini davacı firmaya yaptıracağını söylediği, hatta davacı firma yetkilisiyle müvekkilini de tanıştırdığı, dolayısıyla dava konusu edilen borcun, müvekkiline ait değil Müteahhit …’e ait bir borç olduğu, müvekkilinin, o dönem Müteahhide olan borcuna mahsuben yine Müteahhidin yönlendirmesiyle davacı firmaya iki farklı tarihte 3.000.-TL. ve 3.300.-TL. olmak üzere toplam 6.300.-TL. ödeme yaptığı, davacı firmanın Müteahhitten talep etmesi gereken bakiye bedel için fatura kesip müvekkiline karşı icra takibine giriştiği, hatta fatura bedeli hesap edilirken bu iki ödemeden bir tanesinin hesaba katılmadığının anlaşıldığı, müvekkilinin Müteahhit ile yaptığı sözleşmenin tüm gereklerini yerine getirmiş olmasına rağmen, Müteahhit’in, asansör işini yaptırdığı davacı firmaya borcunu ödemediği, daha sonra inşaat işini devrettiğini söylediği, Bornova
Grup (ki bu şirketin yetkilisi de …’tir) firması üzerinden müvekkiline karşı ihtarname dahi çekebildiği, müteahhit ile 1 daire + 80.000.-TL. için inşaat sözleşmesi yapıldığı, Müteahhit’in parayı tamamen aldığı, daireyi alıp bir başkasına tapuda sattığı, üstelik diğer bazı borçlarını da müvekkiline ödettiği, müteahhit işi bitirmeyince, inşaatla ilgili masrafları müvekkilinin parça parça yaptığı, örneğin boyayı gıda çarşısından aldığı, yevmiye ile bir başkasına boyayı yaptırdığı, mutfak dolaplarını bir başkasından alıp yine başkasına yaptırdığı, çatı katı tamamlanmadığından, müvekkilinin
tamamladığı, su saatinin yerini müvekkilinin kendisinin yaptığı, Müteahhit, daire iç kapılarının yarısını takıp yarısını takmadığı için bunları müvekkilinin bir başkasına yaptırdığı, Balkonlar su aldığı için, buradaki ayıpların da müvekkili tarafından giderilerek onarıldığı, Teras katı giderleri su atmadığı için müvekkili tarafından boruların değiştirildiği, elektrikçi ücretini alamadığı için tekrar proje çizdirilip elektrik işlerinin bir başkasına yaptırıldığı, Böylece, hem masrafların 80.000.-TL.’yi geçtiği, hem teslim süresinin uzadığı, hem de müvekkilinin bu işe zaman ve emek harcamak zorunda kaldığı, Bunların yanı sıra, müvekkilinin Müteahhide, 20.000.-TL. eşinin hesabına, … Şubesi’ne havale yaptığı, Müteahhit’in bir başka firmaya işi devrederek, … firması olarak müvekkiline, 300.000.-TL.’lik fatura nedeniyle, 20.000.-TL.’yi mahsup edip icra takibi yaptığı, itirazları üzerine takibin durduğu, henüz bu takibe itirazın iptali için herhangi bir başvuruda bulunulmadığı, Müteahhit’in işi devrettiği … firması üzerinden müvekkiline, bu takip öncesinde Kemalpaşa … Noterliği’nin … yevmiye sayılı 24.03.2020 tarihli ihtarnamesini çekerek bakiye 60.000.-TL. nakit alacağı ile bir adet daireyi talep ettiği, müvekkili …’nun bu ihtarnameye, Kemalpaşa … Noterliği’nin
… yevmiye sayılı 22.04.2020 tarihli ihtarnamesi ile cevap verip itiraz ettiği, ayrıca müvekkilinin, Müteahhit firmanın ödeme yapmaması ve işi de yarım bırakması nedeniyle, SGK’ya olan yüklenici işçilik prim borçlarını da ödediği, makbuzları bulunan ödemelerin yaklaşık 11.000.-Tl. olduğu belirtilerek, fazlaya ilişkin her türlü talep ve dava hakkı saklı kalmak kaydıyla, davanın reddine karar verilmesi talep edilmiştir.
Davalı Vekilinin Davaya Cevap Dilekçesinde Delil Olarak; Müvekkilinin … firmasından aldığı teklif metinleri, müvekkilinin Müteahhit … ile imzaladığı inşaat sözleşmesi, müvekkilinin davacı firmaya yaptığı ödemelere ilişkin dekontlar ve banka kayıtları, hesap hareketleri vs. müvekkilinin Müteahhidin eksik veya ayıplı yaptığı işleri kendisinin tamamladığını gösterir dekontlar, faturalar, banka kayıtları, hesap hareketleri her türlü sair evrak Kemalpaşa … Noterliği’nin … yevmiye sayılı, 24.03.2020 tarihli ihtarnamesi ve Kemalpaşa … Noterliği’nin … yevmiye sayılı 22.04.2020 tarihli ihtarnamesi, tanık beyanları, İçtihat ve doktrin, Keşif ve Bilirkişi incelemesi, Yemin ve ikamesi caiz her türlü sair yasal delile dayanılmış, karşı tarafın bildireceği delil ve vakıalara karşı delil bildirme hakları saklı tutulmuştur.
Dava;İİK 67/2 uyarınca açılmış itirazı iptali davasıdır.
Davalı gerçek kişi …’nun tacir olup olmadığı yönünde, Bakanlar Kurulu Kararnamesi de irdelenmek suretiyle, SMM bilirkişiden rapor alınmış, SMM bilirkişi raporunda, gerek Kemalpaşa Vergi Dairesi’nin, İzmir Ticaret Sicil Müdürlüğünün 23/03/2021 tarihli cevabi yazısı, İzmir Esnaf ve Sanatkarlar Odaları Birliğinin 30/03/2021 tarihli cevabi yazısı, Konak Vergi Dairesi Müdürlüğünde SMM bilirkişice yapılan inceleme sonucunda, davalı …’nun tacir veya esnaf olmadığı, herhangi bir defter tutmadığı, yalnızca adına kayıtlı, vergi numarasının bulunduğu belirtilmiş olup, davalı vekilinin cevap dilekçesi ve mahkememizde 07/12/2021 tarihli oturumda, dava konusu edilen, asansör ve montajın nereye yapıldığı sorulduğunda, davalının, dava konusu edilen asansör ve montajı kendi evinde, kullanmak için yaptığını belirtilmekle, bu anlamda tüketici kapsamında değerlendirileceğinden, dava tarihi itibariyle yürürlükte bulunan 6502 sayılı Kanunun 2. maddesinde; “Bu Kanun her türlü tüketici işleri ile tüketiciye yönelik uygulamaları kapsar.” denilmekte, aynı Kanunun 3. maddesinde “Tüketici işlemi; eser, taşıma, simsarlık, sigorta, vekâlet, bankacılık ve benzeri sözleşmeler de dahil olmak üzere kurulan her türlü sözleşme ve işlemi ifade eder.” şeklinde yeniden tanımlanmıştır.
6502 sayılı Kanunun; tüketici işlemleri ile tüketiciye yönelik uygulamaların tüketici mahkemelerinde çözümünü öngören 73. maddesi hükmü ile, “Taraflardan birini tüketicinin oluşturduğu işlemler ile diğer kanunlarda düzenleme olması bu işlemin tüketici işlemi sayılmasını ve bu Kanunun göreve ilişkin hükümlerinin uygulanmasını engellemeyeceğini” düzenleyen 83/2. maddesinin açık hükmü nedeniyle somut uyuşmazlığa bakma görevi tüketici mahkemelerinin görev alanına girmiştir.
Somut olayda uyuşmazlığa uygulanması gereken, dava tarihi olan 10/09/2020 itibariyle yürürlükte olan 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanunun 3, 73/1 ve 83/2 maddeleri uyarınca, davaya bakma görevinin tüketici mahkemelerine ait olduğu nazara alındığında, görevli mahkemenin Tüketici Mahkemesi olduğu anlaşılmakla, aşağıdaki gibi hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM ; Yukarıda yazılı bulunan gerekçeye göre;
Davacı tarafından açılan iş bu davada Mahkememizin görevli olmadığı, görevli mahkemenin İzmir Tüketici Mahkemeleri olduğu anlaşılmakla, HMK’nun 115/2 maddesi uyarınca davanın usulden REDDİNE,
2-HMK’nun 20. maddesi uyarınca kararın kanun yoluna başvurulmadan kesinleşmesi halinde kesinleşme tarihinden itibaren 2 hafta içinde kanun yoluna başvurulursa bu başvurunun reddi kararının tebliğ tarihinden itibaren 2 hafta içerisinde gönderilme talebinde bulunulduğu takdirde dava dosyasının görevli İzmir Nöbetçi Tüketici Mahkemesine gönderilmesine,
3-HMK’nun 331/2 maddesi uyarınca harç ve yargılama giderlerinin görevli mahkemece hüküm altına alınmasına,
Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı kararın taraflara tebliğinden itibaren 6100 sayılı yasanın 345. Maddesi uyarınca 2 haftalık kesin süresi içerisinde Bölge İstinaf Mahkemesine başvuru yolunun açık olduğu açıkça okunup usulün anlatıldı.07/12/2021

Katip …
(E-imzalıdır)

Hakim …
(E-imzalıdır)