Emsal Mahkeme Kararı İzmir 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/479 E. 2021/526 K. 15.06.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İZMİR
4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/479 ESAS
KARAR NO : 2021/526 KARAR

DAVA : Tazminat (Trafik Sigorta Sözleşmesi Kaynaklı Rücuen)
DAVA TARİHİ : 10/09/2020
KARAR TARİHİ : 15/06/2021

Mahkememizde görülen Tazminat (Trafik Sigorta Sözleşmesi Kaynaklı Rücuen) davasının yapılan açık yargılamasının sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davalı … Sigorta Şirketi tarafından … poliçe no.lu zorunlu trafik sigortası ile sigortalı … plakalı araç maliki müvekkili olan … plakalı araca çarpması neticesinde maddi hasarlı trafik kazası meydana gelmiş olduğunu, bu kaza sonucunda müvekkilinin aracında maddi hasar oluştuğunu, hasar dosyası kapsamında müvekkiline bir kısım ödeme yapılmışsa da gerçek zararı karşılamadığını, kusur dağılımı yargılamayı gerektirdiği ve hasar bedeli likit alacak olarak kabul edilmediği için dava belirsiz alacak davası niteliğinde olup bilirkişi raporuyla müvekkilinin aracında meydana gelen hasar bedeli ve değer kaybı zararının fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 100,00-TL tazminatın temerrüt tarihinden itibaren işleyecek ticari temerrüt faiziyle birlikte tahsiline, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin de davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili, cevap dilekçesinde özetle; Dava konusu kazaya karıştığı ifade edilen … plakalı aracın müvekkili şirket nezdinde … no.lu ZMMS sigorta poliçesi ile sigortalı olduğunu, müvekkili sigorta şirketi tarafından davacı vekili …’a 29.02.2020 tarihinde karışmış olduğu kazada uğradığı maddi hasarın giderilmesi için 27.04.2020 tarihinde 2.347,80-TL tazminat ödemesi yapıldığını ve bu ödeme ile müvekkili sigorta şirketinden davacı yanın talep edeceği hak ve alacağının kalmadığını, … plakalı araçta meydana gelen değer kaybına ilişkin taleplerinin yersiz olduğunu, davacının maliki olduğu aracın davaya konu kazadan önce uğramış olduğu hasarlar nedeniyle araçta değer kaybı oluşmayacağı bu nedenle davacının değer kaybına ilişkin taleplerinin reddini talep etmiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE:
Kaza Tespit Tutanağı : Trafik kazasına karışan araç sürücüleri … ve … (park halinde) tarafından birlikte tanzim ve imza edilmiş 29.02.2020 tarihli “Anlaşmalı Maddi Hasarlı Trafik Kazası Tespit Tutanağının” incelenmesinden; 29.02.2020 günü saat 22:55 sıralarında sürücü …’in sevk ve idaresindeki … plakalı (A) aracıyla İzmir İli … İlçesi … Mahallesinde … Sokakta seyri esnasında; “… plakalı aracımla park halindeyken, aracımı çalıştırdım, kalkış yapmak isterken aracım kaydı. Arkamda park halinde olan … plakalı araca kayıp arka kısmından çarptım.” şeklinde olayı tanımladığı; Diğer … plakalı (A) aracı sürücüsü (Maliki) … ise “Aracının park halinde olduğu.” şeklinde olayı tanımlayarak birlikte “Maddi Hasarlı Trafik Kazası Tespit Tutanağını” imzaladıkları anlaşılmıştır.
Hasar dosyası: Davacının dava tarihinden önce davalı sigortaya hasar / değer kaybı talepleri için başvuruda bulunduğu, 27.04.2020 tarihinde Davalı Sigorta tarafından … no.lu Hasar Dosyasına istinaden …’ a 2.347,80 TL ödenmiş olduğu anlaşılmıştır.
Trafik ve Tramer kayıtları: Kazaya karışan … plaka sayılı aracın kaza tarihinde davacıya ait olduğu, … Plakalı aracın dava konusu kazadan önce 26.07.2017, 25/01/2018, 27.05.2018, 24.02.2019, 22.06.2019, 11/09/2019 tarihlerinde ki kazalar nedeniyle hasar kayıtları olduğu anlaşılmıştır.
Sigorta Poliçesi: Davalıya ZMMS Sigorta Poliçesi Sigortası ile sigortalı …’ ne ait … plakalı araçla ilgili olarak 08/03/2019-08/03/2020 tarihleri arasında geçerli Karayolları Mali Sorumluluk Trafik Sigorta poliçesi ile … Sigorta A.Ş. tarafından sigorta teminat örüntüsüne alındığı, poliçe teminat limitinin 36.000,00TL olduğu, kazanın 29/02/2020 tarihinde, teminatları süresi içinde meydana gelmiş olduğu anlaşılmaktadır.
Bilirkişi Raporu : Bilirkişi … tarafından düzenlenen 15.02.2021 tarihli raporda özetle ; Meydana gelen maddi hasarlı trafik kazası sebebiyle; davalı … Sigorta Şirketi’ne Karayolları Zorunlu Mali Sorumluluk trafik sigortalı … plakalı araç sürücüsü …’in meydana gelen dava konusu trafik kazasında nizami park halindeki … plakalı aracın arka kısımlarına çarptığından kazanın oluşumunda birinci derece etken olduğu, … Sokak üzerinde nizami park halinde bulunan davacıya ait … plakalı aracın meydana gelen kazada, kurallara aykırı olumsuz davranış faktörü görülmemiş olduğu, davacıya ait … plakalı … marka otomobilin davaya konu trafik kazası sonucunda arka kısım kaporta, mekanik/elektrik aksamlarında meydana gelen hasarların işbu dava konusu trafik kazası ile ilintili olduğu, davacıya ait … plakalı araçta meydana gelen gerçek hasar miktarı Yedek Parça + İşçilik + KDV olarak 4.098,41 TL olarak hesap edilmiş olup, davalı sigorta şirketi tarafından davacıya 2.347,80-TL kısmi ödeme yapılmış olduğundan bakiye hasar miktarının 1.750,61-TL (Binyediyüzelliliraaltmışbirkuruş) olduğu, Tramer kayıtlarından 6 ayrı trafik kazasına karışmış olduğu tespit edilen davacı aracının 26.07.2017 tarihinde arka kısım hasarlı bir kazaya karıştığı, ayrıca 11.09.2019 tarihli kazada arka kısımlarından almış olduğu ağır darbe nedeniyle iş bu 29.02.2020 tarihli arka kısım hasarlı trafik kazasında daha önce hasar gören, değişen ve onarılan parçaların tekrar işlem görmesi nedeniyle orijinalliğini kaybetmiş olması nedeniyle değer kaybı meydana gelmeyeceği görüşü ile raporunu düzenlemiştir.
Bedel Artırım Dilekçesi : Davacı vekili 26/03/2021 tarihli dilekçesi ile, Hasar bedeline ilişkin olarak; toplam 1.750,61 TL nin tahsilini talep etmiş, eksik harcı tamamladığı anlaşılmıştır.
Dava; davacı aracında meydana gelen hasar zararı, değer kaybı bedelinin karşı araç ZMMS sigortacısından tahsili davasıdır.
Dava tarihinde yürürlükte olan, 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 91/1. maddesinde, “işletenlerin, bu kanunun 85/1.maddesine göre olan sorumluluklarının karşılanmasını sağlamak üzere mali sorumluluk sigortası yaptırmaları zorunludur”, aynı yasanın 85/1.maddesinde, “bir motorlu aracın işletilmesi bir kimsenin ölümüne veya yararlanmasına yahut bir şeyin zarara uğramasına sebep olursa, araç işletenin bu zarardan sorumlu olacağı”, aynı yasanın 85/son maddesinde ise, “işleten ve araç işleticisi teşebbüsün sahibi, aracın sürücüsünün veya aracın kullanılmasına katılan yardımcı kişilerin kusurundan kendi kusuru gibi sorumludur.” hükümlerine yer verilmiş, 01.06.2015 tarihinde yürürlüğe giren Karayolları Motorlu araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartları’nın amacı A.1 maddesinde “Karayolları Trafik Kanunu uyarınca motorlu araç işletenlerine yüklenen hukuki sorumluluk için düzenlenen Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortasına yönelik ilgililerinin hak ve yükümlülüklerine ilişkin usul ve esasların düzenlenmesidir.” şeklinde belirlenmiştir. Sigortanın kapsamı ise genel şartlar A.3. maddesinde “sigortacı, poliçede tanımlanan motorlu aracın işletilmesi sırasında, üçüncü şahısların ölümüne veya yaralanmasına veya bir şeyin zarara uğramasına sebebiyet vermiş olmasından dolayı, 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanununa göre sigortalıya düşen hukuki sorumluluk çerçevesinde Genel Şartlarda içeriği belirlenmiş tazminatlara ilişkin talepleri, kaza tarihi itibariyle geçerli zorunlu sigorta limitleri dahilinde karşılamakla yükümlüdür. Sigortanın kapsamı üçüncü şahısların, sigortalının Karayolları Trafik Kanunu çerçevesindeki sorumluluk riski kapsamında, sigortalıdan talep edebilecekleri tazminat talepleri ile sınırlıdır.” şeklinde düzenlenmiştir.
Anayasa Mahkemesi’nin 2019/40 esas, 2020/40 karar, 17/07/2020 tarihli iptal kararının, 9 Ekim 2020 günü 31269 sayılı RG’de yayınlandığı, bu karar ile 14/04/2016 tarihli, 6704 sayılı 3. Maddesiyle değiştirilen 90. Maddesinin 1. cümlesinde yer alan “… ve bu kanun çerçevesinde hazırlanan genel şartlarda…” ibaresinin, ikinci cümlesinde yer alan “… ve genel şartlarda…” ibaresinin iptallerine karar verildiği, iptal kararının gerekçesinde; ” Motorlu taşıt işletilmesi sebebiyle üçüncü kişilere verilen zararlardan dolayı, işletenin hukuki sorumluluğu haksız fiilden doğan sorumluluk niteliği taşıdığı için tazminat borcunun kapsamının 6098 sy TBK’na göre belirlendiği, işletenin söz konusu tazminat borcunun dolayıyla zarar gören üçüncü kişilerin tazminat alacaklarının teminat altına alınması amacıyla öngörülmüş olan zorunlu mali sorumluluk sigorta şirketinin tazminat borcunun kapsamının ise Genel Şartlara göre belirlendiği, bu durumun tazminatın kapsamının farklılaşmasına yol açtığı, bunun nedeninin ise idarenin düzenleyici işlemi niteliğindeki tazminat hesaplamasını düzenleyen kurallarında, 6098 sy TBK’nun gerçek zararın tazminini öngören kurallarından ayrılan hükümlere yer vermiş olmasından kaynaklandığı, Anayasa’nın 48. maddesinde sözleşme özgürlüğünün güvence altına alındığı, bu özgürlüğün sözleşme yapıp yapmama serbestsinin yanı sıra yapılan sözleşmelere dışarıdan müdahale yasağını da içerdiği, sigorta şirketinin zorunlu mali sorumluluk sigorta poliçesinden kaynaklanan borcunun kapsamının 2918 sy Kanun çerçevesinde hazırlanan GŞ’a göre belirleneceği, bu kuralların sözleşmeden doğan borcun kapsamını belirlemek suretiyle Anayasa’nın 48. Maddesinde güvence altına alınan sözleşme özgürlüğünü sınırladığı, Anayasa’nın 13. Maddesi uyarınca temel hak ve özgürlüklere sınırlama getiren düzenlemelerin öncelikle kanunla yapılması gerektiği, sözleşme özgürlüğünü sınırlamaya yönelik bir kanuni düzenlemenin şeklen var olması yeterli olmayıp, kanuni düzenlemelerin keyfiliğe izin vermeyecek şekilde belirli, ulaşılabilir ve örgörülebilir nitelikte olması gerektiği, kanunun bu niteliklere sahip olmasının esasen Anayasa’nın 2. Maddesinde güvence altına alınan hukuk devleti ilkesinin de bir gereği olduğu, 2918 sy KTK’nun 90. Maddesinde sigorta şirketinin ZMMS sözleşmesinden doğan sorumluluğunun kapsamı düzenlenmemiş olup, bu kapsamın idarenin düzenleyici nitelikte işlemi olan Genel Şartlara göre belirlenmesinin öngörülmesi ile borcun kapsamının tespiti hususunda temel çerçeve ve ilkelerin kanunlarla belirlenmeyerek idareye geniş bir takdir yetkisinin tanındığı, bu itibarla sözleşmenin içeriğine yönelik sınırlama öngören kuralların kanunilik ölçütü yönünden Anayasanın 13. ve 48. Maddelerine aykırı olduğu, Anayasa’nın 17. Maddesinde yaşama hakkı ve kişilerin maddi ve manevi varlığını geliştirme hakkının, 35. Maddesinde mülkiyet hakkının güvence altına alındığı, Anayasanın 5. Maddesinde insanın maddi ve manevi varlığını geliştirebilmesi için gerekli şartları hazırlamanın devletin temel amaç ve görevleri arasında sayıldığı, motorlu araç işletilmesine bağlı olarak kişilerin uğrayabileceği destekten yoksun kalma, bedensel zarar, eşya zararı ve manevi zararın Anayasa’nın 17. ve 35. Maddelerinde düzenlenen hakların ihlali sonucunda ortaya çıkan zarar niteliğinde olduğu, dolayısıyla karayolunda motorlu taşıt işletilmesini düzenleyen kuralları belirlemenin ve motorlu taşıt işletilmesi sebebiyle üçüncü kişilerin uğrayabileceği zararın tazmin edilmesini güvence altına almanın da devletin görevleri kapsamında olduğu, ZMMS kapsamında sigorta şirketinin bu zararlardan dolayı sorumlu tutulmuş olmasının, zarar gören kişinin Anayasa’nın 17. ve 35. Maddesinde düzenlenen haklarının Anayasa’nın 5. Maddesiyle bağlantılı olarak korunmasının amaçlandığını gösterdiği, sigorta şirketinin sorumluluğunun kapsamının idarenin düzenleyici nitelikteki işlemi ile belirlenmesinin zarar gören üçüncü kişi ve işleten aleyhine, sigorta şirketi lehine menfaat dengesinin bozulmasına yol açacağı… ” belirtilerek bu nedenlerle 6704 sayılı 3. Maddesiyle değiştirilen 90. Maddesinin 1. cümlesinde yer alan “… ve bu kanun çerçevesinde hazırlanan genel şartlarda…” ibaresinin, ikinci cümlesinde yer alan “… ve genel şartlarda…” ibaresinin Anayasa’nın 5., 13., 17., 35. Ve 48. Maddelerine aykırı olması nedeniyle iptallerine karar verildiği görülmüştür.
Yargıtay içtihatları ile kabul edilen “usuli kazanılmış hak” olgusunun, birçok hukuk kuralında olduğu gibi yine Yargıtay içtihatları ile geliştirilmiş istisnalarının bulunduğu, yeni bir İçtihadı Birleştirme Kararı (09.05.1960 tarihli ve 21/9 sayılı YİBK) ya da geçmişe etkili bir yeni kanun çıkması, benzer şekilde uygulanması gereken bir kanun hükmünün, hüküm kesinleşmeden önce Anayasa Mahkemesince iptaline karar verilmesi hallerinde, usulü kazanılmış hakka göre değil, İBK’na veya geçmişe etkili yeni kanuna ya da Anayasa Mahkemesinin iptal kararından sonra oluşan yeni duruma göre karar verilebileceği (HGK’nın 21.01.2004 tarihli ve 2004/10-44 E., 19 K.; 03.02.2010 tarihli ve 2010/4-40 E., 2010/54 K), dolayısıyla bilirkişi raporları alındıktan ve bu raporlar nedeniyle taraflar lehine oluşan usulü kazanılmış hakka göre değil sonra Anayasa Mahkemesi’nin iptal kararından sonra oluşan yeni duruma göre karar verilmesi gerektiği, İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi’nin 2019/824 esas, 2020/1025 karar sayılı, 2019/3373 esas, 2020/1022 karar sayılı emsal kararlarında da belirtildiği üzere Anayasa Mahkemesi’nin yukarıda anılan iptal kararı sonrasında oluşan yeni duruma göre KTK’nun 90. Maddesi hükmü dikkate alındığında, zarar gören hak sahiplerinin zarar veren 3.kişilerden ve sigorta şirketinden talep edebilecekleri tazminatın kapsamının belirlenmesinde kullanılacak yöntem ve ölçütler konusunda kısıtlama bulunmadığından, üçüncü kişi olan davacının uğradığı değer kaybı zararının tespitinde 6098 sy Türk Borçlar Kanunu hükümleri dikkate alınarak yerel piyasa koşulları, ülkenin şartları, aracın özellikleri, kilometresi, piyasanın algısı, aracın piyasadaki tercih edilebilirliği, markası, ikinci el piyasası, yedek parça ve servis maliyetleri, kazalı parça ve yeri, onarım özellikleri, aracın geçmiş hasar kayıtları gibi pek çok etkenin dikkate alınması gerektiği, dolayısıyla değer kaybının doğru ve hakkaniyetli şekilde belirlenebilmesi için uzun yıllardır Yargıtay içtihatları ile benimsenen, aracın kaza öncesi hasarsız rayiç değeri ile onarımdan sonraki rayiç değerinin göz önünde bulundurularak, aradaki farkın değer kaybı olarak kabul edilmesi gerektiği kanaatine varılmıştır.
Tüm bu yasal düzenlemeler ve somut olay birlikte değerlendirildiğinde; Davalı … Sigorta Şirketi’ ne KZMMS Trafik sigortalı … plakalı araç sürücüsü … 29.02.2020 günü saat 22:55 sıralarında sevk ve idaresindeki … marka otomobil ile İzmir İli, … İlçesi iki yönlü … Sokakta gece vakti aracını çalıştırıp hareket etmek isterken geriye doğru aracını kaydırması nedeniyle olay mahallinde davacı tarafa ait park halinde bulunan … plakalı … marka otomobilin arka kısımlarına çarpması sonucu maddi hasarla sonuçlanan tazminat davasına konu kaza meydana geldiği,
Davalı … Sigorta Şirketi’ ne Karayolları Zorunlu Mali Sorumluluk trafik sigortalı … plakalı araç sürücüsü …’ in meydana gelen dava konusu trafik kazasında nizami park halindeki … plakalı aracın arka kısımlarına çarptığından kazanın oluşumunda birinci derece etken olduğundan %100 (Yüzdeyüz) oranında Asli ve Tam Kusurlu Olduğu, … Sokak üzerinde nizami park halinde bulunan davacıya ait … plakalı aracın meydana gelen kazada, kurallara aykırı olumsuz davranış faktörü görülmemiş olduğun kusursuz olduğu, Davacıya ait … plakalı … marka otomobilin davaya konu trafik kazası sonucunda arka kısım kaporta, mekanik/elektrik aksamlarında meydana gelen hasarların işbu dava konusu trafik kazası ile ilintili olduğu, Davacıya ait … plakalı araçta meydana gelen gerçek hasar miktarı Yedek Parça + İşçilik + KDV olarak 4.098,41 TL olarak hesap edilmiş olup, Davalı Sigorta Şirketi tarafından Davacıya 2.347,80 TL kısmi ödeme yapılmış olduğundan bakiye hasar miktarının 1.750,61 TL olduğu, Tramer kayıtlarından 6 ayrı trafik kazasına karışmış olduğu tespit edilen Davacı aracının 26.07.2017 tarihinde Arka Kısım Hasarlı Bir Kazaya Karıştığı ayrıca 11.09.2019 tarihli kazada arka kısımlarından almış olduğu ağır darbe nedeniyle davaya konu 29.02.2020 tarihli Arka Kısım Hasarlı Trafik Kazasında Daha Önce Hasar Gören, Değişen ve Onarılan Parçaların Tekrar İşlem Görmesi Nedeniyle Orijinalliğini Kaybetmiş Olması Nedeniyle değer kaybı meydana gelmeyeceği, davacı vekilinin 26/03/2021 tarihli dilekçesi ile hasar bedeli tazminat talebini 1.750,61 TL olarak yükselttiği, kazanın poliçe süresi içerisinde gerçekleştiği, zarar miktarının poliçe limiti dahilinde kaldığı, davalı sigorta şirketinin poliçe kapsamında doğan hasardan sorumlu olduğu, davalı sigorta şirketinin 27/04/2020 tarihi itibariyle temerrüde düştüğü, anlaşılmakla, davanın kısmen kabulüne, 1.750,61- TL hasar bedelinin temerrüt tarihi 27/04/2020 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davlıdan alınarak davaya verilmesine, değer Kaybı bedeline ilişkin talebin Reddine karar vermek gerekmiş, aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M :Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
Davacı tarafından açılan davanın KISMEN KABULÜNE,
1-1.750,61- TL hasar bedelinin temerrüt tarihi 27/04/2020 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davlıdan alınarak davaya verilmesine,
2-Değer Kaybı bedeline ilişkin talebin Reddine
3-Harçlar Kanunu uyarınca alınması gereken 119,58-TL harçtan peşin alınan ve değer artırım yoluyla tamamlanan 113,70-TL harcın mahsubu ile bakiye 5,88-TL harcın davalıdan alınarak HAZİNEYE GELİR OLARAK KAYDINA,
4-Dava kısmen kabul edildiğinden kabul edilen miktar üzerinden hüküm tarihinde yürürlükte olan Avukatlık Kanunu ve Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre takdir ve hesaplanmış olan; 1.750,61-TL vekalet ücretinin davalı taraftan alınarak davacı tarafa verilmesine.
5-Dava kısmen reddedildiğinden, reddedilen miktar üzerinden hüküm tarihinde yürürlükte olan Avukatlık Kanunu ve Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre takdir ve hesaplanmış olan; 50,00-TL vekalet ücretinin de davacı taraftan alınarak davalı tarafa verilmesine.
6-Dava kısmen kabul edildiğinden davacı tarafın yaptığı 7,80-TL vekalet suret harcı, 68,10-TL davetiye ve posta gideri, 600,00-TL bilirkişi ücreti, davacı, dava şartı arabuluculuk görüşmelerinde kendisini vekille temsil ettirdiğinden, arabuluculuk son tutanağının düzenlendiği tarih itibariyle yürürlükte olan AAÜT’ne göre tayin olunan 900,00-TL maktu vekalet ücreti olmak üzere 1.575,90-TL yargılama giderinden davanın kabul oranı nazara alınarak 1.532,14-TL yargılama gideri ile davacı tarafın karşıladığı 54,40-TL başvurma harcı, 113,70-TL peşin alınan ve değer artırım yoluyla tamamlanan harç olmak üzere toplam 1.700,24-TL’nin davalı taraftan alınarak davacı tarafa verilmesine, davacı tarafın fazladan yaptığı yargılama giderinin kendi üzerinde bırakılmasına,
7-Dava şartı arabuluculuk ücreti olan ve 6325 sy Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu’nun 18/A-13 maddesi uyarınca tarafların anlaşamamaları nedeniyle Adalet Bakanlığı bütçesinden karşılanan 1.320,00 TL’nin davada haksız çıkan davalıdan alınarak HAZİNE’ye gelir kaydına,
8- Davacı ve davalı yanca yatırılan delil ve gider avansından sarf edilmeyen kısmın karar kesinleştiğinden yatıran tarafa iadesine
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı, karşı tarafın yokluğunda miktar itibariyle KESİN olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. 15/06/2021

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır