Emsal Mahkeme Kararı İzmir 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/475 E. 2023/106 K. 21.02.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/475
KARAR NO : 2023/106

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 09/09/2020
KARAR TARİHİ : 21/02/2023

Yukarıda tarafları yazılı davanın mahkememizde yapılan yargılaması sonunda dava dosyası ve ekleri incelendi;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkili şirketin nakliye hizmeti kapsamında, davalı şirkete 11.05.2020 tarihinde teslim edilen malın, davalı şirket tarafından herhangi bir geçerli sebep gösterilmeksizin iade edildiği, müvekkili şirketin toplam 21.181.-TL. alacağının da ödenmediği, bunun üzerine müvekkili şirket tarafından davalı şirkete çekilen, Karşıyaka 5. Noterliği’nin 11.06.2020 tarih ve ……….. sayılı İhtarnamesinde; Haksız ve yersiz olarak malları teslim almayarak temerrüde düştükleri, müvekkilinin iş bu sipariş nedeniyle yol, zaman ve iş kaybı yaşamasına sebebiyet verdikleri belirtilerek, müvekkilinin uğradığı zararların tazmin edilmesi ve 21.181.-TL. alacaklarının bir iş günü içerisinde ödenmesinin talep edildiği, davalı şirketin işbu ihtarnameye karşılık, Üsküdar 27. Noterliği’nin 12.06.2020 tarih ve … sayılı cevabi ihtarnamesinde; Müvekkili şirketin en son tarihli nakliye hizmetini sorunsuz bir şekilde yerine getiremediği, bu nedenle davalı şirket ile … Gıda (… Dondurma) arasındaki sözleşmenin feshedildiği ve davalı şirketin zarara uğratıldığı, son taşıma hizmetinde aracın soğutma sisteminin açılmaması nedeniyle taşınan dondurmaların erimesine ve hasara uğramasına sebebiyet verildiği, bu nedenle davalı şirketin yaklaşık 63.592.-Tl. zarara uğradığı, bundan dolayı davalı şirketin borçlu değil, alacaklı olduğu, buna rağmen alacak talebinin kötü niyetli olduğu, davalı şirket nezdinde … Dondurma iş kaybı nedeniyle oluşan yaklaşık 18.000.000.-TL. tutarındaki zarar bedelinin ve ayıplı taşıma işi nedeniyle davalı şirkette oluşan zararın tahsili için yasal yollara başvurulacağı belirtilerek, müvekkili şirket tarafından gönderilen İhtarname içeriğine itiraz edildiği, bunun üzerine davalı aleyhine, Kemalpaşa İcra Müdürlüğü’nün … E. sayılı dosyasıyla; müvekkili şirketin taşıma hizmeti bedeli olan toplam 21.181.-TL. asıl alacak 88,35.-TL işlemiş faiz ve 214,50.-TL İhtarname gideri olmak üzere toplam 21.483,85.-TL alacağın, 3095 sayılı Kanun uyarınca, Merkez Bankası’nın kısa vadeli kredilere uyguladığı 21.181.-TL. (365 gün) %13.75 avans faiz oranından az olmamak üzere artan oranlarda faiziyle birlikte tahsili için icra takibi başlatıldığı ve ödeme emrinin 01.07.2020 tarihinde davalıya tebliğ edildiği, Fakat söz konusu icra takibinin, davalı vekilinin yetkiye ve borcun tamamına yönelik itirazları nedeniyle 03.07.2020 tarihi itibariyle durdurulduğu, 11.05.2020 tarihinde, … Gıda … A.Ş.’nin Bursa Karacabey İlçesindeki şube deposundan, İstanbul’da bulunan … Gıda Pazarlama firmasına götürülmek üzere, şoförlüğünü …’ın yaptığı, müvekkili şirketin … plakalı aracına malın yüklendiği ve kilitlenip mühürlenerek muhafaza altına alındığı, yükleme sırasında ve mühürleme öncesinde aracın şoförünün aracın soğutma sistemine bakmasına ve ayarlamasına fırsat verilmediği ve bu konuda bir talepte bulunulmadığı, (-24) derecede olduğu söylenerek, … nolu Sevk İrsaliyesi kesilmek suretiyle yola çıkarıldığı, müvekkili şirketin ve şoförünün, taşıdığı ürünlerin hangi şartlarda muhafaza edilmesi gerektiğini bilmesi mümkün olmadığı gibi, zaten ürünler yüklenip mühürlendiğinden bu noktada müdahale imkanının da kalmadığı, bu konuda hiçbir uyarı ve bilgilendirme yapılmadığı ve talimat da verilmediği, söz konusu ürünler, müvekkilinin aracı ile alıcı firmanın İstanbul’daki adresine getirildiğinde, alıcı firma tarafından derecede sıkıntı olduğu söylenerek kabul edilmediği, herhangi bir tutanak tutulmadan ve tespit yapılmadan yine müvekkilinin aracı ile geri gönderildiği, 13.05.2020 tarihinde Karacabey depoda yine herhangi bir ölçüm ve tespit yapılmadan ürünlerin indirildiği, ürünlerde hasar olup olmadığı, varsa ne şekilde ve hangi nedenlerle meydana geldiği ve ne kadar ürünün zarar gördüğü, sorumluluğun kimde bulunduğu hususlarında tutanak düzenlenmediği ve tespit yapılmadığı, bu şartlarda gelişen olayda müvekkili şirkete yüklenecek bir kusur bulunmadığı gibi taşıma hizmetinin ayıplı olduğunu söylemenin de mümkün olmadığı, bu konuda, aracın şoförü olan …’ın beyanı ile aracın soğutma sistemi derecesine ilişkin fotoğrafların ekte sunulduğu, …’ın tanık olarak dinlenilmesi halinde gerçeklerin ortaya çıkacağı, Davalı şirketin, 15.05.2020 tarihi itibariyle, 21.181.-TL. borç konusunda mutabık olduklarının bildirdiği, herhangi bir itirazda bulunmadığı, Davalının bir zararı olup olmadığı taraflarınca bilinmemekte birlikte, eğer zarar varsa, bunun sadece gönderenin davranışı nedeniyle oluştuğu ve dolayısıyla müvekkili şirketin sorumluluğunun doğmayacağı, dava konusu olayda, eşyanın gönderici tarafından yüklendiği, derecenin gönderici tarafından ayarlandığı ve akabinde kilitlenip mühürlenmek suretiyle muhafaza altına alındığı, dolayısıyla müvekkili şirketin ve şoförünün müdahale imkanı kalmadığı gözetildiğinde, olaydan dolayı müvekkili şirkete kusur izafe edilemeyeceği, olayda, zararın belirtilen durumdan dolayı meydana gelmediği, müvekkili şirketin kusuru ile oluştuğunu ortaya koyan herhangi bir tutanak, tespit işlemi ve delil bulunmadığı, bu durumda davalının icra takibine itirazının haksız, yersiz ve kötü niyetli olduğu, Dava konusu ihtilafın çözümü için, zorunlu olarak arabulucuya başvurulmuşsa da anlaşmaya varılamadığı, Belirtilerek; Borçlu davalının kendisinde veya 3. Şahıslarda olan taşınır ve taşınmaz malları ve alacaklarıyla diğer hakları üzerine, borcunu karşılamaya yetecek oranda, müvekkili tarafından yatırılacak, dava değeri olan 21.181.-Tl. teminat karşılığında ihtiyati haciz konulmasına, Davanın kabulüne, itirazın iptali ile takibin devamına, haksız yere ve kötüniyetle yapılan itiraz nedeniyle davalıdan, %20’den aşağı olmamak üzere İcra İnkar Tazminatı alınarak müvekkili davacıya ödenmesine karar verilmesi talep edilmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Müvekkili şirket ile dava dışı … Gıda Sanayi ve Tic. A.Ş.’nin (… Dondurma), 14.01.2020 tarihli “Karayolu Taşımacılık Hizmetleri Temin Sözleşmesi” imzaladıkları, müvekkili şirketin bu sözleşme kapsamında … Gıda … A.Ş.’ye ait dondurma ürünlerini taşıdığı ya da alt taşıyıcılara taşıttığı, Davacının da, müvekkili şirketin bu sözleşme kapsamında taşıma yaptırdığı alt taşıyıcılardan biri olduğu, Davacı şirketin 12.05.2020 tarihinde, … Gıda … Ltd. Şti.’ye, ………. (çekici) … (dorse) plakalı araçla yapmış olduğu taşımada klimanın yeterli ya da hiç çalıştırılmaması sebebi ile soğut zincirin kırıldığı, ürünlerin bozulduğunun, gönderilen … Gıda …Ltd. Şti. tarafından tespit edildiği, gönderilen tarafından bozulduğu gerekçesi ile teslim alınmayan ürünlerin davacının aracı ile … Gıda … A.Ş.’nin deposuna teslim edildiği, taşıma sonucunda uğranılan zarar nedeniyle … Gıda … A.Ş.’nin müvekkili şirkete karşı İstanbul Anadolu 19. İcra Müdürlüğü’nün … E. Sayılı dosyası ile icra takibi başlattığı, Bu olay nedeniyle müvekkili şirket ile … Gıda … A.Ş.’nin ticari ilişkisi bozulduğu ve … Gıda … A.Ş.’nin müvekkili şirket ile olan sözleşmesini fesih ettiği, Davacının müvekkili şirkete, Karşıyaka 15. Noterliği’nin 11.06.2020 tarih ve ………. Yevmiye numaralı ihtarnamesini göndererek 21.181.-TL. alacağı olduğu ve ödenmesini talep ettiği, Bu ihtarnameye Üsküdar 27. Noterliği’nin 12.06.2020 Tarih ve … Yevmiye numaralı ihtarnamesi ile verdikleri cevapta özetle; “son yapılan taşımada aracın soğutma sisteminin çalışmaması sebebi ile hasara sebebiyet verildiği bu nedenle ödeme yapılmayacağının” ihtar edildiği, Davacının, Kemalpaşa İcra Müdürlüğü’nün … E. Sayılı dosyası ile icra takibi başlattığı, icra takibine müvekkili şirketin aynı gerekçelerle itiraz ettiği, Davacının, yaptığı taşımada basiretli bir tacir gibi davranmadığı ve taşıdığı yükün hasara uğramasına neden olduğu, 6102 sayılı TTK’nın 883. Maddesine göre, taşıyanın, hasar halinde taşıma bedeli almamak, aldı ise de iade etmek zorunda olduğu, Davacının, taşıma sırasında meydana getirdiği hasarla, müvekkili şirketi, taşıma ücretinin kat kat üzerinde zarara uğrattığı, davacının müvekkili şirketten taşıma ücreti talep etmesinin hakkaniyete aykırı olduğu, Davacının alacak talebinin TTK.’nın 883. maddesi uyarınca reddini, bunun mümkün olmaması halinde müvekkili şirketin zararı ile takas ve mahsubunu talep ettikleri, Belirtilerek; Davacının davasının reddine, haksız icra takibi nedeni ile İİK’nun 72. Maddesi uyarınca, takip konusu alacağın %20’ sinden az olmamak üzere icra inkar tazminatına mahkum edilmesine karar verilmesi talep edilmiştir.
KANITLAR:
**Mahkememizce davacı ve davalı tarafın defter ve kayıtlarının incelenmesi için SMM bilirkişilerden rapor aldırılmıştır.
** İstanbul 7. Asliye Ticaret Mahkemesine inceleme için dosya gönderilmiştir.
** İstanbul 19. İcra Dairesinden dosya ile ilgili icra takip dosyası istenmiştir.
** İstanbul 4. Asliye Ticaret Mahkemesine talimat için gönderilmiştir.
GEREKÇE :
Dava; Ticari satımdan kaynaklanan alacağın tahsili için yapılan icra takibine vaki itirazın iptali davasıdır.
Dava, 1 yıllık hak düşürücü süre içerisinde açılmıştır.
Öncelikle taraflar arasında hukuki ilişki olup olmadığı, varsa hukuki ilişkinin niteliğinin belirlenmesi gerekmektedir. Bu sebeble de davacı ve davalının ileri sürmüş olduğu iddialar, vakıalar ve bunları ispat edip etmedikleri ve ispat yükünün kimde olduğu hususuna değinmekte yarar vardır.
HMK. 190. maddesi “”İspat yükü, kanunda özel bir düzenleme bulunmadıkça, iddia edilen vakıaya bağlanan hukuki sonuçtan kendi lehine hak çıkaran tarafa aittir.
Kanuni bir karineye dayanan taraf, sadece karinenin temelini oluşturan vakıaya ilişkin ispat yükü altındadır. Kanunda öngörülen istisnalar dışında, karşı taraf, kanuni karinenin aksini ispat edebilir. ” hükmü mevcuttur.
İleri sürülen bir önermenin doğruluğu hususunda kanaat oluşturmak için bir nedenselliğin ortaya konulması olarak tanımlanabilen ispat, yargılama hukuku açısından dava konusu hakkın ve buna karşı yapılan savunmanın dayandığı vakıaların var olup olmadıkları hakkında mahkemeye kanaat verilmesi işlemidir.
İspatın konusu olan vakıalar, hukuk açısından doğrudan önem taşıyan veya dolaylı olarak önem taşıyan vakıalar olarak ayrılabilir. Hukuk açısından doğrudan önem taşıyan olaylar; hukuken hakların ve hukuksal ilişkilerin doğumu, değişmesi, işlemez duruma gelmesi, doğumunun engellenmesi veya doğduktan sonra düşmesine yol açan olaylardır. Hukuk açısından dolayısıyla önem taşıyan ve “emareler (belirtiler) ” olarak da tanımlanan olaylar ise; hak ve hukuksal ilişkilerde yukarıda belirtilen durumların meydana gelmiş olduğu, kendilerinden olağan yaşam deneyimleri kuralları uyarınca anlaşılabilen, bir başka deyişle bir eylemsel karine bağının kurulmasına olanak veren olaylardır. Emareler, ancak hâkimin delilleri serbestçe değerlendirme (takdir) serbestisinin bulunduğu (HMK. madde 198), bu serbestinin özel kurallar ile sınırlanmamış olduğu (HMK. madde 200 ve 201 gibi) durumlarda ispat konusu olabilir. (Bilge Umar; (1980), İspat Yükü, (2. Baskı), Büyükçekmece, Kazancı Matbaacılık Sanayi. sf. 19.)
İspatın, doğrudan delil göstererek ispat ve dolaylı ispat olarak ayrıma tabi tutulup, dolaylı ispatın emareler ile ispat olarak değerlendirildiği, bu kapsamda emareyi bir delil vasıtası olarak değil, ispata yardımcı, kanuni maddi unsura uymayan yabancı vakıalar olarak nitelendirildiği de görülmektedir. (M. Kamil Yıldırım; (1990), Medeni Usul Hukukunda Delillerin Değerlendirilmesi, İstanbul, Kazancı Kitap Ticaret. sf. 120, 121.)
İspat yükü belli bir olayın gerçekleşip gerçekleşmediğinin anlaşılamaması, yani olayın ispatsız kalması yüzünden hâkimin aleyhte bir kararıyla karşılaşma tehlikesidir. Bu tanımda asıl davayı kaybetmek tehlikesinden değil, hâkimin aleyhte bir kararı ile karşılaşma tehlikesinden bahsedilmesi dikkate değerdir. Zira yalnızca davanın asıl konusu bakımından değil, aynı zamanda bir ön sorun veya bir ara sorun hakkında da iki tarafın birbirine zıt olarak ileri sürdükleri olayların hiçbirinin ispat edilememesi olasılığı vardır. Bu durunda hâkimin yapacağı iş söz konusu sorun bakımından ispat yükünü taşıyan tarafın, o sorunda ileri sürdüğü istemi reddetmek olacaktır.(Umar; İspat Yükü, sf. 3)
İspat yükü taraflar için bir yükümlülük (mükellefiyet) değil, sadece bir yüktür (külfettir). Taraf kendisi tarafından ispatı gereken bir vakıayı ispat edemezse, karşı taraf (ve mahkeme) onu mutlaka ispat etmesini isteyemez (yükümlülük). Bilâkis kendisine ispat yükü düşen taraf, o vakıayı ispat edememiş sayılır; meselâ, kendisine ispat yükü düşen ve fakat bunu yerine getiremeyen taraf davacı ise, davasını ispat edememiş sayılır ve dava bu nedenle reddedilir.(Kuru; Arslan; Yılmaz; sf. 370.)
Dosyaya sunulan 30/03/2022 tarihli davacı ticari defterleri üzerinde yapılan inceleme sonucunda düzenlenen bilirkişi raporunda; Davacı … Lojistik Uluslararası Nak. San. Ve Tic. Ltd. Şti.’nin 2020 yılı ticari defterlerinin TTK ve VUK uyarınca usulüne uygun tutulduğu, 22.06.2020 takip tarihi itibariyle, davacı … Lojistik Uluslararası Nak. San. Ve Tic. Ltd. Şti.’nin, davalı … Taşımacılık ve Lojistik Tic. A.Ş.’den 21.181.-Tl. alacaklı göründüğü, bu tutarın aynı zamanda ödeme emriyle davalı şirketten talep edilen asıl alacak tutarına eşit olduğu, Dava dosyasına kopyaları da sunulan takip ve dava konusu faturaların davacı şirketin ticari defterlerinde kayıtlı olduğu, Davalı Şirkete gönderilen 20.05.2020 tarihli Mutabakat Metni ile davalı şirket tarafından, 15.05.2020 tarihi itibariyle 21.181.-Tl. alacak bakiyesinde mutabık olduklarının bildirildiği, Davacı şirket tarafından davalı şirket adına, 2020/Nisan ve Mayıs ayında düzenlenen hizmet faturalarının KDV hariç tutarlarının, ilgili dönemlere ilişkin BS Formunda kayıtlı bulunan KDV hariç tutarlar ile uyumlu olduğu, özetle; Takip ve dava konusu faturaların davacı şirketin BS formuna kaydedildiği, Davalı şirketin ticari defterleri bu aşamada incelenmemiş olduğundan tarafların ticari hesap hareketleri arasında karşılaştırma yapılamadığına ilişkin tespit ve değerlendirmeleri olduğu,
Dosyaya sunulan 4/07/2022 tarihli davalı ticari defterleri üzerinde yapılan inceleme sonucunda düzenlenen bilirkişi raporunda;Davacı ile Davalı arasında ticari ilişkinin bulunduğu , Davalının 2020 yıllarında e-defter mükellefi olduğu, Davalıya ait 2020 yıllarına ait yasal defterlerinin (Envanter Defteri) açılış tasdiklerinin yasal süresi içerisinde usulüne uygun olarak yaptırıldığı, yevmiye defteri ve Defter-i Kebir e-defter beratlarını yasal süresi içerisinde e-defter sistemine yüklemelerinin yapıldığı, Davalının 2020 yıllarına ait yasal defterlerinin delil niteliği taşıdığı, Davalının yasal defterleri üzerinde yapılan incelemede ; Davalının takip tarihi itibariyle davacı tarafa 21.181,00TL. borcunun bulunduğu ,Davalıya ait BA bildirimleri dosya içerisinde olmadığından davalının BA bildirimleriüzerinde herhangi bir inceleme yapılamamış olmakla birlikte, dosya içerisindebulunan Davacıya ait BS bildirimlerinin tetkikinde, Davacıya ait BS bildirimlerindebildirmiş olduğu tutarların Davalı defter kayıtlarında bulunan tutarlar ile uyumlu olduğu ,
Dosyaya sunulan24/11/2022 tarihli Taşıma konusunda uzman bilirkişsinin inceleme sonucunda düzenlenen bilirkişi raporunda;Davacının dosyaya yedi adet fatura sunduğu, 07.07.2020 tarihinde yapılan bilirkişi incelemesinde faturalara ilişkin alacakların mevcut olduğu, bunların davalı tarafından ödenmediği, Taşıyıcı tarafından ileri sürülen ve son taşıma hakkında düzenlenen faturaya ilişkin taşıma ücreti alacağının davalı tarafından reddedildiği, taşıyıcının taşıma ücretine hak kazanamaması için TTK m. 883/1 hükmü uyarınca eşyanın zıyaından sorumlu olması gerektiği, dosya içeriğinden eşyanın zıyaından taşıyıcının sorumlu olduğu hususunun davalı tarafından ispat edilemediği, dolayısıyla takdir mahkemeye ait olmak üzere, taşıyıcının ücrete hak kazandığı, Eşya hasarının söz konusu olduğu hallerde ise, taşıyıcının taşıma ücreti alacağının, TTK m. 880 uyarınca sorumlu tutulacağı tazminat miktarı ile orantılı olarak belirlenmesi gerektiği, ancak bu durumda da taşıyıcının hasardan sorumluluğunun davalı tarafından ispat edilmesi gerektiği, oysa dosya içeriğinden bu hususun ispat edildiği sonucuna net bir şekilde ulaşılamadığının belirtildiği anlaşılmıştır.
Tüm dosya kapsamı, davacının iddia ettiği alacağının davacı kayıtlarında yer alması, davalının incelenen ticari defterlerinde de davacının alacak miktarının kayıtlı olması ve tutarlarının uyumlu olması, davalının taşınan eşyanın hasarlı olduğuna ilişkin iddiasını ispatlayamamış olması nedeniyle davacının iddiasını ispatladığı kanaatiyle davanın kabulüne karar vermek gerekmiştir.
2004 sayılı İİK’nun 67/2. Fıkrasına göre ;bir davada borçlunun itirazının haksızlığına karar verilirse borçlu; takibinde haksız ve kötü niyetli görülürse alacaklı; diğer tarafın talebi üzerine iki tarafın durumuna, davanın ve hükmolunan şeyin tahammülüne göre, red veya hükmolunan meblağın (Değişik ibare:02/07/2012-6352 S.K./11.md.) yüzde yirmisinden aşağı olmamak üzere, uygun bir tazminatla mahkum edilir.
Kanuni düzenlemeye göre davalı borçlunun icra inkar tazminatına mahkum edilebilmesi için takip tarihi itibari ile itirazında haksız bulunması yeterlidir. Diğer bir anlatımla kötüniyetli olması alacaklı bakımından getirilmiş bir koşuldur. Ancak itirazın haksızlığı tek başına icra inkar tazminatına hükmedilmesine elverişli değildir. Yani bu tazminata hükmedilmesi için takip konusu alacağın belirli, sabit olması, borçlu tarafından bilinmesi veya tayin ve tahkik edilmesinin mümkün nitelikte bulunması, hakimin takdirine bağlı olmaması gerekir. (Yargıtay HGK 13/12/1967 Tarih, 9/1344- 615) Diğer bir anlatımla alacağın likit ve belli olması gerekir.
Alacak likit ve belirlenebilir olduğundan alacağın %20 si oranında icra inkar tazminatına karar verilmiş aşağıdaki gibi hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
Davanın KABULÜ ile;
1-Kemalpaşa İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyasında davalının borca ilişkin İTİRAZIN İPTALİ ile takip talebindeki şartlarla TAKİBİN DEVAMINA,
2-Alacak likit ve hesaplanabilir olduğundan alacağın %20′ si oranında icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
3-Harçlar Kanunu uyarınca alınması gereken 1.446,87-TL harçtan peşin alınan 254,30-TL harcın mahsubu ile bakiye 1.192,57‬-TL harcın davalıdan alınarak HAZİNEYE GELİR OLARAK KAYDINA,
4- Hüküm tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT uyarınca davacı yararına takdir olunan 9.200,00-TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Davacı tarafça yatırılan 54,40-TL başvurma harcı ve 254,30-TL peşin harç toplamı olan 308,70-TL’nin davalıdan alınarak, davacıya verilmesine,
6-Davacının yapmış olduğu 2.050,00-TL bilirkişi ücreti, 673,00-TL tebligat ve posta gideri, olmak üzere toplam 2.723,00-TL yargılama giderinin davalıdan alınarak, davacıya verilmesine,
7- Davacı ve davalı yanca yatırılan delil ve gider avansından sarf edilmeyen kısmın karar kesinleştiğinden yatıran tarafa iadesine
Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı kararın taraflara tebliğinden itibaren 6100 sayılı yasanın 345. Maddesi uyarınca 2 haftalık kesin süresi içerisinde Bölge İstinaf Mahkemesine başvuru yolunun açık olduğu şeklinde karar verildi. 21/02/2023

Katip ……
¸e-imzalıdır

Hakim …….
¸e-imzalıdır