Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.
T.C.
İZMİR
4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2020/474
KARAR NO : 2021/223
DAVA : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
DAVA TARİHİ : 08/09/2020
KARAR TARİHİ : 08/03/2021
Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı taraf vekili duruşmada tekrar ettiği dava dilekçesi ile özetle; 05/12/2019 tarihinde sürücü …. sevk ve idaresindeki … plakalı aracıyla Gazeteci İsmail Sivri Bulvarı’nı takiben … Sokak istikametine seyri sırasında … Sokak kavşağına geldiğinde sola dönüş yapmak istediğinde aracının sol ön köşe kısımları ile aynı istikamette sol şeritte seyir halinde olan sürücü … sevk ve idaresindeki …. plakalı aracın ön kısımlarına çarpması neticesinde çift taraflı yaralanmalı ve maddi hasarlı trafik kazası meydana geldiğini, meydana gelen trafik kazası sonucunda … plakalı araçta sürücü konumunda bulunan müvekkilinin ağır derecede yaralandığını, ikame ettikleri davanın belirsiz alacak davası olup, davanın gerçek değeri belirli olduğunda eksik harcın taraflarınca ikmal edileceğini, kaza sonucunda müvekkilinin Buca Seyfi Demirsoy Devlet Hastanesi’nde tedavi gördüğünü, davanın safahatında rapor alındığında davacı müvekkilinin maluliyet oranının açığa kavuşacağını, söz konusu kazanın İzmir Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından soruşturmasının yürütüldüğünü, kaza sonrasında düzenlenen kaza tespit tutanağına göre … plakalı araç sürücüsü…’nun kusurlu, … plakalı araç sürücüsü …’ın ise kusursuz bulunduğunu, kusur durumunun yargılama safahatında alınacak bilirkişi raporu ile netlik kazanacağını, … plaka sayılı aracın davalı … A.Ş. nezdinde kaza tarihini kapsar ZMMS poliçesi olduğunu, müvekkilinin belirtilen kazadan kaynaklı geçici ve kalıcı maluliyetinin tespiti ile bu maluliyete tekabül eden maddi zararının davalı … şirketinden tazminini talep ettiklerini, davalı …A.Ş.’ne 06/02/2020 tarihinde yazılı başvuruda bulunulduğunu, davalı … A.Ş. tarafından 15 günlük yasal süre içerisinde verilen cevapta birtakım eksik evrak bildiriminde bulunulduğunu ve bu evrakların içerisinde sağlık kurulu raporuna da yer verildiğini, ancak kaza tarihi dikkate alındığında kesin ve tam rapor alınabilmesinin, tedavi sürecinin bitmesi ve en azından kaza tarihi üzerinden 1 yıl geçmesi ile mümkün olacağını, bundan başka; Yargıtay içtihatlarına göre söz konusu sağlık kurulu raporunun adli tıp uzmanı tarafından Maluliyet Tespiti İşlemleri Yönetmeliği, Sosyal Sigortalar Sağlık İşlemleri Tüzüğü ya da Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği ve ekleri esas alınarak düzenlenmesi gerektiğini, tüm bu sebeplerle kazanın üzerinden 1 yıl geçmemiş olması ve tedavi süreci halen devam eden müvekkilinin herhangi bir sağlık kuruluşundan ivedi şekilde alacağı raporun davacı müvekkilinin hak kaybına uğramasına sebep olacağını, 13/02/2020 tarihinde hukuk uyuşmazlıklarında dava şartı arabuluculuğa başvurulduğunu ve anlaşma sağlanamadığını, tüm bu sebeplerle yazılı başvuru şartını ve arabuluculuk dava şartını yerine getiren davacı müvekkili adına işbu davayı açma gereğinin hasıl olduğunu, fazlaya ilişkin hak ve alacakları saklı kalmak kaydı ile müvekkili için 100 TL kalıcı iş göremezlik tazminatı, 100 TL geçici iş göremezlik tazminatı olmak üzere toplam 200 TL maddi tazminatın başvuru tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı … şirketinden kusuru oranında tahsili ile müvekkiline ödenmesine, dava masrafları ve vekalet ücretlerinin davalı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı taraf vekili duruşmada tekrar ettiği cevap dilekçesi ile özetle; Davanın, haksız fiilden doğan zarara ilişkin tazminat talepli olduğunu, işbu davanın hasarın meydana geldiği yerde , haksız fiilden zarar gören davacının yerleşim yerinde veya müvekkili şirketin merkezinin bulunduğu İstanbul’daki mahkemelerden birinde açılması gerektiğini, bu nedenle yetki yönünden davanın reddini talep ettiklerini, davanın İstanbul Anadolu Mahkemelerinde görülmesini talep ettiklerini, 6704 sayılı Kanun ile değişik 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 97. maddesi uyarınca zarar görenin, dava ikame etmeden veya tahkim yoluna müracaat etmeden evvel sigorta şirketine yazılı olarak müracaat etmekle yükümlü olduğunu, davacının, hasar aşamasında müvekkili şirkete gerekli evraklarla başvuruda bulunmadığını, sağlık kurulu raporu ile müvekkili şirkete başvuru yapılmadığını, bu nedenle müvekkili şirketin gerekli araştırma ve incelemeyi yapma hakkının kısıtlandığını, anılan gerekçelerle davanın reddini talep ettiklerini, müvekkili şirkete sadece dava dilekçesinin tebliğ edildiğini, davacı yanın, HMK m.121 dava dilekçesinde bahsi geçen 10.07.2017 tarihli kazaya karıştığı belirtilen, …. plakalı aracın, müvekkil şirkete 17/03/2019 – 17/03/2020 tarihleri arasında geçerli olmak üzere …. numarası ile; müvekkili şirkete Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Mesuliyet Sigorta Poliçesi ile sigortalı olduğunu, söz konusu poliçelerde teminat limitinin kişi başına 360.000-TL olduğunu, poliçe teminat limitlerini belirtmelerinin davayı kabul anlamına gelmediğini, müvekkili sigortacı şirketin, üçüncü kişilerin uğramış olduğu bedeni zararlardan, sigorta poliçesinde belirtilen azami limitlerle ve işletenin veya işletenin eylemlerinden sorumlu tutulduğu kişilerin kusuru oranında maddi tazminat ile sorumlu tutulabileceğini, kusur durumunun tespitinin gerektiğini, kusur tespitinin yapılabilmesi için dosyanın kusur bilirkişisine gönderilmesini talep ettiklerini, maddi tazminat istemine esas alınacak maluliyet raporunun 20.02.2019 tarihinde yürürlüğe giren Erişkinler İçin Engellilik Değerlendirmesi Hakkındaki Yönetmelik’e uygun alınması gerektiğini, davacının kendi müracaatı ile almış olduğu raporun hükme esas alınamayacağını, rapor alınması için ikamet ettiği ildeki yetkili Üniversite Hastanesine sevkine karar verilmesi gerektiğini, ZMMS Genel Şartlarına göre geçici işgöremezlik ve bakıcı tazminatının poliçe teminatı kapsamında olmadığını, bu nedenlerle geçici iş göremezlik tazminatı ve bakıcı gideri tazminatı talebinin reddini talep ettiklerini, hesaplamada trh-2010 mortalite tablosunun esas alınması gerektiğini, zarar gören beyan ettiği gelirinin vergilendirildiğini belgesi ile ispat edemiyorsa tazminat hesabının yapıldığı tarihte geçerli asgari ücret üzerinden hesaplama yapılması gerektiğini, toplanan delillerle beraber davacıların müterafik kusur durumunun mevcudiyeti durumunda belirlenen tazminattan indirim yapılması gerektiğini, davacıların ceza yargılaması sırasında şikayetlerinden vazgeçmeleri ya da uzlaşma bildirimlerinin şikayetçi tarafından dosyaya sunulması gerektiğini, aracı sevk ve idare eden ve huzurdaki davada da konu zarara sebebiyet veren sürücünün veya araç işleteninin ibra edilmiş olması; borçtan müşterek ve müteselsil sorumlu müvekkili şirketi aynı şekilde etkiler. Ceza yargılamasının da tarafı olan davacının ifade tutanakları ve uzlaşma bildirimlerinin dosyaya sunulması gerektiğini, bu doğrultuda mahkemenin bu hususu tetkiki ile ilgili şartların tespiti halinde davanın reddini talep ettiklerini, faizin hatalı talep edildiğini, müvekkili sigorta şirketinin temerrüde düşmediğini, uygulanacak faizin başlangıç tarihinin belirlenmesi ve konuyu değerlendirmek için öncelikle motorlu araç işleteninin, üçüncü kişilere karşı mali sorumluluğunu yüklenen sigortacının, rizikonun gerçekleşmesi halinde ne zaman temerrüde düşeceğinin, önem kazandığını, faizin dava tarihinden itibaren işletilmesi ve yasal faiz olması gerektiğini, fakat somut olayda müvekkili şirkete yapılan müracaatın usulüne uygun gerçekleştirilmediği için müvekkili şirketin temerrüde düşmediğini, davacının faiz isteme hakkının doğmadığını, sayın mahkeme aksi kanaatteyse faizin dava tarihinden itibaren yasal faiz olarak işletilmesi gerektiğini, müvekkilinin , dava açılmasına sebebiyet vermesi söz konusu olmadığından; faiz, yargılama gideri ve vekalet ücretinden de sorumlu olmayacağının kabulünün gerektiğini, bu itibarla davacının bu yöndeki taleplerinin de reddinin gerektiğini, arz ve izah olunan ve yargılama sırasında ortaya çıkacak sair nedenlerle davanın usulden reddine, dosyanın yetkili mahkemeye gönderilmesine, müvekkili şirkete usulüne uygun başvuru yapılmadığından haksız davanın reddine, Sayın mahkemece esastan inceleme yapılacak ise, kusur tespiti için dosyanın Adli Tıp Kurumu Trafik İhtisas Dairesi’ne gönderilmesine, maluliyet oranı tespiti için davacıların Adli Tıp Kurumu 3. İhtisas Dairesi’ne veya Üniversite Hastanelerinin Adli Tıp Anabilim Dalı Bölümü’ne sevkine, geçici işgörmezlik tazminatı talebinin teminat dışı olması ve kazazedenin 18 yaşından küçük olması sebebiyle reddine, kusurun ve maluliyet oranının tespiti halinde, alanında uzman bilirkişilerce azami poliçe limitleri ve aktüeryal kurallar gözetilerek hesaplama yapılmasına, kabul anlamına gelmemekle birlikte şayet bir tazminat sorumluluğu doğacak ise, davacının müterafik kusur durumunun araştırılmasına ve hesaplanacak tazminattan müterafik kusur indirimi yapılmasına, Müvekkili şirket temerrüde düşmediğinden, dava tarihinden itibaren taraflar açısından yasal faiz uygulanmasına, kaza tespit tutanağı ve alkol raporunun taraflarına tebliğine, aleyhlerine hüküm kurulmaması halinde, yargılama masrafları ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve beyan etmiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE:
Feragat dilekçesi : Davacı vekili 04/03/2021 havale tarihli feragat dilekçesinde; davalı …ye karşı açtıkları davadan feragat ettiklerini, davalıdan hiçbir masraf yargılama gideri vekalet ücret taleplerinin bulunmadığını, feragat üzerine dosyanın karara çıkarılmasını, feragat dilekçesinin davalı … şirketine tebliğini, davalı tarafa vekalet ücretine hükmedilmemesine ve feragatin başlı başına kesin hüküm doğurması sebebiyle kararın keşinleşmesi beklenmeksizin dosyada bulunan avansın taraflarına iadesine karar verilmesini talep etmiştir.
6100 sy HMK’nun 307. maddesi uyarınca “Feragat, davacının, talep sonucundan kısmen veya tamamen vazgeçmesidir.”
309. maddenin 1. ve 2. fıkraları uyarınca “Feragat ve kabul, dilekçeyle veya yargılama sırasında sözlü olarak yapılır.
Feragat ve kabulün hüküm ifade etmesi, karşı tarafın ve mahkemenin muvafakatine bağlı değildir.”
310. maddesi uyarınca “Feragat ve kabul, hüküm kesinleşinceye kadar her zaman yapılabilir. “
311. maddesi uyarınca “Feragat ve kabul, kesin hüküm gibi hukuki sonuç doğurur.”
Davacı vekili 22/10/2020 havale tarihli dilekçesi ile vekalentnamesindeki feragat özel yetkisine dayanarak açmış olduğu davadan feragat ettiğini bildirmiştir.
Yapılan açıklamalar çerçevesinde; davacı tarafın davasından feragat etmesi nedeniyle davanın reddine dair aşağıdaki hükmün kurulması gerekmiştir.
H Ü K Ü M : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacının davasının FERAGAT NEDENİYLE REDDİNE,
2-Harçlar Kanunu’nun 22. maddesinde “Davadan feragat veya davayı kabul veya sulh muhakemenin ilk celsesinde vuku bulursa karar ve ilam harcının üçte biri, daha sonra olursa üçte ikisi alınır” hükmü yer aldığından ve adı geçen Kanun’ un Yargı Harçları Tarifesi gereğince nispi karar ve ilam harcının miktarı maktu karar ve ilam harcının tutarından az olamayacağından, Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’ nun 25.01.1984 tarih ve 1981/4-57 Esas ve 1984/29 Karar sayılı kararında da belirtildiği gibi, nispi harca tabi davalarda dahi alınması gereken asgari maktu harcın üçte biri veya üçte ikisi alınması gerektiğinden; feragat ön inceleme duruşmasından sonra vaki olduğundan karar tarihindeki maktu karar ve ilam harcının 1/3’ü oranına isabet eden ve bu orana isabet edip alınması gereken harç 39,53 TL olduğundan;
Peşin alınan 54,40 TL harçtan, alınması gereken 39,53 TL karar ve ilam harcının mahsubu ile fazladan alınan 14,87 TL harcın talep halinde ve karar kesinleştiğinde davacı tarafa iadesine,
3-Davacı tarafın yaptığı tüm yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına.
4-Dava şartı arabuluculuk ücreti olan ve 6325 sy Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu’nun 18/A-13 maddesi uyarınca Adalet Bakanlığı bütçesinden karşılanan 1.320,00 TL’nin davacıdan alınarak Hazine’ye gelir kaydına,
5-HMK.nun 333. maddesi uyarınca davacı tarafından yatırılan ve sarf edilmeyen gider avansının karar kesinleştiğinde davacıya iadesine,
6-Davalı Hasine kendisini vekille temsil etirdiğinden hüküm tarihinde yürürlükte olan Avukatlık Kanunu ve Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre takdir ve hesaplanmış olan; 200,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine.
İlişkin taraflar vekillerinin yokluğunda, dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde, mahkememize verilecek dilekçe ile İzmir Bölge adliye Mahkemesi nezdinde, istinaf kanun yolu açık olmak üzere karar verildi. 08/03/2021
Katip … Hakim …
e-imzalıdır e-imzalıdır