Emsal Mahkeme Kararı İzmir 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/448 E. 2022/683 K. 01.07.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/448
KARAR NO : 2022/683

DAVA : İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 28/08/2020
KARAR TARİHİ : 01/07/2022

Mahkememizde görülen davanın yapılan açık yargılaması sonucunda;
İTİRAZ ;
İzmir ……….. İcra Müdürlüğü’nün …sayılı icra dosyasında; davacı alacaklı tarafından davalı borçlu hakkında 527,562,39 TL’si asıl alacak (93.483,25 TL’si fatura, 257.162,92 TL’si fatura, 176.916,82 TL’si fatura) 11.447,39 TL’si faiz, 2.060,53 TL’si KDV, 33.681,71 TL’si uygulanmış faiz + KDV (6.640,27 TL, 23.251,29 TL ve 3.790,15 TL geçmiş dönem faizi ve KDV) olmak üzere toplam 574.752,62 TL alacağın tahsili amacıyla ilamsız icra takibi başlatılmıştır.
Kendisine 24/06/2019 tarihinde usulüne uygun olarak ödeme emri tebliğ edilen davalı borçlu vekili aracılığıyla verdiği 25/06/2019 gönderme tarihli dilekçesi ile; alacaklı olduğunu iddia eden tarafa hiçbir borcunun bulunmadığını ileri sürerek borca, işlemiş ve işleyecek faize, faiz oranına ve tüm ferilere itiraz etmiştir.
İDDİA ;
Davacı vekili dava dilekçesi ile özetle; müvekkilinin 28/05/2019 tarihi itibariyle 574.752,62 TL alacağının tahsili amacıyla İzmir ………… İcra Müdürlüğü’nün …sayılı dosyasında davalı hakkında icra takibi yapıldığını, davalı takibe itiraz ettiğini, itirazın haksız ve dayanaksız olduğunu, davalı ile 06/12/2017 tarihli perakende satış sözleşmesinin imzalandığını, arabuluculuk görüşmelerinde anlaşmanın sağlanamadığını, davalının mal kaçırma ihtimalinin güçlü olduğunu belirterek, davalının borca yeter miktardaki taşınır, taşınmaz malları ile 3. kişilerdeki hak ve alacaklarına, banka mevduatları ile sair her türlü hak ve alacaklarına uygun görülecek teminat karşılığında 3. kişilere devrine de engel olacak şekilde ihtiyati tedbir niteliğinde ihtiyati haciz konmasına, davalının itirazının iptaline, takibin 574.752,62 TL üzerinden ve takip talebinde belirtilen şartlarla devamına, % 20’den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalıya yükletilmesine karar verilmesini istemiştir.
CEVAP ;
Dava dilekçesi davalıya usulüne uygun olarak tebliğ edilmiş, davalı tarafça davaya cevap verilmemiştir.
DELİLLER ;
İzmir 22. İcra Müdürlüğü’nün …sayılı icra dosyası, davalı BA’ları, faturalar, sözleşme, bilirkişi incelemesi.
GEREKÇE ;
Dava; hakkında elektrik tüketimin faturasına dayalı alacağın tahsili amacıyla ilamsız icra takibi başlatılan davalının borca itirazının iptali isteğine ilişkindir.
Davanın konusu takipte 31/01/2019 tarihli … numaralı abonelik için 257.162,92 TL bedelli; 31/12/2018 tarihli … numaralı abonelik için 93.483,25 TL bedelli ve 28/02/2019 tarihli … numaralı abonelik için 176.916,82 TL bedelli 3 adet fatura dayanak olarak gösterilmiştir.
Davacı vekili; takip talebinde ve ödeme emrinde borcun sebebi olarak 3 adet fatura gösterilmiş ise de; borç miktarı olan 574.752,62 TL’nin içerisinde yer alan 6.640,27 TL, 23.251,29 TL ve 3.790,15 TL geçmiş dönem faizi + KVD yönünden de müvekkili tarafından faturalar düzenlendiğini, dolayısıyla takibe konu alacağın dayanağının toplamda 6 adet fatura olduğunu, fatura bedellerinin ödenmediğini belirtmiştir.
Taraflar arasındaki uyuşmazlık; “taraflar arasında 06/12/2017 tarihli perakende satış sözleşmesi kapsamında düzenlenen ve İzmir 22. İcra Müdürlüğü’nün …sayılı dosyasında takibe konu edilen 31/01/2019 tarihli … abonelik numaralı 257.162,92 TL bedelli, 31/12/2018 tarihli aynı abonelik numaralı 93.483,25 TL bedelli ve 28/12/2019 tarihli aynı abonelik numaralı 176.916,82 TL bedelli 3 adet fatura ile takip talebinde ve ödeme emrinde toplam 574,752,62 TL’lik tutar içerisinde yer alan 6.640,27 TL, 23.251,29 TL ve 3.790,15 TL bedelli geçmiş dönem faizi ve KDV ye ilişkin faturalar nedeniyle davalının davacıya borcunun bulunup bulunmadığı, varsa icra takip tarihi itibariyle borç miktarının ne olduğu, borca itirazında haklı olup olmadığı, itirazının iptali koşullarının bulunup bulunmadığı” konularındadır.
Bilirkişi incelemesi yaptırılması amacıyla talimat yazılmıştır.
Talimat mahkemesi tarafından görevlendirilen mali müşavir bilirkişi 12/12/2021 tarihli raporunda özetle; Gelirler İdaresi Başkanlığı’nın sitesinden yaptığı incelemeye göre davalı şirketin adresinde bulunmaması sebebiyle resen terk edildiğini, iletişim için telefon bilgisinin araştırıldığını, internetten edinilen ve davalının bir dönem kullandığı anlaşılan telefonun servis dışı olduğunun belirlendiğini, davalı şirketin adresinin “… Mahallesi …… Yolu Sokak No:…….Manisa” olduğunu ancak adresde bulunmadığı için resen terk edilmesi sebebiyle defterlerinin incelenemediğini bildirmiştir.
Davacı kayıtlarını inceleyen elektrik mühendisi bilirkişi Mehmet Gazanfer Çankaya 21/02/2022 tarihli raporunda özetle; davalı şirketin “…….. yolu ….. ………. Mahallesi……….Manisa” adresindeki iş yerinde kurulu 32798370 tesisat numaralı elektrik aboneliği için … Perakende A.Ş. ile davalı arasında ticarethane abone grubu üzerinden 06/12/2017 tarihinde 5123250 numaralı perakende satış sözleşmesinin imzalandığını, takibe konu faturaların sayacın kaydettiği tüketime dayalı olarak tahakkuk eden normal dönem faturaları olduğunu, dosya içerisinde bu faturaların dışında 23/05/2019 tarihli 6.640,27 TL tutarlı 24/04/2019 tarihli 23.251,29 TL tutarlı ve 24/04/2019 tarihli 3.790,15 TL tutarlı faturaların tüketime dayalı olmayıp gecikme bedeli karşılığı düzenlendiklerini, davacının ödemediği tüketime dayalı faturalar için son ödeme tarihinden takip tarihine kadar gecikme bedeli hesaplanacağından davacı tarafından düzenlenen dönemsel gecikme bedeli faturaların dikkate alınmadığını, 31/12/2018- 31/01/2019 ve 28/02/2019 düzenleme tarihli elektrik faturaların EPDK tarifelerine uygun olarak hesaplandığını, gerçek ya da tüzel bir kişinin elektrik borçlarından sorumlu tutulabilmesi için ya abonelik sözleşmesinin tarafı olması ya da fiili kullanıcı olması gerektiğini, davalı şirket imzaladığı perakende satış sözleşmesinin tarafı olduğundan takibe konu faturalardan abone sıfatıyla sorumlu olduğunu, davaya konu alacağın kamu alacağı niteliğinde olmadığını, tarafların her ikisinin de tacir olduğunu, emsal Yargıtay kararlarında bu durumda 6183 sayılı Kanun’un 51. maddesi ile belirlenen oranlar ile ticarethane aboneliği için ticari faiz oranlarının uygulanmasının istendiğini, bu nedenle davalı tarafından ödenmeyen faturalar için hem elektrik piyasası tüketici hizmetleri yönetmeliğinin 35. Maddesindeki gibi 6183 sayılı Kanunla belirlenen faiz oranlarına göre hem de ticari faize göre hesaplama yapıldığını, nihai takdirin mahkemeye ait olduğunu, 6183 sayılı Kanun’un 51. Maddesi ile belirlenen gecikme zammı oranları dikkate alındığında davalının takip tarihi itibariyle 527.562,99 TL’si asıl alacak, 34.602,01 TL’si gecikme zammı 6.228,36 TL’si KDV olmak üzere toplam 568.393,36 TL borcunun bulunduğunu; ticari faiz oranları uygulandığında davalının takip tarihi itibariyle 527.562,99 TL’si asıl alacak, 28.114,14 TL’si gecikme zammı 5.060,54 TL’si KDV olmak üzere toplam 560.737,67 TL borcunun bulunduğunu bildirmiştir.
Davalıya bilirkişi raporu usulüne uygun olarak tebliğ edilmiş, davalı tarafça yasal süre içerisinde herhangi bir beyanda bulunulmamıştır.
Aldırılan bilirkişi raporu mahkememizce somut olaya uygun, denetime ve hüküm kurmaya elverişli bulunmuştur.
Toplanan deliller ve tüm dosya içeriğine göre; taraflar arasında 06/12/2017 tarihli perakende satış sözleşmesinin imzalandığı, ticarethane abone grubu üzerinden davalının ………… tesisat numaralı elektrik aboneliğinin gerçekleştirildiği, davalının, aboneliğinin kurulu olduğu “……. yolu Caddesi ………. Mahallesi ………Manisa” adresindeki elektrik tüketimi nedeniyle davacı tarafça davalı adına 31/01/2019 tarihli 257.162,92 TL bedelli, 31/12/2018 tarihli 93.483,25 TL bedelli ve 28/12/2019 tarihli 176.916,82 TL bedelli 3 adet faturanın düzenlendiği, ayrıca davacının davalı adına 23/05/2019 tarihli 6.640,27 TL bedelli, 24/04/2019 tarihli 23.251,29 TL bedelli ve 24/04/2019 tarihli 3.790,15 TL bedelli gecikme bedeline ilişkin faturaları da düzenlediği, benimsenen bilirkişi raporuna göre tüketime ilişkin fatura bedellerinin EPDK tarifelerine uygun olduğu, davalı şirketin, imzaladığı perakende satış sözleşmesinin tarafı olması ve aboneliğinin halen devam ediyor olması nedeniyle tüketim bedelinden sorumlu olduğu, taraflar arasında imzalanan perakende satış sözleşmesinin özel hukuk sözleşmesi olduğu, gerek davacının gerekse davalının tacir olmaları sebebiyle faturaların konusu alacağın kamu alacağı niteliğinin bulunmadığı, bu çerçevede de 6183 sayılı kanunun 51. maddesinde belirlenen gecikme zammı oranlarının dikkate alınamayacağı, zira; abonelik sözleşmesinde ödemelerde gecikme olması halinde 6183 sayılı kanunun 51. maddesinde belirtilen gecikme zammının uygulanabilmesi için gecikme zammına ilişkin şartın açık, anlaşılabilir ve oranları da belirtilmek suretiyle yazılması gerektiği, soyut olarak salt kanun ve yönetmelik hükümlerine atıf yapılmış olması halinde gecikme zammının istenemeyeceği, abonenin sıfatına göre faiz istenebileceği; somut olayda; taraflar arasında düzenlenen abonelik sözleşmesinde alacağın geç ödenmesi halinde 6183 sayılı kanunda belirtilen gecikme zammının uygulanacağına ilişkin bir düzenlemenin bulunmadığı, bu nedenle davalının sıfatına göre ticari faiz oranları dikkate alınmak suretiyle gecikme zammının belirlenmesi gerektiği; davacının ödemediği tüketim faturaları yönünden faturaların son ödeme tarihlerinden takip tarihine kadar olan dönem için gecikme bedelinin hesaplanacak olması nedeniyle davacı tarafın düzenlediği 23/05/2019 tarihli 6.640,27 TL bedelli, 24/04/2019 tarihli 23.251,29 TL bedelli ve 24/04/2019 tarihli 3.790,15 TL bedelli gecikme bedeline ilişkin faturaların bilirkişi tarafından değerlendirmeye alınmasının da isabetli olduğu; sonuç olarak davalının davacıya takip tarihi itibariyle 527.562,99 TL’si asıl alacak, 28.114,14 TL’si gecikme zammı 5.060,54 TL’si KDV olmak üzere toplam 560.737,67 TL borcunun bulunduğu, bu miktar borca itirazında haksız olduğu anlaşıldığından, davanın bu miktar üzerinden kısmen kabulüne, takibin bu miktar üzerinden ve asıl alacağa takip tarihinden itibaren avans faizi ve faizin KDV’si (% 18) yürütülmek suretiyle devamına; davacı alacağı likit olup, davalı itirazında haksız olduğundan İİK’nın 67/2. maddesi uyarınca itiraza uğrayan ve hüküm altına alınan miktar üzerinden % 20 icra inkar tazmınatının davalıdan tahsiline karar vermek gerekmiş, aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM ; Yukarıda yazılı bulunan gerekçeye göre;
1-Davanın KISMEN KABULÜ ile;
İzmir 22. İcra Müdürlüğü’nün ……..sayılı dosyasında davalının 527.562,99 TL’si asıl alacak, 28.114,14 TL’si faiz, 5.060,54 TL’si faizin KDV’si olmak üzere toplam 560.737,67 TL borca itirazının iptaline, takibin bu miktar üzerinden ve asıl alacağa takip tarihinden itibaren avans faizi ve faizin KDV’si (% 18) yürütülmek suretiyle devamına.
2-Davacı vekilinin fazlaya ilişkin isteğinin reddine,
3-560.737,67 TL’nin % 20’si olan 112.147,53 TL icra inkar tazminatının davalıdan alınarak, davacıya verilmesine,
4-Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 38.303,99 TL harçtan peşin olarak alınan 6.941,58 TL harcın düşülmesi ile kalan 31.362,41 TL harcın davalıdan alınarak, Hazine’ye gelir kaydına,
5-Dava şartı arabuluculuk ücreti olan ve 6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu’nun 18/A-13 maddesi uyarınca tarafların anlaşamamaları nedeniyle Adalet Bakanlığı bütçesinden karşılanan 1.320,00 TL’nin davanın kabul ve red oranına göre ‭1.287,81 TL’lik kısmının davalıdan, kalan 32,19 TL’lik kısmının davacıdan alınarak Hazine’ye gelir kaydına,
6-Davacının yatırmış olduğu 54,40 TL’si başvurma harcı ve 6.941,58 TL’si peşin harç olmak üzere toplam ‭6.995,98‬ TL’nin davalıdan alınarak, davacıya verilmesine,
7-Davacının yapmış olduğu 392,50 TL’si posta-tebligat gideri ve 1.200,00 TL’si bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 1.592,50 TL yargılama giderinin davanın kabul ve red oranına göre takdiren 1.553,67 TL’sinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, kalan kısmının davacı üzerinde bırakılmasına,
8-Karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT’ye göre takdir ve tayin edilen 45.086,88 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak, davacıya verilmesine,
9-Davacı tarafça yatırılan gider avansından kullanılmayan kısmın karar kesinleştiğinde davacıya iadesine,
Dair; davacı vekilinin ve davalının yokluğunda, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki haftalık süre içerisinde Bölge Adliye Mahkemeleri nezdinde istinaf yolu açık olmak üzere oy birliğiyle karar verildi. 01/07/2022

Başkan …
¸E-imza
Üye …
¸E-imza
Üye …
¸E-imza
Katip …
¸E-imza