Emsal Mahkeme Kararı İzmir 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/445 E. 2021/796 K. 15.10.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/445
KARAR NO : 2021/796

DAVA : Menfi Tespit (Bankacılık İşlemlerinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 27/08/2020
KARAR TARİHİ : 15/10/2021

Mahkememizde görülen davanın yapılan açık yargılaması sonucunda;
İDDİA ;
Davacılar vekili dava dilekçesi ile özetle; davalı alacaklı tarafından müvekkilleri aleyhinde İzmir …. İcra Müdürlüğü’nün … sayılı takip dosyasında kambiyo takibi başlatıldığını, takibin dayanağının 31/10/2017 keşide tarihli 04/08/2020 vade tarihli 600.000,00, TL bedelli senet olduğunu, müvekkillerinin senet borçlusu …’ın mirasçıları olduğunu, yaptıkları görüşmede müvekkillerinin “… isimli lehtar ile herhangi bir ticari alım satım ve nakit ilişkilerinin olmadığını, lehtarın kendileri ile birlikte senette borçlu olarak yer alan …’ın eşi olduğunu, davalı bankanın Kırkağaz şubesine …’ın eşi…. …’a 31/10/2017 tarihli 600.000,00 TL bedelli ve yine 19/12/2018 tarihli 300.000,00 TL bedelli kredilerde kefili olarak imza verdiklerini” söylediklerini, müvekkillerinden …’ın ise senedin düzenlenmesine ilişkin herhangi bir şey hatırlamadığını, takip dayanağı senet incelendiğinde 31/10/2017 tarihinde düzenlendiği görülen senedin davalı bankaya ciroyla verildiği ve 04/08/2020 vade tarihinde ödeneceğinin yazılı olduğunun görüldüğünü, müvekkillerinden … yönünden asıl borçlu, diğer müvekkili …. yönünden kefaletleri, ….’nın da … mirasçıları dışında davalı bankaya ciro yoluyla devredilen senetten doğan herhangi bir borçlarının bulunmadığını, muhtemelen kredi sözleşmelerinin düzenlendiği tarihte davalı banka şubesinin yetkilileri tarafından kredi evrakları arasına konulmak suretiyle hileli bir işlem ile müvekkillerine imzalatıldığını, doğrudan senede dayalı olarak kullandırılan ve 04/08/2020 tarihinde ödenecek bir kredi olmamasının bu durumun açık bir kanıtı olduğunu, müvekkili …’a 4 kez kredi kullandırıldığını, bu kredilerin 600.000,00 TL’lik olan da dahil olmak üzere tamamının ödenerek kapatıldığını, ardından müvekkili …’a yeniden 15/10/2018 tarihinde 295.000,00 TL limitli, 19/12/2018 tarihinde 300.000,00 TL limitli, 18/11/2019 tarihinde 1.000.000,00 TL limitli ticari kredilerin tahsis edildiğini, müvekkillerinin davalı banka ile imzaladıkları genel kredi sözleşmelerinden doğan sorumluluğun bilincinde iseler de, banka tarafından 3 yıl öncesinde hile ile imzalatılan takip dayanağı senetten ve bu senedin düzenlenme tarihi olan sonradan yazılan 31/10/2017 tarihi itibariyle asıl borçlunun cirosuna paralel ve yine asıl borçluya bu tarih itibariyle davalı banka tarafından davaya konu senet karşılığı davalı bankaca yapıldığı iddia edilen nakit bir ödeme olmadığı gibi bu senedin borcun ödenmesi veya teminatı olarak verilmesinin genel kredi sözleşmesinde kefaletleri olması sebebiyle dayanaksız olduğunu belirterek, müvekkillerinin senet nedeniyle davalıya borçlu olmadıklarını tespitine, müvekkilleri yararına % 20’den az olmamak üzere kötü niyet tazminatının davalıdan tahsiline, vekalet ücreti ve yargılama giderlerinin karşı taraf üzerinde bırakılmasına karar verilmesini istemiştir.
CEVAP ;
Davalı vekili cevap dilekçesi ile özetle; müvekkili bankanın alacağını tahsil etmek amacıyla vadesinde ödenmeyen senede dayalı olarak davacılar hakkında İzmir .. İcra Müdürlüğü’nün … sayılı dosyasında icra takibi başlattığını, müvekkili ile davacılardan … arasında değişik tarihlerde genel kredi sözleşmelerinin ve cari hesap kredisi sözleşmelerinin imzalandığını, yine müvekkili banka ile davacı … arasında 31/10/2017 tarihinde genel kredi sözleşmesi imzalandığını, diğer davacılar …, … ve vefat eden borçlu …’ın 31/10/2017 tarihli kefaletnameler ile kredi alanın kullandığı ve/veya kullanacağı nakdi ve/veya gayri nakdi kredilerden kaynaklanan tüm borçlarının toplam 600.000,00 TL tutarlık kısmına kefil olmayı kabul ve taahhüt ettiklerini, kefil…’ın eşi …’ın, kefil …’ın eşi …’ın ve kefil …’ın eşi …’ın 31/10/2017 tarihli muvafakatnameler ile eşlerinin müteselsil kefil sıfatıyla kefil olmasını kabul ettiklerini, kredi borçlarının ödeme vasıtası olarak tahsilinde ve tahsil edildiği oranda tahsilat bedeli kredi borcuna mahsup edilmek üzere ve ifa amaçlı olarak keşidecisi …, … ve … olan, lehtarı ise … olan takibe konu senedin müvekkiline teslim edildiğini, davacı borçlunun kredi geri ödemelerini yapmaması üzerine kredi hesaplarının kat edildiğini, ihtarname gönderildiğini, ödeme yapılmaması üzerine davanın konusu icra takibinin başlatıldığını, dava dışı … hakkında davacı …’a 25.000,00 TL kefaletinden doğan sorumluluğu gereği İzmir…. İcra Müdürlüğü’nün … sayılı dosyasında ilamsız icra takibi başlatıldığını, ayrıca bir kısım davacılar hakkında İzmir …. İcra Müdürlüğü’nün … sayılı dosyasında kambiyo takibi başlatıldığını, icra takiplerinin tahsilde tekerrür olmamak kaydıyla başlatıldığını, ayrıca bir kısım davacılar tarafından İzmir …. İcra Müdürlüğü’nün … sayılı dosyası ile bağlantılı olarak İzmir ..Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … Esas sayılı dosyasında menfi tespit davası açıldığını, senedin müvekkili bankaya tahsil edildiğinde kredi borcundan mahsup edilmek üzere teslim edilmiş olması sebebiyle lehtarının kredi borçlusu … olduğunu, hileli bir işlemle imzalatılmadığını, müvekkili bankanın köklü bir finans kurumu olduğunu, davacıların imzaların kendilerine aidiyeti konusunda itirazlarının bulunmadığını, senet üzerindeki yazıların kendilerine ait olmadığı ve senedin kambiyo senedi niteliği taşımadığı yönündeki iddiaların da asılsız olduğu, senedin TTK’da tanımlanan şekilde ve kıymetli evrak niteliğinde olduğunu, davacı tarafın müvekkili bankaya olan kredi borcunu ödemediğini belirterek davanın reddine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı taraf üzerinde bırakılmasına karar verilmesini istemiştir.
GEREKÇE ;
Dava; İİK 72. maddesi gereğince menfi tespit davasıdır.
Davacılar vekili 14/10/2021 havale tarihli dilekçesiyle; davadan feragat ettiklerini belirtmiştir.
Davalı vekili 15/10/2021 tarihli dilekçesiyle; davacı taraftan vekalet ücreti isteklerinin bulunmadığını belirtmiştir.
Davacılar vekilinin vekaletnameleri incelendiğinde; davadan feragat konusunda yetkisinin bulunduğu görülmüştür.
Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 309 ve devamı maddeleri gereğince feragat, davayı sonlandıran işlemlerden olup, hüküm kesinleşene kadar her zaman yapılabileceğinden ve feragat beyanı verildiği anda kesin hüküm gibi hukuki sonuç doğuracağından, davacı tarafın davadan feragati nedeniyle aşağıda yazılı olduğu şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM ; Yukarıda yazılı bulunan gerekçeye göre;
1-Davanın feragat nedeniyle REDDİNE,
2-Davacı tarafça yapılan yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına,
3-Harçlar Kanunu’nun 22. maddesine göre davadan feragat ön inceleme duruşmasından sonra gerçekleştiğinden, karar tarihindeki maktu ve karar ilam harcının 2/3’ü oranına isabet eden ve bu orana isabet edip alınması gereken harç 39,53 TL olduğundan, peşin alınan 8.809,07 TL harçtan alınması gereken harcın düşülerek fazladan alınan 8.769,54‬ TL harcın karar kesinleştiğinde isteği halinde davacı tarafa iadesine,
4-Davalı tarafın vekalet ücreti isteğinde bulunmamış olması nedeniyle davalı yararına vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
5-Davacı tarafça yatırılan gider avansından kullanılmayarak artan kısmın karar kesinleştiğinde iadesine,
Dair; taraf vekillerinin yokluklarında, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki haftalık süre içerisinde Bölge Adliye Mahkemeleri nezdinde istinaf yolu açık olmak üzere oy birliğiyle karar verildi. 15/10/2021

Başkan….
¸E-imza
Üye …
¸E-imza
Üye …
¸E-imza
Katip….
¸E-imza