Emsal Mahkeme Kararı İzmir 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/417 E. 2022/566 K. 09.06.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2020/417
KARAR NO : 2022/566

DAVA : Destekten Yoksun Kalma ve Manevi Tazminat (Ölüm Sebebiyle Açılan Tazminat)
DAVA TARİHİ : 17/08/2020
KARAR TARİHİ : 09/06/2022

Mahkememizde görülmekte olan Destekten Yoksun Kalma ve Manevi Tazminat (Ölüm Sebebiyle Açılan Tazminat) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacılar vekili duruşmada tekrar ettiği dava dilekçesi ile özetle; 19.06.2019 tarihinde; davalı sigorta şirketince sigortalanan ve diğer davalının sürücüsü olduğu … plakalı aracın müvekkillerinin yakını …’a çarpması neticesinde …’un vefat ettiğini, ceza soruşturması sırasında alınan raporda araç sürücüsünün tali kusurlu ve …’un asli kusurlu olduğunun belirlendiğini bu raporu kabul etmediklerini, ceza yargılamasının halen sürdüğünü, dilekçelerinde açıkladıkları nedenlerle davalı sürücü …’nun olayda asli kusurlu olduğunu, müteveffanın yasal mirasçıları olarak davacı eş ve çocuklarının destekten yoksun kaldıklarını, eş …’un ev hanımı olduğunu, kızı …’un üniversite öğrencisi olduğunu, oğlu …’un halen askerlik görevini yaptığını, müteveffanın kaza tarihinde 45 yaşında olup inşaat işçiliği yaptığını, ancak prim günleri ve ücretinin kalıtlara yansıtılmadığını, bu nedenle emsal kazanç üzerinden hesaplama yapılmasını istediklerini, belirterek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla her bir davacı icin ayrı ayrı 500,00 TL maddi tazminatın haksız fiil tarihinden işleyecek yasal faiziyle her iki davalıdan, yine davacı Saliha için 80.000,00 TL, davacı Rahime için 60.000,00 TL ve davacı Kaan için 60.000,00 TL manevi tazminatın haksız fiil tarihinden işleyecek yasal faiziyle davalı …’ndan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı sigorta vekili duruşmada tekrar ettiği cevap dilekçesi ile özetle; dava öncesi arabuluculuğa başvurulmamış olması nedeniyle dava şartı yokluğundan davanın reddi gerektiğini, yine KTK.nın 97.md. uyarınca genel şartlarda belirtilen belgelerle sigorta şirketine başvuru yapılmadığını, bunun da dava şartı olduğunu, sigortalı sürücünün kazada kusurunun bulunmaması nedeniyle müvekkili şirketin de sorumluluğunun olmadığını,kusur oranı yönünden ATK Trafik ihtisas dairesinden rapor alınması gerektiğini, yine müteveffanın gelirinin resmi belgelerle kanıtlanması aksi takdirde asgari ücretinin esas alınması gerektiğini, müteveffanın anne ve babasının hayatta olup olmadıkları araytırılarak destek paylarında bunun gözetilmesi gerektiğini, davacı …’ın 19 yaşında olup destek yaşını aştığını, destek tazminatı isteyemeyeceğini, davacı çocukların destek yaşından çıktıklarını, kazanın iş kazası olup olmadığının ve peşin sermaye değerli gelir bağlanıp bağlanmadığının araştırılması gerektiğini, müterafik kusur var ise tazminattan indirim yapılması gerektiğini, haksız fiil t.den faiz istenemeyeceğini belirterek davanın öncelikle usulden aksi takdirde esastan reddine karar verilmesini talep ve beyan etmiştir.
CEVAP: Davalı … vekili duruşmada tekrar ettiği cevap dilekçesi ile özetle; kazanın dilekçelerinde anlattıkları şekilde gerçekleştiğini, ceza soruşturması sırasında alınan raporda müvekkilinin alt düzeyde tali kusurlu olduğunun belirtildiğini, olayda dava dışı …’ın tali kusurlu olarak müvekkilinden daha fazla kusurlu olmasına rağmen davanın sadece müvekkiline yöneltilmesinin hukuka aykırı olduğunu, maddi tazminat istemi ile ilgili olarak müteveffanın gelirinin resmi kayıtlara göre belirlenmesi gerektiğini, davacıların iki tanesinin müteveffanın 18 yaşını bitirmiş çocukları olduğunu, ömür boyu destek almalarının mümkün olmadığını, talep edilen manevi tazminatın fahiş olduğunu, müvekkilinin mali durumunun ve yaşının dikkate alınması gerektiğini belirterek müvekkilinin olayda kusuru bulunmadığından öncelikle davanın reddine, aksi takdirde kusur durumunun dikkate alınarak tazminat miktarının belirlenmesine karar verilmesini talep ve beyan etmiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE:
Kaza tespit tutanağı : Görevli Trafik Polis Memurları tarafından 20/06/2019 tarihinde düzenlenen “Ölümlü/Yaralanmalı Trafik Kazası Tespit Tutanağının” incelenmesinde; “Sürücü … sevk ve idaresindeki … plaka sayılı aracı ile Narlıdere’den Balçova istikametine çevre yolunda orta şeritten seyir halinde iken aracının arka sağ tekerinin patlaması sonucu aracının direksiyon hakimiyetini kaybederek, aracının ön sol kısmı ile orta refüjdeki demir bariyerlere çarpması sonucu maddi hasarlı kaza gelmiş olup, araç sürücüsü kendi imkanlarıyla aracının arka kısımlarına önlem amaçlı bidon bırakmış, bu kazayı görüp yardım etmek isteyen … plakalı araç sürücüsü … aracını emniyet şeridine … plakalı araçta yolcu konumunda bulunan … yardım maksatlı kaza yapan aracın yanına kontrolsüz bir şekilde geçiş yapmak isterken, … ve … isimli yol içinde yürüyen ve duran yayalara yine aynı istikametten gelen sürücü …’nun sevk ve idaresindeki … plakalı aracı ile çevre yolunda sol şeritte seyir halinde iken yol içerisinde bulunan yayalara aracının ön sol far ve sol ön cam sol ayna ve ön sol tavan kısımlarıyla çarpması neticesi ikinci yaralanmalı ve maddi hasarlı trafik kazası meydana gelmiştir. Bu kazanın oluşumunda … plakalı kamyonet sürücüsü 2918 Sayılı KTK’nun 84. Maddesinde yer alan asli kusurlardan 30/1A servis freni lastikleri, bozuk veya teknik şartlara aykırı araçları kullanmak, bu kazada yardım için yol içerisinde duran ve yürüyen sol şerit üzerinde bulunan … ve … ise yaya kusurlarından olan 68/1-A2 kuralını ihlal ettiğinden kusurlu olduğu, … plakalı araç sürücüsünün ise bu kazada kusuru olmadığı kanaatine varılmış olup, ölçüm ve tetkiklerimizden anlaşılmıştır” şeklinde düzenlendiği görülmüştür.
Hasar Dosyası: … Sigorta AŞ ‘nin 22/09/2020 tarihli cevabi yazısı içeriğinden; Davacıların dava tarihinden önce davalı sigortaya başvuruda bulunduğu, kaza sebebiyle oluşturulan hasar dosyasına istinaden sigorta şirketince ödemede bulunulmadığı anlaşılmıştır.
Sigorta Poliçesi: Davalı sigorta ile kazaya karışan … plaka sayılı araç maliki olan davalı … arasında, 02/05/2019 – 02/05/2020 tarihlerini kapsayan ZMMS poliçesi bulunmaktadır. Poliçe limiti sakatlanma ve ölüm kişi başına 360.000,00-TL’dir.
Trafik Tescil : İzmir İl Emniyet Müdürlüğünün 31/08/2020 tarihli cevabi yazısında ; … plaka sayılı aracın kaza tarihinde davalı … adına kayıtlı olduğunun bildirilmiştir.
SGK Cevabı: İzmir Sosyal Güvenlik İl Müdürlüğü Konak Sosyal Güvenlik Merkezinin 12/10/2020 tarihli cevabi yazısında; anılan kazanın iş kazası mahiyetinde olduğuna, kendisi hakkında iş kazası sigortasından kurumlarınca işlem yapıldığına, geçici ve sürekli işgöremezlik ödeneği ödendiğine dair herhangi bir kayda rastlanılmadığı, dolayısıyla iş kazasından rücuya tabi bir gelir bağlanmadığı ve peşin sermaye değeri oluşturmadığı bildirilmiştir.
Sosyal ve ekonomik durum araştırması: Tarafların sosyal ve ekonomik durumlarının tespitine ilişkin kolluk araştırma raporları dosya arasına alınmıştır.
Nüfus kaydı : Müteveffa …’un aile nüfus kayıt örneği dosyamız arasına alınmıştır.
Kusur raporu : Dosyanın incelenmesinde kaza ile ilgili ceza yargılamasının yapıldığı İzmir 5.Ağır Ceza Mahkemesinin….esas sayılı dosyasına hitaben Adli Tıp Kurumu Trafik İhtisas Dairesi Başkanlığı tarafından düzenlenen 28.12.2020 tarihli raporda; dava konusu olayın meydana gelmesinde, sanık …’ın alt düzeyde tali kusurlu, sanık …’nun alt düzeyde tali kusurlu, maktul …’un asli kusurlu, müşteki …’un asli kusurlu olduğu, … plakalı araç sürücüsü tanık …’un kusurunun bulunmadığının tespit edildiği görülmüştür.
Mahkememizce aldırılan kusur raporu : İstanbul Adli Tıp Kurumu Trafik İhtisas Dairesinin 29/07/2021 tarih …… sayılı raporunda; Davalı sürücü …’nun %15 (yüzde on beş) oranında kusurlu olduğu, sürücü …’ın %15 (yüzde on beş) oranında kusurlu olduğu, müteveffa yaya …’un %70 (yüzde yetmiş) oranında kusurlu olduğu mütalaa edilmiştir.
Ceza Dosyası : İzmir 5.Ağır Ceza Mahkemesinin …….. esas sayılı dosyasının incelenmesinde; müteveffanın …, müştekilerin … ve …, sanıkların … ve … olduğu, sanıkların 19.06.2019 tarihinde meydana gelen trafik kazasında taksirle ölüme sebebiyet verme suçundan dolayı cezalandırılmaları istemiyle kamu davası açıldığı, sanık … hakkında taksirle …’un ölümüne ve katılan …’un yaralanmasına sebebiyet vermesi nedeniyle 18.200,00-TL. Adli para cezası ile cezalandırılmasına diğer sanık …’ın ise …’un ölümüne neden olmak suçundan 14.600,00-TL. Adli para cezası ile cezalandırılmasına karar verildiği, kararın istinaf edildiği anlaşılmıştır.
Aktüer Bilirkişi Raporu : Hesap Bilirkişisi ……16/04/2021 tarihli raporunda; Davacı …’un müteveffa …’un eşi, davacılar Bilge … ve …’un ise çocukları olduğunu, Davacı çocuk Bilge …’un 25.06.2000 doğumlu olup kaza tarihi 19.06.2019 tarihinden önce destekten çıkmış olduğundan destek paylarına dahil edilmediğini, bu nedenle maddi tazminat hesaplaması yapılmadığını, destek paylarının hesabında kaza tarihinde sağ olan desteğin annesinin ve halen sağ olan babasının paylarının da dikkate alındığını, müteveffa …’un vefatı nedeniyle PMF -1931 Yaşam Tablosu Ve Progresif Rant Yöntemi Uyarınca; a) Desteğin gelirinin asgari ücret olarak kabulü halinde Davacı eş …’un talep edebileceği DYK tazminatının : 373.682,93 TL, Davacı …’un talep edebileceği DYK tazminatının : 7.251,55 TL ; b) Raporun (D) bendinde açıklanan nedenlerle desteğin gelirinin asgari ücretin 1,9 katı olarak kabulü halinde; Davacı eş …’un talep edebileceği DYK tazminatının : 562.513,68 TL, Davacı …’un talep edebileceği DYK tazminatının : 13.777,95 TL ; TRH 2010 Ulusal Mortalite Yaşam Tablosu Ve Progresif Rant Yöntemi Uyarınca; a) Desteğin gelirinin asgari ücret olarak kabulü halinde; Davacı eş …’un talep edebileceği DYK tazminatının:435.935,26 TL, Davacı …’un talep edebileceği DYK tazminatının : 7.251,55 TL ; b) Raporun (D) bendinde açıklanan nedenlerle desteğin gelirinin asgari ücretin 1,9 katı olarak kabulü halinde Davacı eş …’un talep edebileceği DYK tazminatının : 615.329,94 TL, Davacı …’un talep edebileceği DYK tazminatının : 13.777,95 TL olarak hesaplandığını, desteğin kazancına dair ve yine hesaplama yöntemine ilişkin Sayın Mahkemece farklı görüş bildirilmesi ve görev verilmesi halinde yeniden hesaplama yapılacağını, TBK.nın 51,52 vd.maddeleri uyarınca tazminatta indirim ( kusur vb. nedenlerle) yapılıp yapılmayacağı, yapılacaksa indirim oranlarının ne olması gerektiği, hususlarındaki takdirin Sayın Mahkemeye ait bulunduğunu mütalaa etmiştir.
Aktüer Bilirkişi Raporu : (Aktüerya – Sigorta Mevzuatından Kayn.Nit.Hes. Uzmanı) Bilirkişi ………. 08/03/2022 tarihli raporunda; Sair hususların taktiri ve nihai karar Sayın Mahkemeye ait olmak üzere; %15 haklılık oranı üzerinden; 2022 yılı verileri ile yapılan hesaplamalar sonucunda davacılardan: … için 117.298,59 TL, … için 1.525,36 TL olmak üzere toplam : 118.823,95 TL DYKT hesaplandığını, hesaplanan tazminatın … Sigorta tarafından düzenlenen ZMMS poliçe teminat limiti içinde kaldığını mütalaa etmiştir.
Tanık Beyanları :
Davacı tanığı ……. 19/01/2021 tarihli celsede; “davacıların desteği olan …’u tanıyorum. Davacıları tanımıyorum … ile birlikte yaklaşık 4 sene boyunca inşaatlarda ara ara kalıp ustası olarak birlikte çalıştık, 2016-2017-2018-2019 yıllarında birlikte çalıştık. 2016 yılında net olarak günlük yevmiyemiz 100 TL. iken şu an inşaatlarda çalışan kalıp ustasının günlük yevmiyesi net 150 TL.’dir. … da bizim gibi bu ücretler üzerinden çalışıyordu. Bu ücretler dışında ayrıca 1 öğün işveren tarafından yemeğimiz karşılanıyordu, farklı farklı inşaat firmalarında inşaat bitimine kadar birlikte çalıştık. İnşaatlar bittiğinde bu sefer yeni bir inşaat işinde çalışmaya başlıyorduk, tüm yıl dolu olmuyorduk, yılda yaklaşık 10 ay fiilen çalışıyorduk ” şeklinde beyanda bulunmuş, davacı vekilinin sorusu üzerine; “ben …’un inşaat ustalığı dışında kendi adı ve hesabına ayrı bir işte çalışıp çalışmadığını bilmiyorum, biz … ile hep inşaatlarda işçi olarak çalıştık ” şeklinde cevap vermiş, davalı vekilinin sorusu üzerine; “işveren sigortamızı hep eksik yatırıyordu. Bazen ayda 3 gün bazen ayda 10 gün üzerinden sigortamızı yapıyordu, hiçbir zaman tam olarak çalıştığımız günler üzerinden sigortamız yatırılmamıştır ” şeklinde cevap vermiştir.
Davacı tanığı …………… 19/01/2021 tarihli celsede; ” davacı … benim yengem diğer davacılar kuzenlerimdir. Vefat eden … öz amcamdır. Amcam inşaat işçisi idi. Amcam ile birlikte 2015-2016 ve 2017 yıllarında inşaatlarda birlikte kalıp ustası olarak çalıştık. O yıllarda kalıp ustası olarak çalışan bir inşaat işçisinin günlük net yevmiyesi 150 TL. idi. Amcam ustabaşı olarak çalıştığı için belki ücreti 15-20 TL. daha yüksek olabilir, ayrıca şehir dışında çalıştığımız zaman yemek ve kalacak yer de işveren tarafından karşılanıyordu. Şu an kalıp ustası bir inşaat işçisinin günlük net yevmiyesi 180 TL. dir, yılda yaklaşık 9-10 ay fiilen inşaat işlerinde çalışıyorduk ancak işverenler hiçbir zaman fiilen çalıştığımız gerçek gün üzerinden sigortamızı göstermiyorlardı ve yatırmıyorlardı. Ayda 15 – 20 gün üzerinden sigortamız yatırılıyordu. Amcam vefat ettiğinde davacı … bekar olup ailesi ile birlikte yaşıyordu, çalışmıyordu, geçimini babası olan amcam sağlıyordu, Rahime ise Muğla’da öğrenci idi, yine onun da geçimini ve öğrenim ücretini amcam karşılıyordu. Eşi … ise amcam öldüğünde bir cafede bulaşıkçı olarak çalışıyordu. Şu an hiçbiri pandemi de olduğu için çalışmamaktadır, davacılar kirada oturmaktadır, amcamın ölmesi nedeniyle davacı Saliha ile kızı Rahime’ye SGK tarafından ölüm aylığı bağlanmıştır , benim bilgim bundan ibarettir ” şeklinde beyanda bulunmuştur.
Islah dilekçesi : Davacı vekili 22/11/2021 havale tarihli ıslah dilekçesi ile; Dava dilekçesinde müvekkili … yönünden talep edilen 500,00 TL destekten yoksun kalma tazminatını 1.631,30 TL. , dava dilekçesinde müvekkili … yönünden talep edilen 500,00 TL destekten yoksun kalma tazminatını 80.339,84 TL. olmak üzere ıslah ettiklerini, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla; dava dilekçesinde müvekkili … yönünden talep edilen destekten yoksun kalma tazminatının 1.631,30 TL olarak davalı …’ndan kaza tarihi olan 19/06/2019, diğer davalı … Sigorta A.Ş’den 05/05/2020 tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline, dava dilekçesinde müvekkili … yönünden talep edilen destekten yoksun kalma tazminatının 80.339,84 TL olarak davalı …’ndan kaza tarihi olan 19/06/2019, diğer davalı … Sigorta A.Ş’den 05/05/2020 tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline, yargılama giderleri ve vekâlet ücretinin karşı yana tahmiline, karar verilmesini talep etmiş ıslah harcını 19/11/2021 tarihinde yatırmıştır.
Dava; trafik kazasında gerçekleşen ölüm nedeniyle desteklerini kaybeden davacıların destekten yoksun kalma zararı ve manevi zararlarının tazminine yönelik maddi ve manevi tazminat davasıdır.
Dava tarihinde yürürlükte olan, 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 91/1. maddesinde, “işletenlerin, bu kanunun 85/1.maddesine göre olan sorumluluklarının karşılanmasını sağlamak üzere mali sorumluluk sigortası yaptırmaları zorunludur”, aynı yasanın 85/1.maddesinde, “bir motorlu aracın işletilmesi bir kimsenin ölümüne veya yararlanmasına yahut bir şeyin zarara uğramasına sebep olursa, araç işletenin bu zarardan sorumlu olacağı”, aynı yasanın 85/son maddesinde ise, “işleten ve araç işleticisi teşebbüsün sahibi, aracın sürücüsünün veya aracın kullanılmasına katılan yardımcı kişilerin kusurundan kendi kusuru gibi sorumludur.” hükümlerine yer verilmiş, 01.06.2015 tarihinde yürürlüğe giren Karayolları Motorlu araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartları’nın amacı A.1 maddesinde “Karayolları Trafik Kanunu uyarınca motorlu araç işletenlerine yüklenen hukuki sorumluluk için düzenlenen Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortasına yönelik ilgililerinin hak ve yükümlülüklerine ilişkin usul ve esasların düzenlenmesidir.” şeklinde belirlenmiştir. Sigortanın kapsamı ise genel şartlar A.3. maddesinde “sigortacı, poliçede tanımlanan motorlu aracın işletilmesi sırasında, üçüncü şahısların ölümüne veya yaralanmasına veya bir şeyin zarara uğramasına sebebiyet vermiş olmasından dolayı, 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanununa göre sigortalıya düşen hukuki sorumluluk çerçevesinde Genel Şartlarda içeriği belirlenmiş tazminatlara ilişkin talepleri, kaza tarihi itibariyle geçerli zorunlu sigorta limitleri dahilinde karşılamakla yükümlüdür. Sigortanın kapsamı üçüncü şahısların, sigortalının Karayolları Trafik Kanunu çerçevesindeki sorumluluk riski kapsamında, sigortalıdan talep edebilecekleri tazminat talepleri ile sınırlıdır.” şeklinde düzenlenmiştir.
Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartları 14 Mayıs 2015 gün 29355 sayılı Resmi Gazete’de yayınlanarak 01 Haziran 2015 tarihinde yürürlüğe girmiştir. Olay tarihinde yürürlükte bulunan 2918 sayılı KTK.nın 90. maddesinde “Zorunlu mali sorumluluk sigortası kapsamındaki tazminatlar bu Kanun ve bu Kanun çerçevesinde hazırlanan genel şartlarda öngörülen usul ve esaslara tabidir. Söz konusu tazminatlar ve manevi tazminata ilişkin olarak bu Kanun ve genel şartlarda düzenlenmeyen hususlar hakkında 11/1/2011 tarihli ve 6098 sayılı Türk Borçlar Kanununun haksız fiillere ilişkin hükümleri uygulanır.” şeklindeki düzenleme ve zorunlu mali sorumluluk sigortası teminatı kapsamı dışında bulunan hallerin düzenlendiği 92/i maddesindeki “Bu Kanun çerçevesinde hazırlanan zorunlu mali sorumluluk sigortası genel şartları ve ekleri ile tanımlanan teminat içeriği dışında kalan talepler.” şeklindeki düzenleme Anayasa Mahkemesinin 17.7.2020 tarihinde 2019/40 E-2020/40 K. sayılı kararı ile Karayolları Trafik Kanunu’nun 90. maddesinin birinci cümlesinde yer alan “…ve bu Kanun çerçevesinde hazırlanan genel şartlarda…” ibaresi ile ikinci cümlesindeki “…ve genel şartlarda…” ibaresinin ve 92. maddesinin (i) bendinin Anayasa’ya aykırı olduğuna ve iptaline karar verilmiştir.
Anayasa Mahkemesinin iptal kararı ile zorunlu mali sorumluluk sigortası kapsamındaki tazminatların zorunlu mali sorumluluk sigortası genel şartlarına göre belirleneceğine dair düzenleme iptal edilmiştir. T.C. Anayasası’nın 153/6. maddesinde, “Anayasa Mahkemesi kararları Resmî Gazetede hemen yayımlanır ve yasama, yürütme ve yargı organlarını, idare makamlarını, gerçek ve tüzel kişileri bağlar.” düzenlemesi mevcut olup, bu düzenlemenin doğal sonucu olarak Anayasa Mahkemesi’nce bir kanun veya kanun hükmünde kararnamenin tümünün ya da bunların belirli hükümlerinin Anayasa’ya aykırı bulunarak iptal edildiğinin bilindiği halde görülmekte olan davaların Anayasa’ya aykırılığı saptanan kurallara göre görüşülüp çözümlenmesi, Anayasa’nın üstünlüğü prensibine ve hukuk devleti ilkesine aykırı düşeceği için uygun görülmeyeceği kabul edilmektedir. Anayasa Mahkemesi’nin somut norm denetimi neticesinde verdiği iptal kararlarının Resmî Gazete’de yayımlanması ile sonuç doğuracağı ve eldeki tüm uyuşmazlıklara uygulanması gerektiği uyulması zorunlu yargısal içtihatlar ile kabul edilmiştir.
Yargıtay içtihatları ile kabul edilen “usuli kazanılmış hak” olgusunun, birçok hukuk kuralında olduğu gibi yine Yargıtay içtihatları ile geliştirilmiş istisnalarının bulunduğu, yeni bir İçtihadı Birleştirme Kararı (09.05.1960 tarihli ve 21/9 sayılı YİBK) ya da geçmişe etkili bir yeni kanun çıkması, benzer şekilde uygulanması gereken bir kanun hükmünün, hüküm kesinleşmeden önce Anayasa Mahkemesince iptaline karar verilmesi hallerinde, usulü kazanılmış hakka göre değil, İBK’na veya geçmişe etkili yeni kanuna ya da Anayasa Mahkemesinin iptal kararından sonra oluşan yeni duruma göre karar verilebileceği (HGK’nın 21.01.2004 tarihli ve 2004/10-44 E., 19 K.; 03.02.2010 tarihli ve 2010/4-40 E., 2010/54 K), dolayısıyla bilirkişi raporları alındıktan ve bu raporlar nedeniyle taraflar lehine oluşan usulü kazanılmış hakka göre değil sonra Anayasa Mahkemesi’nin iptal kararından sonra oluşan yeni duruma göre karar verilmesi gerektiği,İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi’nin 2019/824 esas, 2020/1025 karar sayılı, 2019/3373 esas, 2020/1022 karar sayılı emsal kararlarında da belirtildiği üzere Anayasa Mahkemesi’nin yukarıda anılan iptal kararı sonrasında oluşan yeni duruma göre KTK’nun 90. Maddesi hükmü dikkate alındığında, zarar gören hak sahiplerinin zarar veren 3.kişilerden ve sigorta şirketinden talep edebilecekleri tazminatın kapsamının belirlenmesinde kullanılacak yöntem ve ölçütler konusunda kısıtlama bulunmadığından, üçüncü kişi olan davacıların uğradığı destekten yoksun kalma zararının tespitinde 6098 sy Türk Borçlar Kanunu hükümleri dikkate alınarak, Yargıtay tarafından uzun yıllardır benimsenen progresif rant (%10 artırım ve iskonto) yöntemi ve Yargıtay 17. HD’nin 2019/4517 esas, 2021/341Karar sayılı 21/01/2021 tarihli , 2020/2598 esas, 2021/34 karar sayılı 14/01/2021 tarihli emsal kararlarında “Başbakanlık Hazine Müsteşarlığı, Hacettepe Üniversitesi Fen Fakültesi Aktüerya Bilimleri Bölümü, BNB Danışmanlık, Marmara Üniversitesi ve Başkent Üniversitesi’nin çalışmalarıyla “TRH 2010” adı verilen “Ulusal Mortalite Tablosu” hazırlanmış olup, Sosyal Güvenlik Kurumu’nca da ilk peşin sermaye değerlerinin hesabında anılan tabloların uygulanmasına geçilmiştir. Gerçek zarar hesabı özü itibariyle varsayımlara dayalı bir hesap olup, gerçeğe en yakın verilerin kullanılması esastır. Bu durumda diğer kurumlar ile Yargıtay Daireleri arasında tazminat hesabında birliğin sağlanması açısından ve yine bu tablonun ülkemize özgü ve güncel verileri içermesi de göz önüne alındığında, Dairemizce de tazminat hesaplarında bakiye ömrün belirlenmesinde TRH 2010 tablosunun esas alınmasının güncellenen ülke gerçeklerine daha uygun olacağı” yönündeki gerekçesi dikkate alınarak TRH 2010” adı verilen “Ulusal Mortalite Tablosu” esas alınarak yapılan hesaplama esas alınmıştır.
19.06.2021 tarihinde RG’de yayınlanan 7327 sy İcra ve İflas Kanunun ile Bazı Kanunlarda Değişik Yapılmasına Dair Kanunun 18. Maddesi ile 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanununun 90 ıncı maddesinin birinci fıkrasında yer alan “Kanun” ibareleri “Kanunda” şeklinde değiştirilerek, fıkraya birinci cümlesinden sonra gelmek üzere “Bu tazminatlardan; b) Destekten yoksun kalma tazminatı, ulusal doğum ve ölüm istatistikleri kullanılarak hazırlanan hayat tablosu ve zorunlu mali sorumluluk sigortası genel şartlarında yüzde 2’yi geçmemek üzere belirlenen iskonto oranı esas alınarak hayat anüiteleri ile genel kabul görmüş aktüerya kurallarına uygun olarak,…hesaplanır. Bu maddenin uygulanmasına ilişkin usul ve esaslar Sigortacılık ve Özel Emeklilik Düzenleme ve Denetleme Kurumu tarafından belirlenir.” Şeklinde yasal düzenleme eklenmiş ve 19. Maddesi ile 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanununun 92. Maddesinde de trafik poliçesi teminatı dışında kalan hallere ekleme yapılmıştır. Bu değişikliklerin, 7327 sy yasanın 23. Maddesine göre RG’de yayımlandığı tarihte yürürlüğe gireceği öngörülmüştür. Trafik kazasından kaynaklanan maddi tazminat davalarında davalı sigortanın sorumluluğu belirlenirken poliçenin düzenlendiği tarihte geçerli bulunan poliçe özel ve genel şartları ile bu tarihte yürürlükte olan 2918 sy Karayolları Trafik Kanunu hükümleri dikkate alınacaktır. 7327 sy yasa ile yapılan değişikliklerin geçmişe etkili olacağına dair yasal bir düzenleme bulunmadığından, poliçe tanzim tarihinde yürürlükte olmayan bu değişikliklerin somut olaya uygulanmasına yasal olanak bulunmadığından, söz konusu yasal değişiklikler maddi zararın kapsamının belirlenmesinde dikkate alınmamıştır.
04.12.2021 tarihinde RG’de yayınlanan Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartlarında Değişik Yapılmasına Dair Genel Şartlar uyarınca daha önceki Genel Şartların, 1., 2. 3., 4.,5., 6.,7.,8., 9., 10., 11, 12., 13., 14. ,15., 16., maddelerinde değişiklik yapılmış olup, 17. Maddesi ile de Genel Şartlara Ek-7 eklenerek, Ek-7’ de, değer kaybı, sakatlık, destekten yoksun kalma tazminatlarının nasıl hesaplanacağının düzenlenmiştir. Bu değişikliğin 18. Maddesi ile “Bu genel şartların yayımı tarihinde yürürlüğe girer.” Düzenlemesine, 13. Maddesi ile Genel Şartalırn C.11. Maddesine yapılan ek maddede “Bu genel şartların yürürlük tarihinden sonra yapılan değişiklikler, söz konusu değişikliğin yürürlüğe girdiği tarihten sonra akdedilen sözleşmelere uygulanır.” düzenlemesine yer verilmiştir. Yargıtay 17. Hukuk Dairesi’nin 2016/14573 esas, 2017/6035 karar sayılı, 29/05/2017 tarihli ilamı, 2017/1541 Esas,2017/9897 Karar sayılı, 31.10.2017 tarihli ilamı, İzmir BAM 11. HD’nin 2018/593 esas, 2018/414 karar sayılı, 02/04/2018 tarihli ilamında belirtildiği üzere “Davalı sigorta şirketinin sorumluluğu, poliçenin düzenlendiği tarihte geçerli bulunan poliçe özel ve genel şartları ile yasal hükümlere göre belirlenecektir.” 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 1425. maddesine göre de sigorta poliçesi genel ve varsa özel şartları içerdiği, 01.06.2015 tarihli Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk (Trafik) Sigortası Genel Şartları’nda değişiklik yapan Yeni Genel Şartların 18. Maddesi ve 13.maddesine göre, genel şartlarda yapılan değişikliklerin yürürlük tarihi olan 04.12.2021 tarihinden sonra akdedilmiş sözleşmelere uygulanacağı, dava konusu trafik poliçesinin 02.05.2019 tarihinde tanzim edildiği, dolayısıyla poliçenin tanzim tarihinde yürürlükte olmayan 04.12.2021 tarihli genel şartlarda yapılan değişikliklerin ve zararın hesaplanma yöntemini belirleyen eklerinin somut olaya uygulanmasına yasal olanak bulunmamaktadır.
Tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; 19.06.2019 tarihinde saat 21:03 sıralarında davalı sürücü … sevk ve idaresindeki, davalı sigorta şirketi tarafından ZMMS poliçesi ile sigortalanan … plakalı otomobille otoyolu takiben Narlıdere istikametinden Balçova istikametine seyri sırasında, olay mahalline geldiğinde; önceden lastik patlaması nedeniyle direksiyon hakimiyetini kaybedip orta refüj bariyerlerine çarparak duran dava dışı sürücü … sevk ve idaresindeki … plakalı kamyonete yardım etmek amacıyla idaresindeki araçla mahalde bankette duran ve yardım amacıyla kaplama içerisinde yaya olarak bulunan davacıların murisi …’a çarpması sonucu …’un ölümüyle neticelenen dava konusu trafik kazasının meydana geldiği, kazanın oluşumunda gerek ceza dosyasında gerekse mahkememiz dosyasında İstanbul ATK Trafik İhtisas Dairesinden alınan, kazanın oluş şekline uygun kusur raporlarında açıklanan gerekçelerle davalı sürücü …’nun %15 oranında tali kusurlu, dava dışı sürücü …’ın %15 oranında tali kusurlu, davacıların murisi …’un %70 oranında asli kusurlu oldukları, davacılardan …’un müteveffa …’un eşi olup, diğer davacıların ise mütevffanın çocukları olduğu, davacıların murisi olan …’un kaza tarihi itibariyle inşaat işçisi olarak çalıştığı, davacı taraflarca desteğin gelirine ilişkin belge sunulmadığı ancak asgari ücretin üzerinde gelir elde ettiğinin iddia edildiği, desteğin SGK hizmet cetvelinin incelenmesinde; asgari ücret üzerinden gelir elde ettiğinin görüldüğü, dinlenen davacı tanıkları ve davacının yaşı ve kıdemi dikkate alınarak yapılan emsal ücret araştırması için yazılan yazılara verilen cevaplardan desteğin asgari ücretin 1,86 katı ile 2,29 katı aralığında gelir elde edebileceğinin tespit edildiği, dolayısıyla davacıların desteğinin yaşı ve kıdemi de göz önünde bulundurulduğunda asgari ücretin üzerinde geliri olduğunun kabulü gerektiği ancak asgari ücretin kaç katı gelir elde ettiğine ilişkin bildirilen emsal ücretler ile tanık ifadeleri tam olarak örtüşmediğinden mahkememizce desteğin asgari ücretin 1,5 katı üzerinde gelir elde ettiğinin kabulünün makul ve hakkaniyete uygun olacağı kanaatine varıldığı, davacı Bilge … 25.06.2000 doğumlu olup, 19.06.2019 kaza tarihinden önce 18 yaşını doldurduğu, öğrenci olmadığı, kaza tarihinde askerlik görevini ifa ettiğinin bildirildiği, Yargıtay’ın 17. HD ve 4. HD’nin yerleşen içtihatlarına göre çocuklar için destekten yoksun kalacakları sürenin belirlenmesinde yaşları, okuldaki eğitim durumları, içinde yaşadıkları sosyal ve ekonomik koşulların ayrı ayrı değerlendirilmesi, yüksek öğrenim yapacaklar ise, 25 yaşının doldurulmasına kadar; yüksek öğrenim yapmamakta iseler yerleşik ve kabul gören uygulamaya göre, erkek çocukları için 18 yaşın, kız çocukları için 22 yaşın desteğin sona ereceği yaş olarak kabul edilerek hesaplama yapılması gerektiği görüşünün benimsendiği, davacı Bilge …’un yüksek öğrenim yapmaması ve kaza tarihinden önce 18 yaşını doldurması dikkate alındığında müteveffanın desteğinden çıkmış olduğu gözetildiğinde davacı Bilge …’un destekten yoksun kalma zararının oluşmadığı, diğer davacılar … ve …’un talep edebilecekleri destekten yoksun kalma tazminatının, Yargıtay’ın yerleşen uygulamaları ile benimsenen progresif rant (%10 artırım ve iskonto, TRH 2010 tablosu esasına dayalı) yöntemi benimsenerek ve davalı tarafın %15 kusur oranına isabet edecek şekilde yapılan 08.03.2022 tarihli aktüer bilirkişi raporundaki hesaplamalara göre davacı … için 117.298,59 TL, davacı … için 1.525,36 TL olduğu, davacılara desteklerinin ölümü nedeniyle SGK tarafından rücuya tabi gelir bağlanmadığı, davacılar vekilinin 19.11.2021 tarihli ıslah dilekçesi ile davacı … yönünden destek zararı isteğini 1.631,60 TL’ye, davacı … için destek zararı isteğini 80.339,84 TL’ye yükselttiği, davalı malik sürücü …’nun KTK’nun 85. vd maddeleri uyarınca, davalı sigorta şirketinin KTK.nın 85 ve 91. Maddeleri uyarınca meydana gelen zarardan sigortalı araç sürücüsünün kusuru oranında sorumlu oldukları, kazanın poliçe süresi içerisinde gerçekleştiği ve zarar miktarlarının poliçe limiti dahilinde kaldığı, davalı sigorta şirketinin 2918 sayılı KTK.nun 99/1. maddesi ve Zorunlu Mali Sorumluluk Sigorta Poliçesi Genel Şartları`nın B 2/2.1. maddesi uyarınca, rizikonun bilgi ve belgeleri ile birlikte kendisine ihbar edildiği 27.04.2020 tarihten itibaren 8 iş günü içinde ödeme yükümlülüğü bulunmakla davalı sigorta şirketinin 08.05.2020 tarihinde temerrüde düştüğü, davalı malik sürücü …’nun her hangi bir ihtar veya ihbara gerek olmaksızın kaza tarihi olan 19.06.2019 tarihinde temerrüde düştüğü anlaşılmakla davacı Bilge …’un destekten yoksun kalma isteğinin reddine, davacı …’un destekten yoksun kalma davasının 80.339,84 TL üzerinden tam kabulüne, davacı …’un destekten yoksun kalma davasının 1.525,36 TL üzerinden kısmen kabulüne, destekten yoksun kalma tazmitanın davalılar için ayrı ayrı belirlenen temerrüt tarihlerinden itibaren işleyecek yasal faiz faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmiştir.
Davalıların malik sürücüsü ve sigortacısı olduğu aracın, neden olduğu trafik kazasında, davacıların desteğinin ölümü nedeniyle, maddi ve manevi tazminat talep edilen davada, davalıların zarar gören davacıya karşı müteselsilen sorumlu olduğu müteselsil sorumlu davalılar arasında ise zorunlu dava arkadaşlığı değil, ihtiyari dava arkadaşlığı bulunduğu, sigorta hükümleri TTK’da düzenlendiğinden, davalı sigorta hakkındaki dava mutlak ticari dava iken, haksız fiil sorumlusu olan malik sürücü hakkındaki davanın, mutlak ticari dava olmadığı gibi, bu davalının sıfatına ve davanın niteliğine göre nisbi ticari dava da olmadığı, davalı sigorta dışındaki davalı hakkında zorunlu arabuluculuk yasasının uygulanamayacağı nazara alındığında arabuluculuk ücretinden yalnızca davalı sigorta şirketi sorumlu tutulmuştur.
TBK. nun 56/2 maddesindeki “Ağır bedensel zarar veya ölüm hâlinde, zarar görenin veya ölenin yakınlarına da manevi tazminat olarak uygun bir miktar paranın ödenmesine karar verilebilir. ” şeklindeki yasal düzenleme gereğince davacıların manevi tazminat talep etme hakkı mevcuttur. Manevi tazminat, 22.06.1966 tarih ve 7/7.sayılı İçtihatları Birleştirme Kararı’nda da etraflıca açıklandığı üzere, ne bir ceza ne de gerçek anlamda bir tazminattır. Manevi tazminat, zarara uğrayanda, manevi huzuru gerçekleştirecek ve tazminata benzer bir fonksiyonu da olan özgün bir nitelik taşır. Zarara uğrayanın manevi ızdırabını bir nebze dindiren, ruhsal tahribatını onaran bir araçtır.Takdir edilecek manevi tazminet miktarı bir yandan manevi acıları gidermeli, kamuoyu ve sosyal vicdanda kabul görmeli, diğer yandan ise zarar gören açısından zenginleşme aracı olmamalıdır. Kusur oranı, her ne kadar matematiksel anlamda bir indirim yapılmasını gerektirmezse de manevi tazminatın miktarını tayinde önem arz eder. Bu kapsamda somut olay değerlendirildiğinde, davacıların murislerinin ölümü ile sonuçlanan kazanın meydana geliş şekli, davaya konu trafik kazasında davalı sürücünün tali, müteveffanın asli kusurlu olmaları, olay tarihindeki paranın alım gücü, tarafların ekonomik ve sosyal durumları, davacıların, desteklerinin ölümü nedeniyle çektikleri elem ve ızdırap nazara alınarak, davacıların manevi tazminat taleplerinin kısmen kabul kısmen reddine karar vermek gerekmiş aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacı BİLGE …’un destekten yoksun kalma isteğine yönelik maddi tazminat davasının REDDİNE,
2-Davacı BİLGE …’un manevi tazminat davasının KISMEN KABULÜ ile 9.000,00 TL manevi tazminatın kaza tarihi olan 19.06.2019 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı …’ndan alınarak bu davacıya verilmesine,
Fazlaya ilişkin isteğin REDDİNE,
3-Davacı …’un destekten yoksun kalma isteğine yönelik maddi tazminat davasının KISMEN KABULÜ ile, 1.525,36 TL maddi tazminatın, davalı sigorta şirketi yönünden temerrüt tarihi olan 08.05.2020 tarihinden, diğer davalı yönünden kaza tarihi olan 19.06.2019 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,
Fazlaya ilişkin isteğin REDDİNE,
4- Davacı …’un manevi tazminat davasının KISMEN KABULÜ ile 9.000,00 TL manevi tazminatın kaza tarihi olan 19.06.2019 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı …’ndan alınarak bu davacıya verilmesine,
Fazlaya ilişkin isteğin REDDİNE,
5-Davacı …’un destekten yoksun kalma isteğine yönelik maddi tazminat davasının KABULÜ ile, 80.339,84 TL maddi tazminatın, davalı sigorta şirketi yönünden temerrüt tarihi olan 08.05.2020 tarihinden, diğer davalı yönünden kaza tarihi olan 19.06.2019 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,
Fazlaya ilişkin isteğin REDDİNE,
6- Davacı …’un manevi tazminat davasının KISMEN KABULÜ ile 12.000,00 TL manevi tazminatın kaza tarihi olan 19.06.2019 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı …’ndan alınarak bu davacıya verilmesine,
Fazlaya ilişkin isteğin REDDİNE,
7-Kabul edilen maddi tazminat miktarları üzerinden hesaplanmış olan 5.592,21 TL nispi harca, peşin alınan ve ıslah ile tamamlanan 334,40 TL harcın mahsubu ile bakiye 5.257,81 TL karar ve ilam harcının davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak HAZİNE’ YE GELİR KAYDINA.
8-Kabul edilen manevi tazminat miktarları üzerinden hesaplanmış olan 2.049,30 TL nispi harca, peşin alınan 628,70 TL harcın mahsubu ile bakiye 1.420,60 TL karar ve ilam harcının davalı …’ndan alınarak HAZİNE’ YE GELİR KAYDINA.
9-Davallar kısmen kabul edildiğinden davacı tarafın yaptığı 7,80 TL vekalet suret harcı, 371,50 TL davetiye ve posta gideri, 1.050,00 TL aktüer bilirkişilerin ücreti, 700,00 TL ATK kusur raporu ücreti olmak üzere 2.129,30 TL yargılama giderinden davanın kabul oranı nazara alınarak 2.108,00 TL yargılama gideri (davalı … hakkındaki davaların kabul oranı farklı olduğundan bu miktarın 843,20 TL’lik kısmı ile sınırlı sorumlu olması kaydıyla) ile davacı tarafın karşıladığı 54,40 TL başvurma harcı, 334,40 TL peşin alınan ve ıslahla tamamlanan harç olmak üzere toplam 2.496,80 TL’nin (davalı … hakkındaki davaların kabul oranı farklı olduğundan bu miktarın 1.232,00 TL’lik kısmı ile sınırlı sorumlu olması kaydıyla) davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacılara verilmesine. Davacıların fazladan yaptıkları yargılama giderinin kendileri üzerinde bırakılmasına.
10- Davacılar tarafından manevi tazminat için yatırılan 628,70 TL peşin harcın davalı …’ndan alınarak davacılara verilmesine,
11- Dava şartı arabuluculuk ücreti olan ve 6325 sy Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu’nun 18/A-13 maddesi uyarınca Adalet Bakanlığı bütçesinden karşılanan 1.320,00 TL’nin, davanın kabul ve ret oranına göre 1.306,80 TL’lik kısmının davalı sigorta şirketinden, bakiye 13,20 TL’lik kısmının davacılardan alınarak Hazine’ye gelir kaydına,
12- Davacı Bilge …’un maddi tazminat davası tamamen reddedildiğinden, ret edilen miktar üzerinden hüküm tarihinde yürürlükte olan Avukatlık Kanunu ve Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre takdir ve hesaplanmış olan; 500,00 TL vekalet ücretinin bu davacıdan alınarak davalılara eşit şekilde paylaştırılarak verilmesine.
13- Davacı …’un maddi tazminat davası kısmen kabul edildiğinden kabul edilen miktar üzerinden hüküm tarihinde yürürlükte olan Avukatlık Kanunu ve Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre takdir ve hesaplanmış olan; 1.525,36 TL vekalet ücretinin davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak bu davacıya verilmesine.
14-Davacı …’un maddi tazminat davası kısmen ret edildiğinden ret edilen miktar üzerinden hüküm tarihinde yürürlükte olan Avukatlık Kanunu ve Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre takdir ve hesaplanmış olan; 106,24 TLvekalet ücretinin bu davacıdan alınarak davalılara eşit şekilde paylaştırılarak verilmesine.
15-Davacı …’un maddi tazminat davası tamamen kabul edildiğinden kabul edilen miktar üzerinden hüküm tarihinde yürürlükte olan Avukatlık Kanunu ve Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre takdir ve hesaplanmış olan; 11.244,18 TL vekalet ücretinin davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak bu davacıya verilmesine.
16- Davacıların manevi tazminat davaları kısmen kabul edildiğinden kabul edilen miktar üzerinden hüküm tarihinde yürürlükte olan Avukatlık Kanunu ve Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi ile Tarifenin 10/4. Fıkrasındaki “Manevi tazminat davasının, maddi tazminat veya parayla değerlendirilmesi mümkün diğer taleplerle birlikte açılması durumunda; manevi tazminat açısından avukatlık ücreti ayrı bir kalem olarak hükmedilir.” hükmüne göre takdir ve hesaplanmış olan;
-Davacı Bilge … için 5.100,00 TL vekalet ücretinin,
-Davacı … için 5.100,00 TL vekalet ücretinin,
-Davacı … için 5.100,00 TL vekalet ücretinin,
davalı …’ndan ayrı ayrı alınarak davacılara ayrı ayrı verilmesine.
17-Manevi tazminat davası kısmen ret edildiğinden ret edilen miktar üzerinden hüküm tarihinde yürürlükte olan Avukatlık Kanunu ve Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi ile Tarifenin 10/2. Fıkrasındaki “Davanın kısmen reddi durumunda, karşı taraf vekili yararına bu Tarifenin üçüncü kısmına göre hükmedilecek ücret, davacı vekili lehine belirlenen ücreti geçemez.” ve 10/4. Fıkrasındaki “Manevi tazminat davasının, maddi tazminat veya parayla değerlendirilmesi mümkün diğer taleplerle birlikte açılması durumunda; manevi tazminat açısından avukatlık ücreti ayrı bir kalem olarak hükmedilir.” düzenlemelerine göre takdir ve hesaplanmış olan;
-5.100,00 TL vekalet ücretinin davacı … …’tan alınarak davalı …’na verilmesine,
-5.100,00 TL vekalet ücretinin davacı …’tan alınarak davalı …’na verilmesine,
-5.100,00 TL vekalet ücretinin davacı……..tan alınarak davalı …’na verilmesine,
18-HMK.nun 333.maddesi uyarınca davacı tarafından yatırılan gider avansının sarf edilmeyen kısmının karar kesinleştiğinde davacıya iadesine.
ilişkin, davacılar vekili ve davalı … vekillerinin yüzüne karşı, davalı sigorta vekilinin yokluğunda, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde, mahkememize veya bulunduğu yerde varsa Asliye Ticaret Mahkemesi’ne, yoksa Asliye Hukuk Mahkemesine verilecek istinaf dilekçesi ile, İzmir Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde, istinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar, açıkça okunup, usulen anlatıldı. 09/06/2022

Katip ….
e-imza

Hakim…
e-imza