Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.
T.C.
İZMİR
4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2020/397 ESAS
KARAR NO : 2021/291 KARAR
DAVA : İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 07/08/2020
KARAR TARİHİ : 25/03/2021
Mahkememizde görülen İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılamasının sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davacı müvekkili ile davalı arasında 10.02.2016 tarihli bir sözleşme imzalandığını, bu sözleşme ile davalı tarafın davacı müvekkili için İzmir ili, … ilçesi, … Mah. … parselden … parsele kadar, … parselden … parsele kadar, … parselden … parsele kadar ve .., …, …, …, …, …, …, …, …, …, …, …, …, …, parsel numaralı taşınmazları kapsayan alanda … Belediyesinin hazırladığı 1/1000 lik uygulama imar planına göre parselasyon planlarının hazırlanması ve onaylatılması, imar planının hazırlanması aşamasında parsel sahipleri ile davacı müvekkili arasında kat karşılığı inşaat sözleşmesi yapılması için aracılık ve müşavirlik hizmetlerinin yürütülmesi ve sağlanması için yapmayı kabul ve taahhüt ettiğini, sözleşmede taraflarca 15 aylık bir süre kararlaştırıldığını ve bu sürenin sözleşmeye yazıldığını, işin bedeli olarak davalıya toplam 250.000,00-TL ve iki adet 1+1 daire verileceğinin kararlaştırıldığını, sözleşme imzalanırken davalıya peşinat olarak 50.000,00-TL ödendiğini, 31.12.2017 tarihinde de 185.000,00-TL daha nakit ödeme yapıldığını, davalı tarafın 15 aylık süre içinde sözleşme konusu arsalardaki arsa sahiplerinin tamamının davacı müvekkili ile kat karşılığı inşaat sözleşmesi imzalanmasını sağlayamadığını, sözlü olarak verilen ek sürelerde de yazılı taahhütlerini yerine getiremeyince davalı hakkında İzmir … İcra Müdürlüğünün .. sayılı icra dosyası ile icra takibi başlatıldığını, davalı borçlunun itirazı üzerine takibin durduğunu, açıkladığı sebeplerle davalı borçlunun itirazının iptali ile takibin devamına, %20 icra inkar tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili, cevap dilekçesinde özetle; davacı ile davalı müvekkili arasında sözleşme imzalandığını, davalı müvekkilinin sözleşme konusu 49 adet parselin %50 sinden daha fazla parsel sahibi ile davacı şirket adına anlaşma sağladığını, parselasyon planını yaptığını, tüm teknik ve idari süreçleri yerine getirerek planın askıya çıkmasını sağladığını, ancak müvekkilinin parselasyon planını davacı şirket ile akit karşılığı inşaat sözleşmesi yapmaya razı olmayan bir kısım parsel sahipleri tarafından itiraz edilmesi nedeniyle planın kesinleştirilemediğini, davacı şirket tarafından 31.12.2017 tarihinde müvekkiline yapılan 185.000,00-TL ödemenin her ne kadar makbuzda “10.02.2016 tarihli yapılan sözleşme gereği için ödemedir” şeklinde yazılı ise de … ve .. nolu parselasyon plan dosyalarının ikisi için yapılan bir ödeme olduğunu, davacı tarafın sözleşmede belirtilen 15 aylık sürede işin yapılmadığını iddia etmekte ise de iadesini istediği 185.000,00-TL nin müvekkiline ödendiği tarihin sözleşmenin bitiminden yaklaşık 7 ay sonrasında yapılan bir ödeme olduğunu, davacının sözleşmeye uyulmadığını iddia etmesine rağmen 7 ay sonra ödeme yapılmasının taraflar arasında sadece yazılı sözleşmede yazılı parselasyon planı çalışması değil … nolu parselasyon plan çalışmasının da mevcut olduğunu gösterdiğini, açıkladığı nedenlerle davanın reddine, %20 kötü niyet tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davacı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE:
Dava; Hizmet sözleşmesi alacağı nedeniyle açılan itirazın iptali davasıdır.
…nun 114/c.maddesinde mahkemenin görevi dava şartı olarak sayılmıştır.
Yine …nun 115/1. Maddesi uyarınca “Mahkeme, dava şartlarının mevcut olup olmadığını, davanın her aşamasında kendiliğinden araştırır.”
Bu kapsamda dosya mahkememizin görevli olup olmadığı yönünden incelenmiş aşağıdaki hususlar tespit olunmuştur.
Dava tarihinde yürürlükte bulunan 6102 Sayılı TTK.nun 4. Maddesinde ticari dava “(1) Her iki tarafın da ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan hukuk davaları ve çekişmesiz yargı işleri ile tarafların tacir olup olmadıklarına bakılmaksızın; a, b, c, d, e ve f bentlerinde sayılan davalar ticari dava olarak sayılmıştır.
TTK 5/1 maddesi gereği ticari davalara bakmakla görevli mahkeme Asliye ticaret mahkemeleridir. 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun yürürlüğe girdiği 01.07.2012 tarihinden itibaren yasanın 5/3 maddesi gereği asliye hukuk mahkemeleri ile asliye ticaret mahkemeleri arasındaki ilişki işbölümü olmaktan çıkmış görev ilişkisi haline gelmiştir. Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 1. maddesi gereği göreve ilişkin kurallar kamu düzeni ile ilgili olup mahkemece kendiliğinden dikkate alınması gerekmektedir.
Somut olayda; Taraflar arasındaki yazılı sözleşmeye göre; Davalı sözleşmede yer alan taşınmazlar ile ilgili olarak imar planı hazırlanması, parsel sahipleri ile iş sahibinin kat karşılığı inşaat sözleşmesi yapılması, için aracılık ve müşavirlik hizmetlerinin sağlanması hizmetini yüklenmiş olduğu,
… Vergi Dairesinin 25.12.2020 Tarihli Yazı Cevabında göre; Davalının 18.12.2020 tarihinde yapılan işe başlama yoklamasında ” belirtilen adresin kapalı olduğu ve herhangi bir bir faaliyetinin bulunmadığının” tespit edildiği, “interaktif vergi dairesi üzerinden Mükellefiyet Tesisinde İlk Yoklamada Bulunmadığından Terk” nedeniyle mükellefiyet kaydınının kapatıldığı,
İzmir Ticaret Sicil Müdürlüğü’ nün 07/01/2020 tarihli yazı Cevabında: Davalını birden fazla şirketin hissedarı olduğu bilgisinin verildiği,
İzmir Esnaf ve Sanatkarlar Odaları birliği’ nin 21/12/2020 Tarihli yazı Cevabında: Davalının kaydının bulunmadı bilgilerinin verildiği görülmüştür
Davanın TTK nun 4./1Maddesi ve diğer kanunlarda sayılan mutlak ticari davalardan olmadığı anlaşıldığından,
Davaya konu hizmet sözleşmesini davalının kendi adına imzaladığı, davalının şirket ortaklıkları olsa da dava konusu sözleşmede bu şirketlerden herhangi birinin taraf olmadığı, Davalının aktif bir vergi kaydı olmadığınını dolayısıyla tacir olmadığı anlaşıldığından işbu davada görevli Mahkemenin İzmir Asliye Hukuk Mahkemeleri olduğu kanaatina varılmakla görev dava şartı olduğundan …nun 115/2.maddesi uyarınca mahkememizin görevsizliğine ve davanın usulden reddine, HMK’nın 20. Maddesi uyarınca kararın kesinleştiği tarihten itibaren iki hafta içerisinde mahkememize başvurulması halinde dava dosyasının görevli Asliye Hukuk Mahkemelerine gönderilmesine, HMK’nın 331/2 maddesi uyarınca görevsizlik kararından sonra Asliye Hukuk Mahkemelerinde davaya devam edilmesi halinde yargılama giderlerine Asliye Hukuk Mahkemesince hükmedileceğinden bu aşamada yargılama harç ve giderlerine hükmedilmesine yer olmadığına karar vermek gerekmiş aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M :Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1- Davacı tarafından açılan iş bu davada Mahkememizin görevli olmadığı, görevli mahkemenin Asliye Hukuk Mahkemeleri olduğu anlaşılmakla, HMK’nun 115/2 maddesi uyarınca davanın usulden REDDİNE,
2-HMK’nun 20. maddesi uyarınca kararın kanun yoluna başvurulmadan kesinleşmesi halinde kesinleşme tarihinden itibaren 2 hafta içinde kanun yoluna başvurulursa bu başvurunun reddi kararının tebliğ tarihinden itibaren 2 hafta içerisinde gönderilme talebinde bulunulduğu takdirde dava dosyasının görevli İzmir Asliye Hukuk Mahkemesine gönderilmesine,
3-HMK’nun 331/2 maddesi uyarınca harç ve yargılama giderlerinin görevli mahkemece hüküm altına alınmasına,
Dair, davacı ve davalı taraflar vekillerinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde İzmir Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde, istinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar, açıkça okunup, usulen anlatıldı. 25/03/2021
Katip …
e-imzalıdır
Hakim …
e-imzalıdır