Emsal Mahkeme Kararı İzmir 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/380 E. 2021/1128 K. 24.12.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/1362
KARAR NO : 2021/1126

DAVA : Ticari Şirket (Birleşmeden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 25/11/2018
KARAR TARİHİ : 24/12/2021

Mahkememizde görülen davanın yapılan açık yargılaması sonucunda;
İDDİA ;
Davacı vekili dava dilekçesi ile özetle; müvekkilinin Söke…Noterliği’nin 13/06/1991 tarih ve …. yevmiye numaralı Anonim Şirket Hisse Devir Senedi ile her bir hissesi 100.000,00 TL’den olmak üzere … İnş. Taah. San. ve Tic. A.Ş.’nin 150 hissesini 15.000.000,00 TL bedelle dava dışı …’den, 200 hissesini de 20.000.000,00 TL bedelle dava dışı …’dan devraldığını, … İnş. Taah. San. ve Tic. A.Ş.’nin 13/12/1994 tarihli olağan genel kurul toplantısının hazirun cetvelinden de anlaşılacağı üzere toplantıya katılanlar arasında müvekkilinin bulunduğunu ve imzasının olduğunu, müvekkilinin, … İnş.Taah. San. ve Tic. A.Ş.’nin hisselerini “…. Cad., No:….İzmir” adresinde bulunan… San. ve Tic. Ltd. Şti.’nin kurucusu ve sahibi olduğu … İnş. Taah. San. ve Tic. A.Ş.’ye ait olan otellere ve taşınmazlara yatırım yapmak amacıyla devraldığını, 18/09/2013 tarihli Vergi Dairesi alındısı dekontundan da anlaşılacağı üzere müvekkilinin 09/2013-09/2013 dönem taksiti olan ticaret sicil harçlarını ödediğini, 2016 yılında kendisine birkaç yıldır gerek vergi dairelerinden gerekse de ilgili kamu kurum ve kuruluşlarından herhangi bir ödeme evrakı gönderilmemesi üzerine yapmış olduğu araştırma sonucunda davaya konu … İnş. Taah. San. ve Tic. A.Ş.’nin hisselerinin devredildiğini öğrendiğini, müvekkilinin, imzasının taklit edilerek … İnş. Taah. San. ve Tic. A.Ş.’de bulunan 350 hissesinin davalı …’a devredildiğini öğrendiğini, şirketin 18/09/2013 tarihinde davalı …’ın sahibi haline getirilerek tek ortaklı şirket haline dönüştüğünü belirterek, İzmir …. Noterliği’nin 06/01/1995 tarihli ve …….yevmiye numaralı anonim şirket hisse devir-temlik sözleşmesinin butlanla sakatlık sebebiyle pay devirlerinin geçersizliğinin veya hükümsüzlüğünün tespitine, birleşen … San. ve Tic A.Ş.’nin nezdinde hisselerinin tesciline, müvekkilinin birleşen şirket nezdinde hissedar sayılmasına, müvekkilinin hissesine isabet eden tüm hakların temettü bedellerinden ve sermaye artışları sırasında dağıtılan bedelsiz hisse paylarından kendisine isabet eden payların verilmemesi nedeniyle bu payların aynen teslimi ile ortaklık pay defterinde tesciline, Aydın ili, Didim İlçesi, Yenihisar Köyü, Karakkuyu Mevkii’nde bulunan, tapuda 10 pafta, ….parsel numarada kayıtlı “…. Otel” olarak hizmet vermekte olan taşınmazın satışının engellenebilmesi için ihtiyati tedbir kararı verilmesine, yargılama gideri ve vekalet ücretinin müştereken ve müteselsilen davalılara yükletilmesine karar verilmesini istemiştir.
CEVAP ;
Davalılar vekili cevap dilekçesi ile özetle; müvekkilinin 04/11/2013 tarihinde unvan değişikliğine gittiğini, yeni unvanının … Sanayi ve Ticaret A.Ş. olduğunu, aile şirketi olduğunu, yetkilisinin diğer müvekkili … olduğunu, davacı tarafın da belirttiği gibi müvekkillerinin dava dışı …. San ve Tic. A.Ş.’nin tüm hisselerini 1994 yılı sonunda aldıklarını ve 06/01/1995 tarihinde İzmir 14. Noterliği’nin … yevmiye numaralı hisse devir ve temlik sözleşmesiyle noter huzurunda devir temlik işleminin tamamlandığını, aradan 24 yıl geçtiğini ve bugüne kadar herhangi bir uyuşmazlık ile karşılaşılmadığını, müvekkili …’ın öncesinde devraldığı şirketin hiçbir ortağını tanımadığını, devredilmek istenen şirketi kendisi araştırıp bulmadığını, aksine devretmek isteyenlerin ulaştıklarını, devir işlemlerinde yasal prosedürü o dönem vekilliğini yapan müteveffa Av. …’in takip ettiğini ancak İzmir …. Noterliği’nde yapılan hisse devir ve temlik işlemi sırasında devreden 4 kişiyle birlikte devralan olarak müvekkilinin de hazır bulunduğunu, devredenlerden … ile devir şartları konusunda önceden de görüştüğü için öncesinde bir tek onunla muhatap olduğunu, zaten devredilen şirket temsilcisinin de … olduğunu, dava dilekçesi alındıktan sonra müvekkilinin …’yı araştırıp telefon ile ulaştığını, bu kişinin “davacı ile uzun yıllardır görüşmediğini, kendisinin emekli olarak İzmir dışında yaşadığını, davacının 1 yıl kadar önce kendisine ulaşıp kendisinden alacaklı olduğu şeklinde eski notlar gösterdiğini, oysa böyle bir borcun olmadığını, aralarındaki hesapların yaklaşık 20 yıl kadar önce tamamen kapandığını” söylediğini, davacının araya mafya sokarak kendisini tehdit etmeye başladığını ve davacı hakkında yaptıkları şikayet üzerine ceza davasının devam ettiğini, …’nın beyanına göre davacının sonraki yıllarda kuyumculuk işine girdiğini ve iflas ettiğini, çıkmaza girince ise eski defterleri açmaya başladığını, ceza davasının Bodrum 3. Asliye Ceza Mahkemesi’nin … Esas sayılı dosyasında devam ettiğini, bu davanın ceza davasından yaklaşık 6 ay sonra açıldığını, davacının ceza mahkemesinde savunma malzemesi yaratma amacıyla hareket ettiğini, davacının, dava dışı … A.Ş.’nin 13/12/1994 tarihli olağan genel kurul toplantısı hazirun cetvelinde imzası olduğunu kabul ettiğini, yine 30/12/1994 tarihli şirket yönetim kurulu kararının oy birliğiyle alındığını, eski hissedarların hisselerini yeni ortaklardan kimlere ve hangi bedelle devredeceğinin karar altına alındığını, İzmir …. Noterliği’nde düzenlenen 06/01/1995 tarihli ve … yevmiye numaralı hisse devir sözleşmesi sırasında davacı da dahil 4 eski ortağın bizzat hazır olduklarını, noter huzurunda atılan imzanın taklit edildiği iddiasını anlamanın mümkün olmadığını, müvekkillerinin Didim’de bulunan ve o dönem mülkiyeti devraldıkları … A.Ş.’ye ait olan otel binasını sonraki yıllarda tamamen yenilemek zorunda kaldıklarını, davacı iddialarının gerçek dışı olduğunu, isteğin zaman aşımına uğradığını belirterek, davanın öncelikle zaman aşımı nedeniyle, bu olmadığı takdirde esastan reddine karar verilmesini istemiştir.
GEREKÇE ;
Dava; muvazaalı olduğu ileri sürülen anonim şirket hisse devrinin geçersizliğinin tespiti ile davacının, davalı şirket hissedarı olduğunun tespitine ve pay defterine tesciline, bunun mümkün olmaması durumunda temettü bedelleri ve bedelsiz pay bedellerinin tahsili istemine ilişkindir.
Taraflar arasındaki uyuşmazlık; “davacının, …. San ve Tic. A.Ş.’deki toplam 350 adet hissesinin davalı …’a devri konusundaki İzmir ….. Noterliği’nde gerçekleştirilen 06/01/1995 tarihli … yevmiye numaralı işlemin geçersiz bir işlem olup olmadığı, devre ilişkin bu işlemdeki imzanın davacının eli ürünü olup olmadığı, ortada geçerli bir hisse devrinin bulunup bulunmadığı, buna göre davacının davalı şirket nezdinde birleşen …. San ve Tic. A.Ş.’de hissedar olup olmadığı, kendisinin hak kazandığı temettü bedelinin bulunup bulunmadığı, varsa miktarının ne olduğu, hissesinin kendisine teslimi ve ortaklık pay defterine tescil edilmesi koşullarının bulunup bulunmadığı” konularındadır.
İzmir Ticaret Sicil Müdürlüğü’nden getirtilen kayıtlar incelendiğinde; …. San ve Tic. A.Ş.’nin “…” sicil numarasında kayıtlı iken, birleşmeyle birlikte 27/09/2013 tarihinde kapanışının yapıldığı, bu şirketin …. San. ve Tic. A.Ş. tarafından devralındığı, 25/10/2013 tarihinde tescili yapılan ve Ticaret Sicil Müdürlüğü’nde “…..” sicil numarasında kayıtlı bulunan bu şirketin 18/10/2016-18/10/2019 tarihleri arasında münferiden temsilcisinin … olduğu, …’in ise müşterek temsil ve ilzama yetkili olduğu görülmüştür.
…. San ve Tic. A.Ş.’nin 30/12/1994 tarihli, 10 sayılı yönetim kurulu kararı incelendiğinde; “..şirket ortaklarından …’nın şirketteki 35.000.000 TL karşılığı 350 hissesinin tamamını bütün hukuk vecaibi ile birlikte ve nominal değeri üzerinden şirkete yeni giren …’a devir ve temlik etmesine..” karar verildiği, karar altında yönetim kurulu başkanı olarak …’nın, üyeleri olarak …’nın ve …’nın imzalarının bulunduğu görülmüştür.
İzmir …. Noterliği’nin 06/01/1995 tarihli, … yevmiye numaralı anonim şirket hisse devir temlik sözleşmesi örneği incelendiğinde; dava dışı …’nın, dava dışı …’nın, dava dışı …’nın ve davacı …’nın …. San ve Tic. A.Ş.’deki hisselerinin tamamını toplam 97.000.000,00 TL karşılığında toplam 970 hisse olarak bütün hukuk ve vecibeleri ile birlikte ve nominal değeri üzerinden şirkete yeni giren …’a devir ve temlik ettikleri, bedeli olan 97.000.000,00 TL’yi nakden ve tamamen aldıkları, hisseleri ve şirket ile hiçbir ilgi ve alakalarının kalmadığı, bu devirde davacının 350 hissesinin tamamını 35.000.000,00 TL karşılığında devrettiği, sözleşmede devredenlerin ve devralanın tamamının imzalarının bulunduğu görülmüştür.
Bilirkişi … 15/04/2020 tarihli raporunda; 17/10/2013 tarihli Resmi Gazete kayıtlarında dava dışı … Anonim Şirketi’nin sermayesinin 50.000,00 TL olduğunu ve her biri 1,00 TL değerde 50.000 adet hisseye ayrıldığının görüldüğünü, her bir payın nominal değeri 1,00 TL olup; devre konu 350 adet hissenin dava tarihi itibariyle nominal değerinin 350*1= 350,00 TL olduğunu bildirmiştir.
Bodrum 3. Asliye Ceza Mahkemesi’nin … Esas ve … Karar sayılı kararı incelendiğinde; katılanın …, sanıkların … ve … olduğu, suçun “basit tehdit ve birden fazla kişi ile tehdit”, suç tarihinin 19/03/2018 olduğu, mahkemece yapılan yargılama sonucunda “sanıkların eyleminin TCK’nın 150/1 maddesinin yollamasıyla 106/2-c maddesi kapsamında değerlendirilebileceği” gerekçesiyle mahkemenin görevsizliğine, dosyanın yetkili ve görevli Bodrum Ağır Ceza Mahkemesi’ne gönderilmesine karar verildiği görülmüştür.
Davacı vekili 04/06/2021 tarihli duruşmada; müvekkilinin temettü isteğinin bulunduğunu ancak bunun müvekkili tarafından bedelinin tam ve kesin olarak belirlenebilmesi mümkün olmadığı için bilirkişi incelemesi yaptırıldıktan sonra miktarını bildireceklerini ve gerekirse harcını yatıracaklarını, dava konusu 06/01/1995 tarihli hisse devir sözleşmesiyle ilgili olarak müvekkili tarafından Cumhuriyet Savcılığı’na yapılmış herhangi bir şikayetin bulunmadığını bildirmiştir.
Davacı vekili 18/06/2021 tarihli dilekçesi ile de; bedelinin tam ve kesin olarak belirlenmesi mümkün olmadığından HMK’nın 107/2 maddesi gereğince fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile ve artırım hakları saklı kalmak kaydı ile şimdilik 1.000,00 TL temettü isteklerinin bulunduğunu belirtmiştir.
Somut olayda; …. San ve Tic. A.Ş.’nin ortaklarından olan davacının bu şirketin 30/12/1994 tarihli 10 karar sayılı kararı ile şirketteki 350 hissesinin tamamını 35.000.000 TL karşılığında şirkete yeni giren …’a devir ve temlik ettiği, söz konusu bu devre ilişkin genel kurul kararının 11/01/1995 tarihinde tescilinin yapıldığı ve Türkiye Ticaret Sicil Gazetesi’nin 19/01/1995 tarihli 3707 sayılı nüshasında 339 ve 340 sayfa numarasında ilan edildiği görülmüştür.
Mahkememizce öncelikli olarak zaman aşımı itirazı incelenmiştir.
Zaman aşımı itirazı yönünden haksız fiil hükümlerine göre değerlendirme yapılması gerekecektir.
6098 sayılı TBK’nın 72. maddesinde; “Tazminat istemi, zarar görenin zararı ve tazminat yükümlüsünü öğrendiği tarihten başlayarak iki yılın ve her hâlde fiilin işlendiği tarihten başlayarak on yılın geçmesiyle zamanaşımına uğrar. Ancak, tazminat ceza kanunlarının daha uzun bir zamanaşımı öngördüğü cezayı gerektiren bir fiilden doğmuşsa, bu zamanaşımı uygulanır. Haksız fiil dolayısıyla zarar gören bakımından bir borç doğmuşsa zarar gören, haksız fiilden doğan tazminat istemi zamanaşımına uğramış olsa bile, her zaman bu borcu ifadan kaçınabilir.” düzenlemesine yer verilmiştir.
Dava konusu işlemin gerçekleştirildiği tarihte yürürlükte olan ve olayda uygulanması gereken 818 sayılı mülga BK’nın 60. maddesinde ise bu süre 1 ve 10 yıldır.
Nitekim mülga 818 sayılı BK’nın 60. maddesinde de; “(1) Zarar ve ziyan yahut manevi zarar namiyle nakdi bir meblağ tediyesine müteallik dava, mutazarrır olan tarafın zarara ve failine ittılaı tarihinden itibaren bir sene ve her halde zararı müstelzim fiilin vukuundan itibaren on sene mürurundan sonra istima olunmaz. (2) Şu kadar ki zarar ve ziyan davası, ceza kanunları mucibince müddeti daha uzun müruru zamana tabi cezayı müstelzim bir fiilden neşet etmiş olursa şahsi davaya da o müruru zaman tatbik olunur. (3) Eğer haksız bir fiil, mutazarrır olan taraf aleyhinde bir alacak tevlit etmiş olursa, mutazarrır kendisinin tazminat talebi müruru zaman ile sakıt olsa bile o alacağı vermekten imtina edebilir.” düzenlemesine yer verilmiştir.
Her iki kanunda da tazminatın ceza kanunlarının daha uzun bir zamanaşımı öngördüğü cezayı gerektiren bir fiilden doğması durumunda ceza zamanaşımının uygulanacağı düzenlenmiştir.
Davacı vekili, eldeki bu davada İzmir ….Noterliği’nin 06/01/1995 tarihli ve … yevmiye numaralı anonim şirket hisse devir-temlik sözleşmesindeki imzanın sahte olduğu iddiasına dayanmıştır. Resmi belgede sahtecilik suçu 765 sayılı TCK’nınn 342. maddesinde düzenlenmiştir. Bu maddede; “Bir kimse resmen memur olmadığı halde 339 uncu maddede gösterilen suretlerle resmi bir varakada sahtekarlık yaparsa iki seneden sekiz seneye kadar ağır hapis cezası ile cezalandırılır.” denmek suretiyle suçun cezai yaptırımının üst sınırı 8 yıl olarak düzenlenmiştir. Bu nedenle aynı kanunun 102/3 maddesi gereğince bu suçta dava zamanaşımı süresi 10 yıldır.
01/06/2005 tarihinde yürürlüğe giren 5237 sayılı TCK’da ise resmî belgede sahtecilik suçu TCK’nın 204. maddesinde düzenlenmiştir. Bu maddede cezanın üst sınırı 5 yıl olarak belirlenmiştir. Bu nedenle de TCK’nın 66/1-e maddesi gereğince dava zamanaşımı 8 yıldır. Zamanaşımını kesen durumların söz konusu olması halinde bu süre her defasında yeniden başlar; ancak TCK’nın 67/4. maddesine göre uzamış dava zamanaşımı suç tarihinden itibaren en fazla 12 yıldır.
Somut olayda; şirkette alınan 30/12/1994 tarihli 10 karar sayılı karar ile davacının, …. San ve Tic. A.Ş.’deki hisselerinin tamamını davalı …’a devrettiği, davacı tarafça sahte olduğu ileri sürülen bu dava konusu hisse devri işleminin İzmir … Noterlği’nde 06/01/1995 tarihinde …… yevmiye numaralı işlem ile gerçekleştirildiği, devre ilişkin şirket genel kurul kararının 11/01/1995 tarihinde tescil edildiği ve Türkiye Ticaret Sicil Gazetesi’nin 19/01/1995 tarihli 3707 sayılı nüshasında 339 ve 340 sayfa numarasında ilan edildiği, böylece ilan tarihinden itibaren hukuki sonuçlarını doğurması ve tescilin ilanının sürelerin de başlangıcı olacağının kabul edilmesi gerektiği, olayda zaman aşımını kesen herhangi bir durumun söz konusu olmadığı, gerek dava konusu işlem tarihinden gerekse ilan tarihinden dava tarihine kadar 20 yıldan fazla süre geçtiği, her iki TCK kapsamında da uzamış ceza zaman aşımı süresinin dolduğu, eldeki davanın zaman aşımına uğradığı anlaşıldığından, tüm davanın zaman aşımı nedeniyle reddine karar vermek gerekmiş, aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM ; Yukarıda yazılı bulunan gerekçeye göre;
1-Davanın zaman aşımı nedeni ile REDDİNE,
2-Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 59,30 TL harcın peşin olarak alınan 35,90 TL harçtan ve 134,87 TL tamamlama harcından düşülmesi ile kalan ‭111,47‬ TL harcın karar kesinleştiğinde isteği halinde davacı tarafa iadesine,
3-Davacı tarafça yapılan yargılama giderlerinin kendisi üzerine bırakılmasına,
4-Davalıların yapmış olduğu posta ücreti olan 7,35 TL’lik yargılama giderinin davacıdan alınarak, davalılara verilmesine,
5-Karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT’ye göre takdir ve tayin edilen 5.100,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak, davalılara verilmesine,
6-Taraflarca yatırılan gider avansından kullanılmayarak artan kısmın karar kesinleştiğinde yatıran tarafa iadesine,
Dair; davacı vekilinin yüzüne karşı, davalı vekilinin yokluğunda, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki haftalık süre içerisinde Bölge Adliye Mahkemeleri nezdinde istinaf yolu açık olmak üzere oy birliğiyle karar verildi. 24/12/2021

Başkan ….
¸E-imza
Üye ….
¸E-imza
Üye ….
¸E-imza
Katip ….
¸E-imza