Emsal Mahkeme Kararı İzmir 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/377 E. 2023/119 K. 23.02.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/377
KARAR NO : 2023/119

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 27/07/2020
KARAR TARİHİ : 23/02/2023

Yukarıda tarafları yazılı davanın mahkememizde yapılan yargılaması sonunda dava dosyası ve ekleri incelendi;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalı şirket ile 31/12/2018, 28/01/2019, 20/02/2019, 27/02/2019 ve 03/05/2019 tarihlerinde ve diğer tarihlerde toptan satış gerçekleştirdiğini, … nolu faturadan kalan 5.174,96 € bakiyenin ödenmediğini, ödenmeyen alacağa ilişkin davalı-borçlu aleyhine, Antalya 1. İcra Müdürlüğü … Esas sayılı dosyası ile icra takibi yapıldığını, karşı tarafın takibe, borca ve fer’ilerine kötüniyetli olarak itiraz etmesi ile icra takibinin durduğunu belirterek davalının bakiye borcunu ödenemediğini, ayrıca itiraz dilekçesine dayanak fatura bedellerini ödediğine dair herhangi bir belge sunmadığını, davalının malları teslim almasına rağmen faturalardan bakiye bedeli ödemediği, cari hesap ekstresinde de tarafların ticari defterlerinden de açıkça belli olduğunu, tarafların arasındaki sözleşme gereği şirketin üzerine düşen yükümlülüğü yerine getirerek ürünleri sözleşmeye uygun çalışır şekilde teslim ettiğini belirterek Antalya 1. İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyasında asıl alacak miktarı olan 5.174,96 € üzerinden itirazın iptaline, takibin devamına, davalının %20’den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına mahkum edilmesine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin karşı taraf üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkilin … adı altında ultra lüks bir otel inşa etmiş olduğunu, 15/06/2019 tarihinden itibaren 450 Eurodan pazarlandığını otelde eksik ve arızalı ekipmanlarla hizmet vermek müşteri memnuniyeti açısından şirketi zor durumda bırakacağından , davacı şirketle 07/11/2018 tarihinde sözleşme imzalandığını, otel faaliyete geçmeden önce daha tam kullanılmaya başlamadan Otel Teknik müdürü tarafından şirketin satın alma müdürüne 15/05/2019 tarihinde gönderdiği ekipmanlarda kabuklanma ve pas oluştuğunu, otelin 15/06/2019 tarihinden itibaren müşteri kabulleri başlanmış olup daha otel faaliyete geçmeden ekipmanlarda meydana gelen arızalar tekrarlamaya başladığından şirketten eksikliklerin kısmen de olsa tamamlanması adına geçici servis talep edildiğini, geçici servis işleminin yapılmasından sonrada ekipmanlarda arızalar meydana geldiğini, davacı şirket yetkilileri ve yetkili olarak bildirdikleri servisle defalarca görüşülmesine rağmen ekipmanlardaki eksiklerin giderilmesine yönelik hiçbir girişimde bulunmamakla beraber 10/10/2019 tarihinde şirket aleyhine haksız icra takibi başlatıldığını iş bu nedenlerle itirazın iptaline kararı verilmesini talep etmiştir.
KANITLAR:
-Antalya 1. İcra Müdürlüğü’ne yazı yazılarak, … Esas sayılı dosyasının tüm kayıtlarının UYAP üzerinden dosya arasına alınmıştır.
Çeşme Nöbetçi Asliye Hukuk Mahkemesi’ne talimat sonucu aldırılan bilirkişi raporu dosya arasına aldırılmıştır.
GEREKÇE :
Dava; Alım satım ilişkisi kapsamında ticari satımdan kaynaklanan alacağın tahsili için yapılan icra takibine vaki itirazın iptali davasıdır.
Dava, 1 yıllık hak düşürücü süre içerisinde açılmıştır.
Öncelikle taraflar arasında hukuki ilişki olup olmadığı, varsa hukuki ilişkinin niteliğinin belirlenmesi gerekmektedir. Bu sebeble de davacı ve davalının ileri sürmüş olduğu iddialar, vakıalar ve bunları ispat edip etmedikleri ve ispat yükünün kimde olduğu hususuna değinmekte yarar vardır.
HMK. 190. maddesi “İspat yükü, kanunda özel bir düzenleme bulunmadıkça, iddia edilen vakıaya bağlanan hukuki sonuçtan kendi lehine hak çıkaran tarafa aittir. Kanuni bir karineye dayanan taraf, sadece karinenin temelini oluşturan vakıaya ilişkin ispat yükü altındadır. Kanunda öngörülen istisnalar dışında, karşı taraf, kanuni karinenin aksini ispat edebilir.” hükmü mevcuttur.
İleri sürülen bir önermenin doğruluğu hususunda kanaat oluşturmak için bir nedenselliğin ortaya konulması olarak tanımlanabilen ispat, yargılama hukuku açısından dava konusu hakkın ve buna karşı yapılan savunmanın dayandığı vakıaların var olup olmadıkları hakkında mahkemeye kanaat verilmesi işlemidir.
İspatın konusu olan vakıalar, hukuk açısından doğrudan önem taşıyan veya dolaylı olarak önem taşıyan vakıalar olarak ayrılabilir. Hukuk açısından doğrudan önem taşıyan olaylar; hukuken hakların ve hukuksal ilişkilerin doğumu, değişmesi, işlemez duruma gelmesi, doğumunun engellenmesi veya doğduktan sonra düşmesine yol açan olaylardır. Hukuk açısından dolayısıyla önem taşıyan ve “emareler (belirtiler) ” olarak da tanımlanan olaylar ise; hak ve hukuksal ilişkilerde yukarıda belirtilen durumların meydana gelmiş olduğu, kendilerinden olağan yaşam deneyimleri kuralları uyarınca anlaşılabilen, bir başka deyişle bir eylemsel karine bağının kurulmasına olanak veren olaylardır. Emareler, ancak hâkimin delilleri serbestçe değerlendirme (takdir) serbestisinin bulunduğu (HMK. madde 198), bu serbestinin özel kurallar ile sınırlanmamış olduğu (HMK. madde 200 ve 201 gibi) durumlarda ispat konusu olabilir. (Bilge Umar; (1980), İspat Yükü, (2. Baskı), Büyükçekmece, Kazancı Matbaacılık Sanayi. sf. 19.)
İspatın, doğrudan delil göstererek ispat ve dolaylı ispat olarak ayrıma tabi tutulup, dolaylı ispatın emareler ile ispat olarak değerlendirildiği, bu kapsamda emareyi bir delil vasıtası olarak değil, ispata yardımcı, kanuni maddi unsura uymayan yabancı vakıalar olarak nitelendirildiği de görülmektedir.( M. Kamil Yıldırım; (1990), Medeni Usul Hukukunda Delillerin Değerlendirilmesi, İstanbul, Kazancı Kitap Ticaret. sf. 120, 121.)
İspat yükü belli bir olayın gerçekleşip gerçekleşmediğinin anlaşılamaması, yani olayın ispatsız kalması yüzünden hâkimin aleyhte bir kararıyla karşılaşma tehlikesidir. Bu tanımda asıl davayı kaybetmek tehlikesinden değil, hâkimin aleyhte bir kararı ile karşılaşma tehlikesinden bahsedilmesi dikkate değerdir. Zira yalnızca davanın asıl konusu bakımından değil, aynı zamanda bir ön sorun veya bir ara sorun hakkında da iki tarafın birbirine zıt olarak ileri sürdükleri olayların hiçbirinin ispat edilememesi olasılığı vardır. Bu durunda hâkimin yapacağı iş söz konusu sorun bakımından ispat yükünü taşıyan tarafın, o sorunda ileri sürdüğü istemi reddetmek olacaktır.(Umar; İspat Yükü, sf. 3)
İspat yükü taraflar için bir yükümlülük (mükellefiyet) değil, sadece bir yüktür (külfettir). Taraf kendisi tarafından ispatı gereken bir vakıayı ispat edemezse, karşı taraf (ve mahkeme) onu mutlaka ispat etmesini isteyemez (yükümlülük). Bilâkis kendisine ispat yükü düşen taraf, o vakıayı ispat edememiş sayılır; meselâ, kendisine ispat yükü düşen ve fakat bunu yerine getiremeyen taraf davacı ise, davasını ispat edememiş sayılır ve dava bu nedenle reddedilir.(Kuru; Arslan; Yılmaz; sf. 370.)
Davacı şirket, davalı şirket ile 31/12/2018, 28/01/2019, 20/02/2019, 27/02/2019 ve 03/05/2019 tarihlerinde ve diğer tarihlerde toptan satış gerçekleştirdiğini, davalı tarafın bu ticari satımdan kaynaklanan borcunu ödemediğini, davalı taraf cevap dilekçesinde; 07/11/2018 tarihinde sözleşme imzalandığını, otel faaliyete geçmeden önce daha tam kullanılmaya başlamadan Otel Teknik müdürü tarafından şirketin satın alma müdürüne 15/05/2019 tarihinde gönderdiği ekipmanlarda kabuklanma ve pas oluştuğunu belirterek taraflar arasında ticari ilişkinin olduğunu kabul ve ikrar etmiş ancak ayıp iddiasında bulunmuştur. Davacı taraf ticari ilişkiyi ispat etmiş olup gerekli ifanın yapıldığını ispat yükü davalı tarafa geçmiştir.
Mahkememizce aldırılan 17/05/2022 tarihli bilirkişi raporunda; … Turizm İnş. San. ve Tic. A.Ş. ‘ye ait otel mutfağında bulunan malzemeler, … Otel Ekipmanları Paz. Turz. San. ve Tic. A.Ş. tarafından imal ve montajı yapılmış ve mutfak ekipmanlarının çalıştırılması sonunda ortaya çıkan arızalar olduğu ve tespiti yerinde yapılarak aşağıda maddeler halinde yazılmıştır.
1)Dörtlü ocak bir gözü hiç yanmıyor.(açık ayıp)
2)Dörtlü ocak bir gözü hiç yanmıyor. (açık ayıp)
3) Sahra ocağı yanıyor. Fakat verimli çalışmıyor. (açık ayıp)
4) Servis Rezistansları değiştirdiği(Ücret Karşılığı) görüldü. Çalıştığı tespit edildi.
5) Lavtaşlı ızgara zor yandığı. (açık ayıp)
6) Plaate ızgara 15-20 dakika çalışma sonrası, bir bölümü ısınmıyor. .(açık ayıp)
7) Devrilip tavada düğmesi üzerinden parçası sökülerek çalıştığı, (açık ayıp)
Çalışma sonrası gözle görülen arızalar olduğundan servise gelen yetkili servis firmaları tarafından arızaları bir kısmını çözmüş olduğu tespit edildiği, bazı arızaların devam ettiğinin belirtildiği, çalıştırılması sonunda malzemeler de ortaya çıkan arızalar olduğu için servis tarafından garanti kapsamında arızaların giderebileceğinin belirtildiği, çalıştırıldıktan sonra gözle görülen arızaları olduğundan18.09.2020 tarihli kök raporunda ve 18.11.2021 tarihli bilirkişi raporunda da açık Ayıp olduğu,
Mahkememizce aldırılan 11/12/2022 tarihli ek raporda; döviz cinsinden olan ticari ilişkilerde döviz kuru taraflar arasında serbestçe belirlenebilir. Eğer taraflar arasında döviz kuru belirlenmemiş ise esas alınacak kur Merkez Bankası alış kurudur. Buna göre Euro kuruna göre taraflar arasındaki ticari hareketler aşağıdaki gibidir:

03.05.2019 Satış Ft.(E.kuru 6,6512) 99.742,24 TL (14.996,13 Euro )106.920,62 – 16.075,39
04.05.2019 İade Ft.(E.kuru 6,6512) -1.692,12’TL ( – -254,41 Euro )105.228,50 – 15.820,98
23.05.2019 Havale (E.kuru 6,8227)-90.979,53 TL (-13.334,83 Euro ) 14.248,97 — 2.088,46
29.06.2019 Satış Ft (E.kuru 6,5507) 27.325,29 TL (4.171,35 Euro) 41.574,26 — 6.346,54
26.07.2019 Havale (E.kuru 6,2997)-28.872,68 TL (-4.583,18 Euro ) 12.701,58 — 2.016,22

Davalının davacıya 26.07.2019 tarihi itibariyle 12.701,58 TL (2.016,22 Euro) borcu olabileceğinin belirtildiği anlaşılmıştır.

Tüm dosya kapsamı, dosyaya sunulan bilirkişi kök ve ek raporda davalının satın aldığını kabul ettiği malın ayıplı olduğunun tespit edildiği, davacının davalı ile olan ticari ilişkisini ispat ettiği, davalının iddia ettiği ayıp iddiasının da davalı tarafından ispat edildiği anlaşılmakla davacı tarafın davasının kısmen kabulüne karar vermek gerekmiştir.

2004 sayılı İİK.’nın 67/2. Fıkrasına göre ;bir davada borçlunun itirazının haksızlığına karar verilirse borçlu; takibinde haksız ve kötü niyetli görülürse alacaklı; diğer tarafın talebi üzerine iki tarafın durumuna, davanın ve hükmolunan şeyin tahammülüne göre, red veya hükmolunan meblağın (Değişik ibare:02/07/2012-6352 S.K./11.md.) yüzde yirmisinden aşağı olmamak üzere, uygun bir tazminatla mahkum edilir.
Kanuni düzenlemeye göre davalı borçlunun icra inkar tazminatına mahkum edilebilmesi için takip tarihi itibari ile itirazında haksız bulunması yeterlidir. Diğer bir anlatımla kötüniyetli olması alacaklı bakımından getirilmiş bir koşuldur. Ancak itirazın haksızlığı tek başına icra inkar tazminatına hükmedilmesine elverişli değildir. Yani bu tazminata hükmedilmesi için takip konusu alacağın belirli, sabit olması, borçlu tarafından bilinmesi veya tayin ve tahkik edilmesinin mümkün nitelikte bulunması, hakimin takdirine bağlı olmaması gerekir. (Yargıtay HGK 13/12/1967 Tarih, 9/1344- 615) Diğer bir anlatımla alacağın likit ve belli olması gerekir.
Alacak likit ve belirlenebilir olduğundan alacağın %20’si oranında icra inkar tazminatına karar verilmiş aşağıdaki gibi hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın KISMEN KABULÜ ile;
Antalya 1. İcra Müdürlüğü’nün … sayılı dosyasında davalının 2.016,22 Euro’ya yapılan itirazının İPTALİNE, takibin takip talebinde belirtilen şartlar altında bu miktar üzerinden DEVAMINA,
Davacının fazlaya ilişkin Talebinin REDDİNE;
2-Hükmolunan 2.016,22 Euro’nun takip tarihindeki efektif satış kuru üzerinden hesaplanan TL karşılığının % 20’si oranında icra inkar tazminatının davalıdan alınarak, davacıya verilmesine,
3-Harçlar Kanunu uyarınca alınması gereken 1.089,43-TL nispi harçtan 522,10-TL peşin alınan harcın mahsubu ile bakiye 576,33-TL karar ve ilam harcının davalı taraftan alınarak Hazine’ ye gelir kaydına.
4-Davacı tarafından yapılan 54,40-TL başvurma harcı, 419,90-TL keşif harcı, 522,10-TL peşin harç olmak üzere toplam 996,40-TL yargılama giderinin kabul ve ret oranı dikkate alınarak 388,21-TL’sinin davalı taraftan alınarak davacı tarafa verilmesine, bakiyesinin davacı üzerinde bırakılmasına,
5- Davacı tarafından yapılan 600-TL bilirkişi ücreti ve 318-TL tebligat ve posta gideri talimat mahkemelerince yapılan 164,10-TL posta gideri 200-TL taksi gideri ve 600-TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 1.882,10-TL yargılama giderinin kabul ve ret oranı dikkate alınarak 733,29-TL’sinin davacı taraftan alınarak davalı tarafa verilmesine, bakiyesinin davalı üzerinde bırakılmasına,
6-Davalı tarafından yapılan 34-TL tebligat ve posta gideri olmak üzere toplam 34- TL yargılama giderinin kabul ve ret oranı dikkate alınarak 13,25-TL’sinin davacı taraftan alınarak davalı tarafa verilmesine, bakiyesinin davalı üzerinde bırakılmasına,
7-Davacı kendisini vekille temsil ettirdiğinden, hüküm tarihinde yürürlükte olan AAÜT hükümlerine göre 9.200,00-TL vekalet ücretinin davalı taraftan alınarak davacı tarafa verilmesine.
8-Davalı kendisini vekille temsil ettirdiğinden, hüküm tarihinde yürürlükte olan AAÜT hükümlerine göre 9.200,00-TL vekalet ücretinin davacı taraftan alınarak davalı tarafa verilmesine.
9-Taraflarca yatırılan kullanılmayan gider avansının kalan kısmının karar kesinleştiğinde taraflara iadesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı kararın taraflara tebliğinden itibaren 6100 sayılı yasanın 345. Maddesi uyarınca 2 haftalık kesin süresi içerisinde Bölge İstinaf Mahkemesine başvuru yolunun açık olduğu şeklinde karar verildi. 23/02/2023

Katip …
¸E-imza

Hakim …
¸E-imza