Emsal Mahkeme Kararı İzmir 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/359 E. 2021/361 K. 09.04.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/359
KARAR NO : 2021/361

DAVA : Ticari Şirket Genel Kurul Kararının İptali
DAVA TARİHİ : 27/12/2019
KARAR TARİHİ : 09/04/2021

Mahkememizde görülen davanın yapılan açık yargılaması sonucunda;
İDDİA ;
Davacı vekili dava dilekçesi ile özetle; müvekkilinin Kemalpaşa İlçesi, … Mahallesi’nde bulunan, tapuda … ada, … parsel numarada kayıtlı taşınmazın sahibi olduğunu, 15/01/2013 tarihli yapı kullanma izin belgesi ile birlikte resmi olarak iş yeri sıfatı ile bağımsız bölüm inşa edildiğini, müvekkilinin bu bağımsız bölümleri bugüne kadar ayrı ayrı kiraya verdiğini ancak kiracıların bağımsız bölümleri terk ve tahliye etmeleri üzerine yeniden kiracı arayışına girdiğini, … Müdürlüğü tarafından “bağımsız bölümlerin ayrı ayrı kiraya verilemeyeceği” hususunun müvekkiline şifahi olarak bildirildiğini, müvekkili tarafından … Müdürlüğü’nden Sanayi Bölgesi Yönetmeliği’nin 63/5 maddesi yasal dayanak gösterilmek sureti ile bu konuda karar verilmesinin istendiğini, davalının ise isteği kabul etmediğini ve isteği haksız ve hukuka aykırı olarak reddettiğini, …’nin heyet kararlarına karşı adli yargıda iptal davası açılabileceğini, Anayasa’nın 35. maddesi ile mülkiyet hakkının açıkça güvence altına alındığını, bu hakkın ancak yasa ile sınırlandırılabileceğini belirterek, davalı … Müdürlüğü’nün 14/11/2019 tarihli 1803 sayılı Bölge Müdürlüğü kararlarının iptali ile bağımsız bölümlerin … Yönetmeliği’nin 63/5 maddesi gereğince ayrı ayrı kiraya verilebileceği hususunun hükmen tespitine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini istemiştir.
CEVAP ;
Davalı vekili cevap dilekçesi ile özetle; davacı tarafın bu davayı açmasında hukuki yararının bulunmadığını, davacı tarafça müvekkiline hiçbir zaman yazılı istek dilekçesinin sunulmadığını, bu nedenle isteğin reddedildiğine ilişkin beyanların kabulünün mümkün olmadığını, davacının, vekili aracılığıyla müvekkilinden 14/10/2019 tarihli … sayılı dilekçeyle bilgi almak isteğinde bulunduğunu, müvekkili tarafından 14/11/2019 tarihli … sayılı yazı ile bilgi istenen konuların açıklandığını, davacının ileri sürdüğü gibi isteğin kabul ya da reddi gibi bir durumun söz konusu olmadığını, müvekkili tarafından “bir parselde birden fazla katılımcının kiracılık kaydının açılmasının … sayılı kanun gereği mümkün olmadığı, müvekkilinin belirtilen muafiyetler kapsamında bulunmadığı” bilgisinin verildiğini, müvekkili tarafından iddia edildiği şekilde kabul ya da redde ilişkin alınan bir yönetim kurulu kararının bulunmadığını, Kemalpaşa … Asliye Hukuk Mahkemesi’nin kararı ile dava konusu işlem genel kurul kararı olarak değerlendirilmiş ise de bu değerlendirmenin hatalı olduğunu, müvekkilinin müteşebbis heyet aşamasında olan ve genel kurul aşamasına geçmemiş bir … konumunda olduğunu, davaya konu edilebilecek bir kararın bulunmadığını, davacı tarafın dava konusu olarak belirttiği belgenin müvekkilinin 14/11/2019 tarihli … sayılı cevabi yazısı olduğunu, bu yazıya karşı ise dava açılmasının mümkün olmadığını, somut olayda ne … Uygulama Yönetmeliğinde düzenlendiği şekilde ne de müteşebbis heyet ya da yönetim kurulu kararının bulunmadığını, davacının … ada … parsel olarak tek bir parselin sahibi olduğunu ve bu tek parselde birden fazla kiracılık kaydı olabileceğini iddia ettiğini, … Uygulama Yönetmeliği’nin 63. maddesinde parsellerin kimler tarafından nasıl kullanılması gerektiğinin açıkça belirtildiğini, bu maddede sanayi parsellerindeki tesislerde bir katılımcı ya da katılımcının kiracısının üretim yapabileceğinin düzenlendiğini, kaldı ki katılımcının kiracılık kaydının açılması için yönetmeliğin 63. maddesi gereği bilgi ve belgelerini sunması ardından yönetim kurulu kararı alınarak katılımcılık kayıtlarının bölgeye alınması gerektiğini, davacının bu taşınmazı yönetmeliğin 63. maddesinde yer alan belgeleri müvekkiline sunmaksızın parselini birden fazla kiracıya kiralamasının hukuka ve mevzuata aykırı olduğunu, aynı yani tek bir sanayi parseli içerisinde birden fazla kiracılık kaydının açılmasının ancak kiracı olacak şirketin hakim ve bağlı şirketler kapsamında değerlendirilmesi ya da 01/07/2017 tarihinden önce yapı kullanma izni almış olan ayrıca kanunun geçici 1 veya 2. maddesine göre kurulmuş olan ve birden fazla kiracılık kaydının açılması hakkında müteşebbis heyet kararı alınan …’ler için mümkün olduğunu, müvekkilinin 4562 sayılı kanunun geçici 8. maddesine göre kurulduğunu, müvekkilinin kuruluşuna ilişkin bilgi ve belgelerin Kemalpaşa …’den istenmesi gerektiğini belirterek, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
DELİLLER ;
Tapu kaydı, …’nün kuruluş dosyası.
GEREKÇE ;
Dava; davalı bölge müdürlüğünün 14/11/2019 tarihli ve …sayılı kararının iptali istemine ilişkindir.
Dava dosyası Kemalpaşa … Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 02/01/2020 tarihli, … Esas ve … Karar sayılı görevsizlik kararı ile birlikte mahkememize gönderilmiştir.
Davacı vekili; … Yönetmeliği’nin 63/5 maddesi gereğince tek bir sanayi parseli içerisinde birden fazla kiracılık kaydının açılabileceğini, bu konuda davalı tarafa başvuru yapıldığını, davalı tarafça “bağımsız bölümlerin ayrı ayrı kiraya verilemeyeceği” hususunun bildirildiğini ve isteğin reddedildiğini ileri sürmüştür.
Davalı vekili ise; davacı tarafın ileri sürdüğü isteğe karşılık müvekkili tarafından olumlu ya da olumsuz olarak verilmiş bir kararın bulunmadığını, zira; müvekkilinin yasal olarak böyle bir karar verme yetkisinin bulunmadığını, müvekkilinin 4562 sayılı kanunun geçici 8. maddesine göre kurulduğunu, çoklu kiracılık için bölgelerin aynı kanunun geçici 1. ve 2. maddeleri gereğince kurulmuş olması gerektiğini savunmuştur.
Taraflar arasındaki uyuşmazlık; “davalı …’nün 14/11/2019 tarihli ve … sayılı yazısının bir genel kurul kararı niteliğinde olup olmadığı, davacı tarafın 14/10/2019 tarihli başvuru dilekçesi üzerine davalı tarafça bu dilekçedeki isteğin reddi yönünde alınmış bir kararın olup olmadığı, 14/11/2019 tarihli ve … sayılı yazının davalı tarafından alınmış bir genel kurul kararı ya da müteşebbis heyeti kararı olduğunun kabulü durumunda bu kararın yasaya, mevzuata, ana sözleşmeye ve objektif iyi niyet kurallarına aykırı bir karar olup olmadığı, iptalinin gerekip gerekmediği” konularındadır.
Dava dilekçesi ekinde sunulan belgeler incelendiğinde; davacı vekilinin 14/10/2019 tarihli dilekçesi ile davalıya başvurduğu, bu başvuru dilekçesinde “müvekkilinin … ada .. parselde kayıtlı taşınmaz ve üzerinde bulunan binanın sahibi olduğunu, yapı kullanma izin belgesinin 15/01/2013 tarihli olduğunu, … Uygulama Yönetmeliğinin 63/5 maddesindeki …’lerdeki 01/07/2017 tarihinden önce yapı kullanım izni almış olan tesisler ve geçici 5. madde kapsamında kurulan …’lerde tesisin bağımsız bölüm oluşturulmadan bir bütün halinde kiraya verileceğine dair beyan aranmaz şeklindeki hükmünün açık olduğunu, müvekkilinin isteği hakkında bilgi verilmesini aksi halde yasal yollara başvurulacağını” bildirdiği; davacının bu yazısı üzerine davalı tarafından 14/11/2019 tarihli … sayılı cevabi yazının gönderildiği, bu yazı ile davacıya; “… Uygulama Yönetmeliğinin 65/5 maddesinde ‘Sanayi parsellerindeki tesislerde bir katılımcı ya da katılımcının kiracısı üretim yapabilir. 6102 sayılı Kanun’da tanımlanan hakim ve bağlı şirketler kanunun geçici 1. ve 2. maddesi kapsamında kurulan …’lerdeki 01/07/2017 tarihinden önce yapı kullanma izni almış olan tesisler ve geçici 5. madde kapsamında kurulan …’lerde tesisin bağımsız bölüm oluşturmadan bir bütün halinde kiraya verileceğine dair beyan aranmaz. Bu kapsamda oluşturulacak bağımsız bölüm büyüklüğü ve sayısı, müteşebbis heyetin/ genel kurulun bölgenin teknik alt yapı durumu da göz önünde bulundurularak alacağı kararlar ile belirlenir.’ hükmünün yer aldığı, ilgili maddenin bir bütün olarak değerlendirilmesi gerektiği, bu durumda sadece davacının 2017 yılı öncesinde yapı kullanım izni almasının aynı parsel içerisinde birden çok kiracılık kaydının açılmasına izin verilmesine yeterli bir neden olmadığı, söz konusu muafiyetlerin ….’nü kapsamadığı” hususlarının bildirildiği görülmüştür.
Getirtilen tapu kaydı incelendiğinde; … ada … parsel numaralı (eski haliyle … ada … parsel) taşınmazın sahibinin davacı olduğu görülmüştür.
…’nden gönderilen 24/12/2020 tarihli yazıda; … sayılı … Kanunu’nun geçici 8. maddesi kapsamında, ıslah raporu sonrasında … sayılı … Islah …’nin tüzel kişiliğinin 22/11/2011 tarihli ve … sayılı Mülga … Bakanlığı yazısı ile onaylandığı, ıslah şartlarının tamamlanması sonrası, 17/08/2012 tarihli ve … sayılı yazıları ile Mülga T…. Bakanlığı’na iletilen yazıya istinaden “ …” olarak … sayılı tüzel kişiliğinin 12/09/2012 tarihli ve 2123 sayılı Mülga … Bakanlığı yazısı ile tescil edildiği bildirilmiştir.
Katılımcının tesisini kiraya vermesine ilişkin kurallar; 4562 sayılı kanunun 18. maddesinin 10. fıkrasında ve … Uygulama Yönetmeliği’nin 63. maddesinin ilk altı fıkrasında yer almıştır.
Kabul tarihi 12/04/2000 olan ve 15/04/2020 tarihli Resmî Gazete’de yayınlanan 4562 sayılı … Kanunu’nun 18. maddesinin 10. fıkrasında; “…’lerde yer alan sanayi parsellerindeki tesislerde bir katılımcı ya da katılımcının kiracısı üretim yapabilir. 6102 sayılı Kanunda tanımlanan hâkim ve bağlı şirketler, geçici 1 inci ve geçici 2 nci madde kapsamında kurulan …’lerdeki 1/7/2017 tarihinden önce yapı kullanma izni almış olan tesisler ve geçici 5 inci madde kapsamında kurulan …’ler bu fıkrada yer alan kiralamaya ilişkin kısıtlamalardan muaftır.” düzenlemesine yer verilmiştir.
… Uygulama Yönetmeliği’nin “Katılımcının tesisini kiralama şartları” başlıklı 63. maddesinin 5. fıkrasında da benzer şekilde; “Sanayi parsellerindeki tesislerde bir katılımcı ya da katılımcının kiracısı üretim yapabilir. 6102 sayılı Kanunda tanımlanan hâkim ve bağlı şirketler, kanunun geçici 1. ve geçici 2. maddesi kapsamında kurulan …’lerdeki 1/7/2017 tarihinden önce yapı kullanma izni almış olan tesisler ve geçici 5. maddesi kapsamında kurulan …’lerde, tesisin bağımsız bölüm oluşturmadan bir bütün halinde kiraya verileceğine dair beyan aranmaz. Bu kapsamda oluşturulacak bağımsız bölüm büyüklüğü ve sayısı, müteşebbis heyetin/genel kurulun bölgenin teknik altyapı durumunu da göz önünde bulundurarak alacağı kararlar ile belirlenir.” düzenlemesine yer verilmiştir.
Bu düzenlemelerde bir sanayi parselinde kural olarak bir katılımcının veya kiracının üretim yapabileceği kabul edilmiş olmakla birlikte; bu kurala ilişkin olarak geniş kapsamlı bir muafiyet getirilmiş ve “kiralama” yoluyla bir sanayi parselinde birden fazla tesisin kurulmasının, birden fazla şirket ve/veya kişinin üretim yapmasının yolu açılmıştır. Bu çerçevede de; 4562 sayılı kanunun geçici 1. ve geçici 2. maddeleri kapsamında kurulan …’lerde bulunan ve 01/07/2017 tarihinden önce yapı kullanma izni almış olan tesisler, 18. maddenin 10. fıkrasında yer alan “bir sanayi parselinde bir katılımcı ya da bir kiracı bulunacağına” ilişkin kısıtlamadan muaf tutulmuştur. Buna göre; 4562 sayılı kanunun yürürlüğe girdiği tarihten önce kurulmuş olup da kanunun geçici 1. maddesi çerçevesinde intibak işlemlerini tamamlayan …’lerde ve 4562 sayılı kanunun yürürlüğe girdiği tarihten önce, mülga 5590 sayılı Ticaret ve Sanayi Odaları, Ticaret Odaları, Sanayi Odaları, Deniz Ticaret Odaları, Ticaret Borsaları ve Türkiye Ticaret, Sanayi, Deniz Ticaret Odaları ve Ticaret Borsaları Birliği Kanunu’nun 5. maddesinin (r) bendinin (5) numaralı alt bendine göre kurulup yönetilmekte olan (4562 sayılı kanunun geçici 2. maddesi kapsamında bulunan) …’lerde bulunan ve 01/07/2017 tarihinden önce yapı kullanma izni almış olan birden fazla tesis, tek bir sanayi parseli üzerinde “kiralama” yoluyla üretimde bulunabilecektir. Bu düzenleme kapsamında oluşturulacak ve kiraya verilecek bağımsız bölüm büyüklüğü ve sayısı, müteşebbis heyetin/genel kurulun bölgenin teknik altyapı durumunu da göz önünde bulundurarak alacağı kararlar ile belirlenecektir.
Yukarıda yazılı yasal düzenlemeler ışığında somut olay yönünden değerlendirme yapıldığında; 4562 sayılı kanunun geçici 1. ve 2. maddesine göre kurulan …’ler yönünden kiralamaya ilişkin kısıtlama getirilmemiş ve çoklu kiracılık mümkün kılınmıştır. Davalı … Bölge Müdürlüğü 4562 sayılı … Kanunu’nun geçici 8. maddesi kapsamında kurulmuş olup, 4562 sayılı kanunun 18. maddesinin 10. fıkrasında ve … Uygulama Yönetmeliği’nin 63. maddesinin ilk altı fıkrasında gösterilen muafiyet kapsamında kalmadığı anlaşıldığından; diğer yandan, kiraya verilecek bağımsız bölüm sayısının genel kurul kararı ile belirlenmesi gerekli olup, dava konusu istek ile ilgili olarak davalı nezdinde alınmış bir genel kurul kararı da bulunmadığından, haklı görülmeyen davanın reddine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM ; Yukarıda yazılı bulunan gerekçeye göre;
1-Davanın REDDİNE,
2-Harçlar Kanunu’na göre alınması gereken 59,30 TL maktu karar ve ilam harcından, peşin alınan 44,40 TL harcın düşülmesi ile kalan 14,9‬0 TL karar ve ilam harcı, Amme Alacaklarının Tahsili Usulü Hakkındaki Kanun’un 106. maddesi ve Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu’nun 27. Maddesine göre 20,00 TL’nin altında olduğundan, eksik 14,90 TL harç için harç tahsil yazısı yazılmasına yer olmadığına,
3-Davacı tarafça yapılan yargılama giderlerinin kendisi üzerine bırakılmasına,
4-Karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT’ye göre takdir ve tayin edilen 4.080,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak, davalıya verilmesine,
5-Taraflarca yatırılan gider avansından kullanılmayarak artan kısmın karar kesinleştiğinde yatıran tarafa iadesine,
Dair; taraf vekillerinin yüzlerine karşı, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki haftalık süre içerisinde Bölge Adliye Mahkemeleri nezdinde istinaf yolu açık olmak üzere oy birliği ile karar verildi. 09/04/2021

Başkan …
E-imza

Üye …
E-imza

Üye …
E-imza

Katip …
E-imza