Emsal Mahkeme Kararı İzmir 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/304 E. 2022/806 K. 06.10.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/304 Esas
KARAR NO : 2022/806

DAVA : Kıymetli Evrak İptali (Çek İptali (Hasımsız))
DAVA TARİHİ : 01/07/2020

Yukarıda tarafları yazılı davanın mahkememizde yapılan yargılaması sonunda dava dosyası ve ekleri incelendi;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA:Davacı vekili; keşideci QNB Finansbank A.Ş İzmir A.O.S.B şubesinden alınmış 11 adet çekin müvekkilinin şirketinde kaybolduğunu, bulunamadığını, müvekkilinin rızası hilafına elinden çıkmış olduğunu, zilyetliğini kaybettiğini, çeklerin bankadan tahsil edilme tehlikesinin bulunduğunu ileri sürerek, çeklerin iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
KANITLAR:Dava dilekçesinde iptali talep edilen çeklerin;
QNB FİNANSBANK A.Ş. İzmir A.O.S.B. şubesi, ……. sıra numaralı 5.07.2011 ibraz tarihli 1.345 TL bedelli çek,
QNB FİNANSBANK A.Ş. İzmir A.O.S.B. şubesi, ……. sıra numaralı 08.06.2011 ibraz tarihli 5.095 TL bedelli çek,
QNB FİNANSBANK A.Ş. İzmir A.O.S.B. şubesi, ……. sıra numaralı 17.05.2011 ibraz tarihli 4.345 TL bedelli çek,
QNB FİNANSBANK A.Ş. İzmir A.O.S.B. şubesi, …… sıra numaralı 11.05.2011 ibraz tarihli 4.945 TL bedelli çek,
QNB FİNANSBANK A.Ş. İzmir A.O.S.B. şubesi,……. sıra numaralı 29.04.2011 ibraz tarihli 2.095 TL bedelli çek,
QNB FİNANSBANK A.Ş. İzmir A.O.S.B. şubesi, …… sıra numaralı 12.04.2011 ibraz tarihli 1.845 TL bedelli çek,
QNB FİNANSBANK A.Ş. İzmir A.O.S.B. şubesi, …… sıra numaralı 04.04.2011 ibraz tarihli 2.345 TL bedelli çek,
QNB FİNANSBANK A.Ş. İzmir A.O.S.B. şubesi, …… sıra numaralı 29.03.2011 ibraz tarihli 5.345 TL bedelli çek,
QNB FİNANSBANK A.Ş. İzmir A.O.S.B. şubesi, ……. sıra numaralı 14.03.2011 ibraz tarihli 9.345 TL bedelli çek,
QNB FİNANSBANK A.Ş. İzmir A.O.S.B. şubesi, ……. sıra numaralı 14.03.2011 ibraz tarihli 1.845 TL bedelli çek,
QNB FİNANSBANK A.Ş. İzmir A.O.S.B. şubesi, ……. sıra numaralı 02.03.2011 ibraz tarihli 2.845 TL bedelli çek olduğu belirtilmiştir.
6102 Sayılı TTK.nun 760,761 ve 762. maddeleri uyarınca Ticaret Sicil Gazetesinde ilan yaptırılmak üzere davacı tarafa gerekli masraf tebliğ edilmiş, ancak davacı tarafın eksik gider avansını ikmal etmemesi üzerine ilanın yapılamamıştır.
GEREKÇE:
Dava, çek iptali istemine ilişkindir.
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunun 90. maddesinde “Süreler, kanunda belirtilir veya hâkim tarafından tespit edilir. Kanunda belirtilen istisnai durumlar dışında, hâkim kanundaki süreleri artıramaz veya eksiltemez.
Hâkim, kendisinin tespit ettiği süreleri, haklı sebeplerle artırabilir veya eksiltebilir; gerekli gördüğü takdirde, bu konudaki kararından önce tarafları da dinler.” aynı kanunun 94. maddesinde “Kanunun belirlediği süreler kesindir. Hâkim, tayin ettiği sürenin kesin olduğuna karar verebilir. Aksi hâlde, belirlenen süreyi geçirmiş olan taraf yeniden süre isteyebilir. Bu şekilde verilecek ikinci süre kesindir ve yeniden süre verilemez. Kesin süre içinde yapılması gereken işlemi, süresinde yapmayan tarafın, o işlemi yapma hakkı ortadan kalkar. Aynı kanunun 92. maddesinde” Süreler gün olarak belirlenmiş ise tebliğ veya tefhim edildiği gün hesaba katılmaz ve süre son günün tatil saatinde biter.) Süre; hafta, ay veya yıl olarak belirlenmiş ise başladığı güne son hafta, ay veya yıl içindeki karşılık gelen günün tatil saatinde biter. Sürenin bittiği ayda, başladığı güne karşılık gelen bir gün yoksa, süre bu ayın son günü tatil saatinde biter.”, aynı kanunun 93. maddesinde “Resmî tatil günleri, süreye dâhildir. Sürenin son gününün resmî tatil gününe rastlaması hâlinde, süre tatili takip eden ilk iş günü çalışma saati sonunda biter” hükümleri mevcuttur.
YARGITAY 8. Hukuk Dairesi 2008/3637 E. 2008/3934 K. Sayılı ilamında ” Dava ile ilgili olarak taraflardan birinin yada her iki tarafın yapması gereken işlemlerin HUMK. nun 193. maddesi uyarınca hakimin belirlediği kesin süre içerisinde yerine getirilmemesi halinde kendisine kesin süre verilen taraf bunun hukuki sonuçlarına katlanmak zorundadır. Davanın reddi gibi ağır bir sonuç doğurabilecek böyle bir durumda hakim, kesin süre tayin ederken bu kuralın asıl amacının, davayı uzatmayı engellemek olduğunu gözden uzak tutmamalı, davanın reddi için bir araç olarak görmemelidir. “
Yargıtay 18.HD. nin 11.12.2001 gün ve 2001/ 11434 E. 2001/ 11449 K. Ilamında özetle “Hakimin tayin ettiği süreler kural olarak kesin değildir. Ancak; hakim sürenin kesin olduğuna karar verirse, tanıdığı sürede yapılacak işlerin ne olduğunu hiç bir şüpheye yer vermeyecek biçimde açıklamalı, kesin süreye uymamanın sonuçları anlatılmalı ve uyulmaması durumunda davanın reddedileceği açıkça belirtilerek ilgili taraf uyarılmalıdır.”
Yargıtay 4. HD. nin 06.11.2002 gün ve 2002/ 7810 E. 202/12411 K. Ilamında özetle “-İspat yüküne ilişkin kesin süre içerisinde giderlerin ödememesi halinde, taraf talebinden vazgeçmiş sayılır. Bu durumda verilen red kararı iddianın kanıtlanamadığı anlamını taşır ve esasa ilişkin bir karardır. Kesin hüküm sonucunu doğurur.”
Yargıtay 1. HD.nin 16.04.2002 gün ve 2002/2148 E. 2002/4842 K.ilamında ” Kesin süreye uyulmamasının yasal sonuç doğurabilmesi için öncelikle kesin süreye ilişkin ara kararı her türlü yanlış anlamayı önleyecek biçimde açık ve eksiksiz yazılmalı yapılacak işler teker teker belirtilmelidir. Bunun yanı sıra verilen süre yeterli, yapılması emredilen işler gerekli ve yapılabilir nitelikte olmalıdır. Ayrıca hakim süreye uyulmamasının sonuçlarını açıkça anlatmalı tarafları uyarmalıdır. Kesin sürenin tayin edilmesi halinde karşı taraf yararına usulü kazanılmış hak doğacağı da kuşkusuzdur. Öte yandan kesin süre yalnızca tarafları değil hakimi de bağlar.”
Davaların kısa zamanda sonuçlandırılması, adaletin bir an önce tecellisi için, taraflarca veya Mahkemelerce yapılması gereken bir kısım adli işlemler sürelere bağlanmıştır. Bilindiği üzere bu sürelerin bazılarını kanun bizzat belirlerken bir kısmını işin özelliğine, tarafların durumlarına göre belirlenmesi için hakime bırakmıştır. Kanuni süreler açıkça belirtilen ayrıcalıklar dışında kesindir. Bu nedenle HUMK.nun 159. maddesinde açık hükmünde belirtildiği gibi kanunun tayin ettiği süreler hakim tarafından azaltılıp çoğaltılamaz. Buna karşın, aynı yasanın 163. maddesine göre hakimin belirlediği süreler ise kural olarak kesin değildir. Hakim tayin ettiği süreyi henüz dolmadan azaltıp çoğaltacağı gibi, süre geçtikten sonra da tarafın isteği üzerine yeni bir süre tanıma yoluna da gidebilir. Bu takdirde verilen ikinci süre kesindir. Ancak, hakim kendi belirlediği sürenin kesin olduğuna da karar verebilir. Kesin sürenin tayin edilmesi halinde, karşı taraf yararına usulü kazanılmış hak doğacağı da kuşkusuzdur.
Hemen belirtmek gerekirki, ister kanun, isterse hakim tarafından tayin edilmiş olsun kesin süre içerisinde yerine getirilmeyen bir işlemin bu süre geçtikten sonra yerine getirilmesine yasal olanak yoktur. Böylece kesin sürenin kaçırılması; o delile veya hakka dayanamamak gibi ağır sonuçları birlikte getirmekte, bazen davanın kaybedilmesine dahi neden olmaktadır. Bu itibarla geciken adaletinde bir adaletsizlik olduğu düşüncesinden hareketle, davaların yok yere uzamasını veya uzatılmak istenmesini engellemek üzere konan kesin süre kuralı, kanunun amacına uygun olarak kullanılmalı, davanın reddi için bir araç sayılmamalıdır. Öncelikle, kesin süreye ilişkin ara kararı her türlü yanlış anlaşmayı önleyecek biçimde açık ve eksiksiz yazılmalı, yapılacak işler teker teker belirtilmelidir. Bunun yanında verilen süre yeterli, emredilen işler, gerekli ve yapılabilir nitelik taşımalı, ayrıca hakim süreye uyulmamanın sonuçlarını açıkça anlatmalı, tarafları uyarmalıdır. Öte yandan, kesin süre tarafların yanında hakimi de bağlayacağından uyulmaması halinde gereği hakim tarafından hemen yerine getirilmelidir.
6102 Sayılı TTK.nun 760,761 ve 762. maddeleri uyarınca Ticaret Sicil Gazetesinde ilan yaptırılmak üzere davacı tarafa gerekli masraf miktarı tebliğ edilmiş, yatırmadığı halde sonuçları hatırlatılmış ancak buna rağmen herhangi bir işlem yapılmadığı anlaşıldığından aşağıdaki şekilde karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın HMK. 114/1-g ve HMK. 120/2 maddeleri gereğince USULDEN REDDİNE;
2-Yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına,
3-Karar kesinleştiğinde davacı tarafından yatırılan gider avansının isteği halinde iadesine,
4-Harçlar Kanunu uyarınca alınması gereken 80,70 TL karar harcından davacı tarafından dava açılırken yatırılan 54,40 TL’nin mahsubu ile bakiye 26,30 TL’nin davacıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
Dair tarafların yokluğunda verilen gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde, mahkememize veya bulunduğu yerde varsa Asliye Ticaret Mahkemesi’ne, yoksa Asliye Hukuk Mahkemesine verilecek istinaf dilekçesi ile, İzmir Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde, istinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar, açıkça okunup, usulen anlatıldı.06/10/2022
Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır