Emsal Mahkeme Kararı İzmir 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/301 E. 2021/515 K. 11.06.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İZMİR
4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/301
KARAR NO : 2021/515

DAVA : İtirazın İptali (Bankacılık İşlemlerinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 01/07/2020
KARAR TARİHİ : 11/06/2021

Mahkememizde görülen davanın yapılan açık yargılaması sonucunda;
İTİRAZ;
İzmir … İcra Müdürlüğü’nün … sayılı dosyasında; davacı alacaklı tarafından, davalı borçlular hakkında 535.816,29 TL’si asıl alacak, 253.536,52 TL’si faiz alacağı, 123,90 TL’si masraf alacağı ve 606,00 TL’si masraf alacağı olmak üzere toplam 790.082,71 TL alacağın tahsili amacıyla ilamsız icra takibi başlatılmıştır.
Davalı borçlulara ödeme emirleri usulüne uygun olarak tebliğ edilmiştir.
Davalı borçlu … ve davalı borçlular …, … ve şirket ayrı ayrı verdikleri 12/11/2019 tarihli dilekçeleri ile; icra müdürlüğünün yetkisine itiraz ettiklerini, yetkili icra müdürlüğünün borçlunun mernis adresi olan … İcra Müdürlüğü olduğunu, İzmir … İcra Müdürlüğü’nün … sayılı ipotek takibine karşı ticaret mahkemesinde ipoteğin fekki davasının derdest olduğunu, ipoteğe konu ticari kredinin ödendiğini, çekilen diğer krediler sebebiyle sorumlu tutulamayacaklarını ileri sürerek faize, faiz oranına, borca ve yetkiye itiraz etmişlerdir.
İDDİA;
Davacı vekili dava dilekçesi ile özetle; müvekkili bankanın davalı şirkete ticari kredi kullandırdığını, diğer davalıların sözleşmeyi kefil olarak imzaladıklarını, davalı kredi borçlusunun kredi borcunu ödemediğini ve kefillerin de kefalet yükümlülüklerini yerine getirmediklerini, davalı tarafa borçlarını ödemeleri için Beşiktaş … Noterliği’nin 12/12/2018 tarihli … yevmiye numaralı ihtarnamesinin gönderildiğini ve borcu ödemelerinin istendiğini, ihtarnamenin davalılara tebliğ edildiğini, davalıların borçlarını ödemediklerini, müvekkili bankanın alacağını tahsil amacıyla davalılar hakkında İzmir … İcra Müdürlüğü … sayılı dosyasında icra takibi başlattığını, davalıların borca itiraz ettiklerini, itirazın haksız olduğunu, toplanacak deliller ve özellikle yaptırılacak bilirkişi incelemesi ile itirazın yerinde olmadığının anlaşılacağını, arabuluculuk görüşmelerinden sonuç alınamadığını belirterek, davalıların itirazlarının iptaline, müvekkili yararına alacağın % 20’si oranında icra inkar tazminatının davalıdan tahsiline karar verilmesini istemiştir.
CEVAP;
Davalı … vekili cevap dilekçesi ile özetle; İzmir Bölge Adliye Mahkemesi … Hukuk Dairesi’nde istinaf incelemesinde olan ve derdest olan, davacısı …, davalısı … Bankası A.Ş. ve dava konusu aynı olan İzmir … Asliye Ticaret Mahkemesi dosyasının kararını sunduklarını, davanın usulden reddi ile davanın ayrılarak derdest dosya ile birleştirilmesi konusunda takdiri mahkemeye bıraktıklarını, derdestliğin bulunduğunu belirterek, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Dava dilekçesi diğer davalılara usulüne uygun olarak tebliğ edilmiş, davalılar yasal süre içerisinde davaya cevap vermemişlerdir.
GEREKÇE;
Dava; haklarında genel kredi sözleşmesine dayalı alacağın tahsili amacıyla ilamsız icra takibi başlatılan davalıların borca itirazının iptali istemine ilişkindir.
Davacı banka ile davalı şirket arasında 03/04/2015 tarihli 1.500.000,00 TL bedelli genel kredi sözleşmesi imzalanmıştır. Bu sözleşmede gerçek kişi olan diğer davalılar 1.500.000,00 TL kefalet limiti ile müşterek borçlu müteselsil kefil olarak yer almışlardır.
Taraflar arasındaki uyuşmazlık; “davacı banka ile davalı şirket arasında imzalanan 03/04/2015 tarihli 1.500.000,00 TL bedelli genel kredi sözleşmesi kapsamında davalı şirkete kullandırılan kredi borcunun ödenip ödenmediği, davalıların bu kredi sebebiyle davacı bankaya karşı borçlarının ve sorumluluklarının bulunup bulunmadığı, davacı banka tarafından faize faiz yürütülüp yürütülmediği, derdestliğin söz konusu olup olmadığı, davalıların İzmir … İcra Müdürlüğü’nün … sayılı icra dosyasında başlatılan takip sebebiyle varsa davacı bankaya karşı faiz ve ferileriyle birlikte ne miktar borçlarının bulunduğu, borca itirazlarında haklı olup olmadıkları ve itirazlarının iptali koşullarının bulunup bulunmadığı” konularındadır.
Sözleşmenin “yetkili mahkeme ve uygulanacak hukuk” başlıklı 5.2 maddesinde; “Müşteri ve kefiller sözleşmeden doğacak her türlü anlaşmazlıklarda krediyi kullandıran banka şubesinin veya genel müdürlüğünün ikamet yerinin veya … mahkeme veya icra dairelerinin yetkisini kabul eder. Ancak bu mahkeme ve icra dairelerinin yetkili kılınması genel mahkemelerin yetkisini bertaraf etmez.” ibarelerine yer verilmiştir. Sözleşmede taraf olarak davacı bankanın … Şubesi yer almıştır.
Sözleşmenin 5.2 maddesi gereğince davacı bankanın …/İzmir şubesinin yetkili olduğu kararlaştırılmış olduğundan takibin İzmir İcra Müdürlüğü’nde başlatılmasında herhangi bir yasaya aykırılık bulunmadığından, İİK’nın 50. maddesi ve HMK’nın 10. maddeleri kapsamında icra müdürlüğünün yetkisine yönelik itirazın reddine karar verilmiştir.
Davalı … vekili; müvekkilinin, davacı banka ile davalı şirket arasında ilk genel kredi sözleşmesi imzalandığında bu sözleşmede kefil olarak yer aldığını ve hatta kendisine ait taşınmazı ipotek olarak verdiğini, müvekkilinin davalı şirkette herhangi bir ortaklığının söz konusu olmadığını, bu genel kredi sözleşmesinden sonra müvekkilinin hiç bir sözleşmede kefil olarak yer almadığını, kefili olduğu ilk sözleşme kapsamında kullandırılan kredi borcunun ödendiğini, dolayısıyla müvekkilinin herhangi bir borcunun olmadığını, İzmir … Asliye Ticaret Mahkemesi’nde görülen dava ile derdestliğin söz konusu olduğunu belirtmiştir.
İzmir … Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … Esas ve … Karar sayılı 12/11/2019 tarihli kararı incelendiğinde; davacısının …, davalısının … Bankası A.Ş. olduğu, bu davada davacı tarafça “banka tarafından … sayılı dosyada başlatılan ipotek takibi nedeniyle sorumlu ve kefil olunmadığının, ipotek borcunun ödendiğinin ve ipoteğin süresinin dolduğunun” ileri sürülerek ipoteğin kaldırılmasına ve takip ile ödeme emrinin iptaline karar verilmesinin istendiği, mahkemece yapılan yargılama sonucunda “6102 sayılı TTK’nın 5/A maddesi ile 6235 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu’nun 3/1 ve 18/a maddeleri gereğince dava tarihi itibariyle arabulucuya başvurulmuş olmasının dava şartı olmasına rağmen davacı tarafça arabuluculuk başvurusu yapılmadan doğrudan görevsiz mahkemede dava açıldığı” gerekçesiyle davanın “dava şartı yokluğu nedeniyle usulden reddine” karar verildiği görülmüştür. Bu karara karşı istinaf yoluna gidilmiş, mahkemenin kararı İzmir Bölge Adliye Mahkemesi … Hukuk Dairesi’nin 06/04/2021 tarihli, … Esas ve … Karar sayılı kararı ile ortadan kaldırılmıştır. Bu karar üzerine söz konusu dava aynı mahkemede … Esas sayısını almıştır.
İncelenen dava ve icra takip dosyalarına göre; davamızın davalılarından olan … hakkında biri eldeki bu davanın konusu olan İzmir … İcra Müdürlüğü’nün … sayılı dosyasındaki ilamsız takip, diğeri ise İzmir … Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … Esas sayılı davasının konusu olan İzmir … İcra Müdürlüğü’nün … sayılı dosyasındaki ipotek takibi olmak üzere aynı kredi borcuna kefaletinden dolayı iki ayrı icra takibinin başlatıldığı, her iki takibin alacaklısının da davacı banka olduğu, her iki davanın konusunun aynı kredi sözleşmesi ve aynı borç olduğu, davalar arasında fiili ve hukuki bağlantının bulunduğu anlaşıldığından, her iki davada da aynı delillerin tartışılacak olması nedeniyle gerek davalı …’ın söz konusu takipler nedeniyle sorumluluğunun belirlenmesi gerekse usul ekonomisi bakımından davaların birlikte görülmesinde yarar bulunduğu kanaatine varıldığından, davaların birleştirilerek görülmesine ilişkin aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM; Yukarıda yazılı bulunan gerekçeye göre;
1-Aradaki fiili ve hukuki bağlantı nedeniyle mahkememizin 2020/301 Esas sayılı bu davası ile İzmir … Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … Esas sayılı davasının HMK’nın 166. maddesi gereğince BİRLEŞTİRİLMESİNE,
2-Yargılamaya İzmir … Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … Esas sayılı dava dosyası üzerinden devam edilmesine,
3-Mahkememiz esasının bu şekilde kapatılmasına,
4-Harç, yargılama gideri ve vekalet ücreti konularının esas hükümle birlikte değerlendirilmesine,
Dair; davacı vekilin yüzüne karşı, davalı tarafın yokluğunda, esas hükümle birlikte istinaf yolu açık olmak üzere oy birliği ile karar verildi.11/06/2021

Başkan …
E-imza

Üye …
E-imza

Üye …
E-imza

Katip …
E-imza