Emsal Mahkeme Kararı İzmir 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/284 E. 2021/285 K. 23.03.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İZMİR
4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/284
KARAR NO : 2021/285

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 23/06/2020
KARAR TARİHİ : 23/03/2021

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı taraf vekili duruşmada tekrar ettiği dava dilekçesi ile özetle; Müvekkili firma tarafından satılan ve davalı yan tarafından kabul edilen mallara ilişkin fatura bedellerinin vade tarihleri muaccel hâle gelmiş olmasına rağmen davalı yan tarafından müvekkili firmaya ödenmediğini, davalı tarafından kabul edilen faturalar sebebiyle, davalı tarafın 45.293,88 TL bakiye cari hesap borcunun bulunduğunu, davalı tarafın bakiye borcunu ödememesi nedeniyle İzmir … İcra Müdürlüğü … E. esas sayılı icra dosyası üzerinden takibe girişildiğini, ödeme emrinin davalı şirkete 14.01.2020 tarihinde işyerinde daimi çalışana teslim edildiğini; 22.01.2020 tarihinde tebligat tesliminin PTT tarafından iptal edildiğini, iptalden 1 dakika sonra ilgili tebligatın yeniden dağıtıcıya verildiğini ve de dağıtıcıya verildikten 1 dakika sonra da 22.01.2020’de işyerinde daimi çalışana teslim edildiğinin görüldüğünü, davaya konu icra takibinin 7 örnek ilamsız icra takibi olduğunu, 22.01.2020 tarihinde kesinleşmesi gereken icra takibinin; ödeme emri tesliminin 22.01.2020’de iptal edilip birkaç dakika içinde davalıya yeniden tebliğ edilmesi nedeniyle ve de ertesi gün 23.01.2020 tarihinde davalı yan tarafından icra takibine itiraz edildiğinden takip kesinleşmeden itiraz sebebiyle durduğunu, davalının 23.01.2020 tarihli itirazının haksız ve yasaya aykırı olup kötü niyetli olduğunu, müvekkilinin ticari defter ve belgelerinin bilirkişi tarafından incelendiğinde açık bir şekilde haklılıklarının ortaya çıkacağını, açıklanan nedenlerle, davalı tarafın İzmir … İcra Müdürlüğü … Esas sayılı dosyasına yapmış olduğu haksız itirazın iptali ile takibin devamına, davalı tarafın haksız ve yasal mesnetten yoksun kötü niyetli itirazı nedeniyle alacağın %20’sinden az olmamak üzere davalı aleyhinde icra inkâr tazminatına hükmedilmesine, yargılama masraf ve giderleri ile vekalet ücretinin davalı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalıya dava dilekçesi usulüne uygun olarak tebliğ edilmiş, davalı duruşmalara katılmadığı gibi herhangi bir cevap da vermediğinden HMK.nın 128. maddesi uyarınca davayı inkar ettiği kabul edilerek yargılamaya devam olunmuştur.
DELİLLER VE GEREKÇE:
İcra dosyası : İzmir … İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyasında davacı alacaklı tarafından davalı borçlu aleyhine cari hesap alacağından kaynaklı 45.293,88 -TL asıl alacak, 4.475,10.- TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 49.768,98 – TL alacağın tahsili için ilamsız icra takibi başlatıldığı, ödeme emrinin davalı borçluya 22/01/2020 tarihinde tebliğ edildiği, davalı borçlu vekili tarafından 23/01/2020 tarihli dilekçe ile borca, faize, faiz oranına ve borcun tüm ferilerine itiraz edildiği, itiraz nedeniyle takibin 23/01/2020 tarihinde durdurulmasına karar verildiği anlaşılmıştır.
BA Formları: Davalıya ait BA formları ilgili vergi dairesinden istenmiş olup, 2018 yılına ait BA formunda 9.sırasında “…” açıklamalı 7 adet belge karşılığı KDV hariç 12.832,00 TL davalı şirket tarafından beyanda bulunulduğu, 2019 yılına ait BA formunda 12.sırasında “… GIDA MAD.PAZ.SAN.VE TİC.LTD.ŞTİ.” açıklamalı 59 adet belge karşılığı KDV hariç 126.790,00 TL davalı şirket tarafından beyanda bulunulduğu anlaşılmıştır.
Bilirkişi Raporu: Bilirkişi Mali Müşavir … düzenlediği 24/02/2021 tarihli raporunda; Davacı … Gıda Maddeleri Paz.San.ve Tic.Ltd.Şti.’ne ait 2018-2019 ve 2020 yıllarına ait ticari defterlerin usulüne uygun tutulduğunu, açılış ve 2018-2019 yılları kapanış onaylarının yasal süresinde yaptırıldığını, defter kayıtlarının birbirini teyit ettiğini tespit ettiğini, davacı şirketin ticari defterlerinin DELİL NİTELİĞİNİN BULUNDUĞU kanaatine varıldığını, takdirin Yüce Mahkeme’ye ait olduğunu, davacı şirketin 2018 yılı muhasebe kayıtlarında davalı ile ilgili 120.001.062 kodlu muavin hesapları incelendiğinde, taraflar arasındaki ticari ilişkinin 20.12.2018 tarihinden itibaren başlamış olduğunu, yıl içerisinde kaydedilen davacının 7 adet satış faturalarının davalıya borç kaydı neticesinde davacının 13.931,32 TL davalıdan alacaklı kaldığını, 31.12.2018 tarihli 61 madde nolu kapanış hareketi fişi ile de bakiyenin 2019 yılına devrettirildiğinin tespit edildiğini, 2019 yılı muavin hesap kayıtları incelendiğinde, 2018 yılından devreden davalının 13.931,32 TL borç bakiyesinin yıl içerisinde kaydedilen borç/alacak işlemleri neticesinde 31.12.2019 tarihi itibariyle davalı şirketin borç bakiyesinin 45.293,88 TL ye ulaştığının ve bu hesap bakiyesinin kapanış fişi kaydı ile 2020 yılına devrettirildiğinin tespit edildiğini, icra Takip Tarihi itibariyle davacının muhasebe kayıtlarında davalının 45.293,88 TL borç bakiyesinin göründüğünün tespit edildiğini, 2018 yılına ait BA formunda 9.sırasında “…” açıklamalı 7 adet belge karşılığı KDV hariç 12.832,00 TL davalı şirket tarafından beyanda bulunulduğunun, 2019 yılına ait BA formunda 12.sırasında “… GIDA MAD.PAZ.SAN.VE TİC.LTD.ŞTİ.” açıklamalı 59 adet belge karşılığı KDV hariç 126.790,00 TL davalı şirket tarafından beyanda bulunulduğunun görüldüğünü, icra takip tarihi itibariyle davacının muhasebe kayıtlarında davalının 45.293,88 TL borç bakiyesinin göründüğünün tespit edildiğini, takip tarihinden sonra davalının davacıya herhangi bir ödemesinin muhasebe kayıtlarında görülmediğini, Her ne kadar Sayın Mahkeme’nin görevlendirme kararında taraflara ait ticari defter ve kayıtların incelenmesi hususunda tarafına görev verilmiş ise de davalı vekilinin dosyaya sunduğu herhangi bir davaya cevap ve defter inceleme konusunda dilekçesi görülmediğinden inceleme yapılmadığını, faturalara konu malın davalı borçluya teslimine//faturalara konu hizmetin davalı tarafa verildiğine ilişkin tespit ve değerlendirmelerin raporun “E” bendinde belirtildiğini, davacı vekilinin takipte talep ettiği işlemiş faiz tutarının 4.475,10 TL olduğunun tespit edildiğini, değişen oranlarla yapılan avans faiz hesaplaması ile TTK. 1530/4 m. kapsamında 3.204,51 TL olarak hesaplandığını, icra takip tarihi 09.01.2020 tarihinden itibaren davacının talep edebileceği faiz hesabında %13,75 Avans faizi oranının geçerli olabileceği kanaatine varıldığını, takdirin Yüce Mahkeme’ye ait olduğunu mütalaa etmiştir.
Dava; ticari alım satım ilişkisi kapsamında cari hesap bakiyesinden kaynaklanan alacağın tahsili için yapılan icra takibine vaki itirazın iptali davasıdır.
Dava, 1 yıllık hak düşürücü süre içerisinde açılmıştır.
Davalı takibe itirazında borca itiraz etmiş, herhengi bir sebep bildirmemiştir. Davaya ve takibe konu cari hesaba dayanak faturaların davacının usulüne uygun tutulmuş defterlerinde kayıtlı olduğu ve bu faturalar nedeniyle takip ve rapor tarihinde davacının 45.293,88-TL alacaklı olduğu görülmüştür. Davalı defter ibraz etmemiş, teslime ilişkin olarak getirtilen BA formlarının incelenmesinde, 2018 yılında davalı adına düzenlenen 7 adet faturanın ve 2019 yılında davalı adına düzenlenen 60 faturadan 59 adedinin davalı tarafından vergi dairesine bildirildiği, davalının bu faturaları kabul edip matrahlarını da KDV ve kurumlar vergisi açısından indirim konusu yapmasının 66 adet faturadaki malların kendisine teslim edildiğine karine teşkil etmektedir. 2019 yılında düzenlenen 60 adet faturadan 1 adedi davalıya ait BA formunda kayıtlı değil ise de faturalara ilişkin getirtilen sevk irsaliyelerinin bir kısmında teslim alan bölümünde davalı şirketin kaşe imzasının bulunduğu bir kısmında ise davalının SGK’lı çalışanları olduğu tespit edilen …, … ve …’nun isim ve imzalarının yer aldığı, 28/07/2020 tarihli RG’de yayınlanan 22/07/2020 tarih ve 7251 sayılı yasanın 23. Maddesi ile 6100 sy HMK’nun “Ticari Defterlerin İbrazı ve Delil Olması” başlıklı 222. Maddesinin 3. Fıkrasında yer alan “ilgili hususta hiçbir kayıt içermemesi” ibaresinin, “diğer tarafın ticari defterlerini ibraz etmemesi” şeklinde değiştirildiği, bu yasal değişilik dikkate alındığında, “diğer tarafın ticari defterlerini ibraz etmemesi” halinde usulüne uygun tutulmuş ticari defterlerin sahibi lehine delil olarak kabul edileceği, değişikliğe ilişkin madde gerekçesinin “… Madde metni dışına çıkarılan “ilgili hususta hiçbir kayıt içermemesi” durumunun yerine “diğer tarafın ticari defterlerini ibraz etmemesi” durumu maddeye ilave edilmektedir. Buna göre ticari defterlerde yer alan herhangi bir kaydın, sahibi lehine delil teşkil edebilmesi için diğer tarafın ticari defterlerinin ibraz etmemesi gerekecektir. Bu düzenlemenin hakkaniyete ve hukuk güvenliği ilkesine uygun olduğu düşünülmektedir. Zira ticari defteri ibraz edenin defterinde yer alan ve diğer tarafı muhatap alan kayıt, diğer tarafa sunulmakta ve diğer tarafın kendi defterlerindeki kayıtlara dayanarak karşı delilini ileri sürmesi beklenmektedir. Diğer tarafın ticari defterini ibraz etmemesi hali, ileri sürülen delili hükümden düşürecek başka herhangi bir kayda sahip olmadığı anlamına gelecektir. Belirtilmedir ki defter ibraz etmeyen tarafın, diğer tarafın ticari defterlerindeki kayıtların aksini senet veya diğer kesin delillerle ispatlama hakkı saklıdır.” şeklinde olduğu, dolayısıyla davalı taraf ticari defter ve kayıtlarını ibraz etmediğinden ve davacı defterlerindeki davacı lehine olan alacak kaydını hükümden düşürecek senet veya başka bir kesin delil sunmadığından, davacının usulüne uygun tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların davacı lehine delil olduğu ve davacının cari hesap bakiyesinden kayanaklanan alacağının varlığını ticari defterleri ile ispatladığı, davalı tarafça icra takibine kadar işlemiş faiz alacağına da itiraz edilmiş ise de; 01.07.2012 tarihinde yürürlüğe giren 6102 sayılı TTK’nın 1530. maddesi gereğince davalının temerrüde düşürülmesi için önceki kanuni düzenlemelerdeki gibi mutlaka bir temerrüt ihtarının gönderilmesine gerek bulunmadığı, özellikle icra takibine konu faturalarda belirli vade tayin edilmiş olması ve bu vadelerin takip tarihinden önce dolmuş bulunması, söz konusu faturaların vade tarihinden önce davalı tarafından kabul edilmiş olması halinde 6102 sayılı TTK’nın 1530/2. maddesinde yazılı şekilde dosya kapsamında sözleşmede öngörülmüş olan bir tarih veya ödeme süresi tayin edilmemiş ise de yukarıda ifade edildiği üzere, faturalarla davalının temerrüde düşürülmüş bulunmasına göre, faturalardaki vade tarihlerinden takip tarihine kadar işlemiş faize yönelik itirazının da haksız olduğu, (Yargıtay 23. HD’nin 2016/2860-2783 esas- karar sayılı kararı, Yargıtay 11. HD’nin 2016/1007 esas, 2017/3634 karar sayılı kararı, 2016/3422 esas, 2017/2120 karar sayılı kararı) faturalardaki vade tarihinden takip tarihine kadar işlemiş faiz miktarının 3.204,51-TL olduğu, ancak davacının takipte 4.475,10 TL talep ettiği anlaşılmakla davacının davasının kısmen kabulüne, 45.293,88 TL asıl alacak ile 3.204,51 işlemiş faiz olmak üzere toplam 48.498,39 TL alacağın, asıl alacağa takip tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesi için takibin devamına, İİK’nun 67/2.maddesi uyarınca alacağın likit olması ve davalının itirazında haksız olması nedeniyle %20 oranındaki icra inkar tazminatının davalıdan tahsiline, fazlaya ilişkin isteğin reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacının davasının KISMEN KABULÜNE,
Davalının, İzmir … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı takip dosyasına vaki itirazının kısmen iptali ile 45.293,88 TL asıl alacak ile 3.204,51 işlemiş faiz olamak üzere toplam 48.498,39 TL alacağın, asıl alacağa takip tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesi için takibin devamına,
2-Hüküm altına alınan 48.498,39 TL TL alacak üzerinden hesaplanacak %20 oranındaki icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
3- Fazlaya ilişkin talebin REDDİNE,
4-Kabul edilen miktar üzerinden hesaplanmış olan 3.312,93 TL nispi harca, peşin alınan 601,09 TL harcın mahsubu ile bakiye 2.711,84 TL karar ve ilam harcının davalı taraftan alınarak HAZİNE’ YE GELİR KAYDINA.
5-Dava kısmen kabul edildiğinden davacı tarafın yaptığı 7,80 TL vekalet suret harcı, 108,50 TL davetiye ve posta gideri, 800,00 TL bilirkişi ücreti, davacı, dava şartı arabuluculuk görüşmelerinde kendisini vekille temsil ettirdiğinden, arabuluculuk son tutanağının düzenlendiği tarih itibariyle yürürlükte olan AAÜT’ne göre tayin olunan 900,00 TL maktu vekalet ücreti olmak üzere 1.816,30 TL yargılama giderinden davanın kabul oranı nazara alınarak 1.769,07 TL yargılama gideri ile davacı tarafın karşıladığı 54,40 TL başvurma harcı, 601,09 TL peşin harç olmak üzere toplam 2.424,56 TL’nin davalı taraftan alınarak davacı tarafa verilmesine. Davacı tarafın fazladan yaptığı yargılama giderinin kendi üzerinde bırakılmasına.
6-Dava şartı arabuluculuk ücreti olan ve 6325 sy Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu’nun 18/A-13 maddesi uyarınca Adalet Bakanlığı bütçesinden karşılanan 1.320,00 TL’nin, davanın kabul ve ret oranına göre 1.285,68 TL’lik kısmının davalıdan, bakiye 34,32 TL’lik kısmının davacıdan alınarak Hazine’ye gelir kaydına,
7-Dava kısmen ret edildiğinden davalı tarafın yaptığı 16,80 TL vekalet suret harcından davanın red oranı nazara alınarak 0,43 TL yargılama giderinin davacı taraftan alınarak davalı tarafa verilmesine.
8-Dava kısmen kabul edildiğinden kabul edilen miktar üzerinden hüküm tarihinde yürürlükte olan Avukatlık Kanunu ve Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre takdir ve hesaplanmış olan; 7.104,79 TL vekalet ücretinin davalı taraftan alınarak davacı tarafa verilmesine.
9-Dava kısmen reddedildiğinden, reddedilen miktar üzerinden hüküm tarihinde yürürlükte olan Avukatlık Kanunu ve Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre takdir ve hesaplanmış olan; 1.270,59 TL vekalet ücretinin de davacı taraftan alınarak davalı tarafa verilmesine.
10-HMK.nun 333.maddesi uyarınca davacı tarafından yatırılan gider avansından gerekçeli karar tebliğ masrafları düşüldükten sonra varsa sarf edilmeyen kısmının karar kesinleştiğinde davacıya iadesine.
ilişkin, taraflar vekillerinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde, mahkememize veya bulunduğu yerde varsa Asliye Ticaret Mahkemesi’ne, yoksa Asliye Hukuk Mahkemesine verilecek istinaf dilekçesi ile, İzmir Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde, istinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar, açıkça okunup, usulen anlatıldı. 23/03/2021

Katip … Hakim …
e-imzalıdır e-imzalıdır