Emsal Mahkeme Kararı İzmir 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/235 E. 2023/107 K. 21.02.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/235
KARAR NO : 2023/107

DAVA : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
DAVA TARİHİ : 11/05/2020
KARAR TARİHİ : 21/02/2023

Yukarıda tarafları yazılı davanın mahkememizde yapılan yargılaması sonunda dava dosyası ve ekleri incelendi;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili 10.05.2020 tarihli dava dilekçesinde özetle; Müvekkillerinin 12.09.2017 tarihinde, davalı …’nün sahibi olduğu, …’ın sevk ve idaresindeki … plakalı otobüs ile seyahat ederken meydana gelen trafik kazası ile yaralandığını, … plakalı araç için … Sigorta A.Ş. tarafından “Zorunlu Mali Mesuliyet Sigorta” poliçesi, … Sigorta A.Ş. tarafından “Karayolu Yolcu Taşımacılığı Zorunlu Koltuk Ferdi Kaza Sigortası” poliçesi hazırlandığını, bu poliçeler nedeniyle davalı sigorta şirketlerinin bedeni hasarlardan sorumlu olduklarını, … için … Sigorta A.Ş. tarafından 14.000,00 TL maddi tazminat ödenmesi hususunda anlaştıklarını, Fazlaya ilişkin hak ve talepleri saklı kalmak kaydıyla, … için bedeni hasar kaynaklı, … Sigorta A.Ş. tarafından arabuluculuk tutanağında ödeneceği öngörülen miktar düşülerek şimdilik 1.000,00 TL maddi tazminatın, … için bedeni hasar kaynaklı şimdilik 1.000,00 TL maddi tazminatın tüm davalılardan müşterek ve müteselsilen tahsiline, … ve … için ayrı ayrı 15.000,00 TL manevi tazminatın davalılar … ve …’den müştereken ve müteselsilen tahsline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: – Davalı … Sigorta A.Ş. vekili cevap dilekçesinde özetle; Davacı … yönünden başvuruya konu dosyada sigortacıya başvuru şartı tamamlanmadığından, davanın usulden kabul edilemez olduğunu, kazaya karışan … plaka sayılı araç ile sigortalanan müvekillin zorunlu koltuk ferdi kaza sigortası poliçesi ile sigortalandığını, davacı tarafın dava ile müvekkil şirkete sigortalı … plaka sayılı aracın karıştığı kaza neticesinde davacının yaralandığını ve kazanın meydana gelmesinde kusuru olmadığını iddia ederek maddi tazminat talep ettiğini belirtmiştir.
– Davalı … Sigorta A.Ş. Vekili cevap dilekçesinde özetle; davacıya 07/05/2020 tarihinde 14.000,00TL tazminat ödemesi yapıldığını ve bu durumda müvekkil şirketin sorumluluğunun son bulduğunu, davayı kabul manasında olmamak kaydıyla kusur oranlarının tespiti için dosyanın adli tıp kurumu trafik ihtisas dairesine ve maluliyet oranın tespiti bakımından adli tıp 3. İhtisas kurumuna sevk edilmesi gerektiğini, davacının kazanç kaybı taleplerinin teminat dışı kalan hallerde olduğundan müvekkil şirketin sorumluluğunda olmadığını, muhtemel bakıcı giderine ilişkin taleplerin teminat dışında kalacağını belirterek davanın usulden ve esastan reddini, yargılama masrafları ve vekalet ücretinin davacı tarafa yükletilmesini talep etmiştir.
-Davalı … ve ……….vekili cevap dilekçesinde özetle: 12/09/2017 tarihinde müvekkillerle ilgili araç olan … plaka sayılı araç ile 03 VL 087 plaka sayılı aracın karıştığı kaza sonrası tanzim edilen kaza tespit tutanağındaki …’a atfedilen kusur şekli ve oranını kabul etmediğini ve toplanacak deliller neticesinde Adli Tıptan rapor aldırılması gerektiğini, kaza sebebi ile Salihli Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından tahkikat başlatıldığını, davalı sigorta şirketleri tarafından davacılara bir kısım ödemeler yapıldığı belli olup bu ödemelerin hesaplanacak maddi tazminatlardan ve yargılama giderlerinden mahsup edilmesi gerektiğini, bu bakımdan davacı yanın maddi ve manevi tazminat taleplerini kabul etmediğini beyan etmiştir.
KANITLAR
** İzmir valiliğinden kazaya ilişkin raporlar alınmıştır.
**Gençlik ve Spor Bakanlığından …’a ait kazanç raporu alınmıştır.
**Salihli 2. Asliye Ceza Mahkemesinden dosya akıbet yazısı alınmıştır.
** Sosyal Güvenlik Kurumundan sigortalılara ait iş görmezlik ödenekleri bilgisi alınmıştır.
** Buca İlçe Emniyet Müdürlüğünden tahkikat raporları alınmıştır.
**Salihli 2. Asliye Ceza Mahkemesinin Bilirkişi raporu alınmıştır.
**Karabağlar İlçe Emniyet Müdürlüğünden sosyal durum araştırması raporu alınmıştır.
GEREKÇE :
Dava; Davacıların, trafik kazasından kaynaklanan eksik ödenen sürekli iş göremezlik ve geçici iş göremezlik tazminatını kapsayan maddi tazminatlarının karşı araç ZMMS sigortacısı, Karayolları Yolcu Taşımacılığı Zorunlu Koltuk Ferdi Kaza Sigortacısı, kazaya neden olan araç maliki ve sürücüsünden, manevi tazminata ilişkin kazaya neden olan araç maliki ve sürücüsünden tahsili davasıdır.
Dava tarihinde yürürlükte olan, 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 91/1. maddesinde, “işletenlerin, bu kanunun 85/1.maddesine göre olan sorumluluklarının karşılanmasını sağlamak üzere mali sorumluluk sigortası yaptırmaları zorunludur”, aynı yasanın 85/1.maddesinde, “bir motorlu aracın işletilmesi bir kimsenin ölümüne veya yararlanmasına yahut bir şeyin zarara uğramasına sebep olursa, araç işletenin bu zarardan sorumlu olacağı”, aynı yasanın 85/son maddesinde ise, “işleten ve araç işleticisi teşebbüsün sahibi, aracın sürücüsünün veya aracın kullanılmasına katılan yardımcı kişilerin kusurundan kendi kusuru gibi sorumludur.” hükümlerine yer verilmiş, 01.06.2015 tarihinde yürürlüğe giren Karayolları Motorlu araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartları’nın amacı A.1 maddesinde “Karayolları Trafik Kanunu uyarınca motorlu araç işletenlerine yüklenen hukuki sorumluluk için düzenlenen Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortasına yönelik ilgililerinin hak ve yükümlülüklerine ilişkin usul ve esasların düzenlenmesidir.” şeklinde belirlenmiştir. Sigortanın kapsamı ise genel şartlar A.3. maddesinde “sigortacı, poliçede tanımlanan motorlu aracın işletilmesi sırasında, üçüncü şahısların ölümüne veya yaralanmasına veya bir şeyin zarara uğramasına sebebiyet vermiş olmasından dolayı, 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanununa göre sigortalıya düşen hukuki sorumluluk çerçevesinde Genel Şartlarda içeriği belirlenmiş tazminatlara ilişkin talepleri, kaza tarihi itibariyle geçerli zorunlu sigorta limitleri dahilinde karşılamakla yükümlüdür. Sigortanın kapsamı üçüncü şahısların, sigortalının Karayolları Trafik Kanunu çerçevesindeki sorumluluk riski kapsamında, sigortalıdan talep edebilecekleri tazminat talepleri ile sınırlıdır.” şeklinde düzenlenmiştir.
Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartları 14 Mayıs 2015 gün 29355 sayılı Resmi Gazete’de yayınlanarak 01 Haziran 2015 tarihinde yürürlüğe girmiştir.
Olay tarihinde yürürlükte bulunan 2918 sayılı KTK.nın 90. maddesinde “Zorunlu mali sorumluluk sigortası kapsamındaki tazminatlar bu Kanun ve bu Kanun çerçevesinde hazırlanan genel şartlarda öngörülen usul ve esaslara tabidir. Söz konusu tazminatlar ve manevi tazminata ilişkin olarak bu Kanun ve genel şartlarda düzenlenmeyen hususlar hakkında 11/1/2011 tarihli ve 6098 sayılı Türk Borçlar Kanununun haksız fiillere ilişkin hükümleri uygulanır.” şeklindeki düzenleme ve zorunlu mali sorumluluk sigortası teminatı kapsamı dışında bulunan hallerin düzenlendiği 92/i maddesindeki “Bu Kanun çerçevesinde hazırlanan zorunlu mali sorumluluk sigortası genel şartları ve ekleri ile tanımlanan teminat içeriği dışında kalan talepler.” şeklindeki düzenleme Anayasa Mahkemesinin 17.7.2020 tarihinde 2019/40 E-2020/40 K. sayılı kararı ile Karayolları Trafik Kanunu’nun 90. maddesinin birinci cümlesinde yer alan “…ve bu Kanun çerçevesinde hazırlanan genel şartlarda…” ibaresi ile ikinci cümlesindeki “…ve genel şartlarda…” ibaresinin ve 92. maddesinin (i) bendinin Anayasa’ya aykırı olduğuna ve iptaline karar verilmiştir.
Anayasa Mahkemesinin iptal kararı ile zorunlu mali sorumluluk sigortası kapsamındaki tazminatların zorunlu mali sorumluluk sigortası genel şartlarına göre belirleneceğine dair düzenleme iptal edilmiştir. T.C. Anayasası’nın 153/6. maddesinde, “Anayasa Mahkemesi kararları Resmî Gazetede hemen yayımlanır ve yasama, yürütme ve yargı organlarını, idare makamlarını, gerçek ve tüzel kişileri bağlar.” düzenlemesi mevcut olup, bu düzenlemenin doğal sonucu olarak Anayasa Mahkemesi’nce bir kanun veya kanun hükmünde kararnamenin tümünün ya da bunların belirli hükümlerinin Anayasa’ya aykırı bulunarak iptal edildiğinin bilindiği halde görülmekte olan davaların Anayasa’ya aykırılığı saptanan kurallara göre görüşülüp çözümlenmesi, Anayasa’nın üstünlüğü prensibine ve hukuk devleti ilkesine aykırı düşeceği için uygun görülmeyeceği kabul edilmektedir. Anayasa Mahkemesi’nin somut norm denetimi neticesinde verdiği iptal kararlarının Resmî Gazete’de yayımlanması ile sonuç doğuracağı ve eldeki tüm uyuşmazlıklara uygulanması gerektiği uyulması zorunlu yargısal içtihatlar ile kabul edilmiştir.
Yargıtay içtihatları ile kabul edilen “usuli kazanılmış hak” olgusunun, birçok hukuk kuralında olduğu gibi yine Yargıtay içtihatları ile geliştirilmiş istisnalarının bulunduğu, yeni bir İçtihadı Birleştirme Kararı (09.05.1960 tarihli ve 21/9 sayılı YİBK) ya da geçmişe etkili bir yeni kanun çıkması, benzer şekilde uygulanması gereken bir kanun hükmünün, hüküm kesinleşmeden önce Anayasa Mahkemesince iptaline karar verilmesi hallerinde, usulü kazanılmış hakka göre değil, İBK’na veya geçmişe etkili yeni kanuna ya da Anayasa Mahkemesinin iptal kararından sonra oluşan yeni duruma göre karar verilebileceği (HGK’nın 21.01.2004 tarihli ve 2004/10-44 E., 19 K.; 03.02.2010 tarihli ve 2010/4-40 E., 2010/54 K), dolayısıyla bilirkişi raporları alındıktan ve bu raporlar nedeniyle taraflar lehine oluşan usulü kazanılmış hakka göre değil sonra Anayasa Mahkemesi’nin iptal kararından sonra oluşan yeni duruma göre karar verilmesi gerektiği, İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi’nin 2019/824 esas, 2020/1025 karar sayılı, 2019/3373 esas, 2020/1022 karar sayılı emsal kararlarında da belirtildiği üzere Anayasa Mahkemesi’nin yukarıda anılan iptal kararı sonrasında oluşan yeni duruma göre KTK’nun 90. Maddesi hükmü dikkate alındığında, zarar gören hak sahiplerinin zarar veren 3.kişilerden ve sigorta şirketinden talep edebilecekleri tazminatın kapsamının belirlenmesinde kullanılacak yöntem ve ölçütler konusunda kısıtlama bulunmadığından, üçüncü kişi olan davacıların uğradığı sürekli iş göremezlik zararının tespitinde 6098 sy Türk Borçlar Kanunu hükümleri dikkate alınarak, Yargıtay tarafından uzun yıllardır benimsenen progresif rant (%10 artırım ve iskonto) yöntemi ve Yargıtay 17. HD’nin 2019/4517 esas, 2021/341Karar sayılı 21/01/2021 tarihli , …… esas, ………. karar sayılı 14/01/2021 tarihli emsal kararlarında “Başbakanlık Hazine Müsteşarlığı, Hacettepe Üniversitesi Fen Fakültesi Aktüerya Bilimleri Bölümü, BNB Danışmanlık, Marmara Üniversitesi ve Başkent Üniversitesi’nin çalışmalarıyla “TRH 2010” adı verilen “Ulusal Mortalite Tablosu” hazırlanmış olup, Sosyal Güvenlik Kurumu’nca da ilk peşin sermaye değerlerinin hesabında anılan tabloların uygulanmasına geçilmiştir. Gerçek zarar hesabı özü itibariyle varsayımlara dayalı bir hesap olup, gerçeğe en yakın verilerin kullanılması esastır. Bu durumda diğer kurumlar ile Yargıtay Daireleri arasında tazminat hesabında birliğin sağlanması açısından ve yine bu tablonun ülkemize özgü ve güncel verileri içermesi de göz önüne alındığında, Dairemizce de tazminat hesaplarında bakiye ömrün belirlenmesinde TRH 2010 tablosunun esas alınmasının güncellenen ülke gerçeklerine daha uygun olacağı” yönündeki gerekçesi dikkate alınarak TRH 2010” adı verilen “Ulusal Mortalite Tablosu” esas alınarak yapılan hesaplama esas alınmıştır.
Maluliyet oranının kaza tarihinde yürürlükte bulunan yönetmelik hükümlerine göre belirlenmesi gerektiği, 12/09/2017 tarihli kaza nedeniyle, raporun “Özürlülük Ölçütü, Sınıflandırması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurulu Yönetmeliğine hükümlerine göre belirlenen iş gücü kaybı oranı hükme esas alınmıştır.
Dosya içerisinde bulunan Salihli 2.Asliye Ceza Mahkemesi … Esas sayılı dosyasından alınan, 09.11.2020 tarihli bilirkişi raporuna göre kazanın oluşumunda;… plakalı otobüs sürücüsü …’ın asli kusurlu olduğu,03 VB 263 plakalı yarı römork sürücüsü …’un kusurunun bulunmadığının belirtildiği, davacı … : Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi Adli Sağlık Kurulu’nun (86404264-278) sayılı ve 28.01.2022 tarihli raporunda; …’ın 12.09.2017 tarihli trafik kazasına bağlı olarak oluşan engellilik oranı, “Engellilik Ölçütü Sınıflandırması ve Engellilere Verilecek Sağlık Kurulu Raporları Hakkında Yönetmelik” dikkate alınarak değerlendirildiğinde, şahsın engellilik oranının olduğu, tıbbi iyileşme süresinin olay tarihinden itibaren 5 gün olduğu, … : Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi Adli Sağlık Kurulu’nun (86404264-283) sayılı ve 28.01.2022 tarihli raporunda; …’ın 12.09.2017 tarihli trafik kazasına bağlı olarak oluşan engellilik oranı, “Engellilik Ölçütü Sınıflandırması ve Engellilere Verilecek Sağlık Kurulu Raporları Hakkında Yönetmelik” dikkate alınarak değerlendirildiğinde, şahsın engellilik oranının % O olduğu, tıbbi iyileşme süresinin ise olay tarihinden itibaren 1 hafta olduğu görülmüştür.
Dosyaya sunulan 1/11/2022 tarihli Bilirkişi raporunda; davacı … için Sürekli maluliyetin başlangıç tarihinden(Tıbbi iyileşme süresinin sonu), yaşam süresinin sonuna kadar olan dönemdir. EÜ Tıp Fak. Hastanesi Adli Sağlık Kurulu, davacının 12.09.2017 tarihinde geçirdiği trafik kazası sonucu oluşan yaralanmalarına ağlı engellilik oranına neden olacak bir arızasının bulunmadığı, engellilik oranının % O olduğu, bu nedenle davacı için sürekli iş göremezlik tazminat hesabı yapılmadığı, davacı … için, Sürekli maluliyetin başlangıç tarihinden (Tıbbi iyileşme süresinin sonu), yaşam süresinin sonuna kadar olan dönemdir. EÜ Tıp Fak. Hastanesi Adli Sağlık Kurulu, davacının 12.09.2017 tarihinde geçirdiği trafik kazası sonucu oluşan yaralanmalarına bağlı engellilik oranına neden olacak bir arızasının bulunmadığı, engellilik oranının %0 olduğu, bu nedenle davacı için sürekli iş göremezlik tazminat hesabı yapılmadığı, Davacı … için (234,01) TL geçici iş göremezlik zararı hesaplandığı ancak davalı … Sigorta A.Ş.nin (14.000,00) TL tazminat ödemesi sonrasında davacının bakiye zararının kalmadığı, Davacı …’ın dava konusu kazadan sonra çalışmaya devam etmesi ve kazanç kaybının bulunmaması nedeniyle geçici iş göremezlik zararının bulunmadığı tespit edildiğinden davacının maddi ve manevi tazminata ilişkin taleplerinin reddine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Açılan maddi ve manevi tazminat davasının REDDİNE
2-Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 179,90-TL harcın peşin olarak alınan 109,30-TL harçtan düşülmesi ile kalan 70,60-TL harcın karar kesinleştiğinde isteği halinde davacı tarafa iadesine,
3-Davacı tarafça yapılan yargılama giderlerinin kendisi üzerine bırakılmasına,
4-Reddedilen maddi tazminat talebi açısından karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT’ye göre takdir ve tayin edilen 2.000,00-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak, davalılara eşit olarak verilmesine,
5-Reddedilen manevi tazminat talebi açısından karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT’ye göre takdir ve tayin edilen 9.200,00-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak, davalılara eşit olarak verilmesine,
6-Davacı tarafça yatırılan gider avansından kullanılmayarak artan kısmının karar kesinleştiğinde iadesine,
Dair, Davalılar vekilinin yüzüne, Davacılar vekilinin yokluğunda karşı kararın taraflara tebliğinden itibaren 6100 sayılı yasanın 345. Maddesi uyarınca 2 haftalık kesin süresi içerisinde Bölge İstinaf Mahkemesine başvuru yolunun açık olduğu yönünde karar verildi. 21/02/2023

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim…
¸e-imzalıdır