Emsal Mahkeme Kararı İzmir 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/77 E. 2022/79 K. 04.02.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2019/77
KARAR NO : 2022/79

DAVA : İtirazın İptali (Bankacılık İşlemlerinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 11/04/2019
KARAR TARİHİ : 04/02/2022

Mahkememizde görülen davanın yapılan açık yargılaması sonucunda;
İTİRAZ ;
İzmir … İcra Müdürlüğü’nün …. sayılı dosyasında; davacı alacaklı tarafından, aralarında davalının da bulunduğu borçlular hakkında 336.858,70 TL’si asıl alacak, 43.562,26 TL’si işlemiş faiz, 1.327,72 TL’si BSMV olmak üzere toplam 381.748,68 TL alacağın tahsili amacıyla ilamsız icra takibi başlatılmıştır.
Kendisine usulüne uygun olarak ödeme emri tebliğ edilen davalı borçlu yasal süre içerisinde verdiği 11/10/2018 havale tarihli dilekçesi ile; alacaklı olduğunu iddia eden tarafa herhangi bir borcunun bulunmadığını ileri sürerek takibe, borca, yetkiye, faize ve ferilerine itiraz etmiştir.
İDDİA ;
Davacı vekili dava dilekçesi ile özetle; müvekkili bankanın Gazi Bulvarı İzmir Şubesi ile borçlu … arasında kredi genel sözleşmeleri ve ekleri olan limit artırım sözleşmesinin imzalandığını, bu sözleşmelere dayalı olarak borçlu müşteriye nakdi ve gayri nakdi TL kredilerinin kullandırıldığını, davalının bu sözleşmeleri ve protokollerin tamamını müşterek ve müteselsil borçlu kefil sıfatıyla imzaladığını, kullandırılan kredinin geri ödenmemesi üzerine kredi hesabının kat edilerek davalıya gönderilen İzmir …. Noterliği’nin 14/06/2018 tarihli ve … yevmiye numaralı ihtarnamesi ile borcun ödenmesinin istendiğini, ödemenin yapılmaması üzerine İzmir ….İcra Müdürlüğü’nün … sayılı dosyasında icra takibi başlatıldığını, davalının itirazı üzerine takibin durduğunu, arabuluculuğa başvurunun yapıldığını ancak anlaşmanın sağlanamadığını, sözleşmenin 15. maddesine göre bankanın defter ve belgelerinin delil olacağını 13. maddesine göre bankanın her türlü alacağı için ihtiyati haciz kararı alıp uygulayabileceğini, 12. maddesine göre temerrüt faizinin bankaca kredilere uygulanan en yüksek cari kredi faiz oranının % 50’sinin ilavesi suretiyle bulunacak oran üzerinden uygulanacağını ve bu şekilde hesaplanan faizin vergisinin ve diğer eklentilerinin ayrıca ödeneceğini, banka alacağının sözleşmeye ve yasa hükümlerine uygun olarak hesaplandığını, yapılan itirazın haksız ve kötü niyetli olduğunu, davalının eşi …’nın kefalete eş rıza belgesi verdiğini, borçlular ile imzalanan genel kredi sözleşmesi hükümleri ve yasa uyarınca İzmir İcra Müdürlükleri’nin ve mahkemelerinin yetkili olduğunu belirterek davalının itirazının iptaline, müvekkili yararına alacağın % 20’den az olmamak üzere icra inkar tazminatının davalıdan tahsiline karar verilmesini istemiştir.
Dava 381.748,69 TL harca esas eğer üzerinden açılmıştır.
CEVAP ;
Davalı vekili yasal süreden sonra verdiği cevap dilekçesi ile özetle; müvekkiline cevap süresinin uzatılmasına ilişkin kararın tebliğ edilmediğini, müvekkilinin 08/11/2019 tarihinde kendiliğinden cevap süresinin uzatıldığını öğrendiğini, bu nedenle yasal süre içerisinde cevap dilekçesi verdiklerini, müvekkili ile davacı banka arasında imzalanan kredi sözleşmeleri çerçevesinde 7 adet taşınmaz üzerinde davacı banka lehine ipotek kurulduğunu, buna ilişkin belgelerin ipotek takibinin yapıldığı İzmir …İcra Müdürlüğü’nün ….. sayılı dosyasında bulunduğunu, toplam ipotek bedelinin 8.350.000,00 TL olduğunu, ipoteklerin müvekkilinin borçlu, müşterek borçlu ve kefil sıfatıyla davacı banka nezdinde doğmuş ve doğacak tüm borçlarına ilişkin olarak kurulduğunu ve söz konusu ipotek takibinin müvekkili aleyhine başlatıldığını, ipotek takibinde toplam 3.421.277,08 TL’nin istendiğini, henüz taşınmazların paraya çevrilmediğini, ipotekle teminat altına alınmış alacak miktarlarının borcun çok çok üzerinde olduğunu, dolayısıyla taşınmazlar paraya çevrilmeden ve ipotek bedellerinin borcun çok üzerinde olduğu sabitken ilamsız icra takibi başlatılmasının hukuka aykırı olduğunu, İİK’nın 45. maddesi hükmünün açık olduğunu, bu maddeye göre önce rehine başvurma zorunluluğunun bulunduğunu, müvekkili tarafından yapılan itirazın haklı bir itiraz olduğunu, ipotekle teminat altına alınmış kredi sözleşmeleri çerçevesinde müvekkili aleyhine bir çok ilamsız icra takibi başlatıldığını, bu davaya konu icra takibi ile tarafları aynı olan İzmir … İcra Müdürlüğü’nün ……. ve ……. sayılı icra takiplerinin de bulunduğunu, mükerrer takibin söz konusu olduğunu, yine müvekkiline ve akrabalarına ait ticari araçların müvekkilinin borçlarına mahsup edilmek üzere davacı banka lehine rehin verildiğini, araçların satılarak paraya çevrildiğini, borca mahsup edilmeden davanın açıldığını, bunların nakde dönüşüp dönüşmediği ve dönüştü ise hangi kredi borçlarına mahsup edildiği hususunun bankadan sorulması gerektiğini, müvekkilinin İzmir 6. Noterliği’nin 10360 yevmiye numaralı ihtarnamesi ile hesap kat ihtarnamesine itiraz etmiş olması karşısında alacak iddiasının çekişmeli hale geldiğini, icra inkar tazminatı istenemeyeceğini belirterek, davanın reddine, müvekkili yararına % 20’den az olmamak üzere kötü niyet tazminatının davacıdan tahsiline karar verilmesini istemiştir.
DELİLLER ;
İcra dosyası, genel kredi sözleşmesi, hesap kat ihtarı, İzmir …… İcra Hukuk Mahkemesi’nin ………Esas ve ……….Karar sayılı dava dosyası.

GEREKÇE ;
Dava; hakkında genel kredi sözleşmesine dayalı alacağın tahsili amacıyla ilamsız icra takibi başlatılan davalının borca itirazının iptali istemine ilişkindir.
Davalı her ne kadar icra dosyasına verdiği itiraz dilekçesinde yetkiye ilişkin itiraz da ileri sürmüş ise de; itirazında yetkili icra müdürlüğünü bildirmemiş olması nedeniyle geçerli bir yetki itirazının varlığından söz edilemeyeceğinden, bu yöndeki itirazının yapılmamış sayılmasına karar verilmiştir.
Davanın, 1 yıllık hak düşürücü süre içerisinde açıldığı belirlenmiştir.
Taraflar arasındaki uyuşmazlık; “davacı bankanın Gaziemir Şubesi ile dava dışı borçlu … arasında imzalanan kredi genel sözleşmesini ve ek sözleşmeleri müşterek borçlu-müteselsil kefil sıfatıyla imzalayan davalının davacı bankaya bu sözleşme kapsamında borcunun bulunup bulunmadığı, davacı tarafından başlatılan takibin mükerrer bir takip olup olmadığı, davalı tarafından davacı banka lehine ipotek olarak verildiği ileri sürülen taşınmazların ve araçların dava konusu borcu karşılar miktarda olup olmadığı, İzmir …….İcra Müdürlüğü’nün … sayılı dosyası çerçevesinde davalının icra takip tarihi itibariyle varsa faiz ve ferileriyle birlikte borcunun ne miktar olduğu, tazminat istenebilme koşullarının bulunup bulunmadığı” konularındadır.
Davacı bankanın Gaziemir Şubesi ile dava dışı borçlu … arasında 12/04/2016 tarihli 500.000,00 TL limitli kredi genel sözleşmesi imzalanmıştır. Bu sözleşmeyi davalı 1.000.000,00 TL kefalet limiti ile müşterek borçlu-müteselsil kefil olarak imzalamıştır. Davalının eşi … tarafından davalının kefil olmasına yazılı olarak rıza göstermiş ve buna ilişkin eş rıza belgesi düzenlenmiştir.
Davacı banka aralarında davalının da bulunduğu borçlulara İzmir….Noterliği’nden gönderdiği 14/06/2018 tarihli … yevmiye numaralı ihtarname ile “13/06/2018 tarihi itibariyle hesabı kat ettiklerini” bildirerek “bu tarih itibariyle 370.480,45 TL borcu 1 gün içerisinde ödemelerini” istemiştir. İhtarname davalıya tebliğ edilememiş ve 19/06/2018 tarihinde iade edilmiştir.
Davalı vekili 15/0372021 tarihli dilekçesi ile; İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 8. Hukuk Dairesi’nin …… Esas ve ………Karar sayılı kararı ile İzmir 1. İcra Dairesi’nin … sayılı icra dosyasında takibin iptal edildiğini belirterek, davanın reddine ve müvekkili yararına tazminata karar verilmesini istemiştir.
İzmir……. İcra Hukuk Mahkemesi’nin … Esas ve … Karar sayılı dava dosyası incelendiğinde; davacısının …; davalısının … A.Ş. olduğu, bu davada dava dilekçesiyle birlikte “davacı ile davalı banka arasında 03/04/2014, 20/05/2014, 23/11/2017, 16/11/2017 tarihlerinde kurulan ipotek senetlerinde davacının borçlu, müşterek borçlu ve kefil sıfatıyla banka nezdinde doğmuş ve doğacak tüm borçlarına ilişkin olarak ipotek kurulduğu, buna rağmen ipotekli taşınmazlar paraya çevrilmeden davacı aleyhine İzmir …… İcra Müdürlüğü’nün … sayılı dosyası ile ilamsız icra takibine başlandığı, İİK’nın 45. maddesine göre takip konusu borç için verilmiş ipotek varken ilamsız takip yapılamayacağı” hususlarının ileri sürülerek İzmir …. İcra Müdürlüğü’nün … sayılı dosyasında başlatılan icra takibinin iptaline karar verilmesinin istendiği, mahkemece “davanın reddine” karar verildiği, bu karara karşı istinaf kanun yoluna gidildiği, İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 8. Hukuk Dairesi’nin 11/03/2021 tarihli …… Esas ve …….. Karar sayılı kararı ile “İzmir… İcra Müdürlüğü’nün … sayılı dosyasında alacaklı banka tarafından borçlu davacı ve dava dışı borçlular aleyhine 336.858,70 TL alacak ve ferilerinin tahsili amacıyla 13/07/2018 tarihinde başlatılan ilamsız takip olduğu; İzmir….. İcra Müdürlüğü’nün …..sayılı takibinin ise takip alacaklısı banka tarafından davacı borçlu ve dava dışı borçlular aleyhine ihtarname, hesap özeti, kredi sözleşmesi ve ipotek akitlerine dayalı olarak toplam 3.421.277,08 TL alacağın tahsili isteğiyle 17/09/2018 tarihinde başlatılmış ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla takip olduğu, İİK’nın 45. maddesinin asıl borçlular ile ilgili olarak düzenlenmiş olduğu, alacağı rehinle temin edilen bir kimsenin, rehini veren hakkında doğrudan doğruya genel haciz yoluyla takibe geçmesini önlediğini ve rehinle temin edilmiş bir alacağın borçlusu iflasa tabi şahıslardan olsa bile alacaklının yalnız rehinin paraya çevrilmesi yoluyla takip yapabileceğine ilişkin olduğu, diğer bir anlatımla İİK’nın 45. maddesinin asıl borçlu için getirilmiş bir kural olduğu, kefiller hakkında uygulanamayacağı, somut olayda alacaklı banka tarafından 12/04/2016 ve 07/12/2017 tarihli genel kredi sözleşmeleri ve ihtarnameye dayalı olarak müşterek borçlu ve müteselsil kefiller aleyhine 13/07/2018 tarihinde genel haciz yoluyla ilamsız takip başlatıldığı, ayrıca İzmir …İcra Müdürlüğü’nün ……. sayılı dosyasında ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla takibe geçildiği, bu takip dosyasında yer alan ve davacı tarafından delil olarak dosyaya sunulan ipotek senetlerinde dava dışı taşınmaz maliki tarafından şikayetçi borçlunun davalı banka ile yapmış olduğu veya yapacağı… borçlu, keşideci…. Kefil ve sair sıfatlarla imzasına havi olarak işleme kabul ettiği… sözleşme… gibi her türlü sebepten doğmuş ve doğacak borçlarının teminatı olarak ipotekler kurulduğunun görüldüğü, bu durumda şikayetçi borçlunun kefalet borcunun bu ipoteklerin teminatı kapsamında olduğunun anlaşıldığı, İİK’nın 45. maddesinin amir hükmü gereği hakkında öncelikle rehinin paraya çevrilmesi yoluyla takip yapılmasının zorunlu olduğu, mahkemece borçlunun şikayetinin kabulü ile takibin iptaline karar verilmesi gerekirken şikayetin reddine karar verilmesinin isabetsiz olduğu” gerekçeleriyle “davacının istinaf sebepleri yerinde olduğundan 6100 sayılı HMK’nın 353/1-b/2 maddesi uyarınca istinaf başvurusunun kabulü ile İzmir ……. İcra Hukuk Mahkemesi’nin … Esas … Karar sayılı dosyasında verilen 03/03/2020 tarihli kararın kaldırılmasına, davanın kabulüne, İzmir 1. İcra Müdürlüğü’nün … sayılı dosyasında yürütülen takibin iptaline” karar verildiği, verilen bu karara karşı da temyiz yoluna gidildiği, söz konusu kararın Yargıtay 12. Hukuk Dairesi’nin 19/10/2021 tarihli, 2021/3943 Esas ve 2021/9148 Karar sayılı kararı ile onanmasına karar verildiği, böylece mahkemenin kararının 19/10/2021 tarihinde kesinleştiği görülmüştür.
6100 sayılı HMK’da dava şartları, dava açılabilmesi için değil, mahkemenin davanın esası hakkında inceleme yapabilmesi için gerekli olan şartlardır. İtirazın iptali davalarında yargı hakkı, yargı yolu, görev, davada iki tarafın bulunması, taraf ehliyeti, dava ehliyeti, davaya vekâlet ehliyeti, geçerli vekâletname, kesin hüküm bulunmaması ve hukuki yarar gibi genel dava şartlarının yanı sıra bu davanın açılabilmesi için başka özel dava şartlarının da bulunması gerekir. Bu özel dava şartlarından birisi ortada geçerli bir icra takibinin bulunmasıdır.
Somut olay bakımından değerlendirildiğinde; eldeki davanın konusu olan İzmir ….cra Müdürlüğü’nün … sayılı dosyasında yürütülen takibin İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 8. Hukuk Dairesi’nin 11/03/2021 tarihli….Esas ve …….Karar sayılı kararı ile iptaline karar verilmiş olması ve bu kararın da Yargıtay 12. Hukuk Dairesi’nin 19/10/2021 tarihli, …… Esas ve………. Karar sayılı kararı ile onanarak kesinleşmiş olması karşısında takibe konu alacağın muaccel hale geldiğinden söz edilemeyeceğinden, başlatılan icra takibi de buna bağlı olarak geçerli bir icra takibi olarak kabul edilemeyeceğinden, davanın reddine karar vermek gerekmiştir.
Mahkememizce verilmiş karar esastan red kararı niteliğinde olmadığından, davalı yararına maktu vekalet ücretine karar verilmiştir.
Davacı bankanın takibinde haksız ve kötü niyetli olduğu iddia ve ispat edilmediğinden, davalı vekilinin tazminat isteği reddedilmiştir.

HÜKÜM ; Yukarıda yazılı bulunan gerekçeye göre;
1-Davanın konusu takibin iptal edilmiş olması sebebiyle davanın REDDİNE,
2-Davalı vekilinin tazminat isteğinin reddine,
3-Davacı banka harçtan muaf olduğundan harç alınmasına yer olmadığına,
4-Dava şartı arabuluculuk ücreti olan ve 6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu’nun 18/A-13 maddesi uyarınca tarafların anlaşamamaları nedeniyle Adalet Bakanlığı bütçesinden karşılanan 1.320,00 TL’nin davada haksız çıkan davacıdan alınarak, Hazine’ye gelir kaydına,
5-Davacı tarafça yapılan yargılama giderlerinin kendisi üzerine bırakılmasına,
6-Karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT’ye göre takdir ve tayin edilen 5.100,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak, davalıya verilmesine,
7-Davacı tarafça yatırılan gider avansından kullanılmayarak artan kısmının karar kesinleştiğinde iadesine,
Dair; taraf vekillerinin yüzlerine karşı, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki haftalık süre içerisinde Bölge Adliye Mahkemeleri nezdinde istinaf yolu açık olmak üzere oy birliğiyle karar verildi. 04/02/2022

Başkan …
¸E-imza
Üye …
¸E-imza
Üye …
¸E-imza
Katip …
¸E-imza