Emsal Mahkeme Kararı İzmir 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/580 E. 2021/616 K. 08.07.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İZMİR
4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2019/580 ESAS
KARAR NO : 2021/616 KARAR

DAVA : Tazminat (Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 25/12/2019
KARAR TARİHİ : 08/07/2021

Mahkememizde görülen Tazminat (Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılamasının sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Arabulucuya başvurulduğunu ancak olumlu sonuç alınamadığını, davalı yüklenici … ile İzmir ili, Çeşme ilçesi, … parselde bulunan taşınmaz için arsa sahipleri ile kat karşılığı inşaat sözleşmesi imzalandığını, davacı ile davalılar arasında 03.09.2006 tarihli protokol ile inşaat sözleşmesi imzalandığını, protokole göre müvekkili üzerinde 4 adet daire bırakılacağı konusunda anlaşma sağlandığını, müvekkilinin 4 daire için davalılardan …’a 153.515,00-TL ödediğini, müvekkilinin davalılardan …’a gönderdiği ihtarname ile dairelerin teslimini istemesine rağmen davalı … ve … ‘ın üzerilerine düşen sorumluluğu yerine getirmediklerini, müvekkilinin inşaat sözleşmesi gereği tüm borçlarını ifa ettiğini, davalıların protokol gibi davranmadıklarını, müvekkilinin 20.11.2009 tarihinde tamamlanan inşaattan dairelerini alacağı ümidi ile beklediğini, müvekkilinin inşaatların bittiğini, davalıların kullanmaya başladıklarını, kiraya vermek suretiyle gelir elde etmeye başladıklarını yurt dışından gelince öğrendiğini, müvekkili ile davalılar arasında akraba ilişkisi bulunduğunu, müvekkilinin ödemiş olduğu bedelin dönem itibari ile 4 adet bağımsız bölüme karşılık geldiğini, davalıların kendi aralarında imzaladıkları gizli protokol ile 4 adet bağımsız bölümün 2 adete düşürüldüğünü, açıkladığı nedenlerle davanın kabulüne karar verilerek ödenen 153.515,00-TL nin işleyecek en yüksek yasal faizi ile birlikte davalı …’tan tahsiline, kat karşılığı inşaat sözleşmesi gereği gecikme tazminatı olan dönem itibarı ile 40 YTL’nin şimdilik 100,00-TL’nin en yüksek yasal faizi ve temerrüt faizi ile birlikte davalı yüklenici …’tan tahsiline, müvekkilinin ödemiş olduğu bedel dönem itibarı ile 4 adet bağımsız bölüme karşılık gelmekte iken, davalıların kendi aralarında imzalamış olduğu gizli protokol neticesinde 4 adet bağımsız bölüm 2 adete düşürülmüş olup işbu durumda müvekkilinin uğramış olduğu zararında şimdilik 100,00-TL’nin en yüksek yasal faizi ve temerrüt faizi ile birlikte davalılardan tahsiline ve yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalılar üzerine bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP: Davalı … cevap dilekçesinde özetle; … parselde bulunan taşınmazın üzerine Apart otel yapılması için, … ve arsa sahipleri arasında kat karşılığı inşaat sözleşmesi yapıldığını, inşaat başlangıç yapım aşamasında …, … ve babası …’ün inşaat mahalline gelerek adı geçen inşaata ortak olmak istediklerini, …, …, … ile mal sahipleri ile … arasında yapılan inşaat sözleşmesindeki, tüm şartları kabul ederek inşaat yapımına ortak olduklarını, bu ortaklıkta …’ün yurtdışında olması sebebiyle babası …’ün de toplantılara katıldığını ve söz sahibi olduğunu, bu sözleşmede …’ün 4. Daire hissesinin olduğunu, ancak sözleşmede belirtilen süreler içerisinde belirtilen miktarları ödeyemediği için 2 adet daireyi …’a iade ettiğini, …’ün üzerinde kalan 2 adet daire için ödemesi gereken 183.400,00-TL yi de 153.000,00-TL olarak ödediğini ifade ettiğini ancak 153.000,00-TL ve eksik kalan 30.400,00-TL yi ödediğine dair belgeleri de mahkemeye ibraz etmesinin gerektiğini, inşaat bitiminden bu zamana kadar geçen süre içerisinde apart otelde meydaan gelen ek masraflar, eksik, kusur noksanlıkları, bekçi parası ve mahkeme masrafları vs ye …’ün hissesi oranında katkıda bulunması gerekirken bulunmadığını, açıkladığı nedenlerle davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP: Davalı … vekili cevap dilekçesinde özetle; yetki itirazında bulunduklarını, görevli mahkemenin Antalya Mahkemeleri olduğunu, deliller arasında müvekkili ile davacı arasında akdedilmiş hiçbir sözleşme bulunmadığını, müvekkilinin dosyadaki taraf durumunun davacıdan farkının bulunmadığını, müvekkilinin diğer davalıdan daire almak için imza attığını, müvekkiline bu nedenle husumet yöneltilemeyeceğini, açıkladığı nedenlerle davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE:
Dava; Eser sözleşmesinden kaynaklanan maddi tazminat davasıdır.
Gelir İdaresi Başkanlığı’nın 23/03/2020 tarihli cevap yazısı; “Davacı …’ün 01/01/2016 tarihinden itibaren Bakırköy Vergi Dairesi Müdürlüğünde Gayrimenkul Sermaye İradı yönünden mükellefiyetinin bulunduğu, 2018 takvim yılı için elde etmiş olduğu herhangi bir gayrimenkul sermaye iradı bulunmadığı anlaşılmıştır.”
…nun 114/c.maddesinde mahkemenin görevi dava şartı olarak sayılmıştır.
Yine …nun 115/1. Maddesi uyarınca “Mahkeme, dava şartlarının mevcut olup olmadığını, davanın her aşamasında kendiliğinden araştırır.”
Bu kapsamda dosya mahkememizin görevli olup olmadığı yönünden incelenmiş aşağıdaki hususlar tespit olunmuştur.
Dava tarihi itibariyle yürürlükte bulunan 6102 sayılı Türk Ticaret Kanununun 4. maddesinde, bu kanundan doğan hukuk davalarının ticari dava sayıldığı, aynı Kanunun 5. maddesinin ikinci fıkrasında, bir yerde ticaret mahkemesi varsa asliye hukuk mahkemesinin vazifesi içinde bulunan ve bu Kanunun 4. maddesi hükmünce ticari sayılan davalara ticaret mahkemesinde bakılacağı hususları düzenlenmiştir.
6102 sayılı Türk Ticaret Kanununun 4/1. maddesinde her iki tarafın da ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan hukuk davaları ve çekişmesiz yargı işlerinin ticari ava ve ticari nitelikte çekişmesiz yargı işi sayılacağı hüküm altına alınmıştır. Buna göre bir uyuşmazlığın ticari nitelikte olabilmesi için, her iki tarafın da ticari işletmesini ilgilendirmesi yahut aynı maddenin alt bentlerinde düzenlenen istisnalardan birine dahil olması gerekmektedir.
6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 19/2. maddesi uyarınca, taraflardan biri için ticari iş sayılan bir işin diğeri için de ticari iş sayılması, davanın niteliğini ticari hale getirmeyecektir. Zira; Türk Ticaret Kanunu, kanun gereği ticari dava sayılan davalar haricinde, ticari davayı ticari iş esasına göre değil, ticari işletme esasına göre belirlemiştir. Hâl böyle olunca, işin ticari nitelikte olması davayı ticari dava haline getirmez.
6335 sayılı Kanun’un 2. maddesi ile değişik 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 5. maddesi uyarınca ticari davalar asliye ticaret mahkemelerince görülerek karara bağlanır. Diğer taraftan aynı düzenleme gereğince, asliye ticaret mahkemeleri ile diğer hukuk mahkemeleri arasındaki ilişki, 6762 sayılı Türk Ticaret Kanunu’ndan ve 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 6335 sayılı Kanun’la yapılan değişiklikten önceki halinden farklı olarak iş bölümü ilişkisi değil, görev ilişkisidir. Göreve ilişkin düzenlemeler, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 1. maddesi uyarınca kamu düzenine ilişkin olduğundan mahkemelerce re’sen incelenir.
Açıklanan yasal mevzuat çerçevesinde somut olay değerlendirildiğinde, davacının tacir kaydının bulunmadığı, Gayrimenkul Sermaye İradı yönünden mükellefiyetinin bulunduğu, dolayısıyla davalının tacir sıfatını haiz olmadığı, taraflardan birinin tacir sıfatına sahip olmaması sebebiyle davanın ticari dava olarak kabul edilemeyeceği, ayrıca davanın TTK’ nun 4. maddesinde düzenlenen mutlak ticari dava niteliğinde de olmadığı, TTK’nın 4. maddesindeki yasal düzenlenme karşısında uyuşmazlığın 6100 sayılı HMK’nın 2. maddesi uyarınca genel hükümlere göre asliye hukuk mahkemesinde görülüp sonuçlandırılması gerektiği anlaşılmakla, …nun 115/2.maddesi uyarınca mahkememizin görevsizliğine ve davanın usulden reddine karar vermek gerekmiş aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M :Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacı tarafından açılan iş bu davada Mahkememizin görevli olmadığı, görevli mahkemenin İzmir Asliye Hukuk Mahkemeleri olduğu anlaşılmakla, HMK’nun 115/2 maddesi uyarınca davanın usulden REDDİNE,
2-HMK’nun 20. maddesi uyarınca kararın kanun yoluna başvurulmadan kesinleşmesi halinde kesinleşme tarihinden itibaren 2 hafta içinde kanun yoluna başvurulursa bu başvurunun reddi kararının tebliğ tarihinden itibaren 2 hafta içerisinde gönderilme talebinde bulunulduğu takdirde dava dosyasının görevli İzmir Asliye Hukuk Mahkemesine gönderilmesine,
3-HMK’nun 331/2 maddesi uyarınca harç, yargılama giderlerinin görevli mahkemece hüküm altına alınmasına,
4- İhtiyati tedbir taleplerinin görevli mahkemece hüküm altına alınmasına,
Dair, davacı ve davalı taraflar vekillerinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde İzmir Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde, istinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar, açıkça okunup, usulen anlatıldı. 08/07/2021

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır