Emsal Mahkeme Kararı İzmir 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/576 E. 2021/1124 K. 24.12.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2019/576
KARAR NO : 2021/1124

DAVA : İtirazın İptali (Bankacılık İşlemlerinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 24/12/2019
KARAR TARİHİ : 24/12/2021

Mahkememizde görülen davanın yapılan açık yargılaması sonucunda;
İTİRAZ ;
İzmir … İcra Müdürlüğü’nün ……sayılı takip dosyasında; davacı alacaklı tarafından, davalı borçlular hakkında 438.103,37 TL’si asıl alacak, 80.750,28 TL işlemiş akdi faiz, 4.037,52 TL’si BSMV, 495,34 TL’si ihtar gideri, 123,90 TL’si ihtiyati haciz gideri ve 606,00 TL’si ihtiyati haciz vekalet ücreti olmak üzere toplam 524.116,42 TL alacağın tahsili amacıyla ilamsız icra takibi başlatılmıştır.
Davalı borçlular vekili 08/11/2019 tarihli dilekçesi ile; alacaklının takibe konu ettiği borcu kabul etmediklerini, müvekkillerinin böyle bir borcu bulunmadığını ileri sürerek, takibe, borca, faiz ve tüm ferilerine itiraz etmiştir.

İDDİA ;
Davacı vekili dava dilekçesi ile özetle; müvekkili banka ile davalı borçlulardan … San. ve Tic. Ltd. Şti. arasında 05/04/2010 tarihli 1.000.000,00 TL bedelli; 06/06/2013 tarihli 1.000.000,00 TL bedelli ve 06/01/2015 tarihli ve 1.000.000,00 TL bedelli genel kredi sözleşmelerinin imzalandığını, bu sözleşmelere dayalı olarak davalı şirkete 4 adet taksitli ticari kredi kullandırıldığını ve çek defteri verildiğini, karşılıksız çıkan çek yaprağı nedeniyle banka sorumluluk bedeli olan 2.030,00 TL’nin ödendiğini, bu sözleşmeleri diğer davalıların kendi el yazıları ve ıslak imzaları ile TBK’da düzenlenen şekliyle müteselsil kefil olarak imzaladıklarını, davalı tarafça geri ödeme planına uyulmadığını, davalılara Gebze…….. Noterliği’nden 05/08/2019 tarihli …….. yevmiye numaralı ihtarnamenin gönderildiğini, ihtarnameye rağmen borcun ödenmediğini, İzmir 3. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin …D.İş sayılı dosyasında ihtiyati haciz kararı alınarak İzmir …… İcra Müdürlüğü’nün … sayılı dosyasında takibe konu edildiğini, borca itirazın haksız olduğunu, arabuluculuk yoluna başvurulduğunu ancak anlaşmanın sağlanamadığını, takip talebinde istenen faiz oranının sözleşme ile belirlendiğini, gerek sözleşmeler gerekse müvekkili banka kayıtlarına göre davalıların takipteki miktar kadar borçlu olduklarını belirterek, davalıların itirazlarının iptaline, takibin devamına, toplam 524.116,41 TL’nin tahsiline, müvekkili yararına alacağın % 20’den az olmamak üzere icra inkar tazminatının davalılardan tahsiline karar verilmesini istemiştir.
CEVAP ;
Davalılar vekili cevap dilekçesi ile özetle; davacı tarafın fazlaya ilişkin haklarını saklı tutarak kısmi dava açtığını, kısmi dava açmakta hukuki yararının bulunmadığını, davanın öncelikle bu yönüyle usulden reddine karar verilmesi gerektiğini, borcu kabul etmediklerini, müvekkillerinden …, … Tic. Ltd. Şti ve … San. ve Tic. Ltd. Şti.’ye gönderilen ihtarnamenin 06/08/2019 tarihinde iade edildiğini, dolayısıyla hesap kat ihtarnamelerinin usulüne uygun olmadığını, müvekkillerinin temerrüde düşülmediğini, dolayısıyla borçtan sorumlu tutulamayacaklarını, takip talebindeki faiz oranının ve faiz tutarlarının fahiş olduğunu ve yasaya aykırı olduğunu, kabul anlamına gelmemek üzere bankalardan kredi alabilmek için çoğunlukla okunmadan veya okunduğunda psikolojik baskıyla imzalanmak zorunda kalınan sözleşme hükümlerinin genel işlem şartlarına aykırı olduğunu, takibe itirazın kötü niyetli olmadığını, bu nedenle tazminat istenemeyeceğini belirterek, davanın usulden ve esastan reddine karar verilmesini istemiştir.
GEREKÇE ;
Dava; hakkında genel kredi sözleşmesine dayalı alacağın tahsili amacıyla ilamsız icra takibi başlatılan davalıların borca itirazının iptali istemine ilişkindir.
6100 sayılı HMK’nın 109. maddesinin 1. fıkrasında; “Talep konusunun niteliği itibariyle bölünebilir olduğu durumlarda, sadece bir kısmı da dava yoluyla ileri sürülebilir.” denmiştir.
Kısmi dava, alacağın sadece bir kısmı için açılan davadır. Bir davanın kısmi dava olarak nitelendirilebilmesi için, alacağın tümünün aynı hukuki ilişkiden kaynaklanması ve şimdilik bir kısmının dava konusu edilmiş olması gereklidir.
Somut olayda; davacı tarafça başlatılan takip genel kredi sözleşmesinden kaynaklanan alacağa ilişkin olup, davacı vekili bu alacağının şimdilik bir kısmını dava konusu yaptığından ve dava dilekçesinde fazlaya ilişkin haklarını saklı tuttuğundan, davalılar vekilinin savunmasının aksine davada hukuki yararın var olduğu kabul edilmiştir.

Davacı banka ile davalı … San. ve Tic. Ltd. Şti. arasında toplam 3 adet sözleşme imzalanmıştır. Bunlar; 05/04/2010 tarihli 1.000.000,00-TL limitli genel kredi taahütnamesi; 06/01/2015 tarihli 1.000.000,00 TL limitli genel kredi sözleşmesi ve 05/06/2013 tarihli 1.000.000,00 TL limitli genel kredi sözleşmesidir. Bu sözleşmelerin tamamında davalılar …, … ve … Tic. Ltd. Şti. ayrı ayrı 1.000.000,00 TL kefalet limiti üzerinden müşterek borçlu-müteselsil kefil sıfatıyla yer almışlardır.
Davacı banka, davalı borçlulara Gebze … Noterliği’nden gönderdiği 05/08/2019 tarihli 51091 yevmiye numaralı ihtarname ile “01/08/2019 tarihi itibariyle hesabı kat ettiklerini” bildirerek, bu tarih itibariyle “495.484,25 TL borcu 7 gün içerisinde ödemelerini” ihtar etmiştir.
Taraflar arasındaki uyuşmazlık; “davacı banka ile davalı … San. ve Tic. Ltd. Şti. arasında imzalanan ve davalılardan … ve …’nin müşterek borçlu-müteselsil kefil sıfatıyla yer aldıkları 06/01/2015 tarihli 1.000.000,00 TL limitli genel kredi sözleşmesi ile davacı banka ile davalı … San. ve Tic. Ltd. Şti. arasında imzalanan ve tüm davalıların müşterek borçlu-müteselsil kefil sıfatıyla yer aldıkları 06/06/2013 tarihli 1.000.000,00 TL limitli ve 05/04/2010 tarihli 1.000.000,00 TL limitli toplamda 3 adet genel kredi sözleşmesi kapsamında davalı borçlu şirkete kullandırılan kredi nedeniyle davalıların davacı bankaya borçlarının ve borçtan dolayı sorumluluklarının bulunup bulunmadığı, genel kredi sözleşme hükümlerinde genel işlem koşullarına aykırılığın bulunup bulunmadığı, davalıların temerrüdünün oluşup oluşmadığı, takip talebinde uygulanan ve istenen faiz oranının sözleşmelere ve yasaya uygun olup olmadığı, İzmir ……. İcra Müdürlüğü’nün … sayılı takip dosyası çerçevesinde davalıların davacı bankaya icra takip tarihi itibariyle varsa faiz ve fer’ileri ile birlikte ayrı ayrı ne miktar borçlarının bulunduğu, sorumluluklarının olup olmadığı, itirazın iptali ve tazminat istenebilme koşullarının bulunup bulunmadığı” konularındadır.
İİK’nın 67. maddesi gereğince davanın 1 yıllık hak düşürücü süre içerisinde açıldığı görülmüştür.
İzmir Ticaret Sicil Müdürlüğü’nün kayıtları incelendiğinde; davalı … San. ve Tic. Ltd. Şti.’nin ortaklarının; davalı … ve davalı … olduğu, temsilcisinin münferiden davalı … olduğu; davalı … Tic. Ltd. Şti’nin ortaklarının; davalı … ve davalı … olduğu, temsilcilerinin müştereken davalı … ve davalı … olduğu görülmüştür.
Mahkememizce davacı banka kayıtları, dava ve icra dosyası üzerinde uyuşmazlık konularında bilirkişi incelemesi yaptırılmıştır.
Bankacı bilirkişi 24/02/2021 tarihli raporunda özetle; davacı banka ile davalı ……. ve Tic. Ltd. Şti. arasında 05/04/2010 düzenleme tarihli 1.000.000,00-TL limitli genel kredi taahhütnamesinin; 06/06/2013 düzenleme tarihli 1.000.000,00-TL limitli ve 06/01/2015 düzenleme tarihli 1.000.000,00-TL limitli genel kredi sözleşmelerinin imzalandığını, sözleşmelerin tamamını davalılar …. Tic. Ltd. Şti., … ve …’ın 3.000.000,00-TL kefalet limitli olarak müteselsil kefil sıfatı ile imzaladıklarını, 01/07/2012 tarihinden sonra düzenlenen sözleşmelerde 6098 sayılı TBK’nın kefalet hükümleri doğrultusunda müteselsil kefillerin kefalet limiti, kefalet tarihi ve kefalet türünün el yazısı ile yazıldığını, sözleşmelere istinaden davalı şirkete taksitli ticari krediler kullandırıldığını, hesabı üzerine çek karnesi verildiğini, biz card tahsis edilerek kullanıma açıldığını, kredi ödemelerindeki aksamalar üzerine kredi hesaplarının kat edilerek davalılara ihtarname gönderildiğini, davalıların sözleşme hükümleri gereği 14/08/2019 tarihinde temerrüde düştüklerini, bu dava çerçevesinde yapılan hesaplamalar sonucunda, faiz alacakları yönünden istekle bağlı kalındığını, 07/10/2019 takip tarihi itibariyle 435.237,79-TL asıl alacak, 80.750,28-TL işlemiş akdi/temerrüt faizi, 4.037,52-TL faizin % 5 gider vergisi, 495,34-TL ihtar masrafı, 123,90-TL ihtiyati haciz gideri, 606,00-TL ihtiyati haciz vekalet ücreti toplamı olan 521.250,83-TL banka alacağından davalı …. ve Tic. Ltd. Şti.’nin asıl borçlu sıfatıyla, davalılar …. Tic. Ltd. Şti., … ve …’ın tahsilinde tekerrür olmamak kaydı ile müteselsil kefil sıfatıyla ayrı ayrı sorumlu olduklarını, davacı bankanın sözleşme hükümleri gereği takip tarihinden itibaren 340.300,00-TL asıl alacağa yıllık % 49.92; 32.907,78-TL asıl alacağa yıllık % 59.28; 60.000,00-TL asıl alacağa yıllık % 62.40; 2.030,00-TL asıl alacağa yıllık % 57.80 ve 0,01-TL asıl alacağa % 28.80 oranlarında temerrüt faizi ve faizin % 5 gider vergisini uygulama ve isteme yetkisinin bulunduğunu bildirmiştir.
Bilirkişi, itirazlar üzerinde hazırlayıp sunduğu 21/06/2021 tarihli ek raporunda özetle; kat ihtarında asıl borçlu şirketin belirtilen adresinin 05/04/2010 düzenleme tarihli 1.000.000,00-TL limitli genel kredi taahhütnamesinde bulunduğunu, sözleşme hükmü gereği temerrüdünün 14/08/2019 tarihinde gerçekleştiğini, davalı …’a ihtarnamenin tebliğ edildiğini ve temerrüdünün 14/08/2019 tarihinde gerçekleştiğini, bu davalılar yönünden kök raporda yapılan alacak tespitinde değişikliği gerektirecek bir hususun bulunmadığını, toplam 521.250,83-TL banka alacağından davalı …. ve Tic. Ltd. Şti.’nin asıl borçlu sıfatıyla, davalı …’ın tahsilinde tekerrür olmamak kaydı ile müteselsil kefil sıfatıyla sorumlu olduğunu; davalı …. Ltd. Şti.’nin 06/06/2019 tarihli sözleşmedeki adresinin “…….Karşıyaka” olarak belirtildiğini, ihtarda “…….İzmir” olarak belirtildiğini, davalı …’nin sözleşme adresinin “……/İzmir” olarak belirtildiğini, ihtarnamede “……/İzmir” olarak belirtildiğini, adreslerin doğru yazılmasına karşın ilçelerin hatalı olduğunu, takdiri mahkemeye ait olmak üzere davalılar …. Ltd. Şti. ve …’nin ihtarla sözleşme arasındaki adreslerde ilçelerin karışıklığı nedeniyle ve ihtarnamelerin tebliği gerçekleşmediği dikkate alınarak temerrütlerinin 07/10/2019 takip tarihi olarak kabul edilmesi halinde davalılar yönünden banka alacağının 435.237,79-TL asıl alacak, 78.277,49-TL işlemiş akdi/temerrüt faizi, 3.913,87-TL faizin % 5 gider vergisi, 495,34-TL ihtar masrafı, 123,90-TL ihtiyati haciz gideri, 606,00-TL ihtiyati haciz vekalet ücreti olmak üzere toplam 518.654.39-TL olacağını, kök raporda diğer itirazlar yönünden değişikliği gerektirecek bir hususun bulunmadığını bildirmiştir.
TBK’nın 20-25. maddelerinde genel işlem koşullarına ilişkin düzenlemelere yer verilmiştir. Sözleşmelerde; taraflardan birinin üstün veya avantajlı konumunu kullanarak, karşı tarafa dayattığı, karşı taraf aleyhine düzenlemeler içeren ve iyi niyet kurallarına aykırı olan bölümlerin genel işlem koşulu olarak kabul edilmesi gerekecektir. Genel işlem koşulları kural olarak bir sözleşmenin içeriğini düzenlemek üzere hazırlanır ve bu işlem de tek taraflı olarak sözleşmenin kurulmasından önce gerçekleşir. Buradaki amaç; birden çok sözleşme ilişkisinde uygulanacak ya da kullanılacak olan koşulları belirlemek ve karşı tarafın müdahalesine imkan tanımadan sözleşmeye dahil etmektir. Bu kapsamda da standart sözleşmeler, tarafların karşılıklı müzakereleri sonucu değil, taraflardan biri veya üçüncü kişi tarafından önceden hazırlanmış hükümlerin kullanıldığı sözleşmeler olup; bu tip sözleşmelerde yer alan hükümlerin ve özellikle bu sözleşmelerin içeriğini oluşturan genel işlem koşullarının, haksız şart olduğuna ilişkin bir karine öngörülmüştür. Somut olayda; davalılar vekili her ne kadar genel işlem koşullarına aykırılığın söz konusu olduğunu savunmuş ise de; davanın ve takibin konusu genel kredi sözleşmesinde TBK’nın 20-25. maddelerinde düzenlenen ve yukarıda açıklanan genel işlem koşullarına aykırılığın varlığına rastlanamadığından, kamu düzenine ve genel ahlaka aykırılıktan söz edilemeyeceğinden, bu yöndeki savunmaya değer verilmemiştir.
6098 sayılı TBK’nın 583. maddesi gereğince kefalet sözleşmesinin geçerli olabilmesi için; kefilin, sorumlu olduğu azami miktarı, kefalet tarihini ve müteselsil kefil olması durumunda, bu sıfatla veya bu anlama gelen herhangi bir ifadeyle yükümlülük altına girdiğini kefalet sözleşmesinde kendi el yazısı ile belirtmesi şarttır. Bu hususlar zorunlu şekil şartlarıdır.
Somut olayda; davacı banka ile davalı şirket arasında düzenlenen genel kredi sözleşmelerini müşterek borçlu müteselsil kefil sıfatıyla imzalayan gerçek kişi davalıların kendi el yazılarıyla kefalet türünü, limitini ve tarihini yazmış olmaları sebebiyle kefaletlerinin 6098 sayılı TBK’nın 583. maddesine uygun ve geçerli olduğu kabul edilmiştir. Bu durumda müşterek borçlu müteselsil kefil durumundaki davalılar kefalet limiti doğrultusunda kendi temerrütlerinin hukuki sonuçlarından sorumlu olacaklardır.
Genel kredi sözleşmeleri, nitelikleri itibariyle kredi işleminin temelini oluşturan ve kredi vereni öngörülen tutara kadar nakdi, ayni veya sorumluluk kredisi açmak, kullandırmak ve vadeye kadar geri ödeme isteğinde bulunmamak yükümlülüğü altına sokan sözleşmelerdir. Bu sözleşmeler nedeniyle doğacak olan uyuşmazlıklarda alacaklı bankanın, kredi alacağı için hesabın işlediği süreçte hesabın kat edilerek hesap kat ihtarnamenin usulüne uygun olarak tebliğ edildiği tarihe kadar olan dönem için 6102 sayılı TTK’nın 8. maddesi ve sözleşme hükümleri gereğince belirlenecek faizin fer’ileri ile birlikte tahsilini istemesi mümkündür. Burada istenebilecek faiz “akdi faiz” olarak nitelendirilen faizdir. Hesap kat edildikten ve bu durum usulüne uygun olarak borçluya bildirildikten sonra ise temerrüt faizi işlemeye başlayacaktır. Bu durumda yapılacak iş; hesap kat tarihi ile banka alacağının belirlenmesi, kat tarihi ile temerrüt tarihi arasında bu alacağa akdi faiz uygulanması, bulunan akdi faizin ana paraya eklenmesiyle bulunan toplam alacağa da temerrüt tarihinden takip tarihine kadar olan dönemde temerrüt faizi işletilerek takip tarihi itibariyle bankanın toplam alacağının belirlenmesidir.
Bilirkişinin, davacı banka alacağının belirlenmesi için yaptığı hesaplama yasaya ve sözleşme hükümlerine uygun olduğundan ve düzenlediği bilirkişi raporu ile ek rapor açıklayıcı, denetime ve hüküm kurmaya elverişli bulunduğundan, hükme esas alınmıştır.
Toplanan ve sunulan deliller, genel kredi sözleşmeleri, benimsenen kök ve ek bilirkişi raporu ve tüm dosya içeriğine göre; davacı banka ile dava davalı …. ve Tic. Ltd. Şti. arasında 05/04/2010 düzenleme tarihli 1.000.000,00-TL limitli genel kredi taahhütnamesinin; 06/06/2013 düzenleme tarihli 1.000.000,00-TL limitli ve 06/01/2015 düzenleme tarihli 1.000.000,00-TL limitli genel kredi sözleşmelerinin imzalandığını, sözleşmelerin tamamını davalılar …. Tic. Ltd. Şti., … ve …’ın 3.000.000,00-TL kefalet limitli olarak müteselsil kefil sıfatı ile imzaladıklarını, 6098 sayılı TBK’nın yürürlüğe girdiği 01/07/2012 tarihinden sonra düzenlenen sözleşmelerde davalı kefillerin el yazıları ile kefaletin türünün, tarihinin ve limitinin yazılı olması nedeniyle kefaletin 6098 sayılı TBK’nın 583. maddesine uygun ve geçerli bir kefalet olduğu ve davalıların sorumluluğunu doğurduğu, kefaletin sona erdiğine ilişkin bir savunma olmadığı gibi bir bildirimin de bulunmadığı, tarafların özgür iradeleri ile düzenlenen sözleşmenin 2.7.1 maddesine göre müşterinin, bankaca uygulanan cari en yüksek ticari kredi faizi, komisyon ve bu miktarlar üzerinden BSMV ve faiz üzerinden KKDF tahakkuk ettirilmesini, kredi borç tutarına bankanın en yüksek kredi faizinin iki katı fazlası oranında temerrüt faizinin uygulanmasını kabul ve taahhüt ettikleri, bu maddeye göre davacı bankanın 10699439-30-3 numaralı kredi için % 24.96 olan akdi faiz oranına karşılık % 49.92 oranı üzerinden temerrüt faizi isteyebileceği; ………. numaralı kredi için % 29.64 olan akdi faiz oranına karşılık % 59.28 oranı üzerinden temerrüt faizi isteyebileceği; 13421565-31-1 numaralı kredi için % 31.20 olan akdi faiz oranına karşılık % 62.40 oranı üzerinden temerrüt faizi isteyebileceği; ……….numaralı kredi için % 31.20 olan akdi faiz oranına karşılık % 62.40 oranı üzerinden temerrüt faizi isteyebileceği; çek kredisi için % 28.90 olan akdi faiz oranına karşılık % 57.80 oranı üzerinden temerrüt faizi isteyebileceği; kredi kartı için % 24 olan akdi faiz oranına karşılık % 28.80 oranı üzerinden temerrüt faizi isteyebileceği ancak davacı banka tarafından takipte daha düşük faiz isteğinde bulunulduğu, dolayısıyla davacı bankanın faiz isteğinin ve uyguladığı temerrüt faizinin genel kredi sözleşmesinin 2.7.1 maddesine ve akdi ve temerrüt faizi oranlarının TCMB tebliğlerine uygun olduğu; BSMV yönünden ise gider vergisi mükellefi olan davacı bankanın bu vergiyi vasıtalı bir vergi olması nedeniyle ve sözleşme hükmü gereği borçlulara yansıtma yetkisinin olduğu; davacı alacaklı banka tarafından, kredi borçlularına ve kefillere, kredi sözleşmesinde yazılı ya da ipotek akit tablosunda belirtilen adreslerine, noter aracılığı ile hesap kat ihtarının gönderilmesinin gerekli olduğu, dava konusu kredi hesabının davacı banka tarafından 01/08/2019 tarihinde kat edildiği, hesap kat tarihinde yürürlükte bulunan 6102 sayılı TTK’nın 7. maddesinin 1. fıkrasının 2. cümlesinde; “Ancak, kefil ve kefillere, tahahhüt veya ödemenin yapılmadığı veya yerine getirilmediği ihbar edilmeden temerrüt faizi yürütülemez.” düzenlemesine yer verildiği, bu düzenlemeye göre asıl borçlunun borcunu ödemediği hususu müteselsil kefile ihbar edilmedikçe asıl borçlunun temerrüdü nedeniyle oluşan temerrüt faizinden müteselsil kefilin sorumlu tutulamayacağı, kefil, kendi temerrüdünün hukuki sonuçlarından sorumlu olacağından kendi temerrüdü sonucu ortaya çıkan temerrüt faizleri ve fer’ilerinden sınırsız olarak sorumlu tutulabileceği; hesap kat ihtarnamesinin davalı asıl borçlu …. ve Tic. Ltd. Şti.’ye 06/08/2019 tarihinde adreste bulunmaması nedeniyle tebliğ edilemeden iade edildiği, sözleşmenin 6.3 maddesinde “sözleşme adresinin yasal ikametgah olduğu, adres değişikliğinin noter kanalı ile bankaya bildirilmemesi halinde buraya yapılan tebliğlerin geçerli olacağı” ve yine sözleşmenin 2.9 maddesinde “bankanın kredilerin geri ödeme talebinin müşteriye ulaşmasını izleyen bankaca belirlenecek 1 ila 3 günlük süre içerisinde nakden veya defaten ödeneceği” hususunun kabul ve taahhüt edilmiş olması ve davalı asıl borçlu şirkete gönderilen davetiyenin davalının sözleşmede yazılı adresine gönderilmiş olması nedeniyle davalı …. ve Tic. Ltd. Şti.’nin 14/08/2019 tarihinde temerrüde düştüğü; hesap kat ihtarnamesinin davalı … …..’a 06/08/2019 tarihinde tebliğ edildiği, ihtarname ile verilen 7 günlük sürenin eklenmesi ile bu davalı yönünden de temerrütün 14/08/2019 tarihinde oluştuğu; davalılar …. Ltd. Şti. ve …’ye ise hesap kat ihtarnamesinin 06/08/2019 tarihinde adreste bulunmamaları nedeniyle tebliğ edilemeden iade edildiği, davalı …. Ltd. Şti.’nin 06/06/2019 tarihli sözleşmedeki adresinin “………Karşıyaka” olarak belirtildiği, hesap kat ihtarında ise adresinin “……./İzmir” olarak belirtildiği; yine davalı …’nin sözleşmedeki adresinin ……..r/İzmir” olarak belirtildiği, hesap kat ihtarında ise adresinin “………./İzmir” olarak belirtildiği, bu iki davalı yönünden adreslerin doğru yazıldığı ancak ilçelerin hatalı yazıldığı; bu durumda bu davalılar yönünden hesap kat ihtarnamesinin usulüne uygun olarak tebliğ edildiğinden söz edilemeyeceği, bu davalılar yönünden temerrütün 07/10/2019 takip tarihinde oluştuğunun kabul edilmesi gerektiği; bu çerçevede de benimsenen bilirkişi raporuna göre davacı bankanın 07/10/2019 takip tarihi itibariyle genel kredi sözleşmelerine dayalı olarak 435.237,79-TL’si asıl alacak, 80.750,28-TL’si işlemiş akdi/temerrüt faizi, 4.037,52-TL’si faizin % 5 gider vergisi, 495,34-TL’si ihtar masrafı, 123,90-TL’si ihtiyati haciz gideri, 606,00-TL’si ihtiyati haciz vekalet ücreti olmak üzere toplam 521.250,83-TL alacağının bulunduğu, davalıların 435.237,79 TL’si asıl alacak, 80.750,28 TL’si işlemiş akdi/temerrüt faizi (davalılardan … Tic. Ltd. Şti. ve …’nin bu miktarın 78.277,49 TL’si ile sınırlı olarak sorumlu olmaları kaydı ile), 4.037,52 TL’si BSMV (davalılardan … Tic. Ltd. Şti. ve …’nin bu miktarın 3.913,87 TL’si ile sınırlı olarak sorumlu olmaları kaydı ile), 495,34 TL’si ihtar gideri, 123,90 TL’si ihtiyati haciz gideri ve 606,00 TL’si ihtiyati haciz vekalet ücreti olmak üzere toplam 521.250,83 TL (davalılardan … Tic. Ltd. Şti. ve …’nin bu miktarın 518.654,39 TL’si ile sınırlı olarak sorumlu olmaları kaydı ile) borca itirazlarında haksız oldukları anlaşıldığından, davanın bu miktar üzerinden kısmen kabulüne ve alacak likit olduğundan davacı yararına icra inkar tazminatına karar vermek gerekmiş, aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM ; Yukarıda yazılı bulunan gerekçeye göre;
1-Davanın KISMEN KABULÜ ile;
İzmir … İcra Müdürlüğü’nün … sayılı takip dosyasında davalıların (tahsilinde tekerrür olmamak kaydı ile) 435.237,79 TL’si asıl alacak, 80.750,28 TL’si işlemiş akdi/temerrüt faizi (davalılardan … Tic. Ltd. Şti. ve …’nin bu miktarın 78.277,49 TL’si ile sınırlı olarak sorumlu olmaları kaydı ile), 4.037,52 TL’si BSMV (davalılardan … Tic. Ltd. Şti. ve …’nin bu miktarın 3.913,87 TL’si ile sınırlı olarak sorumlu olmaları kaydı ile), 495,34 TL’si ihtar gideri, 123,90 TL’si ihtiyati haciz gideri ve 606,00 TL’si ihtiyati haciz vekalet ücreti olmak üzere toplam 521.250,83 TL (davalılardan … Tic. Ltd. Şti. ve …’nin bu miktarın 518.654,39 TL’si ile sınırlı olarak sorumlu olmaları kaydı ile) borca itirazlarının iptaline,
Takibin bu miktar üzerinden ve takip talebinde belirtilen koşullarda devamına,
2-Davacı vekilinin fazlaya ilişkin isteğinin reddine,
3-Davacı bankanın sözleşme hükümleri gereği takip tarihinden itibaren 340.300,00 TL asıl alacağa yıllık % 49.92, 32.907,78 TL asıl alacağa yıllık % 59.28, 60.000,00 TL asıl alacağa yıllık % 62.40, 2.030,00 TL asıl alacağa yıllık % 57.80 ve 0,01 TL asıl alacağa % 28.80 oranlarında temerrüt faizi ve faizin % 5 gider vergisini uygulama ve isteme yetkisinin bulunduğuna,
4-521.250,83 TL’nin % 20’si olan 104.250,17 TL icra inkar tazminatının (davalılardan … Tic. Ltd. Şti. ve …’nin bu miktarın 103.730,88 TL’si ile sınırlı olarak sorumlu olmaları kaydı ile) davalılardan alınarak, davacıya verilmesine,
5-Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken ‭35.606,64 TL harçtan peşin olarak alınan 6.330,02 TL harcın düşülmesi ile kalan ‭29.276,62‬ TL harcın (davalılardan … Tic. Ltd. Şti. ve …’nin bu miktarın ‭29.628,30 TL’si ile sınırlı olarak sorumlu olmaları kaydı ile) davalılardan alınarak, Hazine’ye gelir kaydına,
6-Dava şartı arabuluculuk ücreti olan ve 6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu’nun 18/A-13 maddesi uyarınca tarafların anlaşamamaları nedeniyle Adalet Bakanlığı bütçesinden karşılanan 1.320,00 TL’nin davanın kabul ve ret oranına göre 1.312,78 TL’lik kısmının davada haksız çıkan (davalılardan … Tic. Ltd. Şti. ve …’nin bu miktarın 1.306,24 TL’si ile sınırlı olarak sorumlu olmaları kaydı ile) davalılardan alınarak, Hazine’ye gelir kaydına,
7-Arabuluculuk ücretinden kalan ‭‭7,22‬‬ TL Amme Alacaklarının Tahsili Usulü Hakkındaki Kanun’un 106. maddesi ve Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu’nun 27. Maddesine göre 20,00 TL’nin altında olduğundan, eksik ‭7,22‬ TL arabuluculuk ücreti için tahsil yazısı yazılmasına yer olmadığına,
8-Davacının yatırmış olduğu 44,40 TL’si başvurma harcı ve 6.330,02 TL’si peşin harç olmak üzere toplam ‭6.374,42‬ TL’nin (davalılardan … Tic. Ltd. Şti. ve …’nin bu miktarın ‭‭6.342,67 TL’si ile sınırlı olarak sorumlu olmaları kaydı ile) davalılardan alınarak, davacıya verilmesine,
9-Davacının yapmış olduğu 182,50 TL’si posta-tebligat gideri ve 1.000,00 TL’si bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 1.182,50 TL yargılama giderinin davanın kabul ve red oranına göre takdiren ‭1.176,03 TL’sinin (davalılardan … Tic. Ltd. Şti. ve …’nin bu miktarın ‭1.170,17 TL’si ile sınırlı olarak sorumlu olmaları kaydı ile) davalılardan alınarak davacıya verilmesine, kalan kısmının davacı üzerinde bırakılmasına,
10-Karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT’ye göre takdir ve tayin edilen 43.112,54 TL vekalet ücretinin (davalılardan … Tic. Ltd. Şti. ve …’nin bu miktarın ‭42.897,79 TL’si ile sınırlı olarak sorumlu olmaları kaydı ile) davalılardan alınarak, davacıya verilmesine,
11-Karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT’ye göre takdir ve tayin edilen 2.865,58 vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalılara verilmesine,
12-Taraflarca yatırılan gider avansından kullanılmayan kısmın karar kesinleştiğinde yatıran tarafa iadesine,
Dair; davacı vekilinin yüzüne karşı, davalılar vekilinin yokluğunda, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki haftalık süre içerisinde Bölge Adliye Mahkemeleri nezdinde istinaf yolu açık olmak üzere oy birliğiyle karar verildi. 24/12/2021

Başkan …
¸E-imza
Üye …
¸E-imza
Üye …
¸E-imza
Katip …
¸E-imza