Emsal Mahkeme Kararı İzmir 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/544 E. 2021/514 K. 11.06.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2019/544
KARAR NO : 2021/514

DAVA : Alacak (Kıymetli Evraktan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 12/12/2019
KARAR TARİHİ : 11/06/2021

Mahkememizde görülen davanın yapılan açık yargılaması sonucunda;
İDDİA ;
Davacı vekili dava dilekçesi ile özetle; taraflar arasında 14/02/2019 tarihli borç tasfiyesine ilişkin protokolün düzenlendiğini, bu protokol ile müvekkilinin; “Bursa ili, … ilçesi, … Mahallesi’nde bulunan tapuda … ada … parsel … pafta numaralı zemin + 1 + çatı 1 numaralı bağımsız bölümde bulunan mülkiyeti … adına kayıtlı tripleks villanın … adlı kişi üzerine üzerinde ipotek ve hacizler ile birlikte hiçbir bedel istemeksizin 27/02/2019 tarihinde tapuda devir ve tescilini yapmayı; Bursa ili, … ilçesi … Mahallesi’nde bulunan tapuda … pafta numaralı .. blok … kat … numaralı bağımsız bölümde bulunan mülkiyeti … adına kayıtlı mesken nitelikli taşınmazın … adlı kişi üzerine üzerinde ipotek ve hacizler ile birlikte hiçbir bedel istemeksizin 27/02/2019 tarihinde tapuda devir ve tescilini yapmayı; Bursa ili, … ilçesi, … Mahallesi’nde bulunan tapuda … pafta numaralı .. blok … kat çatı … numaralı bağımsız bölümde bulunan mülkiyeti… adına kayıtlı mesken nitelikli taşınmazın … adlı kişi üzerine üzerinde ipotek ve hacizler ile birlikte hiçbir bedel istemeksizin 27/02/2019 tarihinde tapuda devir ve tescilini yapmayı; … sitesi .. blok No… ../BURSA adresinde bulunan ve hali hazırda … tarafından Showroom ve depo olarak kullanılan iş yerini içinde bulunan ve 13/02/2019 tarihinde tutulan haciz tutanağında yazılı tüm taşınırlar ile birlikte …’ye hiçbir bedel talep etmeksizin 27/02/2019 tarihinde devir ve teslim etmeyi, söz konusu iş yerine ait mal sahibi ile … arasında kira kontratı imzalatmayı” kabul ve taahhüt ettiğini, buna karşılık davalının “protokolün 1. maddesinde yazılı tapuların devri ve 1. maddenin D bendinde yazılan iş yerine ait devir ve teslim ve kira kontratının yapıldığı tarihte elinde bulunmayıp kullanılmış olan çekleri protokolün imza tarihinden itibaren 9 ayı aşmayacak şekilde müvekkiline teslim etmeyi” kabul ve taahhüt ettiğini, ardından taraflar arasında 27/02/2019 tarihli “4/02/2019 tarihli borç tasfiyesine ilişkin protokole ilişkin ek protokol” başlıklı ek protokolün imzalandığını, bu ek protokol ile “müvekkilinin üzerine düşen tüm yükümlülükleri yerine getirdiği, devir ve tescil etmesi gereken taşınmazları devrettiği, shovroom ve depo olarak kullanılan yerin kira kontratını yaptırdığı ve 27/02/2019 tarihi itibariyle müvekkili şirket ve yetkililerinin ana ve ek protokolden doğan herhangi bir sorumluluğunun ve taahhüdünün kalmadığı, aynı şeklide ceza şart sorumluluğunun da kalmadığı” hususlarının açıkça düzenlendiğini ancak davalının protokolle yüklendiği sorumlulukları eksiksiz olarak yerine getirmediğini, davalının, müvekkiline vermesi gereken çeklerden …bank … Şubesi’ne ait 31/10/2018 vade tarihli … seri numaralı 280.000,00 TL bedelli, 31/12/2018 vade tarihli … seri numaralı 290.000,00 TL bedelli, 30/09/2018 vade tarihli … seri numaralı 280.000,00 TL bedelli ve 30/11/2018 vade tarihli … seri numaralı 290.000,00 TL bedelli çeklerin müvekkiline teslim edilmediğini, bu çeklerden 31/10/2018 vade tarihli … seri numaralı 280.000,00 TL bedelli olan çekin İzmir …. İcra Müdürlüğü’nün … sayılı dosyasında, 31/12/2018 vade tarihli … seri numaralı 290.000,00 TL bedelli çekin ise İzmir …. İcra Müdürlüğü’nün … sayılı takip dosyasında takibe konu edildiğini, bu iki çek dışında kalan diğer 2 çekin ise davalı veya 3. kişilerde bulunduğunu ve dava tarihi itibariyle müvekkiline teslim edilmediğini, protokolün 5. maddesinde; “… tarafından 1. maddedeki koşulların yerine getirilmesine müteakiben 2. maddedeki teslim etmeyi taahhüt ettiği senetleri teslim etmediği takdirde, ayrıca 3. maddedeki çekleri belirtilen sürede teslim etmediği takdirde iş bu senet ve çeklerden dolayı …’ın fiilen uğradığı (olası takibe konu evraklardan dolayı oluşacak masraflar da dahil) tüm zarar ve ziyanı karşılamayı, ayrıca her bir teslim edilmeyen evrak için 100.000,00 TL cezai şart ödemeyi kabul ve taahhüt etmiştir” düzenlemesine yer verildiğini, bu madde gereğince müvekkiline teslim edilmeyen 4 adet çek için karşı tarafın 400.000,00 TL cezai şart ödemesi gerektiğini, ayrıca icra dosyalarında takibe konu edilen çekler nedeniyle müvekkilinin uğradığı fiili zararın da yine davalıdan tahsili gerektiğini, bu zarara karşılık fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 1.000,00 TL’nin tahsilini istediklerini, müvekkilinin alacak miktarının yapılacak bilirkişi incelemesi sonucunda belirleneceğini, 6100 sayılı HMK’nın 107. maddesi uyarınca alacağın tespitiyle şimdilik toplam 401.000,00 TL’nin (400.000,00 TL’si cezai şart bedeli 1.000,00 TL’si uğranılan fiili zarar) temerrüt tarihinden itibaren işleyecek değişen oranlarda avans faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini istemiştir.
CEVAP ;
Davalı vekili cevap dilekçesi ile özetle; taraflar arasında protokol düzenlendiğini, bu protokolün asıl amacının müvekkilinin davacıdan olan alacağının tasfiye edilmesi olduğunu, taşınmazların mülkiyetini nakletmeyi amaçlayan böyle bir sözleşmenin geçerli olabilmesi için resmi şekilde yapılmasının yasal zorunluluk olduğunu, aksi takdirde yapılan sözleşmenin geçersiz olacağını, cezai şart ana edime bağlı yan bir edim olduğundan ceza şartın geçerliliğinin ana borcun geçerliliğine bağlı olduğunu, protokolün geçersizliğinin sadece şekle aykırılıkla sınırlı olmadığını, müvekkiline yüklenen senet ve çeklerin davacıya teslimine ilişkin edimin de sözleşme sırasında imkansızlık taşıyan bir edim olduğunu, müvekkili bankalara borçlu olduğundan sözleşme tarihinde zaten günü geçmiş ve bankalarda bulunan davacıya ait çekleri alabilmesi için yalnızca davaya konu edilen çek bedellerini ödemenin yeterli olmadığını, bankaların müvekkilinin ancak bütün borçlarını ödemesi halinde sözleşmedeki çekleri iade edebildiklerini, müvekkilinin konkordato istemiş bir şirket olduğunu, İzmir … Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … Esas sayılı dosyasında 3 aylık geçici mühlet için kabul edildiğini, müvekkiline 1 yıllık kesin sürenin verilmediğini ve konkordato isteğinin reddedildiğini, davacının çeklerini ellerinde bulunduran kişilerin müvekkiline protokolde belirtilen çekleri iade etmediklerini, müvekkilinin iyi niyetli olarak protokolde dökümü yapılan 12 adet senet ve 10 adet çekle ilgili olarak protokoldeki senetlerin tamamını ve davaya konu 4 adet çek dışındaki 6 adet çeki davacıya teslim ettiği halde sadece davaya konu 4 adet çek yaprağını teslim edemediğini, bunun nedeninin bankaların müvekkilinin tüm borçlarını ödemeden çekleri iade etmeyeceklerini bildirmeleri olduğunu, müvekkilinin bu aşamada bankaların bu isteğini karşılamasının mümkün olmadığını, buna rağmen müvekkilinin davacının çeklerini elinde bulunduran bankalar dahil tüm bankalarla finansal yapılandırma yasasından yararlanarak borçlarını yapılandırma yoluna başvurduğunu, başvurunun kabul edildiğini, bu sayede bankaların davacı üzerine gelme ihtimalinin ortadan kalktığını, davacı tarafın kötü niyetli olduğunu, 4 adet çek yaprağından dolayı zarar görmediği ve zarar görme ihtimali bulunmadığı halde müvekkilinin bu çekleri bankalardan alabilmek için gösterdiği çabayı bildiği halde müvekkilini zora sokmak için cezai şart isteğinde bulunduğunu, İzmir …. İcra Müdürlüğü’nün … sayılı icra takibinin protokolün düzenlenmesinden önce başlatıldığını, kararlaştırılan cezai şartın fahiş olduğunu, hukuka ve ahlaka aykırı olduğunu belirterek, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
GEREKÇE ;
Dava; taraflar arasındaki borç tasfiyesine ilişkin protokol uyarınca cezai şart bedelinin ve uğranıldığı ileri sürülen fiili zararın tahsili istemine ilişkindir.
Davacı ile davalı şirket arasında “Borç Tasfiyesine İlişkin Protokol” başlıklı 14/02/2019 tarihli protokol düzenlenmiştir. Bu protokolün 1. maddesinde davacı şirketin yükümlülükleri, 2. maddesinde davalı şirketin yükümlülükleri sayılmıştır. 2. maddede davacı şirkete teslim edilecek 12 adet toplam 660.000,00 TL tutarlı bonoların dökümü, 3. maddesinde de yine davacı şirkete iade edilecek çeklerin dökümleri yapılmıştır. Sözleşmenin 4. maddesinde davacı şirket tarafından 1. maddede yazılı şartların yerine getirilmemesi durumunda cezai şart düzenlenmiş, 5. maddesinde ise “davalı şirketin, sözleşmenin 2. maddesindeki teslim etmeyi taahhüt ettiği senetleri teslim etmediği takdirde ve ayrıca 3. maddedeki çekleri belirtilen sürede teslim etmediği takdirde bu senet ve çeklerden dolayı davacının fiilen uğradığı tüm zarar ve ziyanı karşılamayı ve ayrıca her bir teslim edilmeyen evrak için 100.000,00 TL cezai şart ödemeyi kabul ve taahhüt ettiği” düzenlenmiştir.
Aynı taraflar arasında düzenlenen “14/02/2019 tarihli borç tasfiyesine ilişkin protokole ilişkin ek protokol” başlıklı 27/02/2019 tarihli ek protokol ile; “davacı şirketin, ana protokolde kararlaştırılan ve yerine getirmeyi taahhüt ettiği yükümlülükleri yerine getirdiği” hususu hüküm altına alınmıştır. Ek protokolün 1-E maddesinde; “..27/02/2019 tarihinde borçlu şirketin ve yetkililerinin 14/03/2019 tarihli ana ve ek protokolden doğan herhangi bir sorumluluğu ve taahhüdü kalmamıştır.”; 2. maddesinde; “14/02/2019 tarihli borç tasfiyesine yönelik hazırlanan ana protokolün 2. maddesinde belirtilen 12 adet toplamda 660.000,00 TL tutarındaki bonolar ile yine aynı protokolün 3. maddesinde belirtilen a ve h bentlerinde belirtilen 2 adet çek evrakı teslim tutanağı ile birlikte borçlu şirket yetkililerine teslime dilmiştir. Aynı protokolün 3. madde i bendinde belirtilen takibe konu çek ile ilgili feragat ve borçlu tarafından yatırılacak harç ile teslimi alacaklı vekilince sağlanacaktır.”; 3. maddesinde; “04/02/2019 tarihli borç tasfiyesine yönelik hazırlanan ana protokolün 3 maddesinde belirtilen ve iş bu protokolün 2. maddesinde belirtilen çekler dışında teslimi 9 ayı geçmeyecek şekilde teslimi sağlanacak olan ve ayrı ayrı b, c, d, e, f, g, ı bentlerinde belirtilen çek evrakları alacaklı şirket olan … Mob. İnş. Nak. San. ve Tic. A.Ş.’nin; borçlu şirket olan … Mob. Mobilya Aks. İnş. İth İhr. San. ve Tic. Ltd. Şti.’ye teslimi konusu ve bu konudaki sorumlulukları, taahhütleri ve ana protokolde belirtilen cezai şart sorumluluklarının aynı şartlarla devam edeceği konusunda anlaşmaya varılmıştır.” denmiştir.
Taraflar arasında; “borç tasfiyesine ilişkin 14/02/2019 tarihli protokolün ve 27/02/2019 tarihli ek protokolün düzenlendiği, 14/02/2019 tarihli protokolde yazılı olup davalı tarafından davacıya verileceği taahhüt edilen dava konusu …bank … Şubesi’ne ait 31/10/2018 vade tarihli … seri numaralı 280.000,00 TL bedelli, 31/12/2018 vade tarihli … seri numaralı 290.000,00 TL bedelli, 30/09/2018 vade tarihli … seri numaralı 280.000,00 TL bedelli ve 30/11/2018 vade tarihli … seri numaralı 290.000,00 TL bedelli toplamda 4 adet çekin davacıya teslim edilmediği” konularında uyuşmazlık bulunmamaktadır.
Taraflar arasındaki uyuşmazlık; “taraflar arasında imzalanan protokol ve ek protokolün, resmi şekilde düzenlenmemesi nedeniyle gerek şekli anlamda gerekse edimin imkansız olup olmama durumuna göre geçersiz olup olmadığı, buna bağlı olarak protokolün 5. maddesinde düzenlenen cezai şart hükmünün geçerli olup olmayacağı ve hukuki sonuç doğurup doğurmayacağı, edimin yerine getirilmesinin davalı yönünden mümkün olup olmadığı, istenen cezai şartın fahiş olup olmadığı, davalının davacıya teslim etmediği 4 adet çek yaprağından dolayı davacının zarar görüp görmediği, zarar görmüş ise ne miktar zarar gördüğü” konularındadır.
İzmir …. İcra Müdürlüğü’nün … sayılı takip dosyası incelendiğinde; alacaklısının … A.Ş., borçlularının davacı ve davalı şirketler olduğu, takipte faiz ve ferileriyle birlikte 320.613,25 TL alacağın tahsilinin istendiği, takibin 15/01/2019 tarihinde başlatıldığı, kambiyo takibi olduğu, takibin dayanağının davacı şirket tarafından düzenlenen 31/12/2018 keşide tarihli 290.000,00 TL bedelli çek olduğu görülmüştür.
İzmir …. İcra Müdürlüğü’nün … sayılı takip dosyası incelendiğinde; alacaklısının … A.Ş., borçlularının davacı ve davalı şirketler olduğu, takipte faiz ve ferileriyle birlikte 318.550,00 TL alacağın tahsilinin istendiği, takibin 14/01/2019 tarihinde başlatıldığı, kambiyo takibi olduğu, takibin dayanağının davacı şirket tarafından düzenlenen 31/12/2018 keşide tarihli 280.000,00 TL bedelli çek olduğu görülmüştür.
Davacı vekili 22/01/2021 tarihli duruşmada; her ne kadar dava dilekçesinde cezai şart alacağının yanısıra müspet zarara ilişkin olarak belirsiz alacak davası şeklinde şimdilik 1.000,00 TL alacağın tahsilini de istemiş iseler de bu isteklerinden feragat ettiklerini, cezai şarta ilişkin dava ve isteklerinin devam ettiğini belirtmiştir.
Davacı vekilinin vekaletnamesi incelendiğinde; davadan feragat konusunda yetkisinin bulunduğu görülmüştür.
Davalı vekili 22/01/2021 tarihli duruşmada; cezai şart miktarının fahiş olduğunu, müvekkilinin mahvına sebebiyet vereceğini, bilirkişi incelemesi deliline dayandıklarını belirtmiştir.
6102 sayılı TTK’nın 22. maddesinde; “Tacir sıfatını haiz borçlu, Türk Borçlar Kanununun 121 inci maddesinin ikinci fıkrasıyla 182 nci maddesinin üçüncü fıkrasında ve 525 inci maddesinde yazılı hâllerde, aşırı ücret veya ceza kararlaştırılmış olduğu iddiasıyla ücret veya sözleşme cezasının indirilmesini mahkemeden isteyemez.” düzenlemesine yer verilmiş olmakla birlikte Yargıtay uygulamaları ve emsal kararları ile, kararlaştırılan cezai şart miktarının ekonomik yönden borçlunun mahvına sebebiyet verecek ölçüde yüksek olduğunun belirlenmesi durumunda cezai şarttan makul oranda indirim yapılabileceği kabul edilmiştir.
6100 sayılı HMK’nın 324. maddesinde; “Taraflardan her biri ikamesini talep ettiği delil için mahkemece belirlenen avansı, verilen kesin süre içinde yatırmak zorundadır. Taraflar birlikte aynı delilin ikamesini talep etmişlerse, gereken gideri yarı yarıya avans olarak öderler. Taraflardan birisi avans yükümlülüğünü yerine getirmezse, diğer taraf bu avansı yatırabilir. Aksi halde talep olunan delilin ikamesinden vazgeçilmiş sayılır. Tarafların üzerinde serbestçe tasarruf edemeyeceği dava ve işler hakkındaki hükümler saklıdır.” düzenlemesine yer verilmiştir. Bu düzenlemeye göre taraflardan her biri gösterdiği ve toplanmasını istediği delil için mahkemece belirlenen avansı, verilen kesin süre içinde yatırmak zorundadır. Delil avansı, tarafların, dayandıkları delillerin giderlerini karşılamak üzere mahkemece belirlenen kesin süre içinde ödemeleri gereken miktarı ifade eder. Delil avansını yatırmayan taraf, o delilin sunulmasından ya da temininden vazgeçmiş sayılır.
Davalı vekilinin cezai şart miktarının fahiş olduğuna ilişkin iddiası yönünden bilirkişi incelemesi deliline dayanmış olması nedeniyle mahkememizce “taraflar arasında imzalanan 14/02/2019 tarihli protokolün 4. maddesinde kararlaştırılan cezai şartın ödenmesi halinde davalının ekonomik açıdan mahvına neden olup olmayacağı, ticari hayatının devamını engelleyip engellemeyeceği” konularında bilirkişi raporu aldırılmasına karar verilmiş ve davalı vekiline bilirkişi ücretini yatırması konusunda sonuçları da hatırlatılmak suretiyle 2 haftalık kesin süre verilmiştir. Davalı vekili, verilen kesin süre içerisinde bilirkişi ücretini yatırmadığı için bilirkişi raporu aldırılamamıştır. Davalı tarafça kesin süreye uyulmaması nedeniyle karşı taraf yararına usuli kazanılmış hak doğmuş ve cezai şarta ilişkin davalı savunması yönünden mahkememizce mevcut deliller çerçevesinde değerlendirme yapılmıştır.
Toplanan ve sunulan deliller ile tüm dosya içeriğine göre; davacı ve davalı şirket arasında 14/02/2019 tarihinde borç tasfiyesine ilişkin protokol düzenlendiği, bu protokolde borçlu sıfatıyla yer alan davacının protokolün 1. maddesinin (a), (b), (c) bentlerinde belirtilen taşınmazları 27/02/2019 tarihinde Cahit Ketenci isimli kişi üzerine hiçbir bedel istemeksizin tapuda devir ve tescilini yapmayı; (d) bendinde belirtilen showroom ve depo olarak kullanılan iş yeri ile ilgili olarak içindeki tüm taşınırlar ile birlikte 27/02/2019 tarihinde hiçbir bedel istemeksizin mal sahibi ile davalı şirket arasında kira sözleşmesi imzalatmayı kabul ve taahhüt ettiği; aynı protokol ile bu devirlerin karşılığı olarak davalı şirket tarafından davacı şirkete 12 adet bononun teslim edileceğinin kararlaştırıldığı, bu bonoların dökümünün protokolün 2. maddesinde yapıldığı; protokolün 3. maddesinde ise davalı tarafından davacıya teslim edilecek çeklerin dökümünün yapıldığı, bu madde içeriğinde “çeklerin davalı elinde bulunmayıp kullanılmış olmaları halinde 9 ayı aşmayacak şekilde” teslim süresinin öngörüldüğü, bunun haricindekilerin kira sözleşme tarihi olan 27/02/2019 tarihinde teslim edileceklerinin kararlaştırıldığı; protokolün 5. maddesinde cezai şarta yer verildiği, davalı şirketin, sözleşmenin 2. maddesindeki teslim etmeyi taahhüt ettiği senetleri teslim etmemesi ve ayrıca 3. maddesindeki çekleri belirtilen sürede teslim etmemesi halinde bu senet ve çeklerden dolayı davacının fiilen uğradığı tüm zarar ve ziyanı karşılamayı ve ayrıca her bir teslim edilmeyen evrak için 100.000,00 TL cezai şart ödemeyi kabul ve taahhüt ettiği; tarafların ayrıca 27/02/2019 tarihinde ek protokol düzenledikleri, bu protokolde de; davacının ana protokol gereği üzerine düşen tüm yükümlülükleri yerine getirdiği, devir ve tescil etmesi gereken taşınmazları devrettiği, shovroom ve depo olarak kullanılan yerin kira sözleşmesini yaptırdığı ve 27/02/2019 tarihi itibariyle davacı şirket ve yetkililerinin ana ve ek protokolden doğan herhangi bir sorumluluğunun ve taahhüdünün kalmadığı, aynı şeklide ceza şart sorumluluğunun da kalmadığı” hususlarının düzenlendiği; tarafların protokol ve ek protokol içeriklerine ve imzalara karşı herhangi bir itiraz ileri sürmedikleri, davalının karşı edim olarak davacıya teslim etmesi gereken …bank … Şubesi’ne ait 31/10/2018 vade tarihli … seri numaralı 280.000,00 TL bedelli; 31/12/2018 vade tarihli … seri numaralı 290.000,00 TL bedelli; 30/09/2018 vade tarihli … seri numaralı 280.000,00 TL bedelli ve 30/11/2018 vade tarihli … seri numaralı 290.000,00 TL bedelli 4 adet çeki teslim etmediği, teslim ettiği yönünde bir iddiasının da olmadığı, davalı tarafın, davanın konusu 4 adet çek yaprağını teslim edemediklerini kabul etmekle birlikte bunun nedenini “bankaların davalı tarafça tüm borçları ödenmeden çekleri iade etmeyeceklerini bildirmeleri” olarak belirttiği; davalı tarafın bu gerekçesinin sözleşmede yüklendiği edimi yerine getirmemesini haklı ve makul gösterecek bir gerekçe olarak kabul edilmesinin olanaklı olmadığı, zira; tacir olan davalıdan beklenenin TTK’nın 18/2 maddesi gereğince basiretli bir tacir gibi davranması ve sözleşme imzalarken bunun gereklerini yerine getirememesinin sonuçlarını öngörerek buna katlanması olduğu; ana ve ek protokollerin özgür iradesi ile imzalandığı, taraflar arasında imzalanan ve taşınmaz devrinin de kararlaştırıldığı borç tasfiyesine ilişkin ana protokolün Tapu Kanunu’nun 26, TMK’nın 706 ve TBK’nın 237. maddelerindeki yasal düzenleme gereğince resmi şekilde yapılması gerekir ise de; ek protokolde taşınmaz devrine ilişkin bir hüküm olmadığı için ek protokolde resmi şekil şartı zorunluluğunun bulunmadığı, dolayısıyla davacının ek protokolün 3. maddesinin atıfta bulunduğu ana protokolün 5. maddesi gereğince 4 adet çek için her biri 100.000,00’er TL’den toplam 400.000,00 TL cezai şarta hak kazandığı anlaşıldığından; davalı taraf verilen kesin süre içerisinde delil avansını yatırmadığı için cezai şart miktarının ekonomik olarak mahvına sebebiyet vereceği yönündeki iddiasını ispatlayamadığından, davacı tarafın cezai şarta ilişkin davasının tam kabulüne karar vermek gerekmiştir.
14/02/2019 tarihli protokolde çeklerin tesliminin 9 ayı geçmeyecek şekilde yapılmasının kararlaştırılmış olması sebebiyle protokol tarihine 9 ay eklenmesi sonucunda davalı temerrütünün 15/11/2019 tarihinde oluştuğu kabul edilmiş ve cezai şart alacağına bu tarihten itibaren avans faizi yürütülmüştür.
Davacı vekilinin 1.000,00 TL tutarındaki fiili zarar istekleri ile ilgili olarak ise; 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 309 ve devamı maddeleri gereğince feragat, davayı sonlandıran işlemlerden olup, hüküm kesinleşene kadar her zaman yapılabileceğinden ve feragat beyanı verildiği anda kesin hüküm gibi hukuki sonuç doğuracağından, davacı tarafın 1.000,00 TL fiili zarar alacağına ilişkin davadan feragat etmesi nedeniyle, 1.000,00 TL alacağa ilişkin davanın feragat nedeniyle reddine karar verilmiştir.
HÜKÜM ; Yukarıda yazılı bulunan gerekçeye göre;
1-Davacı tarafın 1.000,00 TL tutarındaki fiili zarar isteklerinden feragat etmiş olması nedeniyle, 1.000,00 TL alacağa ilişkin davanın feragat nedeniyle REDDİNE,
2-Davacı tarafın cezai şarta ilişkin davasının KABULÜ ile;
400.000,00 TL cezai şart alacağının temerrüt tarihi olan 15/11/2019 tarihinden itibaren avans faizi ile birlikte davalıdan alınarak, davacıya verilmesine,
3-Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken ‭27.324‬,00 TL harçtan peşin olarak alınan 6.848,08 TL harcın düşülmesi ile kalan ‭20.475,92‬ TL harcın davalıdan alınarak Hazine’ye gelir kaydına,
4-Dava şartı arabuluculuk ücreti olan ve 6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu’nun 18/A-13 maddesi uyarınca tarafların anlaşamamaları nedeniyle Adalet Bakanlığı bütçesinden karşılanan 1.320,00 TL’nin davada haksız çıkan davalıdan alınarak, Hazine’ye gelir kaydına,
5-Davacının yatırmış olduğu 44,40 TL’si başvurma harcı, 6.848,08 TL’si peşin harç olmak üzere toplam ‭6.892,48‬ TL’nin davalıdan alınarak, davacıya verilmesine,
6-Davacının yapmış olduğu posta ve tebligat gideri olan 57,50 TL’lik yargılama giderinin ve dava şartı arabuluculuk görüşmelerinde kendisini vekille temsil ettirdiğinden, arabuluculuk son tutanağının düzenlendiği tarih itibariyle yürürlükte olan AAÜT’ne göre tayin olunan 750,00 TL maktu vekalet ücreti olmak üzere toplam ‭807,5‬0 TL yargılama giderinin davanın kabul ve red oranına göre takdiren ‭805,49 TL’sinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, kalan kısmının davacı üzerinde bırakılmasına,
7-Karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT’ye göre takdir ve tayin edilen 36.450,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak, davacıya verilmesine,
8-Karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT’ye göre takdir ve tayin edilen 1.000,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak, davalıya verilmesine,
9-Taraflarca yatırılan gider avansından kullanılmayan kısmın karar kesinleştiğinde yatıran tarafa iadesine,
Dair; taraf vekillerinin yüzlerine karşı, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki haftalık süre içerisinde Bölge Adliye Mahkemeleri nezdinde istinaf yolu açık olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.11/06/2021

Başkan …
E-imza

Üye …
E-imza

Üye …
E-imza

Katip …
E-imza