Emsal Mahkeme Kararı İzmir 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/509 E. 2021/259 K. 16.03.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2019/509
KARAR NO : 2021/259

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 27/11/2019
KARAR TARİHİ : 16/03/2021

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı taraf vekili duruşmada tekrar ettiği dava dilekçesi ile özetle; Müvekkili ile davalı borçlu şirket arasında devam eden ticaret kapsamında cari hesap ilişkisi bulunduğunu, müvekkilinin testere imalatı yaptığını, davalı borçlunun müvekkilinden testere aldığını, en son 17 adet fatura düzenlenerek davalı borçluya gönderildiğini, bu satış ilişkisine istinaden davalının faturaları kabul ederek defterlerine işlediğini, fatura muhteviyatına ilişkin herhangi bir itiraz da ileri sürmediğini, takip öncesi tarih itibariyle halihazırda devam eden cari alacağını tarafların kabulünde olan vade tarihi itibariyle talep ettiğini, davalı borçlunun aldığı malın parasını ödemekten imtina ettiğini, bu durum üzerine İzmir … İcra Müdürlüğünce alacağın tahsili cihetiyle icra takibine başlandığını, bu defa da davalı borçlu tarafından icra dosyasında havi olan itirazlar ileri sürülerek takibin durdurulduğunu, bu nedenle iş bu itirazın iptali talep istemli işbu davanın açılması zaruretinin hasıl olduğunu, davalı borçlu tarafından icra dosyasına sunulan itiraz dilekçesinde Yetkisiz icra dairesinden gelen ödeme emrinin, dosyanın İzmir İcra dairesinden gelen ödeme emriyle aynı olmadığı bazı fatura bilgilerinin birkaç küsurat bilgisinin yanlış olduğu bu nedenle de takibin iptal edilmesi gerektiğini beyan ettiğini, yetkisizlik nedeniyle borçluya yeni bir ödeme emri gönderileceği sıra esasa ilişkin olmayan küsurat farkının ödeme emrinde düzeltildiğini, İcra Müdürünün talebi doğrultusunda takip talebinde gerekli açıklama yapılarak bakiye farka ilişkin harcın da yatırıldığını, davalının takip hukukuna ilişkin aykırılık iddiasının hukuki dayanağının bulunmadığını, davalı borçlu tarafından ileri sürülen diğer bir itirazın faize ilişkin olduğunu, borçlu şirketle müvekkili şirket arasında yapılan önceki ticari ilişki ve cari hesap ektresine istinaden ödeme vadesinin fatura tarihinden itibaren 180 gün olduğunun davalı ile bugüne kadar yapılan ticarette belirtildiğini ve ödemelerin bu şekilde yapıldığını buna ilişkin e-mail yazışmalarının da bulunduğunu, bayi ilişkisinin son bulmasından sonra yapılan satışlara ilişkin olarak ise vade tarihinin 120 gün olacağının e-posta yoluyla gönderildiğini davalının da bu durumu bilerek müvekkilinden mal sipariş ettiğini, müvekkili şirketin icap kabul süreçlerinin tamamlanmış satış sözleşmesi gereği davalı borçluya malı göndermiş olduğunu, davalı borçlunun da malın parasını ödemediğini, faiz başlangıcının icap kabul süreçleri içinde belirlenmiş olup davalının sözleşmeye aykırı faiz itirazının hukuka dürüstlük ve iyi niyet kurallarına aykırı olduğunu, bu nedenlerle, fazlaya dair hakları mahfuz kalmak kaydı ile davalı-borçlunun itirazının iptali ile takibin devamına, davalı aleyhine %100’den aşağı olmamak üzere inkar tazminatına hükmedilmesine ve yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalı taraf üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP DİLEKÇESİ :Davalı taraf vekili duruşmada tekrar ettiği 21.02.2020 tarihli cevap dilekçesi ile özetle; Davacı tarafın dava dilekçesindeki iddialarının tamamen haksız, yersiz ve kötü niyetli olup, tüm taleplerinin ve davanın reddinin gerektiğini, davacı tarafın ilk olarak 27 adet muhtelif faturaya dayanarak müvekkili şirket hakkında İstanbul Anadolu … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyası ile 02/05/2019 tarihinde icra takibi başlattığını, söz konusu icra takibindeki yetkiye süresinde itiraz edilmesi ile takibin yetkisiz icra müdürlüğünde başlatıldığının tespit edildiğini ve dosyanın daha sonra yetkili olan İzmir İcra müdürlüklerine geldiğini, burada ise müvekkiline karşı yine İzmir … İcra Müdürlüğü’ nün … Esas sayılı dosyası ile takibe girişildiğini, yine söz konusu icra takibine de süresi içerisinde itiraz edilmiş olup neticede takibin durdurulduğunu, davacı tarafın dava dilekçesinde belirttiği faturaların taraflarına gönderilmediği gibi, sunulmadığı gibi ne faturanın miktarı, ne faturanın tarihi, ne faturanın numarası vb. hiç bir bilginin belirtilmediğini, borcu kabul anlamına gelmemekle birlikte davacı tarafın sadece 17 adet fatura olduğunu bildirdiğini, söz konusu icra dosyasına konu olarak ise 27 adet faturanın bulunduğunu, müvekkilinin muhasebe kayıtlarında davacıya ilişkin bir kayıt veya borcun olmadığını, davacı tarafından müvekkiline herhangi bir fatura gönderilmediğini, müvekkilinin BA formlarında herhangi bir faturanın gözükmediğini, müvekkilinin malları teslim almadığını, Sayın Mahkemece müvekkili şirkete ait BA formlarının, davacı şirkete ait BS formlarının celp edilmesi gerektiğini ve hem müvekkili şirketin hem de davacı şirketin defter ve kayıtları üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırılması gerektiğini, yine kabul anlamına gelmemekle birlikte, müvekkili söz konusu faturalardaki malları almış olsa dahi icra takibindeki faizin yanlış hesaplandığını, zira müvekkili şirkete, işbu faturalardan dolayı herhangi bir ihtar çekilmediğini ve neticede müvekkilinin temerrüde düşürülmediğini, dolayısı ile müvekkilinin takip talebi ile temerrüde düşürülmüş olup, faiz başlangıcının da buna göre hesaplanması gerektiğini, bu nedenle takipteki faiz oranını ve faiz miktarlarını kabul etmediklerini, miktar itibariyle de tanık dinletilmesine muvafakatlerinin olmadığını, Davacı vekili tarafından talep edilen %20 icra inkar tazminatının kabul edilemez olduğunu, çünkü alacağın likit bir alacak olmadığını, îcra inkar tazminatının koşulunun alacağın likit bir alacak olması olduğunu, alacaklı olmadığı halde müvekkiline karşı icra takibine başvuran kötüniyetli olan davacı alacaklı aleyhine %20’den aşağı olmamak üzere kötüniyet tazminatına hükmedilmesine, davacının haksız ve dayanaktan yoksun davasının reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE:
İcra Dosyası: İstanbul Anadolu … İcra Dairesinin … esas sayılı takip dosyasında davacı alacaklı tarafından davalı borçlu aleyhine 27 adet fatura alacağından kaynaklı 47.117,91-TL toplam alacağın tahsili için ilamsız icra takibi başlatıldığı, ödeme emrinin davalı borçluya 10/05/2019 tarihinde tebliğ edildiği, davalı borçlu vekili tarafından 16/05/2019 tarihli dilekçe ile takibin ve alacağın tamamına ve yetkiye itiraz edildiği, yetkiye itirazı kabul edilmesi üzerine dosyanın İzmir … İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı numarasına kaydedildiği, toplam 46.932,87 TL toplam alacak için 12.06.2019 tarihli ödeme emrinin düzenlendiği, davalı borçlunun 13.06.2019 tarihli dilekçesi ile ödeme emrine itiraz ettiği, 14.06.2019 tarihli karar ile takibin durdurulmasına karar verildiği görülmüştür.
Ödeme Emri: İzmir … İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı dosyasına icra dosyasında neden iki ayrı ödeme emri düzenlendiği, hangi ödeme emrinin borçluya tebliğ edildiği, tebligat parçasının onaylı bir örneğinin gönderilmesi için yazılan yazıya verilen 20.01.2021 tarihli cevabi yazıda; müdürlüklerinin dosyasının öncelikle İstanbul Anadolu … İcra Müdürlüğü nezdinde açıldığı ve alacak kalemlerinin o tarih itibarı ile sisteme yüklendiği, ( Takip Çıkışı 47.117,91 TL ), yetki itirazı nedeni ile dosyanın İzmir Tevzi bürosuna gönderildiği ve akabinde müdürlüklerine tevdii edildiği, yapılan incelemede açılış tarihi itibarı ile UYAP sistemine girilen alacak miktarları üzerinden alacaklı vekilince takip talebi ve ödeme emri tanzim edildiği, (Takip Çıkışı 46.932,87 TL ) aradaki fark ile ilgili olarak ; takibin müdürlüklerinde açılış tarihi olan 12/06/2019 tarihi itibarı ile alacaklı vekilinin beyanda bulunarak sehven 185,04 TL fazla miktar ile takibi açıldığını bildirdiği, bu beyana istinaden söz konusu miktarın müdürlüklerince feragat olarak nitelendirilerek harcının ikmal edildiği, takibe dayanak ödeme emrinin 12/06/2019 tarihli ödeme emri olduğu, 12/06/2019 tarihli 46.932,87 TL takip çıkış miktarı gösterir ödeme emrinin borçlu vekiline tebliğ edildiği, sistemce hazırlanmış yeterli ve doğru bilgiye haiz olmayan 54.859,55 TL lik ödeme emri tebliğe verilmediği, iptal edilen bir ödeme emri olmadığı bildirilmiştir.
BA Formları: Davalıya ait BA formları ilgili vergi dairesinden istenmiş olup, vergi dairesinin cevabi yazısından … Sanayi Ürünleri Tic. Ltd. Şti.’nin davacı şirketten 2018/Eylül döneminde 57 adet fatura karşılığı KDV hariç 90.415,00 TL mal alımı yaptığını bildirdiği, 2018 yılı 10. ayı dönemine ait BA/BS karşılaştırması tablosunda aylık toplam KDV hariç 5000 TL ve altında tutarların yasal olarak beyan edilme zorunluluğu haddinin altında kalmış olması nedeniyle tabloda yer almadığının belirtildiği anlaşılmıştır.
Bilirkişi Raporu: Bilirkişi Mali Müşavir … düzenlediği 14/12/2020 tarihli raporunda ; Tarafların defterlerinin kanuna göre eksiksiz ve usulüne uygun olarak tutulup tutulmadığı, açılış ve kapanış onayları yaptırılıp yaptırılmadığı, defter kayıtlarının ve bu kayıtlara dayanak belgelerin birbirini doğrulayıp doğrulamadığı hususunda; Davacı …’’ne ait incelemesi yapılan 2018 ve 2019 yıllarına ait ticari defterlerin usulüne uygun tutulduğu, kayıtların birbirini doğruladığı, şirketin e-defter uygulamasına tabi olduğu tespit edilmiş olduğundan ticari defterlerin DELİL NİTELİĞİNİN MEVCUT OLDUĞU yönünde kanaate varıldığını, takdirin Yüce Mahkeme’ye ait olduğunu, Davalı … Mak.San.ve Tic.Ltd.Şti.ne ait incelemesi yapılan 2018-2019 ve 2020 yıllarına ait ticari defterlerin usulüne uygun tutulduğu, açılış ve 2018-2019 yılları kapanış onaylarının yasal süresinde yaptırıldığı, defter kayıtlarının birbirini teyit ettiği tespit edilmiş olduğundan, davalı şirketin ticari defterlerinin DELİL NİTELİĞİ BULUNDUĞU kanaatine varıldığını, Takdirin Yüce Mahkemeye ait olduğunu, Takip konusu faturaların tarafların defterlerinde kayıtlı olup olmadığı, bu faturalar nedeniyle davacının icra takip tarihi itibariyle davalıdan alacaklı olup olmadığı hususunda; Takip konusu faturaların tarafların defterlerinde kayıtlı olduğunun tespit edildiği, Bu faturalar nedeniyle davacının ticari defter kayıtlarında icra takip tarihi itibariyle davalıdan 46.445,52 TL alacaklı olarak göründüğünün tespit edildiği,rapor düzenleme tarihine kadar davalı yanca davacıya yapılan herhangi bir ödeme kaydının bulunmadığının tespit edildiği, davalının muhasebe hesaplarında davacı …’ 12.06.2020 icra takip tarihi ve rapor düzenleme tarihi itibariyle 55.122,35 TL davacının alacaklı göründüğünün inceleme neticesinde tespit edildiği Taraflar arasında hesaplanan farkın davacı lehine 8.676,83 TL olduğu, davacı şirket vekilinin takip talebinde talep etmiş olduğu (46.932,87 – 46.445,52 =) toplam 487,35 TL takip öncesi faiz talebi yönünden hesaplama yapıldığını, yapılan hesaplamada ulaşılan faiz tutarının, davacı vekilinin talep ettiği faiz tutarından daha yüksek olması nedeniyle davacı vekilinin faiz talebinin kabul edilebileceği hususunda kanaate varıldığını ancak takdirin Yüce Mahkemeye ait olduğunu, davacı vekilinin takipte asıl alacağın takip tarihinden itibaren işleyecek faizi yönünden talepte bulunduğu göz önüne alındığında; Davalının 12.06.2019 tarihi itibariyle temerrüde düşürülmüş olduğundan ”Ticari işlerde T.C.M.B. Tebliği gereği % 19,50 Temerrüt faiz oranının geçerli olacağı” kanaatine varıldığını, takdirin Yüce Mahkeme’ye ait olduğunu mütalaa etmiştir.
Dava; ticari alım satım ilişkisi kapsamında cari hesap bakiyesinden kaynaklanan alacağın tahsili için yapılan icra takibine vaki itirazın iptali davasıdır.
Dava, 1 yıllık hak düşürücü süre içerisinde açılmıştır.
Tefrik:Davalı tarafın, bayilik sözleşmesinden kaynaklanan ciro primi ve iskonto primine ilişkin alacak isteğiyle açtığı karşı dava, 15/09/2020 tarihli duruşmada, zorunlu arabuluculuk yolu tüketilmeden açıldığından tefrikine karar verilmiş, mahkememizin … esas numarasına kaydı yapılmış ve arabuluculuk başvurusu yapılmadan açıldığından … karar sayılı, 16.09.2020 tarihli kararı ile dava şartı yomluğundan usulden reddine karar verilmiştir.
Somut olayda, davaya ve takibe konu cari hesaba dayanak tüm faturaların davacının ve davalının usulüne uygun tutulmuş defterlerinde kayıtlı olduğu ve bu faturalar nedeniyle takip ve rapor tarihinde davacının defterlerine göre davacının 46.445,52 TL, davalının defterlerine göre ise 55.122,35 TL alacaklı olduğu görülmüştür. Teslime ilişkin olarak getirtilen BA formlarının incelenmesinde takip konusu cari hesap dönemine ilişkin 27 adet faturadan 25 adedinin davalı tarafından vergi dairesine bildirildiği, 2018 yılı Ekim dönemine ait 2 adet faturanın KDV hariç bedellerinin 5.000,00 TL altında kaldığından bildirim zorunluluğu olmaması nedeniyle bildirilmediği ancak bu faturaların davalının ticari defterlerinde kayıtlı olduğu, davalının cari hesaba dayanak tüm faturaları kabul edip, ticari deferlerine kaydetmesinin ve bu faturalradna 25 adedinin matrahlarını da KDV ve kurumlar vergisi açısından indirim konusu yapmasının malların kendisine teslim edildiğine karine teşkil ettiği, dolayısıyla davacı ticari defterlerindeki davalı lehine yapılan kayıt da dikkate alınarak davacının davalıdan bakiye cari hesap alacağının 46.445,52 TL olduğu, ; 01.07.2012 tarihinde yürürlüğe giren 6102 sayılı TTK’nın 1530. maddesi gereğince davalının temerrüde düşürülmesi için önceki kanuni düzenlemelerdeki gibi mutlaka bir temerrüt ihtarının gönderilmesine gerek bulunmadığı, özellikle icra takibine konu faturalarda belirli vade tayin edilmiş olması ve bu vadelerin takip tarihinden önce dolmuş bulunması, söz konusu faturaların vade tarihinden önce davalı defterlerine kaydedilmiş olması, 6102 sayılı TTK’nın 1530/2. maddesinde yazılı şekilde dosya kapsamında sözleşmede öngörülmüş olan bir tarih veya ödeme süresi tayin edilmemiş ise de yukarıda ifade edildiği üzere, faturalarla davalının temerrüde düşürülmüş bulunmasına göre, faturalardaki vade tarihlerinden takip tarihe kadar işlemiş faize yönelik davalı itirazının da haksız olduğu, (Yargıtay 23. HD’nin 2016/2860-2783 esas- karar sayılı kararı, Yargıtay 11. HD’nin 2016/1007 esas, 2017/3634 karar sayılı kararı, 2016/3422 esas, 2017/2120 karar sayılı kararı) vade tarihinden takip tarihine kadar işlemiş faiz miktarının takip talebindeki yasal faiz isteği ile bağlı kalındığında 1.849,64 TL olduğu olduğu, ancak davacının takipte takip tarihine kadar 487,35 TL işlemiş faiz isteğinde bulunduğu, davacının talebi ile bağlı olduğu ve talepten fazlasına hükmedilemeyeceği anlaşılmakla davacının davasının kabulüne davalının icra takibine vaki itirazının iptaline, takibin 12.06.2019 tarihli ödeme emrindeki koşullarla devamına, İİK’nun 67/2.maddesi uyarınca alacağın likit olması ve davalının itirazında haksız olması nedeniyle %20 oranındaki icra inkar tazminatının davalıdan tahsiline karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacının davasının KABULÜNE,
Davalının, İzmir … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı takip dosyasına vaki itirazının iptali ile 46.445,52 Tl asıl alacak ile 487,35 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 46.932,87 TL alacağın, asıl alacağa takip tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesi için takibin devamına,
2-Hüküm altına alınan 46.932,87 alacak üzerinden hesaplanacak %20 oranındaki icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
3-Kabul edilen miktar üzerinden hesaplanmış olan 3.205,98 TL nispi harca, peşin alınan 801,50 TL harcın mahsubu ile bakiye 2.404,48 TL karar ve ilam harcının davalı taraftan alınarak HAZİNE’ YE GELİR KAYDINA.
4-Dava tamamen kabul edildiğinden davacı tarafın yaptığı ve karşıladığı 6,40 TL TL vekalet suret harcı, 44,40 TL başvuru harcı, 801,50 TL peşin harç, 90,00 TL davetiye ve posta gideri, 700,00 TL bilirkişi ücreti, davacı, dava şartı arabuluculuk görüşmelerinde kendisini vekille temsil ettirdiğinden, arabuluculuk son tutanağının düzenlendiği tarih itibariyle yürürlükte olan AAÜT’ne göre tayin olunan 750,00 TL maktu vekalet ücreti olmak üzere toplam 2.392,30 TL yargılama giderinin davalı taraftan alınarak davacı tarafa verilmesine.
5-Dava şartı arabuluculuk ücreti olan ve 6325 sy Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu’nun 18/A-13 maddesi uyarınca tarafların anlaşamamaları nedeniyle Adalet Bakanlığı bütçesinden karşılanan 1.320,00 TL’nin davada haksız çıkan davalıdan alınarak HAZİNE’ye gelir kaydına,
6-Dava tamamen kabul edildiğinden davalı tarafın yaptığı yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına.
7-Davacı kendisini vekille temsil ettirdiğinden, hüküm tarihinde yürürlükte olan Avukatlık Kanunu ve Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre takdir ve hesaplanmış olan; 6.901,27 TL vekalet ücretinin davalı taraftan alınarak davacı tarafa verilmesine.
8-HMK.nun 333.maddesi uyarınca davacı tarafından yatırılan gider avansının, davalı tarafından yatırılan delil avansının sarf edilmeyen kısmının karar kesinleştiğinde yatıran taraflara iadesine.
ilişkin, taraflar vekillerinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde, mahkememize veya bulunduğu yerde varsa Asliye Ticaret Mahkemesi’ne, yoksa Asliye Hukuk Mahkemesine verilecek istinaf dilekçesi ile, İzmir Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde, istinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar, açıkça okunup, usulen anlatıldı. 16/03/2021

Katip … Hakim …
e-imzalıdır e-imzalıdır