Emsal Mahkeme Kararı İzmir 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/489 E. 2022/567 K. 09.06.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2019/489
KARAR NO : 2022/567

DAVA : Banka Dışındaki Diğer Kredi Kuruluşlarına İlişkin Düzenlemelerden Kaynaklanan (Menfi Tespit)
DAVA TARİHİ : 15/09/2014
KARAR TARİHİ : 09/06/2022

Mahkememizce verilen 08/10/2015 tarih ve ……..esas ve…… karar sayılı karar, Yargıtay 19. H.D.’nin 06/03/2019 tarih ve ………. esas ve karar sayılı ilamı ile bozulmuş olup, dosyanın yukarıda belirtilen esasa kaydı yapıldı. Mahkememizde görülmekte olan Banka Dışındaki Diğer Kredi Kuruluşlarına İlişkin Düzenlemelerden Kaynaklanan (Menfi Tespit) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili bozma öncesi duruşmada tekrar ettiği dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin ticari kredisi bulunduğunu, davalı banka tarafından şirket ve ortakları hakkında hesapların katı ile genel haciz yoluyla takip yapılmak yerine takibe bonodan kaynaklı takibe geçildiğini, ihtiyati haciz kararı alındığını, müvekkilinin krediye ilişkin yapabileceği itiraz talep ve dava hakkının önüne geçildiğini, kredi hesaplarına ilişkin borçtan mı düşüldüğü yoksa bu bonodan kaynaklı mı borcu olduğunun hususunun da açık olmadığını, İzmir 8. İcra Hukuk Mahkemesinin …… esas sayılı dosyasından takibin iptali talepli dava açılmış ve dosya derdest ise de bu bonadan kaynaklı müvekkilinin borcunun bulunmadığı bakımından bu davanın ikame edildiğini, takibe konu bono kredi çekildiği anda davalı bankaya teminat olarak verildiğini, diğer borçlu gerçek kişiler şirketin ortakları olduğunu,…….. Davalı banka tarafından genel kredi sözleşmesi hükümleri gereği nakit ve gayri nakit kredi 27/12/2012 tarihinde kullandırıldığını, kredinin çekildiği ve bononun imzalandığı takihte ……….’nın şirket ortakları olduğunu, kredinin çekildiği tarihte de iş bu bono teminat olarak davalı bankaya verildiğini, sözleşmenin imza tarihi ile bononun keşide tarihi nazara alındığında kredinin çekildiği esnada teminat olarak alındığının açıkça ortada olduğunu, şirket ortakları tarafından davalı bankaya başka amaçla bono verilmesinin de ticari hayatın olağan akışı ile bağdaşmayacağını, takibe konu bononun sözleşmenin gereği olarak alındığı ihtiyati hacze itiraz ve takibin iptali davalarında alacaklı tarafından kabul edildiğini, borcun ödenmesini sağlamak amacıyla seçimlik hakkı olduğunu ileri sürdüğünü, böyle bir seçimlik hakkının söz konusu olmadığını, takibe konu bononun kayıtsız şartsız bir bedel ödeme vaadi taşımadığını, müvekkillerinin kredi hesapları kat edilip genel haciz yoluyla takip yapılmadığını, ilgili bono yoluyla takip yapıldığını, müvekkillerinin davalı bankaya belirtilen miktarda vadesi gelmiş muaccel bir borcu bulunmadığını, tahsilde tekerrüre ilişkin bir açıklamasının olmadığını, takip sonrası yapılmış ödemelerin dahi düşüünlemidiği, müvekkilinin araçlarına yakalanmasının yanı sıra borcu fazlasıyla karşılamaya yeter hacizler konulduğunu, tedbir kararı verilmediği takdirde telafisi güç zararların doğma ihtimalinin mutlak olduğunu, 14. İcra Müdürlüğünün …. esas sayılı dosyası tedbir kararı verilmek suretiyle durdurulmasına, dosyaya konu bonodan kaynaklı borçlu bulunmadığının tespiti le haciz tehdidi altında yapılan ve yapılacak ödemeler olması halinde istirdadına, haksız açılıp sürdürülen takip nedeniyle %20 den az olmamak üzere kötü niyet tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili bozma öncesi duruşmada tekrar ettiği cevap dilekçesinde özetle; Banka tarafından borçlu ……. sözleşmeleri ile kredi kullandırıldığını, diğer borçlular ……..ise kredinin kefili durumundaki borçlular olduğunu, davacı borçlular tarafından kullanılan kredinin geri ödemesi amacıyla 27/12/2012 tanzim 01/04/2014 vade tarihli ve 89.000,00-TL bedelli bono imzalandığını, müvekkili banka tarafından kullandırılan kredinin geri ödenmemesi üzerine anılan sözleşme hükümleri ve görülen lüzum üzerine kredi borçlusunun hesaplarının katedilip bankanın alacağının tümüyle muaccel hale geldiğini, Üsküdar 6.Noterliğinin 02/04/2014 tarihli ve ……… yevmiye nolu ihtarname gönderildiğini, ihtiyati haciz kararı alınıp İzmir 14.İcra müdürlüğünün ………….esas sayılı dosyasına konu edildiğini, ihtiyati haciz kararına itirazında red edildiğini, takibe konu senedin idda edildiği gibi teminat senedi olmayıp kullandırılan kredi nedeniyle borcun geri ödenmesini sağlamak amacıyla davacıların serbest iradeleriyle verilen senet olduğunu, alacaklı bankanın genel Kredi sözleşmesi ve ihtarname suretiyle takipyapma hakkı olduğu gibi, alacaklı bankanın seçimlik haklarından birini kullanmasında yasaya aykırılık olmadığını, takibe konu senedin iddia edildiği gibi teminat senedi değil kullandırılan kredi nedeniyle borcun geri ödenmesini sağlamak amacıyla alınan senet olduğunu,hesapların katedildiği tarihteki güncel değerler üzerinden takibe geçildiğini, iddiaları kabul anlamına gelmemek kaydıyla açığa imza atılmak suretiyle senet verilmesi halinde anlaşmaya aykırı doldurulduğu ispat edilmedikçe geçerli sayılacağını, davacı tarafça tedbir talebinde bulunmuş olduğu anlaşılmakla alacağın tahsiline engel olmak için bu davanın açıldığını, davanın reddinedavacılar aleyhine %20 den az olmamak üzere tazminata karar verilmesini istemiştir.

DELİLLER VE GEREKÇE:
Bozma öncesi karar : Mahkememizce ………… esas ve ………karar sayılı dosyada 08/10/2015 tarihinde ; ” takip dayanağı bonunun teminat senedi olarak verildiğine ilişkin bonoda herhangi bir kayıt olmadığı gibi, diğer yandan kredi sözleşmesine dayalı olarak kredi borcunun geri ödenmemesi halinde bunu teminat altına almak amacıyla verildiğinin kabulü halinde dahi, kredi borcunun varlığı ve muaccel olması durumunda dahi kıymetli evrakın hiçbir şekilde paraya çevrilmeyeceğine ilişkin bir anlaşma bulunmamaktadır.Dosya kapsamından takip dayanğı bononun sözkonusu kredi borcunun geri ödenmesinin sağlanması amacıyla alındığı anlaşılmakta olup, davacı banka kredi sözleşmesinden doğan alacak miktarları oranında bonoya dayalı takip yapma hakkına sahiptir. Borçluların sözleşmeden kaynaklanan borçlarını ödememesi üzerine davalı banka tarafından davacı borçlulara Üsküdar 6.Noterliğinin …….. yevmiye numaralı 02/04/2014 tarihli ihtarnamesi çekilerek hesaplar katedilip borç muaccel kılındıktan sonra 07/04/2014 tarihinde takip başlatılmasında yasaya aykırılık yoktur. Mevcut delillere göre borç muaccel olduktan sonra takip başlatıldığına göre kredi borcu muaccel olmadan takip başlatıldığı yönündeki davacıların iddiasının yerinde olmadığı anlaşılmıştır. Dosyadaki bilgi ve belgeler, ihtrname ve alınan bilirkişi raporu birlikte değerlendirildiğinde, davacıların davalı bankaya ihtar tarihi olan 02/04/2014 tarihi itibarıyla itibarıyla krediden doğan 67.017,94TL, kredili mevduat hesabından doğan 4.274,82 TL olmak üzere 71.292, 76 TL nakdi kredi borcu ve çek karneleri ile ilgili 13.440 TL depo borcunun olduğu, takip tarihi olan 07/04/2014 tarihi itibarıyla ise kredi ve kredili mevduat hesabı toplamı 71.292,76 TL nakti kredi borcu olduğu, ayrıca bilirkişi ihtardan sonra takip tarihine kadar 116,34 TL işlemiş faiz ve 5,81 TL faizin gider vergisi olmak üzere 122,16 TL işlemiş faiz hesabı yapmış ise de, takipte talep edilen işlemiş faizin taleple bağlı olarak 112,99TL olarak alınması gerektiği, ayrıca 201,65 TL protesto masrafı olduğu anlaşılmıştır. Açıklanan bu borç toplamlarına göre takip tarihi itibarıyla 71.414,92 TL nakti kredi borcu, 112,99TL işlemiş faiz borcu, 201,65 TL protesto masrafı ve 13.440,00TL bankanın beher çek yaprağı açısından oluşan sorumluluğu nedeniyle davacı şirket nezdinde bulunan çek karnelerinden dolayı davalı banka nezdinde açılacak bir hesapta depo edilmesi gereken miktar olmak üzere, toplam 85.047,4 TL miktarında davacıların davalıya borçlu bulunduğu anlaşılmakla, takip tarihi itibarıyla takipte fazla talep edilen (88.064,64 TL takipte talep edilen -85.047,4 TL tespit edilen borç=) 3.017,24 TL kısım yönünden davacıların davalıya borçlu olmadığının tespitine karar vermek gerekmiştir. Takip tarihi itibarıyla alacak/borç ve borçlu olunmayan miktar hakkında yukarıdaki şekilde karar verilmiş olup, takip tarihinden sonra dava tarihinden önce yapıldığı iddia olunan tahsilatlar yönünden ise, bilirkişi tarafından banka kayıtları üzerinden yapılan incelemede davacı tarafından tahsil edilmek üzere bankaya verilen müşteri çeklerinden 12.250TL lik çekin 08/04/2014 tarihinde, 30.000TL lik çekin ise 02/05/2014 tarihinde tahsil edildiği, böylece takip tarihi ile dava tarihi arasında bu iki çekten dolayı toplam 42.250 TL tahsil edildiği, ancak bu tahsilatların takipten sonra yapılması nedeniyle tahsilat tarihleri itibarıyla icra dairesince yapılacak dosya hesabı alacağına göre mahsubu gerektiğinden, bu tahsilatların tahsilat tarihleri itibarıyla icra dairesince yapılacak dosya alacağı hesabından mahsubuna karar vermek gerekmiştir. Davacılar İİK.72. maddesi kapsamında tazminat talep etmiş olup davalı alacaklının kötüniyetli olduğu kanıtlanamadığından davacıların tazminat talebinin reddine karar vermek gerekmiştir. Davalı taraf İİK.72 maddesi kapsamında tazminat talep etmiş olup, her ne kadar %20 oranında yatırılacak teminat karşılığında İİK.72/3 maddesi gereğince icra veznesine girecek paranın alacaklıya ödenmemesi için ihtiyati tedbir konulmasına kararı verilmiş ise de, davacılar tarafından ihtiyati tedbirin teminatı yatırılmamış olmasından dolayı ihtiyati tedbir uygulanamamış, böylece yasal süre içinde uygulanması talep edilmediğinden de kendiliğinden kalmış olmakla, İİK.72. maddesindeki alacaklı yararına tazminata hükmedilmesi koşulları gerçekleşmediğinden davalının tazminat talebinin reddine karar vermek gerekmiştir” gerekçesiyle ; “Davanın kısmen kabulü ile İzmir 14. İcra Müdürlüğünün 2014/4630 esas sayılı dosyasında takip dayanağı senedin kredi ve kredili mevduat hesabı, çek yaprağı depo bedeli gibi borçların geri ödenmesini sağlamak üzere alındığı/takibe konduğu hususları nazara alınarak 07/04/2014 takip tarihi itibariyle 3.017,24-TL asıl alacak kısmı yönünden davacıların davalıya borçlu olmadığının tespitine ” karar verilmiştir.
Yargıtay İlamı : Yargıtay 19. H.D.’nin 06/03/2019 tarih 2017/4426 E. 2019/1413 K. sayılı ilamında; “Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davacılar vekilinin aşağıdaki bendin dışında kalan, yerinde görülmeyen diğer temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir, Dava, menfi tespit davası olup menfi tespit davalarında haklılık durumu dava tarihi dikkate alınarak tespiti gerekir. Davacılar tarafından icra takip tarihinden sonra, dava tarihinden önce ödemeler yapıldığı belirtilmiş olup mahkemece de ödeme yapılmış olduğu kabul edilmiş olmasına rağmen dava tarihi itibariyle alacak borç durumunun bilirkişi aracılığı ile tespiti yapılarak bir karar verilmesi gerekirken, takipten sonra yapılan ödemelerin icra müdürlüğünce dikkate alınması şeklindeki görüşü doğru olmayıp hükmün bu nedenle bozulması gerekmiştir ” gerekçeleri ile mahkememiz hükmünün bozulmasına karar verildiği anlaşılmıştır.
İzmir 8.İcra Hukuk mahkemesinin………. esas-………. karar sayılı dosyasının tetkikinde, davacılar ………. İnş. San. Ve Tic. Ltd. Şti. , ………… tarafından, davalı Türkiye Ekonomi bankası A.Ş. aleyhine 22/04/2014 tarihinde açılan davada davacıların dava dilekçesinde özetle İzmir 14.İcra müdürlüğünün ………. esas sayılı dosyasında takibe konu bonoyu kredinin çekildiği tarihte bankaya teminat olarak verdiklerini, sözleşmenin imza ve bononun verildiği tarihte burhan ve ……….’nın şirketin ortakları olduğunu, kredi hesapları katedilmeksizin ilgili bonu yoluyla takibe geçildiğini, belirtilen miktarda vadesi gelmiş borcu olmadığını vs. nedenlerle takibin iptalini talep ettikleri, davalı tarafın bononun kredinin geri dönüşünün sağlanması amacıyla bankaya verildiğini, bononun ödenmemesi üzerine sözleşme hükümleri gereğince kredi hesabının katedildiğini, banka alacağının muaccel hali geldiğini mahkemece yapılan yargılama sonucunda senet metninde teminat senedi olarak alındığına ilişkin bir ibare olmaması nedeniyle dar yetkili icra mahkemesinde yargılama yapılamayacağı gerekçesiyle 01/10/2015 tarihli son kararla davanın reddine karar verildiği görülmüştür.
İzmir 14.icra Müdürlüğünün ……… esas sayılı takip dosyasının tetkikinde, alacaklı Türk Ekonomi Bankası A.Ş. tarafından borçlular ……… İnşaat San. ve Tic. Ltd. Şti, ……… aleyhine , 87.750,00TL asıl alacak, 112,99 TL işlemiş faiz, 201,65 TL ihtar protesto masrafı olmak üzere toplam 88.064,64 TL alacağın tahsili için 07/04/2014 tarihinde kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile takip başlatıldığı, takibin devam ettiği, haciz ve satış işlemlerinin yapıldığı, takip dayanğı bononun 27/12/2012 tazim tarihli, 01/04/2014 vade tarihli, 89.000TL bedelli , Keşidecisi…….olan ve lehtarın cirosu ile ………… Gıda İnşaat Sanayi ve Ticaret Limited Şti. ye geçen, bu şirketin cirosu ile de ciro edilerek alacaklı bankaya ciro yoluyla geçen bono olduğu, yasal süre içinde 03/04/2014 tarihinde çekilmiş, ödememe protestosunun ekli olduğu görülmüştür.
Bilirkişi raporu : Emekli Banka yönetmeni bilirkişi …….. 08/06/2020 tarihli raporunda; Takdiri Sayın Mahkemede olmak üzere; Takipteki % 11.75 avans faiz oranı dikkate alınmak suretiyle yapılan hesaplama sonucunda 05.09.2014 Dava tarihi itibariyle : 29.993.45-TL Asıl alacak, 1.223.69-TL İşlemiş faiz, 61.18-TL Faizin % 5 gider vergisi, 31.278.32-TL Toplam nakit alacak, 13.440.00-TL Gayri nakit çek depo tutarı ; Sözleşme Hükümlerine Göre tespit edilen temerrüt faiz oranları üzerinden hesaplama sonucunda : 05.09.2014 Dava tarihi itibariyle : 31.326.26-TL Asıl alacak, 4.350.86-TL İşlemiş faiz, 217.54-TL Faizin % 5 gider vergisi, 35.894.66-TL Toplam nakit alacak, 13.440.00-TL Gayri nakit çek depo tutarı banka alacağının bulunduğunu, davalı bankanın dava tarihinden itibaren avans faiz oranının dikkate alınması halinde 29.993.45-TL asıl alacağa yıllık % 11.75, sözleşme hükümleri gereği tespit edilen temerrüt faiz oranının dikkate alınması halinde 31.326.26-TL asıl alacağa yıllık % 40 oranında temerrüt faizi ve faizin % 5 gider vergisini uygulama ve talep yetkisinin bulunduğunu mütalaa etmiştir.
Bilirkişi ek raporu : 03/12/2021 tarihli ek raporda; Kök raporda yapılan tespit ve değerlendirmelerde değişikliği gerektirecek bir husus bulunmadığı sonuç ve kanaatine varıldığı mütalaa edilmiştir.
Bilirkişi 2. ek raporu : 01/04/2022 tarihli 2. ek raporda; Sayın Mahkemenin ara kararı doğrultusunda 71.292.76-TL Asıl alacak, 112.16-TL İşlemiş faiz ve 201.65-TL Protesto masrafı dikkate alınmak suretiyle 07.04.2014 Takip ve 05.09.2014 Dava tarihi itibariyle % 11.75 avans faiz oranı ile Banka alacağının hesaplandığını ve 29.869.41-TL Asıl alacak, 1.218.63-TL İşlemiş faiz, 60.93-TL Faizin % 5 gider vergisi , 31.148.97-TL Toplam nakit alacak, 13.440.00-TL Gayri nakit çek depo tutarı banka alacağının bulunduğunun tespit edildiğini mütalaa etmiştir.
Dava; İİK’nun 72. Maddesi uyarınca icra takibinden sonra açılan menfi tespit davasıdır.
Mahkememizce, davacılar tarafından açılan menfi tespit davasına ilişkin yargılama sonunda 2014/1173 esas, 2015/723 karar sayılı ilamı ile, dava kısmen Kabul edilerek, davacıların 3.017,24 TL için borçlu olmadıklarının tespitine, icara takibinden sonra yapılan 42.250 TL tahsilatın icra müdürlüğünce mahsubuna ve tarafların tazminat taleplerinin reddine karar verilmiş, anılan karar davacılar vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Yargıtay 19. HD’nin 2017/4426 esas, 2019/1413 karar sayılı 06.03.2019 tarihli ilamı ile “Dava, menfi tespit davası olup menfi tespit davalarında haklılık durumu dava tarihi dikkate alınarak tespiti gerekir. Davacılar tarafından icra takip tarihinden sonra, dava tarihinden önce ödemeler yapıldığı belirtilmiş olup mahkemece de ödeme yapılmış olduğu kabul edilmiş olmasına rağmen dava tarihi itibariyle alacak borç durumunun bilirkişi aracılığı ile tespiti yapılarak bir karar verilmesi gerekirken, takipten sonra yapılan ödemelerin icra müdürlüğünce dikkate alınması şeklindeki görüşü doğru olmayıp hükmün bu nedenle bozulması gerekmiştir.” Gerekçesiyle ilk hükmümüz bozulmuştur.
Bozma ilamına uyulmuş olup, bu uyma neticesinde oluşan usuli müktesep hak da gözetilerek somut olay değerlendirildiğinde; bankacı bilirkişi ………den kök ve ek raporlar alınmış olup, buna göre davalı banka ile davacı……….. Şti arasında 27.12.2012 düzenleme tarihli, 250.000.-TL limitli Genel Kredi Sözleşmesi imzalandığı, sözleşmeyi diğer davacılar…………nın 250.000,00 TL kefalet limitli olarak müşterek borçlu ve müteselsil kefil sıfatıyla imzaladıkları, sözleşmeye ek olarak davacıların imzasına havi bankaya cirolu 27.12.2012 tanzim tarihli, 01.04.2014 vadeli 89.000-TL bedelli dava ve takip konusu senedin alınarak davalı banka kayıtlarına işlendiği, davalı bankanın kredilerin riske girmesi kredi hesaplarını 02.04.2014 tarihinde kat ederek, davacı borçlulara noter ihtarnamesi ile ticari kredilerden doğan 67.017.94-TL, KMH’den doğan 4.274.82 TL’nin temerrüt faizleri ile birlikte 24 saat içerisinde ödenmesini, çek yapraklarından ileri gelen 5941 sayılı yasa gereğince bankanın ödemekle yükümlü olduğu 13.440,00 TL garanti tutarının depo edilmesini ihtar ettiği, davacıların sözleşme hükümleri gereği 06.04.2014 tarihinde temerrüde düştükleri, bankacı bilirkişi Nahide Bilger’in 01.04.2022 tarihli 2. Ek raporuna göre davalı bankanın takip tarihi itibariyle davacılardan 71.292.76-TL asıl alacak, takip talebindeki istekle bağlı kalınarak 112,16 Tl işlemiş faiz, 201,65 TL Protesto Masrafı olmak üzere toplam 71.606.57-TL alacaklı olduğu, davacılar tarafından takip tarihinden sonra dava tarihinde önce yapılan ödemeler Yargıtay bozma ilamındaki gerekçe dikkate alınarak mashup edildiğinde bilirkişinin 01.04.2022 tarihli 2. ek raporuna göre davalı bankanın dava tarihi itibariyle davacılardan 29.869,41-TL asıl alacak, 1.218.63-TL işlemiş faiz, 60.93-TL faizin % 5 gider vergisi olmak üzere toplam 31.148.97-TL T nakti alacak ve 13.440.00-TL Gayri nakit çek depo tutarı alacağının mevcut olduğu, dolayısıyla takibe konu edilen toplam 88.064,64 TL alacaktan bu tutarlar mashup edildiğinde davacıların dava tarihi itibariyle 43.475,67 TL için davalıya borçlu olmadıkları anlaşılmakla davacıların menfi tespit davasının kısmen kabulüne, kötü niyet tazminatı ve icra inkar tazminatının koşulları oluşmadığından tarafların bu yöndeki isteklerinin reddine karar vermek gerekmiş, aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacının davasının KISMEN KABULÜ ile,
Davacıların, İzmir 14.İcra Müdürlüğünün ……. Esas sayılı takip dosyasına konu alacak ile ilgili olarak davalıya 43.475,67 TL için BORÇLU OLMADIĞININ TESPİTİNE,
Fazlaya ilişkin isteğin REDDİNE,
2-Kötü niyet tazminatı ve inkar tazminatının koşulları oluşmadığından tarafların bu yöndeki isteklerinin REDDİNE,
3-Kabul edilen miktar üzerinden hesaplanmış olan 2.969,82 TL nispi harca, peşin alınan 1.503,95 TL harcın mahsubu ile bakiye 1.465,87 TL karar ve ilam harcının davalı taraftan alınarak HAZİNE’ YE GELİR KAYDINA.
4-Dava kısmen kabul edildiğinden davacı tarafın yaptığı 7,60 TL vekalet suret harcı, 149,80 TL davetiye ve posta gideri, 1.000,00 TL bilirkişi ücreti olmak üzere 1.157,40 TL yargılama giderinden davanın kabul oranı nazara alınarak 570,59 TL yargılama gideri ile davacı tarafın karşıladığı 27,70 TL başvurma harcı, 1.503,95 TL peşin harç olmak üzere toplam 2.102,24 TL’nin davalı taraftan alınarak davacı tarafa verilmesine. Davacı tarafın fazladan yaptığı yargılama giderinin kendi üzerinde bırakılmasına.
5-Dava kısmen ret edildiğinden davalı tarafın yaptığı 91,00 TL davetiye ve posta giderinden davanın red oranı nazara alınarak 46,13 TL yargılama giderinin davacı taraftan alınarak davalı tarafa verilmesine. Davalı tarafın fazladan yaptığı yargılama giderinin kendi üzerinde bırakılmasına.
6-Dava kısmen kabul edildiğinden kabul edilen miktar üzerinden hüküm tarihinde yürürlükte olan Avukatlık Kanunu ve Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre takdir ve hesaplanmış olan; 6.451,84 TL vekalet ücretinin davalı taraftan alınarak davacı tarafa verilmesine.
7-Dava kısmen reddedildiğinden, reddedilen miktar üzerinden hüküm tarihinde yürürlükte olan Avukatlık Kanunu ve Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre takdir ve hesaplanmış olan; 6.596,57 TL vekalet ücretinin davacı taraftan alınarak davalı tarafa verilmesine.
8-HMK.nun 333.maddesi uyarınca davacı tarafından yatırılan gider avansının sarf edilmeyen kısmının karar kesinleştiğinde davacıya iadesine.
ilişkin, davacılar vekilinin yüzüne karşı, davalı vekilinin yokluğunda, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde, mahkememize veya bulunduğu yerde varsa Asliye Ticaret Mahkemesi’ne, yoksa Asliye Hukuk Mahkemesine verilecek temyiz dilekçesi ile, Yargıtay nezdinde temyiz kanun yolu açık olmak üzere verilen karar, açıkça okunup, usulen anlatıldı. 09/06/2022

Katip …
e-imza

Hakim…
e-imza