Emsal Mahkeme Kararı İzmir 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/481 E. 2021/583 K. 01.07.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

sT.C.
İZMİR
4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2019/481
KARAR NO : 2021/583

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 15/11/2019
KARAR TARİHİ : 01/07/2021

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı taraf vekili duruşmada tekrar ettiği dava dilekçesi ile özetle; Davacı müvekkili şirketin, davalı şirketten seramik siparişi verdiğini söz konusu sipariş için ise 02.08.2018 tarihinde T. … Bankası A.Ş. IBAN: … no’ lu hesaptan … Bank A.Ş. IBAN: … no’ lu hesaba ‘… Ltd. Şti. den alınacak seramiklerin avansı” açıklamasıyla 14.500,00- TL E.F.T. yapıldığını, söz konusu sözleşmenin konusunu oluşturan seramikler teslim edilmesi gereken zamanda ve nitelikte teslim edilmediği için davacı müvekkili şirketin davalı yana avans olarak yatırmış olduğu parayı iade etmesini istediğini, bu talebin davalı şirket tarafından reddedildiğini, söz konusu paranın tahsili için vaki icra takibine girişildiğini, itiraz üzerine arabulucuya başvurulduğunu, anlaşamama üzerine de işbu davayı ikame ettiklerini, davalı yanın anılı borcu ödemediği gibi takibe itiraz etmesinin de kötü niyetli ve zaman kazanma amacı taşımakta olduğunu, açıklanan nedenlerle; haksız ve hukuki dayanaktan yoksun itirazın iptali ile takibin devamına, davalı aleyhine %20’ den az olmamak kaydı ile icra inkar tazminatı yükletilmesine ve vekalet ücreti ile yargılama giderlerinin karşı tarafa tahmiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı taraf vekili duruşmada tekrar ettiği cevap dilekçesi ile özetle; Davacı ile müvekkili arasında yazılı bir ticari sözleşme bulunmadığını, davacının mermer alımı talebini yerine getirmek için yurt dışından mermer ithal eden müvekkilinin, davacıya malını almasını bildirmişse de davacının bu malı teslim almadığını ve müvekkilinin malı depoda muhafaza etmek zorunda kaldığını, bu nedenle taraflar arasında bir ticari alım-satım olmaması sebebiyle yetki itirazında bulunduklarını, yetkili icra daireleri ve yetkili mahkemenin Mersin ilindeki icra daireleri ve mahkemeleri olması sebebiyle davanın yetki sebebiyle usulden reddini talep ettiklerini, davacının dava konusu etmiş olduğu banka havalesinin içeriği incelendiğinde avans ödemesi olduğunun tespit edileceğini, bu ödemeye istinaden müvekkili şirketin mal ithal ettiğini, limanda bulunan malı davacının teslim almaması sebebiyle müvekkili şirketin bu malı … Ltd. Şti’nin antrepolarında muhafaza etmek zorunda kaldığını, 4 aylık depo bedeli olan 5.667,17 TL ödeme yaptıklarını, davacının talebi üzerine bu malın ithal edilmesi sebebiyle yine gümrük firmalarına toplamda 908,60 TL, malın giriş ve çıkışından kaynaklı memur yolluğu ve fazla mesai ödemesi olarak toplamda 720,50 TL, … firmasına 2.374,40 TL, navlun olmak üzere toplam 9.670,67-TL masraf ödemesi yapıldığını, davacı limana gelen malı teslim almadığı için müvekkili şirketin bu masrafları yaptığını, davacının malı teslim almaması sebebiyle, müşteri çıkmaması ve antrepo ödemesinin devamlı artmasından dolayı 4,80 USD kıymeti olan ürünü 2,30 USD’den ancak ve 8.022,75 -TL kardan zarar ederek satabildiğini, bu bedellerin toplamına bakıldığında davacının teslim almadığı ürün sebebiyle müvekkiline kusurlu davranışı ile vermiş olduğu zararın, avans olarak ödemiş olduğu bedelden daha fazla olduğunu, bu nedenle davacının davasının reddini talep ettiklerini, açıklanan sebepler doğrultusunda davanın reddine, davacı aleyhinde %20 icra inkar tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderlerine ve vekalet ücretinin karşı tarafa yüklenmesine karar verilmesini talep ve beyan etmiştir.
CEVABA CEVAP: Davacı taraf vekili duruşmada tekrar ettiği cevaba cevap dilekçesi ile özetle; Usul yönünden itirazları kapsamında para borcunun ifa edileceği yerin İzmir olduğunu yinelediğini, esas yönünden ise dava dışı … Ltd. davalı şirket adına tanzim ettiği 23.04.2018 tarih, … no’lu proforma fatura kapsamında toplam tutarı 30.369,12 USD olan farklı boyutlardaki emtianın teslim periyodunun 4 hafta olarak bildirildiğini, söz konusu proforma faturanın müvekkiline intikalinin sağlandığını, ayrıca dava dışı şirketin 18.06.2018 tarihinde e-mail yoluyla sevkiyatın bildirilmesini talep ettiğini, mezkûr postanın davalıya da iletilmesinin sağlandığını, bu sevkiyat bilgisinin 60×60 boyutlarında seramik camlı kargo emtiasını içerdiğini ve değerinin 12.453,12 USD tutarında olduğunu, emtianın … (…) limanından yüklemesi yapılarak … limanına sevk edildiğini, tahmini kalkış tarihinin 23.05.2018, tahmini varış süresi itibariyle 13.06.2018 tarihi üzerinden bildirimde bulunulduğunu, dava dışı …. Ltd. Şirketinin davalı tarafından davacı müvekkiline iletilen sevkiyat bildirmesi içerikli elektronik postada … Liman’ ından … Limanı’ na yapılan deniz taşımacılığına yapılan sevkiyatın 16-20 gün süreceğini ikrar ettiğini, haksız ve hukuki dayanaktan yoksun itirazın iptali ile takibin devamına, davalı aleyhine %20′ den az olmamak kaydı ile icra inkar tazminatı yükletilmesine vekalet ücreti ile yargılama giderlerinin karşı tarafa tahmiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE:
İcra dosyası : İzmir …. İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasında alacaklı davacı tarafından borçlu davalı aleyhine 14.500,00-TL. diğer, 3.199,34-TL. Ticari temerrüt faizi olmak üzere toplam 17.699,34- TL alacağın tahsili için ilamsız takip yoluyla takip yapıldığı, ödeme emrinin davalı borçluya 24/09/2019 tarihinde tebliğ edildiği, davalı borçlu vekilinin 25/09/2019 havale tarihli dilekçesi ile yetkiye, borca, faize, faiz oranına ve ferilerine itiraz ettiğini, itiraz üzerine takibin 25/09/2019 tarihinde durdurulmasına karar verildiği anlaşılmıştır.
Bilirkişi raporları:
Kök rapor : Emekli Bakanlık Başmüfettişi Uluslararası Ticaret/Taşımacılık bilirkişisi … 16/10/2020 tarihli raporunda; Davanın tarafları arasında emtia teslim şekli ve emtia ödeme şekline dair yazılı olarak akdedilmiş herhangi bir emtia alım-satım sözleşmesinin mevcut olmadığını, davalı ve/veya dava dışı gönderen şirket ile yine dava dışı denizyolu nakliye şirketi arasında akdedilmiş navlun/taşıma sözleşmesi de ibraz edilmediğini, davacı şirketin, davalı eliyle … Gümrük Müdürlüğü’ne sunulan 18.07.2018 tarihli taahhütname kapsamında birinci parti eşyayı teslim aldığını, elektronik posta yazışmalarına göre, ilk ikili partinin 11.06.2018 tarihinde Dubai’de olduğu bilgisinin verildiğini, 11.07.2018 tarihinde de ikinci parti eşyanın gelişinden bilgi sahibi olduğunu, ikinci parti yükleme ile ilgili olarak dava dışı gönderen şirketin davalı adına tanzim ettiği satış faturasının davacının e-mail adresine de gönderildiğinin anlaşıldığını, davacı şirketin, ikinci parti eşya bedeli ile ilgili olmak üzere davalının banka nezdindeki hesabına E.F.T.yoluyla dekont mukabili 02.08.2018 tarihinde 14.500,-TL gönderdiğini, ikinci parti eşyanın (emtianın) … Gümrük Müdürlüğü’ne geliş gümrük beyannamesine bağlı tescil işlemlerine müteakiben 14.08.2018 tarihinde … sayı ile antrepoda muhafaza altına alındığını ve 05.03.2020 tarihine kadar (568 gün) antrepoda kaldığını, halen 125,1 kg. antrepoda muhafaza altında tutulduğunu, davacı şirketin iddiasını Kanunun kabul ettiği sübut delilleri ile ispat etmesi gerektiğini, antrepoda muhafaza altına alınan 2.parti eşyayı teslim almakta temerrüde düştüğünü, kusurlu davranışı ile davalıyı zarara uğrattığını, bu nedenle söz konusu eşyanın teslim edilmesi gereken zamanda ve nitelikte teslim edilmediği iddiasının yerinde görülmediğini, davacının avans adı altında ödediği icra takibine konu 14.500,00-TL satış bedelini davalıdan talep edemeyeceğini, davalının kötü niyetli hareket etmediği gibi, davacının kötü niyetine maruz kaldığını, bu yönüyle kötü niyet tazminatı talebinin yerinde olduğunu, davacı şirketin 2. parti eşyayı teslim almakta temerrüde düşmesi nedeniyle birim (metre kare) kıymeti 4.80 USD olan eşyanın kârdan zarar edebilmek, daha fazla antrepo hizmet bedeli ödememek için dava dışı 3. bir şahsa birim fiyatı 2.30 USD üzerinden (3.209,19 mt.kare x 2.30 USD =) 7.380,93TL.tutar karşılığında 25.04.2019 tarih, … sayı ile tanzim edilen satış faturası mukabili satıldığını, davacı şirket eliyle teslim alınmayan bahse konu eşya için davalının navlun bedeli, dört aylık antrepo hizmet tutarı, gümrük müşavirlik hizmet bedeli, memur yolluğu ve fazla mesai ücreti adı altında 9.670,67 TL. tutarında ödemede bulunduğunu mütalaa etmiştir.
Bilirkişi heyeti ek raporu: Emekli Bakanlık Başmüfettişi Uluslararası Ticaret/Taşımacılık bilirkişisi … ile Gümrük Müşaviri …’den alınan …/04/2021 tarihli raporda; mevcut deliller, kanunî hükümler ve Yüksek Mahkeme kararları muvacehesinde 16.10.2020 tarihli kök rapora ilâve edilecek başkaca bir husus bulunmadığını, Gümrük Müşaviri Bilirkişisi tarafından yapılan incelemeler sonucunda aynen; “Davalı … Ltd. Şti. tarafından … Gümrük Müdürlüğü denetimindeki … liman işletmesine ait liman sahasına getirilen dava konusu 3924 kap, 3337,20 mt.kare ve 56.000,-kg seramik karo cinsi eşyanın 14.08.2018 tarih, … no’lu Antrepo Beyannamesi ile … kodlu … alındığı, daha sonra eşyanın bir kısmının düzenlenen … transit refakat belgeleri dava harici bir firmaya gönderildiğinin tespit edildiğinin anlaşıldığını, ayrıca, davalı firmanın 4458 sayılı Gümrük Kanunu’na bağlı Gümrük Yönetmeliği’nin 333. maddesi uyarınca davacı … Ltd. Şti.ne satış yoluyla devredilmediğinin Müdürlük ve Antrepo işletmecisi kayıtlarından anlaşılmış olduğunu, davalı firmanın söz konusu emtiayı davacı firmaya teslim etmediği Gümrük mevzuatı açısından üzerine düşen görevi yapmadığı mütalaasına varıldığı bildirilmiştir.
Tercüman Bilirkişi Raporu: Tercüman bilirkişinin 21.06.2021 tarihli raporu ile davacı vekilinin cevaba karşı cevap dilekçesinin ekinde sunduğu yabancı dildeki deliller Türkçeye tercüme edilmiştir.
Dava; avans olarak ödenen satış bedelinin iadesi için başlatılan icra takibine vaki itirazın iptali davasıdır.
Dava, 1 yıllık hak düşürücü süre içerisinde açılmıştır.
İcra dairesinin yetkisine itiraz edilmiş olması halinde dava şartının bulunup bulunmadığı yönünden öncelikle bu hususun incelenmesi gerektiği, davalı tarafından taraflar arasındaki akdi ilişkinin reddedilmediği,bu halde yetkili icra dairesinin İİK.nun 50.md. uyarınca HMK.nın yetkiye ilişkin hükümlerinin kıyas yolu ile uygulanması suretiyle tespitinin gerektiği, alacağın satış avansının iadesi isteğinden kaynaklandığı, HMK.nın 10 ve TBK.nın 89.maddeleri uyarınca alacaklının ticari merkez adresi olan İzmir İcra dairelerinin yetkili olduğu sonuç olarak yetkili icra dairesinde yapılmış geçerli bir icra takibinin bulunduğu, dava şartının mevcut olduğu görülerek yargılamaya devam olunmuştur.
Davalı tarafça; mahkememizin yetkisine yapılan itiraz incelendiğinde, davalı tarafından taraflar arasındaki akdi ilişkinin reddedilmediği, alacağın satış avansının iadesinden kaynaklandığı, HMK.nın 10 ve TBK.nın 89.maddeleri uyarınca alacaklının ticari merkez adresi olan İzmir mahkemelerinin yetkili olduğu sonuç olarak yetki itirazının yerinde olmadığı tespit edilerek yargılamaya devam olunmuştur.
Davacı alıcı, davalı ithalatçı-satıcı tarafından proforma faturada ithali ve satışı yapılacak malların tek seferde teslimi öngörüldüğü halde, malların iki parçaya bölünerek ilk partinin kendilerine teslim edildiğini, ilk parti malların bedelinin ödendiğini, ikinci parti mallar için avans ödemesi yapılmasına rağmen ikinci parti malların tesliminde gecikme yaşandığını, avans olarak gönderilen takip konusu tutarın iadesi istenildiği halde kendilerine iade edilmediğini, davacının proforma faturaya göre malları tek parça halinde tümünü teslim borcunu yerine getirmediğinden davalıya yapılan satış avansının iadesi gerektiğini bildirerek itirazının iptalini talep etmiş, davalı ise ithali gerçekleştirilip … Gümrüğü’ne getirilen malın davacı tarafça teslim alınmadığını, davacı alıcının temerrüde düştüğünü, alıcının temerrüdü nedeniyle antrepo ücreti, malın ithali sebebiyle gümrük firmalarına ödeme, malın giriş ve çıkışı nedeniyle memur yolluğu, fazla mesai ödemesi yaptığını, uluslararası taşımayı yapan firmaya navlun bedeli ödediğini, malın teslim alınmaması nedeniyle değerinin altında satışını yaptığından fiyat farkı nedeniyle zarara uğradığını, bu nedenle katlandığı zararın satış avansından daha fazla olduğunu savunarak davanın reddini istemiştir.
TBK’nın 207. maddesine göre satış sözleşmesi, satıcının, satılanın zilyetlik ve mülkiyetini alıcıya devretme, alıcının ise buna karşılık bir bedel ödeme borcunu üstlendiği, bu bakımdan karşılıklı borç yükleyen, yasayla yahut sözleşmeyle aksi kararlaştırılmadıkça veya aksine adet bulunmadıkça, satıcı ve alıcının borçlarını aynı anda ifa etmekle yükümlü oldukları hususunda tarafların iradelerini karşılıklı ve birbirine uygun olarak açıklamalarıyla kurulan borç doğurucu bir sözleşmedir.
Buna göre, aksine bir âdet bulunmadıkça satıcı ve alıcı borçlarını aynı anda ifa ederler (TBK, m. 207). Ancak, satıcının borcunu daha sonra ifa edeceğine ilişkin bir âdet var ise, satıcı borcunu alıcının borcunu ifa etmesinden sonra ifa edeceği kabul edilir.
Satıcının borçlarından olan teslim borcu, mülkiyeti nakil borcunun bir sonucu ve onun tamamlayıcısıdır. Kural olarak, teslim borcu yerine getirilmekle, mülkiyeti nakil borcu da yerine getirilmiş olur. Teslim borcu, satılan şeyi aynen veya hukuken alıcının iktidar alanına geçirmekle ifa edilmiş olur.
TBK’nun 235. Maddesi uyarınca “Satılanın ancak satış bedeli ödendikten sonra veya ödenme anında devredilmesi gereken durumlarda alıcı temerrüde düşerse satıcı, herhangi br işlem gerekmeksizin satıştan dönebilir.
Bu hakkını kullanmak isteyen satıcı, durumu gecikmeksizin alıcıya bildirmek zorundadır.”
Somut olayda; taraflar arasında ithalat rejimine tabi malların satışı konusunda yazılı bir sözleşme bulunmadığı, davalı tarafından düzenlenen proforma faturanın satış sözleşme niteliğinde olmayıp, icap niteliğinde belge olarak değerlendirilebileceği, proforma fatura dava dışı ihracatçı firma ile davalı ithalatçı firma arasında düzenlenmiş olup, içeriğinde malların tümünün tek parça halinde teslim edileceğine ilişkin bir teslim şartının bulunmadığı, fiili duruma göre, proforma faturaya konu malların bir kısmının davacıya 18.07.2018 tarihinde teslim edildiği, davacının bu mallar için davalı hesabına 04.07.2018 tarihinde 13.500,00 USD satış bedelini havale ettiği, davalının da 18.07.2018 tarihli 13.500,00 USD bedelli faturayı düzenleyerek davacıya gönderdiği, davacı tarafından malın bir kısmı teslim alınıp, bedeli de ödendiğinden malların peyder pey teslimine rıza gösterdiğinin kabulü gerektiği, dava konusu ikinci sevkiyatta gönderilen malların davalı ithalatçı-satıcı tarafından ithali gerçekleştirilerek 19.07.2018 tarihinde … Liman İşletmeciliği geçici depolama yerine geldiği, malların 14.08.2018 tarihinde çıkışı yapılarak 16.08.2018 tarihinde … Gümrük Müdürülüğü denetimi altında olan … tipi genel antreposuna alındığı, davacının söz konusu ikinci parti mallar için satış bedeline mahsuben davalı hesabına 02.08.2018 tarihinde 14.500,00 TL satış avansını havale etmesine rağmen, bilirkişi heyeti ek raporunda gümrük müşaviri bilirkişinin de katılımı ile alınan ek raporda belirlendiği üzere davalı ithalatçı-satıcının malın davacı alıcıya teslimi için gereken gümrük işlemlerini yaptığına ilişkin delil ve belge bulunmadığından satılanın devri ve teslimi hususlarında üzerine düşen yükümlülükleri yerine getirmediği, teslim süresi belli olmayan ticari satışta, TBK 235. md. hükmü de dikkate alınarak, davalı satıcıda bulunan malın davacı alıcı tarafından teslim alınması için ihtarname ile alıcının temerrüde düşürülmesi gerektiği halde davalı satıcı tarafından davacı alıcıyı temerrüde düşürmeye yönelik TTK’nun 18/3. Fıkrasına uygun bir ihtarname gönderilmediğinden ve satılan da davacı alıcıya teslim edilmediğinden avans olarak gönderildiği sabit olan 14.500,00 TL’nin davacı alıcıya iadesi gerektiği, davacı vekilinin hüküm duruşmasında verdiği beyanında işlemiş faiz alacağı yönünden itirazın iptali isteklerinin bulunmadığı, yalnızca asıl alacağa yönelik itirazın iptalini talep ettikleri anlaşılmakla davacının davasının kabulüne, İİK’nun 67/2.maddesi uyarınca alacağın likit olması ve davalının itirazında haksız olması nedeniyle %20 oranındaki icra inkar tazminatının davalıdan tahsiline karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacının davasının KABULÜNE,
Davalının, İzmir …. İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı takip dosyasına vaki itirazının iptali ile 14.500,00- TL asıl alacağın takip tarihinden itibaren işleyecek ticari faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesi için takibin devamına,
2-Hüküm altına alınan 14.500,00- TL alacak üzerinden hesaplanacak %20 oranındaki icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
3-Kabul edilen miktar üzerinden hesaplanmış olan 990,50 TL nispi harca, peşin alınan 159,13 TL harcın mahsubu ile bakiye 831,37 TL karar ve ilam harcının davalı taraftan alınarak HAZİNE’ YE GELİR KAYDINA.
4-Dava şartı arabuluculuk ücreti olan ve 6325 sy Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu’nun 18/A-13 maddesi uyarınca tarafların anlaşamamaları nedeniyle Adalet Bakanlığı bütçesinden karşılanan 1.320,00 TL’nin davada haksız çıkan davalıdan alınarak HAZİNE’ye gelir kaydına,
5-Dava tamamen kabul edildiğinden davacı tarafın yaptığı ve karşıladığı 6,40 TL vekalet suret harcı, 44,40 TL başvuru harcı, 159,13 TL peşin harç, 129,80 TL davetiye ve posta gideri, 1.800,00 TL bilirkişi ücreti, davacı, dava şartı arabuluculuk görüşmelerinde kendisini vekille temsil ettirdiğinden, arabuluculuk son tutanağının düzenlendiği tarih itibariyle yürürlükte olan AAÜT’ne göre tayin olunan 750,00 TL maktu vekalet ücreti olmak üzere toplam 2.889,73 TL yargılama giderinin davalı taraftan alınarak davacı tarafa verilmesine.
6-Davacı kendisini vekille temsil ettirdiğinden, hüküm tarihinde yürürlükte olan Avukatlık Kanunu ve Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre takdir ve hesaplanmış olan; 4.080,00 TL vekalet ücretinin davalı taraftan alınarak davacı tarafa verilmesine.
7-HMK.nun 333.maddesi uyarınca davacı tarafından yatırılan gider avansının sarf edilmeyen kısmının karar kesinleştiğinde davacıya iadesine.
İlişkin, davacı vekilinin yüzüne karşı, davalı vekilinin yokluğunda, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde, mahkememize veya bulunduğu yerde varsa Asliye Ticaret Mahkemesi’ne, yoksa Asliye Hukuk Mahkemesine verilecek istinaf dilekçesi ile, İzmir Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde, istinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar, açıkça okunup, usulen anlatıldı. 01/07/2021

Katip … Hakim …
e-imzalıdır e-imzalıdır