Emsal Mahkeme Kararı İzmir 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/480 E. 2021/913 K. 16.11.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İZMİR
4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2019/480
KARAR NO : 2021/913

DAVA : Tazminat (Trafik Sigorta Sözleşmesi Kaynaklı Rücuen)
DAVA TARİHİ : 15/11/2019
KARAR TARİHİ : 16/11/2021

Mahkememizde görülen Tazminat (Trafik Sigorta Sözleşmesi Kaynaklı Rücuen) davasının yapılan açık yargılamasının sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkiline ait ve … sevk ve idaresindeki … plakalı araç ile … plakalı araçların 15.03.2019 tarihinde (saat 11.15) trafik kazasına karıştıklarını, davalı tarafın aracı 12.03.2019 tarihinde aldığını, araca kazanın olduğu saatlerde sigorta yaptıramadığını, kaza tarihinde kazadan sonra 14.05’te ZMMS sigortası yaptırıldığını, iş bu hususun davalı sürücünün çarpıp kaçmasını açıklar nitelikte olduğunu, davada davalı sigorta şirketinin aracın işleteni değiştiği sırada sigortalı olan şirket olduğunu, doğacak zarardan sorumlu olduğunu, kazanın meydana gelmesinde …’ın maliki olduğu … plakalı aracın sürücüsünün müvekkiline ait aracın sağ arka kısmından çarparak kaçtığını, davalı sigortalı şirketince sigortalı aracın sürücüsü müvekkiline ait aracı arkadan çarparak sürücüsünün cismane zarar meydana getirdiğini, ceza davasının devam ettiğini, aracın …’ya fatura karşılığı 9.9750,55 TL’ye yaptırıldığını, aracın 4 gün serviste kaldığını, değer kaybı oluştuğunu, Müvekkiline ait … plakalı aracın Renault Sembol marka araç olduğunu, değer kaybı ve kazanç kaybı için başvuru yapıldığını, yanıt alınamadığını, belirterek yukarıda arz olunduğu gibi fazlaya ilişkin talep ve dava hakları saklı kalma kaydıyla belirsiz dava olarak ikame edilen davada şimdilik müvekkili araçta oluşan değer kaybı bedeline mahsuben 100 TL tazminatın dava tarihinden itibaren işleyecek reeskont faizi ile birlikte davalılardan tahsilini, ticari taksi olması nedeniyle çalışamamış olması nedeniyle Kazanç kaybı için şimdilik 100 TL tazminatın dava tarihinden itibaren işleyecek reeskont faizi ile birlikte davalı …’tan tahsilini talep etmiştir.
CEVAP: Davalı …Sigorta A.Ş vekili cevap dilekçesinde özetle; Dava şartı yokluğundan davanın reddi gerektiğini, sorumluluklarının kusur oranı ve poliçe limiti dahilinde olduğunu, değer kaybının genel şartlara göre belirlenmesi gerektiğini, aracın önceki hasarlarının tespiti gerektiğini, şirketinin temerrüte düşmediğini belirterek davanın reddini talep etmiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE:
Kaza Tespit Tutanağı ; “Sürücü … sevk ve idaresindeki … plakalı araç ile Altınyol üzerinde Karşıyaka istikametinden Konak istikametine seyir halinde iken … köprü üzerine geldiğinde, aracının sağ arka köşe kısmına ve sağ yan kısımlarına … plakalı aracın çarpıp kaçtığını beyan etmesi ve bu çarpma esmasında yaralanması sonucu yaralanmalı ve maddi hasarlı trafik kazası meydana geldiği, sürücü beyanı ve kaza yerindeki incelemeler ile anlaşılmış olup, bu kazanın oluşumunda araçlardan birisinin kaza yerini terk etmesi nedeniyle kusur dağılımı yapılamamıştır” şeklinde tutanak düzenlendiği görülmüştür.
Hasar dosyası: Davacının dava tarihinden önce davalı sigortaya değer kaybı talepleri için başvuruda bulunmadığı herhangi bir ödeme yapılmamış olduğu anlaşılmaktadır.
Trafik ve Tramer kayıtları: Kazaya karışan … plaka sayılı aracın kaza tarihinde davalı …’ a, … plakalı aracın ise davacılara ait olduğu, davacıya ait … Plakalı aracın, 15.03.2019 tarihli kazası dışında; 25.08.2016 tarihinde, 26.08.2018 tarihlerindeki kazlar nedeniyle hasar kayıtları olduğu anlaşılmıştır.
Sigorta Poliçesi: Davalıya (…Sigorta A.Ş.) ZMMS Sigorta Poliçesi Sigortası ile sigortalı … … ‘ a ait … plakalı araçla ilgili olarak 11.02.2019-11..02.2020 tarihleri arasında geçerli Karayolları Mali Sorumluluk Trafik Sigorta poliçesi ile …Sigorta A.Ş. tarafından sigorta teminat örüntüsüne alındığı, kaza 15.03.2019 tarihinde meydana gelmiş olup teminat süresi içinde meydana gelmiş olduğu, poliçe teminat limitinin araç başına maddi 36.000TL olduğu anlaşılmaktadır.
Bilirkişi Raporu : Bilirkişi … tarafından düzenlenen 01.02.2021 tarihli raporda özetle ; Sürücü … idaresindeki … plakalı sayılı kamyoneti ile, hatalı şerit ve doğrultu değiştirme manevrası ile şerit ihlali yapması ve arkadan gelerek, davacı aracını sağ arka yan kısımlarından çarpması neticesinde, kazanın oluşumuna neden/etken olduğu görüş ve kanaatine varıldığı, davacı aracın sürücüsü … sevk ve idaresindeki … plakalı aracı ile, aynı cadde üzerinde aynı yönde kurallara uygun şekilde şeridinde seyri esnasında, sol kısmından arkasından gelen ve şerit tecavüzü yapan davalıya ait kamyonet tarafından çarpılmaya maruz kaldığı olayda, kazanın oluş biçimi göz önüne alındığında kazayı önlemek adına alabileceği herhangi bir önlem bulunmadığı gibi, kurallara aykırı olumsuz davranış faktörü de olmadığı, görüş ve kanaatine varıldığı, aracın onarımı yapıldıktan sonraki rayiç değeri araştırması neticesinde, onarım sonrası rayicinin 73.500 TL ile 72.500 TL olduğu, ortalama değerinin 73.000 TL olduğu, Yargıtay 17 HD. nin Gerçek zarar ile ilgili “gerçek zarar ve değer kaybının, aracın kaza öncesi rayici ile (78.000 TL) onarım sonrası rayici (73.000 TL) arasındaki farktır” kararları göz önüne alındığında ve değerlendirildiğinde aracın piyasa koşullarında değer kaybının 5.000,00 TL olduğu, davacı tarafın dava dilekçesinde aracın onarım için serviste 4 gün kaldığını ve tamiratın tamamlandığını beyan ettiği, bu sürenin oldukça makul bir süre olduğu, buna göre aracın onarımı esnasında mahrum kalınan gerçek sürenin 4 gün olduğu, davacının uğradığı kazanç kaybının ne kadar miktar olduğunu belirten ve bu hususta gerçek zararını gösteren belge/delil dosyaya davacı tarafından sunulu olmadığı, kazada zarar gören aracın, bu süre zarfında kazanç kaybının tespiti için Soförler ve Otomobilciler Odasına müzekkere ile sorulması gerektiği, davacının ticari kayıtlarının incelenmesi ve dosyaya sunulu Yıllık Gelir Vergisi Beyannamesinin incelenmesi uzmanlık alanı olmadığı, bu işlem-incelemeler ve kazanç kaybının tespiti için bir mali müşavir bilirkişiye tevdi edilmesi görüşü ile raporunu düzenlemiştir.
Bilirkişi Ek Raporu : Bilirkişi … tarafından düzenlenen 04.10.2021 tarihli ek raporda özetle ; Bornova Şöforler ve Otomobilciler Esnaf Odası 14.04.2021 tarih ve …/… sayılı Müzekkere Cevabında; “2019 yılı ticari taksi günlük kazancının, kesin olmamakla beraber günlük 53,00 TL ile 75,00 TL arasında olduğu” bilgisinin verildiği, davalı vekilinin 02.02.2021 tarihli bilirkişi raporuna itiraz dilekçesinde “Kazanç Kaybına” ilişkin bir beyan ve itiraz olmadığı, değer kaybı ile ilgili olarak yapılan hesaplama yönteminin mahkemenin talep ettiği doğrultuda hesaplandığı, davaya konu … plakalı RENAULT SYMBOL JOY 1.5 DCI 90 marka 2018 model Ticari Taksinin, 15.03.2019 tarihli kazası sonrası, davacı tarafın dava dilekçesinde aracın onarım için serviste 4 gün kaldığını ve tamiratın tamamlandığını beyan ettiği, bu sürenin oldukça makul bir süre olduğu, buna göre aracın onarımı esnasında mahrum kalınan gerçek sürenin 4 gün olduğu, davacının bu yöndeki zararı hususunda bir miktar belirtmediği, buna ilişkin delil belge sunmadığı, Bornova Şöforler ve Otomobilciler Esnaf Odası Müzekkere Cevabında belirtilen “2019 yılı ticari taksi günlük kazancının, kesin olmamakla beraber günlük 53,00 TL ile 75,00 TL arasında olduğu” cevabı değerlendirildiğinde; verilen bilgi dahilinde kesin olmamakla beraber günlük 53,00 TL ile 75,00 TL arasında olduğunun belirtildiği, bu miktar max. olarak 75,00 TL bile alınsa, piyasada yaptığımız araştırma neticesinde, bu miktarın düşük bir miktar olduğu, Ülkemiz şartlarında, taksicilerin günlük kazancını tam ve gerçek değer olarak tespit etmenin mümkün olmadığı, piyasada şifai olarak yapılan görüşme ve araştırmalarda günlük en az ortalama 125,00 TL olduğu yönünde görüş ve kanaatimizin oluştuğu, buna göre toplam kaybın 4 günlük onarım için (4 gün X 125 TL) olmak üzere toplam 500,00 TL olduğu yönünde görüş ve kanaati oluştuğu, bu tarihte ikame araç açısından değerlendirildiğinde, 15.03.2019 kaza tarihi için, davaya konu aracın marka model ve özellik bakımından ikame bir aracın günlük kira bedelinin 125,00 TL olduğu, netice olarak araçtan mahrum kalınan süre ikame araç bedelinden değerlendirildiğinde toplam ikame araç bedelinin (4 gün X 125 TL) olmak üzere toplam 500,00 TL olduğu görüşü ile ek raporunu düzenlemiştir.
Bedel Artırım : Davacı vekili 11/10/2021 tarihli dilekçesi ile davanın değerini artırmış ve eksik harcı 12/10/2021 tarihinde yatırmıştır.
Dava; davacı aracında meydana gelen değer kaybı bedelinin karşı araç ZMMS sigortacısı ve işleteninden, kazanç kaybının karşı araç işleteninden tahsili davasıdır.
Dava tarihinde yürürlükte olan, 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 91/1. maddesinde, “işletenlerin, bu kanunun 85/1.maddesine göre olan sorumluluklarının karşılanmasını sağlamak üzere mali sorumluluk sigortası yaptırmaları zorunludur”, aynı yasanın 85/1.maddesinde, “bir motorlu aracın işletilmesi bir kimsenin ölümüne veya
yararlanmasına yahut bir şeyin zarara uğramasına sebep olursa, araç işletenin bu zarardan sorumlu olacağı”, aynı yasanın 85/son maddesinde ise, “işleten ve araç işleticisi teşebbüsün sahibi, aracın sürücüsünün veya aracın kullanılmasına katılan yardımcı kişilerin kusurundan kendi kusuru gibi sorumludur.” hükümlerine yer verilmiş, 01.06.2015 tarihinde yürürlüğe giren Karayolları Motorlu araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartları’nın amacı A.1 maddesinde “Karayolları Trafik Kanunu uyarınca motorlu araç işletenlerine yüklenen hukuki sorumluluk için düzenlenen Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortasına yönelik ilgililerinin hak ve yükümlülüklerine ilişkin usul ve esasların düzenlenmesidir.” şeklinde belirlenmiştir. Sigortanın kapsamı ise genel şartlar A.3. maddesinde “sigortacı, poliçede tanımlanan motorlu aracın işletilmesi sırasında, üçüncü şahısların ölümüne veya yaralanmasına veya bir şeyin zarara uğramasına sebebiyet vermiş olmasından dolayı, 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanununa göre sigortalıya düşen hukuki sorumluluk çerçevesinde Genel Şartlarda içeriği belirlenmiş tazminatlara ilişkin talepleri, kaza tarihi itibariyle geçerli zorunlu sigorta limitleri dahilinde karşılamakla yükümlüdür. Sigortanın kapsamı üçüncü şahısların, sigortalının Karayolları Trafik Kanunu çerçevesindeki sorumluluk riski kapsamında, sigortalıdan talep edebilecekleri tazminat talepleri ile sınırlıdır.” şeklinde düzenlenmiştir.
Anayasa Mahkemesi’nin 2019/40 esas, 2020/40 karar, 17/07/2020 tarihli iptal kararının, 9 Ekim 2020 günü 31269 sayılı RG’de yayınlandığı, bu karar ile 14/04/2016 tarihli, 6704 sayılı 3. Maddesiyle değiştirilen 90. Maddesinin 1. cümlesinde yer alan “… ve bu kanun çerçevesinde hazırlanan genel şartlarda…” ibaresinin, ikinci cümlesinde yer alan “… ve genel şartlarda…” ibaresinin iptallerine karar verildiği, iptal kararının gerekçesinde; ” Motorlu taşıt işletilmesi sebebiyle üçüncü kişilere verilen zararlardan dolayı, işletenin hukuki sorumluluğu haksız fiilden doğan sorumluluk niteliği taşıdığı için tazminat borcunun kapsamının 6098 sy TBK’na göre belirlendiği, işletenin söz konusu tazminat borcunun dolayıyla zarar gören üçüncü kişilerin tazminat alacaklarının teminat altına alınması amacıyla öngörülmüş olan zorunlu mali sorumluluk sigorta şirketinin tazminat borcunun kapsamının ise Genel Şartlara göre belirlendiği, bu durumun tazminatın kapsamının farklılaşmasına yol açtığı, bunun nedeninin ise idarenin düzenleyici işlemi niteliğindeki tazminat hesaplamasını düzenleyen kurallarında, 6098 sy TBK’nun gerçek zararın tazminini öngören kurallarından ayrılan hükümlere yer vermiş olmasından kaynaklandığı, Anayasa’nın 48. maddesinde sözleşme özgürlüğünün güvence altına alındığı, bu özgürlüğün sözleşme yapıp yapmama serbestsinin yanı sıra yapılan sözleşmelere dışarıdan müdahale yasağını da içerdiği, sigorta şirketinin zorunlu mali sorumluluk sigorta poliçesinden kaynaklanan borcunun kapsamının 2918 sy Kanun çerçevesinde hazırlanan GŞ’a göre belirleneceği, bu kuralların sözleşmeden doğan borcun kapsamını belirlemek suretiyle Anayasa’nın 48. Maddesinde güvence altına alınan sözleşme özgürlüğünü sınırladığı, Anayasa’nın 13. Maddesi uyarınca temel hak ve özgürlüklere sınırlama getiren düzenlemelerin öncelikle kanunla yapılması gerektiği, sözleşme özgürlüğünü sınırlamaya yönelik bir kanuni düzenlemenin şeklen var olması yeterli olmayıp, kanuni düzenlemelerin keyfiliğe izin vermeyecek şekilde belirli, ulaşılabilir ve örgörülebilir nitelikte olması gerektiği, kanunun bu niteliklere sahip olmasının esasen Anayasa’nın 2. Maddesinde güvence altına alınan hukuk devleti ilkesinin de bir gereği olduğu, 2918 sy KTK’nun 90. Maddesinde sigorta şirketinin ZMMS sözleşmesinden doğan sorumluluğunun kapsamı düzenlenmemiş olup, bu kapsamın idarenin düzenleyici nitelikte işlemi olan Genel Şartlara göre belirlenmesinin öngörülmesi ile borcun kapsamının tespiti hususunda temel çerçeve ve ilkelerin kanunlarla belirlenmeyerek idareye geniş bir takdir yetkisinin tanındığı, bu itibarla sözleşmenin içeriğine yönelik sınırlama öngören kuralların kanunilik ölçütü yönünden Anayasanın 13. ve 48. Maddelerine aykırı olduğu, Anayasa’nın 17. Maddesinde yaşama hakkı ve kişilerin maddi ve manevi varlığını geliştirme hakkının, 35. Maddesinde mülkiyet hakkının güvence altına alındığı, Anayasanın 5. Maddesinde insanın maddi ve manevi varlığını geliştirebilmesi için gerekli şartları hazırlamanın devletin temel amaç ve görevleri arasında sayıldığı, motorlu araç işletilmesine bağlı olarak kişilerin uğrayabileceği destekten yoksun kalma, bedensel zarar, eşya zararı ve manevi zararın Anayasa’nın 17. ve 35. Maddelerinde düzenlenen hakların ihlali sonucunda ortaya çıkan zarar niteliğinde olduğu, dolayısıyla karayolunda motorlu taşıt işletilmesini düzenleyen kuralları belirlemenin ve motorlu taşıt işletilmesi sebebiyle üçüncü kişilerin uğrayabileceği zararın tazmin edilmesini güvence altına almanın da devletin görevleri kapsamında olduğu, ZMMS kapsamında sigorta şirketinin bu zararlardan dolayı sorumlu tutulmuş olmasının, zarar gören kişinin Anayasa’nın 17. ve 35. Maddesinde düzenlenen haklarının Anayasa’nın 5. Maddesiyle bağlantılı olarak korunmasının amaçlandığını gösterdiği, sigorta şirketinin sorumluluğunun kapsamının idarenin düzenleyici nitelikteki işlemi ile belirlenmesinin zarar gören üçüncü kişi ve işleten aleyhine, sigorta şirketi lehine menfaat dengesinin bozulmasına yol açacağı… ” belirtilerek bu nedenlerle 6704 sayılı 3. Maddesiyle değiştirilen 90. Maddesinin 1. cümlesinde yer alan “… ve bu kanun çerçevesinde hazırlanan genel şartlarda…” ibaresinin, ikinci cümlesinde yer alan “… ve genel şartlarda…” ibaresinin Anayasa’nın 5., 13., 17., 35. Ve 48. Maddelerine aykırı olması nedeniyle iptallerine karar verildiği görülmüştür.
Yargıtay içtihatları ile kabul edilen “usuli kazanılmış hak” olgusunun, birçok hukuk kuralında olduğu gibi yine Yargıtay içtihatları ile geliştirilmiş istisnalarının bulunduğu, yeni bir İçtihadı Birleştirme Kararı (09.05.1960 tarihli ve 21/9 sayılı YİBK) ya da geçmişe etkili bir yeni kanun çıkması, benzer şekilde uygulanması gereken bir kanun hükmünün, hüküm kesinleşmeden önce Anayasa Mahkemesince iptaline karar verilmesi hallerinde, usulü kazanılmış hakka göre değil, İBK’na veya geçmişe etkili yeni kanuna ya da Anayasa Mahkemesinin iptal kararından sonra oluşan yeni duruma göre karar verilebileceği (HGK’nın 21.01.2004 tarihli ve 2004/10-44 E., 19 K.; 03.02.2010 tarihli ve 2010/4-40 E., 2010/54 K), dolayısıyla bilirkişi raporları alındıktan ve bu raporlar nedeniyle taraflar lehine oluşan usulü kazanılmış hakka göre değil sonra Anayasa Mahkemesi’nin iptal kararından sonra oluşan yeni duruma göre karar verilmesi gerektiği, İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi’nin 2019/824 esas, 2020/1025 karar sayılı, 2019/3373 esas, 2020/1022 karar sayılı emsal kararlarında da belirtildiği üzere Anayasa Mahkemesi’nin yukarıda anılan iptal kararı sonrasında oluşan yeni duruma göre KTK’nun 90. Maddesi hükmü dikkate alındığında, zarar gören hak sahiplerinin zarar veren 3.kişilerden ve sigorta şirketinden talep edebilecekleri tazminatın kapsamının belirlenmesinde kullanılacak yöntem ve ölçütler konusunda kısıtlama bulunmadığından, üçüncü kişi olan davacının uğradığı değer kaybı zararının tespitinde 6098 sy Türk Borçlar Kanunu hükümleri dikkate alınarak yerel piyasa koşulları, ülkenin şartları, aracın özellikleri, kilometresi, piyasanın algısı, aracın piyasadaki tercih edilebilirliği, markası, ikinci el piyasası, yedek parça ve servis maliyetleri, kazalı parça ve yeri, onarım özellikleri, aracın geçmiş hasar kayıtları gibi pek çok etkenin dikkate alınması gerektiği, dolayısıyla değer kaybının doğru ve hakkaniyetli şekilde belirlenebilmesi için uzun yıllardır Yargıtay içtihatları ile benimsenen, aracın kaza öncesi hasarsız rayiç değeri ile onarımdan sonraki rayiç değerinin göz önünde bulundurularak, aradaki farkın değer kaybı olarak kabul edilmesi gerektiği kanaatine varılmıştır.
Tüm bu yasal düzenlemeler ve somut olay birlikte değerlendirildiğinde;
15.03.2019 günü olay yerini terk eden sürücü … idaresindeki … plakalı aracı ile Altınyol’da Karşıyaka istikametinden Konak istikametine seyir halinde iken … köprü üzerine geldiğinde, kendi aracının sol yan kısımları ile önünde aynı yönde seyir halinde bulunan davacıya ait ve sürücü … sevk ve idaresindeki … plakalı aracın şeridine tecavüz ederek sağ arka yan kısımlarına çarpması neticesinde, yaralanmalı ve maddi hasarlı trafik kazası meydana geldiği,
Sürücü …, idaresindeki … plakalı sayılı kamyoneti ile, hatalı şerit ve doğrultu değiştirme manevrası ile şerit ihlali yapması ve arkadan gelerek, davacı aracını sağ arka yan kısımlarından çarpması neticesinde, kazanın oluşumuna etken olduğundan %100 (Yüzdeyüz) oranında asli ve tam kusurlu olduğu, davacı aracın sürücüsü …, sevk ve idaresindeki … plakalı aracı ile, aynı cadde üzerinde aynı yönde kurallara uygun şekilde şeridinde seyri esnasında, sol kısmından arkasından gelen ve şerit tecavüzü yapan davalıya ait kamyonet tarafından çarpılmaya maruz kaldığı olayda, kazanın oluş biçimi göz önüne alındığında kazayı önlemek adına alabileceği herhangi bir önlem bulunmadığı gibi, kurallara aykırı olumsuz davranış faktörü de olmadığından herhangi bir kusurunun olmadığı,
Hükme esas alınan bilirkişi kök ve ek raporuna göre; Davacıya ait idaresindeki … plakalı aracın onarımı yapıldıktan sonraki rayiç değeri araştırması neticesinde, onarım sonrası rayicinin 73.500 TL ile 72.500 TL olduğu, ortalama değerinin 73.000 TL olduğu, Yargıtay 17 HD. nin Gerçek zarar ile ilgili “gerçek zarar ve değer kaybının, aracın kaza öncesi rayici ile (78.000 TL) onarım sonrası rayici (73.000 TL) arasındaki farktır” kararları göz önüne alındığında ve değerlendirildiğinde aracın piyasa koşullarında değer kaybının 5.000,00 TL olduğu, davaya konu … plakalı Renault Symbol JOY 1.5 DCI 90 marka 2018 model ticari taksinin, 15.03.2019 tarihli kazası sonrası, davacı tarafın dava dilekçesinde aracın onarım için serviste 4 gün kaldığını ve tamiratın tamamlandığını beyan ettiği, bu sürenin makul bir süre olduğu, buna göre aracın onarımı esnasında mahrum kalınan gerçek sürenin 4 gün olduğu, Bornova Şöforler ve Otomobilciler Esnaf Odası 14.04.2021 tarih ve …/… sayılı Müzekkere Cevabında;“2019 yılı ticari taksi günlük kazancının, kesin olmamakla beraber günlük 53,00 TL ile 75,00 TL arasında olduğu” bilgisinin verildiği, bu miktar max. olarak 75,00 TL bile alınsa, bilirkişi tarafından piyasada yapılan araştırma neticesinde, bu miktarın düşük bir miktar olduğu, piyasada araştırmalarda günlük en az ortalama 125,00 TL olduğu, buna göre toplam kaybın 4 günlük onarım için (4 gün X 125 TL) olmak üzere toplam 500,00 TL olduğu yönünde görüş ve kanaat bildirdiği, davacının bu yöndeki zararı hususunda bir miktar belirtmediği, buna ilişkin delil belge sunmadığından kazanç kaybının 500,00TL olarak kabul edildiği, davacı vekilinin bedel artırım dilekçesi ile talep miktarını artırarak, 100,00 TL değer kaybı bedelini 5.000,00TL’ye ve kazanç kaybını 100,00 TL’ den 500,00TL’ye çıkarttığı, …’ ın işleten sıfatıyla KTK.nun 85.maddesi uyarınca, gerçekleşen zararların tümünden sorumlu olduğu, kazanın poliçe süresi içerisinde gerçekleştiği, zarar miktarının poliçe limiti dahilinde kaldığı, davalı sigorta şirketinin poliçe kapsamında doğan değer kaybı zararından sorumlu olduğu, davalıların taleple bağlılık kuralı gereği dava tarihinde temerrüde düştükleri anlaşılmakla davacının davasının kabulüne karar vermek gerekmiş, aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M :Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
Davanın KABULÜ İLE,
1-5.000,00TL değer kaybı bedelinin dava tarihinden itibaren işleyecek ticari temerrüt faizi ile birlikte davalılardan müşterek ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,
2- 500,00TL kazanç kaybı bedelinin dava tarihinden itibaren işleyecek ticari temerrüt faizi ile birlikte davalı …’ tan alınarak davacıya verilmesine,
3- Harçlar Kanunu uyarınca alınması gereken 375,71-TL harçtan peşin alınan ve bedel artırım yoluyla tamamlanan 134,91‬-TL harcın mahsubu ile bakiye 240,8‬0-TL harcın davalılardan (Davalı … A.Ş bu tutarın 218,91-TL sinden sınırlı sorumlu olarak) müştereken ve müteselsilen alınarak Hazineye gelir olarak kaydına,
4- Hüküm tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT uyarınca davacı yararına takdir olunan 4.080,00-TL vekalet ücretinin davalılardan (Davalı … A.Ş bu tutarın 3.709,09-TL sinden sınırlı sorumlu olarak) müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,
5- Davacının yapmış olduğu 44,40-TL dava açma ilk gideri, 600,00-TL bilirkişi ücreti, 247,20-TL tebligat ve posta gideri, olmak üzere toplam 891,6‬0-TL Yargılama giderinin peşin yatırılan ve bedel artırım yoluyla tamamlanan 134,91-TL harç ile birlikte toplam 1.026,51‬-TL nin davalılardan (Davalı … A.Ş bu tutarın 933,19-TL sinden sınırlı sorumlu olarak) müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,
6-Dava şartı arabuluculuk ücreti olan ve 6325 sy Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu’nun 18/A-13 maddesi uyarınca tarafların anlaşamamaları nedeniyle Adalet Bakanlığı bütçesinden karşılanan 1.320,00 TL’nin davada haksız çıkan davalılardan (Davalı … A.Ş bu tutarın 1200,00-TL sinden sınırlı sorumlu olarak) müştereken ve müteselsilen alınarak HAZİNE’ye gelir kaydına,
7- Davacı ve davalı yanca yatırılan delil ve gider avansından sarf edilmeyen kısmın karar kesinleştiğinden yatıran tarafa iadesine
Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı, miktar itibariyle KESİN olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı.
16/11/2021

Katip …
(e-imzalıdır)

Hakim …
(e-imzalıdır)