Emsal Mahkeme Kararı İzmir 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/472 E. 2021/280 K. 23.03.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2019/472 ESAS
KARAR NO : 2021/280 KARAR

DAVA : Tazminat (Trafik Sigorta Sözleşmesi Kaynaklı Rücuen)
DAVA TARİHİ : 13/11/2019
KARAR TARİHİ : 23/03/2021

Mahkememizde görülen Tazminat (Trafik Sigorta Sözleşmesi Kaynaklı Rücuen) davasının yapılan açık yargılamasının sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkiline ait park halindeki … plakalı araç ile … plaka sayılı araçların 06.05.2019 tarihinde maddi hasarlı trafik kazasına karıştıklarını, kazanın meydana gelmesinde … plakalı araç sürücüsü …’nin “Park halindeki araca çarpmak” kusurunu ifa etmek suretiyle SBM komisyon kararına göre de kazada asli kusurlu olduğunu, davalı … şirketinin kazada … plakalı aracın … poliçe ile KZMMS Sigortasını tanzim eden şirket olup müvekkiline ait araçta meydana gelen hasardan poliçe limiti dahilinde sorumlu olduğunu, kaza sonrası hasar dosyası açıldığını, dosyaya atanan sigorta eksperinin araçta kdv hariç ve eşdeğer parça baz alınmak suretiyle 7.824,38 TL tutarında hasar meydana geldiğini tespit ettiğini ve müvekkiline 9.232,78-TL ödendiğini, ZMMS sigortacısı davalının mağdur araç ait hasar tazmin yükümlülüğünü yerine getirirken orijinal yedek parça bedelleri üzerinden KDV de eklenmek suretiyle ödeme yapılması gerektiğini, eksperce tespit edilen 7.824,38 TL hasar bedelinin eşdeğer parça ve kdv’siz olarak değerlendirildiğini, aracın gerçek zararının 13.997,67 TL yedek parça ve 2.997,20-TL işçilik olmak üzere toplamda KDV dahil 16.994,87-TL’den ibaret olduğunu, eksper raporundaki parçaların kalitesiz ucuz ve yan sanayi parçaları olduğunu, eşdeğer parçanın orijinal kalitesinde olduğunu kanıtlayan belgenin sunulması gerektiğini, zararın iskontosuz, orijinal parça ile kdv dahil ödenmesi gerektiğini belirterek yukarıda arz olunduğu gibi fazlaya ilişkin talep ve dava hakları saklı kalma kaydıyla müvekkili araçta oluşan bakiye hasar bedeline mahsuben 100 TL ile değer kaybına mahsuben 10 TL olmak üzere toplam 110 TL maddi tazminatın ekspertiz rapor tarihinden işleyecek avans faizi ile birlikte tahsilini talep etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili, cevap dilekçesinde özetle; Yetki itirazları olduğunu, Davanın belirsiz alacak davasının menfaat yokluğu nedeniyle reddini, sorumluluklarının kusur oranı ve 36.000,00-TL poliçe limiti dahilinde olduğunu, aracın km’sinin 247.814 km olduğunu genel şartlara göre değer kaybı oluşmayacağını, genel şartların uygulanması gerektiğini, ödeme yapıldığını bu ödemenin tenzili gerektiğini, avans faiz yönünden itirazları olduğunu, belirterek davanın reddini talep etmiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE:
Trafik Kazası Tespit Tutanağı: Kaza sonrası tarafların kendi aralarında tanzim ettikleri 06.05.2019 tarihli maddi hasarlı trafik kazası tutanağında ; ZMMS ile sigortalı … plaka sayılı aracın sürücü … beyanı “… caddesi üzerindeyken karşıdan gelen araca yol vermek için geri manevra yaptım, park halindeki … plaka sayılı araca çarptım ” şeklindedir…. plaka sayılı (davacıya ait) aracın sürücüsü … beyanı “Park halinde bulunan … plakalı aracıma, … plakalı araç geri manevrası yaparken çarpmıştır” şeklindedir.
Hasar dosyası: Davacının dava tarihinden önce davalı sigortaya hasar / değer kaybı talepleri için başvuruda bulunduğu, davalı sigortanın 28.05.2019 tarihinde 9.232,78 TL hasar bedeli ödemesinde bulunduğu görülmüştür.
Trafik ve Tramer kayıtları: Davaya konu … plaka sayılı aracın SBM kaydı incelendiğinde, Davaya konu kazası dışında, 22.04.2012 tarihinde, 04.09.2012 tarihinde, 25.07.2016 tarihinde, 17.12.2015 tarihinde, 25.05.2011 tarihinde ve 02.04.2017 tarihinde hasar kaydı olduğu görülmüştür. Aracın kaza tarihinden davacı … adına kayıtlı olduğu analşılmıştır.
Sigorta Poliçesi: Davalı … ile kazaya karışan … plaka sayılı araç maliki olan dava dışı … arasında, 06/10/2018-06/10/2019 tarihlerini kapsayan ZMMS (Trafik) sigorta poliçesi bulunmaktadır. Poliçe limiti araç başına 36.000,00-TL dir.
Bilirkişi Raporu : Bilirkişi … tarafından düzenlenen 16.02.2021 tarihli raporda özetle ; ZMMS ile sigortalı aracın sürücüsü …, idaresindeki … plaka sayılı aracı ile, olay mahalli park alanında geri manevra yaparken, trafik düzen ve güvenliği açısından geri manevraları sırasında uymak zorunda oldukları bu hususlara gerekli önem ve özeni göstermeyerek, kontrolsüz ve dikkatsiz geri manevra yapması neticesinde, arkasında kurallara uygun olarak park halinde bulunan … plakalı davacı aracına, önlemsizce çarpması ile kazaya sebep ve etken olduğu, park halindeki … plaka sayılı davacı aracı, kurallara uygun şekilde park halinde iken davalı sigortalı araç sürücüsü tarafından çarpılmaya maruz kaldığı olayda, oluş biçimi göz önüne alındığında kazayı önlemek adına alabileceği herhangi bir önlem bulunmadığı gibi kurallara aykırı olumsuz davranış faktörü de olmadığı, tazminata konu aracın hasar onarım bedelinin, eksper … Oto MM Ekspertiz Raporu iskontosuz orijinal parça bedellerine göre onarım bedelinin; 11.862,63-TL yedek parça, 2.610,00-TL işçilik olmak üzere toplam 14.472,63-TL+kdv, kdv dahil 17.077,70-TL olduğu, mahkememizce bu bedel onarım bedeli olarak kabul edilecekse, 28.05.2019 tarihinde davalı sigortaca ödenen 9.232,78-TL düşüldüğünde kalan bakiye hasar bedelinin 7.844,92-TL olacağı, eksper … Oto MM Ekspertiz Raporu (iskontolu – eşdeğer parça ile) bedellere göre onarım bedelinin; 5.214,38-TL yedek parça, 2.610,00-TL işçilik olmak üzere toplam 7.824,38-TL+kdv, kdv dahil 9.232,78-TL olduğu, (Sigorta Şirketinin dava öncesi bu bedeli ödediği) mahkememizce bu bedel onarım bedeli olarak kabul edilecekse, 28.05.2019 tarihinde davalı sigortaca ödenen 9.232,78 TL düşüldüğünde kalan bakiye hasar bedeli olmayacağı, … yedek parça ve … firması faturalarına göre, (orijinal parçaya göre) onarım maliyetinin 11.862,43-TL yedek parça, 2.540,00-TL işçilik olmak üzere toplam 14.402,43-TL+kdv, kdv dahil 16.994,87-TL olduğu, (Davacının bu bedeli talep ettiği) mahkememizce bu bedel onarım bedeli olarak kabul edilecekse, 28.05.2019 tarihinde davalı sigortaca ödenen 9.232,78-TL düşüldüğünde kalan bakiye hasar bedelinin 7.762,09-TL olacağı, Yargıtay 17 HD. gerçek zarar, kdv, iskonto ve parça türü ile ilgili emsal kararları dikkate alındığında tarafımızın teknik görüşünün; 11.862,43-TL yedek parça, 2.540,00-TL işçilik olmak üzere toplam 14.402,43-TL+kdv, kdv dahil 16.994,87-TL yönünde olduğu, mahkememizce bu bedel onarım bedeli olarak kabul edilecekse, 28.05.2019 tarihinde davalı sigortaca ödenen 9.232,78-TL düşüldüğünde kalan bakiye hasar bedelinin 7.762,09-TL olacağı, değer kaybı ile ilgili olarak, aracın onarımı yapıldıktan sonraki rayiç değeri araştırması neticesinde, onarım sonrası rayicinin 52.500,00-TL ile 53.000,00-TL olduğu, ortalama değerinin 52.750,00-TL olduğu, Yargıtay 17 HD. nin Gerçek zarar ile ilgili “gerçek zarar ve değer kaybının, aracın kaza öncesi rayici ile (55.000,00-TL) onarım sonrası rayici (52.750,00-TL) arasındaki farktır” kararları göz önüne alındığında ve değerlendirildiğinde aracın piyasa koşullarında değer kaybının 2.250,00-TL olduğu görüşü ile raporunu düzenlemiştir.
Değer Artırım : Davacı vekili 22.02.2021 tarihli değer artırım dilekçesi ile dava değerini artırmış ve buna ilişkin harcı aynı tarihte yatırmıştır.
Dava; davacı aracında meydana gelen hasar zararı, değer kaybı bedelinin karşı araç ZMMS sigortacısından tahsili davasıdır.
Dava tarihinde yürürlükte olan, 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 91/1. maddesinde, “işletenlerin, bu kanunun 85/1.maddesine göre olan sorumluluklarının karşılanmasını sağlamak üzere mali sorumluluk sigortası yaptırmaları zorunludur”, aynı yasanın 85/1.maddesinde, “bir motorlu aracın işletilmesi bir kimsenin ölümüne veya yararlanmasına yahut bir şeyin zarara uğramasına sebep olursa, araç işletenin bu zarardan sorumlu olacağı”, aynı yasanın 85/son maddesinde ise, “işleten ve araç işleticisi teşebbüsün sahibi, aracın sürücüsünün veya aracın kullanılmasına katılan yardımcı kişilerin kusurundan kendi kusuru gibi sorumludur.” hükümlerine yer verilmiş, 01.06.2015 tarihinde yürürlüğe giren Karayolları Motorlu araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartları’nın amacı A.1 maddesinde “Karayolları Trafik Kanunu uyarınca motorlu araç işletenlerine yüklenen hukuki sorumluluk için düzenlenen Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortasına yönelik ilgililerinin hak ve yükümlülüklerine ilişkin usul ve esasların düzenlenmesidir.” şeklinde belirlenmiştir. Sigortanın kapsamı ise genel şartlar A.3. maddesinde “sigortacı, poliçede tanımlanan motorlu aracın işletilmesi sırasında, üçüncü şahısların ölümüne veya yaralanmasına veya bir şeyin zarara uğramasına sebebiyet vermiş olmasından dolayı, 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanununa göre sigortalıya düşen hukuki sorumluluk çerçevesinde Genel Şartlarda içeriği belirlenmiş tazminatlara ilişkin talepleri, kaza tarihi itibariyle geçerli zorunlu sigorta limitleri dahilinde karşılamakla yükümlüdür. Sigortanın kapsamı üçüncü şahısların, sigortalının Karayolları Trafik Kanunu çerçevesindeki sorumluluk riski kapsamında, sigortalıdan talep edebilecekleri tazminat talepleri ile sınırlıdır.” şeklinde düzenlenmiştir.
Anayasa Mahkemesi’nin 2019/40 esas, 2020/40 karar, 17/07/2020 tarihli iptal kararının, 9 Ekim 2020 günü 31269 sayılı RG’de yayınlandığı, bu karar ile 14/04/2016 tarihli, 6704 sayılı 3. Maddesiyle değiştirilen 90. Maddesinin 1. cümlesinde yer alan “… ve bu kanun çerçevesinde hazırlanan genel şartlarda…” ibaresinin, ikinci cümlesinde yer alan “… ve genel şartlarda…” ibaresinin iptallerine karar verildiği, iptal kararının gerekçesinde; ” Motorlu taşıt işletilmesi sebebiyle üçüncü kişilere verilen zararlardan dolayı, işletenin hukuki sorumluluğu haksız fiilden doğan sorumluluk niteliği taşıdığı için tazminat borcunun kapsamının 6098 sy TBK’na göre belirlendiği, işletenin söz konusu tazminat borcunun dolayıyla zarar gören üçüncü kişilerin tazminat alacaklarının teminat altına alınması amacıyla öngörülmüş olan zorunlu mali sorumluluk sigorta şirketinin tazminat borcunun kapsamının ise Genel Şartlara göre belirlendiği, bu durumun tazminatın kapsamının farklılaşmasına yol açtığı, bunun nedeninin ise idarenin düzenleyici işlemi niteliğindeki tazminat hesaplamasını düzenleyen kurallarında, 6098 sy TBK’nun gerçek zararın tazminini öngören kurallarından ayrılan hükümlere yer vermiş olmasından kaynaklandığı, Anayasa’nın 48. maddesinde sözleşme özgürlüğünün güvence altına alındığı, bu özgürlüğün sözleşme yapıp yapmama serbestsinin yanı sıra yapılan sözleşmelere dışarıdan müdahale yasağını da içerdiği, sigorta şirketinin zorunlu mali sorumluluk sigorta poliçesinden kaynaklanan borcunun kapsamının 2918 sy Kanun çerçevesinde hazırlanan GŞ’a göre belirleneceği, bu kuralların sözleşmeden doğan borcun kapsamını belirlemek suretiyle Anayasa’nın 48. Maddesinde güvence altına alınan sözleşme özgürlüğünü sınırladığı, Anayasa’nın 13. Maddesi uyarınca temel hak ve özgürlüklere sınırlama getiren düzenlemelerin öncelikle kanunla yapılması gerektiği, sözleşme özgürlüğünü sınırlamaya yönelik bir kanuni düzenlemenin şeklen var olması yeterli olmayıp, kanuni düzenlemelerin keyfiliğe izin vermeyecek şekilde belirli, ulaşılabilir ve örgörülebilir nitelikte olması gerektiği, kanunun bu niteliklere sahip olmasının esasen Anayasa’nın 2. Maddesinde güvence altına alınan hukuk devleti ilkesinin de bir gereği olduğu, 2918 sy KTK’nun 90. Maddesinde sigorta şirketinin ZMMS sözleşmesinden doğan sorumluluğunun kapsamı düzenlenmemiş olup, bu kapsamın idarenin düzenleyici nitelikte işlemi olan Genel Şartlara göre belirlenmesinin öngörülmesi ile borcun kapsamının tespiti hususunda temel çerçeve ve ilkelerin kanunlarla belirlenmeyerek idareye geniş bir takdir yetkisinin tanındığı, bu itibarla sözleşmenin içeriğine yönelik sınırlama öngören kuralların kanunilik ölçütü yönünden Anayasanın 13. ve 48. Maddelerine aykırı olduğu, Anayasa’nın 17. Maddesinde yaşama hakkı ve kişilerin maddi ve manevi varlığını geliştirme hakkının, 35. Maddesinde mülkiyet hakkının güvence altına alındığı, Anayasanın 5. Maddesinde insanın maddi ve manevi varlığını geliştirebilmesi için gerekli şartları hazırlamanın devletin temel amaç ve görevleri arasında sayıldığı, motorlu araç işletilmesine bağlı olarak kişilerin uğrayabileceği destekten yoksun kalma, bedensel zarar, eşya zararı ve manevi zararın Anayasa’nın 17. ve 35. Maddelerinde düzenlenen hakların ihlali sonucunda ortaya çıkan zarar niteliğinde olduğu, dolayısıyla karayolunda motorlu taşıt işletilmesini düzenleyen kuralları belirlemenin ve motorlu taşıt işletilmesi sebebiyle üçüncü kişilerin uğrayabileceği zararın tazmin edilmesini güvence altına almanın da devletin görevleri kapsamında olduğu, ZMMS kapsamında sigorta şirketinin bu zararlardan dolayı sorumlu tutulmuş olmasının, zarar gören kişinin Anayasa’nın 17. ve 35. Maddesinde düzenlenen haklarının Anayasa’nın 5. Maddesiyle bağlantılı olarak korunmasının amaçlandığını gösterdiği, sigorta şirketinin sorumluluğunun kapsamının idarenin düzenleyici nitelikteki işlemi ile belirlenmesinin zarar gören üçüncü kişi ve işleten aleyhine, sigorta şirketi lehine menfaat dengesinin bozulmasına yol açacağı… ” belirtilerek bu nedenlerle 6704 sayılı 3. Maddesiyle değiştirilen 90. Maddesinin 1. cümlesinde yer alan “… ve bu kanun çerçevesinde hazırlanan genel şartlarda…” ibaresinin, ikinci cümlesinde yer alan “… ve genel şartlarda…” ibaresinin Anayasa’nın 5., 13., 17., 35. Ve 48. Maddelerine aykırı olması nedeniyle iptallerine karar verildiği görülmüştür.
Yargıtay içtihatları ile kabul edilen “usuli kazanılmış hak” olgusunun, birçok hukuk kuralında olduğu gibi yine Yargıtay içtihatları ile geliştirilmiş istisnalarının bulunduğu, yeni bir İçtihadı Birleştirme Kararı (09.05.1960 tarihli ve 21/9 sayılı YİBK) ya da geçmişe etkili bir yeni kanun çıkması, benzer şekilde uygulanması gereken bir kanun hükmünün, hüküm kesinleşmeden önce Anayasa Mahkemesince iptaline karar verilmesi hallerinde, usulü kazanılmış hakka göre değil, İBK’na veya geçmişe etkili yeni kanuna ya da Anayasa Mahkemesinin iptal kararından sonra oluşan yeni duruma göre karar verilebileceği (HGK’nın 21.01.2004 tarihli ve 2004/10-44 E., 19 K.; 03.02.2010 tarihli ve 2010/4-40 E., 2010/54 K), dolayısıyla bilirkişi raporları alındıktan ve bu raporlar nedeniyle taraflar lehine oluşan usulü kazanılmış hakka göre değil sonra Anayasa Mahkemesi’nin iptal kararından sonra oluşan yeni duruma göre karar verilmesi gerektiği, İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi’nin 2019/824 esas, 2020/1025 karar sayılı, 2019/3373 esas, 2020/1022 karar sayılı emsal kararlarında da belirtildiği üzere Anayasa Mahkemesi’nin yukarıda anılan iptal kararı sonrasında oluşan yeni duruma göre KTK’nun 90. Maddesi hükmü dikkate alındığında, zarar gören hak sahiplerinin zarar veren 3.kişilerden ve sigorta şirketinden talep edebilecekleri tazminatın kapsamının belirlenmesinde kullanılacak yöntem ve ölçütler konusunda kısıtlama bulunmadığından, üçüncü kişi olan davacının uğradığı değer kaybı zararının tespitinde 6098 sy Türk Borçlar Kanunu hükümleri dikkate alınarak yerel piyasa koşulları, ülkenin şartları, aracın özellikleri, kilometresi, piyasanın algısı, aracın piyasadaki tercih edilebilirliği, markası, ikinci el piyasası, yedek parça ve servis maliyetleri, kazalı parça ve yeri, onarım özellikleri, aracın geçmiş hasar kayıtları gibi pek çok etkenin dikkate alınması gerektiği, dolayısıyla değer kaybının doğru ve hakkaniyetli şekilde belirlenebilmesi için uzun yıllardır Yargıtay içtihatları ile benimsenen, aracın kaza öncesi hasarsız rayiç değeri ile onarımdan sonraki rayiç değerinin göz önünde bulundurularak, aradaki farkın değer kaybı olarak kabul edilmesi gerektiği kanaatine varılmıştır.
Tüm bu yasal düzenlemeler ve somut olay birlikte değerlendirildiğinde;
ZMMS ile sigortalı aracın sürücüsü …, idaresindeki … plaka sayılı aracı ile, geri manevra yaptığı sırada aracının sol arka kısmı ile park halinde bulunan … plaka sayılı davacı aracının ön kısımlarına çapması neticesinde maddi hasarlı trafik kazası meydana geldiği anlaşılmaktadır.
ZMMS ile sigortalı aracın sürücüsü …, idaresindeki … plaka sayılı aracı ile, olay mahalli park alanında geri manevra yaparken, trafik düzen ve güvenliği açısından geri manevraları sırasında uymak zorunda oldukları bu hususlara gerekli önem ve özeni göstermeyerek, kontrolsüz ve dikkatsiz geri manevra yapması neticesinde, arkasında kurallara uygun olarak park halinde bulunan … plakalı davacı aracına, önlemsizce çarpması ile neticelenen kazada, sürücü …, idaresindeki aracıyla, Hızını, kullandığı aracın yük ve teknik özelliğine, görüş, yol, hava ve trafik durumunun gerektirdiği şartlara uydurmaması, Park yapmış taşıtlar arasından çıkarken, duraklarken veya park yaparken taşıt yolunun sağına veya soluna yanaşırken, sağa veya sola dönerken, karayolunu kullananlar için tehlike doğurabilecek ve bunların hareketlerini zorlaştıracak şekilde davranması, Park edilmiş araçlara çarpması, neticesinde trafik kazası meydana geldiğinden, ZMMS ile sigortalı aracın sürücüsü …, idaresindeki … plaka sayılı aracı ile, olay mahalli park alanında geri manevra yaparken, trafik düzen ve güvenliği açısından geri manevraları sırasında uymak zorunda oldukları bu hususlara gerekli önem ve özeni göstermeyerek, kontrolsüz ve dikkatsiz geri manevra yapması neticesinde, arkasında kurallara uygun olarak park halinde bulunan … plakalı davacı aracına, önlemsizce çarpması ile kazaya sebep olduğundan % 100 oranında asli kusurlu olduğu, Park halindeki … plaka sayılı davacı aracı, kurallara uygun şekilde park halinde iken davalı sigortalı araç sürücüsü tarafından çarpılmaya maruz kaldığı olayda, oluş biçimi göz önüne alındığında kazayı önlemek adına alabileceği herhangi bir önlem bulunmadığı gibi kurallara aykırı olumsuz davranış faktörü de görülmediğinde kusursuz olduğu,
Yargıtay 17 HD. gerçek zarar, kdv, iskonto ve parça türü ile ilgili emsal kararları dikkate alındığında tarafımızın teknik görüşünün; 11.862,43 TL yedek parça, 2.540,00 TL işçilik olmak üzere toplam 14.402,43 TL+kdv, kdv dahil 16.994,87 TL olacağı , 28.05.2019 tarihinde davalı sigortaca ödenen 9.232,78 TL düşüldüğünde kalan bakiye hasar bedelinin 7.762,09 TL olacağı, Aracın onarımı yapıldıktan sonraki rayiç değeri araştırması neticesinde, onarım sonrası rayicinin 52.500 TL ile 53.000 TL olduğu, ortalama değerinin 52.750 TL olduğu, Yargıtay 17 HD. nin Gerçek zarar ile ilgili “gerçek zarar ve değer kaybının, aracın kaza öncesi rayici ile (55.000 TL) onarım sonrası rayici (52.750 TL) arasındaki farktır” kararları göz önüne alındığında ve değerlendirildiğinde aracın piyasa koşullarında değer kaybının 2.250,00 TL meydana geldiği, bedel artırım dilekçesi ile davacının talep miktarını artırarak, dava konusu araçta oluşan 7.762,00 TL bakiye hasar bedeli, 2.250,00 TL değer kaybı olmak üzere toplam 10.012,00TL maddi tazminat isteğinde bulunduğu, kazanın poliçe süresi içerisinde gerçekleştiği, zarar miktarının poliçe limiti dahilinde kaldığı, davalı … şirketinin poliçe kapsamında doğan hasar ve değer kaybı zararından sorumlu olduğu, davalı … şirketinin 2918 sayılı KTK.nun 99/1. maddesi ve Zorunlu Mali Sorumluluk Sigorta Poliçesi Genel Şartları`nın B 2/2.1. maddesi uyarınca, rizikonun bilgi ve belgeleri ile birlikte kendisine ihbar edildiği 04.02.2020 tarihten itibaren 8 iş günü içinde ödeme yükümlülüğü bulunmakla davalı … şirketinin 26/07/2017 tarihinde temerrüde düştüğü, anlaşılmakla davacının davasının kabulüne karar vermek gerekmiş, aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M :Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
Davanın KABULÜ İLE,
1-7.762,00-TL bakiye hasar bedelinin ve 2.250,00-TL değer kaybı bedelinin temerrüt tarihi 26.07.2017 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
2-Harçlar Kanunu uyarınca alınması gereken 683,92-TL harçtan peşin alınan ve değer artırım yoluyla tamamlanan 214,40-TL harcın mahsubu ile bakiye 469,52-TL harcın davalıdan alınarak HAZİNEYE GELİR OLARAK KAYDINA,
3-Hüküm tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT uyarınca davacı yararına takdir olunan 4.080,00-TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4-Davacının yapmış olduğu 50,80-TL dava açma ilk gideri, 600,00-TL bilirkişi ücreti, 108,10-TL tebligat ve posta gideri, davacı, dava şartı arabuluculuk görüşmelerinde kendisini vekille temsil ettirdiğinden, arabuluculuk son tutanağının düzenlendiği tarih itibariyle yürürlükte olan AAÜT’ne göre tayin olunan 750,00-TL maktu vekalet ücreti olmak üzere toplam 1.508,90-TL Yargılama giderinin peşin yatırılan ve değer artırım yoluyla tamamlanan 214,40-TL harç ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Dava şartı arabuluculuk ücreti olan ve 6325 sy Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu’nun 18/A-13 maddesi uyarınca tarafların anlaşamamaları nedeniyle Adalet Bakanlığı bütçesinden karşılanan 1.320,00 TL’nin davada haksız çıkan davalıdan alınarak HAZİNE’ye gelir kaydına,
6- Davacı ve davalı yanca yatırılan delil ve gider avansından sarf edilmeyen kısmın karar kesinleştiğinden yatıran tarafa iadesine
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içinde İzmir Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde, istinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar, açıkça okunup, usulen anlatıldı. 23/03/2021

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır