Emsal Mahkeme Kararı İzmir 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/448 E. 2021/696 K. 21.09.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2019/448 ESAS
KARAR NO : 2021/696 KARAR

DAVA : Tazminat (Trafik Sigorta Sözleşmesi Kaynaklı Rücuen)
DAVA TARİHİ : 09/10/2017
KARAR TARİHİ : 21/09/2021

Mahkememizde görülen Tazminat (Trafik Sigorta Sözleşmesi Kaynaklı Rücuen) davasının yapılan açık yargılamasının sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; 07.08.2016 tarihinde …sevk ve idaresinde bulunan … plakalı aracın müvekkili …’e ait ve onun sevk ve idaresinde bulunan … yabancı plakalı araca çarpması neticesinde maddi hasarlı trafik kazası meydana geldiğini, kaza sonrasında taraflarca kaza tespit tutanağı düzenlendiğini, sigortalı araç sürücüsünün bölünmüş karayolunda karşı yönden gelen trafiğin kullandığı yola girme ve şeride tecavüz etme kurallarını ihlal ederek kazaya asli ve tam kusuruyla sebebiyet verdiğini, diğer davalı sigorta şirketinin ZMMS poliçesini düzenleyen sigortacı olması sebebiyle sorumlu olduğunu, müvekkiline ait araçta kaza sonrası tamir masrafı Almanya’da bulunan I.K.A Motorlu Araç Mühendislik Bürosu tarafından düzenlenen 01.09.2016 tarihli bilirkişi raporu ile KDV dahil 11.210,86-Euro, değer kaybı 1.100,00-Euro olarak tespit edildiğini, davalıların zarar görene gerçek zararını ödemek zorunda olduğundan hasar bedeline yansıyacak KDV miktarını da ödemek zorunda olduklarını, müvekkili aracının yabancı plakalı olup müvekkilinin daimi ikametgahı Almanya olduğundan araçtaki zararın Alman rayiç değerlerine göre belirlenmesi gerektiğini, zararın tespiti amacıyla alınması zorunlu bilirkişi raporunun tanzimi için müvekkilinin 1.021,96-Euro ödemede bulunduğunu, bu meblağın fiili ödeme günü tarihindeki Merkez Bankası Efektif Satış Kuru üzerinden yargılama giderine dahi edilerek hüküm altına alınmasını, müvekkili adına hasar ihbarının 18.07.2017 tarihinde yapıldığını, davalının ödemekle yükümlü olduğu hasar miktarı bakımından ihbarı izleyen sekizinci iş günü sonu olan 29.07.2017 tarihinden itibaren temerrüt faizine hükmolunmasını, açıkladığı nedenlerle 11.210,86-Euro hasar bedeli ile 1.100,00-Euro değer kaybı olmak üzere toplam 12.310,86-Euro maddi tazminatın davalı …’dan kaza tarihinden itibaren, davalı sigorta şirketinden ise temerrüte düştüğü tarihten itibaren yabancı para bakımından 3095 sayılı yasanın 4/a maddesine göre yürütülecek değişken faizi ile birlikte ve fiili ödeme tarihindeki Merkez Bankası Efektif Satış kuru karşılığı Türk Lirası olarak müştereken ve müteselsilen tahsiline, bilirkişi ücreti olarak ödediği 1.021,96-Euro’nun fiili ödeme tarihindeki Merkez Bankası Efektif Satış Kuruşu karşılığı Türk Lirası olarak yargılama giderlerine dahil edilerek davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP: Davalı …vekili, cevap dilekçesinde özetle; haksız fiilin gerçekleştiği yerin Hisarcık olması nedeniyle yetkili mahkemenin Emet ( Kütahya) Mahkemeleri olduğunu, görev yönünden de Asliye Hukuk Mahkemeleri’nin görevli olması nedeniyle davanın reddine, kaza tespit tutanağından da anlaşılacağı üzere müvekkiline ait aracın davacıya ait aracır sol tarafından çarpmakla birlikte davacının aracına sağ arkasından carpan bir başka araç daha olduğunu, ancak dava dilekçesinde yer bulmadığını, davacıya ait aracın 2 ayrı bölgeden hasarı olmasına rağmen davacı tarafın sanki tüm hasar müvekkili tarafından verilmiş gibi zararın tamamının müvekkilinden talep edildiğini, açıkladığı nedenlerle davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir,
Davalı sigorta vekili, cevap dilekçesinde özetle ; kazaya karışan … plakalı aracın müvekkili şirket nezdinde 06.04.2016-2017 tarihlerini kapsayan sigortası bulunduğunu, teminatın araç başına 31.000,00-TL olduğunu, davacı tarafından aracında meydana gelen değer kaybı talebi ile ilgili olarak sigorta şirketine yaptığı başvurunun eksik evrakla yapıldığını, bu nedenle davanın usulden reddini, davayı kabul anlamına gelmemek üzere yapılacak deger kaybı tazminatı hesaplamasında aracın güncel kilometresi ve 2. El rayiç rakamının dikkate alınması gerektiğini, açıkladığı nedenlerle davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE:
Kaza Tespit Tutanağı ;Kaza sonrası tarafların kendi aralarında tanzim ettikleri 07.08.2016 tarihli maddi hasarlı trafik kazası tutanağında; ZMMS ile sigortalı … plaka sayılı aracın sürücü …beyanı “… plaka sayılı aracımla konvoyda giderken konvoydan sollamak istedim, karşıdan gelen … plaka sayılı araca çarptım, ARKADAN GELEN ARACA DA ÇARPTIM, ODA ÖNÜNDEKİ … plaka ARACA ÇARPTI”. … plaka sayılı aracın sürücüsü … beyanı “… plakalı aracımla konvoyda en önde giderken … plaka sayılı araç benim şeridime girdi, kurtarmaya çalıştım ancak aracımın sol tarafından darbe aldım, ve arkadan gelen araç bana arkadan çarptı ” şeklinde olduğu anlaşılmıştır.
Hasar dosyası: Davacının dava tarihinden önce davalı sigortaya hasar / değer kaybı talepleri için başvuruda bulunduğu, hasar Dosyasına herhangi bir ödeme yapılmamış olduğu anlaşılmaktadır.
Sigorta Poliçesi: Davalıya ZMMS Sigorta Poliçesi Sigortası ile sigortalı …’ a ne ait … plakalı araçla ilgili olarak 06/04/2016-06/04/2017 tarihleri arasında geçerli Karayolları Mali Sorumluluk Trafik Sigorta poliçesi ile…. Sigorta A.Ş. tarafından sigorta teminat örüntüsüne alındığı, kaza 07/08/2016 tarihinde meydana gelmiş olup teminatları süresi içinde meydana gelmiş olduğu anlaşılmaktadır.
Davalı Tanığı …Beyanında:” Davalı …ile birlikte arkalı önlü kendi araçlarımız ile gelin konvoyunda gidiyorduk. …, benim birkaç araç arkamdan gelmekteydi. Biz Gediz-Hisarcık yolunda Hisarcık’a doğru hareket etmekteydik. Davacı da karşı taraftan Gediz istikametine doğru gitmekteydi. Yol geliş-gidiş şeklinde bölünmüş yoldu. Davacı aracı ile yolu ortalamış şekilde çok hızlı gelmekteydi. Davacı ile çarpışmamak için aracımı kenardan sürdüm. Ancak davacı, davalı …’ın aracına çarparak davalının aracının aynasının kırılmasına sebep oldu. Davacının aracı, davalı Mehmet’in aracı tarafından sadece çizildi. Başkaca bir hasar almadı. Ancak davacının arkasından gelen araç davacının aracına arkadan çarptı. Arkadan çarpan araç Ford marka bir araçtı. Bu çarpma nedeni ile Ford marka aracın ön tamponunda, kaputunda ve çamurluğunda hasar vardı. Davacının ise arkadan çarpan araçtan dolayı arka tamponunda eziklikler vardı.”
Davalı Tanığı … Beyanında:” Davalı …ile birlikte arkalı önlü kendi araçlarımız ile gelin konvoyunda gidiyorduk. …, benim arkamda beni takip etmekteydi. Biz Gediz-Hisarcık yolunda Hisarcık’a doğru hareket etmekteydik. Davacı da karşı taraftan Gediz istikametine doğru gitmekteydi. Yol geliş-gidiş şeklinde bölünmüş yoldu. Davacı aracı ile yolu ortalamış şekilde çok hızlı gelmekteydi. Davalının önünde ben olduğumdan dolayı davacı bana çarpmak üzereydi. Şarampol tarafına arabayı çevirerek bana çarpmamasını sağladım. Ancak davacı, davalı …’ın aracına çarparak davalının aracının aynasının kırılmasına sebep oldu. Davacının aracı, davalı Mehmet’in aracı tarafından sadece çizildi. Başkaca bir hasar almadı. Ancak davacının arkasından gelen araç davacının aracına arkadan çarptı. Arkadan çarpan araç Ford marka bir araçtı. Bu çarpma nedeni ile Ford marka aracın kaputu yamuldu. Davacının aracında görünen bir hasar yoktu. Davacının dava dilekçesinde bahsetmiş olduğu hasarın neden kaynaklandığını anlayamadım. Aracında sadece çizik bulunmaktaydı.”
Bilirkişi Raporu : Bilirkişi Bülent Demir tarafından düzenlenen 18/06/2019 tarihli raporda özetle ; Sürücü …, sevk ve idaresindeki (davalı sigorta şirketine trafik sigortalı) … plakalı aracı ile, kazanın oluşumunda %100 oranında asli ve tam kusurlu olduğu, davacı araç sürücüsü … idaresindeki … plakalı VW marka aracı ile, kazanın oluşumunda kusursuz olduğu, kazaya karışan 3.cü araç ve sürücüsünün, kazanın oluşumunda (davacı aracının hasarında), kusursuz olduğu, davaya konu aracın onarım masrafının, Almanya koşullarında orijinal parça ile yedek parça ve işçilik dahil olmak üzere 7.574,49 +%19 kdv, kdv dahil 9.013,64 EUR olduğu, kaza, tutanak ve hasarın uyumlu olduğu, onarım yapılmasının ekonomik olacağı, Almanya’da bu tür hasar tespit bilirkişi ekspertiz ücretlerinin 400,00 EUR ile 1100,00 EUR arasında değiştiği, dosyadaki faturalı ekspertiz ücretinin 1.021,96 EUR olduğu, bu rakamın Almanya koşulları açısından üst sınır değerinde olduğu, (Hasarın özelliği ve büyüklüğüne göre 850 EUR’nun makul olacağı, tarafımızın görüşünün bu yönde olduğu) raporda belirlenen 1.100,00 EUR değer kaybı bedelinin Almanya koşullarında onarıma göre makul olduğu görüşü ile rapor düzenlenmiştir.
Bilirkişi Ek Raporu : Bilirkişi Bülent Demir tarafından düzenlenen 18/06/2019 tarihli raporda özetle ; kök rapordaki görüş ve kanaatinde bir değişiklik olmadığı görüşü ile ek raporunu düzenlemiştir.
Dava; trafik kazasından kaynaklanan hasar bedeli, değer kaybı zararı ve bilirkişi ücretinin karşı araç sürücüsü ve maliki ile ZMMS sigortacısından tahsiline ilişkin tazminat davasıdır.
Dava tarihinde yürürlükte olan, 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 91/1. maddesinde, “işletenlerin, bu kanunun 85/1.maddesine göre olan sorumluluklarının karşılanmasını sağlamak üzere mali sorumluluk sigortası yaptırmaları zorunludur”, aynı yasanın 85/1.maddesinde, “bir motorlu aracın işletilmesi bir kimsenin ölümüne veya yararlanmasına yahut bir şeyin zarara uğramasına sebep olursa, araç işletenin bu zarardan sorumlu olacağı”, aynı yasanın 85/son maddesinde ise, “işleten ve araç işleticisi teşebbüsün sahibi, aracın sürücüsünün veya aracın kullanılmasına katılan yardımcı kişilerin kusurundan kendi kusuru gibi sorumludur.” hükümlerine yer verilmiş, 01.06.2015 tarihinde yürürlüğe giren Karayolları Motorlu araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartları’nın amacı A.1 maddesinde “Karayolları Trafik Kanunu uyarınca motorlu araç işletenlerine yüklenen hukuki sorumluluk için düzenlenen Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortasına yönelik ilgililerinin hak ve yükümlülüklerine ilişkin usul ve esasların düzenlenmesidir.” şeklinde belirlenmiştir. Sigortanın kapsamı ise genel şartlar A.3. maddesinde “sigortacı, poliçede tanımlanan motorlu aracın işletilmesi sırasında, üçüncü şahısların ölümüne veya yaralanmasına veya bir şeyin zarara uğramasına sebebiyet vermiş olmasından dolayı, 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanununa göre sigortalıya düşen hukuki sorumluluk çerçevesinde Genel Şartlarda içeriği belirlenmiş tazminatlara ilişkin talepleri, kaza tarihi itibariyle geçerli zorunlu sigorta limitleri dahilinde karşılamakla yükümlüdür. Sigortanın kapsamı üçüncü şahısların, sigortalının Karayolları Trafik Kanunu çerçevesindeki sorumluluk riski kapsamında, sigortalıdan talep edebilecekleri tazminat talepleri ile sınırlıdır.” şeklinde düzenlenmiştir.
Anayasa Mahkemesi’nin 2019/40 esas, 2020/40 karar, 17/07/2020 tarihli iptal kararının, 9 Ekim 2020 günü 31269 sayılı RG’de yayınlandığı, bu karar ile 14/04/2016 tarihli, 6704 sayılı 3. Maddesiyle değiştirilen 90. Maddesinin 1. cümlesinde yer alan “… ve bu kanun çerçevesinde hazırlanan genel şartlarda…” ibaresinin, ikinci cümlesinde yer alan “… ve genel şartlarda…” ibaresinin iptallerine karar verildiği, iptal kararının gerekçesinde; ” Motorlu taşıt işletilmesi sebebiyle üçüncü kişilere verilen zararlardan dolayı, işletenin hukuki sorumluluğu haksız fiilden doğan sorumluluk niteliği taşıdığı için tazminat borcunun kapsamının 6098 sy TBK’na göre belirlendiği, işletenin söz konusu tazminat borcunun dolayıyla zarar gören üçüncü kişilerin tazminat alacaklarının teminat altına alınması amacıyla öngörülmüş olan zorunlu mali sorumluluk sigorta şirketinin tazminat borcunun kapsamının ise Genel Şartlara göre belirlendiği, bu durumun tazminatın kapsamının farklılaşmasına yol açtığı, bunun nedeninin ise idarenin düzenleyici işlemi niteliğindeki tazminat hesaplamasını düzenleyen kurallarında, 6098 sy TBK’nun gerçek zararın tazminini öngören kurallarından ayrılan hükümlere yer vermiş olmasından kaynaklandığı, Anayasa’nın 48. maddesinde sözleşme özgürlüğünün güvence altına alındığı, bu özgürlüğün sözleşme yapıp yapmama serbestsinin yanı sıra yapılan sözleşmelere dışarıdan müdahale yasağını da içerdiği, sigorta şirketinin zorunlu mali sorumluluk sigorta poliçesinden kaynaklanan borcunun kapsamının 2918 sy Kanun çerçevesinde hazırlanan GŞ’a göre belirleneceği, bu kuralların sözleşmeden doğan borcun kapsamını belirlemek suretiyle Anayasa’nın 48. Maddesinde güvence altına alınan sözleşme özgürlüğünü sınırladığı, Anayasa’nın 13. Maddesi uyarınca temel hak ve özgürlüklere sınırlama getiren düzenlemelerin öncelikle kanunla yapılması gerektiği, sözleşme özgürlüğünü sınırlamaya yönelik bir kanuni düzenlemenin şeklen var olması yeterli olmayıp, kanuni düzenlemelerin keyfiliğe izin vermeyecek şekilde belirli, ulaşılabilir ve örgörülebilir nitelikte olması gerektiği, kanunun bu niteliklere sahip olmasının esasen Anayasa’nın 2. Maddesinde güvence altına alınan hukuk devleti ilkesinin de bir gereği olduğu, 2918 sy KTK’nun 90. Maddesinde sigorta şirketinin ZMMS sözleşmesinden doğan sorumluluğunun kapsamı düzenlenmemiş olup, bu kapsamın idarenin düzenleyici nitelikte işlemi olan Genel Şartlara göre belirlenmesinin öngörülmesi ile borcun kapsamının tespiti hususunda temel çerçeve ve ilkelerin kanunlarla belirlenmeyerek idareye geniş bir takdir yetkisinin tanındığı, bu itibarla sözleşmenin içeriğine yönelik sınırlama öngören kuralların kanunilik ölçütü yönünden Anayasanın 13. ve 48. Maddelerine aykırı olduğu, Anayasa’nın 17. Maddesinde yaşama hakkı ve kişilerin maddi ve manevi varlığını geliştirme hakkının, 35. Maddesinde mülkiyet hakkının güvence altına alındığı, Anayasanın 5. Maddesinde insanın maddi ve manevi varlığını geliştirebilmesi için gerekli şartları hazırlamanın devletin temel amaç ve görevleri arasında sayıldığı, motorlu araç işletilmesine bağlı olarak kişilerin uğrayabileceği destekten yoksun kalma, bedensel zarar, eşya zararı ve manevi zararın Anayasa’nın 17. ve 35. Maddelerinde düzenlenen hakların ihlali sonucunda ortaya çıkan zarar niteliğinde olduğu, dolayısıyla karayolunda motorlu taşıt işletilmesini düzenleyen kuralları belirlemenin ve motorlu taşıt işletilmesi sebebiyle üçüncü kişilerin uğrayabileceği zararın tazmin edilmesini güvence altına almanın da devletin görevleri kapsamında olduğu, ZMMS kapsamında sigorta şirketinin bu zararlardan dolayı sorumlu tutulmuş olmasının, zarar gören kişinin Anayasa’nın 17. ve 35. Maddesinde düzenlenen haklarının Anayasa’nın 5. Maddesiyle bağlantılı olarak korunmasının amaçlandığını gösterdiği, sigorta şirketinin sorumluluğunun kapsamının idarenin düzenleyici nitelikteki işlemi ile belirlenmesinin zarar gören üçüncü kişi ve işleten aleyhine, sigorta şirketi lehine menfaat dengesinin bozulmasına yol açacağı… ” belirtilerek bu nedenlerle 6704 sayılı 3. Maddesiyle değiştirilen 90. Maddesinin 1. cümlesinde yer alan “… ve bu kanun çerçevesinde hazırlanan genel şartlarda…” ibaresinin, ikinci cümlesinde yer alan “… ve genel şartlarda…” ibaresinin Anayasa’nın 5., 13., 17., 35. Ve 48. Maddelerine aykırı olması nedeniyle iptallerine karar verildiği görülmüştür.
Yargıtay içtihatları ile kabul edilen “usuli kazanılmış hak” olgusunun, birçok hukuk kuralında olduğu gibi yine Yargıtay içtihatları ile geliştirilmiş istisnalarının bulunduğu, yeni bir İçtihadı Birleştirme Kararı (09.05.1960 tarihli ve 21/9 sayılı YİBK) ya da geçmişe etkili bir yeni kanun çıkması, benzer şekilde uygulanması gereken bir kanun hükmünün, hüküm kesinleşmeden önce Anayasa Mahkemesince iptaline karar verilmesi hallerinde, usulü kazanılmış hakka göre değil, İBK’na veya geçmişe etkili yeni kanuna ya da Anayasa Mahkemesinin iptal kararından sonra oluşan yeni duruma göre karar verilebileceği (HGK’nın 21.01.2004 tarihli ve 2004/10-44 E., 19 K.; 03.02.2010 tarihli ve 2010/4-40 E., 2010/54 K), dolayısıyla bilirkişi raporları alındıktan ve bu raporlar nedeniyle taraflar lehine oluşan usulü kazanılmış hakka göre değil sonra Anayasa Mahkemesi’nin iptal kararından sonra oluşan yeni duruma göre karar verilmesi gerektiği, İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi’nin 2019/824 esas, 2020/1025 karar sayılı, 2019/3373 esas, 2020/1022 karar sayılı emsal kararlarında da belirtildiği üzere Anayasa Mahkemesi’nin yukarıda anılan iptal kararı sonrasında oluşan yeni duruma göre KTK’nun 90. Maddesi hükmü dikkate alındığında, zarar gören hak sahiplerinin zarar veren 3.kişilerden ve sigorta şirketinden talep edebilecekleri tazminatın kapsamının belirlenmesinde kullanılacak yöntem ve ölçütler konusunda kısıtlama bulunmadığından, üçüncü kişi olan davacının uğradığı değer kaybı zararının tespitinde 6098 sy Türk Borçlar Kanunu hükümleri dikkate alınarak yerel piyasa koşulları, ülkenin şartları, aracın özellikleri, kilometresi, piyasanın algısı, aracın piyasadaki tercih edilebilirliği, markası, ikinci el piyasası, yedek parça ve servis maliyetleri, kazalı parça ve yeri, onarım özellikleri, aracın geçmiş hasar kayıtları gibi pek çok etkenin dikkate alınması gerektiği, dolayısıyla değer kaybının doğru ve hakkaniyetli şekilde belirlenebilmesi için uzun yıllardır Yargıtay içtihatları ile benimsenen, aracın kaza öncesi hasarsız rayiç değeri ile onarımdan sonraki rayiç değerinin göz önünde bulundurularak, aradaki farkın değer kaybı olarak kabul edilmesi gerektiği kanaatine varılmıştır.
Tüm bu yasal düzenlemeler ve somut olay birlikte değerlendirildiğinde;
07.08.2016 tarihinde saat 14.00 sularında ZMMS ile sigortalı aracın sürücüsü …, idaresindeki … plaka sayılı aracı ile, iki yönlü iki şeritli karayolunda Gediz istikametinden Gediz istikametine seyir halinde iken Yukarıyoncaağaç mevkiinde önündeki aracı sollamak istediği anda, öncelikle şerit ihlali yaparak, karşı şeritte konvoyda bulunan sürücü … idaresindeki … plakalı VW marka aracın sol tarafına çarptığı, sonra arkasındaki otomobile çarptığı, bu otomobilinde önündeki … plakalı aracın sağ arka kısmından çarpması neticesinde, maddi hasarlı trafik kazası meydana geldiği
Hükme esas alınan bilirkişi kök ve ek raporuna göre, Bilirkişi raporundaki gerekçelerle Sürücü …, sevk ve idaresindeki (davalı sigorta şirketine trafik sigortalı) … plakalı aracı ile, kazanın oluşumunda %100 oranında Asli ve tam kusurlu olduğu, Davacı araç sürücüsü … idaresindeki … plakalı VW marka aracı ile, kazanın oluşumunda Kusursuz olduğu, Kazaya karışan 3.cü araç ve sürücüsünün, kazanın oluşumunda (davacı aracının hasarında), kusursuz olduğu,
Davaya konu aracın onarım masrafının, Almanya koşullarında orijinal parça ile yedek parça ve işçilik dahil olmak üzere 7.574,49 +%19 kdv, kdv dahil 9.013,64 EUR olduğu, Kaza, tutanak ve hasarın uyumlu olduğu, onarım yapılmasının ekonomik olacağı, Almanya’da bu tür hasar tespit bilirkişi ekspertiz ücretlerinin 400,00 EUR ile 1100,00 EUR arasında değiştiği, Dosyadaki faturalı ekspertiz ücretinin 1.021,96 EUR olduğu, bu rakamın Almanya koşulları açısından üst sınır değerinde olduğu, (Hasarın özelliği ve büyüklüğüne göre 850 EUR’nun makul olacağı, Raporda belirlenen 1.100,00 EUR değer kaybı bedelinin Almanya koşullarında onarıma göre makul olduğu,
Davacının dava dilekçesine, 11.210,86 Euro hasar bedeli 1.100,00Euro değer kaybı bedeli talebinde bulunduğu, davalı …’ ın işleten sıfatıyla KTK.nun 85.maddesi uyarınca ve aynı zamanda sürücü olarak haksız fiil faili sıfatıyla TBK’nun 49. vd maddeleri uyarınca gerçekleşen zararların tümünden sorumlu olduğu, kazanın poliçe süresi içerisinde gerçekleştiği, zarar miktarının poliçe limiti dahilinde kaldığı, davalı sigorta şirketinin poliçe kapsamında doğan hasar ve değer kaybı zararından sorumlu olduğu, davalı sigorta şirketinin 31/07//2017 tarihinde temerrüde düştüğü, davalı sürücü/ işletenin ise ihtar ve ihbara gerek olmaksızın haksız fiilin gerçekleştiği 07/08/2016 tarihi itibariyle temerrüde düştükleri anlaşılmakla davacının davasının kabulüne karar vermek gerekmiş, aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur
H Ü K Ü M :Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacının davasının KISMEN KABULÜ ile,
9.013,64-Euro tazminatın, davalı sigorta şirketi yönünden temerrüde düştüğü 31.07.2017 tarihinden, davalı …yönünden kaza tarihi olan 07.08.2016 tarihinden itibaren 3095 sayılı Yasanın 4/a maddesine göre uygulanacak değişken faiziyle birlikte, fiili ödeme tarihindeki Merkez Bankası Efektif Satış Kuru üzerinden TL karşılığının davalılardan (davalı sigorta şirketi poliçe limitinin temerrüt tarihindeki Euro karşılığı ile sınırlı olmak üzere) müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,
2- Fazlaya ilişkin talebin Reddine
3- Yargılama gideri olan 850,00-Euro ekspertiz ücretinin, davanın kabul oranına isabet eden 622,34-Euro’luk kısmının dava tarihindeki Merkez Bankası Efektif Satış Kuru üzerinden TL karşılığının davalılardan (davalı sigorta şirketi poliçe limitinin temerrüt tarihindeki Euro karşılığı ile sınırlı olmak üzere) müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin ekspertiz ücretinin davacının üzerinde bırakılmasına,
4- Harçlar Kanunu uyarınca alınması gereken 2.605,00-TL harçtan peşin alınan 889,48-TL harcın mahsubu ile bakiye 1.715,52‬-TL harcın davalılardan (davalı sigorta şirketi poliçe limitinin temerrüt tarihindeki Euro karşılığı ile sınırlı olmak üzere) müştereken ve müteselsilen alınarak Hazineye gelir olarak kaydına,
5- Hüküm tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT uyarınca davacı yararına takdir olunan 5.720,24-TL vekalet ücretinin davalılardan (davalı sigorta şirketi poliçe limitinin temerrüt tarihindeki Euro karşılığı ile sınırlı olmak üzere) müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,
6- Hüküm tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT uyarınca davalılar yararına takdir olunan 4.080,00-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalılara verilmesine,
7-Dava kısmen kabul edildiğinden davacı tarafın yaptığı 372,20-TL davetiye ve posta gideri, 500,00-TL bilirkişi ücreti, talimat mahkemesince yapılan 100,00-TL tanıklık ücreti, 46,75-TL davetiye ve posta gideri olmak üzere 1.018,95-TL yargılama giderinden davanın kabul oranı nazara alınarak 746,04-TL yargılama gideri ile davacı tarafın karşıladığı 31,40-TL başvurma harcı, 889,48-TL peşin alınan harç olmak üzere toplam 1.666,92‬-TL’nin davalılardan (davalı sigorta şirketi poliçe limitinin temerrüt tarihindeki Euro karşılığı ile sınırlı olmak üzere) müştereken ve müteselsilen alınarak davacı tarafa verilmesine, davacı tarafın fazladan yaptığı yargılama giderinin kendi üzerinde bırakılmasına,
8-Dava kısmen kabul edildiğinden davalı …’ın yaptığı 50,00-TL davetiye ve posta giderinden davanın red oranı nazara alınarak 13,39-TL yargılama giderinin davacı taraftan alınarak davalı …’a tarafa verilmesine,
9- Davacı ve davalı yanca yatırılan delil ve gider avansından sarf edilmeyen kısmın karar kesinleştiğinden yatıran tarafa iadesine
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı, davalı tarafların yokluğunda gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içinde İzmir Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde, istinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar, açıkça okunup, usulen anlatıldı.21/09/2021

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır