Emsal Mahkeme Kararı İzmir 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/392 E. 2021/298 K. 25.03.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2019/392
KARAR NO : 2021/298

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 05/08/2019
KARAR TARİHİ : 25/03/2021

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı taraf vekili duruşmada tekrar ettiği dava dilekçesi ile özetle; Davalı şirketin müvekkili şirkete faturaya dayalı oluşturulmuş cari hesaptan kaynaklanan 31.116,02 TL. bedelli borcunu ödememesi sebebi ile, müvekkili şirket tarafından İzmir … İcra Müdürlüğü’nün … E. sayılı dosyasında icra takibi başlatıldığını, davalını 15.4.2019 tarihinde takibe itiraz ettiğini, bunun üzerine 17.4.2019 tarihinde, icra takibinin durdurulduğunu, arabuluculuk görüşmelerinin olumsuz sonuçlandığını, mahkemenin görevli ve yetkili mahkeme olduğunu, müvekkili şirketin davalı şirketle arasında bulunan ticari ilişkisi gereği düzenlediği fatura bedellerinin ödenmediğini, davalı tarafın, faturaların tanzim edilmesinin ardından yasal süresi içinde herhangi bir itirazda bulunmayarak, faturaya dair içeriği, dolayısıyla faturanın alt ilişkisi olan sözleşmeyi de kabul ettiğini, nitekim faturanın alt ilişkisi niteliğindeki sözleşmeye dair herhangi bir itiraz kaydının, davalı tarafın takibe itirazında da yer almadığını, faturaya karşılık gelen bedelin taraflarına ödenmediğini, faturanın ödendiğine dair ispat yükünün HMK md. 190’a göre lehine hak çıkaracak olan davalı şirkette olduğunu, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla davanın kabulü ile itirazın iptaline, İzmir … İcra Müdürlüğü’nün … E. sayılı takibinin 31.110,00TL olarak devamına, davalı şirketin haksız ve kötüniyetli itirazı sebebiyle, alacağın %20’sinden aşağı olmamak üzere icra-inkar tazminatının davalıdan tahsiline, yargılama giderleri ve avukatlık ücretinin davalı şirketten tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalıya ve icra dosyasındaki vekiline dava dilekçesi usulüne uygun olarak tebliğ edilmiş, davalı ve icra dosyasındaki vekili duruşmalara katılmadığı gibi herhangi bir cevap da vermediğinden HMK.nın 128.Maddesi uyarınca davayı inkar ettiği kabul edilerek yargılamaya devam olunmuştur.
DELİLLER VE GEREKÇE:
İcra Dosyası: İzmir … İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyasında davacı alacaklı tarafından davalı borçlu aleyhine cari hesap alacağından kaynaklanan 31.116,02 TL alacağın tahsili için ilamsız icra takibi başlatıldığı, ödeme emrinin davacı borçluya 12/04/2019 tarihinde tebliğ edildiği, borçlu vekilinin 15/04/2019 tarihinde yetkiye ve borca itiraz ettiği, takibin 17/04/2019 tarihinde durdurulduğu anlaşılmıştır.
BA Formları: İstanbul Vergi Dairesi Başkanlığı Kağıthane Vergi Dairesi Müdürlüğü’nün 19/08/2019 tarihli cevabi yazısı içeriğinden; … Sağlık Hizmetleri San.ve Tic.Ltd.Şti. ile davacı … San. ve Tic. Ltd. Şti arasında yapılan herhangi bir mal alışverişinin gerçekleştirilmemiş olduğunun bildirildiği anlaşılmıştır.
Bilirkişi Raporu: Bilirkişi Serbest Muhasebeci Mali Müşavir … düzenlediği 19/11/2020 tarihli raporda ” Davacı … San.ve Tic.Ltd.Şti.’nin 2017-2018 ve 2019 yıllarına ait ticari defterlerinin usulüne uygun tutulduğunun, ticari defterlerin açılış onaylarının ve yılsonu kapanış tasdiklerinin yasal süresinde yaptırıldığının tespit edilmiş olduğunu, ticari defterlerin DELİL NİTELİĞİNİN BULUNDUĞU yönünde kanaate varıldığını, davacı şirkete ait yevmiye defter kapanış fiş kayıtlarında davalının hesap bakiyeleri ile muavin defter bakiyelerinin uyumlu olduğunu, birbirini doğruladığını, İcra takip tarihi itibariyle 31.116,02 TL davacı tarafın davalıdan alacaklı olarak göründüğünün tespit edildiğini, rapor tarihine kadar davalı yanca yapılan herhangi bir ödemenin ticari defter kayıtlarında görülmediğini, cari hesaba dayanak faturalara konu malın davalı borçluya teslimine, faturalara konu hizmetin davalı tarafa verildiğine ilişkin davacının ticari defterlerinde mevcut kayıtların raporun önceki sayfalarında sunulduğunu, davacı şirket tarafından tarafına herhangi bir teslim belge/belgeleri sunulmadığını, faturaların kargo ile davalı şirkete gönderildiğini, mal/hizmet teslimlerinin de davalının mail / telefon ile bildirdiği hastanelere (saf su) temin ettikleri ve daha sonra faturanın düzenlendiği ve gönderildiğinin beyanla belirtildiğini, davacının ticari defter kayıtlarının ve bu kayıtlara dayanak belgelerin birbirini doğruladığını, defterler arasında uyumsuzluğun bulunmadığını, taraflar arasında yazılı olarak düzenlenmiş 31.12.2018 tarihli cari hesap bakiye mutabakat formunda 26.968,84 TL davacının davalıdan alacaklı olduğu hususunda / tutarında tarafların mutabık olduklarının anlaşıldığını, davalı şirketin icra takip tarihi 06.03.2019 tarihi itibariyle temerrüde düşürülmüş olacağı kanaatine varıldığını, ”Ticari işlerde T.C.M.B. Tebliği gereğince % 19,50 Temerrüt Avans Faiz oranının geçerli olacağı” hususunda nihai takdirin Mahkeme’ye ait olduğunu mütalaa etmiştir.
İsticvap: 31.12.2018 tarihli mutakabat belgesinin istinabe yoluyla davalıya isticvap davetiyesi ile gönderilmiş, gerekli meşruhatı taşıyan davetiye tebliği üzerine davalı şirket yetkilisinin İstanbul … Asliye Ticaret Mahkemesi’nin… talimat sayılı dosyasında 02.02.2021 tarihli duruşmaya katılarak, imzalı beyanında “bana gösterilen 31/12/2018 tarihli mutabakat formunda … SAĞLIK HİZMETLERİ SAN ve TİC LTD ŞTİ kaşesi üzerindeki imza bana ait değildir, mutabakat içeriğini de kabul etmiyorum, ben davacı şirkete olan yetkilisi olduğum şirkete ait olan borcu ödedim, herhangi bir borç yoktur” şeklinde beyanda bulunmuştur.
Dava; alım satım ilişkisi kapsamında cari hesap bakiyesinden kaynaklanan alacağın tahsili için yapılan icra takibine vaki itirazın iptali davasıdır.
Dava, 1 yıllık hak düşürücü süre içerisinde açılmıştır.
İcra dairesinin yetkisine itiraz edilmiş olması halinde dava şartının bulunup bulunmadığı yönünden öncelikle bu hususun incelenmesi gerektiği, davalı tarafından taraflar arasındaki akdi ilişkinin reddedilmediği,bu halde yetkili icra dairesinin İİK.nun 50.md. uyarınca HMK.nın yetkiye ilişkin hükümlerinin kıyas yolu ile uygulanması suretiyle tespitinin gerektiği, alacağın cari hesap bakiyesinden kaynaklandığı, HMK.nın 10 ve TBK.nın 89.maddeleri uyarınca alacaklının yerleşim yeri olan İzmir İcra dairelerinin yetkili olduğu sonuç olarak yetkili icra dairesinde yapılmış geçerli bir icra takibinin bulunduğu, dava şartının mevcut olduğu görülerek yargılamaya devam olunmuştur.
Tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; taraflar arasındaki alım satım ilişkisi kapsamında cari hesap bakiyesinden kaynaklanan alacağın ödenmemesi nedeniyle davacı tarafından davalı aleyhine icra takibi başlatıldığı, davalının istinabe yolu ile defterlerini bilirkişi inncelemesi yapılmak üzere ibraz etmesi için uygun ihtar içeren davetiye tebliğ edilmesine rağmen ticari defterlerini talimat mahkemesine sunmadığı, davacının usulüne uygun tutulmuş defterleri üzerinde mali müşavir bilirkişi tarafından yapılan inceleme üzerine hazırlanan raporun hüküm kurmaya elverişli ve yeterli olduğu, söz konusu rapora göre dava konusu cari hesaba dayanak tüm faturaların davacı defterlerinde kayıtlı olduğu, takip tarihi itibariyle davalının 31.116,02 TL için davacıya borçlu olduğunun tespit edildiği, 28/07/2020 tarihli RG’de yayınlanan 22/07/2020 tarih ve … sayılı yasanın 23. Maddesi ile 6100 sy HMK’nun “Ticari Defterlerin İbrazı ve Delil Olması” başlıklı 222. Maddesinin 3. Fıkrasında yer alan “ilgili hususta hiçbir kayıt içermemesi” ibaresinin, “diğer tarafın ticari defterlerini ibraz etmemesi” şeklinde değiştirildiği, bu yasal değişilik dikkate alındığında, “diğer tarafın ticari defterlerini ibraz etmemesi” halinde usulüne uygun tutulmuş ticari defterlerin sahibi lehine delil olarak kabul edileceği, değişikliğe ilişkin madde gerekçesinin “… Madde metni dışına çıkarılan “ilgili hususta hiçbir kayıt içermemesi” durumunun yerine “diğer tarafın ticari defterlerini ibraz etmemesi” durumu maddeye ilave edilmektedir. Buna göre ticari defterlerde yer alan herhangi bir kaydın, sahibi lehine delil teşkil edebilmesi için diğer tarafın ticari defterlerinin ibraz etmemesi gerekecektir. Bu düzenlemenin hakkaniyete ve hukuk güvenliği ilkesine uygun olduğu düşünülmektedir. Zira ticari defteri ibraz edenin defterinde yer alan ve diğer tarafı muhatap alan kayıt, diğer tarafa sunulmakta ve diğer tarafın kendi defterlerindeki kayıtlara dayanarak karşı delilini ileri sürmesi beklenmektedir. Diğer tarafın ticari defterini ibraz etmemesi hali, ileri sürülen delili hükümden düşürecek başka herhangi bir kayda sahip olmadığı anlamına gelecektir. Belirtilmedir ki defter ibraz etmeyen tarafın, diğer tarafın ticari defterlerindeki kayıtların aksini senet veya diğer kesin delillerle ispatlama hakkı saklıdır.” şeklinde olduğu, dolayısıyla davalı taraf ticari defter ve kayıtlarını ibraz etmediğinden ve davacı defterlerindeki davacı lehine olan alacak kaydını hükümden düşürecek senet veya başka bir kesin delil sunmadığından, davacının usulüne uygun tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların davacı lehine delil olduğu ve davacının alacağının varlığını ticari defterleri ile ispatladığı, keza 31.12.2018 tarihli mutakabat belgesinin istinabe yoluyla davalıya isticvap davetiyesi ile gönderildiği, gerekli meşruhatı taşıyan davetiye tebliği üzerine davalı şirket yetkilisinin talimat duruşmasına katılarak, mutabakat belgesi üzerinde imzayı kabul etmemekle birlikte, yetkilisi olduğu şirketin davacı şirkete olan borcunu ödediğini savunduğu, davalı şirket yetkilisinin bu beyanı ile davacı şirkete borcu olduğunu kabul edip, ödeme savunmasında bulunarak bileşik ikrarda bulunduğu, bu halde ispat yükünün yer değiştirerek dava konusu borcun ödendiğinin davalı tarafça ispatlanması gerektiği, davalının davaya cevap vermediği ve delil bildirmediği, ödeme svunmasının usulüne uygun yasal deliller ile kanıtlanamadığı anlaşılmakla davacının davasının kabulüne, İİK’nun 67/2.maddesi uyarınca alacağın likit olması ve davalının itirazında haksız olması nedeniyle %20 oranındaki icra inkar tazminatının davalıdan tahsiline karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacının davasının KABULÜNE,
Davalının, İzmir … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı takip dosyasına vaki itirazının iptali ile 31.116,02 TL asıl alacağın takip tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesi için takibin devamına,
2-Hüküm altına alınan 31.116,02 TL alacak üzerinden hesaplanacak %20 oranındaki icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
3-Kabul edilen miktar üzerinden hesaplanmış olan 2.125,53 TL nispi harca, peşin alınan 358,63 TL harcın mahsubu ile bakiye 1.766,90 TL karar ve ilam harcının davalı taraftan alınarak HAZİNE’ YE GELİR KAYDINA.
4-Dava tamamen kabul edildiğinden davacı tarafın yaptığı ve karşıladığı 6,40 TL vekalet suret harcı, 44,40 TL başvuru harcı, 358,63 TL peşin harç, 281,35 TL davetiye ve posta gideri, 600,00 TL bilirkişi ücreti, davacı, dava şartı arabuluculuk görüşmelerinde kendisini vekille temsil ettirdiğinden, arabuluculuk son tutanağının düzenlendiği tarih itibariyle yürürlükte olan AAÜT’ne göre tayin olunan 750,00 TL maktu vekalet ücreti olmak üzere toplam 2.040,78 TL yargılama giderinin davalı taraftan alınarak davacı tarafa verilmesine.
5-Dava şartı arabuluculuk ücreti olan ve 6325 sy Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu’nun 18/A-13 maddesi uyarınca tarafların anlaşamamaları nedeniyle Adalet Bakanlığı bütçesinden karşılanan 1.320,00 TL’nin davada haksız çıkan davalıdan alınarak HAZİNE’ye gelir kaydına,
6-Davacı kendisini vekille temsil ettirdiğinden, hüküm tarihinde yürürlükte olan Avukatlık Kanunu ve Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre takdir ve hesaplanmış olan; 4.667,40 TL vekalet ücretinin davalı taraftan alınarak davacı tarafa verilmesine.
7-HMK.nun 333.maddesi uyarınca davacı tarafından yatırılan gider avansından gerekçeli karar tebliğ giderleri düşüldükten sonra varsa sarf edilmeyen kısmın karar kesinleştiğinde davacıya iadesine.
ilişkin, davacı vekilinin yüzüne karşı, davalı asilin yokluğunda, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde, mahkememize veya bulunduğu yerde varsa Asliye Ticaret Mahkemesi’ne, yoksa Asliye Hukuk Mahkemesine verilecek istinaf dilekçesi ile, İzmir Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde, istinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar, açıkça okunup, usulen anlatıldı. 25/03/2021

Katip … Hakim …
e-imzalıdır e-imzalıdır