Emsal Mahkeme Kararı İzmir 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/374 E. 2021/808 K. 19.10.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İZMİR
4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2019/374
KARAR NO : 2021/808

DAVA : Alacak
DAVA TARİHİ : 04/07/2012
KARAR TARİHİ : 19/10/2021

Mahkememizde görülen davanın yapılan açık yargılaması sonucunda;
İDDİA ;
Davacı vekili dava dilekçesi ile özetle; Enerji Piyasası Düzenleme Kurulu’nun 07/07/2005 tarihli ve 509-30 sayılı kararı ile müvekkiline 07/07/2005 tarihinden itibaren 30 yıl süre ile İzmir ve Tire şehirlerinde doğal gaz dağıtım faaliyeti yapmak üzere 4646 sayılı Doğalgaz Piyasası Kanunu ve ilgili mevzuat uyarınca … numaralı dağıtım lisansının verildiğini, müvekkilinin bu lisans çerçevesinde İzmir ve Torbalı bölgelerinde faaliyet gösterdiğini, “… İlçesi, …Cad, No. ….” önünde bulunan doğal gaz borusunun İzmir Büyükşehir Belediyesi adına çalışan diğer davalı şirketin ekipleri tarafından müvekkilinin bilgisi dışında yapılan kazı çalışması sırasında hasar gördüğünü, toplam 2.732,45 TL maddi zarara uğradığını ayrıca yine İnönü Caddesi’ndeki doğal gaz borularına da aynı şekilde verilen zararlardan ötürü toplam 8.467,56 TL maddi zararın doğduğunu belirterek, bu miktarların haksız fiil tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini istemiştir.
Davada harca esas değer 8.467,56 TL’dir. Yani bu miktar zararın tahsili istenmiştir.
CEVAP ;
Davalı vekili cevap dilekçesi ile özetle; dava konusu edilen hasarın oluşumunda müvekkiline yüklenebilecek herhangi bir kusurun olmadığını, bu itibarla müvekkilinin oluştuğu iddia olunan hasarlardan hukuki anlamda sorumlu tutulabilmesinin mümkün olmadığını, müvekkilinin, diğer davalı İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin açmış olduğu ihale sonucunda söz konusu işin yapımını yüklendiğini, ihale sonrasında düzenlenen sözleşme gereği müvekkilinin tüm uygulamalarının diğer davalı tarafından verilen onaylanan ve uygun görülen plan ve projeler, teknik şartnameler dahilinde yapıldığını, yapılan tüm çalışmaların bizzat İzmir Büyükşehir Belediyesi kontrolörlüğünde gerçekleştiğini, alt yapı tesislerine ilişkin teknik şartnamelere göre doğal gaz, telefon, elektrik sistemi gibi tesisatların yol kotundan belli derinlikte bulunan bölgelere döşenmesi gerektiğini, ancak müvekkili tarafından yapılan çalışmalarda bir çok kez söz konusu tesislerin olması gereken kotta döşenmiş olmadığının belirlendiğini, teknik şartnamelere göre müvekkilinin yaptığı işte kazı derinliğinin asfalt kotundan maksimum 28 cm olduğunu ancak yapılan çalışmalarda bu kazı derinliğinde olmaması gerektiği halde bir çok telefon, elektrik, uydu, doğal gaz sistemine ilişkin tesislerle karşılaşıldığını ve müvekkilinin kusuru dışında dava konusu edilen yerler dahil bir kısım yerlerde zarar oluştuğunu, diğer yandan; işe başlanmadan önce Haziran 2011 tarihinde toplantı yapılarak güzergahta altyapı tesisi bulunan tüm kuruluşlara yapılacak işle ilgili bilgi verildiğini, AYKOME kararıyla ilgili kuruluşların çalışmalar sırasında güzergahta bölgeyi bilen gözlemcilerin görevlendirilmesine karar verildiğini ancak bu toplantıda davacı şirketi temsilen yetkili kişiler bulunmasına ve alınan karadan davacının bilgi sahibi olmasına rağmen, sahada gözlemci görevlendirilmediğini, davacının sahada yapılan ve yapılacak çalışmalardan bilgi sahibi olduğunu, kendi tesislerinde korunmasına yönelik olarak gözlemci bulundurmadığını, keza kendi tesisleri standartlara uygun yapılmadığından söz konusu zararların oluştuğunu belirterek, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
GEREKÇE ;
Dava; tacirler arası haksız fiil nedeniyle maddi tazminat istemine ilişkindir.
Makine mühendisi bilirkişi … mahkememize verdiği raporunda özetle; davacıya ait yer altı doğal gaz tesisatının davalılardan…. Müh. San. ve Tic. Ltd. Şti. tarafından yapılan kazı çalışmaları esnasında 14 kalemden oluşan toplam 8.467,60 TL olarak ortaya çıkan zararların davacı şirket görevlilerince giderilmiş olduğunu; olayların meydana gelişinde, denetim görevini yerine getirmeyen İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin, işin yapımını üstlenen yüklenici davalı şirket kazı çalışmaları yapmadan önce koordinasyon ağı kurmak suretiyle diğer …. vb. yer altı teçhizatları olan kurumlarla iletişime geçip kazı kod seviyesinin ne miktarda olacağına ilişkin bilgi ve belge toplamadığını, dolayısıyla yer altı polietilen boru tesisatlarına vermiş olduğu zararlarda kusurlu olacağını, idare ve yüklenici şirkete yüklenecek kusur oranlarının takdirini mahkemeye bıraktığını bildirmiştir.

Mahkememizce; “davacının zarar gördüğü olayda davalı şirket ile dava dışı Büyükşehir Belediyesi arasındaki asıl işveren ve yüklenici sıfatıyla yapılan kazı çalışması sırasında teknik bilirkişinin asıl ve ek raporlarında belirtmiş olduğu hasarların doğduğu, BK hükümlerine göre ve ihale sözleşmesi hükümlerine göre 3. kişiye karşı asıl işverenin ve yüklenicinin müteselsilen sorumluluklarının bulunduğu, Büyükşehir Belediyesi’ne karşı açılan davanın Yargıtay’ın bu dosyada verdiği kararı gereğince İdare Mahkemesi’nin görevinde olması nedeniyle eldeki bu davada yargılama konusu yapılamadığı, işveren ve yüklenici arasındaki ilişkide sorumluluğun müteselsil sorumluluğa dayanması sebebiyle de davalı şirketin kusur oranı hususunda bir değerlendirmeye bu aşamada gerek görülmediği, kusur durumunun olası rücu davasında tartışılması gerektiği” gerekçesiyle; “1-Davacının davasının kabulü ile; 2.732,45 TL’nin 15/02/2012 tarihinden; 200,63 TL’nin, 200,63 TL’nin 31/01/2012 tarihinden; 547,82 TL’nin 08/03/2012 tarihinden; 244,03 TL’nin 03/01/2012 tarihinden; 245,48 TL’nin 08/01/2012 tarihinden, 247,80 TL’nin 21/12/2011 tarihinden; 248,59 TL’nin 02/02/2012 tarihinden; 250,80 TL’nin 02/02/2012 tarihinden; 361,85 TL’nin 19/11/2011 tarihinden; 378,94 TL’nin 23/01/2012 tarihinden; 1147,57 TL’nin 07/10/2011 tarihinden; 1.014,49 TL’nin 04/08/2011 tarihinden; 646,48 TL’nin 02/10/2011 tarihinden itibaren haksız fiil sorumluğu gereğince yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak, davacıya verilmesine” ilişkin 09/02/2016 tarihli, 2015/45 Esas ve 2016/110 Karar sayılı karar verilmiştir.

Verilen bu karar davalı vekili tarafından temyiz edilmekle Yargıtay 4. Hukuk Dairesi’nin 11/02/2019 tarihli, 2016/13543 Esas ve 2019/580 Karar sayılı kararı ile; “kusurlu ve hukuka aykırı bir fiille başkasına zarar verenin, bu zararı gidermekle yükümlü olduğu, haksız fiille sorumlulukta dört unsurun söz konusu olduğu, bunların; hukuka aykırı fiil, zarar, kusur ve illiyet bağı olduğu, kusurun, hukuka aykırı, hukuk düzeninin kınadığı bir irade veya irade fesadı hali olup hukuka aykırı sonucu isteyen veya önlemek için gerekli iradeyi göstermeyen kimsenin kusurlu olduğu, dosyadaki bilgi ve belgelerden; davalı tarafın cevap dilekçesinde ve yargılamanın aşamalarında davacının kusurlu olduğunu iddia ederek bu yönde inceleme yapılmasını istediği ancak mahkemece davalı isteğinin karşılanmadığı ve gerekçeli kararda da kusurun rücu davasında gözetilmesi gerektiğinin belirtilerek davanın kabulüne karar verildiği, açıklandığı üzere, haksız fiilden sorumluluğun şartlarından birinin de kasıt ya da ihmal boyutunda da olsa zarara sebebiyet veren tarafın kusurlu olması olduğu, haksız bir fiille başkasına zarar verenin ancak kusuruyla zarara sebep olmuşsa tazminle yükümlü olacağı, mahkemece, davacı ve davalı tarafın kusuru incelenip uyuşmazlık teknik değerlendirme gerektirdiğinden, tarafların davaya konu zararın oluşumundaki kusur oranları bilirkişi marifetiyle tespit edilerek tüm dosya kapsamına göre bir karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya uygun düşmediği” gerekçesiyle bozulmuştur.

Mahkememizce usul ve yasaya uygun bulunan bozma kararına uyulmasına karara verilmiş ve davacının ve davalının davaya konu zararın oluşumundaki kusur oranlarının ne olacağı konusunda bilirkişi raporu aldırılmıştır.
İnşaat mühendisi … 20/07/2020 tarihli raporunda özetle; davacının % 30, davalının % 40 ve dava dışı işveren İBB’nin % 40 oranında sorumlu olduklarını bildirmiştir.
İnşaat mühendisi … ve makine mühendisi … 29/03/2021 tarihli ek raporunda özetle; davacının % 40, davalının % 20 ve dava dışı işveren İBB’nin % 40 oranında sorumlu olduklarını bildirmişlerdir.
Rapor ve ek raporun kendi içerisinde çelişkili olması nedeniyle mahkememizce yeni bir bilirkişi heyetinden yeni bir rapor aldırılmıştır.

İnşaat mühendisleri … ile makine mühendisi ….’dan oluşan bilirkişi heyeti 09/09/2021 tarihli raporlarında özetle; İ.B.B.B ile…. Müh. Ltd. Şti. arasında … İhale Kayıt Numarası ile “İnönü Caddesi Düzenleme Yapılması İşine ait Sözleşme”nin düzenlendiğini, yapılan sözleşmede düzenlenecek yolun 8 km uzunluğunda olduğunun kararlaştırıldığını, sözleşme ekindeki metraj listesinde 1. sırada yer alan kalem hafriyat yapılmasının 41.538,00 m3 olarak kaydedildiğini, imar planlarında yapılan araştırmalar sonucunda düzenleme işinin yapıldığı İnönü Caddesinin genişliğinin 20 metre olduğunun belirlenmesi ile yapılan hesaplamalar sonucunda ortalama kazı derinliğinin 26 cm olarak hesaplandığını, dolayısı ile davalı tarafın yapmış olduğu düzenleme işinde normal şartlarda doğalgaz borularının bulunması gerekli derinliklere kadar kazı yapmamış olduğunun anlaşıldığını, AYKOME (Altyapı Koordinasyon Merkezi) Kurulunun 09/06/2011 tarihli “İnönü Caddesi Düzenleme Yapılması İşi” ile ilgili kurul kararında davacı şirketin temsilcisi …’nın imzasının bulunduğunu; “Yeni bir çalışma olmadığını, sadece istasyon noktalarında hatların tekrar mevcut güzergahına alınması gerektiğini, cadde üzerinde hemen hemen bütün binalarda branşman hatlarının bağlı olduğunu ve kullanıldığını, düzenleme çalışmaları sırasında mutlaka gözlemci alınması gerektiğini” beyan ettiğini ve alınan kararda; “…Tüm kurumların düzenleme inşaatı boyunca devamlı ve bölgeyi bilen gözlemciler görevlendirmelerine… karar verilmiştir.” dendiğini, dolayısıyla davalının yapılacak düzenleme işinden haberdar olduğunun anlaşılmakta olduğunu, davalı tarafından 23/11/2011 tarihinde yaşanılan 4 adet arızadan sonra davacı ve işveren İBB dağıtımlı gözlemci bulundurulması ile ilgili yazı olduğunu ancak bu yazıdan sonra yaşanan 5. arıza tarihi olan 23/01/2012 tarihinde de “alt yapı tesislerinin güzergahlarını gösteren bir veri ile gözlemci bulunmadığını” belirtir bir yazının dosyada bulunduğunu, bu iki yazıdan sonra toplam 9 adet arızanın daha gerçekleştiğini, davacının gerek ….teknik kurulundan gerek sahada yaşanan arızalardan gerekse davalı şirket yazılarından yapılan düzenleme işinden haberdar olduğunun ancak gözlemci bulundurmadığının anlaşıldığını; heyetlerince yapılan değerlendirmeler sonucunda; altyapı güzergah planı, gözetmen vb. işin selameti açısından gerekli doküman, önlemlerin alınmasının işi yapan tarafa ait olması ve bunlar bir şekilde temin edilmeden işe başlanmasının başlıca risk almak anlamına gelmesi sebebiyle ayrıca sahada bulunan menhol, baca ve bina önlerindeki panolardan alt yapıların geçtiği güzergahın tespiti yapılabileceği gibi hususların tamamen işi yapan tarafın uhdesindeki konular olarak değerlendirildiğini, İzmir Büyükşehir Belediyesi davalı konumundan çıktığından yapılan kusur oranı değerlendirmesinin, davacı … A.Ş. ile düzenleme işini yapan-yaptıran taraf olarak değerlendirildiğini, İzmir Büyükşehir Belediyesi ile… Taah. Müh. Ltd. Şti. arasındaki kusur oranı ayrı bir dava konusu olduğundan değerlendirilmediğini, davacı şirketin % 40 oranında, davalı şirketin ise % 60 oranında kusurlu olduğunu bildirmişlerdir.

Aldırılan 09/09/2021 tarihli bilirkişi raporu somut olaya uygun, hüküm kurmaya elverişli bulunmuştur.
İncelenen tüm dosya içeriğine göre; kusurlu ve hukuka aykırı bir fiille başkasına zarar verenin, bu zararı gidermekle yükümlü olduğu, haksız fiille sorumlulukta “hukuka aykırı fiil, zarar, kusur ve illiyet bağı” unsurlarının bulunması gerektiği, kusurun, hukuka aykırı, hukuk düzeninin kınadığı bir irade veya irade fesadı hali olduğu, hukuka aykırı sonucu isteyen veya önlemek için gerekli iradeyi göstermeyen kimsenin kusurlu sayılması gerektiği, haksız fiilden sorumluluğun şartlarından birinin de kasıt ya da ihmal boyutunda da olsa zarara sebebiyet veren tarafın kusurlu olması olduğu, haksız bir fiille başkasına zarar verenin ancak kusuruyla zarara sebep olmuşsa tazminle yükümlü olacağı, somut olayda; dava dışı işveren İBB ile davalı arasında “İnönü Caddesi Düzenleme Yapılması” işine ilişkin 2011/21429 ihale kayıt numaralı sözleşmenin imzalandığı, bu sözleşme ile davalının, İnönü Caddesi’nde 8 km yol ve tretuvar düzenlemesi ve yapımı işini yüklendiği, bu iş kapsamında davalının değişik bölgelerde yaptığı kazı çalışmaları sırasında doğal gaz borularının zarar gördüğü, zarara ilişkin olarak hasar tespit tutanaklarının düzenlendiği, toplam zarar tutarının 8.467,56 TL olduğu, zarar tutarının bilirkişi raporlarında da piyasa koşullarında makul olduğunun belirlendiği, davalı eyleminin haksız fiil niteliğinde olduğu, gerek 29/03/2021 tarihli ek raporda gerekse 09/09/2021 tarihli son raporda davacıya gözlemci bulundurmaması nedeniyle % 40 oranında kusur yüklendiği, diğer yandan davalıya % 60 oranında kusur yüklendiği, raporda isabetli olarak dava dışı işveren İBB ile davalı yüklenici arasındaki kusur oranının ayrı bir davanın konusunu oluşturacağının belirtildiği, 09/09/2021 tarihli bilirkişi raporunun mahkememizce de benimsendiği, dava dışı İBB ile davalı yüklenici arasında dava konusu eylemle ilgili kusur oranı kendi iç meseleleri olup davacıya karşı ileri sürülemeyeceği, 8.467,56 TL tutarındaki zarar nedeniyle davalı tarafın % 60 kusur oranı üzerinden sorumlu olduğu miktarın 5.080,53 TL olduğu anlaşıldığından, bu miktar üzerinden haklı görülen davanın kısmen kabulüne karar vermek gerekmiş, aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM ; Yukarıda yazılı bulunan gerekçeye göre;
1-Davanın KISMEN KABULÜ ile;
5.080,53 TL’nin davalıdan alınarak, davacıya verilmesine,
Bu miktarın 2.732,45 TL’sine 15/02/2012 tarihinden; 200,63 TL’sine 30/01/2012 tarihinden; 200,63 TL’sine 31/01/2012 tarihinden; 547,82 TL’sine 08/03/2012 tarihinden; 244,03 TL’sine 03/01/2012 tarihinden; 245,48 TL’sine 08/01/2012 tarihinden; 247,80 TL’sine 21/12/2011 tarihinden; 248,59 TL’sine 02/02/2012 tarihinden; 250,80 TL’sine 02/02/2012 tarihinden; 161,89 TL’sine 19/11/2011 tarihinden itibaren yasal faiz yürütülmesine,
2-Fazlaya ilişkin isteğin reddine,
3-Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken ‭347,05 TL harçtan peşin olarak alınan 125,75 TL harcın düşülmesi ile kalan ‭221,3‬0 TL bakiye harç kalmış ise de; bozma öncesi karardan sonra 25/07/2016 tarihli 2016/250 harç numarası ile 452,66 TL kalan karar harcının davalıdan tahsili için harç tahsil yazısı yazıldığından, bu konuda yeniden karar verilmesine yer olmadığına, fazla alınan ‭231,36‬ TL harcın ödeme belgesi davalı tarafından sunulduğu takdirde davalı tarafa iadesine,
4-Davacının yatırmış olduğu 21,15 TL’si başvurma harcı ve 125,75 TL’si peşin harç olmak üzere toplam ‭146,9‬0 TL’nin davalıdan alınarak, davacıya verilmesine,
5-Davacının yapmış olduğu 356,40 TL’si posta-tebligat gideri ve 5.300,00 TL’si bilirkişi ücreti olmak üzere toplam ‭5.656,4‬0 TL yargılama giderinin davanın kabul ve red oranına göre takdiren ‭3.393,84 TL’sinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, kalan kısmının davacı üzerinde bırakılmasına,
6-Karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT’ye göre takdir ve tayin edilen 4.080,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak, davacıya verilmesine,
7-Karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT’ye göre takdir ve tayin edilen ‭3.387,03‬ TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
8-Taraflarca yatırılan gider avansından kullanılmayan kısmın karar kesinleştiğinde yatıran tarafa iadesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzlerine karşı, miktar itibariyle kesin olarak karar verildi.19/10/2021

Katip …
¸E-imza

Hakim …
¸E-imza