Emsal Mahkeme Kararı İzmir 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/148 E. 2022/792 K. 30.09.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2019/148
KARAR NO : 2022/792

DAVA : İtirazın İptali (Haksız Eylemden Kaynaklanan Zarar Nedeniyle)
DAVA TARİHİ : 09/05/2019
KARAR TARİHİ : 30/09/2022

Mahkememizde görülen davanın yapılan açık yargılaması sonucunda;
İTİRAZ ;
… İcra Müdürlüğü’nün …/… sayılı dosyasında; davacı alacaklı tarafından davalı borçlu hakkında 681.685,50 TL’si asıl alacak ve 43.245,40 TL’si faiz ve 7.784,19 TL’si KDV olmak üzere toplam 732.715,09 TL alacağın tahsili amacıyla ilamsız icra takibi başlatılmıştır.
Kendisine … tarihinde usulüne uygun olarak ödeme emri tebliğ edilen davalı borçlu yasal süre içerisinde vekili aracılığıyla verdiği … tarihli dilekçesi ile; alacaklı tarafa herhangi bir borcunun bulunmadığını ileri sürerek, faiz ve ferileriyle birlikte tüm borca itiraz etmiştir.
İDDİA ;
Davacı vekili dava dilekçesi ile özetle; davalı borçlu hakkında … İcra Müdürlüğü’nün …/… sayılı dosyasında başlatılan icra takibinde müvekkili şirketin istediği asıl alacağın içinde yer alan gecikme cezalarının 7144 sayılı kanunun 18. maddesi ile 6001 sayılı Karayolları Genel Müdürlüğü’nün Hizmetleri Hakkında Kanun’un 30. maddesinin 5. fıkrasında yapılan değişiklik nedeniyle 10 katından 4 katına indirildiğini, dolayısıyla da harca esas değerin yasaya uyarlandığını, … işletmesinin müvekkili şirket tarafından yürütüldüğünü, davalıya ait araçlar ile çeşitli tarihlerde ücret ödenmeksizin ihlalli geçişler yapıldığını, geçiş ücretlerini ödemeden geçiş yapan araç sahiplerine 6001 sayılı Karayolları Genel Müdürlüğünün Hizmetleri Hakkında Kanun’un 30. maddesinin 7. fıkrası gereğince ihlalli geçiş tarihinden itibaren 15 günlük süre içerisinde geçiş bedellerini cezasız olarak ödeyebilme imkanının verildiğini, bu davaya konu ihlalli geçiş ücretlerinin anılan süre içerisinde ödenmediğinin belirlendiğini, geçiş ücretlerinin süresi içerisinde ödenmemesi üzerine müvekkili tarafından davalı hakkında … tarihinde dava konusu icra takibinin başlatıldığını ve … İcra Müdürlüğü’nün …/… sayılı dosyası ile ödenmeyen geçiş ücretleri ve geçiş ücretlerine 6001 sayılı kanunun 30/5 maddesi uyarınca tahakkuk ettirilen geçiş ücretinin 10 katı tutarındaki gecikme cezası alacağının tahsili amacıyla … tarihinde icra takibi başlatıldığını, davalının borca itiraz ettiğini, itirazın haksız olduğunu, davalıya ait ticari kullanım niteliği bulunan araçların otoyolu kullandığı anlarda HGS/OGS hesaplarının müsait olmadığını, HGS/OGS hesabını müsait tutmanın ve geçiş ücretini ödemeye yetecek bakiye bulundurmanın davalının sorumluluğunda olduğunu belirterek, davalının itirazının iptaline, takibin “7144 sayılı Kanun’un 18. maddesi ile 6001 sayılı Karayolları Genel Müdürlüğünün Hizmetleri Hakkında Kanun’un 30. maddesinin 5 .fıkrasında geçiş ücretine uygulanan on katı tutarın dört katına indirilmesi ile avans faiz oranlarında yapılan değişiklikler uyarınca faizin değişen oranlarda kademeli olarak hesaplanması gerektiği” göz önünde bulundurularak devamına, davalıya ait araçlardan borca yetecek kadar olan kısmının ihtiyaten haczine, davalının İİK’nın 67/2. maddesi uyarınca takip konusu alacağın % 20’sinden az olmamak üzere icra inkar tazminatına mahkum edilmesine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalıya yükletilmesine karar verilmesini istemiştir.
Davada harca esas değer toplam 405.075,37 TL olarak gösterilmiştir. Bunun açılımı da; 63.697,55 TL’si geçiş ücreti, 246.201,80 TL’si para cezası, 80.657,58 TL’si işlemiş faiz ve 14.518,44 TL’si KDV şeklinde gösterilmiştir.
CEVAP ;
Davalı vekili cevap dilekçesi ile özetle; dava dilekçesindeki iddianın haksız ve hukuka aykırı olduğunu, müvekkiline ait araçların söz konusu köprüden geçerken HGS/OGS sisteminin devrede olması ve otomatik olarak geçiş ücretinin tahsil edilmesi gerektiğini, yeterli bakiye olmaması durumunda ise müvekkiline durumun haber verilmesi gerektiğini, müvekkilinin borçtan icra takibi ile haberdar olduğunu, takip öncesi temerrüt faizinin uygulanamayacağını, ayrıca dava konusu edilen borçların kaynağı olan köprü geçişlerinin müvekkiline ait hangi araçla hangi tarihlerde yapılan geçiş sonucunda doğduğu hususunun davacı tarafça ispat edilmesi gerektiğini, yapılan düzenlemenin Anayasaya ve temel evrensel hukuk normlarına uygun olması gerektiğini, eldeki davaya konu uyuşmazlığa uygulanan hükümlerin ilk başta Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlarının hukuki güvencelerini ihlal ettiğini, müvekkilinin haberdar olmadığı bir borcu sorgulamasının ve sorgulanacak kanalları bilmesinin olağan ve hatta olağanüstü şartlarda mümkün olmadığını, 6001 sayılı kanunun 30/5 maddesi ile hüküm altına alınmış olan ve idareye ait idari para cezası uygulama yetkisinin hukuka ve usule aykırı olduğunu, hizmetin kamusal niteliğinin korunmakta olduğunu, ücret ödenmeden geçiş yapılması şeklinde gerçekleşen eylemin kabahat, bu eylem dolayısıyla öngörülen para cezasının da bir idari yaptırım niteliği taşıdığının kabul edilmesi gerektiğini, 4046, 3465 ve 3996 sayılı kanunlar çerçevesinde işletme hakkı verilen veya devredilen otoyollar veya erişme kontrolünün uygulandığı karayollarında gerekli denetimler yapılarak ihlalli geçiş eyleminin tespit edilmesi üzerine kullanılacak olan idari yaptırım uygulama yetkisinin ve bu kapsamda idari para cezası verilmesi işleminin genel idare esaslarına göre yürütülmesi gereken bir kamu hizmeti olduğunu ve idarenin asli ve sürekli görevlerinden olduğunu dava konusu kuralda ise idari yaptırım uygulama ve para cezası verilmesi yetkisinin denetim faaliyetleri ve verilen cezanın tahsilini de kapsayacak şekilde işletici şirketlerce yerine getirileceğinin öngörüldüğünü, buna göre idari nitelikte para cezası verme ve bu konuda icrai işlem yapma yetkisinin devri niteliğinde olup idarenin kolluk faaliyeti içinde yer alan ve mutlaka devletin memurları ve diğer kamu görevlileri aracılığıyla yürütülmesi zorunlu olan asli ve sürekli görevlerin özel hukuk tüzel kişisi niteliğindeki işletici şirketlere devredilmesine olanak tanıyan bu kuralın Anayasanın 128. maddesine aykırı olduğunu belirterek, Anayasaya açıkça aykırı olan 6001 sayılı kanunun 30/52 maddesinin iptali için Anayasa Mahkemesi’ne başvurulmasına, başvuru sonuçlanıncaya kadar davanın geri bırakılmasına, mahkeme aksi kanaatte ise davanın reddine ve müvekkili yararına % 20’den az olmamak üzere kötü niyet tazminatının davacıdan tahsiline karar verilmesini istemiştir.
DELİLLER ;
İcra dosyası, KGM’den getirtilen belgeler, HGS/OGS dökümleri, bilirkişi raporları.
GEREKÇE ;
Dava; hakkında köprü geçiş ücretinin tahsili amacıyla ilamsız icra takibi başlatılan davalının borca itirazının iptali istemine ilişkindir.
… Vergi Dairesi Müdürlüğü’ne yazılan yazıya verilen cevapta; davalının bilanço esasına göre defter tuttuğu,1. sınıf tüccar olduğu bildirilmiştir.
6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 4. maddesine göre, bir davanın ticari dava sayılması için uyuşmazlık konusu işin taraflarının her ikisinin birden ticari işletmesiyle ilgili olması ya da tarafların tacir olup olmadıklarına veya işin tarafların ticari işletmesiyle ilgili olup olmamasına bakılmaksızın, Türk Ticaret Kanunu veya diğer kanunlarda o davaya Asliye Ticaret Mahkemesi’nin bakacağı yönünde düzenleme bulunması gerekir.
Gelen yazı cevabından davalının tacir olduğu anlaşıldığından, mahkememizin davaya bakmaya görevli olduğu kabul edilmiştir.
Davacı vekili davalı vekilinin Anayasaya aykırılık iddiası ile ilgili verdiği cevap dilekçesinde; davalı tarafın yasal süre içerisinde cevap dilekçesi vermediğini, davayı uzatmaya çalıştığını, Anayasa Mahkemesi’nin red kararının Resmi Gazete’de yayınlanmasının üzerinden 10 yıl geçmediği sürece aynı maddeye ilişkin itirazların Anayasa Mahkemesi’ne taşınamayacağını, 6001 sayılı kanunun 30. maddesinin 6639 sayılı kanunun 33. maddesi ile değişiklik yapılan 5 numaralı fıkrasının 1. cümlesine yönelik itiraz başvurusunun Anayasa Mahkemesi’nin 18/01/2018 tarihli 2017/166 Esas ve 2018/8 Karar sayılı kararı ile esastan reddedildiğini ve bu kararın 27/02/2018 tarihli 30345 sayılı Resmi Gazete’de yayımlandığını, bu kararın üzerinden 10 yıllık sürenin henüz geçmediğini, dolayısıyla bu kararla birlikte Anayasaya aykırılık iddiasının reddedilmiş olduğunu belirterek, isteğin reddine karar verilmesini istemiştir.
Anayasa Mahkemesi’nin 18/01/2018 tarihli 2017/166 Esas ve 2018/8 Karar sayılı kararı incelendiğinde; Bakırköy 5. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin dosyasında 6001 sayılı kanunun 30. maddesinin 5, 6 ve 7 numaralı fıkralarının iptalinin istendiği, 6001 sayılı kanunun 30. maddesinin 6639 sayılı kanunun 33. maddesi ile değişiklik yapılan 5 numaralı fıkrasının 1. cümlesine yönelik itiraz başvurusu Anayasa Mahkemesi tarafından esastan reddedildiği görülmüştür.
Anayasa’nın 152. maddesinin dördüncü fıkrasında; “Anayasa Mahkemesinin işin esasına girerek verdiği red kararının Resmi Gazetede yayımlanmasından sonra on yıl geçmedikçe aynı kanun hükmünün Anayasaya aykırılığı iddiasıyla tekrar başvuruda bulunulamaz.”; 6216 sayılı Anayasa Mahkemesinin Kuruluşu ve Yargılama Usulleri Hakkında Kanun’un 41. maddesinin (1) numaralı fıkrasında da; “Mahkemenin işin esasına girerek verdiği ret kararının Resmî Gazetede yayımlanmasından itibaren on yıl geçmedikçe aynı kanun hükmünün Anayasaya aykırılığı iddiasıyla itiraz başvurusu yapılamaz.” düzenlemelerine yer verilmiş olup; 6001 sayılı kanunun 30. maddesinin 6639 sayılı kanunun 33. maddesi ile değişiklik yapılan 5 numaralı fıkrasının 1. cümlesine yönelik itiraz başvurusunun Anayasa Mahkemesi’nin 18/01/2018 tarihli 2017/166 Esas ve 2018/8 Karar sayılı kararı ile esastan reddedildiği, bu kararın 27/02/2018 tarihli 30345 sayılı Resmi Gazete’de yayımlandığı, dolayısıyla kararın üzerinden henüz 10 yıllık sürenin geçmediği anlaşıldığından, davalı vekilinin Anayasa Mahkemesi’ne gidilmesi yönündeki isteğinin reddine karar verilmiştir.
Taraflar arasındaki uyuşmazlık; “davalının ticari kullanıma özgü araçlarının … geçişinde HGS/OGS hesaplarının müsait olup olmadığı, davalının bu geçişler nedeniyle davacıya 6001 sayılı kanunun 30/5 maddesi uyarınca borcunun bulunup bulunmadığı, varsa … İcra Müdürlüğü’nün …/… sayılı dosyası çerçevesinde icra takip tarihi itibariyle faiz ve fer’ileri ile birlikte davalı borcunun ne miktar olduğu, davalının borca yönelik itirazında haklı olup olmadığı” konularındadır.
Mali müşavir bilirkişi … tarihli kök raporunda özetle; sunulan CD incelemesinde davalıya ait ticari araçlara ait bazı giriş ve çıkış fotoğraflarının bulunduğunu, ayrıca davalıya ait 12 adet araca ilişkin geçiş tarihleri ile geçiş ücretleri listesinin bulunduğunu, davalıya ait araçların plakalarına göre listelemede köprüden geçiş ücretleri toplamının 63.817,30 TL olduğunu, ücretin ödenmemesinden dolayı 4 kat ceza uygulandığında ceza tutarının 255.269,20 TL olduğunu ancak davacı tarafın isteğinin 246.201,80 TL olduğunu, davacı alacağının toplam 310.019,10 TL olduğunu, davalının temerüte düşürüldüğüne ilişkin dosyada bir belgenin bulunmadığını, bu nedenle takip öncesi faiz hesabının yapılamadığını, bu nednele % 18 KDV’nin de doğmadığını, sunulan belgelerden HGD/OGS müsaitliğinin olup olmadığı hususunun konrolünün yapılamayacağını bildirmiştir.
Mali müşavir bilirkişi … tarihli ek raporunda özetle; dosyaya davacı şirket tarafından sunulan CD ve Karayolları Genel Müdürlüğü’nün göndermiş olduğu CD dikkate alındığında davacı şirketin, davalıdan takip tarihi olan … tarihi itibari ile 310.019,10 TL alacaklı olduğunu (63.817,30 TL geçiş ücreti + 246.201,80 TL davacı şirketin ceza tutarı olarak istediği), esas rapordan bir farklılığının bulunmadığını, davacı şirketin davalıyı temerrüde düşürdüğüne dair mahkeme dosyasında belge bulunmadığını, temerrüt tarihinin belli olmadığını, bu nedenle takip öncesi faiz hesabının yapılamadığını, faiz hesabı yapılamadığından takip ve dava dilekçesinde belirtilen % 18 KDV’nin de doğmadığını bildirmiştir.
Davacı vekili … teslim alma tarihli dilekçesi ile; davalının temerrüte düşürülmesi için ayrıca bir bildirim yapma zorunluluğunun bulunmadığını, zira; 6001 sayılı Karayolları Genel Müdürlüğü’nün Hizmetleri Hakkında Kanun’un “Geçiş ücretini ödememe ve güvenliğin ihlali” başlıklı 30/5.maddesi gereğince işlettiği köprü ve otoyoldan ücret ödemeden geçiş nedeniyle 15 gün içinde HGS/OGS hesabından tahsil edilemeyen ücreti isteme hakkı olan müvekkilinin kanunda düzenlenen ve idari para cezası değil özel kanundan kaynaklanan ceza niteliğindeki 4 katı cezayı isteme hakkının bulunduğunu, faiz hesaplamasının her bir geçiş için ayrı ayrı geçiş tarihinden sonraki 16. gün başlayarak, geçiş ücretine kademeli (değişen oranlarda) ticari faiz uygulanarak bulunduğunu, yine gecikme cezaları için de her bir gecikme cezası için ayrı ayrı gecikme cezalarının işletilmeye başlandığı tarihten başlayarak kademeli (değişen oranlarda) ticari faiz uygulanarak bulunduğunu belirtmiş, işlemiş faiz ve KDV miktarı konusunda ek rapor aldırılmasını istemiştir.
Davalı vekili de 24/03/2021 telim alma tarihli dilekçesi ile; dava konusu iddia edilen ihlallere ilişkin kamera kayıtlarının ve görsellerinin dosyaya kazandırılarak kapsamlı bir inceleme yaptırılmasını istemiştir.
Ulaştırma Bakanlığı’ndan davalıya ait …, …, …,… …, …, …,…, …,…,… ve … plakalı araçların söz konusu bu ihlalli geçişlerine ilişkin tüm HGS-OGS hesap dökümleri getirtilmiştir. Bu yazıda; …,…, …,…, … ve … plakalı araçların HGS aboneliğinin bulunmadığı bildirilmiştir.
6001 sayılı Karayolları Genel Müdürlüğünün Hizmetleri Hakkında Kanun’un “Geçiş Ücretini Ödememe ve Güvenliğin İhlali” başlıklı 30/5. maddesinde; “4046, 3465 ve 3996 sayılı kanunlar çerçevesinde işletme hakkı verilen veya devredilen otoyollar veya erişme kontrolünün uygulandığı karayollarından geçiş ücretlerini ödemeden geçiş yapan araç sahiplerinden, işletici şirket tarafından geçiş ücreti ödemeden giriş çıkış yaptığı mesafeye ait geçiş ücreti ile birlikte, bu ücretin on katı tutarında ceza, genel hükümlere göre tahsil edilir.” şeklinde düzenlemeye yer verilmiştir. Aynı maddenin 7. fıkrasında da; “Geçiş ücretlerini ödemeden geçiş yapanlardan, ödemesiz geçiş tarihini izleyen on beş gün içinde yükümlü olduğu geçiş ücretini usulüne uygun olarak ödeyenlere, bu maddenin birinci fıkrası ile beşinci fıkrasında belirtilen cezalar uygulanmaz.” düzenlemesine yer verilmiştir.
Yani; 16/05/2018 tarihli 7144 sayılı Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun’un 18. maddesi ile 6001 sayılı Kanun’un 30/5. maddesinde yer alan “10 katı” ibaresi “4 katı” şeklinde değiştirilmiş ve yine aynı kanunun 19. maddesi ile 6001 sayılı kanuna geçici 3. madde eklenerek, bu maddenin yürürlüğe girdiği tarihten önce otoyollar ile erişme kontrolünün uygulandığı karayolları için belirlenen geçiş ücretlerini ödemeden yapılmış olan geçişlerde araç sahiplerine 6001 sayılı Kanunun 30. maddesinin 5. fıkrası uyarınca tahakkuk ettirilen ancak henüz tahsilatı yapılmamış olan para cezaları hakkında 4 katı oranının uygulanacağı düzenlenmiştir.
6001 sayılı Karayolları Genel Müdürlüğü’nün Hizmetleri Hakkında Kanun’un “Geçiş ücretini ödememe ve güvenliğin ihlali” başlıklı 30/5. maddesi gereğince asıl alacak miktarına kademeli (değişen oranlarda) ticari faiz uygulanmak suretiyle davacının her bir araç geçişinin ardından 15. günün bitiminden takip tarihine kadar olan sürede hak kazandığı işlemiş faiz borcunun ne miktar olacağı konusunda bilirkişiden 2. ek rapor aldırılmıştır.
Mali müşavir bilirkişi … tarihli ikinci ek raporunda özetle; Karayolları Genel Müdürlüğü 4. Bölge Müdürlüğü tarafından gönderilen yazı ve CD içeriğine göre …, …, …, …, …, … plakalı araçların HGS abonelik bilgisi ve banka geçiş hareketlerinin yazı ekinde CD’de bulunduğunu, …, …, …, …, …, … plakalı araçların HGS aboneliklerinin bulunmadığı hususunun belirlendiğini, kök ve birinci ek raporda dava konusu 12 adet plaka incelenirken KGM tarafından HGS aboneliğinin 6 adet araçta bulunduğu, diğer 6 adet aracın HGS aboneliğinin bulunmadığı hususunun bildirildiğini, CD’de yapılan incelemeye göre 6 aracın bazı günlerde belirli bakiyelerde müsaitliğinin bulunduğu fakat ödemenin ilgili HGS kartından kısmi de olsa tahsil edilmediği hususunun belirlendiğini, 6 plakada toplam HGS müsaitliğinin 420,20 TL olduğunu, bu nedenle 4 katı ceza hesabında bu tutarların indirilmesi gerektiğini, geçiş ücretinden bu tutar indirildiğinde 4 kat ceza tutarının kök rapordan farklı olarak 253.588,40 TL olduğunu, yani bu durumda takip tarihi itibariyle geçiş ücret tutarının kök raporda da belirtildiği üzere 63.817,30 TL, 4 katı ceza tutarının 253.588,40 TL olduğunu, fiili geçiş tarihinden 15 gün ilave edilerek değişen oranlarda ticari faiz hesabı yapıldığında faiz tutarının 4.117,50 TL olduğunu, hesap edilen değişen oranlardaki faiz tutarının % 18 KDV’sinin 741,16 TL olduğunu, KDV’nin konusuna giren teslim ve hizmetlere ilişkin olarak sonradan ortaya çıkan faizlerin KDV’nin matrahına dahil olduğunu, davalı vekilinin itirazının aksine mükerrer ceza kesildiğine ilişkin bir hususun belirlenmediğini ve yine … plakalı araca ilişkin … tarihli kayıtta iki adet 35,25 TL tutarlı geçişe rastlanmadığını bildirmiştir.
Mali müşavir bilirkişi … tarihli 3. ek raporunda özetle; davacının her bir araç geçiş tarihinden itibaren 15 gün sonrası tarihten başlayarak takip tarihine kadar değişen oranlarda ticari faiz tutarının (4 katı ceza tutarına uygulanan) toplam 16.235,94 TL olduğunu, % 18 KDV oranı üzerinden faize uygulanacak KDV tutarının toplam 2.922,47 TL olduğunu, bu iki kalem toplamının 19.158,41 TL olduğunu; dosya ve dosyaya davacı şirket tarafından sunulan CD ve Karayolları Genel Müdürlüğü’nün gönderdiği CD dikkate alındığında 2. ek bilirkişi raporunda da belirtildiği üzere davacı şirketin davalıdan takip tarihi olan … tarihi itibari ile geçiş ücret bedelinin 63.817,30 TL, 4 katı ceza tutarının 253.588,40 TL, fiili geçiş tarihinden 15 gün ilave edilerek değişen oranlarda ticari faiz hesabı yapıldığında faiz tutarının 4.117,57 TL, değişen oranlardaki faiz tutarının % 18, KDV tutarının 741,16 TL olduğunu; ayrıca mahkemenin takdir etmesi durumunda 4 katı cezaya uygulanacak yasal oranlardaki faizin 16.235,94 TL olduğunu, % 18 KDV dahil tutarın ise 19.158,41 TL olduğunu bildirmiştir.
3. ek rapor somut olaya uygun, denetime ve hüküm kurmaya elverişli bulunmuştur.
Davacı vekili … tarihli duruşmada; her ne kadar icra takibinde 732.715,09 TL’nin tahsilini istemiş iseler de, takipten sonra ve dava açılmadan önce para cezası tutarının 10 kattan 4 kata indirilmesi yönünde yasal değişiklik yapılması sebebiyle davayı toplam 405.075,37 TL harca esas değer üzerinden açtıklarını, davada davalının itirazının iptalini istedikleri miktarın bu miktar olduğunu, bu miktarın açılımının dava dilekçesinde yapıldığını belirtmiştir.
Toplanan deliller, benimsenen bilirkişi raporları ve tüm dosya içeriğine göre; davalıya ait araçların davacı tarafından işletilen … değişik tarihlerde kullandıkları, davalıya ait …, …, …, …, …, … plakalı araçların HGS aboneliklerinin bulunduğu, buna karşılık …, …, …, …, …,… plakalı araçların HGS aboneliklerinin bulunmadığı; 6 aracın bazı günlerde belirli bakiyelerde müsaitliğinin bulunduğu ancak HGS kartından kısmi de olsa ödemenin tahsil edilmediği, 6 araç plakasında toplam HGS müsaitliğinin 420,20 TL olduğu; böylece davalının 6001 sayılı Karayolları Genel Müdürlüğü Hizmetleri Hakkında Kanun’un 30/5 maddesine aykırı davrandığı; benimsenen ek rapora göre takip tarihi itibariyle davalıdan alınması gereken geçiş ücreti bedelinin 63.817,30 TL olduğu, 4 katı ceza tutarının 253.588,40 TL olduğu, fiili geçiş tarihinden 15 gün ilave edilmesi sonrası tarihten başlayarak takip tarihine kadar olan dönem için değişen oranlarda ticari faiz hesabı yapıldığında 4 kat ceza tutarı için uygulanacak ve istenebilecek faiz tutarının 16.235,94 TL olduğu, bu miktar için değişen oranlarda ticari faiz hesabına göre faiz tutarının 4.117,57 TL ve KDV tutarının 741,16 TL olduğu; böylece 4 katı cezaya uygulanacak yasal oranlardaki faizin % 18 KDV dahil tutarının 19.158,41 TL olduğu; davacı tarafın davada harca esas değeri toplam 405.075,37 TL olarak göstermesi ve bunun açılımını da “63.697,55 TL’si geçiş ücreti, 246.201,80 TL’si para cezası, 80.657,58 TL’si işlemiş faiz ve 14.518,44 TL’si KDV” şeklinde göstermiş olması nedeniyle mahkememizce davacı isteği ile bağlı kalındığı, davalı tarafın ihlalli geçiş ücretlerini ödediğini yasal delillerle ispatlayamadığı, davalının … İcra Müdürlüğü’nün …/… sayılı dosyasında 63.697,55 TL’si geçiş ücreti ve 246.201,80 TL’si ceza tutarı olmak üzere toplam 309.899,35 TL’si asıl alacak, 20.353,51 TL’si (16.235,94 TL + 4.117,57 TL) işlemiş faiz ve 3.663,63 TL’si (741,16 TL + 2.922,47 TL) işlemiş faizin KDV’si olmak üzere toplam 333.916,49 TL borca itirazında haksız olduğu anlaşıldığından, davanın bu miktar üzerinden kısmen kabulüne; alacağın likit olması nedeniyle toplam miktarın % 20’si oranında icra inkar tazminatının davalıdan tahsiline; reddedilen kısım yönünden ise, davacının takibinde kötü niyetli olduğu iddia ve ispat edilmediğinden, davalı vekilinin tazminat isteğinin reddine karar vermek gerekmiş, aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM ; Yukarıda yazılı bulunan gerekçeye göre;
1-Davanın KISMEN KABULÜ ile;
… İcra Müdürlüğü’nün …/… sayılı dosyasında 63.697,55 TL’si geçiş ücreti ve 246.201,80 TL’si ceza tutarı olmak üzere toplam 309.899,35 TL’si asıl alacak, 20.353,51 TL’si işlemiş faiz ve 3.663,63 TL’si işlemiş faizin KDV’si olmak üzere davalının toplam 333.916,49 TL borca itirazının iptaline,
Takibin bu miktar üzerinden ve takip talebinde belirtilen koşullarda devamına,
2-Davacı vekilinin fazlaya ilişkin isteğinin reddine,
3-333.916,49 TL’nin % 20’si oranında icra inkar tazminatının davalıdan alınarak, davacıya verilmesine,
4-Davacının takibinde kötü niyetli olduğu iddia ve ispat edilmediğinden, reddedilen kısım yönünden davalı vekilinin tazminat isteğinin reddine,
5-Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken ‭22.809,84 TL harcın peşin olarak alınan 3.509,25 TL harçtan düşülmesi ile kalan ‭19.300,59‬ TL harcın davalıdan alınarak, Hazine’ye gelir kaydına,
6-Davacının yatırmış olduğu 44,40 TL’si başvurma harcı ve 3.509,25 TL’si peşin harç olmak üzere toplam ‭3.553,65‬ TL’nin davalıdan alınarak, davacıya verilmesine,
7-Davacının yapmış olduğu 205,35 TL’si posta-tebligat gideri ve 500,00 TL’si bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 705,35 TL yargılama giderinin davanın kabul ve red oranına göre takdiren ‭581,44 TL’sinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, kalan kısmının davacı üzerinde bırakılmasına,
8-Karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT’ye göre takdir ve tayin edilen 49.748,31 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak, davacıya verilmesine,
9-Karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT’ye göre takdir ve tayin edilen 11.385,42 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
10-Davacı tarafça yatırılan gider avansından kullanılmayan kısmın karar kesinleştiğinde davacıya iadesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzlerine karşı, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki haftalık süre içerisinde Bölge Adliye Mahkemeleri nezdinde istinaf yolu açık olmak üzere oy birliği ile karar verildi. 30/09/2022

Başkan …
E-imza

Üye …
E-imza

Üye …
E-imza

Katip …
E-imza