Emsal Mahkeme Kararı İzmir 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/955 E. 2021/429 K. 25.05.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/199 ESAS
KARAR NO : 2021/316 KARAR

DAVA : Tazminat (Trafik Sigorta Sözleşmesi Kaynaklı Rücuen)
DAVA TARİHİ : 17/03/2020
KARAR TARİHİ : 01/04/2021

Mahkememizde görülen Tazminat (Trafik Sigorta Sözleşmesi Kaynaklı Rücuen) davasının yapılan açık yargılamasının sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; 17.12.2019 tarihinde davalı …’ın idaresindeki … plakalı araç ile … idaresindeki ve müvekkili … firmasına ait … plakalı araçların kazaya karıştıklarını, ve … plakalı aracın zarar gördüğünü, sigorta şirketlerinin mutabakatı ile …’ın idaresindeki … plakalı aracın %100 kusurlu olduğunu, araçta değer kaybı oluştuğunu, zarar gören … plakalı aracın 2017 model … paket bir araç olduğunu, gerek zarar ilkesine göre değer kaybının hesaplanması gerektiğini, aracın kazadan önceki rayici ile kaza sonrası rayicinin gerek değer kaybı olduğunu, değer kaybı bedeli olarak 24.02.2020 tarihinde 19.944,93 TL ödeme yapıldığını, değer kaybı olarak yetersiz olduğunu belirterek yukarıda arz olunan sebeplerle fazlaya ilişkin talep ve dava hakları saklı kalma kaydıyla şimdilik müvekkili araçta oluşan değer kaybına mahsuben 100 TL tazminatın dava tarihinden itibaren işleyecek ticari faizi ile birlikte tahsilini talep etmiştir.
CEVAP: Davalı … vekilinin davaya cevap dilekçesinde özetle; Sigorta şirketlerinin kusur oranını kabul etmediklerini, kazaya davacının bizzat neden olduğunu, davacıya ait aracı kullanan …‘ın tedbirsiz ve aşırı hızlı kullanımı neticesinde kazanın meydana geldiğini, kaza anında müvekkili şirketin servisini kullanan sürücü …’ın … Caddesinde işçi …’i indirmek üzere sağa çektiğini, işçiyi indirdiğini, sol sinyalini yakıp sol şeritten gelen araç olup olmadığını kontrol edip yolun boş olduğunu gördükten sonra harekete başladığını, ancak davacıya ait aracın bu anda çok hızlı şekilde arkadan geldiğini, ve müvekkiline ait aracın sol ön tamponuna sıyırarak yoldan geçtiğini, aracın hız limitleri üzerinden hızlı geldiğinden fark edilemediğini, araçtaki hasar miktarı ve işlemlere itiraz ettiklerini, fotoğraflardan da görüleceği üzere, davacı aracında sadece ufak bir sıyrık olduğunu, hasar miktarının fahiş olduğunu, sigorta şirketince 7080 TL hasar bedeli ve 19.944,93 TL değer kaybı ödendiğini, davacının başka hakkı kalmadığını, faturada kazayla ilgili olmayan pek çok şeyin şişirildiğini, pek çok parçanın gereksiz sökülüp takıldığını, aracın sağ tarafında sökme olmasına rağmen her iki stop lambasının söküldüğünü, sağ parça onarım bedeli adı altında 700 TL ve boyaması için de 313,05 TL fatura edildiğini, ancak araçta sağ yan diye bir parça bulunmadığını, ufuk bir sürtme ile bu kadar işlemin olamayacağını, aracın daha düşük bedele ve değer kaybını en aza indirecek şekilde onarım yapılıp yapılmayacağının tespiti gerektiğini, kazayla alakası olmayan parçaların listeden çıkarılması gerektiğini, araçta değer kaybına sebep olacak tek işlemin sağ taraftaki kapılara local boyama işlemi olduğunu, … plakalı aracın geçmiş hasar kayıtlarının incelenmesi gerektiği belirterek davanın reddini talep etmiştir.
Davalı … davaya cevap dilekçesinde özetle; Kusurlu tarafın karşı taraf olduğunu, hızlı geldiğini, kaza anında işçiyi indirdikten sonra sol sinyalini yaktığını yolu kontrol ettiğini, yol boş olduğu için yavaşça harekete başladığını, ancak diğer aracın hızlı gelmesi nedeniyle kullandığı aracı sıyırıp geçtiğini, hızlı gelmese çıktığını görüp durabileceğini, aracın nereden çıktığını araçtakilerinde göremediğini, araçtan indiğinde inen yolcu …’in durumu doğruladığını, kusurun karşı tarafta olduğunu, zararın sigorta şirketince ödendiğini, araçta ufak sıyrıkların oluştuğunu, araç kapısının değişimine ve komple boyanmasına gerek olmadığını, değer kaybı oluşturacak zarar olmadığını belirterek davanın reddini talep etmiştir.
Davalı …Ş vekilinin davaya cevap dilekçesinde özetle; 30.12.2019 tarihinde kazaya karıştığı belirtilen … plakalı aracın 05.01.2019-2020 vadeli ZMMMS poliçesi ile 36.000 TL limitle müvekkili şirket nezdinde trafik sigortalısı olduğunu, kaza sonrası hasar dosyası açıldığını, 24.02.2020 tarihinde 19.944,93 TL değer kaybı ödemesi yapıldığını, 27.03.2020 tarihinde ise 7.080,00 TL hasar bedelinin rücu dosyası olarak … sigortaya ödendiğini, sorumluluklarının kusur oranı ve poliçe limiti dahilinde olduğunu, kusur oranlarının tespiti gerektiğini, değer kaybı tespiti için genel şartların esas alınması gerektiğini, faizin yasal faiz istenebileceğini, gerçek zararın tespiti gerektiğini, belirterek davanın reddini talep etmiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE:
Trafik Kazası Tespit Tutanağı: Kaza sonrası tarafların kendi aralarında tanzim ettikleri 30.12.2019 tarihli maddi hasarlı trafik kazası tutanağında ; Davalıya ait ve Sigortalı … plaka sayılı aracın sürücü … beyanı “Sağ şertitten sol şeride geçmek isterken … plakalı araca lastik sürtmesi oldu, maddi hasarlı kaza oldu.” şeklindedir. … plaka sayılı (davacıya ait) aracın sürücüsü … beyanı “… Caddesi sol şeritten giderken sağ tarafta duran ve sol şeride geçemek isteyen … plakalı araçla maddi hasarlı kaza geçirdik” şeklindedir.
Hasar dosyası: Davacının dava tarihinden önce davalı sigortaya hasar / değer kaybı talepleri için başvuruda bulunduğu, davalı sigortanın 24/02/2020 tarihinde 19.944,93 TL değer kaybı ödemesinde bulunduğu görülmüştür.
Trafik ve Tramer kayıtları: Davaya konu … plaka sayılı aracın SBM kaydı incelendiğinde, Davaya konu kazası dışında, meydana gelen kazalardan farklı tarihlerde hasar kaydı olduğu görülmüştür. Aracın kaza tarihinden davacı davacı şirket adına kayıtlı olduğu analşılmıştır.
Sigorta Poliçesi: Davalı … ile kazaya karışan … plaka sayılı araç maliki olan dava dışı … arasında, 005/01/2019-05/01/2020 tarihlerini kapsayan ZMMS (Trafik) sigorta poliçesi bulunmaktadır. Poliçe limiti araç başına 36.000,00-TL dir.
Bilirkişi Raporu : Bilirkişi … tarafından düzenlenen 11.02.2021 tarihli raporda özetle ; ZMMS ile sigortalı aracın sürücüsü …’ın, idaresindeki … plaka sayılı aracı ile, şerit değiştirmeden önce, gireceği şeritte sürülen araçların emniyetle geçişini beklemeden, solunu yeterince dikkat etmeden kontrolsüz, dikkatsiz ve tedbirsiz şekilde sol şeride geçmesi ve hatalı manevra yapması neticesinde davacı aracına çarparak kazanın oluşumuna neden ve etken olduğu görüş ve kanaatine varıldığı, davacı araç sürücüsü … idaresindeki … plaka sayılı ile, yolda kurallara uygun şekilde şeridinde seyri esnasında, şeridine giren davalıya sigortalı araç tarafından yan kısmından çarpılmaya maruz kaldığı olayda, kazanın oluş biçimi göz önüne alındığında kazayı önlemek adına alabileceği herhangi bir önlem bulunmadığı gibi kurallara aykırı olumsuz davranış faktörü de görülmediği, aracın onarımı yapıldıktan sonraki rayiç değeri araştırması neticesinde, onarım sonrası rayicinin 382.500 TL ile 387.500 TL olduğu, ortalama değerinin 385.000 TL olduğu, Yargıtay 17 HD. nin Gerçek zarar ile ilgili “gerçek zarar ve değer kaybının, aracın kaza öncesi rayici ile (405.000 TL) onarım sonrası rayici (385.000 TL) arasındaki farktır” kararları göz önüne alındığında ve değerlendirildiğinde aracın piyasa koşullarında değer kaybının 20.000,00-TL olduğu, 24.02.2020 tarihinde yapılan 19.944,93-TL ödeme düşüldüğünde, kalan farkın (bakiye değer kaybının) 55,07 TL olduğu görüşü ile raporunu düzenlemiştir.
Dava; davacı aracında meydana gelen bakiye değer kaybı bedelinin karşı araç ZMMS sigortacısından sürücüsünden ve işleteninden tahsili davasıdır.
Dava tarihinde yürürlükte olan, 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 91/1. maddesinde, “işletenlerin, bu kanunun 85/1.maddesine göre olan sorumluluklarının karşılanmasını sağlamak üzere mali sorumluluk sigortası yaptırmaları zorunludur”, aynı yasanın 85/1.maddesinde, “bir motorlu aracın işletilmesi bir kimsenin ölümüne veya yararlanmasına yahut bir şeyin zarara uğramasına sebep olursa, araç işletenin bu zarardan sorumlu olacağı”, aynı yasanın 85/son maddesinde ise, “işleten ve araç işleticisi teşebbüsün sahibi, aracın sürücüsünün veya aracın kullanılmasına katılan yardımcı kişilerin kusurundan kendi kusuru gibi sorumludur.” hükümlerine yer verilmiş, 01.06.2015 tarihinde yürürlüğe giren Karayolları Motorlu araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartları’nın amacı A.1 maddesinde “Karayolları Trafik Kanunu uyarınca motorlu araç işletenlerine yüklenen hukuki sorumluluk için düzenlenen Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortasına yönelik ilgililerinin hak ve yükümlülüklerine ilişkin usul ve esasların düzenlenmesidir.” şeklinde belirlenmiştir. Sigortanın kapsamı ise genel şartlar A.3. maddesinde “sigortacı, poliçede tanımlanan motorlu aracın işletilmesi sırasında, üçüncü şahısların ölümüne veya yaralanmasına veya bir şeyin zarara uğramasına sebebiyet vermiş olmasından dolayı, 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanununa göre sigortalıya düşen hukuki sorumluluk çerçevesinde Genel Şartlarda içeriği belirlenmiş tazminatlara ilişkin talepleri, kaza tarihi itibariyle geçerli zorunlu sigorta limitleri dahilinde karşılamakla yükümlüdür. Sigortanın kapsamı üçüncü şahısların, sigortalının Karayolları Trafik Kanunu çerçevesindeki sorumluluk riski kapsamında, sigortalıdan talep edebilecekleri tazminat talepleri ile sınırlıdır.” şeklinde düzenlenmiştir.
Anayasa Mahkemesi’nin 2019/40 esas, 2020/40 karar, 17/07/2020 tarihli iptal kararının, 9 Ekim 2020 günü … sayılı RG’de yayınlandığı, bu karar ile 14/04/2016 tarihli, 6704 sayılı 3. Maddesiyle değiştirilen 90. Maddesinin 1. cümlesinde yer alan “… ve bu kanun çerçevesinde hazırlanan genel şartlarda…” ibaresinin, ikinci cümlesinde yer alan “… ve genel şartlarda…” ibaresinin iptallerine karar verildiği, iptal kararının gerekçesinde; ” Motorlu taşıt işletilmesi sebebiyle üçüncü kişilere verilen zararlardan dolayı, işletenin hukuki sorumluluğu haksız fiilden doğan sorumluluk niteliği taşıdığı için tazminat borcunun kapsamının 6098 sy TBK’na göre belirlendiği, işletenin söz konusu tazminat borcunun dolayıyla zarar gören üçüncü kişilerin tazminat alacaklarının teminat altına alınması amacıyla öngörülmüş olan zorunlu mali sorumluluk sigorta şirketinin tazminat borcunun kapsamının ise Genel Şartlara göre belirlendiği, bu durumun tazminatın kapsamının farklılaşmasına yol açtığı, bunun nedeninin ise idarenin düzenleyici işlemi niteliğindeki tazminat hesaplamasını düzenleyen kurallarında, 6098 sy TBK’nun gerçek zararın tazminini öngören kurallarından ayrılan hükümlere yer vermiş olmasından kaynaklandığı, Anayasa’nın 48. maddesinde sözleşme özgürlüğünün güvence altına alındığı, bu özgürlüğün sözleşme yapıp yapmama serbestsinin yanı sıra yapılan sözleşmelere dışarıdan müdahale yasağını da içerdiği, sigorta şirketinin zorunlu mali sorumluluk sigorta poliçesinden kaynaklanan borcunun kapsamının 2918 sy Kanun çerçevesinde hazırlanan GŞ’a göre belirleneceği, bu kuralların sözleşmeden doğan borcun kapsamını belirlemek suretiyle Anayasa’nın 48. Maddesinde güvence altına alınan sözleşme özgürlüğünü sınırladığı, Anayasa’nın 13. Maddesi uyarınca temel hak ve özgürlüklere sınırlama getiren düzenlemelerin öncelikle kanunla yapılması gerektiği, sözleşme özgürlüğünü sınırlamaya yönelik bir kanuni düzenlemenin şeklen var olması yeterli olmayıp, kanuni düzenlemelerin keyfiliğe izin vermeyecek şekilde belirli, ulaşılabilir ve örgörülebilir nitelikte olması gerektiği, kanunun bu niteliklere sahip olmasının esasen Anayasa’nın 2. Maddesinde güvence altına alınan hukuk devleti ilkesinin de bir gereği olduğu, 2918 sy KTK’nun 90. Maddesinde sigorta şirketinin ZMMS sözleşmesinden doğan sorumluluğunun kapsamı düzenlenmemiş olup, bu kapsamın idarenin düzenleyici nitelikte işlemi olan Genel Şartlara göre belirlenmesinin öngörülmesi ile borcun kapsamının tespiti hususunda temel çerçeve ve ilkelerin kanunlarla belirlenmeyerek idareye geniş bir takdir yetkisinin tanındığı, bu itibarla sözleşmenin içeriğine yönelik sınırlama öngören kuralların kanunilik ölçütü yönünden Anayasanın 13. ve 48. Maddelerine aykırı olduğu, Anayasa’nın 17. Maddesinde yaşama hakkı ve kişilerin maddi ve manevi varlığını geliştirme hakkının, 35. Maddesinde mülkiyet hakkının güvence altına alındığı, Anayasanın 5. Maddesinde insanın maddi ve manevi varlığını geliştirebilmesi için gerekli şartları hazırlamanın devletin temel amaç ve görevleri arasında sayıldığı, motorlu araç işletilmesine bağlı olarak kişilerin uğrayabileceği destekten yoksun kalma, bedensel zarar, eşya zararı ve manevi zararın Anayasa’nın 17. ve 35. Maddelerinde düzenlenen hakların ihlali sonucunda ortaya çıkan zarar niteliğinde olduğu, dolayısıyla karayolunda motorlu taşıt işletilmesini düzenleyen kuralları belirlemenin ve motorlu taşıt işletilmesi sebebiyle üçüncü kişilerin uğrayabileceği zararın tazmin edilmesini güvence altına almanın da devletin görevleri kapsamında olduğu, ZMMS kapsamında sigorta şirketinin bu zararlardan dolayı sorumlu tutulmuş olmasının, zarar gören kişinin Anayasa’nın 17. ve 35. Maddesinde düzenlenen haklarının Anayasa’nın 5. Maddesiyle bağlantılı olarak korunmasının amaçlandığını gösterdiği, sigorta şirketinin sorumluluğunun kapsamının idarenin düzenleyici nitelikteki işlemi ile belirlenmesinin zarar gören üçüncü kişi ve işleten aleyhine, sigorta şirketi lehine menfaat dengesinin bozulmasına yol açacağı… ” belirtilerek bu nedenlerle 6704 sayılı 3. Maddesiyle değiştirilen 90. Maddesinin 1. cümlesinde yer alan “… ve bu kanun çerçevesinde hazırlanan genel şartlarda…” ibaresinin, ikinci cümlesinde yer alan “… ve genel şartlarda…” ibaresinin Anayasa’nın 5., 13., 17., 35. Ve 48. Maddelerine aykırı olması nedeniyle iptallerine karar verildiği görülmüştür.
Tüm bu yasal düzenlemeler ve somut olay birlikte değerlendirildiğinde;
30.12.2019 tarihinde saat 13.000 sıralarında, sürücü …, idaresindeki … plaka sayılı aracı ile, … Caddesinde sol şeritte seyir hallinde iken, aracının sağ yan kısımları (sağ ön kapı, sağ arka kapı, sağ arka çamurluk), yine aynı cadde üzerinde aynı yönde seyreden, kaza anında yolun sağ kısmında yolcusunu indirdikten sonra sol şeride doğru hareketlenen sürücü … idaresindeki ZMMS ile sigortalı … plaka sayılı aracın sol ön kısımları ile çarpması neticesinde maddi hasarlı trafik kazası meydana geldiği anlaşılmaktadır.
ZMMS ile sigortalı aracın sürücüsü …, idaresindeki … plaka sayılı aracı ile, şerit değiştirmeden önce, gireceği şeritte sürülen araçların emniyetle geçişini beklemeden, solunu yeterince dikkat etmeden kontrolsüz, dikkatsiz ve tedbirsiz şekilde sol şeride geçmesi ve hatalı manevra yapması neticesinde davacı aracına çarparak kazanın oluşumunda asli ve tam kusurlu olduğu, Davacı araç sürücüsü … idaresindeki … plaka sayılı ile, yolda kurallara uygun şekilde şeridinde seyri esnasında, şeridine giren davalıya sigortalı araç tarafından yan kısmından çarpılmaya maruz kaldığı olayda, kazanın oluş biçimi göz önüne alındığında kazayı önlemek adına alabileceği herhangi bir önlem bulunmadığı gibi kurallara aykırı olumsuz davranış faktörü de görülmediğinden kusursuz olduğu,
Aracın onarımı yapıldıktan sonraki rayiç değeri araştırması neticesinde, onarım sonrası rayicinin 382.500 TL ile 387.500 TL olduğu, ortalama değerinin 385.000 TL olduğu, Yargıtay 17 HD. nin Gerçek zarar ile ilgili “gerçek zarar ve değer kaybının, aracın kaza öncesi rayici ile (405.000 TL) onarım sonrası rayici (385.000 TL) arasındaki farktır” kararları göz önüne alındığında ve değerlendirildiğinde aracın piyasa koşullarında değer kaybının 20.000,00 TL olduğu, 24.02.2020 tarihinde yapılan 19.944,93 TL ödeme düşüldüğünde, kalan farkın (bakiye değer kaybının) 55,07 TL olduğu, kazanın poliçe süresi içerisinde gerçekleştiği, zarar miktarının poliçe limiti dahilinde kaldığı, davalı … şirketinin poliçe kapsamında doğan değer kaybı zararından sorumlu olduğu, davalı … yönünden kısmi ödemenin yapıldığı 24/02/2020 tarihinde diğer davalılar yönünden kaza tarihinde temerrüde düştüğü, anlaşılmakla davacının davasının kabulüne karar vermek gerekmiş, aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M :Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
Davacının davasının KISMEN KABULÜ ile,
1-55,07-TL bakiye değer kaybı alacağının davalı …Ş.’den 24/02/2020, diğer davalılardan 17/12/2019 tarihinden itibaren işleyecek ticari avans faizi ile birlikte müşterek ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,
2-Fazlaya ilişkin talebin REDDİNE,
3-Harçlar Kanunu uyarınca alınması gereken harç peşin alındığından yeniden alınmasına yer olmadığına,
4-Hüküm tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT uyarınca davacı yararına takdir olunan 55,07-TL vekalet ücretinin davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,
5-Dava kısmen kabul edildiğinden davacı tarafın yaptığı 7,80-TL vekalet suret harcı, 201,50-TL davetiye ve posta gideri, 600,00-TL bilirkişi ücreti, davacı, dava şartı arabuluculuk görüşmelerinde kendisini vekille temsil ettirdiğinden, arabuluculuk son tutanağının düzenlendiği tarih itibariyle yürürlükte olan AAÜT’ne göre tayin olunan 900,00-TL maktu vekalet ücreti olmak üzere 1.709,30-TL yargılama giderinden davanın kabul oranı nazara alınarak 941,31-TL yargılama gideri ile davacı tarafın karşıladığı 54,40-TL başvurma harcı, 54,40-TL peşin alınan harç olmak üzere toplam 1.050,11-TL’nin davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacı tarafa verilmesine, davacı tarafın fazladan yaptığı yargılama giderinin kendi üzerinde bırakılmasına,
6-Dava kısmen kabul edildiğinden davalı …’nın yaptığı 38,00-TL davetiye ve posta giderinden davanın red oranı nazara alınarak 17,07-TL yargılama giderinin davacı taraftan alınarak davalı …’ya verilmesine,
7-Dava şartı arabuluculuk ücreti olan ve 6325 sy Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu’nun 18/A-13 maddesi uyarınca tarafların anlaşamamaları nedeniyle Adalet Bakanlığı bütçesinden karşılanan 1.360,00 TL’nin davada haksız çıkan davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak HAZİNE’ye gelir kaydına,
8- Davacı ve davalı yanca yatırılan delil ve gider avansından sarf edilmeyen kısmın karar kesinleştiğinden yatıran tarafa iadesine
Dair, davacı ve davalı … vekillerinin yüzüne karşı, diğer tarafların yokluğunda miktar itibariyle KESİN olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. 01/04/2021

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır