Emsal Mahkeme Kararı İzmir 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/76 E. 2021/214 K. 04.03.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/76 ESAS
KARAR NO : 2021/214 KARAR

ASIL DAVADA :

DAVA : Tazminat (Trafik Sigorta Sözleşmesi Kaynaklı Rücuen)
DAVA TARİHİ : 17/01/2018

BİRLEŞEN İZMİR 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİNİN
2018/80 ESAS, 2018/1174 KARAR SAYILI DOSYASINDA;

DAVA : Tazminat
DAVA TARİHİ : 18/01/2018
KARAR TARİHİ : 04/03/2021

Mahkememizde görülen asıl dava ile birleşen davanın yapılan açık yargılamasının sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
ASIL DAVADA :
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkiline ait ve onun sevk ve idaresindeki … plakalı araç ile … ve … plaka sayılı araçların 13.11.2017 tarihinde maddi hasarlı trafik kazasına karıştıklarını, kazanın meydana gelmesinde … plakalı araç Sürücüsü …’ın “kavşaklarda geçiş üstünlüğüne uymamak” kusrunu ifa ettiğini, davalı … şirketinin kazada … plakalı aracın … poliçe ile KZMMS Sigortasını tanzim eden şirket olup müvekkiline ait araçta meydana gelen hasardan poliçe limiti dahilinde sorumlu olduğunu, kaza sonrası araçtaki hasarın bedelini tespit amaçlı İzmir … Sulh Huk Mah. … D.İŞ dosyası ile bilirkişi incelemesi yapıldığını, 61.460 TL tutarında hasar mütalaa edildiğini, alınan rapor üzerine davalının e-posta adresine başvuru yapıldığını, cevap alınamadığını belirterek yukarıda arz olunduğu gibi fazlaya ilişkin talep ve dava hakları saklı kalma kaydıyla şimdilik müvekkili araçta oluşan hasar bedeline mahsuben 15.000 TL tazminatın ve delil tespit giderlerinin dava tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte tahsilini talep etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili, cevap dilekçesinde özetle; Zarar görenin kaza sonrası hasarı şirketlerine bildirmek zorunda olduğunu, … plakalı aracın müvekkili şirket nezdinde ZMMS sigortası ile sigortalı olduğunu, bağımsız eksperce, iddia edilen hasarın davacı tarafça iddia edilen şekilde kaza sonucunda oluşmasının mümkün olmadığının tespit edildiğini, D.İş dosyası tespitine katılmadıklarını, bu incelemenin sadece çekici üzerine yapıldığını, davacının araç üzerinde gerçek inceleme yapmalarına izin vermediğini, avans faizi talep edilemeyeceğini, davanın … na ihbarı gerektiğini belirterek davanın reddini talep etmiştir.
BİRLEŞEN DAVADA:
DAVA : Davacı vekili dava dilekçesinde özetle ; mülkiyeti …’e ait, müvekkili …’in sevk ve idaresindeki … plakalı araç ile … ve … plakalı araçlar 13/11/2017 tarihinde maddi hasarlı trafik kazasına karıştıklarını, kazanın meydana gelmesinde … plakalı araç sürücüsü asli kusurlu olduğunu, davalı … şirketinin ise kaza da asli kusurlu olan bu aracın mali mesuliyet sigortacısı şirket olduğunu, ayrıca kaza sonrası müvekkilinin kullanmış olduğu araçtaki hasar bedelinin tespiti için İzmir … Sulh Hukuk Mahkemesinin … D.İş. sayılı dosyası ile hasar tespiti talep edilmiş ve 45.003,84 TL tutarında hasar olduğu mütalaa edildiğini, alınan rapor ile davalı … şirketine başvurulduğunu ancak davalı şirketin herhangi bir cevap vermediğini ileri sürerek, sonuç olarak; müvekkilinin kullandığı araçta oluşan hasar bedeline mahsuben 4.000,00 TL ile 10,00 TL değer kaybı alacağı olmak üzere toplamda 4.010,00 TL maddi tazminatın dava tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsilini, tespit dosyasında sarf edilen toplam 1.007,60 TL delil tespit giderinin yargılama gideri olarak davalıdan tahsiline, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP : Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle ; Karayolları Trafik Kanunun gereğince davacı usulü yükümlülüğü olan başvuru şartını yerine getirmeksizin dava açtığından davanın usulden reddinin gerektiğini, davanın … tarafından açıldığını, oysa araç sahibinin … olduğunu davanın aktif husumet yokluğundan reddinin gerektiğini, aynı kazaya ilişkin İzmir 4. ATM’nin 2018/76 esas sayılı davasının derdest olduğunu, bu dosya ile davanın birleştirilmesine karar verilmesinin gerektiğini, esasa ilişkin olarak, yapılan eksper ve uzman incelemeleri sonucunda davacı tarafça iddia edilen hasarın iddia edilen kaza sonucunda oluşmasının teknik olarak mümkün olmadığının tespit edildiğini, talep edilen miktarın sigorta limitlerini aşacak olması nedeniyle sigortalı …’na davanın ihbar edilmesinin gerektiğini savunarak, sonuç olarak davanın esastan ve usulden reddine, yargılama masrafları ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE:
Kaza tespit tutanağı : Kaza sonrası tarafların kendi aralarında tanzim ettikleri 23.11.2017 tarihli maddi hasarlı trafik kazası tutanağında; 23.11.2017 tarihinde saat 22.30 sıralarında, sürücü …, sevk ve idaresindeki davalıya sigortalı … plaka sayılı aracı ile, (… çarptığını kendi beyan ediyor), … sokaktan, … Sokağa çıkacağı “T” şeklindeki kavşakta, … Sokakta düz ilerleyen davacı aracının sürücüsü … sevk ve … plaka sayılı araca sol yan kısmından çarpması, bu çarpmanın etkisiyle savrulan … plakalı davacı aracının karşı yönden gelen dava dışı sürücü … idaresindeki … plakalı araç ile ön kısımlarından çarpışması neticesinde, maddi hasarlı trafik kazası meydana gelmiştir..” şeklinde olayı tanımlamıştır.
Tespit Dosyası: İzmir … Sulh Hukuk Mahkemesi … D.İş dosyasında … plaka sayılı aracın hasar bedelinin 45.003,84-TL olarak tespit edildiği anlaşılmıştır.
İzmir … Sulh Hukuk Mahkemesi’ nin … D.İş dosyasında … plaka sayılı aracın toplam hasar bedelinin 61.490,10 -TL olarak tespit edildiği analşılmıştır.
Trafik kayıtları: Kaza tarihinde … plaka sayılı aracın …, … plaka sayılı aracın … adına kayıtlı olduğu anlaşılmıştır.
Sigorta Poliçesi: Davalı … ile kazaya karışan … Plaka sayılı araç maliki olan dava dışı … arasında, 06/06/2017-06/06/2018 tarihlerini kapsayan ZMMS (Trafik) sigorta poliçesi bulunmaktadır. Poliçe limiti araç başına 33.000,00- TL dir.
Bilirkişi Raporu : Bilirkişi … tarafından düzenlenen 25.05.2019 tarihli raporda özetle ; Sürücüsü … sevk ve idaresindeki (davalıya trafik sigortalı) … plakalı aracı ile 2918 s. KTK’nun m.52/B maddesi, m.57/A “maddesi, m.57/B-5 maddesi ile asli kusurlardan m.84/H “Kavşaklarda geçiş önceliğine uymama,” maddelerini ihlali neticesinde kazanın oluşumunda % 100 oranında asli ve tam kusurlu olduğu, davacı araç sürücüsü … idaresindeki … plakalı aracı ile, … Sokak üzerinde kurallara uygun şekilde yolda seyri ve geçiş hakkının kendisinde olması nedeniyle geçişi esnasında, kavşakta geçiş hakkına uymayan diğer araç tarafından çarpılmaya maruz kaldığı olayda, oluş biçimi göz önüne alındığında kazayı önlemek adına alabileceği her hangi bir önlem bulunmadığı gibi kurallara aykırı olumsuz davranış faktörü de görülmediğinden kazanın oluşumunda kusursuz olduğu, dava dışı araç sürücüsü … idaresindeki … plakalı araç aracı ile, … Sokak üzerinde kurallara uygun şekilde yolda seyri sırasında, sağ yanından aldığı darbe ile savrulan … plakalı araç tarafından sol ön kısmından çarpılmaya maruz kaldığı olayda, oluş biçimi göz önüne alındığında kazayı önlemek adına alabileceği her hangi bir önlem bulunmadığı gibi kurallara aykırı olumsuz davranış faktörü de görülmediğinden kazanın oluşumunda kusursuz olduğu, oluşan hasar onarım bedeline ilişkin olarak, 24.02.2018 tarihli ekspertiz raporunda, davaya konu aracın hasar bedelinin; 36.717,47 TL yedek parça bedeline iskonto ile 33.045,73 TL yedek parça bedeli, 2.970,00 TL işçilik olmak üzere toplam 36.015,73 TL+ kdv (kdv dahil 42.498,52 TL) olduğu, düzenlenen 17.12.2018 tarihli İzmir … Sulh Hukuk Mah. … D. İş bilirkişi raporunda; davaya konu aracın hasar bedelinin; 49.010,26 TL yedek parça, 3.100,00 TL işçilik olmak üzere toplam 52.110,26 TL+kdv, kdv dahil 61.490,10 TL olduğu, ancak, her iki raporun da kazayla uyumlu olduğu, ancak hasar toplamının her iki raporda da 2005 model davaya konu aracın rayiç değerini aştığı, bu nedenle, davaya konu aracın rayiç değerinin 41.000,00-TL olması, davaya konu aracın onarım miktarının rayiç değerini aşması ve davaya konu aracın yapılan piyasa araştırması neticesinde sovtaj değerinin 11.750,00-TL olması, neticesinde: aracın onarım bedelinin hem rayiç değerinin % 50’sini geçmesi hem de, onarım bedeli Sovtaj değeri ile toplandığında, bu toplamın aracın rayiç değerinin üzerine çıkması nedeniyle (mevcut Yargıtay kararları doğrultusunda değerlendirildiğinde) onarımının ekonomik olmayacağı, bu nedenle pert-total işlemine tabi tutulması gerektiği, pert-total işlemine tabi tutulduğunda gerçek zararının: Rayiç değeri (41.000 TL) ile Sovtaj değeri (11.750 TL) farkı miktarı 29.250,00-TL olduğu görüşü ile raporunu düzenlemiştir.
Bilirkişi Ek Raporu : Bilirkişi … tarafından düzenlenen 26.03.2020 tarihli ek raporda özetle ; Kusur açısından kök rapordaki görüş ve kanaatinde değişiklik olduğu, buna göre; Sürücü …, sevk ve idaresindeki (davalıya trafik sigortalı) … plakalı aracı ile kazanın oluşumunda %75 oranında asli kusurlu olduğu, davacı aracın sürücüsü …, idaresindeki … plakalı aracı ile, kazanın oluşumunda, %25 oranında tali kusurlu olduğu, davacı aracın sürücüsü … idaresindeki … plakalı araç aracı ile kazanın oluşumunda kusursuz olduğu, İzmir … Sulh Hukuk Mah. … D. İş Bilirkişi Tespit Raporu ile, … Eksper raporunun değerlendirilmesinin yukarı kısımda ayrıntılı olarak yapıldığı, yukarıdaki gerekçelere ve burada tespit edilen hasar miktarlarının, tarafımızca tespit edilen hasar miktarından zaten yüksek olması nedeniyle, sonuç değişmeyeceğinden, bu konuda kök raporumuzdaki görüş ve kanaatimizde bir değişiklik olmadığı, kaza ile hasarın uyumlu olup olmadığı ve kaza neticesinde aracın mevcut hasarı alıp almayacağı hususu ile ilgili olarak; kaza krokisinin ve kaza tutanağındaki kazanın oluş şekli incelendiğinde … plakalı davacı aracının önce sağ yan kısımdan çarpılıp darbe aldığı, daha sonra savrularak ön kısmı ile … plakalı araca çarptığı, aracın hasarlı yerleri değişecek parçalar, kazanın oluş şekli birlikte irdelendiğinde; kazanın tutanakta anlatılan ve resmedilen şekilde oluşması ve bu şekilde oluşmuş bir kaza neticesinde de yukarıda sayılan parçaların zarar görmesi kuvvetle ihtimal dahilinde olduğu, böyle bir kazada bu hasarın alınabileceği, dosya içeriğinde mevcut delillere göre kazanın ve hasarın %100 uyumsuz olduğunu tarafımızca tespit ve ifade etmenin mümkün olmadığı, davalı tarafın, kazanın kurgu, uyumsuz veya gerçek olmadığına dair delileri var ise ilgili makamlara/Savcılığa suç duyurusunda bulunup konunun soruşturulmasını talep edebileceği, oluşan hasar onarım bedeline ilişkin olarak, … plakalı davacı aracının; (42.498,52 TL/61.490,10 TL) onarım bedelinin aracın rayiç değerini geçmesi nedeniyle (mevcut Yargıtay kararları doğrultusunda değerlendirildiğinde) onarımının ekonomik olmayacağı, bu nedenle pert-total işlemine tabi tutulması gerektiği, pert-total işlemine tabi tutulduğunda gerçek zararının rayiç değeri (41.000 TL) ile sovtaj değeri (11.750 TL) farkı miktarı 29.250,00 TL olduğu, kazada, … plakalı sigortalı aracın %75 Asli Kusurlu, … plakalı davacı aracının %25 Tali Kusurlu olduğu dikkate alındığında, … plakalı sigortalı aracın kusurundan kaynaklanan onarım tazminatı tutarının (29.500 TLx%75) 22.125,00 TL olduğu, … plakalı diğer davacı aracının; (45.003,84 TL) onarım bedelinin rayiç değerini geçmesi nedeniyle (mevcut Yargıtay kararları doğrultusunda değerlendirildiğinde) onarımının ekonomik olmayacağı, bu nedenle pert-total işlemine tabi tutulması gerektiği, pert-total işlemine tabi tutulduğunda gerçek zararının rayiç değeri (40.000 TL) ile sovtaj değeri (12.500 TL) farkı miktarı 27.500,00 TL olduğu, davaya konu kaza neticesinde, her iki aracın da onarımının ekonomik olmaması nedeniyle, Pert-Total işlemi uygulanması gerektiğinden, yerleşik Yargıtay kararlarına göre ağır hasarlı olup pert edilen … plakalı ve … plakalı davacı araçlarında değer kaybı oluşmayacağı görüşü ile ek raporunu düzenlemiştir.
Değer Artırım : Davacı … vekili 14.06.2019 tarihli dilekçesi ile dava değerini artırmış ve aynı tarihte bu hususa ilişkin harcı yatırmıştır.
Değer Artırım : Davacı … vekili 30.11.2020 tarihli dilekçesi ile dava değerini artırmış ve aynı tarihte bu hususa ilişkin harcı yatırmıştır.
Dava;Asıl ve birleşen davada davacı araçlarında meydana gelen hasar bedeli ile değer kaybı zararının karşı araç ZMMS sigortacısından tahsili davasıdır.
Dava tarihinde yürürlükte olan, 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 91/1. maddesinde, “işletenlerin, bu kanunun 85/1.maddesine göre olan sorumluluklarının karşılanmasını sağlamak üzere mali sorumluluk sigortası yaptırmaları zorunludur”, aynı yasanın 85/1.maddesinde, “bir motorlu aracın işletilmesi bir kimsenin ölümüne veya yararlanmasına yahut bir şeyin zarara uğramasına sebep olursa, araç işletenin bu zarardan sorumlu olacağı”, aynı yasanın 85/son maddesinde ise, “işleten ve araç işleticisi teşebbüsün sahibi, aracın sürücüsünün veya aracın kullanılmasına katılan yardımcı kişilerin kusurundan kendi kusuru gibi sorumludur.” hükümlerine yer verilmiş, 01.06.2015 tarihinde yürürlüğe giren Karayolları Motorlu araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartları’nın amacı A.1 maddesinde “Karayolları Trafik Kanunu uyarınca motorlu araç işletenlerine yüklenen hukuki sorumluluk için düzenlenen Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortasına yönelik ilgililerinin hak ve yükümlülüklerine ilişkin usul ve esasların düzenlenmesidir.” şeklinde belirlenmiştir. Sigortanın kapsamı ise genel şartlar A.3. maddesinde “sigortacı, poliçede tanımlanan motorlu aracın işletilmesi sırasında, üçüncü şahısların ölümüne veya yaralanmasına veya bir şeyin zarara uğramasına sebebiyet vermiş olmasından dolayı, 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanununa göre sigortalıya düşen hukuki sorumluluk çerçevesinde Genel Şartlarda içeriği belirlenmiş tazminatlara ilişkin talepleri, kaza tarihi itibariyle geçerli zorunlu sigorta limitleri dahilinde karşılamakla yükümlüdür. Sigortanın kapsamı üçüncü şahısların, sigortalının Karayolları Trafik Kanunu çerçevesindeki sorumluluk riski kapsamında, sigortalıdan talep edebilecekleri tazminat talepleri ile sınırlıdır.” şeklinde düzenlenmiştir.
Anayasa Mahkemesi’nin 2019/40 esas, 2020/40 karar, 17/07/2020 tarihli iptal kararının, 9 Ekim 2020 günü 31269 sayılı RG’de yayınlandığı, bu karar ile 14/04/2016 tarihli, 6704 sayılı 3. Maddesiyle değiştirilen 90. Maddesinin 1. cümlesinde yer alan “… ve bu kanun çerçevesinde hazırlanan genel şartlarda…” ibaresinin, ikinci cümlesinde yer alan “… ve genel şartlarda…” ibaresinin iptallerine karar verildiği, iptal kararının gerekçesinde; ” Motorlu taşıt işletilmesi sebebiyle üçüncü kişilere verilen zararlardan dolayı, işletenin hukuki sorumluluğu haksız fiilden doğan sorumluluk niteliği taşıdığı için tazminat borcunun kapsamının 6098 sy TBK’na göre belirlendiği, işletenin söz konusu tazminat borcunun dolayıyla zarar gören üçüncü kişilerin tazminat alacaklarının teminat altına alınması amacıyla öngörülmüş olan zorunlu mali sorumluluk sigorta şirketinin tazminat borcunun kapsamının ise Genel Şartlara göre belirlendiği, bu durumun tazminatın kapsamının farklılaşmasına yol açtığı, bunun nedeninin ise idarenin düzenleyici işlemi niteliğindeki tazminat hesaplamasını düzenleyen kurallarında, 6098 sy TBK’nun gerçek zararın tazminini öngören kurallarından ayrılan hükümlere yer vermiş olmasından kaynaklandığı, Anayasa’nın 48. maddesinde sözleşme özgürlüğünün güvence altına alındığı, bu özgürlüğün sözleşme yapıp yapmama serbestsinin yanı sıra yapılan sözleşmelere dışarıdan müdahale yasağını da içerdiği, sigorta şirketinin zorunlu mali sorumluluk sigorta poliçesinden kaynaklanan borcunun kapsamının 2918 sy Kanun çerçevesinde hazırlanan GŞ’a göre belirleneceği, bu kuralların sözleşmeden doğan borcun kapsamını belirlemek suretiyle Anayasa’nın 48. Maddesinde güvence altına alınan sözleşme özgürlüğünü sınırladığı, Anayasa’nın 13. Maddesi uyarınca temel hak ve özgürlüklere sınırlama getiren düzenlemelerin öncelikle kanunla yapılması gerektiği, sözleşme özgürlüğünü sınırlamaya yönelik bir kanuni düzenlemenin şeklen var olması yeterli olmayıp, kanuni düzenlemelerin keyfiliğe izin vermeyecek şekilde belirli, ulaşılabilir ve örgörülebilir nitelikte olması gerektiği, kanunun bu niteliklere sahip olmasının esasen Anayasa’nın 2. Maddesinde güvence altına alınan hukuk devleti ilkesinin de bir gereği olduğu, 2918 sy KTK’nun 90. Maddesinde sigorta şirketinin ZMMS sözleşmesinden doğan sorumluluğunun kapsamı düzenlenmemiş olup, bu kapsamın idarenin düzenleyici nitelikte işlemi olan Genel Şartlara göre belirlenmesinin öngörülmesi ile borcun kapsamının tespiti hususunda temel çerçeve ve ilkelerin kanunlarla belirlenmeyerek idareye geniş bir takdir yetkisinin tanındığı, bu itibarla sözleşmenin içeriğine yönelik sınırlama öngören kuralların kanunilik ölçütü yönünden Anayasanın 13. ve 48. Maddelerine aykırı olduğu, Anayasa’nın 17. Maddesinde yaşama hakkı ve kişilerin maddi ve manevi varlığını geliştirme hakkının, 35. Maddesinde mülkiyet hakkının güvence altına alındığı, Anayasanın 5. Maddesinde insanın maddi ve manevi varlığını geliştirebilmesi için gerekli şartları hazırlamanın devletin temel amaç ve görevleri arasında sayıldığı, motorlu araç işletilmesine bağlı olarak kişilerin uğrayabileceği destekten yoksun kalma, bedensel zarar, eşya zararı ve manevi zararın Anayasa’nın 17. ve 35. Maddelerinde düzenlenen hakların ihlali sonucunda ortaya çıkan zarar niteliğinde olduğu, dolayısıyla karayolunda motorlu taşıt işletilmesini düzenleyen kuralları belirlemenin ve motorlu taşıt işletilmesi sebebiyle üçüncü kişilerin uğrayabileceği zararın tazmin edilmesini güvence altına almanın da devletin görevleri kapsamında olduğu, ZMMS kapsamında sigorta şirketinin bu zararlardan dolayı sorumlu tutulmuş olmasının, zarar gören kişinin Anayasa’nın 17. ve 35. Maddesinde düzenlenen haklarının Anayasa’nın 5. Maddesiyle bağlantılı olarak korunmasının amaçlandığını gösterdiği, sigorta şirketinin sorumluluğunun kapsamının idarenin düzenleyici nitelikteki işlemi ile belirlenmesinin zarar gören üçüncü kişi ve işleten aleyhine, sigorta şirketi lehine menfaat dengesinin bozulmasına yol açacağı… ” belirtilerek bu nedenlerle 6704 sayılı 3. Maddesiyle değiştirilen 90. Maddesinin 1. cümlesinde yer alan “… ve bu kanun çerçevesinde hazırlanan genel şartlarda…” ibaresinin, ikinci cümlesinde yer alan “… ve genel şartlarda…” ibaresinin Anayasa’nın 5., 13., 17., 35. Ve 48. Maddelerine aykırı olması nedeniyle iptallerine karar verildiği görülmüştür.
Yargıtay içtihatları ile kabul edilen “usulü kazanılmış hak” olgusunun, birçok hukuk kuralında olduğu gibi yine Yargıtay içtihatları ile geliştirilmiş istisnalarının bulunduğu, yeni bir İçtihadı Birleştirme Kararı (09.05.1960 tarihli ve 21/9 sayılı YİBK) ya da geçmişe etkili bir yeni kanun çıkması, benzer şekilde uygulanması gereken bir kanun hükmünün, hüküm kesinleşmeden önce Anayasa Mahkemesince iptaline karar verilmesi hallerinde, usulü kazanılmış hakka göre değil, İBK’na veya geçmişe etkili yeni kanuna ya da Anayasa Mahkemesinin iptal kararından sonra oluşan yeni duruma göre karar verilebileceği (HGK’nın 21.01.2004 tarihli ve 2004/10-44 E., 19 K.; 03.02.2010 tarihli ve 2010/4-40 E., 2010/54 K), dolayısıyla bilirkişi raporu alındıktan ve bu rapora karşı davacı tarafça itiraz edilmemiş olması nedeniyle davalı lehine oluşan usulü kazanılmış hakka göre değil sonra Anayasa Mahkemesi’nin iptal kararından sonra oluşan yeni duruma göre karar verilmesi gerektiği, Anayasa Mahkemesi’nin yukarıda anılan iptal kararı sonrasında oluşan yeni duruma göre KTK’nun 90. Maddesi hükmü dikkate alındığında, zarar gören hak sahiplerinin zarar veren 3.kişilerden ve sigorta şirketinden talep edebilecekleri tazminatın kapsamının belirlenmesinde kullanılacak yöntem ve ölçütler konusunda kısıtlama bulunmadığından, üçüncü kişi olan davacının uğradığı değer kaybı zararının tespitinde 6098 sy Türk Borçlar Kanunu hükümleri dikkate alınarak yerel piyasa koşulları, ülkenin şartları, aracın özellikleri, kilometresi, piyasanın algısı, aracın piyasadaki tercih edilebilirliği, markası, ikinci el piyasası, yedek parça ve servis maliyetleri, kazalı parça ve yeri, onarım özellikleri, aracın geçmiş hasar kayıtları gibi pek çok etkenin dikkate alınması gerektiği, dolayısıyla değer kaybının doğru ve hakkaniyetli şekilde belirlenebilmesi için uzun yıllardır Yargıtay içtihatları ile benimsenen, aracın kaza öncesi hasarsız rayiç değeri ile onarımdan sonraki rayiç değerinin göz önünde bulundurularak, aradaki farkın değer kaybı olarak kabl edilmesi gerektiği kanaatine varılmıştır.
Tüm bu yasal düzenlemeler ve somut olay birlikte değerlendirildiğinde;
23.11.2017 tarihinde saat 22.30 sıralarında, sürücü …, sevk ve idaresindeki davalıya sigortalı … plaka sayılı aracı ile, … sokaktan, … Sokağa çıkacağı “T” şeklindeki kavşakta, … Sokakta düz ilerleyen davacı aracının sürücüsü … sevk ve … plaka sayılı araca sol yan kısmından çarpması, bu çarpmanın etkisiyle savrulan … plakalı davacı … aracının karşı yönden gelen birleşen dava davcısı sürücü … idaresindeki … plakalı araç ile ön kısımlarından çarpışması neticesinde, maddi hasarlı trafik kazası meydana geldiği,
Hükme esas alınan bilirkişi ek raporuna göre; Sürücü … idaresindeki … plakalı … marka aracın, kusur oranında “meskun mahal olması, seyrettiği yolun yokuş aşağı eğimli olması, yolun dönemeçli olması, ilk sigortalı araçla temas noktası, bu temastan sonra diğer 45 plakalı araca çarpma mesafesi gibi etkenler yeniden değerlendirildiğinde, Sürücü … idaresindeki … plakalı …. marka aracı ile kavşağa yaklaşırken hızını azaltmaması, kavşağa dikkatli ve kontrollü girmemesi, aracının hızını , görüş, yol, hava ve trafik durumunun gerektirdiği şartlara uydurmaması neticesinde, 2918 s. KTK’nun m.52/A” Kavşaklara yaklaşırken, dönemeçlere girerken, tepe üstlerine yaklaşırken, dönemeçli yollarda ilerlerken, yaya geçitlerine, hemzemin geçitlere, tünellere, dar köprü ve menfezlere yaklaşırken, yapım ve onarım alanlarına girerken, hızlarını azaltmak” maddesi ve m.52/B “Hızlarını, kullandıkları aracın yük ve teknik özelliğine, görüş, yol, hava ve trafik durumunun gerektirdiği şartlara uydurmak,” maddelerini ihlal ettiğinden, kazanın oluşumunda %25 tali kusurlu olduğu, Sürücü …’ya idaresindeki … plakalı … marka aracı ile %25 Tali Kusur adfetilince, sürücü … sevk ve idaresindeki davalıya sigortalı … plaka sayılı aracı kusur oranı bu defa kazanın oluşumunda %75 asli kusurlu ,Davacı aracın sürücüsü … idaresindeki … plakalı araç aracı ile, kazanın oluşumunda kusursuz olduğu,
Kaza krokisinin ve kaza tutanağındaki kazanın oluş şekline göre … plakalı davacı aracının önce sağ yan kısımdan çarpılıp darbe aldığı, daha sonra savrularak ön kısmı ile … plakalı araca çarptığı, aracın hasarlı yerleri değişecek parçalar, kazanın oluş şekli birlikte irdelendiğinde, bu şekilde oluşmuş bir kaza neticesinde hasar gören parçaların zarar görmesi kuvvetle ihtimal dahilinde olduğu, böyle bir kazada bu hasarın alınabileceği, dosya içeriğinde mevcut delillere göre kazanın ve hasarın %100 uyumsuz olduğunun tespit edilemediği,
Davaya konu aracın rayiç değerinin 41.000,00 TL olması, davaya konu aracın onarım miktarının rayiç değerini aşması ve davaya konu aracın yapılan piyasa araştırması neticesinde Sovtaj değerinin 11.750,00 TL olması, neticesinde: … plakalı davacı aracının; onarım bedelinin hem rayiç değerinin % 50’sini geçmesi hem de, onarım bedeli Sovtaj değeri ile toplandığında, bu toplamın aracın rayiç değerinin üzerine çıkması nedeniyle (mevcut Yargıtay kararları doğrultusunda değerlendirildiğinde) onarımının ekonomik olmayacağı bu nedenle pert-total işlemine tabi tutulması gerektiği, pert-total işlemine tabi tutulduğunda gerçek zararın, Rayiç değeri (41.000 TL) ile Sovtaj değeri (11.750 TL) farkı miktarı 29.250,00 TL olduğu, Kazada, … plakalı sigortalı aracın %75 Asli Kusurlu, … plakalı davacı aracının %25 Tali Kusurlu olduğu dikkate alındığında, … plakalı sigortalı aracın kusurundan kaynaklanan onarım tazminatı tutarının (29.500 TLx%75) 22.125,00 TL olarak hesaplandığı,
… plakalı diğer davacı aracının; (45.003,84 TL) onarım bedelinin rayiç değerini geçmesi nedeniyle (mevcut Yargıtay kararları doğrultusunda değerlendirildiğinde) onarımının ekonomik olmayacağı, bu nedenle pert-total işlemine tabi tutulması gerektiği, pert-total işlemine tabi tutulduğunda gerçek zararının rayiç değeri (40.000 TL) ile sovtaj değeri (12.500 TL) farkı miktarı 27.500,00 TL olarak hesaplandığı,
Davaya konu kaza neticesinde, her iki aracında onarımının ekonomik olmaması nedeniyle, Pert-Total işlemi uygulanması gerektiğinden, yerleşik Yargıtay kararlarına göre ağır hasarlı olup pert edilen … plakalı ve … plakalı davacı araçlarında değer kaybı oluşmayacağı,
Asıl davada davcı vekili değer artırım dilekçesi ile davcı aracında hasar bedeline mahsuben 29.250- TL maddi tazminatın dava tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsilini, birleşen davada davacı vekili maddi tazminat olarak talep ettikleri 4.000,00 TL değerindeki alacağın 23.500,00 TL bedel arttırarak, toplamda 27.500,00 TL’nin dava tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsilini talep ettikleri bu zararlardan davalı … şirketinin trafik sigorta poliçesi ve KTK.nun 85-91.maddeleri gereğince sorumlu olduğu, kazanın poliçe süresi içerisinde gerçekleştiği, zarar miktarının poliçe limiti dahilinde kaldığı, davacı araçlarının ticari araç olması nedeniyle avans faizi talebinde bulunabileceği anlaşılmıştır.
Asıl davanın kısmen kabulüne, 22.125,00 hasar bedeli tazminatının dava tarihinden itibaren uygulanacak avans faizi ile birlikte davalıdan tahsiline, Birleşen davanın kısmen kabulüne, 27.500,00TL hasar bedeli tazminatının dava tarihinden itibaren uygulanacak avans faizi ile birlikte davalıdan tahsiline, Değer kaybı bedeli talebinin reddine karar verilerek aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
A-Asıl davanın KISMEN KABULÜ İLE,
1-22.125,00 hasar bedeli tazminatının dava tarihinden itibaren uygulanacak avans faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
2-Fazlaya ilişkin talebin REDDİNE
3-Asıl davada Harçlar Kanunu uyarınca alınması gereken 1.511,36-TL harçtan peşin alınan ve değer artırım yoluyla tamamlanan 500,17-TL harcın mahsubu ile bakiye 1.011,19-TL harcın davalıdan alınarak HAZİNEYE GELİR OLARAK KAYDINA,
4-Asıl davada dava kısmen kabul edildiğinden kabul edilen miktar üzerinden hüküm tarihinde yürürlükte olan Avukatlık Kanunu ve Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre takdir ve hesaplanmış olan; 4.080,00-TL vekalet ücretinin davalı taraftan alınarak davacı tarafa verilmesine,
5-Asıl davada dava kısmen reddedildiğinden, reddedilen miktar üzerinden hüküm tarihinde yürürlükte olan Avukatlık Kanunu ve Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre takdir ve hesaplanmış olan; 4.080,00-TL vekalet ücretinin de davacı taraftan alınarak davalı tarafa verilmesine.
6-Asıl dava kısmen kabul edildiğinden davacı tarafın yaptığı 5,20-TL vekalet suret harcı, 249,20-TL davetiye ve posta gideri, 650,00-TL bilirkişi ücreti, İzmir … Sulh Hukuk Mahkemesinin … D.İş sayılı dosyasında yapılan 1.054,60-TL delil tespit gideri olmak üzere 1.959,00-TL yargılama giderinden davanın kabul oranı nazara alınarak 1.481,81-TL yargılama gideri ile davacı tarafın karşıladığı 35,90-TL başvurma harcı, 500,17-TL peşin alınan ve değer artırım yoluyla tamamlanan harç olmak üzere toplam 2.017,88-TL’nin davalı taraftan alınarak davacı tarafa verilmesine, davacı tarafın fazladan yaptığı yargılama giderinin kendi üzerinde bırakılmasına,
7-Asıl dava kısmen kabul edildiğinden davalı tarafın yaptığı 50,00-TL davetiye ve posta giderinden davanın red oranı nazara alınarak 12,18-TL yargılama giderinin davacı taraftan alınarak davalı tarafa verilmesine,
8- Asıl davada davacı ve davalı yanca yatırılan delil ve gider avansından sarf edilmeyen kısmın karar kesinleştiğinden yatıran tarafa iadesine,
B- Birleşen davanın KISMEN KABULÜ İLE,
1-27.500,00TL hasar bedeli tazminatının dava tarihinden itibaren uygulanacak avans faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
2-Değer kaybı bedeli talebinin REDDİNE
3-Birleşen davada Harçlar Kanunu uyarınca alınması gereken 1.878,53-TL harçtan peşin alınan ve değer artırım yoluyla tamamlanan 469,81-TL harcın mahsubu ile bakiye 1.408,72-TL harcın davalıdan alınarak HAZİNEYE GELİR OLARAK KAYDINA,
4-Birleşen davada dava kısmen kabul edildiğinden kabul edilen miktar üzerinden hüküm tarihinde yürürlükte olan Avukatlık Kanunu ve Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre takdir ve hesaplanmış olan; 4.125,00-TL vekalet ücretinin davalı taraftan alınarak davacı tarafa verilmesine,
5-Birleşen davada dava kısmen reddedildiğinden, reddedilen miktar üzerinden hüküm tarihinde yürürlükte olan Avukatlık Kanunu ve Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre takdir ve hesaplanmış olan; 10,00-TL vekalet ücretinin de davacı taraftan alınarak davalı tarafa verilmesine.
6-Birleşen dava kısmen kabul edildiğinden davacı tarafın yaptığı 5,20-TL vekalet suret harcı, 171,00-TL davetiye ve posta gideri, İzmir … Sulh Hukuk Mahkemesinin … D.İş sayılı dosyasında yapılan 567,40-TL delil tespit gideri ile 440,00-TL delil tespit vekalet ücreti olmak üzere 1.183,60-TL yargılama giderinden davanın kabul oranı nazara alınarak 1.183,17-TL yargılama gideri ile davacı tarafın karşıladığı 35,90-TL başvurma harcı, 469,81-TL peşin alınan ve değer artırım yoluyla tamamlanan harç olmak üzere toplam 1.688,88-TL’nin davalı taraftan alınarak davacı tarafa verilmesine, davacı tarafın fazladan yaptığı yargılama giderinin kendi üzerinde bırakılmasına,
7-Birleşen davada davacı ve davalı yanca yatırılan delil ve gider avansından sarf edilmeyen kısmın karar kesinleştiğinden yatıran tarafa iadesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içinde İzmir Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde, istinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar, açıkça okunup, usulen anlatıldı. 04/03/2021

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır