Emsal Mahkeme Kararı İzmir 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/685 E. 2021/224 K. 09.03.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/685
KARAR NO : 2021/224

DAVA : Maddi Tazminat (Özel Sigorta Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 08/06/2018
KARAR TARİHİ : 09/03/2021

Mahkememizde görülen davanın yapılan açık yargılaması sonucunda;
İDDİA ;
Davacı vekili dava dilekçesi ile özetle; 14/02/2018 tarihinde “…, …. Cadde, No…, …. Gıda ve San. Ltd. Şti.- …” adresinde bulunan fabrikada ön filtre ile siklon makinesi arasında bulunan plastik boru içerisine kaçan kıvılcımın önce boru içerisindeki malları yaktığını, ardından plastik kısmı erittiğini, daha sonra yere düşen plastik eriğinin yerdeki malları tutuşturarak davaya konu yangının çıktığını, müvekkili şirketin davalı şirket tarafından geniş kapsamlı yangın paket poliçesi ile sigortalandığını, bu nedenle davalının yangın nedeniyle meydana gelen zarardan sorumlu olduğunu, zararın giderilmesi için davalıya başvuru yapıldığını, davalı tarafından …numaralı hasar dosyasının açıldığını, yapılan ekspertiz çalışması sonucunda müvekkiline toplam 2.644.693,06-TL ödeme yapıldığını, bu ödemeyi müvekkilinin şerh düşmek suretiyle kabul ettiğini ve fazlaya ilişkin haklarını saklı tuttuğunu, davalının enkaz kaldırma bedeli ile zarar gören mallara ilişkin sovtaj bedelini fahiş belirleyerek eksik ödeme yaptığını, ayrıca zararı fiili ödeme günü dikkate alınmaksızın olayın meydana geldiği tarihteki dolar kurunu baz almak suretiyle hesapladığını, zarar tarihi ile fiili ödeme tarihi arasındaki dolar kuru farkı fahiş olup, davalının kur farkından da sorumlu olduğunu, müvekkiline davalı tarafından poliçe konusu, içeriği, eksik sigorta, muafiyet ve teminat dışı kalan hallere ilişkin hiçbir bilgilendirme yapılmadığını, Yargıtay kararlarına göre davalının bilgilendirme yapması gerektiğini, davalının poliçeyi imza karşılığında teslim etmesi gerektiğini, uyuşmazlıkta sigortalıya poliçenin teslim edilmemesi ve sözleşme öncesinde bilgilendirme yapılmaması nedeniyle sigortalının bu yönden bir zararı doğmuş ise bu zararın giderilmesi gerektiğini, gerek TTK’nın 1423. maddesi gerekse sigorta sözleşmelerinde bilgilendirmeye ilişkin Yönetmelik uyarınca sigorta ettireni bilgilendirdiğini ispat yükünün sigortacıda olduğunu, sigortacının ise bilgilendirme yaptığını ispatlayamadığını, davalının zarardan KDV dahil sorumluluğunun bulunduğunu belirterek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile şimdilik eksik ödenen KDV dahil 5.000,00-TL ile enkaz kaldırma bedeli olan KDV dahil 1.000,00-TL’nin ve kur farkından kaynaklanan bedel olan 1.000,00-TL’nin ödemenin yapıldığı 26/04/2018 tarihinden itibaren avans faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini istemiştir.
CEVAP ;
Davalı vekili dava dilekçesi ile özetle; yetkili mahkemenin müvekkilinin yargı çerçevesinde bulunduğu İstanbul Anadolu Mahkemeleri olduğunu, davacıya davadan önce 2.644.693,06-TL değil, 3.644.693,06-TL’nin ödendiğini, bu nedenle davanın reddi gerektiğini, olayın ihbarı üzerine derhal Hazine Müsteşarlığı’na bağlı bağımsız bir eksperin görevlendirildiğini, eksperin çalışmalara başladığını, müvekkilinin sigortalının mağdur olmaması için 28/02/2018 tarihinde 1.000.000,00-TL avans ödemesi yaptığını, yangının ve hasar çapının büyük olması nedeniyle 25/04/2018 tarihinde 500.000,00-TL daha avans ödemesi yapıldığını, eksper raporunun teslim edildiği 26/04/2018 tarihinde ise davacıya 2.144.693,06-TL daha ödeme yapıldığını, davacının poliçe şartları çerçevesinde ödenmemiş hiçbir zararının kalmadığını, davacı tarafın ödenen 1.000.000,00-TL’yi hesaba katmadığını, hasar gören makine, emtia ve demirbaşlar ile bina hasarının adeti, niteliği ve değeri konusunda herhangi bir uyuşmazlık bulunmadığını, uyuşmazlığın KDV, sovtaj, enkaz kaldırma ve kur farkına ilişkin olduğunu, müvekkili tarafından bilgilendirme yapıldığını, bilgilendirme yapılmamanın sonuçlarının TTK’nın 1423. maddesinde açıkça yazıldığını, bilgilendirme yapılmadığı iddia eden davacının 14 gün süresince herhangi bir itirazda bulunmadığı gibi hasar oluşana kadarki 3,5 ay süresince de bu konuda herhangi bir iddiada bulunmadığını, sovtaj tespitinin davacının İlhan Hurdacılık firmasından aldığı fiyat teklifine uygun olarak ve bu teklif üzerinden yapıldığını, amortisman tenzilinin de Başbakanlık Gelir İdaresi Başkanlığı’nın resmi sitesindeki oranlara ve VUK’nun 333 numaralı genel tebliğine uygun olduğunu, sigortacının sorumluluğunun başlayabilmesi için TTK’nın 1423. maddesine göre hak sahibinin istekte bulunması gerektiğini, Poliçe Özel Şartları gereğince KDV’nin ödenmediğini, zira; belgeleri ile doğrulanması halinde yansıtma faturası sigorta şirketi adına düzenlenmek suretiyle KDV ödeneceğini, sigorta bedeli mevcut KDV’li sigorta değerinin altında ise bu klozun uygulanmayacağını ve KDV ödenmeyeceğini, davacının iddiasını ispatla yükümlü olduğunu belirterek, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
DELİLLER ;
Sigorta poliçesi, hasar dosyası, ödeme belgeleri, bilirkişi raporları.
GEREKÇE ;
Dava; yangından dolayı uğranılan zarar nedeniyle yangın paket sigorta poliçesi çerçevesinde eksik yapıldığı ileri sürülen hasar ödemesinin, enkaz kaldırma bedelinin ve kur farkı bedelinin tahsili istemine ilişkindir.
6100 sayılı HMK’nın genel yetkiyi düzenleyen 6. maddesinin 1. fıkrasında “Genel yetkili mahkeme, davalı gerçek veya tüzel kişinin davanın açıldığı tarihteki yerleşim yeri mahkemesidir.” düzenlemesine yer verilmiş olup; somut olayda dava, davalı … şirketinin bir acenteden daha yetkili olan Ege Bölge Müdürlüğü’nün bulunduğu yerde açılmış olduğundan, mahkememiz yetkili olduğundan, davalı vekilinin yetki itirazının reddine karar verilmiştir.
Taraflar arasındaki uyuşmazlık; “davacı şirkete ait … adresindeki fabrika binasını geniş kapsamlı yangın paket sigorta poliçesini düzenleyen davalı … şirketinin, bu fabrika binasında 14/02/2018 tarihinde çıkan yangın sebebiyle davacı şirketin uğradığı maddi zararın tamamını karşılayıp karşılamadığı, davalı … şirketinin zarar kapsamında eksik ödemesinin bulunup bulunmadığı, davacının varsa eksik ödeme nedeniyle ve ayrıca davacının enkaz kaldırma bedeli ile kur farkından kaynaklanan zarar bedeli alacağının bulunup bulunmadığı, davalı … şirketinin bu zararla ilgili olarak sorumluluğunun sona erip ermediği” konularındadır.
Davacı şirketin “… Mahallesi, … Cadde, No: … … …” adresindeki fabrika binasının 30/11/2017 başlangıç ve 30/11/2018 bitiş tarihli 1 yıl süreli geniş kapsamlı yangın paket sigorta poliçesi davalı … tarafından düzenlenmiştir. Poliçede sigorta konuları USD üzerinden bina (yangın, yıldırım, infilak için 700.000,00, makine için 1.850.000,00, demirbaşlar için 30.000,00, emtia için 170.000,00 olarak kararlaştırılmıştır. Ayrıca ek teminat grubu için 2.750.000,00, yangın mali mesuliyeti için 275.000,00, elektronik cihazlar için 25.000,00 makine kırılması için 350.000,00 TL olarak kararlaştırılmıştır. 1 USD = 3,93 TL olarak gösterilmiştir. Poliçenin “Özel Koşullar/Muafiyetler/Açıklamalar” başlığı altındaki bölümünde “Dövizli Poliçe Klozu” alt başlığında; “Hasar tazminatı, tazminat ödemesinin yapıldığı tarihteki TCMB döviz satış kuru üzerinden TL olarak ödenir. Poliçede Türk Lirası dışında döviz cinsinden yazılı muafiyetler tazminat ödemesinin yapıldığı tarihteki TCMB döviz satış kuru üzerinden hesaplanarak tazminat ödemesinden düşülür.”; düzenlemesine ve yine; “Sigortalı değerin tam ziya olması durumunda hasara konu değerlerin işletme tarafından satın alındığı veya işletme kayıtlarına geçtiği tarihte tahakkuk etmiş ve ödenmiş KDV tutarının, sigorta konusu hasar nedeniyle KDV Kanunu’nun 30/c maddesi kapsamında olması ve KDV indirimine konu edilmediğinden belgeleri ile doğrulanması halinde yansıtma faturası sigorta şirketi adına tanzim edilmek suretiyle KDV ödenecektir. Sigorta bedeli, mevcut KDV’li sigorta değerinin altında ise bu kloz uygulanmayacaktır ve KDV ödenmeyecektir. Sigorta bedelinin KDV’li sigorta değerinin altında kalması halinde eksik sigorta uygulanacağı ve bu kloz kapsamında yapılacak değerlendirme için sigortalı, sigortacının talep edeceği tüm mali kayıtlarını ibraz edeceğini peşinen kabul eder.” düzenlemesine yer verildiği görülmüştür.
14/02/208 tarihli yangın raporu incelendiğinde; “yangının çıkış nedeni” kısmında “ön filtre ile siklon makinesi arasında bulunan plastik boru içerisine kaçan kıvılcımın önce boru içerisindeki malları yakarak, ardından plastik kısmı erittiği, daha sonra yere düşen plastik eriyiğinin yerdeki malları tutuşturduğu fabrika kamera kayıtlarından görülmüştür” ifadelerine yer verildiği görülmüştür.
Dava konusu yangın sonrasında davalı … tarafından görevlendirilen sigorta eksperi tarafından düzenlenen 24/04/2018 tarihli ekspertiz raporunda; davacı şirkete ait fabrika binasında meydana gelen hasar tutarı toplam 3.644.693,06-TL olarak belirlenmiştir.
Davalı … davacıya 28/02/2018 tarihinde 1.000.000,00 TL, 25/04/2018 tarihinde 500.000,00 TL, 26/04/2018 tarihinde 33.700,00 TL, 26/04/2018 tarihinde 312.133,06 TL, 26/04/2018 tarihinde 275.190,00 TL ve 26/04/2018 tarihinde 1.523.620,00 TL ödeme yapmıştır. Bu ödemelere ilişkin … Bankasının dekont örnekleri dosyaya sunulmuştur.
Davacı vekili cevaba cevap dilekçesi ile; sehven 2.622.693,06 TL ödeme yapıldığı belirtilmiş ise de davalı tarafça toplam 3.644.693,06 TL ödeme yapıldığını, ödenecek tazminattan sovtaj bedelinin düşemeyeceğini belirtmiştir.
Mahkememizce uyuşmazlık konularında dava dosyası üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırılmıştır.
Makine mühendisi, inşaat mühendisi ve sigortacı bilirkişilerden oluşan bilirkişi heyeti 05/02/2019 tarihli raporlarında özetle; davacının kiracı olarak işletmesinin bulunduğu ….’taki iş yerinin 30/11/2017- 2018 tarihleri arasında geçerli olan geniş kapsamlı yangın paket sigorta poliçesinin davalı … tarafından düzenlendiğini, teminat süresi içinde riziko adresinde yangının meydana geldiğini ve bina ile makine, demirbaş ve emtiaların zarar gördüğünü, genel şartlar dikkate alındığında davalı … tarafından sigorta teminat örüntüsüne alınan risk adresinde meydana gelen olayın oluş biçimine göre hasarların teminat kapsamı içinde kabul edilebileceğini, davalı … tarafından da bunun kabul edilerek ödeme yapıldığını, ancak sigortalı işletmenin bulunduğu binanın davacı şirketin ortağı olan … adına olduğunu, bu nedenle sigorta poliçesinde bina hasarının davacı şirkete ödenebilmesi söz konusu olmaz iken sigorta teminatları içinde 275.000,00 TL üst teminat limitli yangın mali mesuliyet teminatı olduğundan binada meydana gelen hasar ile ilgili olarak ödemenin bu teminat kapsamında bina sahibine yapılabileceğini ve dosya kapsamında 25/04/2018 tarihli yazı ile şirket ortağı ve bina sahibi tarafından 275.190,00 TL ödemenin sigortalıya yapılmasına muvafakat verildiğini, bu nedenle bina ile ilgili olarak üst teminat limiti ödenmiş olduğundan başkaca yapılabilecek ödemenin belirlenemediğini, eksik ödenen bedelin makine, emtia ve demirbaşlar yönünden değerlendirilmesinin söz konusu olabileceğini, makine hasarlarının 2.913.023,88 TL, harman hallaç grubu makinelerin hasarının 228.588,00 TL, demirbaş hasarlarının 94.600,00 TL, emtia hasarlarının 399.252,00 TL olarak hesaplandığını, toplam zararın 3.635.463,88 TL olduğunu, davalı tarafından sigortalı davacı şirkete toplam 3.644.693,06 TL ödeme yapıldığını, bu ödemelerden 275.190,00 TL’sinin yangın mali mesuliyet kapsamında bina sahibi ile ilgili olan ödeme olduğunu, bu halde bu miktar düşüldüğünde zararın 3.635.463,88 TL olduğunu, bu durumda davacıya 3.369.503,06 TL ödenmiş olması nedeniyle kalan zararın 265.960,82 TL olduğunu, giderilmemiş enkaz kaldırma bedelinin 19.754,08 TL olarak hesap edildiğini, tarafların sigorta sözleşmesi ile hasar tazminatının tazminat ödemesinin yapıldığı tarihteki T.C. Merkez Bankası döviz satış kuru üzerinden TL olarak ödeneceği konusunda mutabık kaldıklarını, zarar hesaplanırken 14/02/2018 hasar tarihinde 3.8093 USD dikkate alındığında hasar ödemesinin en son 26/04/2018 tarihinde yapıldığı değerlendirilerek 4.0742 TL hesabı ile toplam 19.868,70 TL kur farkı hesap edildiğini bildirmişlerdir.
Aynı bilirkişi heyeti 26/04/2019 tarihli ek raporlarında kök rapordaki görüşlerini yinelemişlerdir.
Tekstil mühendisi, mali müşavir ve sigortacı bilirkişilerden oluşan bilirkişi heyeti 13/11/2019 tarihli raporlarında; davacı defterlerinin usulüne uygun olarak tutulduğunu, yasal tasdiklerinin bulunduğunu, 24/04/2018 tarihli kesin ekspertiz raporuna göre olay anında mevcut emtia değerinin 854.183,50 TL olduğunu, sigorta bedelinin 170.000,00 USD (646.000,00 TL) olduğunu, sigorta değerinin ekspertiz raporunda yazılı olan 854.183,50 TL olarak ele alınması halinde emtia hasarı bakımından eksik sigortanın bulunduğunu ve oranının % 24.37 olacağını, hasar tarihi olan 14/02/2018 tarihli bilanço, gelir gider tablosu, satılan mallar maliye tablosu, davacı tarafça dosyaya sunulmadığından hasar tarihi itibariyle ticari defterlerdeki mevcut emtia maliyet değerlerinin çıkartılamadığını bildirmişlerdir. Aynı heyet 15/06/2020 tarihli ek raporlarında ise; dosyada bulunan kesin eksper raporunda ve sonraki raporlarda emtia hasarları bakımından tam hasardan söz edilmediğini, kısmi hasarın söz konusu olduğunu, davacı tarafça sunulan 01/01/2018-14/02/2018 tarih aralığı bilanço, gelir gider tablosu ve ham madde mamul tablosu dikkate alınarak yapılan hesaplamaya göre 14/02/2018 tarihi itibari ile ilgili mallara ilişkin stok değerinin 926.262,47 TL olduğunu, hasar gören emtia tutarının 399.252,00 TL olduğunu, emtia hasarları bakımından eksik sigortanın var olduğunu ve oranının % 30,26 olacağını bildirmişlerdir.
05/02/2019 tarihli raporu düzenleyen ilk bilirkişi heyeti 21/09/2020 tarihli ikinci ek raporlarında özetle; ödenecek emtia hasarının 399.252,00 TL x eksik sigorta oranı 0,3026= 120.813,66 TL olarak belirlendiğini, makine, demirbaş, emtia hasarı ile ilgili toplam zararın 3.356.625,54 TL olarak hesaplandığını, ödemelerin 3.644.693,06 TL olduğunu, 275.190,00 TL’lik ödemenin yangın mali mesuliyet kapsamında bina sahibi ile ilgili ödeme olduğunu, davalı … tarafından fazla ödeme yapıldığını, makine enkazı için… firma yetkilisi tarafından verilen teklif nedeniyle makine hurdaları için ayrı bir enkaz kaldırma ücreti ödenmesinin gerekmeyeceğini; bina enkazı için zarar 283.000,00 TL olup, % 4’ü enkaz kaldırma diye hesap edilecek ise de, enkaz kaldırma klozundaki bu masraflarla ilgili teminat, sigorta bedelinin içinde değerlendirilecek olup, sigortacının sorumluluğu her halükarda toplam sigorta bedelini aşamayacağından, bina için yangın mali mesuliyeti 275.000,00 TL olmakla ve zarar miktarı da bu rakamı geçtiğinden enkaz kaldırma masrafının da bu rakam içinde kabul edileceğini; demirbaş enkazı için toplam zarar 37.200,00 TL bulunmakla % 4’üne isabet eden enkaz masrafının 1.488,00 TL olarak hesaplandığını; emtia hasarları için zarar 120.813,66 TL bulunmakla % 4’üne isabet eden enkaz masrafının 4.832,54 TL olarak hesap edildiğini, bu durumda giderilmemiş enkaz kaldırma bedelinin 1.488,00 TL’si demirbaş ve 4.832,54 TL’si emtia olmak üzere toplam 6.320,54 TL olarak hesap edildiğini, tarafların, sigorta sözleşmesi ile hasar tazminatının, tazminat ödemesinin yapıldığı tarihteki TCMB döviz satış kuru üzerinden TL olarak ödeneceği konusunda mutabık kaldıklarını, zarar hesaplanırken 14/02/2018 hasar tarihinde 3,8093 USD’nin dikkate alındığını, hasar ödemesi ise en son 26/04/2018 tarihinde yapılmış olup TCMB döviz satış kuru 4.0742 TL hesabı ile davacının giderilmemiş enkaz kaldırma bedeli olan 6.320,54 TL/ 3.8093= 1.659,24 USD için 439,53 TL kur farkı hesaplandığını bildirmişlerdir.
Aynı bilirkişi heyeti 19/01/2021 tarihli üçüncü ek raporlarında özetle; sigortalı risk adresinde meydana gelen olayda taşınır ve taşınmaz hasarlarının sigorta teminat kapsamı içinde kabul edilebileceğini, davalı … tarafından da bunun kabul edilerek ödeme yapıldığını, ancak sigortalı işletmenin bulunduğu binanın davacı şirketin ortağı olan … adına olduğunu, bu nedenle sigorta poliçesinde bina hasarının davacı şirkete ödenebilmesi söz konusu olmaz iken, sigorta teminatları içinde 275.000,00 TL üst teminat limitli “yangın mali mesuliyet teminatı” olduğundan, binada meydana gelen hasar ile ilgili ödemenin bu teminat kapsamında bina sahibine yapılabileceğini, dosya kapsamında 25/04/2018 tarihli yazı ile şirket ortağı ve bina sahibi tarafından 275.190,00 TL’nin sigortalıya yapılmasına muvafakat verildiğine ilişkin yazının bulunduğunu, bu nedenle bina ile ilgili olarak üst teminat limiti ödenmiş olduğundan başkaca yapılabilecek ödemenin belirlenemediğini, eksik ödenen bedelin makine, emtia ve demirbaşlar bakımından değerlendirilmesinin söz konusu olacağını, makine, demirbaş, emtia hasarı ile ilgili olarak; makine hasarının 2.970.023,88 TL, harman hallaç gurubu makinelerin hasarının 228.588,00 TL, demirbaş hasarlarının 37.200,00 TL, emtia hasarlarının (eksik sigorta uygulaması ile) 120.813,66 TL olduğunu, makine, demirbaş, emtia hasar ile ilgili olarak toplam zararın 3.356.625,54 TL olarak hesaplandığını, davalı … tarafından sigortalı … Gıda ve San. Tic. A.Ş.’ye 28/02/2018 tarihinde 1.000.000,00 TL, 26/04/2018 tarihinde 33.700,00 TL, 25/04/2018 tarihinde 500.000,00 TL, 26/04/2018 tarihinde 312.183,06 TL, 26/04/2018 tarihinde 275.190,00 TL, 26/04/2018 tarihinde 1.523.620,00 TL olmak üzere toplam 3.644.693,06 TL ödeme yapıldığını, bu ödemelerden 275.190,00 TL’sinin yangın mali mesuliyet kapsamında bina sahibi ile ilgili olan ödeme olduğunu, bu durumda davalı … tarafından (makine, harman makineleri, demirbaş ve emtia için) ödenen zarar miktarının 3.644.693,06 – 275.190,00 = 3.369.503,06 TL olduğunu, bu zararlar için davacı şirketin toplam zararının 3.356.625,54 TL olarak hesaplandığını, bu durumda davacının (makine, harman makineleri, demirbaş ve emtea için) zararı 3.356.625,54 TL olarak belirlenmişken, 3.369.503,06 TL ödenmiş olması nedeniyle (eksik) bakiye zararın belirlenemediğini, enkaz kaldırma bedeli ile ilgili olarak; sigorta poliçesinin 3/12 sayfasında “ek teminatlar” içinde Yangın Sigortası Genel Şartları içinde var olduğu üzere enkaz kaldırma teminatının da verildiğini ve enkaz kaldırma masrafları klozunun enkaz kaldırma masrafları teminat kapsamına dahil olup, hasarda tazminat sigorta bedelinin azami % 4’ünü geçemeyecek şekilde hesaplanması gerektiğini, tazminat hesabında sigorta bedelinin % 4’ünün bina ve muhteviyat için ayrı ayrı uygulanacağını ancak bu masraflarla ilgili teminatın sigorta bedelinin içinde düşünüleceğini ve sigortacının sorumluluğunun her halükarda toplam sigorta bedelini aşmayacağını; makine enkazı için; dava dışı… firma yetkilisi tarafından 12/03/2013 tarihli yazı ile yangın nedeniyle yanan makine hurdalarının brim fiyatının 1,00 TL’den alımı hususunda teklif verildiğini, bu durumda makine hurdaları için ayrı bir enkaz kaldırma ücreti ödenmesinin gerekmeyeceğini, zaten bu firma tarafından makine enkazının kendiliğinden kaldırılmış olacağını; bina enkazı için; zarar 283.000,00 TL olup, % 4’ü enkaz kaldırma diye hesap edilecek ise de, enkaz kaldırma klozundaki bu masraflarla ilgili teminat, sigorta bedelinin içinde değerlendirilecek olup, sigortacının sorumluluğu her halükarda toplam sigorta bedelini aşmayacağından, bina için yangın mali mesuliyeti 275.000,00 TL olmakla ve zarar miktarı da bu rakamı geçtiğinden enkaz kaldırma masrafının da bu rakam içinde kabul edileceğini; demirbaş enkazı için; toplam zarar 37.200,00 TL bulunmakla % 4’üne isabet eden enkaz masrafının 1.488,00 TL olarak hesaplandığını; emtia hasarları için; zarar 120.813,66 TL bulunmakla % 4’üne isabet eden enkaz masrafının 4.832,54 TL olarak hesap edildiğini, bu durumda giderilmemiş enkaz kaldırma bedelinin 1.488,00 TL’si demirbaş ve 4.832,54 TL’si emtia olmak üzere toplam 6.320,54 TL olarak hesap edildiğini, tarafların, sigorta sözleşmesi ile hasar tazminatının, tazminat ödemesinin yapıldığı tarihteki TCMB döviz satış kuru üzerinden TL olarak ödeneceği konusunda mutabık kaldıklarını, zarar hesaplanırken 14/02/2018 hasar tarihinde 3,8093 USD’nin dikkate alındığını, hasar ödemesi ise en son 26/04/2018 tarihinde yapılmış olup TCMB döviz satış kuru 4.0742 TL hesabı ile davalı … şirketinin zararı belirlediği 14/02/2018 tarihi itibariyle 1 USD = 3,8093 TL kur üzerinden karşılığının makine hasarları için; 2.970.023,88 TL, harman hallaç grubu makineleri için 228.588,00 TL, demirbaş hasarları için 37.200,00 TL, emtia hasarları için (eksik sigorta uygulaması ile) 120.813,66 TL olmak üzere toplam 3.356.625,54 TL (3.356,625,54 / 3,8093 = 881.165,97 USD) olarak hesaplandığını, bina hasarı için; 275.000,00 TL (275.000,00 / 3,8093 = 72.191,74 USD) olarak hesaplandığını ancak ödeme yapılan 26/04/2018 tarihi itibariyle 1 USD = 4.0742 TL kur üzerinden karşılığının makine hasarları için; 2.970.023,88 TL, harman hallaç grubu makineleri için; 228.588,00 TL, demirbaş hasarları için; 37.200,00 TL, emtia hasarları için (eksik sigorta uygulaması ile); 120.813,66 TL olmak üzere toplam 3.356.625,54 TL (3.356,625,54 / 3,8093 = 881.165,97 USD), 881.165,97 USD * 4,0742 = 3.590.046,39 TL olarak hesaplandığını, bu durumda kur farkının 3.590.046,39-3.356.625,54 = 233.420,85 TL ve bina hasarı için 275.000,00 TL, 275.000 / 3,8093= 72.191,74 USD, 72.191,74 USD * 4,0742 = 294.123,58 TL olarak hesaplandığını, bu durumda kur farkının 294.123,58 -275.000,00 = 19.123,59 TL ve yine davacının giderilmemiş enkaz kaldırma bedeli olan 6.320,54 TL / 3,8093 = 1.659,24 USD için 1.659,24 * 4.0742 = 6.760,07 TL, 6.760,07 – 6.320,54 = 439,53 TL olmakla toplamda 233.420,85 + 19.123,59 + 439,53 = 252.983,97 kur farkı hesap edileceğini bildirmişlerdir.
Davacı vekili 04/02/2021 tarihli dilekçesi ile; tazminat alacağına ilişkin olarak arttırılan kısım olan 257.304,51-TL ile dava dilekçesinde istenen miktar olan 7.000,00-TL’nin birleştirilmesi sonucu toplam 264.304,51-TL’nin 26/04/2018 kısmi ödemenin yapıldığı, hasarı ret tarihinden itibaren işletilecek avans faizi ile birlikte davalı taraftan tahsiline karar verilmesini istemiştir.
Davalı vekili ıslah edilen kısım yönünden zaman aşımı itirazında bulunmuştur. Davacı vekili; “dilekçenin değer artırım dilekçesi olduğunu, zaman aşımının dolmadığını”; davalı vekili ise; “dilekçenin ıslah dilekçesi niteliğinde olduğunu” savunmuştur.
6100 sayılı HMK’nın belirsiz alacak davasını düzenlediği 107. maddesinde; “ (1) Davanın açıldığı tarihte alacağın miktarını yahut değerini tam ve kesin olarak belirleyebilmesinin kendisinden beklenemeyeceği veya bunun imkânsız olduğu hâllerde, alacaklı, hukuki ilişkiyi ve asgari bir miktar ya da değeri belirtmek suretiyle belirsiz alacak davası açabilir. (2) Karşı tarafın verdiği bilgi veya tahkikat sonucu alacağın miktarı veya değerinin tam ve kesin olarak belirlenebilmesinin mümkün olduğu anda davacı, iddianın genişletilmesi yasağına tabi olmaksızın davanın başında belirtmiş olduğu talebini artırabilir.” düzenlemesine yer verilmiştir. Bu düzenlemeye göre alacak miktarının veya değerinin tam ve kesin olarak belirlenemediği ya da imkânsız olduğu hallerde belirsiz alacak davası açılabilecektir. 6100 sayılı HMK’nın kısmi davayı düzenlediği 109. maddesinde; “(1) fıkrasında; “Talep konusunun niteliği itibarıyla bölünebilir olduğu durumlarda sadece bir kısmı da dava yoluyla ileri sürülebilir.” düzenlemesine yer verilmiştir. Bu maddenin 2. fıkrası ise 01/04/2015 tarihinde yürürlükte kaldırılmıştır.
Somut olayda; davacı vekili dava dilekçesi ile fazlaya ilişkin haklarını saklı tutarak şimdilik eksik ödenen KDV dahil 5.000,00-TL ile enkaz kaldırma bedeli olan KDV dahil 1.000,00-TL’nin ve kur farkından kaynaklanan bedel olan 1.000,00-TL’nin tahsilini istemiştir. 04/02/2021 tarihli dilekçesi ile ise dava değerini ıslah etmiştir. Dava dilekçesinin herhangi bir bölümünde davanın belirsiz alacak davası olduğu yönünde bir ifadeye yer verilmediği, fazlaya ilişkin haklar saklı tutularak davanın açıldığı belirtilmiştir. Davanın belirsiz alacak davası veya kısmi dava niteliğinde açılması davacı tarafın tercihine bağlı olmakla birlikte, dava türünün değiştirilmesi ancak tam ıslah suretiyle mümkündür. 6100 sayılı kanunun 176. maddesinin birinci fıkrasına göre; “Taraflardan her biri, yapmış olduğu usul işlemlerini kısmen veya tamamen ıslah edebilir.”. 6100 sayılı HMK’nın 180. maddesi çerçevesinde davasının türünü tamamen ıslah yoluyla değiştirilmesi mümkün olup, bu durumda davacı tarafça bir haftalık süre içerisinde yeni bir dava dilekçesi verilmesi gerekir. Davacı vekili her ne kadar mahkememizce yapılan ön inceleme duruşmasında davayı belirsiz alacak davası olarak açtıklarını belirtmiş ise de; bu bildirimden itibaren bir hafta içerisinde yeni bir dava dilekçesi vermemiştir. Yani davacı tarafça kısmi dava olarak açılan davada 6100 sayılı HMK’nın 180. maddesi kapsamında tam ıslah yapılarak dava usulüne uygun bir şekilde belirsiz alacak davasına dönüştürülmemiştir. Emsal nitelikteki Yargıtay 17.Hukuk Dairesi’nin 08/03/2017 tarihli 2016/8382 Esas ve 2017/2508 Karar sayılı, 13/11/2017 tarihli 2016/19039 Esas ve 2017/10425 Karar sayılı kararları ile Yargıtay 22. Hukuk Dairesi’nin 04/07/2019 tarihli 2017/23327 Esas ve 2019/15098 Karar sayılı kararları çerçevesinde davacı vekilinin davası HMK’nın 109. maddesi gereğince kısmi dava olarak, 04/02/2021 tarihli dilekçesi ise ıslah dilekçesi olarak kabul edilmiştir. Nitekim; emsal Yargıtay 22. Hukuk Dairesi’nin kararına göre davanın türünün ıslah yolu ile değiştirilmesi mümkün iken, Yargıtay 9. Hukuk Dairesi’nin 08/10/2020 tarihli, 2020/3555 Esas ve 2020/11098 Karar sayılı kararında dava türünün ıslah yolu ile değiştirilmesinin mümkün olmadığı belirtilmiştir.
Olayda uygulanması gereken 6102 sayılı TTK’nın 1420. maddesinde; (1) Sigorta sözleşmesinden doğan bütün istemler, alacağın muaccel olduğu tarihten başlayarak iki yıl ve 1482 nci madde hükmü saklı kalmak üzere, sigorta tazminatına ve sigorta bedeline ilişkin istemler her hâlde rizikonun gerçekleştiği tarihten itibaren altı yıl geçmekle zamanaşımına uğrar. (2) Diğer kanunlardaki hükümler saklıdır.” düzenlemesine yer verilmiştir.
Bu düzenlemeye göre sigorta sözleşmesinden doğan bütün istekler 2 yılda zamanaşımına uğrar. Bu nevi alacaklar için 6098 sayılı TBK’nın 149. maddesindeki muacceliyet tarihi, zamanaşımı süresinin başlangıç tarihi olacaktır. Poliçelerde sigorta tazminat alacağının muacceliyet tarihinde sigortalı lehine değiştiren bir hüküm bulunmayan hallerde ise 6102 sayılı TTK’nın 1420. maddesindeki genel kural uygulanmalıdır. Kısmi davada istenmeyen kısım için zamanaşımı süresi işlemeye devam edecektir.
Toplanan deliller, aldırılan bilirkişi raporları ve tüm dosya içeriğine göre; 14/02/2018 tarihinde davacı şirketin fabrika binasında yangının meydana geldiği, yangında davacının veya herhangi birinin kusurlu bulunmadığı, düzenlenen yangın raporunda yangının çıkış sebebinin “ön filtre ile siklon makinesi arasında bulunan plastik boru içerisine kaçan kıvılcımın önce boru içerisindeki malları yakarak, ardından plastik kısmı erittiği, daha sonra yere düşen plastik eriyiğinin yerdeki malları tutuşturduğu” şeklinde ifade edildiği, iş yerinin olay tarihini de kapsayacak şekilde 1 yıl süreli geniş kapsamlı yangın paket sigorta poliçesinin davalı … tarafından düzenlendiği, çıkan yangının davalı … şirketinin poliçe teminatı kapsamında kaldığı, nitekim; yangın sonrasında davalı … şirketinin de davacıya banka kanalıyla toplam 3.644.693,06 TL ödeme yaptığı, yangın çıkan fabrika binasının dava dışı …’a ait olduğu, sigorta teminatı içerisinde 275.000,00 TL üst limitli yangın mesuliyet teminatının da olduğu, binada meydana gelen hasar bedelinin bu teminat kapsamında bina sahibine yapılabileceği, 25/04/2018 tarihli yazı ile bina sahibi …’ın 275.190,00 TL ödemenin sigortalıya yapılmasına muvafakat ettiği, dolayısıyla binaya ilişkin üst teminat limitinin ödenmiş olması nedeniyle davalı … şirketinin bina hasarı yönünden sorumluluğunun kalmadığı; sigorta eksperi tarafından yapılan incelemeye göre, sigortalı tarafından işletmede 170.000,00 USD bedelli emtia bulunduğunun beyan edildiği ancak eksper tarafından yapılan inceleme sırasında emtia maliyet değerinin 853.115,34 TL olduğunun belirlendiği, davacı tarafça sunulan belgelere göre 14/02/2018 tarihi itibari ile ilgili mallara ilişkin stok değerinin 926.262,47 TL olduğu, hasar gören emtia tutarının 399.252,00 TL olduğu, emtia hasarları bakımından eksik sigortanın bulunduğu ve oranının % 30,26 olduğu, buna göre eksik sigorta tutarının (399.252,00 TL x eksik sigorta oranı 0,3026=) 120.813,66 TL olduğu, makine, demirbaş, emtia hasarına ilişkin toplam davacı zararının 3.356.625,54 TL olduğu, buna karşılık davalı ödemelerinin 3.644.693,06 TL olduğu, dolayısıyla davacının eksik kalan zararının bulunmadığı, dava dışı… yetkilisi tarafından 12/03/2013 tarihli yazı ile “yanan makine hurdalarının brim fiyatının 1,00 TL’den alımı” konusunda teklif verilmiş olması ve bu firma tarafından makine enkazının kaldırılacak olması nedeniyle makine hurdaları için ayrı bir enkaz kaldırma ücreti ödenmesine gerek olmayacağı; bina enkazı için zararın 283.000,00 TL olduğu, % 4’ünün enkaz kaldırma bedeli olarak hesap edilmesi gerekir ise de, enkaz kaldırma klozunda bu masraflarla ilgili teminatın, sigorta bedelinin içinde olduğu ve davalı sigortacının sorumluluğunun her durumda toplam sigorta bedelini aşamayacağı, bina için yangın mali mesuliyetinin 275.000,00 TL olduğu ve zarar miktarının bu rakamı geçtiği, dolayısıyla enkaz kaldırma masrafının da bu rakam içinde kabul edilmesi gerektiği; demirbaş enkazı için toplam zararın 37.200,00 TL olduğu, % 4’üne isabet eden enkaz masrafının 1.488,00 TL olduğu; emtia hasarları için zararın 120.813,66 TL olduğu, % 4’üne isabet eden enkaz masrafının 4.832,54 TL olduğu, böylece davalı … tarafından giderilmemiş enkaz kaldırma bedelinin 1.488,00 TL’si demirbaş ve 4.832,54 TL’si emtia olmak üzere toplam 6.320,54 TL olduğu, tarafların, sigorta sözleşmesi ile birlikte “hasar tazminatının, tazminat ödemesinin yapıldığı tarihteki TCMB döviz satış kuru üzerinden TL olarak ödeneceği” konusunda anlaşmaya vardıkları, buna göre de bilirkişiler tarafından zarar hesabı yapılırken 14/02/2018 hasar tarihindeki 3,8093 USD’nin dikkate alındığı, en son hasar ödemesinin 26/04/2018 tarihinde yapıldığı, TCMB döviz satış kuru 4.0742 TL üzerinden 14/02/2018 olay tarihi itibariyle 1 USD = 3,8093 TL kur üzerinden karşılığı dikkate alındığında toplam kur farkının 252.983,97 TL olduğu, davacının giderilmemiş enkaz kaldırma bedelinin 1.488,00 TL’si demirbaş ve 4.832,54 TL’si emtia olmak üzere toplam 6.320,54 TL ve kur farkı bedelinin ise 252.983,97 TL olduğu olduğu anlaşılmakla birlikte; davalı … davacıya en son 26/04/2018 tarihinde ödeme yapmıştır. Eksik ödemenin yapıldığı bu tarih muacceliyet tarihi olarak belirlendiğinden, bu tarih ile ıslah tarihi olan 04/02/2021 tarihi arasında 6102 sayılı TTK’nın 1420. maddesi gereğince 2 yıllık zaman aşımı süresinin dolduğu anlaşıldığından, ıslah edilen 257.304,51-TL tutarındaki alacakla ilgili isteğin zaman aşımı nedeniyle reddine karar vermek gerekmiştir. Davacı vekilinin dava dilekçesindeki isteğine gelince; bu dilekçe ile eksik ödenen 5.000,00 TL ile enkaz kaldırma bedeli olan 1.000,00-TL’nin ve kur farkından kaynaklanan 1.000,00-TL’nin tahsilini istediği görülmüştür. Aldırılan ve benimsenen 19/01/2021 tarihli üçüncü ek rapora göre davacıya, davalı … tarafından eksik hasar ödemesinin yapılmadığı, buna ilişkin 5.000,00 TL tutarındaki davacı isteğinin haksız olduğu, buna karşılık davacının giderilmemiş 1.000,00 TL’si enkaz kaldırma bedeli ve 1.000,00 TL’si kur farkı olmak üzere toplam 2.000,00 TL alacağı davalıdan istemekte haklı olduğu kanaatine varıldığından, davanın bu miktar üzerinden kısmen kabulüne, 2.000,00 TL alacağın 26/04/2018 tarihinden itibaren avans faizi ile birlikte davalıdan alınmasına karar vermek gerekmiş, tüm dava hakkında aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM ; Yukarıda yazılı bulunan gerekçeye göre;
1-Davanın KISMEN KABULÜ ile;
a-Dava dilekçesiyle istenen 1.000,00 TL’si enkaz kaldırma bedeli, 1.000,00 TL’si kur farkından kaynaklanan bedel olmak üzere toplam 2.000,00 TL alacağın 26/04/2018 tarihinden itibaren avans faizi ile birlikte davalıdan alınarak, davacıya verilmesine,
b-Dava dilekçesiyle istenen fazlaya ilişkin isteğin reddine,
c-Islah dilekçesiyle ıslah edilen miktar olan 257.304,51 TL’ye ilişkin isteğin zaman aşımı nedeniyle reddine,
2-Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken ‭136,62‬ TL harçtan peşin olarak alınan 119,55 TL harçtan ve 4.395,00 TL ıslah harcından düşülmesi ile kalan ‭4.377,93‬ TL harcın karar kesinleştiğinde ve istek halinde davacı tarafa iadesine,
3-Davacının yatırmış olduğu 35,90 TL’si başvurma harcı, 136,62 TL’si peşin harç ve ıslah harcı olmak üzere toplam ‭172,52‬ TL’nin davalıdan alınarak, davacıya verilmesine,
4-Davacının yapmış olduğu 269,90 TL’si posta-tebligat gideri ve 4.500,00 TL’si bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 4.769,90 TL yargılama giderinin davanın kabul ve red oranına göre takdiren 36,09 TL’sinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, kalan kısmının davacı üzerinde bırakılmasına,
5-Karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT’ye göre takdir ve tayin edilen 2.000,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak, davacıya verilmesine,
6-Karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT’nin 13/3 maddesine göre takdir ve tayin edilen 2.000,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak, davalıya verilmesine,
7-Davacı tarafça yatırılan gider avansından kullanılmayan kısmın karar kesinleştiğinde davacıya iadesine,
Dair; davacı vekilinin yüzüne karşı, davalı vekilinin yokluğunda, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki haftalık süre içerisinde Bölge Adliye Mahkemeleri nezdinde istinaf yolu açık olmak üzere karar verildi. 09/03/2021

Katip …
E-imza

Hakim …
E-imza