Emsal Mahkeme Kararı İzmir 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/64 E. 2022/538 K. 02.06.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/64
KARAR NO : 2022/538

DAVA : İstirdat (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 16/01/2018
KARAR TARİHİ : 02/06/2022

Mahkememizde görülen davanın yapılan açık yargılaması sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Dava konusu çek hakkında, yargılama esnasındaki muhtemel icra takibinin/takiplerinin yargılamanın sonuna kadar, teminatsız olarak, tedbiren durdurulmasını, Bakırköy 5. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin …. Esas sayılı dosyasından verilen ödeme yasağının yargılamanın sonuna kadar devamını, davanın kabulü ile, dava konusu çekin müvekkil … A.Ş. firmasına iadesini, yargılama giderleri ve avukatlık ücretinin davalı yana yüklenmesini karar verilmesini talep eden dilekçesini mahkememize sunmuştur.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; mahkemece resen tetkik edilecek sebeplere istinaden davalı şirketin iyiniyetli üçüncü kişi olduğunun kabulü ile aleyhe tesis edilen davanın reddini, yargılama gideri ve vekalet ücretinin karşı yana tahmiline karar verilmesini talep eden dilekçesini mahkememize sunmuştur.
Dava; davacı tarafından Bakırköy 5. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … sayılı esas dosyasında davacı şirketin elinden çıkan dava konusu çekin davalıdan istirdadına yönelik açılmış dava olup, uyuşmazlık konusu da Bakırköy 5. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … sayılı dosyası ara kararı gereği davacı şirketin elinden çıkan dava konusu çekin davalıdan istirdadı talebinin haklı olup olmadığı,
Dava konusu çekteki davacı şirket ile ilişkilendirilen ciro işleminin sahte olup olmadığı,ciro silsilesinde kopukluk olup olmadığı, Davalının çeki nereden nasıl ve hangi ticari ilişkiden teslim aldığı, davacının davalıdan istirdat talebinin haklı olup olmadığı hususlarında toplanmaktadır.
Davalı … Madde ve Ticaret A.Ş.’nin ve dava dışı … A.Ş.’nin defter ve belgeleri SMM bilirkişi marifetiyle incelenmiştir. Dosya içinde tarafların sunmuş olduğu tüm deliller toplanmış, Bakırköy 5. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … esas, … karar sayılı 09/05/2018 tarihli kararı dosya içinde hazır edilmiş ve kararı istinaf etmemeleri üzerine 05/07/2018 tarihinde kesinleştiği ilgili mahkemesince bildirilmiştir.
… A.Ş.’den ilgili müzekkere cevapları istenilmiş, … Bankası’ndan müzekkere cevapları istenilmiş. Dosya içinde hazır edilmiştir.
Tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde alınan bilirkişi heyet raporu da birlikte değerlendirildiğinde; TTK. 792 kapsamı çerçevesinde çekin istirdatı talebinin çek elinden rızası dışında çıkan (maddi anlamda hak sahibi olduğunu iddia eden) kişi tarafından çeki elinde bulunduran kişiye karşı davanın açılması gerektiği, çeki iade eden kişiye karşı böyle bir dava açılmasının mümkün olmayacağından davanın reddi gerekmiştir.
Kanun koyucu, Türk Ticaret Kanunun “Kıymetli Evrak Hukuku” kitabının dördüncü kısmını kambiyo senetleri oluşturmaktadır. Kambiyo senetleri de kanun koyucu tarafından üçlü bir ayrıma tabi tutulmuştur. Kambiyo senetlerinin üçüncü bölümünü de çekler oluşturmaktadır. Çekler niteliği itibariyle alacak hakkını temsil eden bir kıymetli evraktır. Nitekim TTK 780’de çeklere belli bir miktar paranın bağlanması zorunlu kılınmıştır. Alacak hakkını temsil eden bir kıymetli evrak olan çekteki alacak hakkının ileri sürülmesi çekin ibrazıyla mümkündür. Zira TTK 646’da kıymetli evrak borçlusunun ancak senedin ibrazı karşılığında ödemekle yükümlü olduğu belirtilmiştir. Diğer tarafın kıymetli evraka bağlanan somut olayda çekteki alacak hakkının devredilebilmesi için kıymetli evrak üzerinde zilyetliğin de devredilmesi gerekir( bk. TTK 647). Bu itibarla çek, bir alacak hakkını temsil ettiği gibi onun eşya hukuku boyutu da bulunmaktadır. Hakkın ileri sürülmesi hakkın bağlanmış olduğu evrakın da alacaklı olduğunu iddia eden kişinin elinde bulunması gerekir. Bununla birlikte evrakın bir şekilde maddi hukuk anlamında hak sahibi olan kişinin elinden çıkması hakkın da zayi olması sonucunu doğurmaz.
Nitekim çekte hak sahibi olduğunu ileri süren kişinin rızası dışında bir şekilde çekin elinden çıkmış olması nedeniyle hakkını kullanmadığı durumda, TTK 818 atfı gereğince çekler bakımından da uygulama alanı bulan TTK 757 vd. maddeleri uyarınca çekin zayi olması nedeniyle iptalini isteyebilir. Kanunda öngörülen ilan prosedürü sonucunda çekin ibraz edilmemesi durumunda mahkeme çekin iptaline karar verir. Çekin ibrazı halinde, artık çekin iradesi dışında elinden çıktığını ileri süren kişinin haksız olarak çeki elinde bulunduran kişiye karşı çekin (evrakın) iadesi yönünde dava açması gerekir.
Somut olayda, çekin rızası dışında elinden çıktığını iddia eden davacı … AŞ çeki takas yoluyla sorduran davalı … AŞ’ye karşı çekin kendisine iadesi talebiyle dava açmıştır. TTK 790’da çek herhangi bir suretle hamilin elinden çıkması durumunda, çeki eline geçmiş bulunan yeni hamilden çekin iadesinin istenebilmesi için hamilin kötüniyetli veya iktisabında ağır kusurlu olması gerekir. Hüküm çerçevesinde çek üzerindeki zilyetliği kaybeden hamilin açtığı istirdat davasından sonuç alabilmesi için iki şartın varlığına ihtiyaç vardır:
Davanın çeki elinde bulunduran kişiye karşı açılması
2.Çeki elinde bulunduran kişinin iktisabının kötüniyetli veya ağır kusurlu olması gerekir.
İki numaralı şartın anlam ifade edebilmesi için talebin çeki elinde bulunduran kişiye karşı yöneltilmiş olması gerekir. Başka bir ifadeyle çeki elinde bulunduran kişiye karşı dava açıldıktan sonra, çeki elinde bulunduran kişinin kötüniyetli veya ağır kusurlu olup olmadığı tartışılabilir.
Uyuşmazlığa konu olan çekteki ciro zinciri incelendiğinde tüm ciroların beyaz ciro şeklinde yapıldığı görülmektedir. İl cironun … AŞ’nin ticaret unvanı kullanılarak yapıldığı, devam eden ciro zincirindeyse sırasıyla, … Ltd Şti, … AŞ’nin ciroları yer almaktadır.
Heyetimizde yer alan bilirkişi Mehmet Karaoğlan tarafından hem davalının hem de onun çeki devraldığı … AŞ’nin ticari defterleri üzerinde inceleme yapılmıştır.Söz konusu tespitlerden de görüleceği üzere, “Dava dışı … A.Ş. dava konusu çeki kayıtlarına … çek numarası ile 23.03.2017 tarihli Çek Alındı bordrosu ile dava dışı … –… İth.İhr. ‘dan giriş yapıldığı 28.06.2017 tarih … nolu tahsilat makbuzu ile davalı Firmaya verdiği 21.08.2017 tarih … nolu Müşteri Çrek İade bordrosu ile karşılıksız olması nedeniyle Davalı firmadan iade alındığı Dava dışı …. –… firmasına dava dışı … A.Ş. kaşeli imzalı olarak 28.08.2017 tarihli Satıcıdan gelen Karşılıksız Çek dekontu iade edildiği şeklinde borç dekontu düzenlendiği anlaşılmaktadır”.
Yine davalı defterleri üzerinde yapılan incelemede de … AŞ’den alınan çekin … AŞ tarafından … AŞ’ye devredildiği anlaşılmaktadır. 21.08. 2017 tarihli çek iadesi bordrosu incelendiğinde, çekin … AŞ’ye iade edildiği görülmektedir.
Görüldüğü üzere hem davalı şirketin beyanların hem de davalı şirketle dava dışı … AŞ’ye ilişkin defter ve belgeleri üzerinden kayıtlardan uyuşmazlığa konu olan çeke davalı şirketin hamil olmadığı anlaşılmaktadır. Halbuki, TTK 792 çerçevesinde çekin iadesi davası çeki elinde bulunduran kişiye karşı açılması gerekir .
Yargıtay da oldukça yeni tarihli bir kararında TTK 792 çerçevesinde açılacak çekin istirdatı davasının çekin hamiline karşı açılabileceğine hükmetmiştir. Bu kararın ilgili bölümü şu şekildedir:
“…Uyuşmazlığın çözümünde ayrıca önem arz etmesi nedeniyle çek istirdadına ilişkin davalarda taraf sıfatına ( husumete ) değinilmesinde yarar bulunmaktadır. Davada sıfat, tarafın, dava konusu maddi hukuk ilişkisinin süjesi olup olmamasıyla ilgilidir. Taraf sıfatı ( husumet ), maddi hukuka göre belirlenen, bir sübjektif hakkı dava etme yetkisini ya da bir sübjektif hakkın davalı olarak talep edilebilme yetkisini gösteren bir kavram olup dava konusu sübjektif hakka ilişkindir. 6102 Sayılı TTK’nın 792. maddesi kapsamında çek istirdadı istemiyle açılacak davalarda husumet kural olarak çeki elinde bulunduran kimseye ( hamile ) yöneltilir. Başka bir anlatımla, çeki muntazam bir ciro zinciri ile elinde bulundurması nedeniyle şekli anlamda meşru hamil sıfatını haiz kimseler, kendilerine karşı, çekin iktisabında 6102 Sayılı TTK’nın 792. maddesi anlamında kötü niyetli veya ağır kusurlu oldukları iddiasıyla açılacak davalarda davalı olarak yer alırlar. Bu anlamda yeni hamilin çeki devraldığı kimsenin çeki iktisabındaki kötü niyetine veya ağır kusuruna dair iddia, çekin istirdadı istemine ilişkin olarak yeni hamile karşı açılan davada uyuşmazlık konusu olmadığından mahkemece yapılacak değerlendirmede nazara alınmaz. Bu tür davalarda uyuşmazlık, çeki elinde tutan hamilin çeki iktisabında kötü niyeti yahut ağır kusurunun mevcudiyeti noktasında toplanmakta olup yargılama, çekin istirdadını talep eden davacı ile çeki elinde bulunduran hamil arasında görülüp karara bağlanır…” ( HGK, 6.4.2021, E.2015/11-159, K. 2021/417, Kazancı Veri Tabanı).
Yukarıda da ifade edildiği üzere davalı şirket tarafından dava açılmasından önce 21.08.2017 tarihinde istirdatı istenen çekin dava dışı … AŞ’ye iade edildiği anlaşılmaktadır. Bu nedenle çekin istirdatı isteminin davalı … AŞ’ye yönetilemeyeceği kanaatine varılmıştır. Diğer taraftan dosyadaki belge ve bilgilerden uyuşmazlığa konu olan çekin davalı … AŞ tarafından çekin düzenleyeninden tahsil edilmediği anlaşılmaktadır. Zira, çek yukarıda da belirtildiği üzere dava dışı … AŞ’ye karşılıksız çıkması nedeniyle iadesi gerçekleşmiştir.
TTK 792 çerçevesinde çekin istirdatı talebinin çek elinden rızası dışında çıkan (maddi anlamda hak sahibi olduğunu iddia eden) kişi tarafından çeki elinde bulunduran kişiye karşı açılması gerektiği, çeki iade eden kişiye karşı böyle bir dava açılması mümkün değildir.
Davalı … AŞ ile dava dışı … A.Ş.’nin ticari defter ve belgeleri üzerinde yapılan incelemede, uyuşmazlığa konu olan çekin ödenmemesi üzerine dava dışı … AŞ’ye dava tarihinden önce 21.08.2017 tarihinde iade edildiği anlaşılmaktadır. Bu itibarla davalı şirket dava açıldığı anda çekin hamili olmadığı gibi, çek bedelini de düzenleyen tahsil etmemiştir. Tüm açıklamalar dosya içeriğiyle ve usul, yasa ve mevzuata uygun alınan 23/03/2022 havale tarihli bilirkişi raporu da dikkate alınarak davanın reddine dair mahkememizdeki vicdani kanıyı yansıtan aşağıdaki hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM ; Yukarıda yazılı bulunan gerekçeye göre;
1-Davanın REDDİNE,
2-Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 80,70 TL harçtan peşin olarak alınan 853,88 TL harcın düşülmesi ile kalan 773,18‬ TL harcın karar kesinleştiğinde isteği halinde davacı tarafa iadesine,
3-Davacı tarafça yapılan yargılama giderlerinin kendisi üzerine bırakılmasına,
4-Davalıların yapmış olduğu 2.250,00 TL’si bilirkişi ücretinin davacıdan alınarak, davalıya verilmesine,
5-Karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT’ye göre takdir ve tayin edilen 7.300,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak, davalılara verilmesine,
6-Taraflarca yatırılan gider avansından kullanılmayarak artan kısmın karar kesinleştiğinde yatıran tarafa iadesine,
Dair, davalı vekilinin yüzüne karşı kararın taraflara tebliğinden itibaren 6100 sayılı yasanın 345. Maddesi uyarınca 2 haftalık kesin süresi içerisinde Bölge İstinaf Mahkemesine başvuru yolunun açık olduğu açıkça okunup usulünce anlatıldı.02/06/2022

Katip …
E-imza

Hakim …
E-imza