Emsal Mahkeme Kararı İzmir 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/561 E. 2021/1016 K. 03.12.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/561
KARAR NO : 2021/1016

DAVA : İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 09/05/2018
KARAR TARİHİ : 03/12/2021

Mahkememizde görülen davanın yapılan açık yargılaması sonucunda;
İTİRAZ ;
İzmir … İcra Müdürlüğü’nün …/… sayılı dosyasında; davacı alacaklı tarafından, davalı borçlu hakkında 6.379.971,36 TL’si asıl alacağın tahsili amacıyla ilamsız icra takibi başlatılmıştır.
Kendisine 03/04/2018 tarihinde usulüne uygun olarak ödeme emri tebliğ edilen davalı borçlu yasal süre içerisinde vekili aracılığıyla verdiği 03/04/2018 tarihli dilekçesi ile; takipte istendiği gibi bir borcun bulunmadığını ileri sürerek ferileriyle birlikte borcun tamamına itiraz etmiştir.
İDDİA ;
Davacı vekili dava dilekçesi ile özetle; müvekkilinin, davalıya İzmir … Noterliği’nden gönderdiği 07/03/2018 tarihli
… yevmiye numaralı ihtarname ile faizin ödenmesi için süre verdiğini ancak davalı tarafça verilen süre içerisinde ödeme yapılmadığını, davalı hakkında İzmir … İcra Müdürlüğü’nün …/… sayılı dosyasında faturaya dayalı olarak toplam 6.379.971,36 TL faiz alacağının tahsili amacıyla ilamsız icra takibi başlatıldığını, davalı tarafça kötü niyetli ve haksız olarak takibe itiraz edildiğini, müvekkili tarafından davalı adına 01/05/2014 tarihli … numaralı, 01/06/2014 tarihli …numaralı, 01/07/2014 tarihli … numaralı, 01/08/2014 tarihli … numaralı, 01/09/2014 tarihli … numaralı, 01/10/2014 tarihli … numaralı, 31/10/2014 tarihli … numaralı, 30/11/20147 tarihli …numaralı, 31/12/2014 tarihli … numaralı, 01/02/2015 tarihli…numaralı, 28/02/2015 tarihli … numaralı, 31/03/2015 tarihli… numaralı, 30/04/2015 tarihli… numaralı, 31/05/2015 tarihli … numaralı ve 30/06/2015 tarihli … numaralı faturaların düzenlendiğini, son ödeme tarihlerinde ödemelerin yapılmadığını, ödemelerin büyük bir kısmının ödeme vadelerinden sonraki tarihlerde ve Mayıs 2016 ile Ocak 2017 tarihlerinde yapıldığını, katılımcıların ödemelerini geç yapması durumunda … Müteşebbis Heyeti’nin kararına istinaden faiz alınması gerekirken faiz tahakkuk ettirilmediğini, buna ilişkin faturanın düzenlenmediğini ve dolayısıyla ödemelerini geç yapan katılımcılar adına faiz tahakkuk ettirilip tahsilat yapılırken davalıya faiz tahakkuk ettirilmediğini ve faiz tahsilatı yapılmadığını belirterek, davalının itirazının iptaline, takibin devamına, müvekkili yararına alacağın % 20’sinden az olmamak üzere icra inkar tazminatının davalıdan tahsiline, yargılama gideri ve vekalet ücretinin davalı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini istemiştir.
4562 sayılı Organize Sanayi Bölgeleri Kanunu’nun 21. maddesinin 1. fıkrasındaki “OSB tüzel kişiliği, bu Kanunun uygulanması ile ilgili işlemlerde her türlü vergi, resim ve harçtan muaftır.” düzenlemesi nedeniyle davacı harçtan muaf olduğundan dava açılışı sırasında harç yatırılmamıştır.
CEVAP ;
Davalı vekili cevap dilekçesi ile özetle; davacı tarafın iddialarını somutlaştırmadığını, davacı tarafça taraflar arasında bir ilişki bulunup bulunmadığı, bulunuyor ise bu ilişkinin ne olduğu, müvekkilinin OSB’nin katılımcısı olup olmadığı gibi hususları ortaya koyamadığı gibi müvekkiline doğalgaz verildiğine ve faturaların teslim edildiğine ilişkin herhangi bir delil de sunmadığını, hangi fatura için hangi tarih aralığı bakımından ne miktarda ve hangi oranda faiz istendiğinin açıklanmadığını, soyut olarak faiz isteğinde bulunulmasının mümkün olmadığını, davacı tarafın ihtarnamesine karşılık müvekkili tarafından İzmir … Noterliği’nin 09/03/2018 tarihli … yevmiye numaralı cevabi ihtarnamesinin gönderilerek davacıya “herhangi bir borcun bulunmadığı” hususunun bildirildiğini, daha sonra davacı tarafça 21/03/2018 tarihli 6.379.971,36 TL bedelli e-faturanın düzenlenerek müvekkiline gönderildiğini, müvekkilinin İzmir … Noterliği’nin 28/03/2018 tarihli … yevmiye numaralı ihtarnamesi ile bu faturayı iade ettiğini, faturaya itiraz edildiğini, tek başına bu faturanın davanın ispatı için yeterli olmadığını, hizmetin verildiği konusunda bir sözleşmenin de sunulmadığını, temel ilişkinin ortaya konmadığını, davacı tarafın daha sonradan delil göstermesine ve sunmasına muvafakatlerinin bulunmadığını, müvekkilinin faiz borcunun olmadığını, kabul anlamına gelmemek kaydıyla taraflar tacir olup müvekkilinin TTK’nın 18/3 maddesinde belirtilen şekillerde temerrüde düşürülmediğini, müvekkiline asıl alacak ödeninceye kadar herhangi bir ihtarname gönderilmediğini, 07/03/2018 tarihli ihtarnamenin temerrüt ihtarı yerine geçmediğini, zira asıl alacağın bu ihtardan çok önce ödendiğini, asıl alacağın sona erdiğini, davacı tarafın asıl alacağın ödenmesi sırasında gecikme faizine ilişkin haklarını saklı tutmadığını ve itirazi kayıt koymadığını, davaya ve takibe konu faturanın 21/03/2018 tarihli müteşebbis heyet kararına istinaden düzenlendiğinin belirtildiğini, bu kararın geçmişe etkili olarak uygulanmak suretiyle faiz istenemeyeceğini, davacı tarafın kötü niyetli olarak faiz isteğine dayanak yaratmak amacıyla taraflarınca ihtarnameye cevap verildikten sonra müteşebbis heyeti kararı aldığını ve fatura düzenlediğini, müteşebbis heyeti kararlarının 21/03/2018 tarihli olduğunu, davacının takibe dayanak yaptığı faturanın da 21/03/2018 tarihli olduğunu, davacı tarafın basiretli bir tacir gibi hareket etmediğini, bu nedenle kötü niyet tazminatına hükmedilmesi gerektiğini, düzenlenen faturanın usul ve yasaya aykırı olduğunu, temerrüt faizinin asıl alacak ödenene kadar işletilen faiz olduğunu, davacı tarafça faize faiz yürütüldüğünü, resmi yazışmalarda ve hesap bildirim pusulalarında beyan edilen alacak tutarlarında hiçbir zaman faiz alacağından söz edilmediğini, dava itirazın iptali davası olup davacı tarafın fazlaya ilişkin haklarını saklı tutamayacağını, dava konusunun yargılamayı gerektirdiğini, bu nedenle icra inkar tazminatı istenemeyeceğini belirterek davanın reddine, müvekkili yararına alacağın % 20’sinden az olmamak üzere kötü niyet tazminatının davacıdan tahsiline, yargılama gideri ve vekalet ücretinin davacı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini istemiştir.
GEREKÇE ;
Dava; hakkında gecikme faizine ilişkin fatura alacağının tahsili amacıyla ilamsız icra takibi başlatılan davalının borca itirazının iptali istemine ilişkindir.
Davanın ve takibin konusu fatura incelendiğinde; 21/03/2018 tarihli KDV dahil 6.379.971,36 TL bedelli olduğu, davacı tarafından davalı adına düzenlendiği, fatura içeriğinde “mal hizmet bölümünde gecikme faizi” olduğunun yazılı olduğu, faturanın alt tarafında dava dilekçesinde belirtilen faturaların belirtilen son ödeme günlerinde ödemelerinin yapılmadığının tespit edilmesi ile 21/03/2018 tarihli ve …-… numaralı müteşebbis heyeti kararı gereğince açıklamasının düşüldüğü görülmüştür.
… Müteşebbis Heyeti’nin 21/03/2018 tarihli …-… sayılı kararı incelendiğinde; (3) numaralı maddesinde “Bölge katılımcılarından ve aynı zamanda bölgenin % 20 iştirakinin bulunduğu … A.Ş.’nin Bölgeye olan 2014-2015 yıllarına ait toplamda 15 adet ve 22.000.000,00 TL’yi bulan faturaların belirtilen son ödeme tarihlerinde ödenmediği, bu fatura tutarlarının toplamı olan bakiyenin Mayıs 2016 ve Ocak 2017 tarihlerinde ödemelerinin yapıldığı, geç ödemelerden kaynaklı faiz tahakkuk ettirilmediği ve faizlerin de ödenmediği hususunun tespit edildiği, müteşebbis heyetinin kararı gereği geç ödemeler için faiz tahakkuk ettirilmesi ve katılımcılardan da faiz tahsil edilmesi karar altına alındığından yapılan tespit üzerine söz konusu faizin ödenmesi konusunda taraflarınca verilen yetki ile hukuk müşavirlerinin ödenmesi konusunda ihtarname gönderdiği, ilgili şirket vekili tarafından ihtara verilen cevapta faizin ödenmediği kabul edilmesine rağmen ana paranın ödenmesiyle artık faizin ödenmeyeceğine yönelik ihtara cevap verildiği, söz konusu müteşebbis heyet kararı çerçevesinde ilgili şirketten bölgenin katılımcılarından tahsil edilen ve arsa satışı ile elde edilen gelirlerden ilgili şirkete ait borçların ödenmesiyle uğranılan zararın gecikme faizi alınarak giderilmesi için tahsili yönünde gerekli hukuki işlemlerin başlatılması” konusunda oy birliğiyle karar verildiği görülmüştür.
Davacı davalıya İzmir …. Noterliği’nden gönderdiği 07/03/2018 tarihli … yevmiye numaralı ihtarname ile; dava dilekçesinde belirtilen faturaları da yazarak bu faturaların son ödeme tarihlerinde ödemelerinin yapılmadığını, ödemelerin büyük bir kısmının ödeme vadelerinden sonraki tarihlerde ve Mayıs 2016 ile Ocak 2017 tarihlerinde yapıldığını, katılımcıların ödemelerini geç yapması durumunda … Müteşebbis Heyeti’nin kararına istinaden faiz alınması gerekirken faiz tahakkuk ettirilmediğini, buna ilişkin faturanın düzenlenmediğini ve dolayısıyla ödemelerini geç yapan katılımcılar adına faiz tahakkuk ettirilip tahsilat yapılırken davalıya faiz tahakkuk ettirilmediğini ve faiz tahsilatı yapılmadığını, ihtarın çekildiği tarihe kadar faizin ödenmemesi nedeniyle 28/02/2018 tarihi itibariyle hesaplanan 5.381.730,09 TL + KDV tutarında faizin ödenmesi gerektiğini bildirerek tebliğden itibaren 3 gün içerisinde bu miktar faizin ödenmesini, aksi halde yasal yollara başvuracağını ihtar etmiştir.
Davalı davacıya İzmir … Noterliği’nden gönderdiği 09/03/2018 tarihli … yevmiye numaralı cevabi ihtarname ile; müvekkili tarafından faturaların ödendiğini, asıl alacağın sona erdiğini, TBK’nın 131/1 maddesi gereğince asıl alacak sona erdiği takdirde asıl alacağın ferisi niteliğindeki faiz alacağının da sona ereceğini, karşı tarafa faiz borcunun bulunmadığını, faize faiz işletilmesi yasağının bulunduğunu bildirmiştir.
Mahkememizce yapılan 12/02/2019 tarihli duruşmada taraflar arasındaki uyuşmazlık; “davalının davacının bağlı olduğu, bölgede doğalgaz hizmeti nedeniyle icra takibine konu edilen faturadan kaynaklı gecikme faiz alacağının bulunup bulunmadığı” olarak belirlenmiştir.
Mali müşavir bilirkiş … 30/10/2019 tarihli raporunda özetle; davacıya ve davalıya ait 2014 ve 2015 yıllarına ilişkin ticari defterlerin yasal noter açılış ve kapanış tasdiklerinin süresinde yapıldığını, diğer yıllara ait ticari defterlerin e-defter olarak tutulduğunu, yasal süresinde beratlarının alındığını, usulüne uygun tutulduklarını, sahipleri lehine delil niteliğinde olduklarını, davacı tarafa ait ticari defterlerde dava dilekçesinde belirtilen tüm faturaların kayıt altına alındığını, ayrıca takibe konu 6.379.971,36 TL bedelli faiz faturasının … yevmiye numarası ile davacı defterlerinde kayıt altına alındığını, davalı şirket ticari defterlerinde 6.379.971,36 TL bedelli faiz faturasının kayıt altına alınmadığını, BA-BS formları ile vergi dairesine beyan edilmediğini, tarafların defterlerinin takibe konu fatura haricinde birbiriyle uyumlu olduğunu, fatura ödeme kayıtları dikkate alınarak istenebilecek faiz tutarının 2.635.618,76 TL olabileceğini bildirmiştir. Bu raporda geç ödenen 15 adet faturanın …, …, …, …, …, …, …, …, …, …, …, …, …, … numaralı faturalar olarak gösterilmiş, tablo halinde de tutarları ve ödeme tarihleri gösterilmiştir.
Mali müşavir bilirkişi … itirazlar üzerine düzenlediği 15/01/2020 tarihli ek raporunda özetle; ticari defterlerde 31/12/2015 tarihinde davalı borcundan düşülmüş olması sebebiyle gecikme faizi bitiş tarihi olarak ödeme yapıldığı kabul edilen 31/12/2015 tarihi esas alınarak hesaplama yapıldığını, mahkemece defterlere kayıt tarihi değil vade tarihi faturaların ödendiği tarih olarak dikkate alınması gerektiği kanaatine varıldığı takdirde, avans faiz oranına göre gecikme faiz tutarı hesaplandığında; avans faizi oranı üzerinden gecikme faizi istenebileceğini ve davalı tarafından davacıya verilen 31/12/2015 tarihli senedin vade tarihinde ödenmiş olduğunun kabul edilmesi halinde davacının takibe konu fatura bedelinin 6.379.971,36 TL tutarında olmayıp 3.284.211,30 TL olarak hesaplandığını; Merkez Bankası kısa vadeli işlemlere uygulanan avans faiz oranına göre gecikme faizi tutarı hesaplandığında; davalı tarafından verilen 31/12/2015 tarihli senedin vade tarihinde ödenmiş olduğunun kabul edilmesi halinde davacının takibe konu fatura bedelinin 5.534.194,71 TL olarak hesaplandığını, OSB kanunları ve yönetmeliğinin uzmanlık alanına girmediğini, bu nedenle de bu tutarın istenip istenmeyeceği hususunda değerlendirme yapılamadığını bildirmiştir.
Yeminli mali müşavir ve emekli icra iflas müdürü 27/04/2021 tarihli raporlarında özetle; 4562 sayılı Organize Sanayi Bölgeleri Kanunu’nun 12/j maddesinde gecikme faizlerinin bölge gelirleri arasında sayıldığını, Organize Sanayi Bölgeleri Uygulama Yönetmeliği’nin 2019 yılında güncellendiğini, bu yönetmeliğin “Ödemelerin zamanında yapılmaması” başlıklı 59. maddesinin 1. fıkrasında “Arsa tahsis ve satış bedeli, katılımcı veya kiracılardan tahsil edilecek alt yapı katılım payları, elektrik, su, atık su, doğalgaz ve benzeri satış ve hizmet bedeli ödemelerinin vadesinde yapılmadığı takdirde, gecikme süresi için, ödenmeyen tutara, T.C. Merkez Bankası tarafından kısa vadeli avans işlemlerine uygulanan faiz oranında gün esasına dayalı olarak gecikme faizi uygulanır.” düzenlemesine yer verildiğini, davacı … Müteşebbis Heyetinin bölge katılımcılarının/üyelerinin ihtiyacını karşılamak üzere …’tan yıllık sözleşmelerle doğalgaz satın aldığını, …-… arasında yapılan 2012, 2013, 2014, 2015, 2016 yılları, BÖLGE-Müşteri (… A.Ş.) arasında yapılan 2012, 2013 ve 2014 yılları doğalgaz sözleşmelerinin taraflarınca incelendiğini, … ile Bölge arasında yapılan doğalgaz tip sözleşmelerinin 4. maddelerinde sözleşme miktarı ve çekiş yükümlülüklerinin yer aldığını, 9. maddelerinde faturalar ve ödeme şartlarının düzenlendiğini ve 6103 sayılı Kanun hükümlerinin uygulanacağının belirtildiğini, 2012-2016 yılları arası 5 yıllık sözleşmelerin tümünde …’ın vadesi geçmiş alacaklarına 6183 sayılı yasada yer alan cari gecikme zammı oranlarının uygulanacağını; bölge ile davalı müşteri arasında yapılan sözleşmelerin çekiş ve ödemeye ilişkin maddeleri değerlendirildiğinde; OSB yönetimi … ile yaptığı sözleşmeye paralel bir sözleşme ile doğalgaz dağıtımını davalıya devrettiğini, bu sözleşmelerin de 4. maddelerinde sözleşme miktarı ve çekiş yükümlülüklerinin aynen yer aldığını, 9. maddelerinde faturalara ilişkin olarak 6183 sayılı Kanun hükümlerinin uygulanacağının belirtildiğini, …-BÖLGE tip sözleşmeleri ile katılımcı ihtiyaçları için anlaşmaya varılan doğalgaz alım ve dağıtım işini düzenlenen eş değer ikincil sözleşmelerle davalı şirkete devredildiğini, davalı şirketin doğalgaz bedellerini sürelerinde ödememesi nedeniyle bu uyuşmazlığın ortaya çıktığını, davacının davalıya düzenlediği doğalgaz faturalarında ödeme vadesinin fatura düzenleme tarihinden itibaren 15 gün olarak hesaplanıp faturalara not edildiğini, tarafların birbirlerine karşı hem alıcı hem de satıcı durumunda olduklarını, gecikme zammı hesaplamalarında cari hesap mahsupları yapılarak hesap kalanlarının netleştirildiğini, diğer yandan cari hesaplarda düzenleme tarihi 31/12/2015 vade tarihleri 20/05/2016 olan 11 adet senetle toplam 15.990.292,51 TL tutarında ödeme olduğunu, gecikme zammı hesabında vade tarihleri- ödeme tarihleri aralığı günlerin esas alındığını, ilk bilirkişi raporunda tarafların defter kayıtlarında takip tarihi itibariyle davacının alacak kalanının 294.157,24 TL olduğunun belirtildiğini, 01/03/2018- 02/04/2018 tarihleri itibariyle bu tutarın aynı olduğunu, duruşma tarihi olan 25/05/2021 tarihi itibariyle alacak kalanının 338.578,03 TL olduğunu, davacı tarafın 15 adet fatura için KDV dahil 6.379.971,36 TL gecikme zammı hesaplayarak dava konusu yaptığını, takibin dayanağı 15 adet toplam 23.445.245,00 TL tutarlı faturalar esas alınarak hesaplanan gecikme zammı toplamının 5.183.444,00 TL, %18 KDV’sinin 933.020,00 TL olduğunu, toplam gecikme zammının 6.116.464,00 TL olduğunu bildirmişlerdir.
6098 sayılı TBK’nın “Asıl borca bağlı hak ve borçların sona ermesi” başlıklı 131. maddesinde; “(1) Asıl borç ifa ya da diğer bir sebeple sona erdiği takdirde, rehin, kefalet, faiz ve ceza koşulu gibi buna bağlı hak ve borçlar da sona ermiş olur. (2) İşlemiş faizin ve ceza koşulunun ifasını isteme hakkı sözleşmeyle veya ifa anına kadar yapılacak bir bildirimle saklı tutulmuş ise ya da durum ve koşullardan saklı tutulduğu anlaşılmaktaysa, bu faizler ve ceza koşulu istenebilir. (3) Taşınmaz rehnine, kıymetli evraka ve konkordatoya ilişkin özel hükümler saklıdır.” düzenlemesine yer verilmiştir.
Somut olayda; tarafların usulüne uygun olarak tutulmuş olan ticari defterlerinin takibe konu 6.379.971,36 TL bedelli faiz faturası dışında diğer tüm faturalar yönünden uyumlu olduğu, 6.379.971,36 T bedelli faturanın davacı defterlerinde kayıtlı olduğu ancak davalı defterlerinde kayıtlı olmadığı, takibin ve davanın konusu olan 6.379.971,36 TL tutarındaki faturanın davalı tarafça geç ödenen 15 adet faturanın hesap edilen gecikme faizlerine ilişkin olduğu, davacı tarafın bu 15 adet faturanın ödemesini alırken faiz haklarını saklı tuttuklarına ilişkin bir belge ya da bu konuya ilişkin olarak düzenlenmiş anlaşma sunmadığı gibi buna yönelik bir iddiada da bulunmadığı anlaşıldığından, dilekçesinde yemin deliline de dayanmadığından, 6098 sayılı TBK’nın 131. maddesi çerçevesinde davaya ve takibe konu fatura ücretini isteyemeyeceği sonuç ve kanaatine ulaşılmış, davanın reddine ilişkin aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM ; Yukarıda yazılı bulunan gerekçeye göre;
1-Davanın REDDİNE,
2-Davalı vekilinin tazminat isteğinin reddine,
3-Davacı taraf harçtan muaf olduğundan harç alınmasına yer olmadığına,
4-Davacı tarafça yapılan yargılama giderlerinin kendisi üzerine bırakılmasına,
5-Karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT’ye göre takdir ve tayin edilen 152.424,71 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak, davalıya verilmesine,
6-Davacı tarafça yatırılan gider avansından kullanılmayarak artan kısmının karar kesinleştiğinde iadesine,
Dair, davacı vekilinin ve davalı vekilinin yüzlerine karşı, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki haftalık süre içerisinde Bölge Adliye Mahkemeleri nezdinde istinaf yolu açık olmak üzere oy birliğiyle karar verildi. 03/12/2021

Başkan …
(E-imza)

Üye …
(E-imza)

Üye …
(E-imza)

Katip …
(E-imza)