Emsal Mahkeme Kararı İzmir 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/417 E. 2021/1036 K. 07.12.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/417
KARAR NO : 2021/1036

DAVA : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
DAVA TARİHİ : 04/04/2018
KARAR TARİHİ : 07/12/2021

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı taraf vekili duruşmada tekrar ettiği dava dilekçesi ile özetle; 09/12/2013 tarihinde; …, sevk ve idaresindeki … plakalı araç ile … Mah. ….Sk. istikametinde seyir halindeyken aşırı süratli olması sebebi ile müvekkili …’a çarptığını ve müvekkilinin yaralanmasına sebebiyet verdiğini, her ne kadar kaza tespit tutanağına göre sürücü tali kusurlu olarak gösterilmiş ise de; iş bu kaza tespit tutanağı içeriğinden de anlaşılabileceği üzere, kaza tespit tutanağının sürücünün beyanları doğrultusunda düzenlendiğini, kaza tespit tutanağında sürücünün tali kusurlu olduğu belirtilmiş ise de kusur değerlendirilmesinin yanlış yapıldığını, … plakalı araç şoförü …’nın sürücü belgesinin bulunmadığını, kaza tespit tutanağında da belirtildiği üzere kaza tespit tutanağının olaydan uzun bir süre sonra ve sürücü …’nın beyanlarına göre doldurulduğunu ve kusur belirlenmesinin de iş bu beyanlara göre yapıldığını, gerekli araştırma ve inceleme yapılmadığını ve kazaya sebebiyet veren …’nın beyanları ile kusur tespit edilmeye çalışıldığı için tanık ifadeleri alındıktan ve keşif yapıldıktan sonra kusur değerlendirilmesinin tekrardan yapılması gerektiğini, müvekkili …’ın 2001 doğumlu olduğunu, trafik kazasının meydana geldiği tarihte 13 yaşında olduğunu, davalı … sevk ve idaresindeki … plakalı araçla müvekkiline çarptığını ve müvekkilinin yere düştüğünü, müvekkilinin yerde olduğunu gören davalı bu kez kaçmak için gaza bastığında müvekkilinin ayaklarını ezdiğini, kaza sebebi ile müvekkilinin beyin kanaması geçirdiğini ve bir süre yoğun bakımda kaldığını, müvekkilinin bilincinin tam olarak açılmadan hastanede ifadesinin alındığını, hastanede alınan ifadelerin sağlıklı bir zamanda alınmadığını, gerçekleşen trafik kazası sebebi ile İzmir Cumhuriyet Başsavcılığı’nın … soruşturma numaralı dosyası ile soruşturma başlatıldığını ancak müvekkilinin babasının, …’nın akrabaları tarafından yapılan baskı neticesinde şikâyetçi olmadığını, 9/12/2013 tarihinde meydana gelen kaza sebebi ile müvekkilinin normal sağlığına dönemediğini, ortaokulu öğretmenlerinin yardımı ile bitirdiğini, zeka geriliği oluştuğu için liseye gidemediğini, şuan kendisine söylenen şeyleri tam olarak anlayamadığını, biraz bekleyip düşündükten sonra cevap vermeye çalıştığını, davalı …’nın müvekkiline çarpmasından sonra devamında kaçmak için gaza basması ile müvekkilinin üzerinden de geçtiğini, müvekkilinin ayaklarının normal olmayıp ayaklarını yana basıp yürümekte olduğunu ve kötürüm kaldığını, kaza sebebi ile müvekkilinde fiziksel ve zihinsel olarak bir maluliyet oluştuğunu, ayrıca müvekkilinin tedavisi süresince ve tedavisi tamamlandıktan sonra da bakıma muhtaç olduğunu, bu sebeple maddi tazminat olarak; geçici iş görmezlik tazminatı, kalıcı iş görmezlik tazminatı ile birlikte bakıcı masrafı taleplerinin de bulunduğunu, netice itibari ile kazaya sebebiyet veren …’ya ait … plakalı aracın karayolları zorunlu mali mesuliyet sigortası … poliçe numarası ile davalı … şirketi tarafından düzenlenmiş olduğundan; müvekkilinin uğradığı tüm maddi zararlardan davalı … şirketinin diğer davalı … ile birlikte müştereken ve müteselsilen sorumlu olduğunu, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile müvekkilinin uğradığı tüm maddi tazminatlar için ( kalıcı iş görmezlik tazminatı, geçici iş görmezlik tazminatı ve bakıcı masrafları vs) kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte şimdilik 1.000,00-TL olmak üzere davalılardan müteselsilen ve müştereken tahsiline ( Sigorta şirketi poliçe miktarı kadar sorumlu olmak üzere), müvekkilinin trafik kazası neticesinde; iki ayağında da kalıcı hasar oluşması, zeka geriliği oluşması, beyin ameliyatı geçirmesi, okulu bırakmak zorunda kalması, bir daha çalışamayacak olması, yaşı vs. sebeplerden dolayı vücut bütünlüğü ve kişilik hakları ağır derecede zedelendiğinden 200.000,00-TL manevi tazminat bedelinin olay tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile davalı …’dan tahsiline, davalının mal kaçırma hazırlığında olması sebebi ile adına kayıtlı araç ve gayrimenkullere 3.kişilere devrinin önlenmesi amacı ile ihtiyati haciz şerhi işlenmesine, yargılama gideri ve vekâlet ücretinin davalılar üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

CEVAP: Davalı …Ş. vekili cevap dilekçesinde özetle; Davacı tarafın dava konusu talebinin zaman aşımına uğramış olduğunu davanın zamanaşımı yönünden reddine karar verilmesi gerektiğini, huzurdaki dava açılmadan önce 26.04.2016 tarihinde yürürlüğe giren 6704 sayılı kanun ile 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanununun 97. maddesinin değiştirildiğini ve trafik kazasından doğan tazminat talepleri için dava yoluna gitmeden önce ilgili sigorta şirketine yazılı olarak başvuru şartı getirilmiş olduğunu, gerekli belgelerin davacı tarafından müvekkili şirkete ibraz edilmediğini bu sebeple de ödeme yapılamamış olduğunu, kabul anlamına gelmemekle beraber kazaya sebep olan olayda kusur durumunun belirsiz olduğunu, öncelikle kusur durumunun net olarak tespitinin gerekli olduğunu, izah edilen nedenlerle aleyhlerine açılan davanın reddine yargılama harç ve giderleri ile vekalet ücretinin davacıya tahmiline karar verilmesini talep etmişlerdir.
CEVAP : Davalı … vekili duruşmada tekrar ettiği cevap dilekçesi ile özetle; alacağın zamanaşımına uğradığını, müvekkilinin olayda kusursuz olduğu için ve davacı taraf şikayetçi olmadığı için dava konusu eylemin suç teşkil etmediğini, bu nedenle uzamış zamanaşımı hükümlerinin olayda mevcut olmadığını, müvekkili davalının olayda kusurunun olmadığını, davacıda meydana geldiği iddia edilen maluliyetin (özellikle zihinsel olan maluliyetin); kaza nedeniyle meydana geldiğinin ispat edilmesi gerektiğini, kaza öncesinde de bu maluliyetin oluşmuş olma olasılığının ve hatta kazanın bu maluliyet sebebiyle meydana gelmiş olmasının kuvvetle muhtemel olduğunu, bu nedenlerle olayla maluliyet arasındaki illiyet bağının da ispatlanması gerektiğini, istenen manevi tazminat miktarının çok yüksek olduğunu, davanın reddi ile yargılama gideri ve vekalet ücretinin davacı tarafa yüklenmesine karar verilmesini talep ve beyan etmiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE:
Kaza tespit tutanağı : Görevli Trafik Polis Memurları tarafından 09/12/2013 tarihinde (Buca Seyfi Demirsoy Hastanesinde düzenlenen) “Ölümlü/Yaralanmalı Trafik Kazası Tespit Tutanağının” incelenmesinden; … plakalı Peugeot marka kamyonetin hastane bahçesinde park halinde olduğu kaza ile ilgili hasarın bulunmadığı görülmüş, hastane polisinin nezaretinde sürücü olduğunu iddia eden … idaresindeki … plakalı kamyonet ile 239 Sokağı takiben düz seyrederken aracın sol yan kapı kısmı ile 239/4 Sokak köşesinden karşıya geçen yaya …’ a çarpması neticesi yaralamalı trafik kazası meydana geldiği sürücünün olay sırasındaki beyanından anlaşıldığı, kaza mahallinde herhangi bir iz-delile rastlanmadığı ve yaya ile yapılan mülakatta da kaza öncesini ve anını hatırlamadığının taraflarına bildirildiği, bu kazanın oluşumunda yaya …’ ın 2918 sayılı K.Y.T.K nuna göre (68/1b-3) aracın hızını göz önüne almadan karşıya geçtiğinden asli kusurlu, sürücü …’ nın ise 52/a kavşağa girerken hızını azaltmadığından Tali Kusurlu olduğu şeklinde değerlendirme yapıldığı anlaşılmıştır.
Hasar Dosyası :Davacıların dava tarihinden önce davalı sigortaya 13/03/2018 tarihinde başvuruda bulunduğu, kaza sebebiyle oluşturulan hasar dosyasına istinaden ödemede bulunulmadığı görülmüştür.
Sigorta Poliçesi: Davalı … ile kazaya karışan … plaka sayılı araç maliki olan davalı … arasında, 21/10/2013 – 21/10/2014 tarihlerini kapsayan ZMMS poliçesi bulunmaktadır. Poliçe limiti sakatlanma ve ölüm kişi başına 250.000,00-TL’dir.
Trafik Tescil : Nazilli İlçe Emniyet Müdürlüğünün 09/05/2018 tarihli cevabi yazısından … plaka sayılı aracın 16/08/2013 sahiplik tarihi ile davalı … adına kayıtlı olduğu, 18/12/2014 sahiplik tarihi ile Döne Sert adına satışının yapıldığı tespit edilmiştir.
SGK Cevabı: İzmir Sosyal Güvenlik İl Müdürlüğü Buca Sosyal Güvenlik Merkezinin 25/07/2018 tarihli cevabi yazısından; …’a herhangi bir iş göremezlik ödemesi yapılmadığı bildirilmiştir.
Sosyal ve ekonomik durum araştırması: Tarafların sosyal ve ekonomik durumlarının tespitine ilişkin kolluk araştırma raporları dosya arasına alınmıştır.
Soruşturma dosyası: İzmir C. Başsavcılığının … soruşturma sayılı dosyasında, şüpheli … hakkında mağdur …’a karşı taksirle bir kişinin yaralanmasına neden olmak suçunu işlediği iddiasıyla soruşturma yürütüldüğünü, taksirle yaralama suçunu teşkil eden eylemin kovuşturmasının şikayete bağlı olduğu, yaşı küçük mağdurun babası …’ın şikayetçi olmaması nedeniyle kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verildiği görülmüştür.
Maluliyet raporu : 23/07/2019 tarihli Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi Adli Sağlık Kurulu Raporunda; şahsın Meslekte Kazanma Gücündeki Azalma Oranının olay tarihindeki yaşına ve bugünkü yaşına göre de %10,3 (yüzdeonvirgülüç) olarak bulunduğunu, tıbbi iyileşme süresinin 9 (dokuz) ay olarak kabulünün uygun olacağını, şahsın yaralanma nedeniyle sürekli bakıma muhtaç olmadığı kanaatine varıldığı mütalaa edilmiştir.
29/07/2021 tarihli Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi Adli Sağlık Kurulu Raporunda: şahsın Meslekte Kazanma Gücündeki Azalma Oranının olay tarihindeki yaşına ve bugünkü yaşına göre de %10,3 (yüzde on virgül üç) olarak bulunduğu, şahsın tıbbi iyileşme süresinin olay tarihinden itibaren 9 (dokuz) ay olarak kabulünün uygun olacağı, ancak kesin iyileşme süresinin varsa kişinin takip ve tedavisini yapan hekimler (sağlık kuruluşu) tarafından düzenlenmiş istirahat veya çalışabilir raporu ile belirlenebileceği, değerlendirmeye esas yönetmelik uyarınca şahsın yaralanma nedeniyle sürekli bakıma muhtaç olmadığı, geçici olarak bakıcıya muhtaç olunan süre ile ilgili olarak yönetmelikte bir değerlendirme olmamakla birlikte olaya bağlı tibia-fıbula (uyluk kemikleri), parietal (kafa) kemiği kırığı nedeniyle yardıma ihtiyaç duyacağı sürenin 1 (bir) ay olarak kabulünün uygun olacağı kanaatine varıldığı mütalaa edilmiştir.
Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Ruh Sağlığı ve Hastalıkları Anabilim Dalı’nın 24/03/2021 tarihli heyet raporunda; kişinin kranial görüntülemesi incelendiğinde 09.12.2013 tarihinde yaşadığı trafik kazasına bağlı nörolojik sekeli olduğu ancak bu durumun psikiyatrik açıdan klinik yansıması olmadığı, bugünkü haliyle 09.12.2013 tarihinde yaşadığı trafik kazasına bağlı psikiyatrik hastalığı olmadığı kararına varıldığı mütalaa edilmiştir.
Keşif: Kaza tespit tutanağının bulunmaması nedeniyle kaza mahallinin özelliklerinin belirlenmesi için mahkememizce makine mühendisi bilirkişi Danyal Şentürk refakate alınarak 19.03.2019 tarihinde kaza yerinde keşif yapılmıştır.
Kusur Bilirkişi Raporu : Mak. Mühendisi / Trafik Uzmanı Bilirkişi Danyal Şentürk 08/04/2019 tarihli raporunda; Davalı …Ş.’ ne Karayolları Zorunlu Mali Sorumluluk Sigorta Poliçesi ile sigortalı olan … plakalı aracın sürücü belgesiz sürücüsü …’ nın 2918 Sayılı Karayolları Trafik Kanununun Madde:52-a) “Sürücüler, kavşaklara yaklaşırken, dönemeçlere girerken, tepe üstlerine yaklaşırken, dönemeçli yollarda ilerlerken, yaya geçitlerine, hemzemin geçitlere, tünellere, dar köprü ve menfezlere yaklaşırken, yapım ve onarım alanlarına girerken, hızlarını azaltmak, zorundadırlar.” ve Madde:52-b) “Sürücüler, hızlarını, kullandıkları aracın yük ve teknik özelliğine, görüş, yol, hava ve trafik durumunun gerektirdiği şartlara uydurmak zorundadırlar.” ve Madde:36) “Motorlu araçların, sürücü belgesi sahibi olmayan kişiler tarafından karayollarında sürülmesi ve sürülmesine izin verilmesi yasaktır.” kurallarına riayet etmediğinden ötürü bu trafik kazasının meydana gelmesinde %75 (Yüzdeyetmişbeş) oranında asli kusurlu olduğu diğer yaya …’ ın ise kendisinin yaralanması ile sonuçlanan bu trafik kazasının meydana gelmesinde 2918 Sayılı Karayolları Trafik Kanununun Madde:68) “Yayaların uyacakları kurallar.” ihlal ettiğinden ötürü %25 (Yüzdeyirmibeş) oranında tali kusurlu olduğu görüş ve vicdani kanaatinde olduğunu mütalaa etmiştir.
Ankara ATK Kusur Raporu : Ankara ATK Trafik İhtisas Dairesi Başkanlığının 16/08/2019 tarihli raporunda; sürücü …’nın %40 oranında kusurlu olduğu, yaya …’ın %60 oranında kusurlu olduğu kanaatine varıldığı anlaşılmıştır.
İstanbul ATK Kusur Raporu : İstanbul ATK Trafik İhtisas Dairesi Başkanlığının 31/10/2019 tarihli raporunda; sürücü …’nın %40 oranında kusurlu olduğu, yaya …’ın %60 oranında kusurlu olduğu kanaatine varıldığı anlaşılmıştır.
Aktüer Bilirkişi Raporu : Aktüerya / Nitelikli Hesaplamalar Uzmanı Bilirkişi Av. … 16/11/2021 tarihli raporunda; Hukuki durumun ve delillerin taktiri Sayın Mahkemeye ait olmak üzere davacılar davalarında haklı görüldüğü taktirde TRH -2010 Tablosu kullanılarak ve Anayasa Mahkemesi’nin 2019/40 E. – 2020/40 K. sayılı 17.07.2020 tarihli, 09.10.2020 tarihinde RG de yayınlanarak yürürlüğe giren ve KTK’nun poliçe genel şartlarına atıf yapan 90.madde hükmünün iptal edilmiş olması nedeni ile %10 artış- %10 iskonto esasına dayanan progresif rant yöntemi ile: Davacı için %60 kusur indirimi yapıldıktan sonra 79.149,72 TL sürekli iş göremezlik tazminatı, 408,60 TL bakıcı gideri olmak üzere toplam 79.558,32 TL maddi tazminat hesaplandığını, ayrıca kaza tarihinde 12 yaşında ve öğrenci olması nedeni ile kazanç kaybı bulunup bulunmadığının taktiri Mahkemeye ait olmak üzere 2.787,92 TL geçici iş göremezlik zararı bulunduğunu; davacı davasında haklı görüldüğü taktirde geçici iş göremezlik zararı dahil alacakları toplamının 82.346,24 TL ye tekabül ettiğini; hesaplanan alacakların ZMMS poliçe teminat limitini aşmadığını, sigorta şirketine başvuru yapılan tarihe 8 iş günü ilavesi ile 23.03.2018 e ulaşıldığının tespit edildiğini mütalaa etmiştir.
Tanık Beyanları :
Keşif sırasında dinlenen Davacı tanığı (davacının ablası) …; “Davacı benim kardeşim olur. olay günü ben evdeydim. Olay günü kardeşimin kaza yaptığını annemin haber vermesi üzerine ben evden annemi alıp eşimle birlikte, kardeşimin kaldırıldığı hastaneye gittim. Kaza anını görmedim. Kazanın nasıl gerçekleştiğini| bilmiyorum. Kardeşim kaza anını hatırlamıyordu. Ne olduğunu sorduğumuzda| sürekli bilmiyorum diye cevap vermiyordu. Sağ bacağından yaralanmıştı. İlk çekilen filmde kardeşimin kafasında bir problem görülmemişti. ancak aynı gün tekrar 21.00-22.00 gibi tekrar kafa filmi çekileceği söylendi. Bu film çekilmeden önce polisler ifademizi aldı. bizde kardeşimin bacağı dışında o an için bir problem olmadığını düşündüğümüzden şikayetçi olmadık, ancak gece tekrar kafa filmi çekildiğinde beyin kanaması olduğu tespit edildi. Kardeşim yatarak 20 gün hastanede tedavi gördü. Evde de yaklaşık üç ay yatarak, iki günde bir hastaneye pansuman için götürülerek tedavi gördü. Sonrasında kardeşimdeki yaralanmadan kaynaklanan sıkıntılar kaza tarihinden 3-4 ay sonra görmüş olduğu tedavilerle giderildi. Ancak psikolojik olarak kardeşim çok etkilendi. Yaklaşık bir yıl en yakınları ile bizlerle bile konuşmadı. Bu kaza nedeniyle okulu bıraktı. Kardeşimin kaza sonrası psikolojik durumunun kötü olması nedeniyle bir iki defa hastanede psikiyatri muayenesine de gitti. Kendisine psikiyatrik açıdan da sorunları yüzünden ilaç verildi. Kardeşim olaydan sonra tamamen içine kapanmış derslerine kendini verememiş, ve okulu bırakmak zorunda kalmıştır. Şu an kardeşim tüm temel ihtiyaçlarını kendisi karşılayabilmektedir, ancak kaza tarihinden itibaren 5 ay boyunca annem ve kızkardeşimin yardımını alarak yeme içme , özbakım, tuvalet gibi ihtiyaçlarını yardımla karşılayabilmiştir. Annem ve kızkardeşim beş ay boyunca kardeşime bakmış onun yanından ayrılmamıştır. Kardeşim kazadan sonra hastanedeki hali normal değildi. Hiçbir şeye tepki vermiyor, sorduğumuz sorulara tepki vermiyordu, olayı defalarca sormamıza rağmen bize kazayla ilgili birşey anlatmadı. Polis kardeşimin ifadesini alırken ben yanında değildim, ancak kardeşimin ifadesi hastanede alınmıştır. Hastanede kardeşimi gördüğümden ve sorulan sorulara hiçbir cevap vermediğinden hali de tuhaf olduğundan kardeşimin hastanede alınan ifadesinin sağlıklı olduğunu düşünmüyorum. Ben hastanedeyken olayla kaza ile ilgili kardeşime sorduğum soruları yalnızca çok üşüyorum abla şeklinde cevap verip başka hiçbir şey söylemiyordu ” şeklinde beyanda bulunmuştur.
Keşif sırasında dinlenen Davacı tanığı …; “Davacı bizim sokağa olay tarihinden kısa bir süre önce taşınmıştı. Kendisi ile herhangi bir yakınlığım yoktur. Olay günü öğleden sonra ben bakkala gitmiştim. geri dönüşte şu anda size göstermiş olduğum elektrik direğinin oradaydım. Eve doğru geliyordum. Davacı karşıdan karşıya geçmek için kaplamaya girdiği esnada Yıldız mahallesinden … mahallesi istikametine doğru seyir halinde olan ve hızla gelen bir araç davacıya çarptı. Fren yapmasına rağmen aracı durduramadı. Davacının karşıdan karşıya geçtiği yolda park halinde araç yoktu. Davacı yola ani çıkış yapmamıştır. 2013 yada 2014 yılı kış aylarında bu kaza gerçekleşmiştir” şeklinde beyanda bulunmuştur.
Bedel arttırım dilekçesi : Davacı vekili 17/11/2021 tarihli bedel arttırım dilekçesi ile; 300,00-TL olarak talep etmiş oldukları geçici iş göremezlik tazminatını 300,00-TL’ye, 400,00-TL olarak talep etmiş oldukları sürekli iş göremezlik tazminatını 79.149,72-TL’ye, 300,00-TL olarak talep etmiş oldukları bakıcı masraflarını 408,60-TL’ye olmak üzere 1.000,00-TL olarak talep etmiş oldukları maddi tazminat alacaklarını değer artırım yolu ile 78.858,32-TL daha arttırarak 79.858,32-TL’nin kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsilini talep ettiklerini, 200.000,00-TL manevi tazminat bedelinin olay tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile davalı …’dan tahsiline, yapılan yargılama giderleri ve ücreti vekaletin de davalılara yükletilmesine karar verilmesini talep etmiş tamamlama harcını aynı tarihte yatırmıştır.
Dava; trafik kazasından kaynaklanan sürekli iş göremezlik, geçici iş göremezlik ve bakıcı giderlerine ilişkin maddi tazminatın karşı araç ZMMS sigortacısından, sürücü malikinden, manevi zararın ise karşı araç sürücü malikinden tahsiline ilişkin tazminat davasıdır.
Davalılar vekilleri zamanaşımı definde bulunmuş ise de, 2918 sayılı KTK’nın 109/I. maddesinde “Motorlu araç kazalarından doğan maddi zararların tazminine ilişkin talepler, zarar görenin zararı ve tazminat yükümlüsünü öğrendiği tarihten başlayarak 2 yıl ve her halde, kaza gününden başlayarak 10 yıl içinde zamanaşımına uğrar.” hükmüne, yine aynı kanunun 109/II. maddesinde ise, “Dava, cezayı gerektiren bir fiilden doğar ve Ceza Kanunu bu fiil için daha uzun bir zamanaşımı süresi öngörmüş ise, bu süre maddi tazminat talepleri için de geçerlidir.” hükmüne yer verildiği, davanın aynı zamanda cezayı gerektiren fiilden kaynaklanması nedeniyle 5237 sayılı TCK’da öngörülen 8 yıllık ceza zamanaşımı süresi süresine tabi olduğu, kaza tarihi 09.12.2013 olup, 8 yıllık zamanaşımı süresinin 09.12.2021 tarihinde dolacağı, davanın 04.04.2018 tarihinde açıldığı, dava tarihi itibariyle zamanaşımı süresinin dolmadığı, davacının maddi tazminat talebine ilişkin davasını belirsiz alacak davası olarak açtığı, davada söz konusu zararın davanın açıldığı tarihte bilinmesinin veya belirlenmesinin davacıdan beklenemeyeceği, bu itibarla davanın belirsiz alacak davası niteliğinde bulunup dava açıldığı tarihte uğranılan tüm zarar yönünden zamanaşımı süresinin kesildiği, bu nedenle davalıların bedel artırım tarihi itibariyle zamanaşımı süresinin geçtiği yönündeki savunmasının da yerinde olmadığı kanaatine varılarak, zamanaşımı savunmaları reddedilmiştir.
Dava tarihinde yürürlükte olan, 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 91/1. maddesinde, “işletenlerin, bu kanunun 85/1.maddesine göre olan sorumluluklarının karşılanmasını sağlamak üzere mali sorumluluk sigortası yaptırmaları zorunludur”, aynı yasanın 85/1.maddesinde, “bir motorlu aracın işletilmesi bir kimsenin ölümüne veya yararlanmasına yahut bir şeyin zarara uğramasına sebep olursa, araç işletenin bu zarardan sorumlu olacağı”, aynı yasanın 85/son maddesinde ise, “işleten ve araç işleticisi teşebbüsün sahibi, aracın sürücüsünün veya aracın kullanılmasına katılan yardımcı kişilerin kusurundan kendi kusuru gibi sorumludur.” hükümlerine yer verilmiş, 01.06.2015 tarihinde yürürlüğe giren Karayolları Motorlu araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartları’nın amacı A.1 maddesinde “Karayolları Trafik Kanunu uyarınca motorlu araç işletenlerine yüklenen hukuki sorumluluk için düzenlenen Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortasına yönelik ilgililerinin hak ve yükümlülüklerine ilişkin usul ve esasların düzenlenmesidir.” şeklinde belirlenmiştir. Sigortanın kapsamı ise genel şartlar A.3. maddesinde “sigortacı, poliçede tanımlanan motorlu aracın işletilmesi sırasında, üçüncü şahısların ölümüne veya yaralanmasına veya bir şeyin zarara uğramasına sebebiyet vermiş olmasından dolayı, 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanununa göre sigortalıya düşen hukuki sorumluluk çerçevesinde Genel Şartlarda içeriği belirlenmiş tazminatlara ilişkin talepleri, kaza tarihi itibariyle geçerli zorunlu sigorta limitleri dahilinde karşılamakla yükümlüdür. Sigortanın kapsamı üçüncü şahısların, sigortalının Karayolları Trafik Kanunu çerçevesindeki sorumluluk riski kapsamında, sigortalıdan talep edebilecekleri tazminat talepleri ile sınırlıdır.” şeklinde düzenlenmiştir.

Yargıtay 17. Hukuk Dairesi’nin 2016/14573 esas, 2017/6035 karar sayılı, 29/05/2017 tarihli ilamı, 2017/1541 Esas,2017/9897 Karar sayılı, 31.10.2017 tarihli ilamı, İzmir BAM 11. HD’nin 2018/593 esas, 2018/414 karar sayılı, 02/04/2018 tarihli ilamında belirtildiği üzere “Davalı … şirketinin sorumluluğu, poliçenin düzenlendiği tarihte geçerli bulunan poliçe özel ve genel şartları ile yasal hükümlere göre belirlenecektir. 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 1425. maddesine göre de sigorta poliçesi genel ve varsa özel şartları içerir. Yeni Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk (Trafik) Sigortası Genel Şartları 01.06.2015 tarihinde yürürlüğe girmiştir. Yeni Genel Şartların C.10. maddesi ile de 12.08.2003 tarihli ve 25197 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartları yürürlükten kaldırılmıştır. Yeni Genel Şartların C.11 maddesine göre, genel şartlar yürürlük tarihi olan 01.06.2015 tarihinden sonra akdedilmiş sözleşmelere uygulanacaktır. Bu durumda, artık yeni genel şartların, 01.06.2015 tarihinden önce akdedilmiş sözleşmelere uygulanması mümkün olmayıp, dava konusu trafik sigorta poliçesinin tanzim tarihi 21.10.2013 tarihi olduğundan davacının geçici ve sürekli iş göremezlik, bakıcı gideri taleplerinin değerlendirilmesinde eski genel şartların uygulanması gerektiği bu nedenle, maluliyetin tespitinde 01.06.2015 tarihinde yürürlüğe giren ZMMS poliçesi genel şartları ile getirilen Özürlülük Ölçütü Sınıflandırılması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurulu Raporları Hakkında Yönetmelik hükümlerinin esas alınmasının mümkün olmadığı, kaza tarihi olan 21.10.2013 tarihinde yürürlükte olan Maluliyet Tespit İşlemleri Yönetmeliği’ne göre davacının maluliyet oranlarının belirlenmesi gerektiği, davacının uğradığı sürekli iş göremezlik zararının tespitinde 6098 sy Türk Borçlar Kanunu hükümleri dikkate alınarak, Yargıtay tarafından uzun yıllardır benimsenen progresif rant (%10 artırım ve iskonto) yöntemi ve Yargıtay 17. HD’nin 2019/4517 esas, 2021/341Karar sayılı 21/01/2021 tarihli , 2020/2598 esas, 2021/34 karar sayılı 14/01/2021 tarihli emsal kararlarında “Başbakanlık Hazine Müsteşarlığı, Hacettepe Üniversitesi Fen Fakültesi Aktüerya Bilimleri Bölümü, BNB Danışmanlık, Marmara Üniversitesi ve Başkent Üniversitesi’nin çalışmalarıyla “TRH 2010” adı verilen “Ulusal Mortalite Tablosu” hazırlanmış olup, Sosyal Güvenlik Kurumu’nca da ilk peşin sermaye değerlerinin hesabında anılan tabloların uygulanmasına geçilmiştir. Gerçek zarar hesabı özü itibariyle varsayımlara dayalı bir hesap olup, gerçeğe en yakın verilerin kullanılması esastır. Bu durumda diğer kurumlar ile Yargıtay Daireleri arasında tazminat hesabında birliğin sağlanması açısından ve yine bu tablonun ülkemize özgü ve güncel verileri içermesi de göz önüne alındığında, Dairemizce de tazminat hesaplarında bakiye ömrün belirlenmesinde TRH 2010 tablosunun esas alınmasının güncellenen ülke gerçeklerine daha uygun olacağı” yönündeki gerekçesi dikkate alınarak TRH 2010” adı verilen “Ulusal Mortalite Tablosu” esas alınarak yapılan hesaplama esas alınmıştır.

Tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; 10/12/2013 tarihinde saat 15:00 sıralarında davalı sigortalı sürücü … sevk ve idaresindeki, diğer davalı tarafından trafik sigorta poliçesi ile sigortalanan … plaka sayılı kamyonet ile 239. Sokağı takiben seyir halinde iken, kaza mahalli olan 239/4 Sokak kavşağına geldiği esnada aracının sol yan kısımlarıyla; seyir istikametine göre sol tarafta bulunan kavşak başından karşıya geçiş yapan davacı yaya …’a çarpması ile dava konusu trafik kazasının meydana geldiği, davacı çocuğun bu yaralanması neticesinde Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi ABD raporuna göre %10,3 oranında sürekli iş göremezliğe uğrayacak ve 9 ay iş ve gücünden kalacak, 1 ay sürekli bakım ihtiyacı olacak şekilde yaralandığı, kazanın oluş şekline uygun olan İstanbul ATK Trafik İhtisas Dairesi’nin kusur raporunda belirtilen gerekçelerle davalı sürücü …’nın %40 oranında tali kusurlu, davacı yaya …’ın %60 oranında asli kusurlu olduğu, davacının müterafik kusuruna isabet eden miktar indirildikten sonra talep edebileceği sürekli iş göremezlik tazminatının Yargıtay’ın yerleşen uygulamaları ile benimsenen progresif rant (%10 artırım ve iskonto, TRH 2010 tablosu esasına dayalı) yöntemine göre 79.149,72 TL, bakıcı giderinin 408,60 TL olduğu, davacı, geçici iş göremezlik tazminatı talebinde bulunmuş ise de, geçici iş göremezlik süresi içinde çocuk olan davacının, gelir getirici bir işte çalışmadığı, dolayısıyla iyileşme süresi içerisinde çalışamaması nedeniyle kazanç kaybına uğradığından söz edilemeyeceği açık olup, koşulları oluşmayan geçici iş göremezlik isteğinin reddi gerektiği, davacıya SGK tarafından sürekli iş göremezlik geliri bağlanmadığı, davalı sigortalı sürücü …’nın haksız fiil hükümleri uyarınca, davalı … şirketinin KTK.nın 85 ve 91. Maddeleri uyarınca meydana gelen zarardan sigortalı araç sürücüsünün kusuru oranında sorumlu oldukları, kazanın poliçe süresi içerisinde gerçekleştiği ve zarar miktarının poliçe limiti dahilinde kaldığı, hüküm tarihine en yakın 16.11.2021 hesap raporunun Yargıtay yerleşik uygulamalarına uygun olarak düzenlendiği ve hüküm kurmaya yeterli olduğu, davacı vekilinin 17.11.2021 tarihli bedel artırım dilekçesi ile davacı için maddi tazminat alacak kalemlerini yükselterek toplam 79.858,32 TL maddi tazminat talep ettiği anlaşılmakla davacının maddi tazminat davasının kısmen kabulü ile, geçici iş göremezlik isteğinin reddine, 79.149,72-TL. sürekli iş göremezlik tazminatı, 408,60-TL. bakıcı ücreti olmak üzere toplam 79.558,32-TL. maddi tazminatın davalı … şirketi yönünden dava tarihi olan 04/04/2018 tarihinden, davalı … yönünden kaza tarihi olan 09/12/2013 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte müştereken ve müteselsilen davalılardan tahsiline karar verilmiştir.

TBK. nun 56/2 maddesindeki “Ağır bedensel zarar veya ölüm hâlinde, zarar görenin veya ölenin yakınlarına da manevi tazminat olarak uygun bir miktar paranın ödenmesine karar verilebilir. ” şeklindeki yasal düzenleme gereğince davacıların manevi tazminat talep etme hakkı mevcuttur. Manevi tazminat, 22.06.1966 tarih ve 7/7.sayılı İçtihatları Birleştirme Kararı’nda da etraflıca açıklandığı üzere, ne bir ceza ne de gerçek anlamda bir tazminattır. Manevi tazminat, zarara uğrayanda, manevi huzuru gerçekleştirecek ve tazminata benzer bir fonksiyonu da olan özgün bir nitelik taşır. Zarara uğrayanın manevi ızdırabını bir nebze dindiren, ruhsal tahribatını onaran bir araçtır.Takdir edilecek manevi tazminat miktarı bir yandan manevi acıları gidermeli, kamuoyu ve sosyal vicdanda kabul görmeli, diğer yandan ise zarar gören açısından zenginleşme aracı olmamalıdır. Kusur oranı, her ne kadar matematiksel anlamda bir indirim yapılmasını gerektirmezse de manevi tazminatın miktarını tayinde önem arz eder. Bu kapsamda somut olay değerlendirildiğinde, davacının sürekli maluliyeti ile sonuçlanan kazanın meydana geliş şekli, davaya konu trafik kazasında davalı sürücünün ve davacı asilin kusur oranları, davacının maluliyeti oluşacak şekilde yaralanması, olay tarihindeki paranın alım gücü, tarafların ekonomik ve sosyal durumları, davacının, yaralanması nedeniyle çektiği elem ve ızdırap nazara alınarak, davacının manevi tazminat talebinin kısmen kabulüne karar vermek gerekmiş aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacının geçici iş göremezlik isteğine yönelik davasının REDDİNE,
2- Davacının sürekli iş göremezlik ve bakıcı ücretine ilişkin davasının KABULÜ ile 79.149,72-TL. sürekli iş göremezlik tazminatı, 408,60-TL. Bakıcı ücreti olmak üzere toplam 79.558,32-TL maddi tazminatın davalı … şirketi yönünden dava tarihi olan 04/04/2018 tarihinden, davalı … yönünden kaza tarihi olan 09/12/2013 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,
3-Davacının manevi tazminat davasının KISMEN KABULÜ ile 30.000,00-TL.manevi tazminatın kaza tarihi olan 09/12/2013 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı …’dan alınarak davacıya verilmesine,
Fazlaya ilişkin isteğin REDDİNE,
4-Kabul edilen maddi tazminat miktarı üzerinden hesaplanmış olan 5.434,63 TL nispi harca, peşin alınan ve bedel artırımı ile tamamlanan 305,90 TL harcın mahsubu ile bakiye 5.128,73 TL karar ve ilam harcının davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak HAZİNE’ YE GELİR KAYDINA.
5-Kabul edilen manevi tazminat miktarı üzerinden hesaplanmış olan 2.049,30 TL nispi harca, peşin alınan 650,62 TL harcın mahsubu ile bakiye 1.398,68 TL karar ve ilam harcının davalı …’dan alınarak HAZİNE’ YE GELİR KAYDINA.
6-Dava kısmen kabul edildiğinden davacı tarafın yaptığı 5,20 TL vekalet suret harcı, 518,73 TL davetiye ve posta gideri, (485,00 TL + 428,30 TL + 242,73 TL)=1.156,03 TL maluliyet raporu ücreti, 314,00 TL keşif harcı, 200,00 TL keşif aracı ücreti, 450,00 TL trafik bilirkişi ücreti, 314,50 TL Ankara ATK kusur raporu ücreti, 300,00 TL İstanbul ATK kusur raporu ücreti, 550,00 TL aktüre bilirkişi ücreti olmak üzere 3.808,46 TL yargılama giderinden davanın kabul oranı nazara alınarak 3.793,22 TL yargılama gideri (davalı … hakkındaki kabul oranı farklı olduğundan bu miktarın kabul oranına isabet eden 1.485,30 TL’lik kısmı ile sınırlı sorumlu olması kaydıyla) ile davacı tarafın karşıladığı 35,90 TL başvurma harcı, 305,90 TL peşin alınan ve bedel artırımı ile tamamlanan harç olmak üzere toplam 4.099,12 TL’nin (davalı … hakkındaki kabul oranı farklı olduğundan bu miktarın 1.791,20 TL’lik kısmı ile sınırlı sorumlu olması kaydıyla) davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacı tarafa verilmesine. Davacı tarafın fazladan yaptığı yargılama giderinin kendi üzerinde bırakılmasına.
7- Davacı tarafın manevi tazminat yönünden yatırdığı 650,62 TL peşin karar ve ilam harcının davalı …’dan alınarak davacıya verilmesine,
8-Maddi tazminat davası kısmen kabul edildiğinden kabul edilen miktar üzerinden hüküm tarihinde yürürlükte olan Avukatlık Kanunu ve Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre takdir ve hesaplanmış olan; 11.142,58 TL vekalet ücretinin davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacı tarafa verilmesine.
9-Maddi tazminat davası kısmen ret edildiğinden ret edilen miktar üzerinden hüküm tarihinde yürürlükte olan Avukatlık Kanunu ve Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre takdir ve hesaplanmış olan; 300,00 TL vekalet ücretinin davacı taraftan alınarak davalılara eşit şekilde paylaştırılarak verilmesine.
10-Manevi tazminat davası kısmen kabul edildiğinden kabul edilen miktar üzerinden hüküm tarihinde yürürlükte olan Avukatlık Kanunu ve Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi ile Tarifenin 10/4. Fıkrasındaki “Manevi tazminat davasının, maddi tazminat veya parayla değerlendirilmesi mümkün diğer taleplerle birlikte açılması durumunda; manevi tazminat açısından avukatlık ücreti ayrı bir kalem olarak hükmedilir.” hükmüne göre takdir ve hesaplanmış olan; 5.100,00 TL vekalet ücretinin davalı …’dan alınarak davacıya verilmesine,
11-Manevi tazminat davası kısmen ret edildiğinden ret edilen miktar üzerinden hüküm tarihinde yürürlükte olan Avukatlık Kanunu ve Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi ile Tarifenin 10/2. Fıkrasındaki “Davanın kısmen reddi durumunda, karşı taraf vekili yararına bu Tarifenin üçüncü kısmına göre hükmedilecek ücret, davacı vekili lehine belirlenen ücreti geçemez.” ve 10/4. Fıkrasındaki “Manevi tazminat davasının, maddi tazminat veya parayla değerlendirilmesi mümkün diğer taleplerle birlikte açılması durumunda; manevi tazminat açısından avukatlık ücreti ayrı bir kalem olarak hükmedilir.” düzenlemelerine göre takdir ve hesaplanmış olan; 5.100,00 TL vekalet ücretinin davacı taraftan alınarak davalı …’ya verilmesine.
12-HMK.nun 333.maddesi uyarınca davacı tarafından yatırılan gider avansının sarf edilmeyen kısmının karar kesinleştiğinde davacıya iadesine.
ilişkin, davacı vekili ile davalı … vekilinin yüzüne karşı, davalı … vekilinin yokluğunda gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde, mahkememize veya bulunduğu yerde varsa Asliye Ticaret Mahkemesi’ne, yoksa Asliye Hukuk Mahkemesine verilecek istinaf dilekçesi ile, İzmir Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde, istinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar, açıkça okunup, usulen anlatıldı.
07/12/2021

Katip …
e-imza

Hakim…
e-imza…