Emsal Mahkeme Kararı İzmir 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/246 E. 2021/426 K. 21.05.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İZMİR
4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/246
KARAR NO : 2021/426

DAVA : Maddi Tazminat (Ölüm ve Cismani Zarar Sebebiyle)
DAVA TARİHİ : 23/02/2018
KARAR TARİHİ : 21/05/2021

Mahkememizde görülen davanın dosya üzerinde yapılan incelemesi sonucunda;
İDDİA;
Davacı vekili dava dilekçesi ile özetle; 02/12/2017 tarihinde dava dışı …’in, yönetimindeki … plakalı araç ile Manisa’dan İzmir yönüne seyir halindeyken direksiyon hakimiyetini kaybederek sol taraf kaldırımdan orta refüje çıkıp karşı şeride geçtiğini ve orada kaldırım üzerine çıkarak şarampolden takla atarak uçması sonucunda bu araç içerisinde bulunan müvekkilinin yaralanmasına sebebiyet verdiğini, …’in müvekkilinin erkek arkadaşı olduğunu ve kazanın oluşunda asli ve tam kusurlu olduğunu, kaza ile ilgili olarak Manisa Cumhuriyet Başsavcılığı’nın … sayılı dosyasında soruşturma başlatıldığını, … doğumlu olan müvekkilinin çocuk gelişim bölümünde açık lise öğrencisi olduğunu, geçici ve sürekli iş göremezliğinin oluştuğunu, … plakalı aracın trafik sigorta poliçesinin davalı sigorta şirketi tarafından düzenlendiğini, davalının meydana gelen maddi zarar, yapılan tedavi giderleri ve bakım giderleri ile diğer harcamalardan sorumlu olduğunu, davalıya başvuru yapıldığını ancak herhangi bir cevap verilmediğini belirterek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile HMK’nın 107. maddesi gereğince şimdilik 500,00 TL beden gücü ve efor kaybı (geçici iş göremezlik ile sabit izlerden kaynaklanan) 500,00 TL beden gücü ve efor kaybı (kalıcı iş göremezlik ile sabit izlerden kaynaklanan), 500,00 TL bakıcı ve bakım gideri, 500,00 TL tedaviye bağlı (medikal aletler, ileride muhtemel estetik ameliyat giderleri, ilaç, yol ve diğer giderler) giderlerden oluşan toplam 2.000,00 TL maddi tazminatın 14/02/2018 ret tarihinden itibaren işletilecek avans faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini istemiştir.
CEVAP;
Davalı vekili cevap dilekçesi ile özetle; kabul anlamına gelmemek üzere engelli raporlarının trafik poliçesi genel şartları gereğince Özürlülük Ölçütü Sınıflandırması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurulu Raporları Hakkında Yönetmelik çerçevesinde hazırlanması gerektiğini, herhangi bir iş göremezlik oranı belirlenmemiş olan davacının hangi hususlara dayanarak tazminat isteğinde bulunduğunun anlaşılamadığını, 25/02/2011 tarihinden itibaren yapılan mevzuat değişikliği nedeniyle müvekkilinin tedavi giderleri ile geçici iş göremezlik tazminatı isteklerine ilişkin sorumluluğunun ortadan kalktığını, zira bu tarihte 6111 sayılı kanunun yürürlüğe girdiğini ve trafik kazasına bağlı olarak gerçekleşen tüm sağlık hizmet bedellerinin SGK tarafından karşılanacağının düzenlendiğini, geçici iş göremezlik giderine ilişkin isteğin haksız olduğunu, davacı tarafça kusurun ve kusur ile iş göremezlik arasında illiyet bağı bulunduğu hususunun usulen ispat edilmesi gerektiğini, davacının isteğinin fahiş olduğunu, bakıcı giderine ilişkin isteğin teminat dışında kaldığını, müvekkilinin faizden dava tarihinden itibaren sorumlu olacağını, zira; temerrüte düşürülmediğini belirterek, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
GEREKÇE;
Dava; trafik kazasına dayalı maddi zararın tazmini istemine ilişkindir.
6100 sayılı HMK’nın madde 313. maddesinde; “(1) Sulh, görülmekte olan bir davada, tarafların aralarındaki uyuşmazlığı kısmen veya tamamen sona erdirmek amacıyla, mahkeme huzurunda yapmış oldukları bir sözleşmedir. (2) Sulh, ancak tarafların üzerinde serbestçe tasarruf edebilecekleri uyuşmazlıkları konu alan davalarda yapılabilir. (3) Dava konusunun dışında kalan hususlar da sulhun kapsamına dâhil edilebilir. (4) Sulh, şarta bağlı olarak da yapılabilir.”; 314. maddesinde; “(1) Sulh, hüküm kesinleşinceye kadar her zaman yapılabilir.”; 315. maddesinde; “(1) Sulh, ilgili bulunduğu davayı sona erdirir ve kesin hüküm gibi hukuki sonuç doğurur. Mahkeme, taraflar sulhe göre karar verilmesini isterlerse, sulh sözleşmesine göre; sulhe göre karar verilmesini istemezlerse, karar verilmesine yer olmadığına karar verir.” düzenlemelerine yer verilmiştir.
Davacı vekili 18/05/2021 tarihli dilekçesi ile; davaya ilişkin tüm isteklerin ve zararın davalı tarafça karşılandığını, davanın konusuz kaldığını, tarafların birbirlerinden yargılama gideri ve vekalet ücreti isteklerinin bulunmadığını belirtmiştir.
Davalı vekili sistemden 20/05/2021 geliş tarihli dilekçesi ile; tarafların anlaşmaya vardıklarını, davacı tarafa 18/05/2021 tarihinde toplam 429.930,57 TL ödeme yapıldığını, davanın konusuz kaldığını, lehlerine çıkacak tüm hak ve isteklerinden feragat ettiklerini belirtmiştir. Davalı vekili dilekçesi ekinde 10/05/2021 tarihli “ibraname-feragatname” başlıklı davacı tarafın imzaladığı belgeyi sunmuştur.
Davacı vekilinin ve davalı sigorta şirketi vekilinin “tarafların anlaştıklarını, davaya konu tüm isteklerin ve zararın karşılandığını, davanın konusuz kaldığını” bildirmiş bulunmaları ve ibraname-faragatname başlıklı belgeyi dosyaya sunmuş olmaları karşısında konusu kalmayan dava hakkında aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM; Yukarıda yazılı bulunan gerekçeye göre;
1-Konusu kalmayan dava hakkında karar verilmesine yer olmadığına,
2-Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 59,30 TL harcın peşin olarak alınan 35,90 TL harçtan ve 1.031,10 TL ile 90,00 TL ıslah harçlarının toplamından düşülmesi ile kalan ‭1.097,7‬0 TL harcın karar kesinleştiğinde isteği halinde davacı tarafa iadesine,
3-Davacının yapmış olduğu yargılama giderlerinin kendisi üzerinde bırakılmasına,
4-Tarafların karşılıklı istekleri doğrultusunda yargılama gideri ve vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
5-Artan gider avansının karar kesinleştiğinde isteği halinde davacı tarafa iadesine,
Dair; tarafların yokluklarında, dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf yolu açık olmak üzere oy birliği ile karar verildi. 21/05/2021

Başkan …
E-imza

Üye …
E-imza

Üye …
E-imza

Katip …
E-imza