Emsal Mahkeme Kararı İzmir 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/192 E. 2021/244 K. 11.03.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/192 ESAS
KARAR NO : 2021/244 KARAR

DAVA : Tazminat (Trafik Sigorta Sözleşmesi Kaynaklı Rücuen)
DAVA TARİHİ : 14/02/2018
KARAR TARİHİ : 11/03/2021

Mahkememizde görülen Tazminat (Trafik Sigorta Sözleşmesi Kaynaklı Rücuen) davasının yapılan açık yargılamasının sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davalı tarafın zorunlu trafik sigortacısı olduğu … plakalı aracın maliki … ve sürücüsü … idaresindeyken kavşakta maliki müvekkili, sürücüsü … olan … plakalı araç ile çarpıştığını, müvekkili aracında maddi hasar oluştuğunu, hasarın tazmini amacıyla davalı şirkete başvurulduğunu ve davalı tarafından gerçek zararın karşılanmadığını, zarar hesabının iskonto uygulanmaksızın orijinal parçalarla yapılması gerektiğini, kaza neticesinde araçta değer kaybı oluştuğunu, açıkladığı nedenlerle fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak üzere 250,00-TL maddi tazminatın davalının temerrüt tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte tahsiline, yargılama ücreti ile vekalet ücretinin de davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili, cevap dilekçesinde özetle; 22.12.2017 tarihli kazaya karışan … plakalı aracın müvekkili şirket nezdinde 05.08.2017-2018 tarihlerini kapsar şekilde sigortalı olduğunu, kaza itibariyle teminat limitinin 33.000,00-TL olduğunu, müvekkili şirketin sorumluluğunun sigortalısının sorumluluğu ve poliçe teminatı ile sınırlı olduğunu, açıkladığı nedenlerle davanın reddine, bilirkişi incelemesi yapılmasına, müvekkili şirket dava açılmasına keyfi ve haksız olarak sebep olmadığından yargılama giderlerinden sorumlu tutulmamasına karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE:
Kaza tespit tutanağı : Trafik Denetleme ŞB. Müdürlüğü polis memurları tarafından tanzim ve imza edilmiş 22.12.2017 tarihli “Maddi Hasarlı Trafik Kazası Tespit Tutanağını incelenmesinde; “Sürücü … sevk ve idaresindeki … plakalı aracı ile … Caddesini takiben … istikametine seyir halinde iken … Caddesi kavşağına gelindiğinde aracın ön tampon sol köşesi ve ön sol çamurluk kısımları ile dönel kavşaktan dönüş yapan sürücü …’ ın sevk ve idaresindeki … plakalı aracın araka sağ çamurluk ve arka tampon sağ köşe ön kısımlarına çarpar ve çarpışmanın etkisiyle … plakalı araç ön kısımları ile orta refüje çıkar ve direksiyon airbagi patlar daha sonra … plakalı …’ ün sevk ve idaresindeki … plakalı arcın arka tampon sol köşe arka sol çamurluk kısımlarına çarpar ve daha sonra ön kısımları ile yay kaldırımına çıkması sonucunda maddi hasarlı trafik kazası meydana geldiği kaza mahalli incelemesinden analaşılmıştır.
Kazanın oluşumunda sürücü … 2918 sayılı KTK 57/16 (dönel kavşak içindeki araçlara geçiş hakkını tanımamak) maddesince asli kusurlu diğer sürücülerin ise kusursuz oldukları kanaatine varılmıştır.” şeklinde olayı tanımlamıştır.
Trafik ve Tramer Kaydı: Dava konusu … plaka sayılı aracın, Bornova … Noterliği’ nin 22/06/2017 tarih ve … asbis nolu satışı ile davacı … adına tescil yapılmış olduğu, aracın dosya kapsamındaki Sigorta Bilgi ve Gözetim Merkezi (TRAMER) hasar kaydına göre; olaya konu 22.12.2017 tarihli vaki kaza öncesinde 21.05.2017 tarihinde insana çarpma şeklinde hasar kaydının bulunduğu belirlenmiştir.
Sigorta Poliçesi: Davalı sigorta şirketi ile kazaya karışan … plaka sayılı araç maliki olan dava dışı … arasında 05/08/2017-05/08/2018 tarihlerini kapsayan ZMMS (Trafik) sigorta poliçesi bulunmaktadır. Poliçe limiti araç başına 33.000,00- TL dir.
Bilirkişi Raporu : Bilirkişi … tarafından düzenlenen 23.05.2019 tarihli raporda özetle ; 22.12.2017 tarihinde meydana gelen kazanın oluşumunda; davalı tarafa ait … plaka sayılı araç sürücüsünün “%100 oranında tam ve asli kusurlu” olduğu, davacı tarafa ait … plaka sayılı araç sürücüsünün ise “kusursuz” olduğu, dava dışı … plaka sayılı araç sürücüsünün “kusursuz” olduğu, dava konusu … plaka sayılı araçta yedek parça ve işçilik olmak üzere toplam 26.589,02-TL (KDV Dahil) hasar meydana geldiği, bahse konu … plaka sayılı aracın kazadan önceki ikinci el piyasa rayiç değerinin 52.000,00-TL ve sovtaj (hurda) değerinin 29.000,00-TL olduğu, Yargıtay 17. Hukuk Dairesi, 18.05.2016 tarih, 2016/3196 Esas, 2016/6047 Karar Nolu kararında; “…..dairemiz uygulamasına göre hasar bedeli, araç rayicinin %50’sini aştığından aracın tamirinin ekonomik olmadığı açıktır. Bu durumda, bilirkişiden ek rapor alınıp, araç pert total kabul edilerek aracın sovtaj bedeli de belirlenmek sureti ile hasarsız piyasa rayici ile sovtaj bedeli arasındaki farkın hasar miktarı olarak belirlenmesi gerekir. Bu nedenle, eksik incelemeye dayalı verilen hükmün bozulması gerekmiştir” hükmünü içerdiği, bu bağlamda; kaza sonrası oluşan hasar miktarının, araç rayicinin %50’sini aşması nedeniyle aracın ağır hasarlı olduğu ve pert – total olarak değerlendirilmesinin teknik ve ekonomik açıdan uygun olduğu, buna göre; Araç Piyasa Değeri – Aracın Sovtaj (Hurda) Değeri (52.000,00 – 29.000,00) = Toplam Gerçek Hasar ( 23.000,00-TL) olarak bulunduğu,
Yargıtay 17. Hukuk Dairesi 20.02.2017 tarihli, 2016/7867 Esas – 2017/1668 Karar Sayılı Kararında; “……pert olan araçta değer kaybı oluşmasının mümkün bulunmadığı” hususunun hükme bağlandığı, değer kaybının, aracın piyasa değerindeki azalma olduğu, buna göre pert kabul edilen aracın, piyasa değeri göz önüne alınarak zarar hesaplandığından, araç sahibinin bir zararı oluşmaması nedeniyle değer kaybı oluşmayacağı görüşü ile raporunu düzenlemiştir.
Değer Artırım : Davacı vekili 29.05.2019 tarihli dilekçesi ile dava değerini artırmış ve buna ilişkin harcı aynı tarihte yatırmıştır.
Dava; davacı aracında meydana gelen hasar bedeli ile değer kaybı zararının karşı araç ZMMS sigortacısından tahsili davasıdır.
Dava tarihinde yürürlükte olan, 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 91/1. maddesinde, “işletenlerin, bu kanunun 85/1.maddesine göre olan sorumluluklarının karşılanmasını sağlamak üzere mali sorumluluk sigortası yaptırmaları zorunludur”, aynı yasanın 85/1.maddesinde, “bir motorlu aracın işletilmesi bir kimsenin ölümüne veya yararlanmasına yahut bir şeyin zarara uğramasına sebep olursa, araç işletenin bu zarardan sorumlu olacağı”, aynı yasanın 85/son maddesinde ise, “işleten ve araç işleticisi teşebbüsün sahibi, aracın sürücüsünün veya aracın kullanılmasına katılan yardımcı kişilerin kusurundan kendi kusuru gibi sorumludur.” hükümlerine yer verilmiş, 01.06.2015 tarihinde yürürlüğe giren Karayolları Motorlu araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartları’nın amacı A.1 maddesinde “Karayolları Trafik Kanunu uyarınca motorlu araç işletenlerine yüklenen hukuki sorumluluk için düzenlenen Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortasına yönelik ilgililerinin hak ve yükümlülüklerine ilişkin usul ve esasların düzenlenmesidir.” şeklinde belirlenmiştir. Sigortanın kapsamı ise genel şartlar A.3. maddesinde “sigortacı, poliçede tanımlanan motorlu aracın işletilmesi sırasında, üçüncü şahısların ölümüne veya yaralanmasına veya bir şeyin zarara uğramasına sebebiyet vermiş olmasından dolayı, 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanununa göre sigortalıya düşen hukuki sorumluluk çerçevesinde Genel Şartlarda içeriği belirlenmiş tazminatlara ilişkin talepleri, kaza tarihi itibariyle geçerli zorunlu sigorta limitleri dahilinde karşılamakla yükümlüdür. Sigortanın kapsamı üçüncü şahısların, sigortalının Karayolları Trafik Kanunu çerçevesindeki sorumluluk riski kapsamında, sigortalıdan talep edebilecekleri tazminat talepleri ile sınırlıdır.” şeklinde düzenlenmiştir.
Anayasa Mahkemesi’nin 2019/40 esas, 2020/40 karar, 17/07/2020 tarihli iptal kararının, 9 Ekim 2020 günü 31269 sayılı RG’de yayınlandığı, bu karar ile 14/04/2016 tarihli, 6704 sayılı 3. Maddesiyle değiştirilen 90. Maddesinin 1. cümlesinde yer alan “… ve bu kanun çerçevesinde hazırlanan genel şartlarda…” ibaresinin, ikinci cümlesinde yer alan “… ve genel şartlarda…” ibaresinin iptallerine karar verildiği, iptal kararının gerekçesinde; ” Motorlu taşıt işletilmesi sebebiyle üçüncü kişilere verilen zararlardan dolayı, işletenin hukuki sorumluluğu haksız fiilden doğan sorumluluk niteliği taşıdığı için tazminat borcunun kapsamının 6098 sy TBK’na göre belirlendiği, işletenin söz konusu tazminat borcunun dolayıyla zarar gören üçüncü kişilerin tazminat alacaklarının teminat altına alınması amacıyla öngörülmüş olan zorunlu mali sorumluluk sigorta şirketinin tazminat borcunun kapsamının ise Genel Şartlara göre belirlendiği, bu durumun tazminatın kapsamının farklılaşmasına yol açtığı, bunun nedeninin ise idarenin düzenleyici işlemi niteliğindeki tazminat hesaplamasını düzenleyen kurallarında, 6098 sy TBK’nun gerçek zararın tazminini öngören kurallarından ayrılan hükümlere yer vermiş olmasından kaynaklandığı, Anayasa’nın 48. maddesinde sözleşme özgürlüğünün güvence altına alındığı, bu özgürlüğün sözleşme yapıp yapmama serbestsinin yanı sıra yapılan sözleşmelere dışarıdan müdahale yasağını da içerdiği, sigorta şirketinin zorunlu mali sorumluluk sigorta poliçesinden kaynaklanan borcunun kapsamının 2918 sy Kanun çerçevesinde hazırlanan GŞ’a göre belirleneceği, bu kuralların sözleşmeden doğan borcun kapsamını belirlemek suretiyle Anayasa’nın 48. Maddesinde güvence altına alınan sözleşme özgürlüğünü sınırladığı, Anayasa’nın 13. Maddesi uyarınca temel hak ve özgürlüklere sınırlama getiren düzenlemelerin öncelikle kanunla yapılması gerektiği, sözleşme özgürlüğünü sınırlamaya yönelik bir kanuni düzenlemenin şeklen var olması yeterli olmayıp, kanuni düzenlemelerin keyfiliğe izin vermeyecek şekilde belirli, ulaşılabilir ve örgörülebilir nitelikte olması gerektiği, kanunun bu niteliklere sahip olmasının esasen Anayasa’nın 2. Maddesinde güvence altına alınan hukuk devleti ilkesinin de bir gereği olduğu, 2918 sy KTK’nun 90. Maddesinde sigorta şirketinin ZMMS sözleşmesinden doğan sorumluluğunun kapsamı düzenlenmemiş olup, bu kapsamın idarenin düzenleyici nitelikte işlemi olan Genel Şartlara göre belirlenmesinin öngörülmesi ile borcun kapsamının tespiti hususunda temel çerçeve ve ilkelerin kanunlarla belirlenmeyerek idareye geniş bir takdir yetkisinin tanındığı, bu itibarla sözleşmenin içeriğine yönelik sınırlama öngören kuralların kanunilik ölçütü yönünden Anayasanın 13. ve 48. Maddelerine aykırı olduğu, Anayasa’nın 17. Maddesinde yaşama hakkı ve kişilerin maddi ve manevi varlığını geliştirme hakkının, 35. Maddesinde mülkiyet hakkının güvence altına alındığı, Anayasanın 5. Maddesinde insanın maddi ve manevi varlığını geliştirebilmesi için gerekli şartları hazırlamanın devletin temel amaç ve görevleri arasında sayıldığı, motorlu araç işletilmesine bağlı olarak kişilerin uğrayabileceği destekten yoksun kalma, bedensel zarar, eşya zararı ve manevi zararın Anayasa’nın 17. ve 35. Maddelerinde düzenlenen hakların ihlali sonucunda ortaya çıkan zarar niteliğinde olduğu, dolayısıyla karayolunda motorlu taşıt işletilmesini düzenleyen kuralları belirlemenin ve motorlu taşıt işletilmesi sebebiyle üçüncü kişilerin uğrayabileceği zararın tazmin edilmesini güvence altına almanın da devletin görevleri kapsamında olduğu, ZMMS kapsamında sigorta şirketinin bu zararlardan dolayı sorumlu tutulmuş olmasının, zarar gören kişinin Anayasa’nın 17. ve 35. Maddesinde düzenlenen haklarının Anayasa’nın 5. Maddesiyle bağlantılı olarak korunmasının amaçlandığını gösterdiği, sigorta şirketinin sorumluluğunun kapsamının idarenin düzenleyici nitelikteki işlemi ile belirlenmesinin zarar gören üçüncü kişi ve işleten aleyhine, sigorta şirketi lehine menfaat dengesinin bozulmasına yol açacağı… ” belirtilerek bu nedenlerle 6704 sayılı 3. Maddesiyle değiştirilen 90. Maddesinin 1. cümlesinde yer alan “… ve bu kanun çerçevesinde hazırlanan genel şartlarda…” ibaresinin, ikinci cümlesinde yer alan “… ve genel şartlarda…” ibaresinin Anayasa’nın 5., 13., 17., 35. Ve 48. Maddelerine aykırı olması nedeniyle iptallerine karar verildiği görülmüştür.
Yargıtay içtihatları ile kabul edilen “usulü kazanılmış hak” olgusunun, birçok hukuk kuralında olduğu gibi yine Yargıtay içtihatları ile geliştirilmiş istisnalarının bulunduğu, yeni bir İçtihadı Birleştirme Kararı (09.05.1960 tarihli ve 21/9 sayılı YİBK) ya da geçmişe etkili bir yeni kanun çıkması, benzer şekilde uygulanması gereken bir kanun hükmünün, hüküm kesinleşmeden önce Anayasa Mahkemesince iptaline karar verilmesi hallerinde, usulü kazanılmış hakka göre değil, İBK’na veya geçmişe etkili yeni kanuna ya da Anayasa Mahkemesinin iptal kararından sonra oluşan yeni duruma göre karar verilebileceği (HGK’nın 21.01.2004 tarihli ve 2004/10-44 E., 19 K.; 03.02.2010 tarihli ve 2010/4-40 E., 2010/54 K), dolayısıyla bilirkişi raporu alındıktan ve bu rapora karşı davacı tarafça itiraz edilmemiş olması nedeniyle davalı lehine oluşan usulü kazanılmış hakka göre değil sonra Anayasa Mahkemesi’nin iptal kararından sonra oluşan yeni duruma göre karar verilmesi gerektiği, Anayasa Mahkemesi’nin yukarıda anılan iptal kararı sonrasında oluşan yeni duruma göre KTK’nun 90. Maddesi hükmü dikkate alındığında, zarar gören hak sahiplerinin zarar veren 3.kişilerden ve sigorta şirketinden talep edebilecekleri tazminatın kapsamının belirlenmesinde kullanılacak yöntem ve ölçütler konusunda kısıtlama bulunmadığından, üçüncü kişi olan davacının uğradığı değer kaybı zararının tespitinde 6098 sy Türk Borçlar Kanunu hükümleri dikkate alınarak yerel piyasa koşulları, ülkenin şartları, aracın özellikleri, kilometresi, piyasanın algısı, aracın piyasadaki tercih edilebilirliği, markası, ikinci el piyasası, yedek parça ve servis maliyetleri, kazalı parça ve yeri, onarım özellikleri, aracın geçmiş hasar kayıtları gibi pek çok etkenin dikkate alınması gerektiği, dolayısıyla değer kaybının doğru ve hakkaniyetli şekilde belirlenebilmesi için uzun yıllardır Yargıtay içtihatları ile benimsenen, aracın kaza öncesi hasarsız rayiç değeri ile onarımdan sonraki rayiç değerinin göz önünde bulundurularak, aradaki farkın değer kaybı olarak kabl edilmesi gerektiği kanaatine varılmıştır.
Tüm bu yasal düzenlemeler ve somut olay birlikte değerlendirildiğinde; Sürücü … sevk ve idaresindeki … plaka sayılı aracı ile … Caddesini takiben … Caddesine doğru seyir halinde iken … Caddesi kavşağına geldiğinde aracının ön tampon sol köşesi ve sol ön çamurluk kısımları ile dönel kavşaktan dönüş yapan sürücü …’ın sevk ve idaresindeki … plaka sayılı aracın sağ arka çamurluk ve arka tampon sağ köşe kısımlarına çarptığı, çarpmanın etkisiyle … plaka sayılı aracın ön kısımları ile orta refüje çıktığı, ayrıca … plaka sayılı aracın ön tampon sağ köşe kısmı ile önünde ve aynı istikamette seyir halinde olan sürücü … sevk ve idaresindeki … plaka sayılı aracın arka tampon sol köşe ve sol arka çamurluk kısımlarına çarptığı ve daha sonra ön kısımları ile yaya kaldırımına çıkması şeklinde” şeklinde meydana geldiği,
Sürücü … sevk ve idaresindeki … plaka sayılı aracı ile … Caddesini takiben … Caddesine doğru seyir halinde iken … Caddesi ile … Caddesi kaza mahalli kontrolsüz kavşağa geldiğinde durup, dönel kavşak içerisinde taşıtlar var ise bunların geçişini bekleyip, yolun güvenli olduğunu gördükten sonra harekete geçerek kavşağa girip seyrine devam etmesi gerekirken, böyle yapmayıp, dikkatsiz ve tedbirsiz davranıp, görüş alanını yeterince kontrol altında tutmadığı ve mevcut seyir hızıyla kavşağa girerek, ada etrafında dönmekte olan sürücü …’ın sevk ve idaresindeki … plaka sayılı aracın sağ arka çamurluk ve arka tampon sağ köşe kısımlarına çarptığı, çarpmanın etkisiyle … plaka sayılı aracın ön kısımları ile orta refüje çıktığı, ayrıca … plaka sayılı aracın ön tampon sağ köşe kısmı ile önünde ve aynı istikamette seyir halinde olan sürücü … sevk ve idaresindeki … plaka sayılı aracın arka tampon sol köşe ve sol arka çamurluk kısımlarına çarptığı ve daha sonra ön kısımları ile yaya kaldırımına çıkması şeklinde gerçekleşen kaza nedeniyle kazanın oluşumunda 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanununun MADDE 57-6 (Dönel kavşağa gelen sürücüler, dönel kavşak içindeki araçlara geçiş hakkını vermek zorundadır) bendini ihlal ettiği gerekçesiyle sürücü …’in “%100 oranında asli kusurlu ” olduğu kanaatine varılmıştır. Davacı tarafa ait … plaka sayılı araç sürücüsü … ile dava dışı … plaka sayılı araç sürücüsü …’ün dönel kavşakta dönüş yapması nedeniyle kaza mahalli kavşakta geçiş önceliği hakkına sahip oldukları, buna göre herhangi bir kural ihlalinde bulunmadığı ve bu nedenle “kusursuz” oldukları, Dava konusu … plaka sayılı araçta yedek parça ve işçilik olmak üzere toplam 26.589,02.-TL (KDV Dahil) hasar meydana geldiği, Bahse konu … plaka sayılı aracın kazadan önceki ikinci el piyasa rayiç değerinin 52.000,00.-TL ve sovtaj (hurda) değerinin 29.000,00.-TL olduğu, Yargıtay 17. Hukuk Dairesi, 18.05.2016 tarih, 2016/3196 Esas, 2016/6047 Karar Nolu kararında; “…..dairemiz uygulamasına göre hasar bedeli, araç rayicinin %50’sini aştığından aracın tamirinin ekonomik olmadığı açıktır. Bu durumda, bilirkişiden ek rapor alınıp, araç pert total kabul edilerek aracın sovtaj bedeli de belirlenmek sureti ile hasarsız piyasa rayici ile sovtaj bedeli arasındaki farkın hasar miktarı olarak belirlenmesi gerekir. Bu nedenle, eksik incelemeye dayalı verilen hükmün bozulması gerekmiştir” hükmünü içerdiği, Bu bağlamda; kaza sonrası oluşan hasar miktarının, araç rayicinin %50’sini aşması nedeniyle aracın ağır hasarlı olduğu ve pert – total olarak değerlendirilmesinin teknik ve ekonomik açıdan uygun olduğu, buna göre; Araç Piyasa Değeri 52.000,00.-TL, Aracın Sovtaj (Hurda) Değeri nin 29.000,00.-TL, Toplam Gerçek Hasar 23.000,00.-TL olarak hesaplandığı, Yargıtay 17. Hukuk Dairesi 20.02.2017 tarihli, 2016/7867 Esas – 2017/1668 Karar Sayılı Kararında; “……pert olan araçta değer kaybı oluşmasının mümkün bulunmadığı” hususunun hükme bağlandığı, değer kaybının, aracın piyasa değerindeki azalma olduğu, buna göre pert kabul edilen aracın, piyasa değeri göz önüne alınarak zarar hesaplandığından, araç sahibinin bir zararı oluşmaması nedeniyle değer kaybı oluşmayacağı,
Davacı vekilinin değer artırım dilekçesi ile, 23.000,00 TL hasara ilişkin, 50,00 TL değer kaybına ilişkin maddi tazminatın davalıdan temerrüt tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile tahsilini talep ettiği, bu zararlardan davalı sigorta şirketinin trafik sigorta poliçesi ve KTK.nun 85-91.maddeleri gereğince sorumlu olduğu, kazanın poliçe süresi içerisinde gerçekleştiği, zarar miktarının poliçe limiti dahilinde kaldığı, davacı vekilinin yasal faiz talebinde bulunduğu, taleple bağlılık kuralı gereği 23.000,00TL hasar bedeli alacağının dava tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline , değer kaybı oluşmayacağından buna ilişkin talebin reddine karar verilerek aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
Davanın KISMEN KABULÜ ile;
1-23.000,00-TL hasar bedeli tazminatın dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
2-Değer kaybı bedele ilişkin talebin REDDİNE,
3- Harçlar Kanunu uyarınca alınması gereken 1.571,13‬-TL harçtan peşin alınan ve değer artırma yoluyla tamamlanan 424,41-TL harcın mahsubu ile bakiye 1.146,72-TL harcın davalıdan alınarak HAZİNEYE GELİR OLARAK KAYDINA,
4- Hüküm tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT uyarınca davacı yararına takdir olunan 4.080,00-TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5- Hüküm tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT uyarınca davalı yararına takdir olunan 50,00-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
6-Dava kısmen kabul edildiğinden davacı tarafın yaptığı 5,20-TL vekalet suret harcı, 217,80-TL davetiye ve posta gideri, 350,00-TL bilirkişi ücreti olmak üzere 573,00- TL yargılama giderinden davanın kabul oranı nazara alınarak 571,76-TL yargılama gideri ile davacı tarafın karşıladığı 35,90-TL başvurma harcı, 424,41-TL peşin alınan ve değer artırım yoluyla tamamlanan harç olmak üzere toplam 1.032,07‬-TL’nin davalı taraftan alınarak davacı tarafa verilmesine, davacı tarafın fazladan yaptığı yargılama giderinin kendi üzerinde bırakılmasına,
7- Davacı ve davalı yanca yatırılan delil ve gider avansından sarf edilmeyen kısmın karar kesinleştiğinden yatıran tarafa iadesine
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı, davalı tarafın yokluğunda gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içinde İzmir Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde, istinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar, açıkça okunup, usulen anlatıldı.11/03/2021

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır