Emsal Mahkeme Kararı İzmir 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/153 E. 2021/315 K. 01.04.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2018/153
KARAR NO : 2021/315

DAVA : Destekten Yoksun Kalma Tazminatı (Trafik Poliçesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 03/04/2013
KARAR TARİHİ : 01/04/2021

Mahkememizde görülmekte olan Destekten Yoksun Kalma Tazminatı (Trafik Poliçesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı taraf vekili duruşmada tekrar ettiği dava dilekçesi ile özetle; Müvekkillerinin murisi …’ın 13.02.2008 tarihinde tır şoförü olarak çalıştığı … Uluslararası Nakliyat Tic AŞ ‘ye ait … plakalı araç ile Manisa ilinden yüklenen kombi emtiasını Bursa-İstanbul-Edirne üzerinden Avusturya’ya götürmek üzere giderken Bursa ili Karacabey ilçesi yakınlarında geçirmiş olduğu trafik kazasında hayatını kaybettiğini, müteveffanın kullanmış olduğu … plakalı aracın zorunlu mali sorumluluk sigortasının, davalı şirket tarafından yapılmış olduğunu, müvekkilinin müteveffanın eşi olup müteveffanın sağlığında müvekkiline maddi destek sağladığından, müteveffanın ölümü ile birlikte müvekkiline müteveffanın sağladığı destekten mahrum kaldığını, müteveffanın 56 yaşında vefat etmiş olup müvekkilinin müteveffanın desteği dışında herhangi bir gelirinin bulunmadığını, müteveffanın tecrübeli bir uluslararası tır şoförü olması nedeniyle sağlığında aylık 2.500,00 TL’nin üzerinde gelir elde ettiğini, tüm uluslararası tır şirketlerinde olduğu gibi müvekkilinin de sabit maaşın yanında, çıktığı sefer başına harcırah adı altında (400 – 600 Euro) para almakta olduğunu, davalı … Sigorta Şirketi’nin sorumluluğunun 2918 Sayılı Karayolları Trafik Kanunu kapsamında poliçeye dayalı akdi sorumluluk olup davalı sigorta şirketinin müvekkilinin müteveffanın desteğinden yoksun kalması doğrultusunda, kusur durumuna bakılmaksızın maddi zararın tamamından poliçe limiti ile sorumlu olduğunu, müvekkilinin zararının boyutunun belirli ve önceden belirlenebilir olmadığından bilirkişi incelemesi yapılarak müvekkilinin maddi zararının tespit edilmesi gerektiğini, bu nedenle dava her ne kadar fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 15.000,00-TL’nin tahsili talebiyle açılmış ise de; müvekkilinin gerçek zararının mahkemece yapılacak yargılama sonucunda tespit edileceğinden yargılama sonucunda tespit edilecek zararın tamamının 6100 sayılı HMK’nın 107. maddesi uyarınca 13.02.2008 tarihinden işleyecek avans faizi ile birlikte davalı sigorta şirketinden tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı taraf vekili duruşmada tekrar ettiği cevap dilekçesi ile özetle; Dava konusu olayın oluş şekli itibariyle trafik kazası olduğunu, dava Türk Ticaret Kanunun 4.1-a maddesinde yazılı “bu kanundan” doğan uyuşmazlık kapsamına girmediğinden ve “mutlak ticari dava” niteliği bulunmadığından iş bu davada Mahkemenin görevsiz olup, Asliye Hukuk Mahkemelerinin görevli olduğunu, zamanaşımı itirazlarının bulunduğunu, dava konusu kazanın 13.02.2008 tarihinde meydana gelmiş olduğunu, iki yıllık zaman aşımı süresinin geçtiğini, dava konusu olayda uzamış ceza zamanaşımının uygulanmasının da mümkün olmadığını, davayı kabul anlamına gelmemek kaydı ile; … sayılı poliçeye göre kişi başı sakatlık ve ölüm hali azami teminat limitinin 80.000,00 TL ile sınırlı olduğunu, ancak; poliçede azami teminat limitinin yazılı olmasının, bu miktarın mutlak surette ve otomatik olarak ödeneceği anlamına gelmeyeceğini, davaya konu somut olayda, davacının murisi …’ın 13.02.2006 tarihinde meydana gelen kazada, %100 kusurlu bulunduğunu, yani dava konusu kazanın meydana gelmesine tamamen davacıların murisinin tam kusurunun sebep olduğunu, KTK.’nun 86. maddesine göre meydana gelen olayda tam kusurun zarar görende bulunduğunu ve kendisinin kusurunun bulunmadığını kanıtlayan işleten hasar ve zarardan sorumlu tutulamayacağına göre, onun sorumluluğunu teminat altına alan sigorta poliçesini düzenleyen sigorta şirketinin de meydana gelen zarardan sorumlu tutulamayacağını, yine kabul anlamına gelmemek kaydıyla; davacının gelirinin afaki ve soyut beyanlarla değil, somut belge ve delillerle ispatlanması gerektiğini, dava konusu kazanın iş kazası olup olmadığının taraflarınca bilenemediğini, bu nedenle öncelikle ilgili Sosyal Güvenlik Kurumundan kazanın iş kazası olup olmadığının ve davacıya rücuya tabi herhangi bir gelir bağlanıp bağlanmadığının tespitinin gerektiğini, eğer davacılara ilgili Sosyal Güvenlik Kurumu tarafından rücuya tabi gelir bağlanmış ise bu gelirin hesaplanacak tazminattan indirilmesinin gerektiğini, açıklanan sebeplerle; görev itirazlarının kabulüne ve davanın görev yönünden reddine, davanın zamanaşımı nedeniyle reddine, Karayolları Trafik Kanunu Zorunlu Mali Mesuliyet Sigorta Poliçesi, işletenin üçüncü şahıslara Kusuruyla Verdiği Zararları Teminat Altına Aldığından ve Davada İşletene Atfı Kabil Bir Kusur bulunmadığından ve kazanın meydana gelmesine zarar gören tam kusuru ile sebep olduğundan davanın reddine, kabul anlamına gelmemek kaydıyla; Dava konusu kaza iş kazası ise; davacıya bağlanan gelirlerin hesaplanacak tazminattan indirilmesine, iş kazası değil ise B.K. 43 gereğince indirim yapılmasına, Mahkeme masraf ve ücreti vekaletin davacı tarafa tahmiline karar verilmesini talep ve beyan etmiştir.
CEVABA CEVAP: Davacı taraf vekili duruşmada tekrar ettiği cevaba cevap dilekçesi ile özetle; Davalı tarafından görev itirazında bulunulmuş ise de 6102 sayılı TTK’nın 4/1-a, 5 ve 1483. maddeleri karşısında görev itirazının yasal dayanaktan yoksun olduğunu, görev itirazının reddine karar verilmesi gerektiğini, zamanaşımı itirazında bulunulmuş ise de zamanaşımı itirazının da yasal dayanaktan yoksun olduğunu, davalı şirketin sorumluluğunun 2918 Sayılı Karayolları Trafik Kanunu ve 6102 Sayılı Türk Ticaret Kanunu kapsamında poliçeye dayalı akdi sorumluluk olup davalı sigorta şirketinin kusur durumuna bakılmaksızın maddi zararın tamamından poliçe limiti ile sorumlu olduğunu, somut olayda müvekkillerinin ölenin salt mirasçısı sıfatıyla değil, destekten yoksun kalan 3. kişi sıfatıyla dava açtıklarını, murisin kusurlu olmasının sonuçlarının, destekten yoksunluk zararının oluşumunda hiçbir kusurları bulunmayan müvekkillerine yükletilemeyeceğini, davalı sigorta şirketinin aracın zorunlu mali mesuliyet sigortacısı olduğunu ve davalı sigorta şirketinin sorumluluğunun akdi sorumluluk olduğunu, aracın mali mesuliyet sigortacısı, işletenin üçüncü kişilere verdiği zararları teminat altına aldığına göre ve destekten yoksun kalan müvekkillerinin olayda zarar gören 3. kişi konumunda olduğuna göre davalı sigorta şirketinin zararın tamamından sorumlu olduğunu, bu nedenle davalının haksız ve yasal dayanaktan yoksun olan cevaplarının reddi ile davanın kabulüne karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE:
Kaza tespit tutanağı : Dosyada yer alan ve polis memurlarınca imza altına alınan tutanak içeriğinden ; sürücü … sevk ve idaresindeki … plakalı yarı römork ile Balıkesir ilinden Bursa ili istikametine seyrettiği sırada km 35 e geldiğinde havanın kar yağışlı zeminin ıslak olması nedeniyle direksiyon hakimiyetini kaybedip, karşı yola geçip Bursa ilinden Balıkesir istikametine seyreden … sevk ve idaresindeki …plakalı kamyonun sol ön kısmının kendi aracının ön kısmı ile çarpışması neticesi çift taraflı yaralamalı ve maddi hasarlı trafik kazasının meydana geldiği anlaşılmıştır.
Sigorta Poliçesi: Davalı sigorta şirketi ile kazaya karışan … plaka sayılı araç maliki olan dava dışı … Uluslararası Nakliyat ve Ticaret AŞ arasında, 20/10/2007 – 20/10/2008 tarihlerini kapsayan Trafik Sigorta Poliçesi bulunmaktadır. Poliçe limiti kişi başına sakatlık ve ölüm teminatı100.000,000-TL dir.
Sgk cevabı : İzmir Sosyal Güvenlik İl Müdürlüğü Konak Sosyal Güvenlik Merkezinin 12/11/2013 tarihli cevabi yazısından; 13/02/2008 tarihinde geçirdiği iş kazası sonucu 14/02/2008 tarihinde vefat eden … TC kimlik numaralı …’ın hak sahiplerine … sayılı tahsis dosyasından gelir bağlandığı anlaşılmıştır.
Hak Sahipliği: Dosyaya ibraz edilen nüfus kayıtlarının incelenmesinde, davacının ölen …’ın eşi olduğu tespit edilmiştir.
Gelir durumu: Davanın desteği …’ın yurt dışı uzun yol tır şoförü olması gözetilerek yapılan gelir araştırması cevaplarına göre kaza tarihi itibariyle aylık ortalama gelirini 1.700,00 TL (asgari ücretin 3,46 katı) olduğu kabul edilmiştir.
Davacı tanığı … ; “Davacı ve murisleri …’ı aynı semtte oturmamız nedeniyle tanırım. … vefat edene kadar tır şoförlüğü yapıyordu. Yine tır şoförü olarak nakliye yaptığı sırada gerçekleşen kaza neticesinde vefat etmiştir. Muris … … Uluslararası Nakliye AŞ’de çalışmaktaydı. Çalışma şeklinin nasıl olduğunu ben bilmiyorum. Ancak kendisinden duyduğum kadarıyla maaş+nakliye nedeniyle harcırah aldığını söylüyordu. Uluslararası nakliye de yapmaktaydı. Davacı … ev hanımı olup çalışmamaktadır” şeklinde beyanda bulunmuştur.
Davacı tanığı …; “Rahmetli … ile … Ulus.Nak.AŞ’de birlikte çalışmamız nedeniyle tanırım. Ben de … gibi uluslararası tır şoförlüğü yapmaktaydım. İki sene önce firma kapanmıştır. Şimdi başka yerde çalışmaktayım. Çalıştığımız şirkette tır şoförlerine her ay asgari ücret üzerinden maaş verilmekteydi. Ayrıca her nakliye için gidilen yerin mesafesine göre 400-600 Euro arasında harcırah verilmekteydi. Bu harcırah günlük değil bir sefere mahsusu verilirdi. Aylık ortalama kazanç 2.000-2250,00 TL arasında değişmekteydi. Hiçbir zaman 2.000,00 TL’nin altına düşmüyordu ” şeklinde beyanda bulunmuştur.
Davacı tanığı …; ” Davacı ve rahmetli eşi …’i aile dostumuz olması nedeniyle tanırım. Muris … vefat edene kadar uluslararası tır şoförlüğü yapmaktaydı. Davacı … ev hanımı olup, çalışmamaktadır. Eşinden bağlanan maaş dışında başka bir geliri bulunmamaktadır. Ölmeden önce de ailenin geçimini … sağlıyordu ” şeklinde beyanda bulunmuştur.
Bozma ilamı öncesi aldırılan bilirkişi raporu : Sigorta Hukuku ve Tazminat Hesaplama Uzmanı Bilirkişi … 13/03/2014 tarihli raporunda; …’ın vefatı nedeniyle, davacı eşi … için 106.779,76 -TL DYK tazminatı hesaplandığını; davalının bu bedelden kaza tarihinde geçerli poliçe teminat limiti olan 100.000.00-TL ile sorumlu bulunduğunu mütalaa etmiştir.
Islah Dilekçesi: Davacı vekili 08.04.2014 tarihli dilekçesi ile taleplerini davacı için destek zararı talebini 100.000,00 TL’ye yükselterek bu şekilde davalıdan 13.02.2008 tarihinden itibaren avans faizi ile birlikte tahsilini istediklerini bildirmiştir.
Bozma öncesi mahkememiz ilamı : Kapatılan … Asliye Ticaret Mahkemesinin … E. … K. sayılı 06/05/2014 tarihli kararında: “Tüm dosya kapsamı, mahkememizce benimsenen bilirkişi raporundan davacının eşi …’ın gerçekleşen trafik kazasında vefat etmesi nedeniyle davacının destekten yoksun kaldığı 100.000,00 TL nin teminat kapsamında kalması nedeniyle davalı sigorta şirketince ödenmesi gerektiği kabul edilmiştir. ” gerekçesi ile davanın kabulüne 100.000,00 TL nin dava tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmiştir.
Yargıtay ilamı : Yargıtay …. HD.’nin 24/12/2015 tarih … E. … K. sayılı ilamı ile; “2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 91. maddesi uyarınca işletenlerin, sorumluluklarının karşılanmasını sağlamak üzere mali sorumluluk sigortası yaptırmaları zorunludur. Zorunlu mali sorumluluk sigortacısı, düzenlediği sigorta poliçesi nedeniyle işletenin 2918 sayılı KTK’nın 85. maddesi kapsamındaki sorumluluklarını yüklenmektedir. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 55. maddesinde Destekten yoksun kalma zararları ile bedensel zararların, bu Kanun hükümlerine ve sorumluluk hukuku ilkelerine göre hesaplanacağı, kısmen veya tamamen rücu edilemeyen sosyal güvenlik ödemeleri ile ifa amacını taşımayan ödemelerin, bu tür zararların belirlenmesinde gözetilemeyeceği, zarar veya tazminattan indirilemeyeceği hüküm altına alınmıştır. Maddenin açık lafzından da anlaşılacağı üzere sosyal güvenlik ödemelerinin ancak rücu edilebilmeleri koşuluyla zarar veya tazminattan indirilebileceği belirtilmiştir. 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu’nun 21 ve 23. maddelerinde iş kazası nedeniyle hak sahiplerine bağlanan gelirlerin hangi durumlarda işverene rücu edileceği belirtilmiştir. Somut olayda; desteğin vefatı nedeniyle Sosyal Güvenlik Kurumu tarafından olay iş kazası kabul edilerek davacı eşe peşin sermaye değerli gelir bağlanmıştır. Sosyal Güvenlik Kurumu tarafından iş kazası nedeniyle bağlanan gelirin işverenden rücu edilmesi amacıyla Karacabey Asliye Hukuk Mahkemesi’nde dava açıldığı bildirilmiştir. Sosyal Güvenlik Kurumu tarafından açılan dava neticesinde mahkemece bağlanan gelirin peşin sermaye değerinin tamamının veya bir kısmının işverenden rücu edilmesine karar verilmesi halinde artık işleten olması sebebiyle işverenin 2918 sayılı kanun kapsamındaki sorumluluğunu üstlenen sigorta şirketinin de Sosyal Güvenlik Kurumu’na karşı sorumlu olması söz konusu olabilecektir. Sigorta şirketi tarafından, rücu edilebilen sosyal güvenlik ödemeleri tazminattan indirilmeden hem Sosyal Güvenlik Kurumu’na hem de destekten yoksun kalanlara ödeme yapılması durumunda aynı zarar nedeniyle mükerrer ödeme yapılmış olur. Bu nedenle Karacabey Asliye Hukuk Mahkemesi’nce verilecek karar dava sonucunu etkileyeceğinden bu davanın sonucunun beklenilmesi gerekmektedir. Bu duruca mahkemece Sosyal Güvenlik Kurumu tarafından dava konusu trafik kazası nedeniyle işveren aleyhine açılan rücu davasının sonucu beklenilerek sonucuna göre karar verilmesi gerekirken yazılı şeklide karar verilmesi doğru görülmemiştir” gerekçesiyle kararın bozulmasına karar verilmiştir.
Karacabey … Asliye Hukuk Mahkemesi’nin … esas, … Karar sayılı dosyası; davacı SGK tarafıhdah davalı … ve davalı … Uluslararası Nakliyat ticaret A.Ş aleyhine şoför olara çalışan …’ın iş kazasında ölümü nedeniyle bağlanan gelirin rücuen tahsili istemiyle açılandavanın yapılan yargılaması sonunda, davanın davalı … yönünden reddine, diğer davalı işveren şirket yönünden kabulü ile 25.258,67 TL peşin sermaye değerli gelirin 30.12.2011 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı şirketten tahsilen karar verildiği, anılan kararın davacı ve davalı … tarafından istinaf edildiği, Bursa Bölge Adliye Mahkemesi’nin … esas, … karar sayılı kararı ile davacı kurumun istinaf isteğinin reddine, davalı …’ın vekalet ücreti yönünden yapmış olduğu istinaf isteğinin kabulüne dair 09.01.2020 tarihinde kesin olmak üzere karar verdiği görülmüştür.
Bozma ilamı sonrası aldırılan bilirkişi raporu: 09/12/2020 tarihli raporda; Yargıtay … HD nin bozma kararında belirlendiği şekilde, davacı için hesaplanan tazminattan rücuya tabi PSD mahsup edildikten sonra ve hüküm tarihindeki veriler ile DYKT alacağının 81.521,09 TL olarak hesaplandığı; hesaplanan tazminatın poliçe teminat limiti içinde kaldığı; hukuki durumun ve delillerin taktirinin Sayın Mahkemeye ait olduğu mütalaa edilmiştir.
Bilirkişi ek raporu : 10/03/2021 tarihli ek raporda; mahkemenin ilk kararını temyiz etmemiş olması nedeni ile Yargıtay … HD nin bozma kararında belirlendiği şekilde, davacı için hesaplanan tazminattan rücuya tabi PSD mahsup edildikten sonra ve hüküm tarihindeki veriler ile DYKT alacağının 81.521,09 TL olarak hesaplandığı; Güncel 2021 yılı verileri ile yeniden hesaplama yapılarak rücuya tabi PSD nin mahsubu halinde ise bakiyenin 142.603,33 TL DYKT hesaplandığını; davalının bu bedelden poliçe teminat limiti olan 100.000,00 TL ile sınırlı olarak sorumlu bulunduğunu; hukuki durumun ve delillerin taktirinin mahkemeye ait olduğunu mütalaa etmiştir.
Dava, trafik kazasından kaynaklanan ölüm sebebiyle destekten yoksun kalma tazminatı istemine ilişkindir.
Davalı vekili, görev, husumet ve zamaaşımı itirazında bulunmuştur.
Dava tarihi itibariyle yürürlükte bulunan 6102 Sayılı TTK’nun 4. maddesinde, bu kanundan doğan hukuk davalarının ticari dava sayıldığı, aynı kanunun 5/2 bendinde, bir yerde ticaret mahkemesi varsa, Asliye Hukuk Mahkemesinin vazifesi içinde bulunan ve bu kanunun 4. maddesi hükmünce ticari sayılan davalara ticaret mahkemesinde bakılacağı hususları düzenlenmiştir. TTK’nun 1483 vd. maddelerinde, zorunlu sorumluluk sigortaları düzenlenmiştir. Bir hukuki işlemin veya fiilin TTK’nun kapsamında kaldığının kabul edilmesi için yasanın amacı içerisinde, yukarıda tanımları verilen, bu kanunda düzenlenen hususlarla bir ticari işletmeyi ilgilendiren bir hukuki işlemin veya fiilin olması gerekir. Somut olayda, davacı vekili, davacının desteği …’ın yönetimindeki, davalı şirkete ZMSS poliçesi ile sigortalı araçla meydana gelen kazada davacının desteğinin öldüğünü belirterek destekten yoksun kalma tazminatını talep etmiştir. Davanın TTK’nun 1483 vd. maddelerinde sayılan hususlardan olması sebebiyle, uyuşmazlığın Ticaret Mahkemesinde görülüp sonuçlandırılması gerekmektedir. Bu nedenle davalının görev itirazı yerinde değildir.
Davalı vekili zamanaşımı savunmasında bulunmuştur. 2918 sayılı KTK’nın 109/I. maddesinde “Motorlu araç kazalarından doğan maddi zararların tazminine ilişkin talepler, zarar görenin zararı ve tazminat yükümlüsünü öğrendiği tarihten başlayarak 2 yıl ve her halde, kaza gününden başlayarak 10 yıl içinde zamanaşımına uğrar.” hükmüne, yine aynı kanunun 109/II. maddesinde ise, “Dava, cezayı gerektiren bir fiilden doğar ve Ceza Kanunu bu fiil için daha uzun bir zamanaşımı süresi öngörmüş ise, bu süre maddi tazminat talepleri için de geçerlidir.” hükmüne yer verilmiştir. Dava konusu trafik kazası 2 kişinin ölümü ile neticelenmiş olup, eylem 5237 SY TCK’nun 85/2 fıkrası kapsamından suç teşkil ettiğinden 5237 sy TCK’nun 66/1-d bendi uyarınca 15 yıllık ceza zamanaşımı süresine tabidir. Tüm bu düzenlemeler dikkate alındığında, kazanın 13.02.2018 tarihinde gerçekleştiği, eldeki davanın 03.04.2013 tarihinde ceza zamanaşımı süresi içerisinde açıldığı anlaşılmakla davalının zamanaşımı savunması reddedilmiştir.
Tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; 13.02.2008 tarihinde davacının murisi …’ın sürücüsü olduğu … plakalı araç ile seyir halinde iken direksiyn hakimiyetini kaybedip karşı şeride girerek dava dışı … plaka sayılı araç ile çarpıştığı, bu kaza neticesinde davacının eşi olan …’ın vefat ettiği, meydana gelen kazada …’ın tam kusurlu olduğu, vefat eden …’ın dinlenen tanık beyanları ve yargıtay içtihatları da nazara alındığında davacının desteği olduğu, Yargıtay HGK’nun 15.06.2011 tarih, … sayılı kararı ile benzer kararlarında da belirtildiği üzere davacının ölenin mirasçısı olarak değil, destekten yoksun kalan üçüncü kişi sıfatıyla dava açtığı, bu halde aracın zorunlu mali sorumluluk sigortacısından destek tazminatı isteyebileceği, ölüm nedeniyle doğrudan davacı üzerinde doğan destekten yoksunluk zararının oluşumundaki kusurun davacılara yansıtılamayacağı, araç sürücüsünün veya işletenin tam kusurlu olmalarının desteğinden yoksun kalan davacıyı etkilemeyeceği, KTK. Ve eski ZMSS Genel Şartları’na göre, aracın zorunlu mali sorumluluk sigortacısı davalı sigorta şirketinin, işletenin üçüncü kişilere verdiği zararları teminat altına aldığı, olayda işleten veya sürücü tam kusurlu olsalar bile, destekten yoksun kalan davacıların zarar gören üçüncü kişi konumunda bulunduğu, kazanın teminat kapsamında kaldığı, davacı …’ nun destek zararının bozmadan önce alınan bilirkişi raporuna göre 106.779,76 TL olarak tespit edildiği, ilk karara karşı yalnızca davalı vekilinin temyiz yoluna başvurduğu, davacının temyizi olmadığından ilk kararın davacı yönünden kesinleştiği, bozma ilamının kapsamında belirtilen desteğin ölümü nedeniyle SGK tarafından bağlanan peşin sermaye değerinin işverenden rücuen tahsiline ilişkin Karacabey … Asliye Hukuk Mahkemesi’nin … esas sayılı dosyasının bekletici mesele yapılarak sonucuna göre karar verilmesi gerektiği yönündeki bozma gerekçesi dışında, davalı taraf lehine usuli kazanılmış hak oluştuğu dikkate alındığında, bozma sonrası asgari ücretteki artışlar dikkate alınarak hesaplama yapılan bilirkişi ek raporunun hükme esas alınamayacağı, bozma öncesindeki kararda esas alınan 13.03.2014 tarihli rapor yönünden davalı taraf lehine oluşan kazanılmış hakkın korunmasını temin etmek üzere bozma öncesi belirlenen tazminata göre Karacabey … Asliye Hukuk Mahkemesi’nin … esas, … Karar sayılı dosyasında işverenden rücuen tahsiline karar verilen 25.528,67 TL’ bağlanan gelirin peşin sermaye değerinin indirilmesi suretiyle yapılan e bozmadan sonra alınan 09.12.2020 tarihli bilirkişi raporunun hüküm kurmaya elverişli ve yeterli olduğu, buna göre davacının bakiye destek zararının 81.521,09 TL olduğu, poliçedeki teminat limitinin kaza tarihi itibariyle 100.000,00 TL olduğu, zararın poliçe teminat limiti kapsamında kaldığı, davacı vekilinin bozma öncesi 08.04.2014 tarihli dilekçe ile ıslah talebinde bulunarak 100.000,00 TL destek yoksun kalma tazminatı isteğinde bulunduğu ve eksik harcı tamamladığı anlaşılmakla davacının davasının kısmen kabulüne 81.521,09 TL destekten yoksun kalma tazminatının dava tarihi olan 03.04.2013 tarihiden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsiline, fazlaya ilişkin isteğin reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacının davasının KISMEN KABULÜ ile 81.521,09 TL destekten yoksun kalma tazminatının 03.04.2013 tarihiden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
Fazlaya ilişkin isteğin REDDİNE,
2-Kabul edilen miktar üzerinden hesaplanmış olan 5.568,71 TL nispi harca, peşin alınan ve ıslahla tamamlanan 1.707,80 TL harcın mahsubu ile bakiye 3.860,91 TL karar ve ilam harcının davalı taraftan alınarak HAZİNE’ YE GELİR KAYDINA.
3-Dava kısmen kabul edildiğinden davacı tarafın yaptığı 0,60 TL dosya gideri, 3,75 TL vekalet suret harcı, 359,75 TL davetiye ve posta gideri, 800,00 TL bilirkişi ücreti olmak üzere 1.164,10 TL yargılama giderinden davanın kabul oranı nazara alınarak 948,74 TL yargılama gideri ile davacı tarafın karşıladığı 24,30 TL başvurma harcı,1.707,80 TL peşin alınan ve ıslahla tamamlanan harç olmak üzere toplam 2.680,84 TL’nin davalı taraftan alınarak davacı tarafa verilmesine. Davacı tarafın fazladan yaptığı yargılama giderinin kendi üzerinde bırakılmasına.
4-Dava kısmen ret edildiğinden davalı tarafın yaptığı 124,00 TL davetiye ve posta giderinden davanın red oranı nazara alınarak 22,94 TL yargılama giderinin davacı taraftan alınarak davalı tarafa verilmesine. Davalı tarafın fazladan yaptığı yargılama giderinin kendi üzerinde bırakılmasına.
5-Dava kısmen kabul edildiğinden kabul edilen miktar üzerinden hüküm tarihinde yürürlükte olan Avukatlık Kanunu ve Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre takdir ve hesaplanmış olan; 11.397,74 TL vekalet ücretinin davalı taraftan alınarak davacı tarafa verilmesine.
6-Dava kısmen reddedildiğinden, reddedilen miktar üzerinden hüküm tarihinde yürürlükte olan Avukatlık Kanunu ve Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre takdir ve hesaplanmış olan; 4.080,00 TL vekalet ücretinin de davacı taraftan alınarak davalı tarafa verilmesine.
7-HMK.nun 333.maddesi uyarınca davacı tarafından yatırılan gider avansından gerekçeli karar tebliğ masrafları düşüldükten sonra varsa sarf edilmeyen kısmın karar kesinleştiğinde davacıya iadesine.
ilişkin, davacı vekilinin yüzüne karşı, davalı vekilinin yokluğunda, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde, mahkememize veya bulunduğu yerde varsa Asliye Ticaret Mahkemesi’ne, yoksa Asliye Hukuk Mahkemesine verilecek temyiz dilekçesi ile, Yargıtay nezdinde, temyiz kanun yolu açık olmak üzere verilen karar, açıkça okunup, usulen anlatıldı. 01/04/2021

Katip … Hakim …
e-imzalıdır e-imzalıdır