Emsal Mahkeme Kararı İzmir 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/1470 E. 2021/492 K. 04.06.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/1470
KARAR NO : 2021/492

DAVA : İflas
DAVA TARİHİ : 01/03/2004

BİRLEŞEN MAHKEMEMİZİN … ESAS
SAYILI DAVASINDA:

DAVA : İflas
DAVA TARİHİ : 01/03/2004
KARAR TARİHİ : 04/06/2021

Mahkememizde görülen asıl davanın ve birleşen davanın yapılan açık yargılaması sonucunda;
İDDİA ;
Asıl davada ve birleşen davada davacılar vekili dava dilekçesi ile özetle; müvekkillerinden …’ün, davalılar hakkında Antalya …. İcra Müdürlüğü’nün … sayılı dosyasında kambiyo takibi başlattığını, takibin kesinleştiğini, toplam 437.862,00 TL alacağın tahsil edilemediğini, müvekkili … Sebze Meyve G.Tic. İnş. Ltd. Şti.’nin davalılar hakkında Antalya … İcra Müdürlüğü’nün … ve … sayılı dosyalarında kambiyo takibi başlattığını, takibin kesinleştiğini, toplam 118.563,00 TL’nin tahsil edilemediğini, müvekkili … Paz. Tic. A.Ş.’nin davalılar hakkında Antalya …. İcra Müdürlüğü’nün … sayılı dosyasında kambiyo takibi başlattığını, takibin kesinleştiğini, toplam 12.908,00 TL alacağın tahsil edilemediğini, müvekkili…’nın davalılar hakkında Antalya …. İcra Müdürlüğü’nün … ve … sayılı dosyalarında kambiyo takibi başlattığını, takibin kesinleştiğini, toplam 1.137,93 TL alacağın tahsil edilemediğini, müvekkili … Tarım Ür. Gıda K. Tic. Ltd. Şti.’nin davalılar hakkında Antalya …. İcra Müdürlüğü’nün … ve … sayılı dosyalarında kambiyo takibi başlattığını, takibin kesinleştiğini, toplam 769.148,00 TL alacağın tahsil edilemediğini, davalılar hakkında iflas yolu ile takip yapılmadan İİK’nın 177 ve devamı maddeleri gereğince doğrudan iflas isteyebilmek için gerekli şartların oluştuğunu, davalılar hakkında toplam 8 ayrı icra takibinin bulunduğunu, İİK’nın 179. maddesinde belirtilen şartların da gerçekleştiğini, davalı şirketin sermayesinin 912.400,00 TL olduğunu, sadece müvekkillerine olan borcunun 2.476.420 TL olduğunu, şirket müdürü ve ortağı olan davalı …’nin aval verdiği halde borcu ödememesinden ve tacir olmasından dolayı ayrıca iflasına karar verilmesi gerektiğini, aynı şirketin gayri resmi ortağı olduğu halde resmiyette ortak olarak karısı … gözüken davalı … …’nin de aval verdiği halde borcu ödememesinden ve tacir olmasından dolayı ayrıca iflasının gerektiğini, … …’nin, … Tarım Ür. Tic. ve San. A.Ş.’nin münferit imzaya ve temsile yetkili ortağı olduğunu, kesinleşmiş icra takipleri nedeniyle depo kararı verilmesi gerektiğini belirterek, davalılar hakkında depo kararı verilmesine karar verilmesini istemiştir
CEVAP ;
Asıl davada ve birleşen davada davalı … … vekili cevap dilekçesi ile özetle; müvekkilinin, tacir olmadığını, bu nedenle iflasının istenemeyeceğini, İİK’nın 177. maddesindeki iflas koşullarının oluşmadığını, davacıların icra takibi başlattıklarını, ipotekli mallar ile alacaklarını garanti altına aldıklarını, ipotek ile güvence altına alınmış bir borç mevcut iken bu borcun ödenmemesinin veya ertelenmesinin söz konusu olamayacağını, davacıların ipotekli malların satılması suretiyle alacaklarını tahsil edebilecek iken borçluları zor durumda bırakmak için iflas istediklerini belirterek, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Asıl davada ve birleşen davada davalılar … … Tar. Ür. İhr. İth. Tic. ve San. Ltd. Şti. ile … cevap dilekçesi ile özetle; icra takipleri başlatıldıktan sonra davacılara ödenmek üzere davacılar vekiline yüklü miktarda ödemeler yapıldığını, ayrıca davacıların KDV borçlarının müvekkili şirketin KDV alacağından mahsup edilmesi yöntemiyle de bir kısım ödemelerin gerçekleştirildiğini, bu ödemelerin icra dosyalarına bildirilmediğini, bu nedenle alacak miktarlarını kabul etmediklerini, olası bir depo kararından önce bu hususun bilirkişi aracılığı ile incelenmesini istediklerini, İİK’nın 177. maddesindeki iflas koşullarının oluşmadığını, davacılardan … lehine müvekkili şirkete ait taşınmazlar ve fer’ileri üzerine 1.838.673,79 TL tutarında ipotek tesis edildiğini, söz konusu davacı tarafından Antalya …. İcra Müdürlüğü’nün … sayılı dosyası üzerinden ipotek takibi başlatıldığını, ödemelerin tatil edildiği yönündeki iddianın davacı tarafça ispatlanması gerektiğini, müvekkili şirketin aktiflerinin pasiflerini karşılayacak durumda olduğunu, müvekkili …’nin müvekkili şirketin müdürü ve ortağı olduğunu, kendisinin iflasının istenemeyeceğini belirterek, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
GEREKÇE ;
Dava; İİK’nın 179. ve 6102 sayılı TKK’nın 376. maddeleri gereğince doğrudan iflas davasıdır.
Mahkememizce; “iflası istenen şirketin merkezinin Menderes’te bulunduğu, Menderes Asliye Hukuk (Ticaret) Mahkemelerinin yetkili olduğu’’ gerekçesiyle “Mahkememizin Yetkisizliğine” ilişkin 16/09/2004 tarihli, … Esas ve … Karar sayılı karar verilmiştir.
Menderes Asliye Hukuk Mahkemesi 13/06/2005 tarihli, … Esas ve … Karar sayılı kararı ile HSYK’nın 24/03/2005 tarihli ve … sayılı kararını gerekçe göstererek yetkisizlik kararı vermiş ve dava dosyasını mahkememize göndermiştir.
Yetkisizlik kararına karşı verilen temyiz dilekçesi üzerine Yargıtay …. Hukuk Dairesi Başkanlığı “kararın davalılar vekiline 06/03/2016 tarihinde tebliğ edildiği, 20/03/2006 tarihli temyiz isteğinin süresinde olmadığı” gerekçesiyle “temyiz isteğinin reddine” karar vermiştir.
Menderes Asliye Hukuk (Ticaret) Mahkemesi’nin yetkisizlik kararı vererek gönderdiği dosya, İzmir … Asliye Ticaret Mahkemesi’ne düşmüş ve … Esas numarasını almıştır. Dava dosyası daha sonrasında İzmir …. Asliye Ticaret Mahkemesi nezdinde … Esas, İzmir …Asliye Ticaret Mahkemesi nezdinde … Esas ve en son … Asliye Ticaret Mahkemesi nezdinde … Esas numarasını almıştır.
Mahkememizce verilen tefrik kararı ile birlikte eldeki bu dosyada davacılar … ve … Paz. Tic. A.Ş. tarafından davalılar hakkında açılan davalar yönünden değerlendirme yapılmıştır.
Mahkememizin 20/04/2012 tarihli ara kararı gereğince davacılardan … ile … Paz. Tic. A.Ş. yönünden davaya devam edilmesi sebebiyle sadece bu davacıların alacağına konu Antalya …. İcra Müdürlüğü’nün … ve … sayılı dosyaları üzerinde depo emrine esas miktarın belirlenmesi amacıyla bilirkişi incelemesi yaptırılmış ve bankacı bilirkişiden 07/12/2012 tarihli bilirkişi raporu aldırılmış ise de; davacılar vekili mahkememizde açtığı bu davada ve birleşen davada İİK’nın 177 ve 179. maddelerine dayanmıştır. Bu maddeler “doğrudan doğruya iflas” hallerinden alacaklının isteği ile iflasa ilişkin hükümleri düzenleyen maddelerdir. İİK’nın 177. maddesinin 3. fıkrasında “borçlunun ödemelerini tatil etmiş olması” ve 179. maddesinde “şirketin ya da kooperatiflerin borçlarının aktifinden fazla olması” hali iflas koşulu olarak düzenlenmiştir. Her iki maddeye göre iflas kararı verilebilmesi için önceden takip yapma şartı aranmamıştır. Her iki davanın konusu olan icra takibi davacılar vekilinin de belirttiği şekilde iflas takibine dönüştürülmemiştir. Bundan sonraki aşamada davalıların İİK’nın 177 ve 179. maddeleri çerçevesinde iflas şartlarının bulunup bulunmadığı konusu üzerinde durulmuştur.
Mahkememizce dava dosyası ve icra dosyaları üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırılmıştır.
Bilirkişiler… ile … hazırladıkları 06/11/2008 havale tarihli raporlarında özetle; 23/11/2009 duruşma tarihi itibariyle … sayılı dosya yönünden toplam borcun 42.583,20 TL olduğunu, … sayılı dosya yönünden toplam borcun ise 1.357.208,96 TL olduğunu, borçlu şirketin iflasına karar verilmesinin mümkün olduğunu ancak tacir olduğu belirlenemeyen diğer iki davalının iflasının mümkün görünmediğini bildirmişlerdir.
Menderes Vergi Dairesi Müdürlüğü’ne yazılan yazıya verilen cevapta; davalı …’nin, davalı … … Tar. Ür. İhr. İth. Tic. ve San. Ltd. Şti.’nin ortağı olduğu, … vergi numarası ile Karşıyaka Vergi Dairesi Müdürlüğü’nün 31/12/2002 tarihi itibariyle resen terk ettirildiği, davalı … …’nin ise … vergi numarası ile Kordon Vergi Dairesi Müdürlüğü’nün 31/12/1996 tarihinde terk mükellefi olduğu bildirilmiştir.
Mali müşavir bilirkişi … ve hukukçu … ‘ten oluşan bir diğer bilirkişi heyeti 23/10/2013 tarihli raporlarında özetle; davalı şirketin 2003, 2004, 2005 ve 2006 yıllarına ilişkin yevmiye ve envanter defterlerinin kapanış tasdiklerinin yapılmadığını, 2007 ve 2008 yıllarına ilişkin defterlerinin kapanış tasdiklerinin bulunduğunu, davalı şirketin 31/12/2008 tarihi itibariyle düzenlenmiş bilançosundaki kayıtlı değerlerine göre aktif toplamının 13.221.858,95 TL, pasif toplamının 16.810.402,71 TL olduğunu, aktiflerin pasifleri karşılama oranının % 78,65 olduğunu, bu değerlere göre şirketin borca batık durumda olduğunu, şirket hakkında İİK’nın 177 ve 179. maddeleri uyarınca doğrudan iflas şartlarının oluştuğunu, depo emri tebliğine gerek olmadığını bildirmişlerdir.
Mahkememizce; “hukuk sistemimizde iflas kararının kural olarak sadece tacirler yönünden verileceği, 6102 sayılı TTK’nın 12., 14., 16. ve 17. maddelerinde kimlerin tacir sayıldığının belirtildiği, mahkememizce gerçek kişi olan davalıların iflasa tabi kişilerden olup olmadığı hususunun araştırıldığı, gelen yazı cevaplarından; davalılar … ve …’nin tacir olmadıklarının anlaşıldığı, bu kişilerin iflasa tabi olmadıkları, davalı … … Tarım Ürünleri İhr. İth. Tic. ve San. Ltd. Şti. hakkında açılan dava ve birleşen dava yönünden; açılan davaların İİK’nın 177 ve 179. maddelerine dayalı olduğu, aldırılan bilirkişi raporları ve tüm dosya içeriğine göre davalı … … Tarım Ürünleri İhr. İth. Tic. ve San. Ltd. Şti.’nin borca batık halde olduğu, ödemelerini tatil ettiği, pasiflerinin aktiflerinden fazla olduğu, İİK’nın 177/1-4 bent 2. cümlesi uyarınca davalı şirket yetkilisinin beyanının alındığı, 177. maddesi uyarınca iflas koşullarının oluştuğu” gerekçeleriyle; “ 1-Gerek asıl dosyada davacı … ve gerekse birleşen mahkememizin … Esas sayılı dosyasında davacı … Paz.Tic A.Ş. tarafından davalılar … ve … hakkında açılan davanın REDDİNE, 2-Gerek asıl dosyada davacı … ve gerekse birleşen mahkememizin … Esas sayılı dosyasında davacı … Paz. Tic A.Ş. tarafından davalı … … Tarım Ürünleri İhr. İth. Tic. ve San. Ltd. Şti. hakkında açılan davanın KABULÜ ile;… Müdürlüğü’nün “…” sicil numarasında kayıtlı … … Tarım Ürünleri İhr. İth. Tic. ve San. Ltd. Şti.’ nin İİK’nın 177. maddesi uyarınca İFLASINA, 3-İflasın …/10/2017 günü saat: 10:50 itibariyle açılmasına, 4-Davalı şirketin iflasının derhal İflas Dairesine bildirilmesine, kararın İflas Dairesinde ilanına, iflas kararının İflas Dairesi tarafından gerekli yerlere bildirilmesine, iflas avansının karar ile birlikte İflas Dairesine gönderilmesine” ilişkin 27/10/2017 tarihli, … Esas ve … Karar sayılı karar verilmiştir.
Verilen bu karara karşı taraflarca istinaf yoluna gidilmiştir.
Mahkememiz kararı İzmir Bölge Adliye Mahkemesi … Hukuk Dairesi’nin 13/11/2018 tarihli, … Esas ve … Karar sayılı kararı ile kaldırılmıştır.
Kararın gerekçesinde ise;
“Dava, İİK’nın 179. ve 6102 sayılı TKK’nın 376. maddelerine dayalı doğrudan iflas istemine ilişkindir.
6102 sayılı TTK’nın 376/3. maddesi uyarınca borca batık hale gelen şirket bunu mahkemeye bildirmek ve iflasını istemek zorundadır. İİK’nın 179/1. maddesinde de bu bildirimin alacaklılardan biri tarafından da yapılabileceği kabul edilmiştir.
İİK’nın 179. maddesinde şirketin borca batık olması, sermaye şirketleri (anonim, limitet, sermayesi paylara bölünmüş komandit şirketler) bakımından özel bir doğrudan doğruya iflas sebebi olarak kabul edilmiştir.
Alacaklı, borçlusu olan şirketin borca batık durumda olması halinde; doğrudan ticaret mahkemesine başvurup, bu durumu bildirerek, iflas davası açabilir. Alacaklı, dava dilekçesinde doğrudan doğruya iflas sebebini açıkça yazmalıdır. Çünkü her doğrudan doğruya iflas sebebinin dayanağı olan vakıa değişiktir ve bu vakıaların sonradan ileri sürülmesi, iddianın, davanın genişletilmesi yasağına tabidir. (HMK’nın m. 319. )
Alacaklı, ticaret mahkemesinde şirketin borca batık durumda olduğunu ve şirketten alacaklı olduğunu ispat ederse, ticaret mahkemesi şirkete bir depo kararı vermeden doğrudan doğruya şirketin iflasına karar verir.
İİK’nın 179. maddeleri uyarınca iflasa karar verilebilmesi için şirketin borca batık durumda olması gerekir. Borca batıklık, borçlunun mal varlığındaki aktif değerler toplamının, pasif değerler toplamını karşılayamaması durumudur. İflas talebi üzerine mahkemece bilirkişi incelemesi yapılarak iflas talebinin yerinde olup olmadığı belirlenir. Borca batıklığın tespiti için 6102 sayılı TTK’nın 376/3. maddesi uyarınca bir borca batıklık bilançosu hazırlanmalıdır.
Somut olayda mahkemece, davalı şirketin borca batık durumda olup olmadığı konusunda yeterli inceleme yapılmamıştır. 6102 sayılı TTK’nın 376/3. maddesine göre borca batıklık bilançosunda aktiflerin rayiç değerden bilançoya geçirilerek borca batıklık bilançosunun çıkarılması gerekir. Böyle bir talep üzerine mahkemece, bu şirketin öncelikle borca batık durumda olup olmadığı rayiç değerlere göre tespit edilmelidir. Bunun için borçlu şirket tarafından sunulacak bilanço üzerinde mahallinde bilirkişi incelemesi yaptırılarak, rayiç değerler ve yapılan araştırma ve inceleme sonucu elde edilen gerçekçi verilere göre bilirkişilerce yeniden oluşturulacak şirket bilançosu (borca batıklık bilançosu) da dikkate alınıp bir sonuca gidilmelidir.
Bir şirketin borca batıklık nedeniyle iflasının istenmesi halinde, bu durumun mahkemece re’sen tespiti gerekir. Bu tespitin yapılmasında, davacının sunduğu delillere ek olarak, mahkemece gerekli görülen diğer delillerin toplanması, bu kapsamda ilgisi görülen kamu kurumlarından alınacak bilgiler, yapılacak keşif ve mahkemece atanacak bilirkişilerce düzenlenecek raporlar da değerlendirilmelidir. Borca batıklığın tespitinde, davalı şirketin kayıtlarına değil, varlıklarının rayiç değerlerine bakılmalı, bu noktada, konusunda uzman bilirkişilerin görüşüne başvurulmalıdır. Dava teorisindeki genel ilkenin bir istisnası olarak, borca batıklık sadece dava tarihi itibariyle değil, yargılama safhasındaki olumlu veya olumsuz gelişmeler de dikkate alınarak belirlenmelidir. Açıklanan durum karşısında davalı şirketin mevcut kayıtları; mahkemece ulaşılabilecek tapu, trafik, banka, vergi daireleri, sanayi ve ticaret odaları, ticaret sicil kayıtları gibi hakkında bilgi alınabilecek belgeler ve tarafların sunacakları bilgi ve belgeler, varlık kalemlerinin rayiç değerlerine ilişkin uzman (teknik) bilirkişi görüşleri ve somut olay bakımından özellik arz edebilecek diğer veriler toplandıktan sonra, konusunda uzman bir bilirkişi heyetinden alınacak teknik, detaylı ve denetime elverişli rapor sonucuna göre borca batıklığın yukarıda gösterilen ilkeler çerçevesinde tespiti ile varılacak uygun sonuca göre bir karar verilmesi gerekir.
Somut olayda, hükme esas alınan 23/10/2013 tarihli bilirkişi kurul raporunda, davalı şirketin hükme yakın tarihli aktif ve pasif durumu değerlendirilmemiş, davalı şirkete ait ticari defterler son ödeme ve bilançoyu da gösterecek şekilde tespit edilmemiştir, ancak 2009 yılı itibariyle borca batık olduğu ve İİK’nın 177. maddesi anlamında iflas konumunda olduğu, ayrıca aktifinin araştırılması gerektiği bildirilmiştir.
Mahkemece, yukarıda açıklanan ilkeler doğrultusunda, gerekli inceleme ve araştırmanın re’sen yapılması, davalı şirketin borç miktarı, giderleri, üçüncü şahıslardan olan alacakları ve taşınmazları, taşıtları, demirbaşları v.s. tüm mevcut mal varlığı yönüyle mahallinde ve ayrıca defter, kayıt ve belgeleri üzerinde inceleme yaptırılması, davalı şirketin aktif ve pasifini rayiç değerleriyle tereddüde yer vermeyecek şekilde belirleyen; gerekçeli ve denetime elverişli bir rapor alındıktan sonra, sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, borca batıklığın tespitine yönelik yetersiz bilirkişi kurulu görüşüne itibar edilerek, eksik incelemeye dayalı olarak yazılı şekilde hüküm kurulması doğru olmamıştır.
Öte yandan, 07/06/2002 tarihli tensip zaptının 6. bendi ile, iflas talebinin İİK 166/2 maddesi usulünce ilan edilmesine karar verilmiş ise de, akıbetinin araştırılarak ve ilan edilmiş ise buna dair belgelerin dosya içerisine alınması gerekmekte ise de, ticaret sicil gazetesinde ilan yapılıp yapılmadığı da anlaşılamamıştır.
Bu durumda; trafik, banka, vergi daireleri, sanayi ve ticaret odaları, ticaret sicil kayıtları gibi davalı şirketin mal varlığı hakkında tüm bilgi ve belgelerin toplanılması,
Davalı vekiline ihtarat çıkartılarak güncel tüm ticari defter ve kayıtların yerlerinin bildirilmesinin istenilmesi,
Davalı tarafın borçların ödendiğine dair ödeme belgeleri ve ibralarını, ticari işletmenin faaliyette olduğuna dair iddia karşısında keşfe uygun olacak şekilde faaliyet adresinin, faaliyet konusunu ve mal varlığını gösterir şirket kayıtlarını ve belgelerini sunması için gerekirse ihtarat çıkartılması,
Tüm bu eksikliklerin ikmalinden sonra hükme en yakın tarih itibariyle, gerekirse yerinde keşif ve tamamlanan belgeler üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırılarak, sonucuna göre karar verilmesi gerekmektedir.
Her ne kadar yukarıdaki eksikliklerin istinaf mahkemesince de giderilmesi mümkün ise de, davanın iflas davası ve kararın da iflasın açılması şeklinde olduğu ve yukarıda açıklanan eksikliklerin tamamlanması sonunda ola ki kaldırılabileceği ve ne var ki bu arada iflasın açılmış olmasının hukuki sonuçlarının uygulanacağı ve uzun süre devam edeceği, ola ki kararın kaldırılması halinde de telafisi imkansız durum ve sonuçların doğacağı hukuki ve fiili gerçeklik karşısında, kararın mahiyeti gereği eksik incelemeler ve hükmün esasını etkileyen delil toplama işlemleri yerine getirilmeden karar verildiğinden, bu kararın kaldırılması gerekmiştir. Nitekim iflas ertelemesi müessesine yakın müessese olan son düzenlemede İİK’da yer alan konkordato talepleri üzerine verilen kararda da inceleme eksiğinin bulunması halinde istinaf mahkemesince kararın kaldırılarak eksikliğin giderilmesi için kararı veren mahkemeye gönderileceği yasal düzenlemede de yer verilmekle yukarıda dile getirilen aksaklıkların önüne geçilmesi amaçlanmış olsa gerekir.
Sonuç olarak, açıklanan bu gerekçe ile davacılar vekili ve davalılar vekilinin esasa dair istinaf sebepleri incelenmeksizin istinaf sebeplerinin kabulü ile dosyanın HMK’nın 353/1-a-6. maddesine göre mahkemesine iadesine karar verilerek aşağıdaki hüküm kurulmuştur.” denmiştir.
Daire, davacılar vekili ve davalılar vekilinin istinaf başvurusunun esasa ilişkin sebepler incelenmeksizin kabulüne karar vermiştir.
İzmir Bölge Adliye Mahkemesi … Hukuk Dairesi’nin kararı üzerine mahkememizce bu kararda eksik olduğu bildirilen konularda yazışmalar yapılmıştır. Bu çerçevede ayrıca; davalı şirkete ve vekiline ayrı ayrı ticari defter ve belgelerin sunulması konusunda ihtaralı davetiyeler tebliğ edilmiş, davalı şirket vekili tarafından şirket muhasebecisi…’nun adresi bildirilmiştir. Menderes Vergi Dairesi’nden şirkein tüm beyannameleri getirtilmiştir. Yine, asıl davada ve birleşen davada davalı şirket vekiline, asıl davada ve birleşen davada davacılar … ve … Paz. Tic. A.Ş. ile müvekkili şirket arasında düzenlenmiş bir ibraname-feragat belgesi varsa sunması için 1 aylık kesin süre verilerek sonuçları hatırlatılmış ancak verilen kesin süreye rağmen herhangi bir belge sunulmamıştır.
Davacı tarafın iflas isteği İİK’nın 166/2 maddesi gereğince Ticaret Sicil Gazetesinin 12/06/2019 tarihli … sayılı nüshasında ilan edilmiştir.
İzmir İl Emniyet Müdürlüğü’ne yazılan yazıya verilen cevapta; davalı … … Tarım Ür. İhrc. İth. Tic. ve San. Ltd. Şti. adına kayıtlı …, …, …, …, …, …, …, …, …, …, … plakalı araçların bulunduğu bildirilmiş ve bu araç bilgilerini içeren polnet çıktısı gönderilmiştir.
Menderes Tapu Müdürlüğü’ne yazılan yazıya verilen cevapta; davalı şirket adına TAKBİS veri tabanı esas alınarak müdürlüklerinin yetki alanı içerisinde yapılan sorgulamada taşınmaz kaydına rastlanmadığı bildirilmiştir.
Mahkememizce TAKBİS’ten yapılan sorgulamada davalı şirket adına Buca Tapu Müdürlüğü’nde kayıtlı taşınmazın bulunduğu görülmüştür.
… Müdürlüğü’ne yazılan yazıya verilen cevapta; davalı … … Tarım Ür. İhrc. İth. Tic. ve San. Ltd. Şti.’nin “…” sicil numarasında kayıtlı olduğu, adresinin “No:.., … …./İzmir” olduğu, sermayesinin 912.400,00 TL olduğu, hissedarlarının …, …, … olduğu, faaliyet durumunun “iflas halinde” olduğu görülmüştür.
6102 sayılı TTK’nın 376/3. maddesine göre borca batıklık bilançosunda aktiflerin rayiç değerden bilançoya geçirilerek borca batıklık bilançosunun çıkarılması ve şirketin borca batık durumda olup olmadığı hususunun rayiç değerlere göre belirlenmesi gerektiğinden; davalı şirketin hükme yakın tarih itibariyle aktif ve pasif durumu değerlendirilerek ve şirkete ait ticari defterler son ödeme ve bilançoyu da gösterecek şekilde belirlenerek, 6102 sayılı TTK’nın 376/3. maddesine göre borca batıklık bilançosunda aktifler rayiç değerden bilançoya geçirilerek borca batıklık bilançosunun çıkarılması, şirketin öncelikle borca batık durumda olup olmadığı hususunun rayiç değerlere göre belirlenmek ve mali müşavir bilirkişi tarafından yeniden şirket bilançosu (borca batıklık bilançosu) oluşturulmak suretiyle “şirketin aktif ve pasifinin ne olduğu, aktiflerinin borçlarını karşılamaya yetip yetmediği, borca batık olup olmadığı, İİK’nın 179. ve 6102 sayılı TKK’nın 376. maddeleri gereğince şirketin doğrudan iflas koşullarının oluşup oluşmadığı” konularında mahkememizce keşif yolu ile bilirkişi raporu aldırılmıştır.
Makine mühendisi, gayrimenkul değerleme uzmanı ve mali müşavir bilirkişiler 12/02/2021 tarihli raporlarında özetle; karar tarihine en yakın tarih olan 05/03/2021 duruşma tarihi itibariyle davalı şirkete ait 11 aracın toplam değerinin 473.750,00 TL olarak hesaplandığını, makine ve demirbaşların karar tarihine en yakın tarih olan 05/03/2021 duruşma tarihi itibariyle piyasa 2. el rayiç değerlerinin de 178.970,00 TL olarak hesaplandığını, tapu kaydı üzerinde teferruat olarak gözüken otomobil, kamyon, kamyonet, traktör ile demirbaş ve makinelerin karar tarihine en yakın tarih olan 05/03/2021 duruşma tarihi itibariyle toplam değerlerinin 652.720,00 TL olduğunu, İzmir İli, … İlçesi, … Mahallesi’nde bulunan … ada, … parsel sayılı 6.677,26 m2 alanlı “tarla” nitelikli olarak davalı şirket adına kayıtlı olan taşınmazın, takyidatlarından bağımsız olarak değerinin 750.000,00 TL mertebesinde olduğunu, 31/12/2012 tarihli olarak taraflarına sunulan şirketin en son bilanço verileri değerlendirildiğinde, davalı şirketin kaydi bilanço değerleri üzerinden bilançoda öz kaynaklarının -3.991.758,65 TL borca batık (öz varlık tutarı negatif) olarak göründüğünü, şirketin rayiç değerler dikkate alınarak yapılan borca batıklık bilançosu tespitlerinde şirketin öz varlığının -4.859.423,65 TL olarak tespit edildiğini bildirmişlerdir.
Aldırılan bilirkişi raporu tüm dosya kapsamındaki belgelerle uyumlu, olaya uygun, açıklayıcı ve hüküm kurmaya yeterli görülmüştür.
6102 sayılı TTK’nın 376/3 maddesinde; “Şirketin borca batık durumda bulunduğu şüphesini uyandıran işaretler varsa, yönetim kurulu, aktiflerin hem işletmenin devamlılığı esasına göre hem de muhtemel satış fiyatları üzerinden bir ara bilanço çıkartır. Bu bilançodan aktiflerin, şirket alacaklılarının alacaklarını karşılamaya yetmediğinin anlaşılması hâlinde, yönetim kurulu, bu durumu şirket merkezinin bulunduğu yer asliye ticaret mahkemesine bildirir ve şirketin iflasını ister. Meğerki, iflas kararının verilmesinden önce, şirketin açığını karşılayacak ve borca batık durumunu ortadan kaldıracak tutardaki şirket borçlarının alacaklıları, alacaklarının sırasının diğer tüm alacaklıların sırasından sonraki sıraya konulmasını yazılı olarak kabul etmiş ve bu beyanın veya sözleşmenin yerindeliği, gerçekliği ve geçerliliği, yönetim kurulu tarafından iflas isteminin bildirileceği mahkemece atanan bilirkişilerce doğrulanmış olsun. Aksi hâlde mahkemeye bilirkişi incelemesi için yapılmış başvuru, iflas bildirimi olarak kabul olunur.” düzenlemesine; İİK’nın “Sermaye Şirketleri ile Kooperatiflerin İflası” başlıklı 179. maddesinde de; “Sermaye şirketleri ile kooperatiflerin, akaktiflerin muhtemel satış fiyatları üzerinden düzenlenen ara bilançoya göre borca batık olduğu idare ve temsil ile vazifelendirilmiş kimseler veya şirket ya da kooperatif tasfiye hâlinde ise tasfiye memurları veya bir alacaklı tarafından beyan ve mahkemece tespit edilirse, önceden takibe hacet kalmaksızın bunların iflâsına karar verilir. Türk Ticaret Kanunu’nun 377 nci ve 634 üncü maddeleri ile 24/4/1969 tarihli ve 1163 sayılı Kooperatifler Kanunu’nun 63 üncü maddesi hükmü saklıdır.” düzenlemesine yer verilmiştir.
6102 sayılı TTK’nın 376/3. maddesi uyarınca borca batık hale gelen şirket bunu mahkemeye bildirmek ve iflasını istemek zorundadır. İİK’nın 179/1. maddesine göre ise bu bildirim alacaklılardan biri tarafından da yapılabilecektir. Dolayısıyla; İİK’nın 179. maddesinde şirketin borca batık olması, sermaye şirketleri yönünden özel bir doğrudan doğruya iflas sebebi olarak kabul edilmiştir. İİK’nın 179. maddesi uyarınca iflasa karar verilebilmesi için şirketin borca batık durumda olması gerekir. Borca batıklık, borçlunun mal varlığındaki aktif değerler toplamının, pasif değerler toplamını karşılayamaması durumudur.
Toplanan deliller, benimsenen bilirkişi raporu ve tüm dosya içeriğine göre; İflas kararı verilebilmesi için borçlunun iflasa tabi şahıslardan olması gerekir. Bir gerçek kişinin tacir sıfatına sahip olmasının şartları genel anlamda TTK’nın 12. maddesinde düzenlenmiştir. Bu düzenlemeye göre; “(1) Bir ticari işletmeyi, kısmen dahi olsa kendi adına işleten kimseye tacir denir. (2) Bir ticari işletmeyi kurup açtığını, sirküler, gazete, radyo ve sair ilan vasıtalarıyla halka bildirmiş veya işletmesini ticaret siciline kaydettirerek keyfiyeti ilan etmiş olan kimse fiilen işletmeye başlamamış olsa bile tacir sayılır.(3)”Bir ticari işletme açmış gibi, ister kendi adına, ister adi bir şirket veya her ne suretle olursa olsun hukuken var sayılmayan diğer bir şirket adına (ortak sıfatiyle) muamelelerde bulunan kimse, hüsnüniyet sahibi üçüncü şahıslara karşı tacir gibi mesul olur.” Somut olayda; yapılan yazışmalar sonucunda davalılar … ve …’nin tacir sıfatına sahip olmadıkları, bu nedenle de iflasa tabi olmadıkları anlaşıldığından, asıl davada ve birleşen davada bu davalılar hakkında açılan davaların reddine karar verilmiştir. Asıl dava ve birleşen davada davalı … … Tarım Ür. İhrc. İth. Tic. ve San. Ltd. Şti. hakkındaki davaya gelince; yaptırılan bilirkişi incelemesi sonucunda bu şirketin aktiflerinin borçlarını karşılamaya yetmediği, rayiç değerlere göre aktiflerinin (öz varlığının) -4.859.423,65 TL olduğu, şirketin borca batık olduğu anlaşıldığından, şirket yönünden İİK’nın 179. ve 6102 sayılı TKK’nın 376. maddeleri gereğince doğrudan iflas koşullarının oluştuğu kanaatine ulaşıldığından, bu davalı hakkında açılan asıl davanın ve birleşen davanın kabulü ile şirketin iflasına karar vermek gerekmiş, aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM ; Yukarıda yazılı bulunan gerekçeye göre;
1-Asıl davada davacı … tarafından ve birleşen … Esas sayılı davada davacı … Paz.Tic A.Ş. tarafından davalılar … ve … hakkında açılan davaların REDDİNE,
2-Asıl davada davacı … ve birleşen … Esas sayılı davada davacı … Paz. Tic A.Ş. tarafından davalı … … Tarım Ürünleri İhr. İth. Tic. ve San. Ltd. Şti. hakkında açılan davaların KABULÜ ile;
… Müdürlüğü’nün “…” sicil numarasında kayıtlı … … Tarım Ürünleri İhr. İth. Tic. ve San. Ltd. Şti.’nin İİK’nın 179. ve 6102 sayılı TTK’nın 376. maddeleri uyarınca İFLASINA,
3-İflasın 04/06/2021 günü saat 12:40 itibariyle açılmasına,
4-Davalı … … Tarım Ürünleri İhr. İth. Tic. ve San. Ltd. Şti.’nin iflasının derhal İflas Dairesine bildirilmesine, kararın İflas Dairesinde ilanına, iflas kararının İflas Dairesi tarafından gerekli yerlere bildirilmesine, iflas avansının karar ile birlikte İflas Dairesine gönderilmesine,
5-Asıl davada Harçlar Kanunu’na göre alınması gereken 59,30 TL harçtan peşin alınan 10,10 TL harcın düşülmesi ile 49,2‬0 TL bakiye harç kalmış ise de; bozma öncesi karardan sonra yazılan 10/05/2018 tarihli 2018/154 harç numaralı harç tahsil müzekkeresi ile 20,20 TL bakiye karar harcının tahsili istendiğinden bu miktarın da düşülmesi ile kalan 29,00 TL karar harcının davalı … … Tarım Ürünleri İhracat İthalat Ticaret ve Sanayi Limited Şirketi’nden alınarak Hazine’ye gelir kaydına,
6-Birleşen davada Harçlar Kanunu’na göre alınması gereken 59,30 TL harçtan peşin alınan 31,40 TL harcın düşülmesi ile kalan ‭27,90‬ TL karar harcının davalı … … Tarım Ürünleri İhracat İthalat Ticaret ve Sanayi Limited Şirketi’nden alınarak Hazine’ye gelir kaydına,
7-Asıl davada davacının yatırmış olduğu 10,10 TL başvurma harcı ve 10,10 TL peşin harç olmak üzere toplam 20,20 TL’nin davalı … … Tarım Ürünleri İhracat İthalat Ticaret ve Sanayi Limited Şirketi’nden alınarak, davacı …’e verilmesine,
8-Birleşen davada davacının yatırmış olduğu 31,40 TL başvurma harcı ve 31,40 TL peşin harç olmak üzere toplam 62,80 TL’nin davalı … … Tarım Ürünleri İhracat İthalat Ticaret ve Sanayi Limited Şirketi’nden alınarak, davacı …’ne verilmesine,
9-Asıl davada davacı tarafın bozma kararı öncesi yaptığı 1.511,00 TL yargılama gideri ve bozma kararı sonrası yapılan 372,35 TL posta-tebligat gideri, 3.000,00 TL bilirkişi ücreti, 384,90 TL keşif harcı, 75,00 TL ilan ücreti ve 250,00 TL keşif araç ücreti olmak üzere toplam ‭5.593,25‬ TL yargılama giderinin davalı … … Tarım Ürünleri İhracat İthalat Ticaret ve Sanayi Limited Şirketi’nden alınarak, davacı …’e verilmesine,
10-Birleşen davada davacı tarafın bozma kararı öncesi yaptığı 751,95 TL yargılama gideri ve bozma kararı sonrası yapılan 91,70 TL posta-tebligat gideri olmak üzere toplam ‭843,65‬ TL yargılama giderinin davalı … … Tarım Ürünleri İhracat İthalat Ticaret ve Sanayi Limited Şirketi’nden alınarak, davacı …’ne verilmesine,
11-Asıl davada karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT’ye göre takdir ve tayin edilen 4.080,00 TL vekalet ücretinin davalı … … Tarım Ürünleri İhracat İthalat Ticaret ve Sanayi Limited Şirketi’nden alınarak, davacı …’e verilmesine,
12-Birleşen davada karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT’ye göre takdir ve tayin edilen 4.080,00 TL vekalet ücretinin davalı … … Tarım Ürünleri İhracat İthalat Ticaret ve Sanayi Limited Şirketi’nden alınarak, davacı …’ne verilmesine,
13-Asıl davada karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT’ye göre takdir ve tayin edilen 4.080,00 TL vekalet ücretinin davacı …’den alınarak davalılar … ve …’ye eşit olarak verilmesine,
14-Birleşen davada karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT’ye göre takdir ve tayin edilen 4.080,00 TL vekalet ücretinin davacı …’nden alınarak davalılar … ve …’ye eşit olarak verilmesine,
15-Davacı tarafça yatırılan gider avansından kullanılmayan kısmın karar kesinleştiğinde davacıya iadesine,
Dair; asıl davada ve birleşen davada davalı … vekilinin yüzüne karşı, diğer tarafların yokluklarında, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki haftalık süre içerisinde Bölge Adliye Mahkemeleri nezdinde istinaf yolu açık olmak üzere oy birliği ile karar verildi. 04/06/2021

Başkan …
E-imza

Üye …
E-imza

Üye …
E-imza

Katip …
E-imza