Emsal Mahkeme Kararı İzmir 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/1460 E. 2021/868 K. 28.10.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İZMİR
4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2016/1264
KARAR NO : 2021/816

DAVA : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
DAVA TARİHİ : 25/10/2016
KARAR TARİHİ : 19/10/2021

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı taraf vekili duruşmada tekrar ettiği dava dilekçesi ile özetle;16/05/2016 tarihinde sürücü …, sevk ve idaresindeki … plaka sayılı aracı ile Tınaztepe kampüs istikametine seyir halinde iken müvekkilinin yolcu olarak seyrettiği … plaka sayılı motosiklete çarpması sonucu meydana gelen trafik kazasında müvekkilinin ağır şekilde yaralandığını, kaza ile ilgili İzmir C. Başsavcılığı … sayılı dosyası üzerinden soruşturma yapıldığını, kaza anında düzenlenen Trafik Kaza Tespit Tutanağına göre … plaka sayılı araç sürücüsünün asli kusurlu bulunduğunu, kusur durumunun mahkemece yapılacak yargılama safahatında alınacak bilirkişi raporu ile de netlik kazanacağını, kaza sonucunda yaralanan müvekkilinin tedavisinin Buca Seyfi Demirsoy Devlet Hastanesinde yapıldığını, davanın safahatında rapor alındığında davacı müvekkilinin maluliyet oranının açığa kavuşacağını, … plakalı aracın kaza tarihini kapsar davalı şirketten ZMMS sigortası bulunduğunu, bu sebeple de davalıya dava ikame edildiğini, davalının kaza tarihindeki poliçe üst limiti ile sınırlı olmak kaydıyla davacıya tazminat ödemekle yükümlü olduğunu, ilgili sigorta kuruluşuna yazılı başvuruda bulunulduğunu ancak başvurunun süresinde cevaplanmadığını, fazlaya ilişkin tüm dava ve tazminat talep hakları saklı kalmak kaydıyla, yasaca yapılacak tüm indirimlerden sonra; arz ve izah edilen nedenler ve Mahkemece resen nazara alınacak hususlarla, 100,00 TL. maddi tazminatın olay tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı sigorta şirketinden kusuru oranında tahsili ile müvekkiline ödenmesine, dava masrafları ve vekalet ücretlerinin davalı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı taraf vekili duruşmada tekrar ettiği cevap dilekçesi ile özetle; dava yetkili mahkemede açılmadığından mahkemenin yetkisine itiraz ettiklerini, müvekkili şirketin genel müdürlük adresinin Şişli İstanbul olduğunu ancak davanın yetkisiz Mahkemede açıldığını, yetkili mahkemenin İstanbul Asliye Ticaret Mahkemesi olduğunu, bu hususun dikkate alınarak dosyada öncelikle yetkisizlik kararı verilerek dosyanın yetkili İstanbul Nöbetçi Asliye Ticaret Mahkemesi’ne gönderilmesine karar verilmesini talep ettiklerini, dava konusu, sürücü ve sigortalı …’ın sevk ve idaresindeki, … plakalı araç için; müvekkili şirketçe, 19.12.2015 – 19.12.2016 tarihleri arasında, … no’lu poliçe numarası ile Karayolları Zorunlu Mali Sorumluluk Poliçesi düzenlendiğini, müvekkili şirketin sorumluluğunun, poliçe üzerinde yazılı teminat limitleri ile sınırlı olmak üzere, poliçede yazılı özel şartlar ve trafik sigortası genel şartları kapsamı ile sınırlı olduğunu, Poliçe üzerinde Ölüm/Sakatlık halleri için kişi başına teminat limiti ile azami 290.000-TL olarak sınırlandırıldığını, bu miktarın maksimum talep edilebilecek miktar olup, müvekkili şirketin asıl sorumluluğunun gerçek zarar üzerinden belirleneceğini, sigorta şirketinin sigortalısının kusuru oranında gerçek hasarı ödemekle yükümlü olduğunu, bu nedenle dava konusu kazanın meydana gelmesinde sigortalı araç sürücüsünün kusurunun bulunup bulunmadığının ve kusur oranının belirlenmesinin önem taşıdığını, çünkü sigortanın bir zenginleşme aracı olmayıp sigorta şirketinin, sigortalı aracın sebep olduğu riziko sebebiyle üçüncü kişilere ait mal veya bedeni zarardan ötürü poliçede gösterilen limit meblağın tamamını değil üçüncü kişilerin maruz kaldığı gerçek zarar miktarını araştırıp saptayarak ödemesinin esas olduğunu, davayı kabul anlamına gelmemek üzere; olaydaki kusur dağılımının şüpheye yer bırakmayacak derecede nesnel, tarafsız ve hükme esas teşkil edecek nitelikte bir raporla ortaya konması gerektiğini, tüm deliller toplandıktan sonra dosyanın kusur dağılımının tespiti için Adli Tıp Kurumu’na tevdi edilmesini talep ettiklerini, kusur oranının öğrenilmesinden sonra, davacının sürekli sakatlık iddialarının da araştırılması gerektiğini, ayrıca dava dışı Sosyal Güvenlik Kurumu’na teskere yazılarak dava konusu olay nedeniyle davacıya herhangi bir ödeme yapılıp yapılmadığının, herhangi bir maaş bağlanıp bağlanmadığının sorulmasını, ödeme yapılmış ise miktarının da bildirilmesinin istenmesine karar verilmesini talep ettiklerini, hiçbir şekilde davayı kabul anlamına gelmemek kaydıyla; kusur ve sakatlık oranının tespitinden sonra gerçek zararın varlığı ve miktarının belirlenebilmesi için, aktüeryal hesaplama yapılması gerektiğini, müvekkilinin temerrüdünden bahsedilemeyeceği için olay tarihinden itibaren faiz talep edilmesinin mümkün olmadığını, itiraz ettiklerini, kabul anlamına gelmemek kaydıyla eğer ki faize hükmedilecekse, hükmedilmesi gereken faizin yasal faiz olduğunu, hükmolunacak tazminat tutarına dava tarihinden itibaren faiz işletilmesi gerektiğini, haksız ve mesnetsiz açılan davanın usulden ve esastan tamamen reddine, masraf, faiz ve vekalet ücretinin davacı tarafa yüklenilmesine, sigortalı araç sürücüsünün aracın karıştığı kazanın meydana gelmesinde kusurunun bulunup bulunmadığının ve bulunuyor ise oranının tespitine, tazminat hesabının sigortalılarının kusuru oranınca yapılması gerektiğine, sağlık giderleri yönünden müvekkili şirketin sorumluluğu olmadığından bu husustaki davacı talebinin reddine, müvekkili şirketin temerrüdü bulunmadığından faizin yasal faiz oranında ve dava tarihinden itibaren işletilmesi gerektiğine, dava masraflarından, faizden ve tüm ferilerinden sorumluluğunun ve temerrüdünün bulunmadığının tespitine karar verilmesini talep ve beyan etmiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE:
Kaza tespit tutanağı : Polis memurlarınca düzenlenen 16/05/2016 tarihli kaza tespit tutanağında; Sürücü …’ın sevk ve idaresindeki … plaka sayılı aracı ile Doğuş Caddesinden gelip, Tınaztepe Kampüs içine giriş yaptığında, otobüs durağı önüne geldiğinde aracının sağ yan ayna kısmı ile aynı yön ve istikamette sağında seyreden motosiklet sürücüsü …in kullandığı … plaka sayılı motosikletin sol ön yan kısımları ile çarpışmaları neticesi yaralamalı ve maddi hasarlı trafik kazası meydana geldiği, bu kazanın oluşumunda … plakalı araç sürücüsü … ‘ın 2918 sayılı KTK’da yer alan sürücü kusurlarından 67 kusurunu ihlal ettiğinden, asli kusurlu olduğu, diğer … plakalı motosiklet sürücüsü … ve arkasında bulunan yolcu konumundaki …’in kusurlarının olmadığının kaza mahalli tetkiki ve sürücü beyanlarından anlaşıldığı” belirtilmiştir.
Hasar dosyası : Davacı vekilinin dava tarihinden önce 20/09/2016 tarihinde davalı sigortaya başvuruda bulunduğu, S.S … Sig. Koop. ‘nin … plakalı aracın 16/05/2016 tarihinde karıştığı kaza sebebiyle oluşturulan hasar dosyasına istinaden davacıya herhangi bir ödeme gerçekleştirmediği anlaşılmıştır.
Sigorta Poliçesi: Davalı sigorta ile kazaya karışan … plaka sayılı araç maliki olan dava dışı … arasında, 19/12/2015- 19/12/2016 tarihlerini kapsayan ZMMS poliçesi bulunmaktadır. Poliçe limiti ölüm/sakatlık kişi başına 290.000,00-TL, tedavi gideri kişi başına 290.000,00-TL’dir.
Trafik Tescil : İzmir İl Emniyet Müdürlüğünün 21/12/2016 tarihli cevabi yazısından … plaka sayılı aracın dava dışı … adına tescilli olduğu anlaşılmıştır.
SGK Cevabı : Konak Sosyal Güvenlik Merkezinin 05/04/2017 tarihli cevabi yazısından; davacı … T.C, kimlik numaralı …’e 16/05/2016 tarihinde geçirmiş olduğu trafik kazası nedeniyle hastalık yönünden kayıtlı 17/05/2016-10/08/2016 tarihleri arası e-raporlarına 30/09/2016 tarihinde işlem yapılarak 4249,40 TL geçici iş göremezlik ödeneğinin adına tahakkuk edildiği anlaşılmıştır.
Maluliyet raporu : (Maluliyet Tespit İşlemleri Yönetmeliğine göre) 06/12/2017 tarihli 9 Eylül Üniversitesi Tıp Fakültesi Adli Tıp Anabilim Dalı Medikolegal Değerlendirme Raporunda; Hastanın olayın olduğu tarihteki yaşı değerlendirmeye alındığında (35 yaş) meslekte kazanma gücünde azalma oranının % 9,2 (dokuz nokta iki) olduğu, Hastanın sekellerin belirlendiği şu andaki muayene bulgularının olduğu yaşı dikkate alındığında (37 yaş) meslekte kazanma gücünün azalma oranının % 9,3 (dokuz nokta üç) olduğu, Sol kol kemiği humerusta meydana gelen kırığın geçici iş göremezlik süresinin 120 (yüz yirmi) gün olduğu, hastanın bu hali ile başka birinin sürekli bakımına muhtaç olmadığı kanaatine varıldığı mütalaa edilmiştir.
Maluliyet Raporu : 26/07/2019 tarihli 9 Eylül Üniversitesi Tıp Fakültesi Adli Tıp Anabilim Dalı Medikolegal Değerlendirme Raporunda; 30 Mart 2013 tarihli ve 28603 sayılı resmi gazetede yayınlanan “Özürlülük Ölçütü, Sınıflandırması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurulu Raporları Hakkında Yönetmelik” kapsamında kişinin özürlülük oranının %14 (ondört) olduğu, sol kol kemiği humerusta meydana gelen kırığın geçici iş göremezlik süresinin 120 (yüz yirmi) gün olduğu kanaatine varıldığı mütalaa edilmiştir.
Maluliyet Raporu : 20/06/2021 tarihli 9 Eylül Üniversitesi Tıp Fakültesi Adli Tıp Anabilim Dalı Medikolegal Değerlendirme Raporunda; Maluliyet Tespit İşlemleri Yönetmeliğine göre Hastanın olayın olduğu tarihteki yaşı değerlendirmeye alındığında (35 yaş) meslekte kazanma gücünde azalma oranının %9,2 (dokuz nokta iki) olduğu, Hastanın sekellerin belirlendiği şu andaki muayene bulgularının olduğu yaşı dikkate alındığında (40 yaş) meslekte kazanma gücünün azalma oranının “o 10,1 (onnoktabir) olduğu, Sol kol kemiği humerusta meydana gelen kırığın geçici iş göremezlik süresinin 120 (yüz yirmi) gün olduğu, Hastada saptanan geçici iş göremezlik ile 16.05.2016 tarihinde meydana gelen motosiklet kazası arasında illiyet bağının bulunduğu tıbbi kanaatine varıldığı mütalaa edilmiştir.
İzmir 5. Asliye Hukuk Mahkemesince aynı kaza yönünden talimatla aldırılan 30/09/2019 tarihli bilirkişi heyetinin kusur raporunda; Dava konusu olayda davalı sürücü Mehmet Tapal’ın % 100 (Yüzdeyüz) oranında tam kusurlu olduğu, Sürücü …’in olayda kusursuz olduğu, Davacı yolcu …’in olayda müterafik kusursuz olduğu kanaatine varıldığı mütalaa edilmiştir.
ATK Kusur Raporu : İstanbul ATK Trafik İhtisas Dairesi’nin 23/03/2018 tarihli raporundan; sürücü …’ın %75 (yüzde yetmişbeş) oranında kusurlu olduğu, sürücü …’in %25 (yüzde yirmibeş) oranında kusurlu olduğu kanaatine varıldığı anlaşılmıştır.
ATK Kusur Raporu : İstanbul ATK Trafik İhtisas Dairesi Genişletilmiş Kurulu’nun 04/11/2019 tarihli raporundan; sürücü …’ın %75 (yüzde yetmişbeş) oranında kusurlu olduğu, sürücü …’in %25 (yüzde yirmibeş) oranında kusurlu olduğu kanaatine varıldığı anlaşılmıştır.
Bilirkişi raporu : Sigorta Mevzuatından Kaynaklı Nitelikli Hesaplamalar uzmanı Bilirkişi … 27/04/2018 tarihli raporunda ; 16.05.2016 tarihinde, … plakalı araç ile … plaka sayılı motorsiklet arasında maddi ve yaralamalı trafik kazası meydana geldiği, İş bu kaza nedeniyle davacı … in yaralandığı, … plakalı aracın kaza tarihi itibariyle … adına kayıtlı olup, … Sigorta tarafından düzenlenen … numaralı 19.12.2015-2016 tarihli Trafik (ZMMS) Poliçesi ile sigorta teminat kapsamına alındığı, kaza tarihi 2016 yılı itibariyle sigorta teminat limitinin 310.000 TL sı olduğu, davacının iş bu kazada yaralanmaları nedeni ile oluşan zararının Geçici İş Göremez kalınan dönemde : 3.935,83 TL , İşlemiş bilinen aktif dönemde: 2.881,72 TL, İşleyecek bilinmeyen aktif dönemde :29.184,40 TL, İşleyecek bilinmeyen pasif dönemde :11.030,91 TL, Toplam :47.032,85TL sı olabileceği , hesaplanan iş bu tazminatın 310.000,00 TL sı olan poliçe teminat limiti içerisinde kaldığı; davacı yanca, davada şimdilik 100,00 TL sı tazminat talep edildiği , netice olarak ; davacı yanda oluşan zararın, … Sigorta AŞ tarafından 03.10.2016 tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte sorumluluğu hususunun, hukuki değerlendirme ve son kararın Mahkemeye ait olduğu nu mütalaa etmiştir.
Aktüer Bilirkişi kök raporu : Nitelikli Hesaplamalar / Aktüerya Uzmanı … 20/03/2020 tarihli raporunda; Davacının davalıdan teminat limiti dâhilinde talep edebileceği geçici iş göremezlik tazminat tutarının 2.341,08 TL olarak tespit edildiğini, davacının fazlaya ilişkin haklarını saklı tutarak 50,00.TL talep ettiğini, davacının davalıdan teminat limiti dâhilinde talep edebileceği sürekli iş göremezlik maddi tazminat tutarının 106.087,47 TL olarak tespit edildiğini, davacının fazlaya ilişkin haklarını saklı tutarak 50,00.TL talep ettiğini, nihai takdirin mahkemeye ait olduğunu mütalaa etmiştir.
Aktüer Bilirkişi Ek Raporu : Nitelikli Hesaplamalar / Aktüerya Uzmanı … 16/08/2021 tarihli ek raporunda; Davacının davalının poliçe limiti içinde kalan geçici iş göremezlik tazminatının kök raporda tespit edildiğini, 2.341,08 TL olduğunu, davacının fazlaya ilişkin haklarını saklı tutarak 50,00.TL talep ettiğini, davacının davalıdan teminat limiti dahilinde talep edebileceği sürekli iş göremezlik tazminat tutarının 176.772,20 TL olarak tespit edildiğini, davacının fazlaya ilişkin haklarını saklı tutarak 50,00.TL talep ettiğini, nihai takdirin mahkemeye ait olduğunu mütalaa etmiştir.
Bedel arttırım dilekçesi : Davacı vekili 12/06/2020 tarihli bedel arttırım dilekçesinde; fazlaya ilişkin tüm talep ve dava hakları saklı kalmak kaydıyla, davacı … için talep etmiş oldukları 100 TL maddi tazminatı 108.328,55 TL arttırmak suretiyle toplam 108.428,55 TL maddi tazminatı dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı yana yükletilmesine karar verilmesini talep etmiş tamamlama harcını 13/07/2020 tarihinde yatırmıştır.
Dava; trafik kazasından kaynaklanan geçici ve sürekli iş göremezlık tazminatının karşı araç ZMMS sigortacısından tahsiline ilişkin tazminat davasıdır.
Davalı sigorta şirketinin yetki itirazında bulunmuş ise de; Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Mesuliyet Sigortası Genel Şartları’nın C.7. maddesinde de yetkili mahkemeler belirlenmiş olup, genel şartlarda “Motorlu araç kazalarından dolayı hukuki sorumluluğa ilişkin davalar, sigortacının merkez veya şubesinin veya sigorta sözleşmesini yapan acentenin bulunduğu yer mahkemelerinden birinde açılabilceği gibi veya kazanın meydana geldiği yer mahkemesinde ya da zarar görenin ikametgahının bulunduğu mahkemede de açılabilir” şeklinde düzenleme getirildiği, zarar gören davacının ikametgahının ve kaza yerinin yargı sınırlarımız içerisinde bulunduğu tespit edilmekle davalının yetki itirazı reddedilerek, yargılamaya devam olunmuştur.
Davalı sigorta vekili geçici iş göremezlik tazminatının trafik poliçesi teminatı kapsamında olmadığını iddia etmiş ise de; 01.06.2015 tarihinde yürürlüğe giren Zorunlu Sigorta Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartları A.5 maddesinin “Sağlık Giderleri teminatı” başlıklı (b) maddesinde ” Kaza nedeniyle mağdurun tedavisine başlanmasından itibaren mağdurun sürekli sakatlık raporu alana kadar tedavi süresince ortaya çıkan bakıcı giderleri, tedaviyle ilgili diğer giderler ile trafik kazası nedeniyle çalışma gücünün kısmen veya tamamen azalmasına bağlı giderler sağlık gideri teminatı kapsamındadır. Sağlık giderleri teminatı Sosyal Güvenlik Kurumunun sorumluluğunda olup ilgili teminat dolayısıyla sigorta şirketinin ve Güvence Hesabının sorumluluğu 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanununun 98.maddesi hükmü gereğince sona ermiştir.” ifadesi ile mağdurun tedavisine başlanmasından itibaren mağdurun sürekli sakatlık raporu alana kadar tedavi süresince ortaya çıkanı bakıcı giderleri, tedaviyle ilgili diğer giderler ile trafik kazası nedeniyle çalışma gücünün kısmen veya tamamen azalmasına bağlı giderlerin sağlık giderleri teminatı kapsamında olduğu belirtildikten sonra, sigorta şirketinin sorumluluğunun 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanununun 98.maddesi hükmü gereğince sona erdiği belirtilmiştir. Oysa 6111 sayılı kanunun 59.maddesi ile değişik Karayolları Trafik Kanununun 98.maddesinde Sosyal Güvenlik Kurumu’nun sorumluluğu üniversite hastaneleri ile resmi ve özel sağlık kurumları tarafından trafik kazası sonucu yaralanan kişilerin tıbbi tedavi ile sınırlı sağlık hizmeti giderleri ile sınırlandırılmıştır. 2918 Sayılı Yasanın 98 maddesi kapsamında kalan tedavi giderleri yönünden Sosyal Güvenlik Kurumu’nun, yasa kapsamı dışında kalan giderlerden ise, sürücü, işleten ve sigorta şirketinin sorumlu tutulması gerekir (Yargıtay 17. HD’nin 13.06.2019 tarihli, 2016/12752 E. ve 2019/7497 K. sayılı kararı). Bu düzenleme gereği, ZMSS Genel Şartlar A.5 (b) maddesi ile yaralının tedavisine başlanmasından maluliyet raporu alınıncaya kadarki süre içindeki; bakıcı giderleri, çalışma gücünün kısmen veya tamamen azalmasına bağlı giderler (geçici iş göremezlik kayıpları), sağlık hizmeti giderleri kapsamında sayılarak 6111 sayılı torba Kanunun 59.maddesi ile değişik Karayolları Trafik Kanunu’nun 98.maddesi ile sınırları belirlenen sağlık giderleri teminatı kapsamını genişletmiş olup, bir kanun maddesinin kapsamının idarenin bir düzenlemesi olan genel şartlar ile genişletilmesi ve daraltılması mümkün değildir. Aksi halde kanuna aykırı genel şart maddesinin, tebliğin vs uygulanması kanunun ilgili maddesine aykırılık teşkil edecektir. Yine taraflar arasında düzenlenmiş olan 15.12.2015 tanzim tarihli Zorunlu Sigorta Mali Sorumluluk Sigortası poliçesinin bir anlamda mütemmim cüzü olan eki niteliğindeki genel şartların, hazırlanma ve bağıtlanmada taraf olmayan Sosyal Güvenlik Kurumu’na İdari bir düzenleme ile kanuni düzenlemesinin aksine bir sorumluluk yüklenmesi de düşünülemez. Bu halde davalı vekilinin geçici işgörmezlik tazminatının teminat dışı olduğuna yönelik itirazı yerinde görülmemiştir.
Dava tarihinde yürürlükte olan, 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 91/1. maddesinde, “işletenlerin, bu kanunun 85/1.maddesine göre olan sorumluluklarının karşılanmasını sağlamak üzere mali sorumluluk sigortası yaptırmaları zorunludur”, aynı yasanın 85/1.maddesinde, “bir motorlu aracın işletilmesi bir kimsenin ölümüne veya yararlanmasına yahut bir şeyin zarara uğramasına sebep olursa, araç işletenin bu zarardan sorumlu olacağı”, aynı yasanın 85/son maddesinde ise, “işleten ve araç işleticisi teşebbüsün sahibi, aracın sürücüsünün veya aracın kullanılmasına katılan yardımcı kişilerin kusurundan kendi kusuru gibi sorumludur.” hükümlerine yer verilmiş, 01.06.2015 tarihinde yürürlüğe giren Karayolları Motorlu araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartları’nın amacı A.1 maddesinde “Karayolları Trafik Kanunu uyarınca motorlu araç işletenlerine yüklenen hukuki sorumluluk için düzenlenen Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortasına yönelik ilgililerinin hak ve yükümlülüklerine ilişkin usul ve esasların düzenlenmesidir.” şeklinde belirlenmiştir. Sigortanın kapsamı ise genel şartlar A.3. maddesinde “sigortacı, poliçede tanımlanan motorlu aracın işletilmesi sırasında, üçüncü şahısların ölümüne veya yaralanmasına veya bir şeyin zarara uğramasına sebebiyet vermiş olmasından dolayı, 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanununa göre sigortalıya düşen hukuki sorumluluk çerçevesinde Genel Şartlarda içeriği belirlenmiş tazminatlara ilişkin talepleri, kaza tarihi itibariyle geçerli zorunlu sigorta limitleri dahilinde karşılamakla yükümlüdür. Sigortanın kapsamı üçüncü şahısların, sigortalının Karayolları Trafik Kanunu çerçevesindeki sorumluluk riski kapsamında, sigortalıdan talep edebilecekleri tazminat talepleri ile sınırlıdır.” şeklinde düzenlenmiştir.
Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartları 14 Mayıs 2015 gün 29355 sayılı Resmi Gazete’de yayınlanarak 01 Haziran 2015 tarihinde yürürlüğe girmiştir.
Olay tarihinde yürürlükte bulunan 2918 sayılı KTK.nın 90. maddesinde “Zorunlu mali sorumluluk sigortası kapsamındaki tazminatlar bu Kanun ve bu Kanun çerçevesinde hazırlanan genel şartlarda öngörülen usul ve esaslara tabidir. Söz konusu tazminatlar ve manevi tazminata ilişkin olarak bu Kanun ve genel şartlarda düzenlenmeyen hususlar hakkında 11/1/2011 tarihli ve 6098 sayılı Türk Borçlar Kanununun haksız fiillere ilişkin hükümleri uygulanır.” şeklindeki düzenleme ve zorunlu mali sorumluluk sigortası teminatı kapsamı dışında bulunan hallerin düzenlendiği 92/i maddesindeki “Bu Kanun çerçevesinde hazırlanan zorunlu mali sorumluluk sigortası genel şartları ve ekleri ile tanımlanan teminat içeriği dışında kalan talepler.” şeklindeki düzenleme Anayasa Mahkemesinin 17.7.2020 tarihinde 2019/40 E-2020/40 K. sayılı kararı ile Karayolları Trafik Kanunu’nun 90. maddesinin birinci cümlesinde yer alan “…ve bu Kanun çerçevesinde hazırlanan genel şartlarda…” ibaresi ile ikinci cümlesindeki “…ve genel şartlarda…” ibaresinin ve 92. maddesinin (i) bendinin Anayasa’ya aykırı olduğuna ve iptaline karar verilmiştir.
Anayasa Mahkemesinin iptal kararı ile zorunlu mali sorumluluk sigortası kapsamındaki tazminatların zorunlu mali sorumluluk sigortası genel şartlarına göre belirleneceğine dair düzenleme iptal edilmiştir. T.C. Anayasası’nın 153/6. maddesinde, “Anayasa Mahkemesi kararları Resmî Gazetede hemen yayımlanır ve yasama, yürütme ve yargı organlarını, idare makamlarını, gerçek ve tüzel kişileri bağlar.” düzenlemesi mevcut olup, bu düzenlemenin doğal sonucu olarak Anayasa Mahkemesi’nce bir kanun veya kanun hükmünde kararnamenin tümünün ya da bunların belirli hükümlerinin Anayasa’ya aykırı bulunarak iptal edildiğinin bilindiği halde görülmekte olan davaların Anayasa’ya aykırılığı saptanan kurallara göre görüşülüp çözümlenmesi, Anayasa’nın üstünlüğü prensibine ve hukuk devleti ilkesine aykırı düşeceği için uygun görülmeyeceği kabul edilmektedir. Anayasa Mahkemesi’nin somut norm denetimi neticesinde verdiği iptal kararlarının Resmî Gazete’de yayımlanması ile sonuç doğuracağı ve eldeki tüm uyuşmazlıklara uygulanması gerektiği uyulması zorunlu yargısal içtihatlar ile kabul edilmiştir.
Yargıtay içtihatları ile kabul edilen “usuli kazanılmış hak” olgusunun, birçok hukuk kuralında olduğu gibi yine Yargıtay içtihatları ile geliştirilmiş istisnalarının bulunduğu, yeni bir İçtihadı Birleştirme Kararı (09.05.1960 tarihli ve 21/9 sayılı YİBK) ya da geçmişe etkili bir yeni kanun çıkması, benzer şekilde uygulanması gereken bir kanun hükmünün, hüküm kesinleşmeden önce Anayasa Mahkemesince iptaline karar verilmesi hallerinde, usulü kazanılmış hakka göre değil, İBK’na veya geçmişe etkili yeni kanuna ya da Anayasa Mahkemesinin iptal kararından sonra oluşan yeni duruma göre karar verilebileceği (HGK’nın 21.01.2004 tarihli ve 2004/10-44 E., 19 K.; 03.02.2010 tarihli ve 2010/4-40 E., 2010/54 K), dolayısıyla bilirkişi raporları alındıktan ve bu raporlar nedeniyle taraflar lehine oluşan usulü kazanılmış hakka göre değil sonra Anayasa Mahkemesi’nin iptal kararından sonra oluşan yeni duruma göre karar verilmesi gerektiği, İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi’nin 2019/824 esas, 2020/1025 karar sayılı, 2019/3373 esas, 2020/1022 karar sayılı emsal kararlarında da belirtildiği üzere Anayasa Mahkemesi’nin yukarıda anılan iptal kararı sonrasında oluşan yeni duruma göre KTK’nun 90. Maddesi hükmü dikkate alındığında, zarar gören hak sahiplerinin zarar veren 3.kişilerden ve sigorta şirketinden talep edebilecekleri tazminatın kapsamının belirlenmesinde kullanılacak yöntem ve ölçütler konusunda kısıtlama bulunmadığından, üçüncü kişi olan davacıların uğradığı sürekli iş göremezlik zararının tespitinde 6098 sy Türk Borçlar Kanunu hükümleri dikkate alınarak, Yargıtay tarafından uzun yıllardır benimsenen progresif rant (%10 artırım ve iskonto) yöntemi ve Yargıtay 17. HD’nin 2019/4517 esas, 2021/341Karar sayılı 21/01/2021 tarihli , 2020/2598 esas, 2021/34 karar sayılı 14/01/2021 tarihli emsal kararlarında “Başbakanlık Hazine Müsteşarlığı, Hacettepe Üniversitesi Fen Fakültesi Aktüerya Bilimleri Bölümü, BNB Danışmanlık, Marmara Üniversitesi ve Başkent Üniversitesi’nin çalışmalarıyla “TRH 2010” adı verilen “Ulusal Mortalite Tablosu” hazırlanmış olup, Sosyal Güvenlik Kurumu’nca da ilk peşin sermaye değerlerinin hesabında anılan tabloların uygulanmasına geçilmiştir. Gerçek zarar hesabı özü itibariyle varsayımlara dayalı bir hesap olup, gerçeğe en yakın verilerin kullanılması esastır. Bu durumda diğer kurumlar ile Yargıtay Daireleri arasında tazminat hesabında birliğin sağlanması açısından ve yine bu tablonun ülkemize özgü ve güncel verileri içermesi de göz önüne alındığında, Dairemizce de tazminat hesaplarında bakiye ömrün belirlenmesinde TRH 2010 tablosunun esas alınmasının güncellenen ülke gerçeklerine daha uygun olacağı” yönündeki gerekçesi dikkate alınarak TRH 2010” adı verilen “Ulusal Mortalite Tablosu” esas alınarak yapılan hesaplama esas alınmıştır.
19.06.2021 tarihinde RG’de yayınlanan 7327 sy İcra ve İflas Kanunun ile Bazı Kanunlarda Değişik Yapılmasına Dair Kanunun 18. Maddesi ile 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanununun 90 ıncı maddesinin birinci fıkrasında yer alan “Kanun” ibareleri “Kanunda” şeklinde değiştirilerek, fıkraya birinci cümlesinden sonra gelmek üzere“Bu tazminatlardan;a) Değer kaybı tazminatı, aracın; piyasa değeri, kullanılmışlık düzeyi, hasara uğrayan parçaları ile hasar tutarı dikkate alınarak,b) Destekten yoksun kalma tazminatı, ulusal doğum ve ölüm istatistikleri kullanılarak hazırlanan hayat tablosu ve zorunlu mali sorumluluk sigortası genel şartlarında yüzde 2’yi geçmemek üzere belirlenen iskonto oranı esas alınarak hayat anüiteleri ile genel kabul görmüş aktüerya kurallarına uygun olarak,c) Sürekli sakatlık tazminatı, ulusal doğum ve ölüm istatistikleri kullanılarak hazırlanan hayat tablosu, zorunlu mali sorumluluk sigortası genel şartlarında yüzde 2’yi geçmemek üzere belirlenen iskonto oranı ve sürekli sakatlık oranı esas alınarak hayat anüiteleri ile genel kabul görmüş aktüerya kurallarına uygun olarak,hesaplanır.Bu maddenin uygulanmasına ilişkin usul ve esaslar Sigortacılık ve Özel Emeklilik Düzenleme ve Denetleme Kurumu tarafından belirlenir.” şeklinde yasal düzenleme eklenmiş ve aynı kanunun 19. Maddesi ile 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanununun 92. Maddesinde de trafik poliçesi teminatı dışında kalan hallere ekleme yapılmıştır. Bu değişikliklerin, 7327 sy yasanın 23. Maddesine göre RG’de yayımlandığı tarihte yürürlüğe gireceği öngörülmüştür. Yargıtay 17. Hukuk Dairesi’nin 2016/14573 esas, 2017/6035 karar sayılı, 29/05/2017 tarihli ilamı, 2017/1541 Esas,2017/9897 Karar sayılı, 31.10.2017 tarihli ilamı, İzmir BAM 11. HD’nin 2018/593 esas, 2018/414 karar sayılı, 02/04/2018 tarihli ilamında belirtildiği üzere “Davalı sigorta şirketinin sorumluluğu, poliçenin düzenlendiği tarihte geçerli bulunan poliçe özel ve genel şartları ile yasal hükümlere göre belirlenecektir.” 7327 sy yasa ile yapılan değişikliklerin geçmişe etkili olacağına dair yasal bir düzenleme bulunmadığından, poliçe tanzim tarihinde ve kaza tarihinde yürürlükte olmayan bu değişikliklerin somut olaya uygulanmasına yasal olanak bulunmadığından, söz konusu yasal değişiklikler maddi zararın kapsamının belirlenmesinde dikkate alınmamıştır.
Tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; 16.05.2016 günü saat 08:00 sıralarında sürücü … idaresindeki davalı sigorta şirketi tarafından trafik poliçesi ile sigortalanan … plakalı otomobil ile Doğuş Caddesi istikametinden Tınaztepe Kampüsü içi istikametine doğru seyir halindeyken kampüs girişi akabinde otobüs durağı önlerine geldiğinde, sağ tarafta bekleyen arkadaşlarını almak amacıyla sağa doğru manevra yaptığı sırada otomobilin sağ yan ayna kısımlarıyla, kendisiyle aynı istikamette sağ tarafından düz devam ederek seyir halinde olan sürücü … idaresindeki … plakalı motosikletin sol ön-yan kısımlarının çarpışması sonucu motosiklette yolcu olarak seyahat eden davacı …’in yaralanması ile sonuçlanan trafik kazasının meydana geldiği, davacının bu yaralanması neticesinde Dokuz Eylül Üniversitesi ABD raporuna göre kaza tarihinde yürürlükte olan Özürlülük Ölçütü Sınıflandırması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurulu Raporları Hakkında Yönetmelik hükümleri dikkate alınarak %14 oranında sürekli iş göremezliğe uğrayacak ve 120 gün iş ve gücünden kalacak şekilde yaralandığı, kazanın oluş şekline uygun olan İstanbul ATK Trafik İhtisas Dairesi’nin kusur raporunda belirtilen gerekçelerle davalıya sigortalı aracı kullanan …’ın %75 oranında asli kusurlu, dava dışı motosiklet sürücüsü …’in %25 oranında tali kusurlu oldukları, davacının talep edebileceği sürekli iş göremezlik tazminatının Yargıtay’ın yerleşen uygulamaları ile benimsenen progresif rant (%10 artırım ve iskonto, TRH 2010 tablosu esasına dayalı) yöntemi ile yapılan ek bilirkişi raporundaki hesaplamalara göre 176.772,20 TL, geçici iş göremezlik zararının 2.341,08 TL olduğu, davacıya SGK tarafından geçici ve sürekli iş göremezlik tazminatı ödenmediği, KTK’nun 88. Maddesi, TBK’nun 61-62 ve 162,163. maddeleri uyarınca davalı sigortanın, poliçe limiti dahilinde, oluşan zararın tamamından müştereken ve müteselsilen sorumlu olduğu, kazanın poliçe süresi içerisinde gerçekleştiği ve zarar miktarının poliçe limiti dahilinde kaldığı, hüküm tarihine en yakın tarihli bilirkişi ek hesap raporunun Yargıtay yerleşik uygulamalarına uygun olarak düzenlendiği ve hüküm kurmaya yeterli olduğu, davacı vekilinin 12.06.2020 tarihli bedel artırım dilekçesi ile davacı için maddi tazminat alacak kalemlerini yükselterek 2.341,08 TL geçici iş göremezlik tazminatı, 106.087,47 sürekli iş göremezlik tazminatı talep ettiği, talepten fazlasına hükmedilemeyeceği anlaşılmakla davacının davasının kabulüne, hüküm altına alınanan maddi tazminata dava tarihinden itibaren yasal faiz işletilmesine karar vermek gerekmiş, aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacının maddi tazminat davasının KABULÜ ile;
2.341,08 TL geçici iş göremezlik tazminatı,
106.087,47 sürekli iş göremezlik tazminatı,
olmak üzere toplam 108.428,55 maddi tazminatın dava tarihi olan 25/10/2016 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
2-Kabul edilen miktar üzerinden hesaplanmış olan 7.406,75 TL nispi harca, peşin alınan ve bedel artırımı ile tamamlanan 399,20 TL harcın mahsubu ile bakiye 7.007,55 TL karar ve ilam harcının davalı taraftan alınarak HAZİNE’ YE GELİR KAYDINA.
3- Dava tamamen kabul edildiğinden davacı tarafın yaptığı ve karşıladığı 4,30 TL vekalet suret harcı, 29,20 TL başvuru harcı, 399,20 TL peşin alınan ve bedel artırımı ile tamamlanan harç, 554,45 TL davetiye ve posta gideri, 1.200,00 TL maluliyet rapor ücreti, 700,00 TL ATK kusur raporu ücreti, 1.200,00 TL aktüer bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 4.087,15 TL yargılama giderinin davalı taraftan alınarak davacı tarafa verilmesine.
4-Davalı tarafından yapılan 50,00 TL yargılama giderinin kendisinin üzerinde bırakılmasına,
5-Davacı kendisini vekille temsil ettirdiğinden, hüküm tarihinde yürürlükte olan Avukatlık Kanunu ve Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre takdir ve hesaplanmış olan; 14.250,71 TL vekalet ücretinin davalı taraftan alınarak davacı tarafa verilmesine.
6-HMK.nun 333.maddesi uyarınca davacı tarafından yatırılan gider avansının sarf edilmeyen kısmının karar kesinleştiğinde davacıya iadesine.
ilişkin, davacı vekilinin yüzüne karşı, davalı vekilinin yokluğunda, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde, mahkememize veya bulunduğu yerde varsa Asliye Ticaret Mahkemesi’ne, yoksa Asliye Hukuk Mahkemesine verilecek istinaf dilekçesi ile, İzmir Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde, istinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar, açıkça okunup, usulen anlatıldı.19/10/2021

Katip …
e-imza

Hakim…
e-imza