Emsal Mahkeme Kararı İzmir 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/1380 E. 2022/765 K. 13.09.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2018/1380
KARAR NO : 2022/765

DAVA : Tazminat (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 28/11/2018
KARAR TARİHİ : 13/09/2022

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı taraf vekili duruşmada tekrar ettiği dava dilekçesi ile özetle;… San. ve Tic. A.Ş’nin üreticiden almış olduğu gıda ürünlerini; kurutulmuş, yarı kurutulmuş, konserve edilmiş vb. şekillerde işleyerek dünyanın birçok ülkesine ihracat yapan, sektörde gerek ulusal gerek uluslararası bağlamda ticari itibarı bulunan, üreticiler, tedarikçiler ve tüketiciler nezdinde güvenilir bir şirket olduğunu, müvekkili şirketin; yerli/yabancı market zincirlerine, perakendecilere satmakta olduğu konserve, kurutulmuş, yarı kurutulmuş vb. şekillerdeki gıda ürünlerini güvenilir olduğunu düşündüğü davalı şirket gibi yağ üretici şirketlerden satın almış olduğu yağları kullanarak işlemekte olduğunu, bu kapsamda müvekkilinin, davalı taraf ile yapmış olduğu sözleşmeler uyarınca 2017 yılı boyunca ve listenin açıklandığı 2018 Mart ayına kadar toplamda 543.593,3 TL değerinde ayçiçek yağı ürününü davalıdan satın aldığını ve bunları kendi yöntemlerine göre işleyerek ürünlerinde kullanmak suretiyle yerli ve yabancı müşterilerine sattığını, her ne kadar davalı şirket, ürünlerin, uluslararası standartlara, Türk Gıda Kodeksi Bitki İsimleri ile Yağlar Tebliği’ne uygun olarak üretilmekte ve piyasaya arz edilmekte olduğunu garanti ediyorsa da Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı tarafından 23.03.2018 tarihinde yayımlanan taklit ve tağşiş yapan firmalar listesinde, davalı şirketin adının bulunduğunu; davalı şirketin, “Rafine Vinterize Yemeklik Ayçiçek Yağı”’ Ürününün; “….” ….” “…” “…” ve “…)” Marka ve Parti/Seri No’larında, “Yağ asitleri kompozisyonu, sterol kompozisyonu, ayçiçek yağından başka tohum yağları tespiti”nin bulunması suretiyle, taklit ve tağşiş yaptığının ortaya konduğunu, davalı şirketin adının Bakanlık tarafından yayınlanan işbu tağşiş yapan şirketler arasında sayılmasının akabinde müvekkilinin ticari ilişkide olduğu bazı firmaların müvekkiline uyarı yazısı gönderdiklerini ve müvekkili şirketin, işbu listede yayınlanan şirketler ile çalışıyor olması halinde ticari ilişkilerini sonlandıracaklarını ifade ettiklerini, 06.11.2018 tarihinde müvekkilinin davalı şirket tarafından kendisine satılan ürünlerin gerçekten tağşişli olup olmadığını tespit etmek amacıyla İntertek Test Hizmetleri A.ş.’den Muayene ve Analiz raporu aldığını, işbu muayene ve analizin 19.10.2018 ile 26.10.2018 tarihleri arasında gerçekleştirildiğini, bu raporla, müvekkili şirketin, davalı şirketin numune ürünlerini incelettiğini ve incelemenin sonucunda ürünlerin gerçekten de tağşişli olduğunun bilimsel açıdan ispat edildiğini, hiç kuşkusuz bu durumun ürünlerin ayıplı olduğunu bir kez daha açıkça ortaya koyduğunu, işbu sebeple, müvekkilinin davalı şirketten satın aldığı ürünlerde satılanı alıkoyup ayıp oranında satış bedelinden indirim, diğer bir deyiş ile, satılanın değerindeki eksiklik karşılığının satış bedelinden indirilmesini talep ettiğini, bu indirimin, müvekkili tarafından ürünlerin bedeli davalı Şirkete ödenmiş olduğu için, müvekkiline, davalı şirketten ayıp oranında bir alacak hakkı doğurması gerektiğini, İzmir Asliye Ticaret Mahkemesinin görevli ve yetkili olduğunu, davalı ağır kusurlu olduğu için ayıptan kaynaklanan seçimlik hakların kullanılması için ayıp bildiriminin yapılmasının gerekli olmadığını, müvekkilinin bu listelerden önce bu ürünün ayıplı olduğunu tespit etme imkanı olmadığından açık bir ayıp bulunmadığını, davalı şirketin ağır kusuru sebebiyle davada zamanaşımı uygulanamayacağını, müvekkilinin TBK 227/1 ve TBK 228/2 uyarınca satılanı alıkoyup ayıp oranında indirim seçimlik hakkını kullanmakta olduğunu, müvekkilinin genel hükümlere göre davalı şirketten manevi tazminat hakkını saklı tuttuğunu, müvekkilinin ticari itibar kaybına uğramış olup manevi zararının doğduğunu, müvekkilinin manevi zararının giderilmesi gerektiğini, arz ve izah olunan maddi vakıalar ve hukuki nedenler muvacehesinde, manevi tazminat talep haklarını saklı tutarak; fazlaya dair hakları saklı kalmak kaydı ile; dava konusu ayıplı ürünlerin, ayıplı indirimli fiyatlarının belirlenmesinden sonra satış bedelinden çıkartılması ile oluşacak tutarın şimdilik 100,00 TL’lik kısmının müvekkili şirkete verildiği tarihten itibaren işletilecek ticari avans faiziyle birlikte müvekkiline ödenmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı taraf üzerine bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı taraf vekili duruşmada tekrar ettiği cevap dilekçesi ile özetle; Davacı tacirin dava dilekçesinde ileri sürdüğü hususları kabul etmediklerini, zira davacı yan ile müvekkili şirketin tacir olduklarını, işbu dava konusu uyuşmazlığın her iki tarafın ticari ilişkilerinden kaynaklandığını dolayısıyla işbu dava konusu uyuşmazlığın öncelikle türk Ticaret Kanunu hükümlerine tabi olduğunu, TTK’da düzenlenmeyen konularda TBK hükümlerinin uygulanabileceği hususları gözönünde bulundurulduğunda açılan işbu davanın usul ve yasaya aykırı şekilde açıldığını ve davanın reddinin gerektiğini, davanın yasal süresi içerisinde açılmadığını, Davalı tarafın tacir olduğunu, bu nedenle işbu dava konusu uyuşmazlıkta öncelikle TTK hükümlerinin uygulanması gerektiğini, TTK’da açık hüküm bulunmaması durumunda TBK hükümlerine başvurulması gerektiğini, davacı tarafın dava dilekçesinde, müvekkili şirketten aldığı ürünlere ilişkin yasal süresi içerisinde hiçbir inceleme yaptırmadığını, dava konusu uyuşmazlıkla ilgili müvekkili şirkete herhangi bir ihbarda bulunmadığını ikrar ettiğini, asla kabul anlamına gelmemek üzere, davacı tarafın müvekkili şirketten aldığı ürünlerin ayıplı olması durumunda davacı yanın TTK’nın açık hükmü gereği bu ayıbı 8 gün içerisinde inceleyerek tespit etmesi ve müvekkili şirkete ihbarda bulunması gerektiğini, zamanaşımına uğrayan işbu davanın öncelikle usulden reddinin gerektiğini, davacı yanın uğramış olduğu zararı somutlaştırarak harç ikmalini tamamlaması gerektiğini, davacı tacirin işbu davanın açılmasına, tamamen kötüniyetli ve dürüstlük kuralına aykırı hareket etmek suretiyle sebebiyet verdiğini, asla kabul anlamına gelmemekle- müvekkili şirketten aldıkları ürünlerin ayıplı olduğunu bilmemeleri ve bunu yaptıkları analiz neticesinde öğrenmeleri üzerine ayıplı mala ilişkin haklarını kullanma taleplerinin hukuken mümkün olmaması bir yana hukukun ve hayatın olağan akışının en temel prensibi olan dürüstlük kuralına dahi aykırılık teşkil etmekte olduğunu, salt bu hususun dahi davacı tarafın işbu davayı açmasındaki haksızlığının kanıtı niteliğinde olduğunu, davacı alıcı tacir ile müvekkili şirket arasındaki ürün teminine yönelik ticari ilişkinin dava dilekçesindeki iddiaların aksine 2018 mart ayından sonra da devam ettiğini, müvekkili şirketin davacı tacir hakkında, davacı tacir tarafından düzenlenerek kendilerine verilen, vade tarihleri 15.05.2018-22.07.2018 tarih aralığında olan 5 adet bononun vade tarihlerinde ödenmemesi nedeniyle 12.09.2018 tarihinde Manisa 3. İcra Dairesi’nin … E. sayılı dosyası ile icra takibi başlattığını, arz ve izah edilen nedenlerden dolayı fazlaya ilişkin her türlü dava ve talep etme hakları saklı kalmak üzere; davacı yanın dava dilekçesinde yasal süreler içerisinde hiçbir inceleme yaptırmadıklarını ve müvekkili şirkete ihbarda bulunmadıklarını açıkça ikrar ettiğinden zamanaşımına uğrayan işbu davanın öncelikle usulden reddine, şayet Sayın Mahkeme aksi kanaatte olacak ise; davacı yanın, tazminat taleplerinin neye ilişkin olduğunu ve talep edilen miktarların ayrı ayrı açıklamasına karar verilmesine, davacı yana harç ikmalinin tamamlaması için süre verilmesine, haksız ve kötü niyetli açılan iş bu davanın esastan reddine, yargılama giderleri ve ücreti vekaletin karşı yana yükletilmesine karar verilmesini talep ve beyan etmiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE:
Taklit ve tağşişli ürünler listesi: T.C. Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı, Gıda ve Kontrol Genel Müdürlüğü’nün 20.03.2018 tarih ve ….sayılı Kamuoyu Duyurusu EK-1 inde Bitkisel Yağlar başlıklı bölümün 8 ve 9. Sayfasında Davalı Güney Tüketin Mal. Tic. San. Ltd. Şti. (Kemalpaşa/İZMİR)’nin aşağıdaki ürünleri taklid veya tağşiş yaptığı kesinleşmiş ürün adı, markası ve parti /seri nolarının, “….ı” markalı ….parti numaralı, “….” markalı … parti numaralı, “Selin Sofralardaki Lezzet %100 Doğal Ayçiçek Yağı” markalı …. parti numaralı ürünler olduğu görülmüştür.
Bilirkişi heyet raporu : Gıda Mühendisi Bilirkişi …, S.M.M.M Bilirkişi …. Ticaret Hukuku konusunda uzman bilirkişi Dr. Öğr. Üyesi ….19/01/2021 tarihli raporunda; a)Davalının Şahit numunelerindeki yağların olduğu yağların hangi faturalara ait olduğu Tablo 8 de çıkarılmış olup bu faturalar; …’nolu faturalar olduğunu, b) Davacının, Davalıdan 2018 yılı içerisinde 61.740 kg, 2017 yılı içerisinde ise 92.940 kg ayçiçek yağı, toplamda 154.680 kg Ayçiçek Yağı satın almış olduğunu, c)Değerlendirmeler bölümünde detayları ile açıklanan Davalının, Davacıya sattığı Ayçiçek yağlarının Bakanlığın açıkladığı …’li yağlarla aynı parti ve son tüketim tarihli yağlar olmadığı, dolayısıyla farklı yağlar olduğu bu yüzden yağların ayıplı olarak değerlendirilemeyeceğini, d)Davalının, Davacıya sattığı yağlarda “c” maddesinde açıklandığı üzere, ağır kusurlu olmadığını, e)Davacınn değerlendirmeler bölümünde detayı açıklandığı üzere 2017 ve 2018 yıllarında başka firmalardan da Ayçiçek Yağı aldığını, f)Başka firmalardan alınan Ayçiçek Yağlarının kullanıldığı IBC Tank veya Yağ tankından davalıdan alınan yağlara da kalıntı (olası tahşişli yağ) karışmış olabileceğini, g)Davacının ürün içeriğindeki gıda maddelerinde de yağ bulunduğunu, h)“e”, “f” ve “g” maddelerine istinaden Davacıda bulunan son ürünlere analiz yapılamayacağı, eğer yapılırsa Bitki Adı ile …. Tebliği Ek-4 ündeki % Streol Komposizyonu etkileyceğinden, Davalı tarafından kendilerine mühürlü bir şekilde yollandığı iddia edilen Ayçiçek Yağları ile Davalıdaki aynı partiye ait Ayçiçek Yağı şahit numunelerinden analiz yapılması gerektiğini, i)Davacıda bulunan ürünlere analiz yapılamayacağı, varsa Davacıda Davalı tarafından mühürlenip teslim edildiği iddia olunan şahit Ayçiçek yağ numuneleri ile Davalıdaki aynı partiye ait Ayçiçek yağlarının analiz edilmesinin uygun olacağını mütalaa etmişler, teknik tespitleri kapsamında davacı alıcı …. Ürünlerinin davalı …. Mallarından satın aldığı ayçiçekyağı ürününün ayıplı olarak değerlendirilemeyeceği sonuç ve kanaatine yapılan teknik inceleme neticesinde ulaşıldığını, nihai takdirin Sayın Mahkeme’ye ait olduğunu mütalaa etmişlerdir. Sayın Mahkemenin heyetlerinin kanaatine katılmaması ve davacının dava dilekçesi ekinde sunduğu ve analizlerini yaptırmış olduğu şahit numunelere ait yağlara yapılacak analiz sonucunda tağşişli olduğu sonuç ve kanaatine ulaşması halinde ürünün ayıplı olduğu gerekçesiyle 133.412,40 TL satış fiyatında indirim olabileceğinin yapılan teknik inceleme neticesinde tespit edildiğini belirtmişlerdir.
Bilirkişi heyeti ek raporu: 20/04/2022 tarihli ek raporda; Heyetlerince yapılan ek inceleme neticesinde; kök raporda yer alan tespitlerin geçerliliğini koruduğu sonuç ve kanaatine ulaşılmakla birlikte; davacı alıcı ….. Tarım Ürünlerinin davalı Güney Tüketim Mallarından satın aldığı ayçiçekyağı ürününün ayıplı olarak değerlendirilemeyeceğini mütalaa etmişlerdir.
Dava, ticari satıştan kaynaklanan ayıba dayalı satış bedelinde ayıp oranında indirim yapılması istemine ilişkindir.
Taraflar arasında; davacı şirketin, davalı şirketten 2017-2018 yıllarında ayçiçek yağı aldığı hususunda ihtilaf bulunmamaktadır.
Davacı, davalıdan 2017 ve 2018 yıllarında satın aldığı ayçiçek yağlarının Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı tarafından yaptırılan muayene ve analiz sonuçlarına göre ayçiçek yağından başka tohum yağlarına da içerdiğinin, bu nedenle taklit ve tağşişli olduğunun tespit edildiğini, davalıdan satın aldığı yağları, üretimini yaptığı kurutulmuş, yarı kurutulmuş ve konserve ürünlerde kullanması nedeniyle müşterileri ile ticaretinin azaldığını, TBK’nun 225. maddesi uyarınca davalı satıcının ağır kusurlu olduğunu, davalının satıcılığı meslek edinmiş kişi olması nedeniyle söz konsu ayıbı bilmesi gerektiğinden ayıbın kendisine süresinde bildirilmemiş olduğunu ileri sürerek sorumluluktan kurtulamayacağını, davanın zamanamışına uğramadığını, satılandaki ayıp nedeniyle satım bedelinde indirim yapılmasını talep etmiştir.
Davalı taraf, davacı tarafın TTK’nun 23. Maddesin uyarınca usulüne uygun olarak ayıp ihbarında bulunmadığını, bu nedenle satın aldığı ürünleri aldığı haliyle kabul etmiş sayılacağı, davacı tarafın henhangi bir ayıp ihbarında bulunmadığını dava dilekçesinde kabul ettiğini, satılan ayçiçek yağlarının ayıplı olmadığını, davanın zamanaşımına uğradığını savunarak davanın reddini talep etmiştir.
6102 sayılı TTK. m. 23/c hükmü, “Malın ayıplı olduğu teslim sırasında açıkça belli ise alıcı iki gün içinde durumu satıcıya ihbar etmelidir. Açıkça belli değilse alıcı malı teslim aldıktan sonra sekiz gün içinde incelemek veya incelettirmekle ve bu inceleme sonucunda malın ayıplı olduğu ortaya çıkarsa, haklarını korumak için durumu bu süre içinde satıcıya ihbarla yükümlüdür. Diğer durumlarda, Türk Borçlar Kanunu’nun 223’üncü maddesinin ikinci fıkrası uygulanır.” düzenlemesini,
TTK. M. 18/3 hükmü, “Tacirler arasında, diğer tarafı temerrüde düşürmeye, sözleşmeyi feshe, sözleşmeden dönmeye ilişkin ihbarlar veya ihtarlar noter aracılığıyla, taahhütlü mektupla, telgrafla veya güvenli elektronik imza kullanılarak kayıtlı elektronik posta sistemi ile yapılır.” düzenlemesini,
TBK. m. 223 hükmü; “Alıcı, devraldığı satılanın durumunu işlerin olağan akışına göre imkân bulunur bulunmaz gözden geçirmek ve satılanda satıcının sorumluluğunu gerektiren bir ayıp görürse, bunu uygun bir süre içinde ona bildirmek zorundadır. Alıcı gözden geçirmeyi ve bildirimde bulunmayı ihmal ederse, satılanı kabul etmiş sayılır. Ancak, satılanda olağan bir gözden geçirmeyle ortaya çıkarılamayacak bir ayıp bulunması hâlinde, bu hüküm uygulanmaz. Bu tür bir ayıbın bulunduğu sonradan anlaşılırsa, hemen satıcıya bildirilmelidir; bildirilmezse satılan bu ayıpla birlikte kabul edilmiş sayılır.” düzenlemesini,
TBK. m. 225 hükmü, “Ağır kusurlu olan satıcı, satılandaki ayıbın kendisine süresinde bildirilmemiş olduğunu ileri sürerek sorumluluktan kısmen de olsa kurtulamaz. Satıcılığı meslek edinmiş kişilerin bilmesi gereken ayıplar bakımından da aynı hüküm geçerlidir.” düzenlemesini içermektedir.
Somut olayda, davacının davalı şirketten 13.01.2017 tarihinden 23.04.2018 tarihine kadar farklı tarihlerde ayçiçek yağı satın aldığı, Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı’na bağlı Afyonkarahisar, Şanlıurfa, İzmir İl Müdürlükleri tarafından davalı şirket tarafından üretilen 32, 90 ve 77 parti numaralı ayçiçek yağlarından alınan numunelerde Gıda Kontrol Laboratuvar Müdürlüklerine yaptırılan analiz sonuçlarında ayçiçek yağından başka tohum yağlarını da içerdiğinin tespit edildiği, bu nedenle Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı tarafından yayınlanan 23.03.2018 tarihli taklit ve tağşiş yapan firmalar listesinde davalı şirketin de yer aldığı, davacı firmanın yurt dışından müşterisi olan dava dışı ….simli firmanın davacı şirkete 17.04.2018 tarihinde gönderdiği e-posta ile taklit ve tağşiş yapan firmalar ile çalışıp çalışmadıklarını sorduğu, davacı şirketin müşterisine cevap veremediği, daha sonra davacı şirketin, davalıdan satın aldığı ayçiçek yağı ile ürettiğini iddia ettiği marine edilmiş yarı kurutulmuş domates ürünleri üzerinde dava dışı İntertek Test Hizmetleri A.Ş.’ye 19.10.2018 tarihinde analiz yaptırdığı, özel laboratuvar tarafından düzenlenen 06.11.2018 ve 07.11.2018 tarihli analiz raporlarında adli ve idari işlemlerde kullanılamayacağının yazılı olduğu, raporlarda yağ asitleri metil esterlerinin oranlarının tespit edildiği, davacı şirketin davalı firmaya sözlü olarak ayıp ihbarında bulunduğunu iddia ettiği, yazılı bir ayıp ihbarının bulunmadığı anlaşılmıştır.
Davalı vekili zamanaşımı savunmasında bulunmuştur. TBK 231. maddesi uyarınca; “Satıcı daha uzun bir süre için üstlenmiş olmadıkça, satılanın ayıbından doğan sorumluluğa ilişkin her türlü dava, satılandaki ayıp daha sonra ortaya çıksa bile, satılanın alıcıya devrinden başlayarak iki yıl geçmekle zamanaşımına uğrar. Alıcının satılanın kendisine devrinden başlayarak iki yıl içinde bildirdiği ayıptan doğan def’i hakkı:, bu sürenin geçmiş olmasıyla ortadan kalkmaz. Satıcı, satılanı ayıplı olarak devretmekte ağır kusurlu ise, iki yıllık zamanaşımı süresinden yararlanamaz.” Davacı ile davalı arasındaki ilk satım ilişkisi 13.01.2017 tarihinde başlamış olup, 23.04.2018 tarihine kadar devam etmiştir. Eldeki dava 28.11.2018 tarihinde açılmış olup, ilk satıma ilişkin teslimin gerçekleştirildiği tarihten itibaren 2 yıllık zamanaşımı süresi dolmadığından davalının zamanaşımı savunması yerinde görülmemiştir.
Mahkememizce; mali müşavir bilirkişi, gıda mühendisi ve nitelikli hesaplamalarda uzman bilirkişi heyetine tevdi edilerek, bilirkişilere her iki tarafın işletmelerinde yerinde inceleme yetkisi verilerek, gerekli görülmesi halinde numune alınıp gerekli inceleme yapılarak, bilirkişi heyetinden davacıya satılan ayçiçek yağı ürünlerinin Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı tarafındna analiz ettirilerek tağşişli olduğu tespit edilen ayçiçek yağı ürünü ile aynı ürün olup olmadığı, satışa konu ayçiçek yağı içinde ayçiçek tohumu dışında başka tohum yağlarının da bulunup bulunmadığı, bu halde satılan yağın ayıplı olup olmadığı, ayıplı ise ayıbın açık / gizli ayıp olup olmadığı, ayıbın olağan bir gözden geçirmeyle tespit edilip edilemeyeceği, satıcının ağır kusurlu olup olmadığı ya da ayıbın satıcılığı meslek edinmiş kişilerin bilmesi gereken ayıplardan olup olmadığı, ayıp nedeniyle bedel indiriminin uygulanması halinde dava tarihi itibariyle talep edilebilecek tazminat tutarının ne olduğu, davacının 2017 ve 2018 yıylarında davalı firma dışında başka firmalardan da ayçiçek yağı satın alıp almadığı hususlarında rapor düzenlenmesi talep edilmiştir.
Bilirkişi heyeti 19.01.2021 tarihli kök raporlarında; davalının, davacıya sattığı Ayçiçek yağlarının Bakanlığın açıkladığı Tağşiş’li yağlarla aynı parti ve son tüketim tarihli yağlar olmadığı, dolayısıyla farklı yağlar olduğu bu yüzden yağların ayıplı olarak değerlendirilemeyeceği, dava dilekçesi ekinde İntertek firmasına davacı tarafından “ marine edilmiş yarı kurutulmuş domates” ürünleri üzerinde analiz yaptırıldığı, sor ürün “ marine edilmiş yarı kurutulmuş domates” ürünün %30’u ayçiçek yağı olup % 70’inin de domates, sarımsak, tuz ve kekikten oluştuğu, önceklikle bu ürünün homojen bir ürün olmadığı, içeriğinde Ayçiçek Yağından başka gıdaları da içerdiği, Intertek firmasınca yapılmış analizlerde bu analizlerin adli ve idari işlemlerde kullanılamayacağının yazılı olduğu, gıda analizlerinde ürünün öncelikte numunenin homojen hale getirilmesi için karıştırma ve parçalama işlemine tabi tutulması gerektiği, bu şekilde homejen hale getirilen gıda ürününün analize alınacağı, davacının yaptırdığı analizde ürünün içeriğinde bulunan kekik, domates ve sarmısakta da yağ bulunduğu, bu gıdaların çeşitlerine göre içerdiği yağ oranları değişmekte olup sarmısakta; ham yağ %0,34 , esansiyel yağ % 0,14 , kekikte ; % 1,68, domateste ise %0,2 yağ bulunduğu, yapılan analizde bu gıdalardaki yağlarda ayçiçek yağı ile karıştığından yapılan analiz sonuçlarının Türk Gıda Kodeksi Bitki Adı ile Anılan Yağlar Tebliği(2012/29) Ek-4 ünde bulunan Bitkisel Yağların Sterol Kompozisyonu (Toplam Strerol yüzdesi olarak)’ndaki % değerlere göre karşılaştırmasının son derece yanlış olduğ, zira bu mezkûr tebliğ ekinde saf Ayçiçek Yağının ve başka bitki tohumlarından % sterol kompozisyonların yer aldığı, davacının analiz ettirdiği ürün sadece Ayçiçek Yağı içermediğinden yapılacak analizinde bu tebliğe göre değerlendirilmesinin yanlış olacağı analizi yapılacak gıdanın sadece “Ayçiçek Yağı” olması gerektiği, davacınn 2017 ve 2018 yıllarında davalı dışında başka firmalardan da Ayçiçek Yağı satın aldığı, davalıdan satın alınan yağlar ile başka firmalardan satın alınan yağların davacı tarafından depolanmasında kullanılan IBC Tank / Yağ tankının, ayrı mı yoksa aynı mı olduğu tespit edilemediği, dolayısıyla başka firmalardan alınan yağların davalıdan alınan yağlara karışmış olabileceği, davacıda bulunan son ürünlere analiz yapılamayacağı, eğer yapılırsa Bitki Adı ile Anılan Yağlar Tebliği Ek-4 ündeki % Streol Komposizyonu etkileyeceğinden doğru sonuca ulaşılamayacağı, satışa konu ayçiçek yağlarının tağşişli olup olmadığının tespit edilebilmesi için davalı tarafından davacıya mühürlü bir şekilde yollandığı savunulan Ayçiçek Yağları ile davalıdaki aynı partiye ait Ayçiçek Yağı şahit numunelerinde analiz yapılması gerektiği, bu haliyle davacı alıcı … Tarım Ürünlerinin davalı Güney Tüketim Mallarından satın aldığı ayçiçekyağı ürününün ayıplı olarak değerlendirilemeyeceği bildirilmiştir.
Mahkememizce, bilirkişi heyeti kök raporu üzerine satışa konu ayçiçek yağlarına ait şahit numeneleri sunmaları için 25/02/2021 tarihli duruşmada taraflar vekillerine 2 haftalık kesin süre verilmiş olup, davalı vekili tarafından şahit numuneler mahkememiz kalemine sunulmuş, davacı vekili ise 19/04/2021 havale tarihli dilekçesi ile müvekkilinin elinde şahit numene bulunmadığını bildirerek satışa konu ürünlere ilişkin numune sunamamıştır.
Davalı firma tarafından sunulan, davacıya ait ürünlere ilişkin şahit numuneler mahkememizce Tarım ve Orman Bakanlığı, İzmir Gıda Kontrol Müdürlüğü’ne gönderilerek, Türk Gıda Kodeksi Bitki adı ile anılan yağlar tebliğine uygun olup olmadığı, söz konusu yağların içinde ayçiçek tohumu dışında başka bir maddenin bulunup bulunmadığı, ayçiçek yağında taklit veya tağşiş yapılıp yapılmadığı hususlarında muayene ve analiz yapılması talep edilmiş olup, İzmir Gıda ve Kontrol Müdürlüğüne davalıya ait şahit numunelere ilişkin analiz raporları düzenlenerek gönderilmiş, davalı vekiline söz konusu numunelere ilişkin analiz ücretlerini yatırması için 07/05/2021 tarihli ara karar usulüne uygun şekilde tebliğ edildiği halde analiz ücretlerini yatırmamış, 24/06/2021 tarihli duruşmada davacı ve davalı vekillerine şahit numuneler üzerinde yapılan analiz raporları ücretini yatırıp yatırmayacakları sorulmuş, davacı vekili süre isteğinde bulunurken davalı vekili söz konusu analiz ücretinin müvekkiline yüklenemeyceğini savunmuştur. Aynı duruşmada her iki taraf vekiline analiz rapor ücreti 2 haftalık kesin süre içerisinde yatırmaları, kesin süre içerisinde analiz raporu delil avansı yatırılmadığı takdirde İzmir Gıda Kontrol Labaratuvar Müdürlüğü tarafından hazırlanan 04/05/2021 tarihli yazı ekindeki 1 klasör analiz raporlarına delil olarak dayanmaktan vazgeçmiş sayılacakları, söz konusu analiz raporlarının davaya ve hükme esas alınamayacağı, dosya kapsamına göre değerlendirme yapılarak yargılama sonunda iddia ya da savunmalarının ispat edilememesinin yasal sonuçlarına katlanacakları ihtar edilmiştir. Taraflarca şahit numuneler üzerinde yaptırılan analiz ücreti yatırılmamıştır. Bilirkişi heyetinin kök raporu üzerine, taraflar vekilleri şahit numuneler üzerinde muayene ve analiz yapılmasını talep etmişler ve analiz ücretini karşılayacaklarını bildirmişlerdir. HMK’nun 324/2. Maddesi uyarınca her iki taraf da delil avansı yükümlülüğünün karşılamadığından İzmir Gıda Kontrol Labaratuvar Müdürlüğü tarafından hazırlanan 04/05/2021 tarihli yazı ekindeki 1 klasör analiz raporlarına ilişkin delilin ikamesinden vazgeçmiş sayıldıklarından, söz konusu analiz raporları mahkememizce delil olarak dikkate alınmamıştır.
Taraflar vekillerinin kök rapora itirazlarının değerlendirilmesi için aynı bilirkişi heyetinden alınan 20/04/2022 tarihli ek raporda da; davacı alıcının, davalıdan satın aldığı ayçiçekyağı ürününün ayıplı olarak değerlendirilemeyeceği; gerek davalının gerkse davacının tutmuş olduğu form kayıtlardan Bakanlığın açıklamış olduğu tağşişli yağlara ait parti nolar ve son tüketim tarihlerinin davaya konu olan yağlara ait olmadığı;davalı firmaya ait Bakanlığın tağşis listesindeki 3 adet tağşisli markası yer almakta olup ( …. Marka, Parti No:…., Son Tüketim Tarihi: … -….Parti No:….. , Son Tüketim Tarihi:… – … Parti No:…., Son Tüketim Tarihi…) davacının davalı firmadan aldığı dökme yağların ise 2017 ve 2018 yıllarında dolumu üretimi ve ambalajlanması yapıldığı tespit edilmiş olup, aynı partiye ait yağlar olmadığı; davalı firmadan gelen yağların giriş kalite kontrollerinin yapıldığı, davacının kendi kayıtlarında da satıma konu malların “uygun” olduğunu beyan ettiğinin görüldüğü bildirilmiştir.
Bilirkişi heyetinin kök ve ek raporları dikkate alınarak somut olay değerlendirildiğinde, davalı tarafından davacıya satılan ayçiçek yağlarının parti numaraları ve son tüketim tarihlerinin, Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı tarafından davalı firma tarafından üretilen ve analiz için numune alınan ayçiçek yağlarının parti numaraları ve son tüketim tarihleri ile aynı olmadığı, dolayısıyla dava konusu satışa konu ayçiçek yağlarının, Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı tarafından analiz ettirilerek tağşişli olduğu tespit edilen ayçiçek yağları ile aynı ürün olmadığından söz konusu analiz raporlarına dayanılarak satılan ayçiçek yağlarının tağşişli olduğu, ayçiçek yağı dışında başka tohum yağlarını da içerdiği sonucuna varılamayacağı, davacı şirketin elinde satılan ürünlere ait şahit numune bulunmadığı, davalı yedinde bulunan ve satılan ayçiçek yağlarına ilişkin şahit numeneler üzerinde mahkememizce yaptırılan analiz raporlarının ise taraflarca delil avansı karşılanmadığından HMK’nun 324. Maddesi uyarınca delil olarak hükme esas alınmasının mümkün olmadığı, davacı tarafından kurutulmuş, yarı kurutulmuş ve konserve ürünlerinde kullanılan satıma konu ayiçeçek yağlarının tağşişli olup olmadığının tespiti için son ürün olan kurutulmuş, yarı kurutulmuş ve konserve ürünler üzerinde yaptırılan teknik analizin ise son ürünün ayçiçek yağı dışında başka gıdaları da içermesi, homojen olmaması, son ürüne eklenen diğer bitkilerin de yağ içermesi nedeniyle doğru sonucu vermeyeceği, bu nedenle davacı tarafından üretilen son ürünler üzerinde teknik analiz yapılmasının sonuca ve esasa etkili olmayacağı, davacının 13.01.2017 tarihinden 23.04.2018 tarihine kadar farklı tarihlerde davalıdan ayçiçek yağı satın aldığı, her iki tarafın da satışa konu ayçiçek yağları hakkında ürün kontrol formları düzenleyerek satılan yağın uygunluğunu onayladıkları, davacı tarafın Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı tarafından 23.03.2018 tarihinde taklit ve tağşiş yapan firmaların listesi yayınlandığı ve müşterisi olan dava dışı … isimli firmanın 17.04.2018 tarihinde aldığı e-posta ile taklit ve tağşiş yapan firmalar ile çalışıp çalışmadıkları sorulduğu halde 19.10.2018 tarihine kadar sessiz kaldığı, daha sonra davalıdan satın aldığı ayçiçek yağ ile ürettiğini iddia ettiği marine edilmiş yarı kurutulmuş domates ürünleri üzerinde dava dışı …A.Ş.’ye analiz yaptırdığı, söz konusu analiz raporlarının saf ayçiçek yağı üzerinde yapılmaması, domates, sarımsak, kekik gibi yağ içeren başka biktileri de içermesi nedeniyle, davalıdan satın alınan ayçiçek yağı içinde ayçiçek dışında başka tohum yağlarının bulunup bulunmadığının tespitini ispata teknik yönden elverişli ve yeterli olmadığı, buradan hareketle davacı alıcının, davalıdan satın aldığı ayçiçek yağı ürününün ayıplı olduğuna ilişkin delil bulunmadığı, davalının ağır kusurundan söz edilemeyeceği, davacının TTK’nun 23/c ve TBK’nun 223. Maddesi uyarınca usulüne uygun şekilde ayıp ihbarının da bulunmadığı anlaşılmakla davacının davasının reddine karar vermek gerekmiş, aşağıraki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacının davasının REDDİNE,
2-Maktu red harç tutarı olan 80,70 TL harca, peşin alınan 35,90 TL harcın mahsubu ile bakiye 44,80 TL harcın davacı taraftan alınarak HAZİNE’ YE GELİR KAYDINA.
3-Dava tamamen reddedildiğinden davacı tarafın yaptığı tüm yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına.
4-Davalı tarafın yaptığı herhangi bir yargılama gideri olmadığından bu konuda bir karar verilmesine yer olmadığına.
5-Dava tamamen reddedildiğinden, hüküm tarihinde yürürlükte olan Avukatlık Kanunu ve Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre takdir ve hesaplanmış olan; 100,00 TL vekalet ücretinin davacı taraftan alınarak davalı tarafa verilmesine.
6-HMK.nun 333.maddesi uyarınca davacı tarafından yatırılan gider avansının sarf edilmeyen kısmının karar kesinleştiğinde davacıya iadesine.
ilişkin, taraflar vekillerinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde, mahkememize veya bulunduğu yerde varsa Asliye Ticaret Mahkemesi’ne, yoksa Asliye Hukuk Mahkemesine verilecek istinaf dilekçesi ile, İzmir Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde, istinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar, açıkça okunup, usulen anlatıldı.
13/09/2022
Katip …
e-imza

Hakim…
e-imza