Emsal Mahkeme Kararı İzmir 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/1218 E. 2021/1074 K. 14.12.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/617
KARAR NO : 2021/1163

DAVA : İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 08/06/2017
KARAR TARİHİ : 30/12/2021

Yukarıda açık kimliği yazılı taraflar arasında mahkememizde görülen davanın yapılan açık yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili, dava dilekçesinde özetle; Müvekkilinin (hesap sahibi) mudisi olduğu Tasfiye Halindeki … A.Ş.’den olan 6711 Amerikan Doları alacağı ödemek üzere dilekçe ekinde sunulan 11.03.2011 tarihli “Alacağın Temliki, Sulh, İbra ve Feragat Sözleşmesi” başlıklı sözleşme ile “… Tic. A.Ş.” nin temlik aldığı, İş bu sözleşmeye istinaden davalının müvekkiline 28.03.2012 başlangıç tarihi olmak üzerine aylık 197 USD ve her bir taksit ödeme kurundaki TCMB Döviz Alış Kuru karşılığı Türk Lirası olarak 34 taksitte ödemeyi taahhüt etmiş olmasına rağmen ödeme yapmaması üzerine, müvekkilinin alacaklarını tahsili amacıyla İzmir … İcraMüdürIüğü’nün …/… esas sayılı dosyası tahtında ilamsız icra yoluyla takip başlattığı, Davalı borçlu, 19.12.2016 tarihinde muaccel hale geldiği, borcu olmadığını iddia ederek takibe, borca, ödeme emrine itiraz ederek takibi durdurduğu, her ne kadar davalı, 19.12.2016 tarihinde muaccel hale gelmiş borcu olmadığını beyan etmekte ise de, yapılan sözleşme uyarınca; 28.03.2012 tarihinde 197 USD, 28.4.2012 tarihinde 197 USD, 28.5.2012 tarihinde 197 USD,28.06.2012 tarihinde 197 USD, 28.7.2012 tarihinde 197 USD, 28.8.2012 tarihinde 197 USD,28.09.2012 tarihinde 197 USD, 28.10.2012 tarihinde 197 USD, 28.11.2012 tarihinde 197 USD, 28.12.2012 tarihinde 197 USD, 28.1.2013 tarihinde 197 USD, 28.2.2013 tarihinde 197 USD, 28.03.2013 tarihinde 197 USD, 28.4.2013 tarihinde 197 USD, 28.5.2013 tarihinde 197 USD, 28.06.2013 tarihinde 197 USD, 28.7.2013 tarihinde 197 USD, 28.8.2013 tarihinde 197 USD,28.09.2013 tarihinde 197 USD, 28.10.2013 tarihinde 197 USD, 28.11.2013 tarihinde 197 USD, 28.12.2013 tarihinde 197 USD, 28.01.2014 tarihinde 197 USD, 28.2.2014 tarihinde 197 USD, 28.03.2014 tarihinde 197 USD, 28.04.2014 tarihinde 197 USD, 28.05.2014 tarihinde 197 USD 28.06.2014 tarihinde 197 USD, 28.7.2014 tarihinde 197 USD, 28.8.2014 tarihinde 197 USD,28.09.2014 tarihinde 197 USD, 28.10.2014 tarihinde 197 USD, 28.111.2014 tarihinde 197 USD,28.12.2014 tarihinde 210 USD ödeme yapılacağı hususunda taahhütte bulunulduğu, Davalı borcu olduğunu kabul etmekle birlikte borcun henüz muaccel olmadığından bahisle itirazda bulunduğu, bu hususta borçlunun temerrüdünün oluşum şartlarının irdelenmesi gerekeceği, şöyle ki; borç konusunda bir müzayaka bulunmadığından, borç, edim, talep hakkı gibi kavramlar üzerinde durulamayacağı, temerrüt ve muacceliyet ile ilgili olarak açıklama yapmak gerekirse; borçlu, ifayı gerçekleştirmek mükellefiyetini zamanında ifa etmediği takdirde, temerrüde düşeceği, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 117. maddesine göre “Muaccel bir borcun borçlusu, alacaklının ihtarıyla temerrüde düşer.” Borcun ödeneceği gün tayin edilmemişse ya da sebepsiz zenginleşen kişi iyiniyetli ise ihtar çekmekle borçlu temerrüde düşeceği, ihtarname ile temerrüde düşen borçlu, borcu ödeyememesinde kusuru olmadığını ispat etmedikçe, borcunu geç ödemekten dolayı alacaklının uğradığı zararı gidermekle yükümlü olduğu, İfanın gerçekleştirilmesi için vade öngörülen borçlarda vadenin gelmesi ile muacceliyetin gerçekleşeceği, borcun ifası için dava açılması yahut cebri icraya başvurulması ihtar niteliğinde olduğu, zira bu hallerde alacaklı şüphesiz, borcun ifa edilmesi hususundaki isteğin borçluya ciddi bir şekilde bildirilmesi gerektiği, bu hallerde, dava dilekçesinin yahut ödeme emrinin tebliği anında ihtar hüküm ifade edeceği, ne var ki borcun tespiti için dava açılması durumunda bir ihtardan söz edilemeyeceği, zira defalarca belirtildiği üzere ancak alacaklının borcun ifasını talep eden beyanının ihtar niteliğinde olduğu, Yukarıda belirtildiği üzere, davalının borcun muaccel olmadığına dair itirazı yerinde olmadığı, zira borcun ifasının mümkün olması, borcun muaccel olması ve ihtar temerrüdün şartlarından olup muacceliyetin ve temerrüdün şartlarının gerçekleştiği, Borçlu her ne kadar takibe İtiraz etmiş de müvekkilinin hesabına haricen 22.11.2016 tarihinde 155,59 TL, 07.12.2016 Tarihinde 176,72 TL, ödemede bulunduğu, işbu ödemelerin icra dosyasına bildirildiği, Davalı takibe itirazında haksız olup, takibin devamı bakımından davalı itirazının iptalini sağlamak ve alacağımızın yüzde yirmisinden az olmamak üzere haksız olarak borca itiraz eden borçlunun icra inkâr tazminatı ödemesini talep etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Müvekkil Şirket ile yapılan Alacağı Temliki Sözleşmesinin şartlarının yerine getirilmemesi iddiasına dayalı bir İtirazın İptali davası olup, ihtilaf konusu sözleşme ve ifası, ticari bir işletme olan müvekkilin, ticari işletmesi ile ilgili olup, ticari iş niteliğinde olduğu, öte yandan, TTK 19. Maddesi gereğince taraflardan biri için ticari niteliğinde olan bir iş, diğer için de ticari sayılacağından, iş bu uyuşmazlığa bakmakla görevli Mahkeme, TTK 4,5. Maddeleri gereğince Ticaret Mahkemesi olduğu, Nitekim konusu aynı olan davada Ankara … Asliye Hukuk Mahkemesi, … Esas, … Karar sayılı kararı ile Müvekkil Şirket hakkında açılan davanın görev yönünden reddine karar verdiği, iş bu emsal karar da nazara alınarak, davanın görev yönünden reddine karar verilmesi talep edildiği, Yine Ankara … Asliye Hukuk Mahkemesi … Esas nolu dosyasından, Müvekkil Şirket hakkında açılan davada Mahkemenin Görevsizliğine ve talep halinde dosyanın Ankara Asliye Ticaret Mahkemesine gönderilmesine karar verdiği, Bununla birlikte, konusu aynı davada, İstanbul … Asliye Hukuk Mahkemesi …Karar sayılı dosyasından yapmış olduğu yargılama sonunda aynı gerekçelerle Asliye Tic. Mahkemelerinin görevli olduğunu belirterek, Mahkemenin görevsizliğine karar verdiği, İstanbul … Asliye Hukuk Mahkemesi … Karar sayılı kararı ile Ankara …AIiye Hukuk Mahkemesi … Karar sayılı dosyası İstanbul Anadolu … AsIiye Hukuk Mahkemesi
… Karar sayılı kararı ile Asliye Hukuk Mahkemesinin görevsizliğine, Asliye Ticaret Mahkemesinin görevli olduğuna karar verdikleri belirtilmiştir. İşbu davanın hukuki tavsifi yapılırsa “borcun nakli” sözleşmesi olduğundan borç muaccel hale gelmediği, Nakledilen borç tasfiye halinde devam ettiğinden tasfiye bitmeden ödenmesi talep edilemeyeği, Anılan davanın kaynağı olan sözleşme incelendiğinde Alacaklı aynen kalmakta değişmediği, borçlunun değiştiği ve borcun nakledildiği, bu nedenle de asıl borç ödenme zamanı gelmeden yada ödenip bitmeden borcu nakledilen taraftan ödemelerin istenmesinin mümkün olmadığı, Yargıtayın müstakar ictihatlarının da bu yönde olduğu, (Yargıtay 19. H.D. 20.01.2003 gün 2002/8347 E-2003/11732 K., 13.12.2004 gün 200416209E-12465 K., 29.9.2005 gün 2005/534 E-9338 K-, 25.09.2008 gün 2008/6809 E-8835 K-, hesabın niteliği gereği tasfiye işlemlerinin sonucunda bir alacak kalırsa davacı bir hak talebinde bulunabileceği, Yargıtay 11. Hukuk Dairesinin16.06.2014 tarih 2014/5732 Esas ve 2014/11490 Karar sayılı ilamı Da ve 19. Hukuk Dairesinin 26.02.2014 tarih 2013/6602 Esas ve 2014/3748 Karar sayılı ilamlarında da tasfiye tamamlanmadan açılan davanın zamansız açılan dava olması nedeniyle reddi gerektiği belirtildiği, Davalı finans kurumu halen tasfiye halinde olup tasfiye sonuçlanıp kâr ve zarar durumu belirginleşmeden davacının alacak talep etmesi mümkün olmadığı, Tasfiye sonuçlanmamış ve takip tarihi itibariyle alacak muaccel hale gelmemiş bulunduğundan, davanın zamansız açıldığı kabul edilerek reddedilmesi gerektiği, Davanın yetkisizlik nedeniyle reddi gerektiği, takip alacaklısı ile davalı şirket arasında akdedilen Alacağın Temliki sözleşmesiyle taraflar iş bu sözleşmeden doğabilecek olan ihtilafların hallinde yetkili mahkemenin İstanbul Mahkemeleri olması yönünde anlaşıldığı, sözleşmenin 5. Maddesinden de bu hususun anlaşıldığı, takip alacaklısı İstanbul Mahkemeleri/İcra Müdürlüğünden takip yapması gerekirken, sözleşmeye aykırı hareket ederek sözleşmenin aksine yetkisiz İZMİR İcra Müdürlüğünden ve İzmir Mahkemeleri’nden takipte bulunduğu, Davanın esastan reddi gerektiği, borcu nakil alan müvekkil şirketten borcun istenebilmesi için muaccel hale gelmesi gerektiği, halbuki borcu nakleden şirket … halen tasfiye halinde olduğundan dolayı borç ödenebilir hale gelmediği, bu nedenle tasfiyenin bitmesi gerektiği, Tasfiye sonuçlanmamış ve takip tarihi itibariyle alacak muaccel hale gelmemiş bulunduğundan, davanın zamansız açıldığı kabul edilerek reddedilmesi gerektiği belirtilmiştir.
Dava; Taraflar arasındaki 28/03/2012 tarihli temlik ve ibra sözleşmesine dayanak teşkil eden İzmir … İcra müdürlüğünün …/… sayılı takip dosyasındaki itirazın iptaline ilişkindir.
Dosya içinde taraflar arasındaki 11/03/2011 tarihli ibra sözleşmesi, alacağın temliki, sulh, ibra ve feragat sözleşmesi, Halkbankası’na ait sözleşmeler, İzmir … İcra müdürlüğünün …/… sayılı takip dosyası getirtilmiştir. Mahkememizce banka bilirkişi marifetiyle taraflar arasındaki 11/03/2011 tarihli alacağın temliki, sul, ibra ve feragat sözleşmesi de irdelenmek suretiyle sözleşmenin 4/3 maddesi de dikkate alınmak suretiyle bu konuda Bölge Adliye Mahkemesinin
…/… sayılı esas 29/06/2020 tarihli ilamlarında da yararlanmak suretiyle, taraflar arasındaki sözleşmenin 4/3 maddesi gereğince ödeme tarihindeki TCMB Döviz Alış Kuru üzerinden vadesi gelen taksitlerin TL üzerinden karşılığının hesap edilmesi ve yapılan ödemelerin düşülmesi gerekmekle bilirkişiden bu hususta davalı itirazları da dikkate alınarak ek rapor alınmış, alınan ek rapor doğrultusunda belirtilen Bölge Adliye Mahkemesi ilamında belirtilen hususlarda davanın kısmen kabulüne, hüküm altına alınan alacak likit ve hesaplanabilir olduğundan, İİK 67/2 uyarınca likit olan icra inkar tazminatının davalıdan alınıp davacıya verilmesine dair karar verilmiş olup, mahkememizdeki vicdani kanıyı yansıtan aşağıdaki hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM ; Yukarıda yazılı bulunan gerekçeye göre;
Davanın KISMEN KABULÜ İLE;
Davacının İzmir … İcra Müdürlüğü …/… esas sayılı takip doyasındaki, İTİRAZININ İPTALİ İLE;
Takibin,
12.420,37 TL asıl alacak,
2.969,03 TL faiz olmak üzere
Toplam 15.389,40 TL lik itirazın iptali ile takibin 12.420,37 TL lik alacak üzerinden, davacının icra takibindeki %6 lık faizden feragat ettiğini belirtilmekle %2,75 TL lik faiz oranı uygulanmasını talep etmekle takibin %2,75 TL li,k faiz oranı uygulanmak suretiyle devamına,
Hüküm altına alınan alacak, likit ve hesaplanabilir olduğundan, İİK 67/2 uyarınca %20 icra inkar tazminatı olan 3.077,88‬ TL nin davalıdan alınıp davacıya verilmesine,
Davalının takip sonrası yaptığı, 332,31 TL karşılığı (96,45 USD ye ilişkin) ödemenin, icra müdürlüğünce, tekerrüre esas olmayacak şekilde değerlendirilmesine,
Reddedilen kısım yönünden, şartları oluşmadığından, davalı lehine kötü niyet tazminatı takdirine yer olmadığına,
2-Kabul edilen miktar üzerinden hesaplanmış olan 1.051,25-TL nispi harca, peşin alınan 54,40 TL harç ile 348,90 TL tamamlama harcının toplamı olan 403,3‬0 TL harcın mahsubu ile bakiye 647,95‬ ‬‬-TL karar ve ilam harcının davalıdan alınarak HAZİNE’ YE GELİR KAYDINA.
3-Davacı tarafından yatırılan 54,40 TL başvuru harcı, peşin yatırılan 54,40 -TL harç, 348,90 TL tamamlama harcı ile 17,4‬0 TL vekalet harcı olmak üzere toplam 475,1‬0‬ TL harcın davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4-Dava kısmen kabul edildiğinden (kabul red oranına göre ) davacı tarafın yaptığı 600,00 TL bilirkişi ücreti, 245,5‬0 TL posta-tebligat-talimat gideri olmak üzere toplam 845,5‬0‬ -TL yargılama giderinin kabul red oranına göre 613,58 TL sinin davalıdan alınarak davacı tarafa verilmesine, kalan 231,92‬ TL yargılama giderinin kendi üzerinde bırakılmasına,
5-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden kabul edilen miktar üzerinden hüküm tarihinde yürürlükte olan Avukatlık Kanunu ve Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre takdir ve hesaplanmış olan; 5.100,00-TL vekalet ücretinin davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak alınarak davacı tarafa verilmesine,
6-Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden reddedilen miktar üzerinden hüküm tarihinde yürürlükte olan Avukatlık Kanunu ve Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre takdir ve hesaplanmış olan; 5.100,00-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
7-HMK.nun 333.maddesi uyarınca davacı tarafça yatırılan gider avansının sarf edilmeyen kısmının karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacı tarafa iadesine,
8-Davalı yargılama gideri yapmadığından, bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
Dair, davacının yüzüne karşı kararın taraflara tebliğinden itibaren 6100 sayılı yasanın 345. Maddesi uyarınca 2 haftalık kesin süresi içerisinde Bölge İstinaf Mahkemesine başvuru yolunun açık olduğu açıkça okunup usulün anlatıldı.30/12/2021

Katip …
E-imza

Hakim …
E-imza