Emsal Mahkeme Kararı İzmir 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/1209 E. 2022/1128 K. 30.12.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/1209
KARAR NO : 2022/1128

DAVA : Maddi ve Manevi Tazminat (Ölüm ve Cismani Zarar Sebebiyle)
DAVA TARİHİ : 22/10/2018
KARAR TARİHİ : 30/12/2022

Mahkememizde görülen davanın yapılan açık yargılaması sonucunda;
İDDİA ;
Davacılar vekili dava dilekçesi ile özetle; 21/02/2016 günü kaza yerinde durmayarak uzaklaştığından plakası sonradan belirlenebilen davalı sürücü …’in, yönetimindeki … plakalı araç ile ters yönden yola girmesi üzerine … plakalı aracın bu araca çarpmamak için sürücüsünün sola doğru direksiyon manevrasıyla kontrolünü kaybetmesi ve kavşağın içine dalmasıyla kavşağın orta refüjdeki kaldırımda karşıya geçmek üzere bekleyen yaya müvekkili …’ya çarparak ağır yaralanmasına sebebiyet verdiğini, sonra duramayarak karşı trafiğe ait kısma geçerek dava dışı sürücüsü … olan … plakalı araca çarpması sonucunda yaralamalı ve maddi hasarlı kazanın meydana geldiğini, … plakalı ZMM sigortacısının davalı … Sigorta A.Ş. olduğunu, İMM sigortacısının davalı … Sigorta Şirketi olduğunu, bu aracın kısa süreli kiralama ile rent a car olarak ticari işleteninin ve sahibinin davalı … İç ve Dış Tic. Su Sporları Den. Yatçılık Taş. Oto. Tur. Org. San. Tic. Ltd. Şti. olduğunu; … plakalı aracın ise kısa süreli kiralama ile rent a car olarak ticari işleteninin ve sahibinin … olduğunu, ZMMS sigortacısının … Sigorta A.Ş. olduğunu, olayla ilgili ceza yargılamasının İzmir 19. Asliye Ceza Mahkemesi’nin … Esas ve … Karar sayılı dava dosyasında yürütüldüğünü, bu dosyada trafik uzmanı bilirkişi …’den bilirkişi raporu aldırıldığını, bu rapora göre yaya …’nun ve … plakalı araç sürücüsü …’ın kusursuz, … plakalı araç sürücüsü …’in asli kusurlu, … plakalı araç sürücüsü …’nün tali kusurlu olduğunu; ceza dosyasında aldırılan kesin raporda müvekkili …’nun tamamen iyileşmesinin mümkün olmadığının belirlendiğini ve Fethiye Devlet Hastanesi Engelli Sağlık Kurulu’nun 08/06/2017 tarihli 1148 sayılı raporu ile % 82 engelli olarak belirlendiğini, Ortaca Sulh Hukuk Mahkemesi’nin … Esas sayılı dosyasında vasi tayinine ilişkin davada Muğla Sıtkı Koçman Üniversitesi Eğitim ve Araştırma Hastanesi Sağlık Kurulu’nun 20/03/2018 ve ……….sayılı raporunda “halen akli dengesinin akıllıca yaşam sürmek için yeterli olmadığı, kendi işlerini göremez durumda olduğu” hususunun belirlendiğini ve vasi tayini gerektiği görüşüne varıldığını, bu mahkemenin 04/05/2018 tarihli …Karar sayılı kararı ile …’nun kısıtlanarak eşi …’nun vasi olarak atandığını, bu müvekkilinin kaza sonrasında bilinç kaybı yaşadığından uzun süre ailesini hatırlayamadığını, ismini ve en basit kelimeleri unuttuğunu, halen kazayı hatırlamadığını, mevcut raporlarındaki engel oranının gerçek durumunu yansıtmadığını, 22/02/1954 doğumlu müvekkili …’nun 21/02/2016 kaza tarihinde 62 yaşında olduğunu, SGK tarafından karşılanmayan tedavi ve diğer giderlerin belirlenmesinin gerektiğini, kaza sonrası pek çok gider yapıldığını, toplu taşımadan yararlanamadığını, zorunlu devam eden muayene ve kontroller için İzmir’e ve Ortaca Merkez’deki ve Fethiye’deki hastanelere zorunlu olarak gidilip gelindiğini, davayı fazlaya ilişkin haklarını saklı tutarak 6100 sayılı HMK’nın 107. maddesi gereğince belirsiz alacak davası olarak açtıklarını, müvekkillerinin davalılardan hiçbir maddi ve manevi yardım görmediklerini, müvekkillerinin tamamının davaya konu kaza nedeniyle büyük manevi zarar gördüklerini belirterek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla ve şimdilik davanın HMK’nın 107. maddesi anlamında belirsiz alacak ve tespit davası olarak müvekkilinin SGK tarafından karşılanmayan her türlü muayene, ilaç, taşıma, yol ve bakıcı giderlerinden doğan giderleri için şimdilik 1.000,00 TL, güç kaybı tazminatı olarak 1.000,00 TL olmak üzere toplam 2.000,00 TL maddi tazminatın davalı sürücüler ve işleten-maliklerden kaza tarihinden itibaren işleyecek avans faiziyle, davalı ZMMS sigortacılarından sigorta poliçelerinde belirtilen sorumluluk limitlerini aşmamak üzere başvuru/ihbar tarihinden itibaren işleyecek avans faiziyle, ZMMS poliçe limitini aşan miktar bulunması ve ayrıca sigorta poliçelerinde klozun bulunması halinde sıralı sorumluluk nedeniyle poliçede belirtilen sorumluluk teminat limitlerini aşmamak üzere ZMMS sigorta poliçe limitini aşan miktara olay tarihinden işleyecek avans faiziyle davalı İhtiyari Mali Mesuliyet Sigortacısından olmak üzere davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacı …’ya vesayeten …’ya ödenmesine; davacı … için 150.000,00 TL, eşi … için 150.000,00 TL ve çocukları … ve … için 75.000,00’er TL olmak üzere toplam 450.000,00 TL manevi tazminatın olay tarihinden itibaren avans faiziyle davalı sürücüler, işleten-maliklerden ve sigorta poliçelerinde manevi tazminat klozu bulunması halinde poliçedeki sorumluluk limitlerini aşmamak üzere davalı İMM sigortacısı şirketlerden müştereken ve müteselsilen tahsiline, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalılara yükletilmesine karar verilmesini istemiştir.
Dava, ilk açılışında toplam 452.000,00 TL dava değeri üzerinden harcı yatırılmak suretiyle açılmıştır.
CEVAP ;
Davalı … vekili cevap dilekçesi ile özetle; zaman aşımı itirazında bulunduklarını, ceza dosyasındaki kusur oranlarını kabul etmediklerini, müvekkilinin kaza günü söz konusu yolda ters yönden gitmediğini, müvekkilinin kusurlu olmadığını, davaya konu yola bakan güvenlik kamera kayıtlarının ceza yargılamasında incelenmesi gerektiğini, mahkemece kusur oranlarının belirlenmesi için rapor aldırılmasını istediklerini, yine davacıların dava dilekçesinde ileri sürüldüğü şekilde maluliyetinin oluşup oluşmadığının ve bunun kazadan kaynaklanıp kaynaklanmadığının araştırılması gerektiğini, kabul anlamına gelmemek üzere ileri sürülen maluliyet oranını kabul etmediklerini, istenen manevi tazminat miktarının çok yüksek olduğunu, davada ileri sürülen alacak kalemlerinin yargılamayı gerektirdiğini, davayı kabul etmediklerini belirterek, davanın öncelikle zaman aşımı yönünden, aksi durumda esastan reddine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davacı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini istemiştir.
Davalı … İç ve Dış Tic. Su Sporları Den. Yatçılık Taş. Oto. Tur. Org. San. Tic. Ltd. Şti. vekili cevap dilekçesi ile özetle; müvekkilinin araç kiralama işiyle uğraştığını, filosunda bulunan araçları üçüncü kişilere kiraladığını, KTK anlamında işleten sıfatına haiz olan kişinin davalı … olduğunu, zira; aracın bu kişiye kiraya verildiğini, müvekkilinin işleten sorumluluğu ortadan kalktığı için davanın pasif husumet yokluğu nedeniyle reddedilmesi gerektiğini, kabul anlamına gelmemek üzere müvekkilinin … plakalı aracı çıkabilecek rizikolara karşı ZMM ve İMM sigortaları ile sigortalattığını, bu nedenle hukuki olarak sorumluluğu sigortalayanlara devrettiğini, bu nedenle tazminat isteklerinin muhatabı olamayacağını, bunun yanı sıra kusur durumunun, kazanın ileri sürüldüğü şekilde gelişip gelişmediğinin, meydana gelen kalıcı ve geçici maluliyet durumunun mahkeme tarafından ayrı ayrı değerlendirilmesi gerektiğini, manevi tazminat isteği yönünden aşırı zenginleşme doğuracak kadar yüksek istekte bulunulduğunu, kabul etmediklerini belirterek, davanın reddine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini istemiştir.
Davalı … Sigorta Şirketi vekili cevap dilekçesi ile özetle; … plakalı aracın 22/01/2016-18/12/2016 tarihleri arasında geçerli olmak üzere artan mali sorumluluk (İhtiyari Mali Mesuliyet) sigorta poliçesi ile sigortalandığını, toplam 500.000,00 TL’lik kombine artan mali mesuliyet limitinin belirlendiğini, dosyada kusur durumunun, davacının müterafik kusurunun belirlenmesi gerektiğini, yine davacının kaza öncesinde var olan rahatsızlıklarının maluliyet tayininde dikkate alınması gerektiğini, istenen manevi tazminat tutarının fahiş olduğunu, olayın iş kazası olup olmadığının ve davacı tarafa SGK tarafından bağlanan gelirin ilk peşin sermaye değerinin belirlenmesi gerektiğini, yalnızca ZMMS limitlerinin üzerinde kalan hasarlar yönünden İMM poliçesine husumet yöneltilebileceğini, sonuç olarak müvekkilinin sorumluluğunun ihtiyari mali mesuliyet sigortası genel şartlarının A.1 maddesi gereğince yalnızca ZMMS limitlerini aşan zararlarda ve yalnızca aşan kısım için söz konusu olabileceğini, istenen manevi tazminat miktarını kabul etmediklerini, avans faizi istenemeyeceğini belirterek, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Davalı … Sigorta A.Ş. vekili cevap dilekçesi ile özetle; … plakalı aracın ZMMS poliçesinin müvekkili tarafından düzenlendiğini, kabul anlamına gelmemek üzere davacının kazadan kaynaklı maluliylet oranının ATK 3. İhtisas Kurulu tarafından belirlenmesinin gerektiğini, geçici iş göremezlik tazminatı ve diğer giderler tedavi giderleri kapsamında olduğundan SGK tarafından karşılanmasının gerektiğini, müvekkilinin sorumluluğunun bulunmadığını, kabul anlamına gelmemek üzere müvekkilinin sorumluluğunun yalnızca sigortalı araç sürücüsünün kusuru oranında ve teminat limiti ile sınırlı olduğunu, tazminat hesabında gelirin asgari ücret olarak alınması ve hesabın trafik sigortası genel şartlarına uygun olarak yapılması gerektiğini, müvekkilinden istenebilecek faizin yasal faiz olması gerektiğini belirterek, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Davalı … Sigorta A.Ş. vekili cevap dilekçesi ile özetle; … plakalı aracın 18/12/2015- 18/12/2016 tarihleri arasında ZMMS poliçesi ile davalı şirket adına maluliyet halinde kaza tarihi itibariyle kişi başına 310.000,00 TL azami sorumluluk hadleri ile müvekkiline sigortalı olduğunu, söz konusu maddi teminat miktarının müvekkilinin bu poliçeden doğan sorumluluğunun üst limiti olduğunu, müvekkilinin manevi tazminattan sorumluluğunun bulunmadığını, nitekim bu isteğin müvekkiline yöneltilmediğini, kabul anlamına gelmemek üzere müvekkilinin sigortalısının kusuru oranında ve poliçe limiti ile sürekli iş göremezlik tazminatından sorumlu olabileceğini, öncelikle kusur oranının ve ardından maluliyet oranının belirlenmesinin gerektiğini, müvekkilinin geçici iş göremezlik tazminatı başta olmak üzeer tedavi ve bakım giderlerine ilişkin herhangi bir sorumluluğunun bulunmadığını, davacı tarafın dava öncesinde kanunun belirlediği belgeleri müvekkiline iletmediğini, bu nedenle müvekkilinin ancak dava tarihinden itibaren yasal faizle sorumlu tutulabileceğini belirterek davanın reddine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davacı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini istemiştir.
Davalı … vekili cevap dilekçesi ile özetle; dava konusu müvekkili adına kayıtlı olan aracın geçici bir süre müvekkili adına kayıtlı olup, bu işlem muvazaalı olduğundan geçersiz olduğunu; müvekkilinin, Ferdi Ülkar ile ortaklık yaptığı ve İZMİRADA RENT A CAR adı altında araç kiralama işine yeni başladığı dönemlerde … ile aynı çevrede………..’ı işletmesi nedeniyle tanıştığını, aaman zaman kiralık araç gerektiğinde birbirlerine müşteri gönderdiklerini, kaza tarihinden kısa bir süre önce …’nın mali olarak problem yaşama ihtimali olduğundan muvazaalı olarak toplamda yaklaşık 10 kadar aracını müvekkiline ve ortağına noterde geçici süre ile devrettiğini ncak araçları kiraya vermeye ve kullanmaya kendisinin devam ettiğini, bu işlemi sadece olası ekonomik probleme karşı mal kaçırmak amacı ile muvazaalı yaptığını, yaklaşık 3 ay sonra da araçların devrini yine kendi üzerine aldığını, muvazaalı işlemler geçersiz olduğundan müvekkilinin bu dava açısından sorumluluğunun doğmadığını belirterek, …’nın davaya dahil edilmesine, müvekkili açısından davanın reddine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacıya yükletilmesine karar verilmesini istemiştir.
DELİLLER ;
Zorunlu mali mesuliyet ve ihtiyari mali mesuliyet poliçe örnekleri, hasar dosyaları, İzmir 19. Asliye Ceza Mahkemesi’nin 10/05/2017 tarihli, … Esas ve … Karar sayılı dava dosyası, gerçek kişi tarafların ekonomik ve sosyal durum araştırmaları, trafik kayıtları, SGK yazısı, tanık anlatımları, iş göremezliğe, kusura ve zarar miktarına ilişkin raporlar.
GEREKÇE ;
Dava; trafik kazasına dayalı maddi ve manevi tazminatın tahsili istemine ilişkindir.
Taraflar arasındaki uyuşmazlığın mahkememizce; “davacı İsmail’in meydana gelen kaza nedeniyle maluliyeti sonucunda efor kaybına uğrayıp uğramadığı, efor kaybının ne oranda olduğu, kaza ile bu kayıp arasında illiyet bağının bulunup bulunmadığı, davacı İsmail’in SGK tarafından karşılanmayan tedavi giderinin bulunup bulunmadığı, varsa bu miktarın ne olduğu, tedavi için yol giderinin ne miktarda olacağı, bakıcı ücretine davacının hak kazanıp kazanmayacağı, bakım ihtiyacının olup olmadığı ve varsa ne miktarda tazminat isteyebileceği, zaman aşımının bulunup bulunmadığı, davalıların istenilen tazminat kalemlerinden sorumlu olup olmadıkları, her bir davalının sorumlu olduğu miktarın ne olduğu, davacıların manevi tazminat isteyip isteyemeyecekleri, manevi tazminatın koşullarının oluşup oluşmadığı, meydana gelen kazaya karışan tarafların ve davacı İsmail’in kusurlarının bulunup bulunadığı, kusuru bulunuyor ise tarafların orantısal kusur oranlarının ne olduğu, davacının hangi tarihten itibaren ne tür faiz isteyebileceği” konularında olduğu belirlenmiştir.
2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 109/2. maddesindeki davanın cezayı gerektiren bir fiilden doğmuş olması ve ceza kanununun bu fiil için daha uzun bir zaman aşımı süresi öngörmüş bulunması halinde, bu sürenin maddi tazminat istekleri için de geçerli olacağına ilişkin düzenleme uyarınca davalı sigorta şirketi hakkında dahi uzatılmış ceza zaman aşımı süresinin uygulanması gerekeceğinden, davalı vekilinin zaman aşımı itirazının reddine karar verilmiştir.
Ortaca Sulh Hukuk Mahkemesi’nin 04/05/2018 tarihli, … Esas ve …Karar sayılı kararı incelendiğinde; kısıtlının …, vasinin … olduğu, mahkemece “…’nun 4721 sayılı TMK’nın 405/1 maddesi gereğince hastalık nedeniyle 1 yıl süre ile kısıtlanmasına, …’nun kendisine vasi olarak tayinine” karar verildiği görülmüştür.
Ortaca Sulh Hukuk Mahkemesi’nin 27/06/2018 tarihli, … Esas ve …Karar sayılı ek kararı incelendiğinde; kısıtlının …, vasinin … olduğu, vasiye “TMK’nın 462/8 maddesi uyarınca maddi tazminat davası açabilmesi ve 100.000,00 TL taleple manevi tazminat davası açabilmesi için husumete izin ve yetki verilmesine” karar verildiği görülmüştür. Bu karar 13/06/2018 tarihinde kesinleşmiştir.
Ortaca Sulh Hukuk Mahkemesi’nin 22/12/2022 tarihli, … Esas ve …Karar sayılı ek kararı incelendiğinde; “Kısıtlı …’nun yararına olacağından 150.000,00 TL manevi tazminat isteği yönünden HUSUMETE İZİN VE YETKİ VERİLMESİNE” ilişkin karar verildiği anlaşıldı.
… plakalı aracın trafik kaydı incelendiğinde; 2010 model ve kamyonet cinsinde olduğu, 21/02/2016 tarihinde … adına kayıtlı olduğu, 23/10/2018 tarihinde Amine İşçi adına kyıtlı olduğu ve bu kaydın bu şekilde devam ettiği görülmüştür.
… plakalı aracın trafik kaydı incelendiğinde; Fiat Linea marka hususi araç olduğu, davalı … İç ve Dış Tic. Su Sporları Den. Yatçılık Taş. Oto. Tur. Org. San. Tic. Ltd. Şti. adına kayıtlı olduğu görülmüştür.
… plakalı araçla ilgili ZMMS poliçesi incelendiğinde; kaza tarihini kapsar şekilde ZMMS poliçesinin davalı … Sigorta A.Ş. tarafından düzenlendiği, poliçede ölüm/sakatlık giderleri teminatının 310.000,00 TL olarak belirlendiği görülmüştür.
… plakalı araçla ilgili ZMMS poliçesi incelendiğinde; kaza tarihini kapsar şekilde ZMMS poliçesinin davalı … Sigorta A.Ş. tarafından düzenlendiği, poliçede ölüm/sakatlık giderleri teminatının 310.000,00 TL olarak belirlendiği görülmüştür.
… plakalı Tofaş Fiat marka aracın 18/12/2015- 22/01/2016 arası artan mali sorumluluk poliçesi incelendiğinde; davalı … Sigorta Şirketi tarafından düzenlendiği, sigorta bedelinin kombine tek limit 500.000,00 TL olarak gösterildiği görülmüştür.
… Sigorta Şirketi vekili 22/01/2019 havale tarihli dilekçesiyle; davacı tarafından dava konusu kazaya ilişkin olarak dava öncesinde başvuru yapılmadığını, bu nedenle hasar dosyası açılmadığını ve ödeme yapılmadığını bildirmiştir.
Davacı tarafın aile nüfus kayıt tablosu incelendiğinde; davacı …’nun 22/02/1954 doğumlu olduğu, davacı (eş) …’nun 08/03/1960 doğumlu olduğu, davacı (çocuk) …’nun 01/03/1981 doğumlu olduğu (kaza tarihinde 35 yaşında), davacı (çocuk) …’nun 20/05/1983 (33 yaşında) doğumlu olduğu görülmüştür.
Yapılan ekonomik ve sosyal durum araştırmasında; davacı …’nun; emekli olduğu, aylık 4.000,00 TL gelirinin bulunduğu, kızına ait evde eşi ile birlikte oturduğu, eşinin ev hanımı olduğu, aracının bulunmadığı, ortaokul mezunu ve 58 yaşında olduğu; davacı …’nun; geçimini eşinin sağladığı, bankada birikiminin olduğu, başkaca gelirinin olmadığı, oturduğu evin kızına ait olduğu, eşi ile birlikte oturduğu, eşinin emekli olduğu, araç kaydının olmadığı, ilkokul mezunu, ev hanımı ve 52 yaşında olduğu; davacı …’nun; hava limanında güvenlik şefi olduğu, asgari ücret elde ettiği, başka gelirinin bulunmadığı, kendisine ait evde oturduğu, bakmakla yükümlü olduğu eşi ve bir çocuğunun bulunduğu, eşinin öğretmen olduğu, eşine ait tarla ve aracın olduğu, üniversite mezunu ve 39 yaşında olduğu; davacı …’nun; öğretmen olduğu, aylık 6.000,00 TL gelirinin bulunduğu, İstanbul’da aylık 1.200,00 TL kira bedeli ile kirada eşi ile birlikte oturduğu, eşinin mühendis olduğu, araç kaydının bulunmadığı, Ortaca’da evinin olduğu, bu evde babasının oturduğu, 58 yaşında olduğu; davalı …’in; metal işi yaptığı, 5.500,00 TL asgari ücret aldığı, başkaca gelirinin bulunmadığı, 1.600,00 TL kira bedeli ile kirada oturduğu, bakmakla yükümlü olduğu eşinin ve üç çocuğunun bulunduğu, üzerine kayıtlı mal varlığının bulunmadığı, ilköğretim mezunu ve 47 yaşında olduğu; davalı …’ın; satış elemanı olarak çalıştığı, asgari ücret aldığı, kirada oturduğu, aylık 1.500,00 TL kira bedeli ödediği, bakmakla yükümlü olduğu eşi ve iki çocuğunun olduğu, üzerine kayıtlı 24 m2 dükkanın olduğu ve değerinin 150.000,00 TL olduğu, 250.000,00 TL değerinde 2019 model aracının ve motosikletinin olduğu belirlenmiştir. Davalı …’nün ise; ekonomik ve sosyal durum araştırmasından sonuç alınamaması nedeniyle sistemden mal varlığı sorgusu yapılmış, herhangi bir mal varlığına rastlanmamıştır. Bu davalının İzmir 19. Asliye Ceza Mahkemesi’nin … Esas sayılı dosyasında 28/06/2016 tarihli duruşmada tutanağa geçen “evli, 2 çocuklu olduğu, şoför olduğu, aylık ortalama 2.000,00 TL gelirinin bulunduğu” şeklindeki beyanı ve mal varlığı sorgusu üzerinden değerlendirme yapılmıştır.
SGK tarafından gönderilen cevabi yazıda; davacı …’ya 15/10/1996 tarihinden itibaren emekli aylığı bağlandığı, ilgili hakkında 5510 sayılı kanunun 39. Maddesi kapsamında rücu hakkı mevcut olmadığından peşin sermaye değerinin bildirilmediği bildirilmiştir.
Davacılar vekili 25/01/2022 tarihli ayrıştırma dilekçesi ile; isteklerinin TBK’nın 54. maddesi kapsamındaki zarar ve giderler olduğunu, güç kaybı için (HMK’nın 107. maddesi kapsamında belirsiz alacak olarak) şimdilik 1.000,00 TL, yine (HMK’nın 107. maddesi kapsamında belirsiz alacak olarak) SGK’ca karşılanmayacak olan her türlü muayene, ilaç, taşıma, yol ve bakıcı giderlerinden doğan tedavi ve tedaviyi kolaylaştırıcı giderler için şimdilik 1.000,00 TL alacak istediklerini, bunların muayene için 300,00 TL, ilaç için 100,00 TL, taşıma için 200,00 TL, yol için 100,00 TL, bakım-bakıcı gideri olarak da 300,00 TL olmak üzere şimdilik toplam 2.000,00 TL olduğunu belirtmiştir.
Davacılar vekili ayrı ayrı 04/07/2017 tarihli dilekçeleri ile hem davalı … Sigorta A.Ş.’ye hem de davalı … Sigorta A.ŞP.’ye başvurmuş ve sigortalı … plakalı araç ile sigortalı … plakalı aracın karıştığı kazadan dolayı ödenmesi gereken teminatın hesaplanıp ödenmesini istemiştir. Dilekçelerine vekaletnamesini, Fethiye Devlet Hastanesi’nin engellilik raporunu, …’nun TC kimlik numarasını, 03/08/2013 tarihli trafik uzmanı bilirkişi raporunu, …’nun son 3-4 aylık deöneme ilişkin ücret belgelerini, tazminatın ödeneceği banka ve iban bilgilerini, sürücü …’in ifade tutanak örneğini, bu kişinin ceza dosyasındaki ifade tutanağını eklemiştir. Her iki başvuru da davalı sigorta şirketlerine 10/07/2017 tarihinde ulaşmıştır. Sigorta şirketlerinin eksik olduğunu bildirdikleri “tedavi sürecine ilişkin epikriz, muayene, tetkik raporları ile genel adli muayene raporu” davacı tarafça tamamlanmış ve her iki davalı sigorta şirketine de ayrı ayrı 29/08/2017 tarihinde gönderilmiştir.
Davacı tanığı … anlatımında; “Davacı … benim 15 yıllık komşum olur. Yaklaşık 2-3 sene önce bir kaza meydana geldi. Davacı … yol kenarında yürürken araba gelmiş ve çarpmış. Kaza anını görmedim. Kazadan sonra davacı yoğun bakımda çok yattı. Sağlıklı bir kişi iken, kazadan sonra konuşmasında ve ruhsal durumunda bozulmalar meydana geldi. Diğer davacıları tanırım.” demiştir.
Davacı tanığı … anlatımında; “Davacıları 1990 yılından beri tanırım. 2016 yılında kaza meydana geldi. Kaza İzmir’de olduğu için görmedim. Davacılardan sadece … kaza yapmıştır. … 15 gün hastanede kaldı. 9 günü yoğun bakımda geçti. Benim bildiğim kadarıyla … durakta beklerken bir araba çarptığını duydum. …’da şu an geçmiş ile dağlar kadar fark var. Epileptik ilaçlar kullanıyor. Ben eczacı teknikeri olduğum için biliyorum. Sürekli ilaçları bizden alır, takip ediyorum. Önce bu ilaçları kullanmıyordu. Yürümede sorun yok ama hareketleri eskisi gibi değil. Bir de konuşmasında bozukluklar var.” demiştir.
Davacı tanığı … anlatımında; “Davacıları tanırım. Davacı … benim komşum olur. Davacı …’nun kazadan sonra oğlu …’nun evinde iyileşme süreci geçtiği için sürekli gördüm. En çok olayı ben biliyorum. Kaza İzmir’de oldu. Biz kazayı telefonla öğrendik. 9 gün ölecek diye telefon bekledik. Yoğun bakımda 9 gün kaldı. Davacı …’ya bütün mahalle baktı sayılır. Yemeği, konuşmayı, yürümeyi unuttu. Önceden sağlıklıyken kazadan sonra psikolojisi, fiziksel ve ruhsal yönden çok kötü durumda. Davacının eski haliyle yeni halini görseniz tanıyamazsınız. Suyu bile içemiyordu. Şimdi içmeye başladı. Sürekli doktor kontrolünde. Epilepsi krizleri geçiyor. Çok asabi oldu.” demiştir.
Davacı tanığı Ersin Özkan anlatımında; “Davacıları 25 yıldır tanıyorum. Davacılar benim komşum olur. Kazayı duydum. Durakta araba çarptığını duydum. Ölümcül kaza yaptılar dediler. Kafasından darbe aldığını, çok ağır olduğunu söylediler. Hatta ölecek bile dediler. İzmir’de 2 aydan fazla kaldılar. Geldiğinde bitikti, kendini bilmiyordu. Kimseyi bilmiyordu. Okuma yazma herşey bitikti. Önceden sağlam kişiydi. Önceden çok sakin kişiydi. Kazadan sonra sinirli biri haline geldi. Birşey söylüyorsun iyiliğine, ters anlıyor. İlk geldiği zamanlar daha kötüydü. Takma dişi vardı. Onu bile taktırmıyordu. Yeme içmesi ilk zamanlar çok zordu. Kazadan sonra tamamen başka bir insan oldu. Birden sinirleniyor. Yolda yürürken bile sendeleyerek yürüyor.” demiştir.
İzmir 19. Asliye Ceza Mahkemesi’nin 10/05/2017 tarihli, … Esas ve … Karar sayılı kararı incelendiğinde; katılanın … olduğu, kamu davasının sanıklar … ve …’in davamızın da konusu olan 21/02/2016 tarihli kaza nedeniyle taksirle bir kişinin yaralanmasımna neden olma suçu nedeniyle cezalandırılmaları istemiyle açıldığı, kusur durumuna ilişkin olarak trafik uzmanı bilirkişi … tarafından düzenlenen 03/08/2013 tarihli raporda; “kazanın oluşunda şüpheli sürücü …’nün 2918 sayılı KTK’nın 52/A maddesi gereğince tali kusurlu olduğu, şüpheli sürücü …’in aynı kanunun 47/ (C-D) maddesinin ihlalinden dolayı ağırlıklı derecede asli kusurlu olduğu, müteki yaya …’ya yüklenebilecek kusurn bulunmadığı, müşteki sürücü …’a yüklenebilecek kusurun bulunmadığı” görüşüne yer verildiği, mahkemece, her iki sanığın atılı suç nedeniyle mahkumiyetlerine karar verildiği, verilen kararın istinaf kanun yoluna başvurulmaksızın18/05/2017 tarihinde kesinleştiği görülmüştür.
Davaya konu kazayla ilgili olarak Ankara Adli Tıp Kurumu Trafik İhtisas Dairesi Başkanlığı tarafından düzenlenen 30/01/2020 tarihli raporda; kazanın oluşunda davalı sürücü …’nün % 25 oranında, davalı sürücü …’in % 75 oranında kusurlu oldukları, davacı yaya …’nun kusursuz olduğu, başkaca kişi veya unsura yüklenebilecek kusurun bulunmadığı bildirilmiştir.
Muğla Sıtkı Koçman Üniversitesi Adli Tıp Anabilim Dalı Başkanlığı tarafından düzenlenen 05/04/2020 tarihli raporda; 03/08/2013 tarihli ve 28727 sayılı Resmi Gazete’de yayınlanan Maluliyet Tespit İşlemleri Yönetmeliği ve 11/10/2018 tarihli ve 27021 sayılı Resmi Gazete’de yayınlanan Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği Ekindeki Meslekte Kazanma Gücünün Azalma Oranları Tespit Cetveli kapsamında davacı …’da tespit belirlenen sekellerin 21/02/2016 tarihli kaza ile nedenselliğinin bulunduğu, kişinin meslekte kazanma gücündeki kayıp oranının % 73 olduğu, iyileşme süresinin 360 güne kadar uzayabileceği, sürekli bakıma muhtaç olduğu, SGK kapsamı dışında fatura edilmeyen iyileşme giderleri yönünden bu giderlerin hepsinin belgelenmesi güç olduğundan ayrı ayrı hesaplamak yerine hakkaniyete uygun bir şekilde toplu olarak belirtilmesinin daha bilimsel olacağı, bu çerçevede davacı …’nun kaza yeri yerleşim yeri, tedavi olduğu sağlık kuruluşu, yaralanmasının ağırlık ölçütü ve tedavi süreci dikkate alındığında SGK kapsamı dışında kalan kaçınılmaz giderlerinin 10.000,00 TL olarak kabul edilmesinin uygun olacağı bildirilmiştir.
Muğla Sıtkı Koçman Üniversitesi Tıp Fakültesi Adli Tıp Anabilim Dalı Başkanlığı tarafından düzenlenen 27/07/2021 tarihli raporda; davacı …’da belirlenen sekellerin 21/02/2016 tarihli kaza ile nedenselliğinin bulunduğu; Özürlülük Ölçütü Sınıflandırması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurulu Raporları Hakkında Yönetmelik kapsamında davacının tüm vücut engellilik oranının % 66 olduğu, iyileşme süresinin 360 güne kadar uzayabileceği, sürekli bakıma muhtaç olduğu, SGK kapsamı dışında fatura edilmeyen iyileşme giderleri yönünden bu giderlerin hepsinin belgelenmesi güç olduğundan ayrı ayrı hesaplamak yerine hakkaniyete uygun bir şekilde toplu olarak belirtilmesinin daha bilimsel olacağı, kişinin kaza tarihi olan 21/02/2016 ile 17/01/2017 tarihleri arasındaki yaklaşık 1 yıllık süreçte yatarak ya da ayaktan tedavi ve kontrollerle hastane sürecinin devam ettiğinin anlaşıldığını, bu süreç ve hastaneden çıktıktan sonraki sık kontrol ve tetkiklerin yapıldığı erken dönemde daha yoğun olmak üzere takip, bakım ve ihtiyaçlarının giderilmesi açısından refakatçi ve yakınlarının belgelenmesi mümkün olmayan ulaşım ve yeme içme giderlerinin olacağının aşikar olduğunu, bu çerçevede davacı …’nun kaza yeri yerleşim yeri, tedavi olduğu sağlık kuruluşu, yaralanmasının ağırlık ölçütü ve tedavi süreci dikkate alındığında SGK kapsamı dışında kalan belgesiz ancak zorunlu harcama giderlerinin iyileşme süresi olarak belirlenen ilk yılda 1.000,00 TL’den kabul edilmesinin uygun olacağı, buna göre ilk yıl için 12 x 1.000,00 TL= 12.000,00 TL olarak kabul edilmesinin uygun olacağı bildirilmiştir.
Hesap uzmanı bilirkişi … hazırlayıp sunduğu 16/03/2022 havale tarihli raporunda özetle; davacının kalıcı sakatlık zararının % 66 özür oranına göre 413.451,09 TL olarak hesaplandığını, bu bedelin % 75’ine tekabül eden 310.088,31 TL’nin tamamından davalılar … plakalı araç sürücüsü … ile araç sahibi … İç ve Dış Tic. Su Sporları Den. Yatçılık Taş. Oto. Tur. Org. San. Tic. Ltd. Şti.’nin kaza tarihinden itibaren ZMMS poliçesini düzenleyen … Sigorta’nın ölüm/sakatlık giderleri teminatı olan 310.000,00 TL’sinden kendisine başvuru yapılan tarihe 8 iş günü ilavesiyle bulunan 20/07/2017 tarihinden itibaren, ZMMS ölüm/sakatlık teminatını aşan 88,31 TL’sinden Anadolu Sigorta’nın dava tarihinden itibaren sorumlu olduklarını; % 25’ine tekabül eden 103.362,77 TL’nin tamamından … plakalı araç sürücüsü … ve sahibi …’ın kaza tarihinden itibaren, ZMMS poliçesini düzenleyen … Sigorta A.Ş.’nin dava tarihinden itibaren sorumlu olduklarını, davacının iyileşme evresi zararları ve tedavi giderlerine ilişkin olarak adli sağlık kurulu tarafından SGK tarafından karşılanmayan 12.000,00 TL yol vb. tedavi giderlerinin hesaplandığını, geçici iş göremezlik evresi için taraflarınca 14.288,20 TL geçici iş göremezlik tazminatının ve sürekli bakım ihtiyacı için de 761.091,50 TL bakım giderinin hesaplandığını, böylece toplam iyileşme evresi zararları ve tedavi giderlerine ilişkin olarak 787.379,70 TL maddi zararın bulunduğunu, bu bedelin % 75’ine tekabül eden 590.534,77 TL’nin tamamından davalılar … plakalı araç sürücüsü … ile araç sahibi … İç ve Dış Tic. Su Sporları Den. Yatçılık Taş. Oto. Tur. Org. San. Tic. Ltd. Şti.’nin kaza tarihinden itibaren ZMMS poliçesini düzenleyen … Sigorta’nın ölüm/sakatlık giderleri teminatı olan 310.000,00 TL’sinden kendisine başvuru yapılan tarihe 8 iş günü ilavesiyle bulunan 20/07/2017 tarihinden itibaren, ZMMS ölüm/sakatlık teminatını aşan 280.534,77 TL’sinden Anadolu Sigorta’nın dava tarihinden itibaren sorumlu olduklarını; % 25’ine tekabül eden 196.844,92 TL’nin tamamından … plakalı araç sürücüsü … ve sahibi …’ın kaza tarihinden itibaren, ZMMS poliçesini düzenleyen … Sigorta A.Ş.’nin dava tarihinden itibaren sorumlu olduklarını, hesaplanan maddi zararlar mahsup edildikten sonra Anadolu sigortanın İMMS teminatının 280.623,08 TL kalacağını, mahkemece hüküm altına alınması halinde manevi tazminattan da bu limit dahilinde sorumlu olacağını, ZMMS poliçesi düzenleyen … ve … sigorta şirketlerinin manevi tazminat sorumluluklarının bulunmadığını, uyuşmazlık konusu kazaya karışan her iki aracın da ticari nitelikte olduğunu bildirmiştir.
Davacılar vekili 05/05/2022 tarihli bedel artırım dilekçesi ile; güç kaybı (kalıcı sakatlık zararı) için 1.000,00 TL’den 412.451,09 TL artırarak 413.451,09 TL ye, bilirkişinin iyileşme evresi zararları ve tedavi giderleri şeklinde belirttiği dava dilekçesinde SGK’ca karşılanmayacak olan her türlü muayene, ilaç, taşıma, yol ve bakıcı giderlerinden doğan tedavi ve tedaviyi kolaylaştırıcı giderler için (muayene 300,00 TL, ilaç 100,00 TL, taşıma 200,00 TL, yol 100,00 TL, bakım-bakıcı gideri olarak da 300,00 TL) olarak açıkladıkları 1.000,00 TL alacağı 786.379,70 TL artırarak 787.379,70 TL olmak üzere; toplam 2.000,00 TL olan alacağı 1.198.830,79 TL artırarak ve tamamlama harcını da ikmalle 1.200.830, 79 TL’ye artırdıklarını; 1.200.830,79 TL maddi tazminatın (tahsilde tekerrüre sebebiyet vermemek ve ayrıca davalı sigortacılar bakımından poliçelerindeki limitleri aşmamak kaydı ile) kazaya neden olan … ve … plakalı araçların davalı sürücüleri … ve … ile davalı işleten malikleri … İç ve Dış Tic. Su Sporları Denizcilik Yatçılık Taşımacılık Oto. Tur. Org. Sn. Ltd. Şti. ve …’tan 21/02/2016 olay tarihinden itibaren işleyecek ticari avans faiziyle müşterek ve müteselsilen tahsiline; güç kaybı (kalıcı sakatlık zararı) 413.451,09 TL olarak belirlenen alacağın; poliçelerinde yazılı sakatlık giderleri teminatları limitlerini aşmamak üzere davalılar ZMMS sigortacısı … Sigorta A.Ş. ve … Sigorta A.Ş.’den müşterek ve müteselsilen (başvuru tarihi 10/07/2017 olduğundan 8 iş günü ilave ile) 20/07/2017 tarihinden itibaren işleyecek ticari avans faiziyle tahsiline; bilirkişinin iyileşme evresi zararları ve tedavi giderleri şeklinde belirttiği dava dilekçesinde SGK’ca karşılanmayacak olan her türlü muayene, ilaç, taşıma, yol ve bakıcı giderlerinden doğan tedavi ve tedaviyi kolaylaştırıcı giderler olarak açıkladıkları 787.379,70 TL olarak belirlenen alacaktan 620.000,00 TL’lik alacak miktarının poliçelerindeki ayrı ayrı yazılı 310.000,00’er TL’lik sağlık giderleri teminatları limitleri aşmamak üzere davalılar ZMMS sigortacısı … Sigorta A.Ş. ve … Sigorta A.Ş.’den müşterek ve müteselsilen (başvuru tarihleri 10/07/2017 olduğundan 8 iş günü ilave ile) 20/07/2017 tarihinden itibaren işleyecek ticari avans faiziyle birlikte tahsiline; bilirkişinin iyileşme evresi zararları ve tedavi giderleri şeklinde belirttiği dava dilekçesinde SGK’ca karşılanmayacak olan her türlü muayene, ilaç, taşıma, yol ve bakıcı giderlerinden doğan tedavi ve tedaviyi kolaylaştırıcı giderler olarak açıkladıkları 787.379,70 TL olarak belirlenen alacağın sıralı sorumluluk gereği ZMMS poliçeleri limitini aşan 167.379,70 TL’sinin davalı İMM (Artan Mali Mesuliyet) sigortacısı … Sigorta A.Ş.’den 21/02/2016 tarihinden itibaren işleyecek ticari avans faiziyle birlikte tahsilleri ile davacı …’ya vesayeten …’ya verilmesine; … ve eşi davacı … için 150.000,00’er TL, çocukları … ve … için 75.000,00’er TL olmak üzere 450.000,00 TL manevi tazminatın 21/02/2016 tarihinden itibaren işleyecek ticari avans faiziyle davalı sürücüler … ve … ile davalı işleten malikler … İç ve Dış Tic. Su Sporları Denizcilik Yatçılık Taşımacılık Oto. Tur. Org. Sn. Ltd. Şti. ve … ile poliçesinde yazılı limiti geçmemek üzere davalı İMM (Artan Mali Mesuliyet) sigortacısı … Sigorta A.Ş.’den müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacı müvekkillerine (davacı … bakımından vesayeten …’ya) verilmesine; yargılama harç ve giderleriyle, vekalet ücretlerinin de davalılara yükletilmesine karar verilmesini istemiştir.
Davacılar vekili dilekçesinde ve 26/04/2022 tarihli duruşmada; dava konusu aracın plakası … olarak geçmiş ise de; doğru plakanın … olduğunu bildirmiştir.
Maluliyete ilişkin alınacak raporların 11/10/2008 tarihinden önce Sosyal Sigorta Sağlık İşlemleri Tüzüğüne, 11/10/2008 tarihi ile 01/09/2013 tarihleri arasında Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği, 01/09/2013-01/06/2015 tarihleri arası Maluliyet Tespiti İşlemleri Yönetmeliği, 01/06/2015-20/02/2019 tarihleri arası Özürlülük Ölçütü, Sınıflandırması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurul Raporları Hakkında Yönetmelik, 20/02/2019 tarihinden sonra Erişkinler İçin Engellilik Değerlendirmesi Hakkında Yönetmelik hükümleri dikkate alınarak yapılması gereklidir. İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi’nin emsal 01/07/2021 tarihli, 2020/2210 Esas ve 2021/612 Karar sayılı kararı da bu yöndedir. Dava konusu kaza 21/02/2016 tarihinde gerçekleştiğinden, Muğla Sıtkı Koçman Üniversitesi Tıp Fakültesi Adli Tıp Anabilim Dalı Başkanlığı tarafından Özürlülük Ölçütü, Sınıflandırması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurul Raporları Hakkında Yönetmelik hükümleri dikkate alınarak hazırlanan 27/07/2021 tarihli iş göremezlik raporuna göre değerlendirme yapılmıştır.
Anayasa Mahkemesi’nin 17/07/2020 tarihli, 2019/40 Esas ve 2020/40 Karar sayılı iptal kararı ile 14/04/2016 tarihli, 6704 sayılı kanunun 3. maddesiyle değiştirilen 2918 sayılı KTK’nın 90. maddesinin 1. cümlesinde yer alan “… ve bu kanun çerçevesinde hazırlanan genel şartlarda…” ibaresinin, 2. cümlesinde yer alan “… ve genel şartlarda…” ibaresinin iptaline karar verilmiş, bu karar 9 Ekim 2020 tarihli, 31269 sayılı Resmi Gazete’de yayınlanmıştır. Anayasa Mahkemesi’nin somut norm denetimi sonucunda verdiği iptal kararları Resmî Gazete’de yayımlanması ile sonuç doğuracak ve eldeki tüm uyuşmazlıklara uygulanması gerekecektir. İptal kararı sonrasında oluşan yeni duruma göre KTK’nun 90. maddesi hükmü dikkate alındığında, zarar gören hak sahiplerinin zarar veren 3.kişilerden ve sigorta şirketinden isteyebilecekleri tazminatın kapsamının belirlenmesinde kullanılacak yöntem ve ölçütler konusunda kısıtlama bulunmadığından, davacının uğradığı iş göremezlik zararının tespitinde 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu hükümleri dikkate alınarak Yargıtay tarafından uzun yıllardır benimsenen progresif rant (% 10 artırım ve iskonto) yöntemi ve Başbakanlık Hazine Müsteşarlığı, Hacettepe Üniversitesi Fen Fakültesi Aktüerya Bilimleri Bölümü, BNB Danışmanlık, Marmara Üniversitesi ve Başkent Üniversitesi’nin çalışmalarıyla hazırlanan “TRH 2010” adı verilen “Ulusal Mortalite Tablosu”nun uygulanmasına geçilmiştir. SGK tarafından da ilk peşin sermaye değerlerinin hesabında bu tablonun uygulanmasına geçilmiştir. Yargıtay 17. Hukuk Dairesi’nin 24/02/2021 tarihli, 2020/344 Esas ve 2021/1850 Karar sayılı kararı ile; “gerçek zarar hesabının özü itibariyle varsayımlara dayalı bir hesap olduğu, gerçeğe en yakın verilerin kullanılmasının esas olduğu, bu durumda diğer kurumlar ile ve Yargıtay Daireleri arasında tazminat hesabında birliğin sağlanması açısından ve yine bu tablonun ülkemize özgü ve güncel verileri içermesi de göz önüne alındığında tazminat hesaplarında bakiye ömrün belirlenmesinde TRH 2010 tablosunun esas alınmasının güncellenen ülke gerçeklerine daha uygun olacağı” hususunun tespit ve kabul edilmesi karşısında bu ilkeler çerçevesinde düzenlenen hesap uzmanı bilirkişinin raporu mahkememizce hükme esas alınmıştır.
Sorumluluğu doğuran olayın zarar görenin vücut bütünlüğünü ihlal etmesi hali 6098 sayılı TBK’nın 54. maddesinde özel olarak düzenlenmiştir. Bu düzenleme gereğince, vücut bütünlüğünün ihlali halinde mağdurun mal varlığında meydana gelmesi muhtemel olan azalmanın ve dolayısıyla maddi zararın türleri; tedavi giderleri, kazanç kaybı, çalışma gücünün azalmasından ya da yitirilmesinden doğan kayıplar ve ekonomik geleceğin sarsılmasından doğan kayıplardır.
2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 91/1. maddesinde; “işletenlerin, bu kanunun 85/1.maddesine göre olan sorumluluklarının karşılanmasını sağlamak üzere mali sorumluluk sigortası yaptırmalarının zorunlu olduğu”; 85/1.maddesinde; “bir motorlu aracın işletilmesi bir kimsenin ölümüne veya yararlanmasına yahut bir şeyin zarara uğramasına sebep olursa, motorlu aracın bir teşebbüsün ünvanı veya işletme adı altında veya bu teşebbüs tarafından kesilen biletle işletilmesi halinde, motorlu aracın işleteni ve bağlı olduğu teşebbüsün sahibi, doğan zarardan müştereken ve müteselsilen sorumlu olacağı”; 85/son maddesinde ise; “işleten ve araç işleticisi teşebbüsün sahibinin, aracın sürücüsünün veya aracın kullanılmasına katılan yardımcı kişilerin kusurundan kendi kusuru gibi sorumlu olacağı” düzenlemelerine yer verilmiştir. Yine; Karayolları Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartlarının A-1. maddesinde de; “Sigortacı bu poliçede tanımlanan motorlu aracın işletilmesi sırasında bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına veya bir şeyin zarara uğramasına sebebiyet vermesinden dolayı 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’na göre işletene düşen hukuki sorumluluğu, zorunlu sigorta limitlerine kadar temin eder.” denmiştir. Motorlu Kara Taşıt Araçları İhtiyari Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartlarının 1. maddesind ise; “Sigortacının, zorunlu mali sorumluluk sigortası poliçe limitinin dışında (üstünde) kalan miktardan başlayıp, ihtiyari mali sorumluluk sigortası teminat limitine kadar sorumlu olacağı” düzenlenmiştir. Sigortacı limit ve aynı zamanda gerçek zarar miktarı ile sorumludur. İhtiyari mali sorumluluk sigortasının kapsamının başlangıç noktası ise zorunlu mali sorumluluk sigortasının limitinin üzerinde kalan kısımdır. Dolayısıyla, yasa koyucu trafik sigortacısı ve ihtiyari mali sorumluluk sigortacısı bakımından müştereken ve müteselsilen bir sorumluluk öngörmemiş, sıralı bir sorumluluk düzenlemiştir.
Davalı sigorta şirketleri vekilleri bakıcı giderleri ve geçici iş göremezlikten dolayı müvekkillerinin sorumlu olmadığını ileri sürmüş iseler de; 01/06/2015 tarihinde yürürlüğe giren Zorunlu Sigorta Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartları A.5 maddesinin “Sağlık Giderleri Teminatı” başlıklı (b) maddesinde; “Kaza nedeniyle mağdurun tedavisine başlanmasından itibaren mağdurun sürekli sakatlık raporu alana kadar tedavi süresince ortaya çıkan bakıcı giderleri, tedaviyle ilgili diğer giderler ile trafik kazası nedeniyle çalışma gücünün kısmen veya tamamen azalmasına bağlı giderler sağlık gideri teminatı kapsamındadır. Sağlık giderleri teminatı Sosyal Güvenlik Kurumunun sorumluluğunda olup ilgili teminat dolayısıyla sigorta şirketinin ve Güvence Hesabının sorumluluğu 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 98. maddesi hükmü gereğince sona ermiştir.” düzenlemesine yer verilmiştir. Bu düzenlemeden hareketle; zarar görenin, tedavisine başlanmasından itibaren sürekli iş göremezlik raporu alınana kadarki tedavi sürecinde ortaya çıkan bakıcı giderleri, tedaviyle ilgili diğer giderler ile trafik kazası nedeniyle çalışma gücünün kısmen veya tamamen azalmasına bağlı giderler sağlık giderleri kapsamında sayılmış ve Sosyal Güvenlik Kurumunun sorumluluğunda olduğu kabul edilmiştir. Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartları’nın A.5-c maddesinde; “Sakatlanma Teminatı: Üçüncü kişinin sürekli sakatlığı dolayısıyla ileride ekonomik olarak uğrayacağı maddi zararları karşılamak üzere, bu Genel Şartların Ek2’sinde yer alan esaslara göre belirlenen tazminatları içeren teminattır. Trafik kazası nedeniyle mağdurun geçici iş göremezliği ve sürekli sakatlığı bu teminattan karşılanır. Mağdurun tedavi sürecinin tamamlanması sonrasında sakatlık oranının ve geçici iş göremezlik süresinin belirlenmesinde, Kurul Raporu dikkate alınır. Tazminat ödemesinde, ilgili kurum ve kuruluşlarca tanzim edilecek trafik kazasına ilişkin belgelerde illiyet bağı ile ilgili tespitin yer alması durumunda bu tespitin aksini ispat sigorta şirketine aittir. Sigortacı söz konusu rapor hakkında ilgili mevzuat uyarınca itiraz usulüne başvurduğunda mağdurun itiraz üzerine yaptığı belgelenmiş harcamalarını bu teminat kapsamında karşılamakla yükümlüdür. Geçici iş göremezlik süresi ve sürekli sakatlık oranının belirlenmesinden sonra ortaya çıkan ve tıbben gerekli olan sürekli bakıcı giderleri de bu teminat kapsamındadır. Söz konusu tazminat miktarlarının tespitinde sakat kalan kişi esas alınır.
” düzenlemesine yer verilmiştir. Söz konusu düzenleme kapsamında sürekli sakatlık oranının belirlenmesinden sonra ortaya çıkan bakıcı gideri teminatı sürekli sakatlık teminatı kapsamına alınmıştır. 6111 sayılı kanunun 59. maddesi ile değişik 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 98. maddesinde Sosyal Güvenlik Kurumu’nun sorumluluğu üniversite hastaneleri ile resmi ve özel sağlık kurumları tarafından trafik kazası sonucu yaralanan kişilerin tıbbi tedavi ile sınırlı sağlık hizmeti giderleri ile sınırlandırılmıştır. Yargıtay 17. Hukuk Dairesi’nin emsal nitelikteki 13/06/2019 tarihli, 2016/12752 Esas ve 2019/7497 Karar sayılı kararında da belirtildiği şekilde 2918 sayılı kanunun 98. maddesi kapsamında kalan tedavi giderleri yönünden Sosyal Güvenlik Kurumu’nun, bu kapsam dışında kalan giderler yönünden ise, sürücü, işleten ve sigorta şirketinin sorumluluğu söz konusudur. 6098 sayılı TBK’nın 54. maddesi gereğince vücut bütünlüğünün ihlali sonucu ortaya çıkan zararlardan olan geçici çalışma gücü kaybı, ihlalin doğrudan bir sonucu olarak ortaya çıktığından ZMMS kapsamında bulunduğundan, davalı sigorta şirketleri vekillerinin geçici iş göremezlik zararının ve bakıcı giderlerinin poliçe teminatı kapsamında olmadığı yönündeki savunmalarına değer verilmemiştir.
Yukarıda yazılı yasal düzenlemelerde de açıkça belirtildiği üzere 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 91. maddesi gereğince Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası, sigorta ettirenin, 3. kişilere verdiği zarardan dolayı hem üçüncü kişileri hem de sigorta ettireni koruma amacıyla oluşturulmuş bir zarar sigortası türüdür. Dolayısıyla 2918 sayılı KTK’nın 85/son maddesine göre işleten, araç sürücüsünün veya aracın kullanılmasına katılan yardımcı kişilerin kusurundan kendi kusuru gibi sorumlu olduğundan, oluşan zararın niteliği yönünden sigortacının sorumluluğunun işleten gibi değerlendirilmesi gerekir. 2918 sayılı KTK’nın 91/1. ve 85/1. maddeleri uyarınca Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortasını yapan sigortacı, işletenin sorumluluğunu üstlenmektedir. Motorlu Kara Taşıt Araçları İhtiyari Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartlarının 1. maddesine göre de sigortacı, zorunlu mali sorumluluk sigortası poliçe limitinin dışında (üstünde) kalan miktardan başlayıp, ihtiyari mali sorumluluk sigortası teminat limitine kadar sorumludur. Yani, İhtiyari Mali Sorumluluk Sigortası (İMMS) ile motorlu araç işleteninin, aracın işletilmesinden dolayı KTK ve genel hükümlere göre oluşan ve ZMMS hadleri dışında kalan hukuki sorumluluğu sigorta poliçesinde yazan azami hadlere kadar sigorta güvencesine alınmaktadır. Sigortacı limit ve aynı zamanda gerçek zarar miktarı ile sorumludur. Davacı vekili de tüm bu düzenlemeler kapsamında, sigortalılar tarafından uğratılan zararın, aradaki poliçe ilişkisi nedeniyle davalı sigorta şirketleri, TBK’nın 49. maddesinde düzenlenen haksız fiil sorumluluğuna ilişkin hükümler çerçevesinde araç sürücüsü, 2918 sayılı kanunun 85. maddesi hükmü çerçevesinde araç sahibi ve işleteni tarafından karşılanmasını istemiştir.
2918 sayılı KTK’nın 3. maddesinde; “İşleten; araç sahibi olan veya mülkiyeti muhafaza kaydıyla satışta alıcı sıfatıyla sicilde kayıtlı görülen veya aracın uzun süreli kiralama, ariyet veya rehin gibi hallerde kiracı, ariyet veya rehin alan kişidir. Ancak, ilgili tarafından başka bir kişinin aracı kendi hesabına ve tehlikesi kendisine ait olmak üzere işlettiği ve araç üzerinde fiili tasarrufu bulunduğu ispat edilirse, bu kimse işleten sayılır.” düzenlemesine yer verilmiş ve böylece işletenin tanımı yapılmıştır. Aynı kanunun 85. maddesinde ise; “Bir motorlu aracın işletilmesi bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına yahut bir şeyin zarara uğramasına sebep olursa, motorlu aracın bir teşebbüsün unvanı veya işletme adı altında veya bu teşebbüs tarafından kesilen bilet ile işletilmesi halinde, motorlu aracın işleteni ve bağlı olduğu teşebbüsün sahibi, doğan zarardan müştereken ve müteselsilen sorumlu olurlar.” düzenlemesine yer verilmiştir. Bu yasal düzenlemeler karşısında, kazaya karışan araçların meydana getirdikleri zararlardan araç sahiplerinin hukuken sorumlu olacağı ilkesi benimsenmiş ise de, araç sahipleri tarafından herhangi bir sebeple yararlanılması için bir başka kimseye devir edilmesi halinde (kısa bir süre için kiralanmaması kaydıyla) artık üzerindeki fiili hakimiyeti kalmaması ve bu sebeple ekonomik yönden de bir yararlanma olanağının kalktığı durumlarda, o araca kaza sırasında fiili hakimiyeti altında bulunduran ve ondan iktisaden yararlanan kimsenin işleten sıfatıyla meydana gelen zarardan sorumlu tutulması gerekir. Bunun sonucu olarak da, araç maliki sorumlu tutulmamalıdır. Gerek doktrinde, gerekse Yargıtay’ın uygulamalarında, kiracının işleten sıfatının belirlenmesinde, kira sözleşmesinin uzun süreli olması, araç üzerinde fiili hakimiyet ve ekonomik yararlanma unsurlarının birlikte bulunması gerekmektedir.
Somut olayda; davalı … İç ve Dış Tic. Su Sporları Den. Yatçılık Taş. Oto. Tur. Org. San. Tic. Ltd. Şti. vekili aracın kiralama sözleşmesi ile davalı …’e kiraya verildiği, müvekkiline husumet yöneltilemeyeceğini ileri sürmüş, cevap dilekçesinde kiralama sözleşmesine delil olarak dayanmış ancak HMK’nın 140/5 maddesi kapsamında kendisine verilen kesin süre içerisinde dosyaya uzun süreli araç kiralama sözleşmesi sunmamıştır. Dilekçelerinde kiralama süresini bildirmeyen, ne cevap dilekçesi ekinde ne diğer dilekçeleri ekinde ne de kendisine verilen kesin süre içerisinde araç kiralama sözleşmesini sunmayan davalı … İç ve Dış Tic. Su Sporları Den. Yatçılık Taş. Oto. Tur. Org. San. Tic. Ltd. Şti. vekilinin … plakalı araç üzerindeki fiili hakimiyet ve ekonomik yararlanmasının devam ettiği, işleten sıfatını yitirmediği, bu nedenle de davacıların zararından sorumlu tutulması gerektiği sonuç ve kanaatine ulaşılmıştır
Diğer yandan; davalı … vekili “… plakalı aracın geçici bir süre müvekkili adına kayıtlı olduğunu, bu işlemin muvazaalı olması nedeniyle geçersiz olduğunu” ileri sürmüş ise de;TBK’nın 19. maddesi uyarınca hiç kimse kendi muvazaasına dayanamayacağından, davalı … vekilinin bu savunmasına değer verilmemiş, davalı …’ın kaza tarihinde … plakalı aracın “işleten” sıfatını taşıdığı kabul edilmiştir.
Toplanan deliller, aldırılan ve benimsenen bilirkişi raporları ile tüm dosya içeriğine göre; 21/02/2016 tarihinde gerçekleşen kazada … plakalı araç sürücüsü …’in % 75 oranında asli kusurlu olduğu, … plakalı araç sürücüsünün ise tali derecede % 25 oranında kusurlu olduğu, kazanın gerçekleşmesinde davacı …’nun herhangi bir kusurunun bulunmadığı belirlenmiştir. Karayolları Trafik Kanunu ile trafik kazaları sonucu doğacak zarar sorumluluğunda müteselsillik esası benimsenmiştir. TBK’nın 61. maddesinde; “Birden çok kişi birlikte bir zarara sebebiyet verdikleri veya aynı zarardan çeşitli sebeplerden dolayı sorumlu oldukları takdirde, haklarında müteselsil sorumluluğa ilişkin hükümler uygulanır.” denmekle, birden çok kişinin aynı zarardan aynı sebeple ya da çeşitli sebeplerden dolayı sorumlu olabileceği vurgulanmıştır. Yani zarar verenlerin kusur oranlarına göre sorumluluğu ancak iç ilişkide dikkate alınacaktır. Bu çerçevede de davalılardan birinin borcun tamamını ödemesi durumunda borcundan kurtularak kendi kusur oranından fazla ödediği kısım için diğer zarar verenlerden kusurları oranında rücu hakkı söz konusu olduğundan, mahkememizce kusur oranlarına göre değerlendirme yapılmamış ve davacıların istekleri müteselsil sorumluluk ilkesi çerçevesinde değerlendirilmiştir. Davacı …’nun bu kaza nedeniyle Özürlülük Ölçütü Sınıflandırılması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurulu Raporları Hakkındaki Yönetmelik hükümlerine göre düzenlenen raporunda “% 66 oranında maluliyetinin oluştuğu, tıbbi iyileşme süresinin 360 güne kadar uzayabileceği ve sürekli bakıma muhtaç olduğu” belirlenmiştir. Kaza tarihinde davalı sürücü … yönetiminde olup da davalı … İç ve Dış Tic. Su Sporları Den. Yatçılık Taş. Oto. Tur. Org. San. Tic. Ltd. Şti.’ye ait bulunan … plakalı aracın kaza tarihini kapsayacak şekilde ZMMS poliçesi davalı … Sigorta A.Ş. tarafından düzenlenmiş, aynı aracın İMMS poliçesi ise davalı … Sigorta A.Ş. tarafından düzenlenmiştir. Davalı … Sigorta A.Ş.’nin ZMMS poliçesinde ölüm/sakatlık giderleri teminatı limiti 310.000,00 TL olarak belirlenmiştir. Davalı … Sigorta A.Ş.’nin İMMS kapsamında maddi ve manevi zararlar için ortak teminat limiti 500.000,00 TL olarak belirlenmiştir. Kaza tarihinde davalı … yönetiminde olup da davalı …’a ait olan … plakalı aracın ise ZMMS poliçesi davalı … Sigorta A.Ş. tarafından düzenlenmiştir. Davalı … Sigorta A.Ş.’nin ZMMS poliçesinde de ölüm/sakatlık giderleri teminatı limiti 310.000,00 TL olarak belirlenmiştir. “TRH 2010” adı verilen “Ulusal Mortalite Tablosu” esas alınmak, peşin değer hesabı olarak her yıl % 10 artırım ve iskonto yöntemi uygulanmak suretiyle yapılan ve mahkememizce de benimsenen bilirkişi hesaplamasına göre davacının, dava konusu kaza nedeniyle 413.451,09 TL sürekli iş göremezlik, 761.091,50 TL bakıcı gideri, 14.288,20 TL geçici iş göremezlik ve 12.000,00 TL tedavi ve tedavi amaçlı yol gideri zararı oluşmuştur. Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartları’nın A.5-c maddesinde; “Sakatlanma Teminatı: Üçüncü kişinin sürekli sakatlığı dolayısıyla ileride ekonomik olarak uğrayacağı maddi zararları karşılamak üzere, bu Genel Şartların Ek2’sinde yer alan esaslara göre belirlenen tazminatları içeren teminattır. Trafik kazası nedeniyle mağdurun geçici iş göremezliği ve sürekli sakatlığı bu teminattan karşılanır. Mağdurun tedavi sürecinin tamamlanması sonrasında sakatlık oranının ve geçici iş göremezlik süresinin belirlenmesinde, Kurul Raporu dikkate alınır. Tazminat ödemesinde, ilgili kurum ve kuruluşlarca tanzim edilecek trafik kazasına ilişkin belgelerde illiyet bağı ile ilgili tespitin yer alması durumunda bu tespitin aksini ispat sigorta şirketine aittir. Sigortacı söz konusu rapor hakkında ilgili mevzuat uyarınca itiraz usulüne başvurduğunda mağdurun itiraz üzerine yaptığı belgelenmiş harcamalarını bu teminat kapsamında karşılamakla yükümlüdür. Geçici iş göremezlik süresi ve sürekli sakatlık oranının belirlenmesinden sonra ortaya çıkan ve tıbben gerekli olan sürekli bakıcı giderleri de bu teminat kapsamındadır. Söz konusu tazminat miktarlarının tespitinde sakat kalan kişi esas alınır.
” düzenlemesine yer verilmiştir. Söz konusu düzenleme kapsamında sürekli sakatlık oranının belirlenmesinden sonra ortaya çıkan bakıcı gideri teminatı sürekli sakatlık teminatı kapsamında olduğundan, sürekli bakıcı gideri ile sürekli sakatlık tazminatı aynı teminat kapsamında yani sürekli sakatlık teminatı kapsamında değerlendirilmiştir. Bu nedenle de mahkememizce hesap uzmanı bilirkişinin “sürekli bakıcı giderinin sağlık gideri teminatı kapsamında kaldığı” yönündeki görüşünden uzaklaşılmıştır. Yukarıda da belirtildiği şekilde; … plakalı araç davalı … Sigorta A.Ş.’ye ihtiyari mali mesuliyet sigortası ile sigortalanmıştır. Motorlu Kara Taşıtları İhtiyari Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartları’nın “sigorta teminatının kapsamı” başlıklı 1. maddesine göre sigortacı, aracın işletenine yükletilebilecek hukuki sorumluluğun poliçe teminatı kapsamında olmak şartıyla zorunlu mali sorumluluk sigortası haddi üstünde kalan kısmını poliçede yazılı azami miktara kadar temin edecektir. Motorlu Kara Taşıt Araçları İhtiyari Mali Sorumluluk Sigortasının hukuki dayanağı KTK’nın 100. maddesi ile Türk Ticaret Kanunundaki genel hükümlerde, kapsamı ise Hazine Müsteşarlığı tarafından hazırlanan Sigorta Genel Şartlarında düzenlenmiştir. Davalı … Sigorta A.Ş. ihtiyari mali mesuliyet sigortacısı olup, olay tarihi itibariyle bu davalının, ZMSS limitini aşan kısımdan (ve temin ettiği İMSS poliçe limiti dahilinde sınırlı olarak) sorumlu olacaktır. Diğer yandan; davalı … Sigorta A.Ş.’nin İMMS poliçesinde hem bedeni hem de manevi zararda ortak teminat söz konusu olup, maddi ve manevi zararlar için ortak teminat limiti belirlenmiştir. Bu limit de 500.000,00 TL’dir. Davalı … Sigorta A.Ş.’nin maddi tazminattan sonra bakiye teminat limiti, manevi tazminatı kapsayacaktır. ZMMS poliçelerinin limitini aşan 167.379,70 TL, davalı İMM sigortacısı davalı … Sigorta A.Ş.’den alınacaktır. Bu sigorta şirketinin maddi tazminattan sonra kalan poliçe teminat limiti 332.620,30 TL’dir. Bu çerçevede de davacı …’nun 413.451,09 TL sürekli iş göremezlik tazminatı ve 761.091,50 TL bakıcı gideri tazminatı olmak üzere toplam 1.174.542,59 TL maddi tazminata hak kazandığı, bu tazminattan davalı … Sigorta A.Ş.’nin poliçe teminat limiti olan 310.000,00 TL’lik kısmı ile sınırlı olarak sorumlu olduğu, davalı … Sigorta A.Ş.’nin de bu miktarın poliçe teminat limiti olan 310.000,00 TL’lik kısmı ile sınırlı olarak sorumlu olduğu, davalı … Sigorta A.Ş.’nin ise aşan kısım olan (davacılar vekilinin de 05/05/2022 tarihli bedel artırım dilekçesindeki isteği doğrultusunda) 167.379,70 TL’lik kısmı ile sınırlı olarak sorumlu olduğu, diğer davalıların ise zararın tamamından sorumlu oldukları; davacı …’nun ayrıca 14.288,20 TL geçici iş göremezlik nedeniyle ve 12.000,00 TL tedavi ve tedavi amaçlı yol gideri nedeniyle toplam 26.288,20 TL maddi zararının da oluştuğu, davalı Anadolu Anonim Sigorta A.Ş. de normal koşullarda bu zarardan diğer davalılar ile birlikte sorumlu ise de bu davalının toplam 500.000,00 TL olan poliçe teminat limitinin 167.379,70 TL’sinin davacı …’nun sürekli iş göremezlik tazminatı ve bakıcı gideri tazminatı yönünden ve kalan kısmının ise davacıların manevi tazminat istekleri yönünden değerlendirilmesi ve tüketilmesi nedeniyle geçici iş göremezlik ve tedavi giderleri tazminatının bu davalı dışındaki diğer tüm davalılardan tahsil edilmesi gerektiği, bu zararın miktar itibariyle sigorta şirketlerinin ZMMS poliçe teminat limitleri içerisinde yer aldığı anlaşıldığından, davacı …’nun açtığı maddi tazminat davası haklı bulunmuş ve kabulüne karar verilmiştir.
Davacıların manevi tazminat isteklerine gelince; manevi tazminat 6098 sayılı TBK’nın 56. maddesinde düzenlenmiştir. Bu düzenlemeye göre; hakim, bir kimsenin bedensel bütünlüğünün zedelenmesi durumunda olayın özelliklerini göz önünde tutarak, zarar görene uygun bir miktar paranın manevi tazminat olarak ödenmesine karar verebilecektir. Dolayısıyla; manevi tazminat, zarar görende manevi olarak huzuru gerçekleştirecek ve tazminata benzer bir nitelik taşıdığından, bir ceza olmadığı gibi bu düzenleme ile mal varlığı hukukuna ilişkin zararın karşılanması da amaç edinmemiştir. Yani; zarar görenin zenginleşmemesi, zarara sebebiyet verenin de fakirleşmemesi gerekecektir. Amaç; olay sebebiyle duyulan acı ve elemin kısmen de olsa giderilmesi olduğundan, tarafların ekonomik ve sosyal durumları ile birlikte olayın meydana geliş şeklinin de gözönünde bulundurulması, hakkaniyete uygun ve adaletli bir sonuca varılması önem taşıyacaktır. Olaya bu açıdan bakıldığında; dava konusu kazanın oluş şekli, etkenleri ve özellikleri, kazadaki kusur durumu, davacı …’ya yüklenebilecek kusurun bulunmaması, kazanın gerçekleştiği tarih, aldırılan raporuna göre davacı …’nun iş göremezlik süresi ve oranı, bu süreçte tüm davacıların çektiği sıkıntılar, davacıların yaşı, tarafların ekonomik ve sosyal durumları göz önüne alındığında kaza tarihinde paranın alım gücü de değerlendirilerek davacılardan …’nın manevi tazminat isteğinin tam, diğer davacıların manevi tazminat isteklerinin ise kısmen kabulü ile; davacı … için 150.000,00 TL, davacı … için 75.000,00 TL, davacı … için 50.000,00 TL ve davacı … için 50.000,00 TL manevi tazminata hükmedilmesinin hakkaniyete uygun düşeceği kanaatine ulaşılmış ve davacıların davalılar … Sigorta A.Ş., …, … İç ve Dış Tic. Su Sporları Den. Yatçılık Taş. Oto. Tur. Org. San. Tic. Ltd. Şti., … ve …’a yönelik manevi tazminat isteklerinin bu miktarlar üzerinden davacı … yönünden tam, diğer davacılar yönünden kısmen kabulüne karar verilmiştir.
2918 sayılı KTK.’nun 99/1. maddesi ve Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartları’nın B.2.b. maddesi uyarınca, rizikonun bilgi ve belgeleri ile birlikte sigortacıya ihbar edildiği tarihten itibaren 8 iş günü içinde sigortanın tazminatı ödeme yükümlülüğü bulunmakta, bu sürenin sonunda ödememe halinde temerrüt gerçekleşecektir. Somut olayda; davacı tarafın zorunlu mali mesuliyet sigortacısı olan davalı sigorta şirketlerine 29/08/2017 tarihinde başvurmuş olması nedeniyle 8 iş günü ilavesi ile bu şirketlerin temerrütünün 09/09/2017 tarihinde oluştuğu kabul edilmiştir. Davalı … Sigorta Şirketi’ne dava öncesinde yapılmış bir başvuru bulunmadığından, bu davalı yönünden temerrüt tarihinin dava tarihi olduğu, diğer davalılar yönünden ise haksız fiili tarihi olan kaza tarihinde temerrütün oluştuğu kabul edilmiştir. Kazaya sebebiyet veren araçların ticari nitelikte olması nedeniyle kabul edilen maddi ve manevi tazminat miktarlarına belirlenen temerrüt tarihlerinden itibaren avans faizi yürütülmüştür.
HÜKÜM ; Yukarıda yazılı bulunan gerekçeye göre;
1-Davacı …’nun açtığı maddi tazminat davasının KABULÜ ile;
a-413.451,09 TL’si sürekli iş göremezlik tazminatı ve 761.091,50 TL’si bakıcı gideri tazminatı olmak üzere toplam 1.174.542,59 TL maddi tazminatın (davalı … Sigorta A.Ş.’nin bu miktarın poliçe teminat limiti olan 310.000,00 TL’lik kısmı ile sınırlı olarak sorumlu olması kaydı ile; davalı … Sigorta A.Ş.’nin bu miktarın poliçe teminat limiti olan 310.000,00 TL’lik kısmı ile sınırlı olarak sorumlu olması kaydı ile; davalı … Sigorta A.Ş.’nin bu miktarın olan 167.379,70 TL’lik kısmı ile sınırlı olarak sorumlu olması kaydı ile) davalı … Sigorta A.Ş. yönünden dava tarihinden itibaren, davalı … Sigorta A.Ş. ve … Sigorta A.Ş. yönünden temerrüt tarihleri olan 09/09/2017 tarihinden itibaren, diğer davalılar yönünden ise kaza tarihi olan 21/02/2016 tarihinden itibaren avans faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak, davacı İsmail Duruya verilmesine,
b-14.288,20 TL’si geçici iş göremezlik tazminatı ve 12.000,00 TL’si tedavi ve tedavi amaçlı yol gideri tazminatı olmak üzere toplam 26.288,20 TL maddi tazminatın davalılardan … Sigorta A.Ş. ve … Sigorta A.Ş. yönünden temerrüt tarihleri olan 09/09/2017 tarihinden itibaren, davalılar …, … İç ve Dış Tic. Su Sporları Den. Yatçılık Taş. Oto. Tur. Org. San. Tic. Ltd. Şti., … ve … yönünden ise kaza tarihi olan 21/02/2016 tarihinden itibaren avans faizi ile birlikte davalılar … Sigorta A.Ş., … Sigorta A.Ş., …, … İç ve Dış Tic. Su Sporları Den. Yatçılık Taş. Oto. Tur. Org. San. Tic. Ltd. Şti., … ve …’tan müştereken ve müteselsilen alınarak, davacı İsmail Duruya verilmesine,
2-Davacı …’nun açtığı manevi tazminat davasının KABULÜ ile;
150.000,00 TL manevi tazminatın davalı … Sigorta A.Ş. yönünden temerrüt tarihi olan dava tarihinden itibaren, davalılar …, … İç ve Dış Tic. Su Sporları Den. Yatçılık Taş. Oto. Tur. Org. San. Tic. Ltd. Şti., … ve …’ yönünden ise kaza tarihi olan 21/02/2016 tarihinden itibaren yürütülecek avans faizi ile birlikte davalılar … Sigorta A.Ş., …, … İç ve Dış Tic. Su Sporları Den. Yatçılık Taş. Oto. Tur. Org. San. Tic. Ltd. Şti., … ve …’tan müştereken ve müteselsilen alınarak, davacı İsmail Duruya verilmesine,
3-Davacı …’un açtığı manevi tazminat davasının KISMEN KABULÜ ile;
75.000,00 TL manevi tazminatın davalı … Sigorta A.Ş. yönünden temerrüt tarihi olan dava tarihinden itibaren, davalılar …, … İç ve Dış Tic. Su Sporları Den. Yatçılık Taş. Oto. Tur. Org. San. Tic. Ltd. Şti., … ve … yönünden ise kaza tarihi olan 21/02/2016 tarihinden itibaren yürütülecek avans faizi ile birlikte davalılar … Sigorta A.Ş., …, … İç ve Dış Tic. Su Sporları Den. Yatçılık Taş. Oto. Tur. Org. San. Tic. Ltd. Şti., … ve …’tan müştereken ve müteselsilen alınarak, davacı …’ya verilmesine,
Davacı …’nun fazlaya ilişkin isteğinin reddine,
4-Davacı …’un açtığı manevi tazminat davasının KISMEN KABULÜ ile;
50.000,00 TL manevi tazminatın davalı … Sigorta A.Ş. yönünden temerrüt tarihi olan dava tarihinden itibaren, davalılar …, … İç ve Dış Tic. Su Sporları Den. Yatçılık Taş. Oto. Tur. Org. San. Tic. Ltd. Şti., … ve … yönünden ise kaza tarihi olan 21/02/2016 tarihinden itibaren yürütülecek avans faizi ile birlikte davalılar … Sigorta A.Ş., …, … İç ve Dış Tic. Su Sporları Den. Yatçılık Taş. Oto. Tur. Org. San. Tic. Ltd. Şti., … ve …’tan müştereken ve müteselsilen alınarak, davacı …’ya verilmesine,
Davacı …’nun fazlaya ilişkin isteğinin reddine,
5-Davacı …’un açtığı manevi tazminat davasının KISMEN KABULÜ ile;
50.000,00 TL manevi tazminatın davalı … Sigorta A.Ş. yönünden temerrüt tarihi olan dava tarihinden itibaren, davalılar …, … İç ve Dış Tic. Su Sporları Den. Yatçılık Taş. Oto. Tur. Org. San. Tic. Ltd. Şti., … ve … yönünden ise kaza tarihi olan 21/02/2016 tarihinden itibaren yürütülecek avans faizi ile birlikte davalılar … Sigorta A.Ş., …, … İç ve Dış Tic. Su Sporları Den. Yatçılık Taş. Oto. Tur. Org. San. Tic. Ltd. Şti., … ve …’tan müştereken ve müteselsilen alınarak, davacı …’a verilmesine,
Davacı …’un fazlaya ilişkin isteğinin reddine,
6-Maddi tazminat davası yönünden Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 82.028,75 TL harçtan peşin alınan 1.543,81 TL harcın ve 4.175,31 TL tamamlama harcının düşülmesi ile kalan 76.309,63 TL harcın (davalı … Sigorta A.Ş.’nin bu miktarın 21.370,23 TL’lik, davalı … Sigorta A.Ş.’nin bu miktarın 21.370,23 TL’lik ve davalı … Sigorta A.Ş.’nin bu miktarın 10.636,54 TL’lik kısmı ile sınırlı olarak sorumlu olmaları kaydı ile) davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak, Hazine’ye gelir kaydına,
7-Manevi tazminat davası yönünden Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 22.200,75 TL harcın davalılar … Sigorta A.Ş., …, … İç ve Dış Tic. Su Sporları Den. Yatçılık Taş. Oto. Tur. Org. San. Tic. Ltd. Şti., … ve …’dan müştereken ve müteselsilen alınarak Hazine’ye gelir kaydına,
8-Davacının yatırmış olduğu 35,90 TL’si başvurma harcı, 1.543,81 TL’si peşin harç ve 4.175,31 TL tamamlama harcı olmak üzere toplam 5.755,02 TL’nin (davalı … Sigorta A.Ş.’nin bu miktarın 1.611,67 TL’lik, davalı … Sigorta A.Ş.’nin bu miktarın 1.611,67 TL’lik ve davalı … Sigorta A.Ş.’nin bu miktarın 802,17 TL’lik kısmı ile sınırlı olarak sorumlu olmaları kaydı ile) davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak, davacıya verilmesine,
9-Davacının yapmış olduğu 2.107,60 TL’si posta-tebligat gideri 700,00 TL’si bilirkişi ücreti, 1.200,00 TL’si Muğla Sıtkı Koçman Üniversitesi Adli Tıp Bilirkişi Kurulu Raporu ücreti ve 323,00 TL’si adli tıp rapor ücreti olmak üzere toplam 4.330,60 TL yargılama giderinin davanın kabul ve red oranına göre takdiren 4.002,69 TL’sinin (davalı … Sigorta A.Ş.’nin bu miktarın‭ 882,18 TL’lik, davalı … Sigorta A.Ş.’nin bu miktarın 882,18 TL’lik ve davalı … Sigorta A.Ş.’nin bu miktarın 1.291,65 TL’lik kısmı ile sınırlı olarak sorumlu olmaları kaydı ile) davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine, kalan kısmının davacı üzerinde bırakılmasına,
10-Davacı …’nun maddi tazminat davası yönünden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT’ye göre takdir ve tayin edilen 144.066,46 TL vekalet ücretinin (davalı … Sigorta A.Ş.’nin bu miktarın 40.345,28 TL’lik, davalı … Sigorta A.Ş.’nin bu miktarın 40.345,28 TL’lik ve davalı … Sigorta A.Ş.’nin bu miktarın 20.080,93 TL’lik kısmı ile sınırlı olarak sorumlu olmaları kaydı ile) davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacı …’ya verilmesine,
11-Davacı …’nun manevi tazminat davası yönünden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT’ye göre takdir ve tayin edilen 23.500,00 TL vekalet ücretinin davalılar … Sigorta A.Ş., …, … İç ve Dış Tic. Su Sporları Den. Yatçılık Taş. Oto. Tur. Org. San. Tic. Ltd. Şti., … ve …’tan müştereken ve müteselsilen alınarak, davacı …’ya verilmesine,
12-Davacı …’nun manevi tazminat davası kısmen kabul edildiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT’ye göre takdir ve tayin edilen 12.000,00 TL vekalet ücretinin davalılar … Sigorta A.Ş., …, … İç ve Dış Tic. Su Sporları Den. Yatçılık Taş. Oto. Tur. Org. San. Tic. Ltd. Şti., … ve …’tan müştereken ve müteselsilen alınarak, davacı …’ya verilmesine,
13-Davacı …’nun manevi tazminat davası kısmen reddedildiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT’ye göre takdir ve tayin edilen 12.000,00 TL vekalet ücretinin davacı …’dan alınarak davalılar … Sigorta A.Ş., …, … İç ve Dış Tic. Su Sporları Den. Yatçılık Taş. Oto. Tur. Org. San. Tic. Ltd. Şti. ve …’a eşit olarak verilmesine,
14-Davacı …’nun manevi tazminat davası kısmen kabul edildiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT’ye göre takdir ve tayin edilen 9.200,00 TL vekalet ücretinin davalılar … Sigorta A.Ş., …, … İç ve Dış Tic. Su Sporları Den. Yatçılık Taş. Oto. Tur. Org. San. Tic. Ltd. Şti., … ve …’tan müştereken ve müteselsilen alınarak, davacı …’ya verilmesine,
15-Davacı …’nun manevi tazminat davası kısmen reddedildiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT’ye göre takdir ve tayin edilen 9.200,00 TL vekalet ücretinin davacı …’dan alınarak davalılar … Sigorta A.Ş., …, … İç ve Dış Tic. Su Sporları Den. Yatçılık Taş. Oto. Tur. Org. San. Tic. Ltd. Şti. ve …’a eşit olarak verilmesine,
16-Davacı …’un manevi tazminat davası kısmen kabul edildiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT’ye göre takdir ve tayin edilen 9.200,00 TL vekalet ücretinin davalılar … Sigorta A.Ş., …, … İç ve Dış Tic. Su Sporları Den. Yatçılık Taş. Oto. Tur. Org. San. Tic. Ltd. Şti., … ve …’tan müştereken ve müteselsilen alınarak, davacı …’a verilmesine,
17-Davacı …’un manevi tazminat davası kısmen reddedildiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT’ye göre takdir ve tayin edilen 9.200,00 TL vekalet ücretinin davacı …’dan alınarak davalılar … Sigorta A.Ş., …, … İç ve Dış Tic. Su Sporları Den. Yatçılık Taş. Oto. Tur. Org. San. Tic. Ltd. Şti. ve …’a eşit olarak verilmesine,
18-Davacı tarafça yatırılan gider avansından kullanılmayan kısmın karar kesinleştiğinde davacıya iadesine,
Dair; davacı vekilinin, davalı … İç ve Dış Tic. Su Sporları Den. Yatçılık Taş. Oto. Tur. Org. San. Tic. Ltd. Şti. vekilinin, davalı … vekilinin davalı … vekilinin, ihbar olunan … vekilinin yüzlerine karşı, diğer davalıların yokluklarında gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki haftalık süre içerisinde Bölge Adliye Mahkemeleri nezdinde istinaf yolu açık olmak üzere oy birliğiyle karar verildi. 30/12/2022

Başkan…
¸E-imza
Üye ….
¸E-imza
Üye …
¸E-imza
Katip …
¸E-imza